16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA KÜLTÜR [email protected] Türkiye belgeselleri dünyayı dolaşıyor Kültür Servisi Uluslararası sinema camiasının beğenisini kazanan yerli belgeseller, önümüzdeki günlerde dünyanın pek çok festivalinde boy gösterecek. 37 Kasım’da düzenlenecek olan ve Türkiye’den beş filmin gösterileceği “Sheffield Doc/Fest” de bu festivallerden biri. Documentarist’in işbirliği içerisinde gerçekleşen programda Rodi Yüzbaşı’nın “Miraz”, Zeynep Dadak ve Merve Karan’ın “Bu Sahilde” ile Cahit Çeçen’in “Kahpe Devran” filmleri gösterilecek. Festivalde, 26 ülkeden 130’un üzerinde film yer alacak. ‘Marcel Duchamp Ödülü’ Gaillard’ın Kültür Servisi 37. FIAC Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı çerçevesinde verilen “Marcel Duchamp Ödülü” bu yıl Berlin’de yaşayan Fransız sanatçı Cyprien Gaillard’a verildi. 2000 yılından bu yana Fransa’da görsel sanatlar alanında çalışan sanatçılara verilen ödülün bu yılki sahibi 80 doğumlu Gaillard’ın eserleri “hırçın ama fazlasıyla düzenli” olarak tanımlanıyor. Gaillard, çalışmalarında modern toplumların unutulan değerleri, nostalji gibi kavramlarla uğraşıyor. Londra’da açılış ‘Prensesin Uykusu’ ile LONDRA (AA) Bu yıl 4 18 Kasım tarihleri arasında 16. kez düzenlenecek Londra Türk Film Festivali, Çağan Irmak’ın “Prensesin Uykusu” filminin dünya prömiyeriyle başlayacak. Açılış galasının Londra’nın sinema merkezi olan Leicester Square’deki Empire Sineması’nda yapılacak festivalde Golden Wings Digitürk Dijital Dağıtım Ödülü ile birlikte verilecek 30 bin sterlin değerindeki dağıtım kontratı da sahibini bulacak. Adaylar arasında, Semih Kaplanoğlu’nun “Bal”, Çağan Irmak’ın “Karanlıktakiler”, Reha Erdem’in “Kosmos”, Selim Demirdelen’in “Kavşak” ve Seren Yüce’nin “Çoğunluk” filmi bulunuyor. Filmler 15 gün boyunca Londra’da Piccadilly Circus’taki Apollo Sineması’nda ve Dalston’daki Rio Sineması’nda gösterilecek. ‘Kanıyla Filistin’i çizen karikatürist’ Kültür Servisi Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği ile Humor Mizah Grubu, karikatür çizmeyi cezaevinde öğrenen Filistinli çizer Naci el Ali adına “Filistin” konulu karikatür yarışması düzenliyor. Hanzala karakteriyle Filistin direnişini dünyaya duyuran El Ali, 1987’de Londra’da öldürüldüğünde 49 yaşındaydı ve kamuoyu onu “kanıyla Filistin’i çizen sanatçı” olarak tanıdı. Sonuçları 28 Kasım’da açıklanacak “Naci El Ali 2010 Uluslararası Filistin Karikatür Yarışması”nın seçici kurul üyeleri arasında dünyanın ilk kadın gerillası olarak tarihe geçen Leyla Halid, antisiyonist Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff, Arap Cartoon dergisi yöneticisi Nedal Hasdem, Humor Mizah Grubu’ndan Canol Kocagöz, Atay Sözer, Mustafa Yıldız ile karikatürist Tonguç Yaşar da bulunuyor. KAYA ÖZSEZGİN Ç evrede seramik sa natçısı olarak bili nen Erdinç Bakla, yeni sergisi için seçtiği isimden de an laşılacağı gibi (“Birikimler: Çatalhöyük Rüzgârı”) sanatın, teknik açıdan dar bir sınıflama içine alınamayacağı konu sunda eski işlerinde de gündeme getir diği bir olguya yeniden vurgu yapmış olmakla kalmıyor, öteden beri Anadolu toprağı üzerindeki zengin kültür kay naklarından yola çıkma yönünde ilke edindiği amacı bir kez daha yineliyor. İki açıdan da özellikle son yıllarda önemli mesafeler aldığına kuşku yok. Yakın dönemlere kadar porselen büstler, onun sanatını simgeleyen hemen hemen de ğişmez bir obje idi. Uzunca bir aradan son ra birkaç yıl önce Arkeoloji Müzesi’nde sergilediği mermer heykelleri, bu sınırı ge ride bıraktığının somut ve kapsamlı işa retlerini vermiş, böylece önemli bir çıkış da yapmıştı. Hareket noktası değişme mekle birlikte, o işlerinde geleneksel Ana dolu kültüründen gelen “rüzgâr” bu kez ağırlığını daha büyük çapta hissettirdiği gi bi, boyut ve yalınlık açısından yeni bir aşa ma söz konusuydu. YARIM YÜZYILA VARAN DENEY M Yeni sergisinde esen Çatalhöyük rüz gârının çok belirleyici olduğu söylenme se de o rüzgârın bütün yapıtlara belli öl çülerde yansıyan etkisini saptamak müm kün. Erdinç Bakla, değişik dönemlerinden sergiye seçerek koyduğu çalışmalarında, yarım yüzyıla varan deneyimlerinin ken disine kazandırmış olduğu “birikim”le çı kıyor izleyicinin karşısına. Aynı birikim, kısa ve uzun vadede her şey için geçerli dir elbet; ancak Erdinç Bakla’daki dene yimsel birikimin temelinde ilkeli bir çıkış vardır. Ona göre, gözlerimizin altında bu derece zengin bir kültür kaynağı varken bu çıkış noktasını başka yerlerde aramak, zamanla bir yabancılaşmaya yol açabilir. Ancak, bu kaynağın kendisinden çok, gü nümüz sanatıyla örtüşen yönlerini bulup de ğerlendirmek daha önemlidir. İşte Erdinç Bakla’nın, kimi yerde ken disini alabildiğine özgür bir açılım içinde bulduğu, kimi yerde teknolojik serbestli ği yerel kültürle beslediği işleri, sürekli bir dönüşüm yaratarak elastiki bir bakışı mümkün kılıyor. Burada çağdaş seramik ve heykel sanatımız açısından çoğu kez görmezden gelinen bir noktanın altını çiz mek gerekiyor: Form kavramı, bilinçli bir seçenek üzerine oturur. Bu seçenek dev re dışı kaldığı sürece, üretilen işler inandırıcı olma özelliğini yitirir. Dilimizdeki “ava ra kasnak” misali dönüp dolaşılıp tıkız bir çizgi üzerinde gezinilip durulur ya da ras gele etkilerin verimsizliğine kapılmak ka çınılmaz olur. Erdinç Bakla, bu gerçeği sezinlemiş sa natçılardan biri. Onun yeni sergisinde se ramik ve porselen ana tanrıça figürlerinde, güneş kurslarında ve idollerinde olsun, bronz kristal cam “sistnum”larında olsun, farklı teknikleri ve temaları kullanarak, bun lar üzerinden kendi kimliğine mal edebi leceği unsurları bulup çıkarmaya yönelik bir çaba öne çıkmaktadır. Bu sergi nedeniyle, serginin yer aldığı iki katlı atölyegalerinin seçkin yapı özelli ğinden de söz etmeden geçmek istemem. Tünele yakın bir yerde (Kumbaracı Yo kuşu) kentin gürültüsünden oldukça uzak “asude” bir mekân izlenimi veren bu bah çeli geniş yapı, alıştığımız ve artık ka nıksamaya başladığımız galeri formatının oldukça dışında. Bu özellik, Erdinç Bak la’nın reklam ve tanıtım stresinden uzak du ran kendi sanatçı misyonuyla da bütün leşmektedir. ([email protected]) Erdinç Bakla’nın değişik dönemlerinden yapıtlar 13 Kasım’a dek Arte İstanbul’da sergileniyor Erdinç Bakla, yeni sergisindeki seramik ve porselen ana tanrıça figürlerinde, güneş kursları ve idollerinde farklı teknik ve temaları kullanarak kendi kimliğine mal edebileceği unsurları bulup çıkarıyor. M. UTKU ŞENTÜRK P opüler kültür karşısında unutulmaya yüz tutmuş yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip ud, artık bir festivalle de ha tırlanacak. Dün başlayan ve bir hafta sürecek 1. Yorgo Bacanos İstanbul Uluslararası Ud Festivali dünyadan ve Türkiye’den önemli ic racıları ve teorisyenleri buluşturacak. Festi val mekânı Sepetçiler Kasrı’nda 7 gün bo yunca sürecek etkinlikler dizisinde dünyanın önde gelen udileri, udun tarih boyu değişmeyen merkezi konumundaki İstanbul’da buluşacak. Festivalin genel sanat yönetmenliğini, ülke mizden daha çok yurt dışında tanınan, “akın tıya kürek çekercesi ne” sanat müziğimizi ve udu Türkiye’ye ve dünyaya sevdirmek için çalışan ud sanatçısı Necati Çelik üstlenmekte. Çelik bu akşam saat 20.30’da festival kap samında solo bir konser verecek. Çelik, sanat hayatına 78 yaşlarında bağ lama çalarak başlamış. 1970’lerde edindiği bir ud ile, bağlamadan uda geçtiğini belir tiyor. Konya’da her yıl düzenlenmekte olan Mevlana İthifalleri’nde udi olarak gö rev alan ve bu vesile ile Konya’ya gelen Saadettin Heper, Kani Karaca, Aka Gün düz Kutbay, Necdet Yaşar, Cinuçen Tan rıkorur gibi birçok üstad ile tanışma fırsa tı bulduğunu ve gerçek Türk müziğini ora da öğrendiğini ifade ediyor. İstanbul 1. Uluslararası Yorgo Bacanos Ud Festivali’nin geç kalmış da olsa bir ilke im za atmasından son derece mutlu olduğunu be lirten Çelik, “Tarihte hep kültür başkenti olmuş olan İstanbulumuza yakışan böyle bir festivalin, bugün ilkini değil yüzüncü sünü yapıyor olmayı umut ederdik. Birçok ülkede ut festivalleri yıllardır yapılmak tadır. Ama biliyoruz ki bu işin yapılması gereken en önemli merkez İstanbul’dur ve bunu tüm dünya el birliği ile tasdikler. Ta rihiyle, geçmişiyle bu tür festivallere en uy gun şehrin İstanbul olduğuna inanıyorum. Bu yıl ilkini düzenlediğimiz Ut festivalinin daimi olmasını, her yıl genişleyerek devam etmesini bütün mü zikseverlerin birleşme noktası olmasını dili yorum” diyor. Türk müziğinin teori siyle, makam ve koma sistemiyle diğer müzik lerden ayrıldığını söyle yen Çelik, tavır ve üs lubun da çok önemli ol duğunu ve Yorgo Ba canos’un yarattığı kendine has üslup ve tavrıyla müziğimize çok büyük katkılarda bu lunduğunu söylüyor. Bacanos’un kendisin den sonra gelen kendisi de dahil birçok udi yi etkilemiş, yeni ufuklar açmış büyük bir üstat olduğunu belirten Çelik, “Tabii ki müzik tarihimizde, bu özellikleri taşıyan birçok isimden de bahsedilebilir. Ancak takvime baktığımız zaman doğumunun 100. yıldönümüne tesadüf etmesi bizi fes tivale bu ismi vermeye yönlendirdi. Bu yıl ilkini Yorgo Bacanos’a ithaf ettiğimiz ud festivali, her yıl başka başka isimlere ithaf olunarak devam ettirilecektir” diyor. Udi Necati Çelik 1985’te İzmir Devlet Kla sik Türk Müziği korosu ile katıldığı Kültür Bakanlığı çalışmalarına, 1988’de İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’nda devam ediyor. Tanburi Necdet Yaşar’ın kurup yö nettiği bu toplulukta görev yapmaktan hep gu rur duyduğunu belirten Çelik, “Türk sanat müziğinde kendinize örnek aldığınız sa natçılar var mı” sorumuza ise “Sanatın içinde olan insanlar, muhakkak sürekli bir etkileşim halindedir. Elbette Cinuçen Tanrıkorur, Kadri Şençalar, Hakkı Zambak ve Yorgo Bacanos gibi üstatlardan büyük ölçüde etkilendiğimi söyleyebilirim” diye yanıt veriyor. 1. İSTANBUL ULUSLARARASI UD FESTİVALİ BAŞLADI Yorgo Bacanos’un açtığı yolda Kültür Servisi 16 Eylül 1890’da Japonya’da Kuşimoto açıklarında batan Ertuğrul Firka teyni’nde yapılan kazı çalışmalarında çıkarılan 6 bin parçadan konservasyonu tamamlanan 830 parça, Bodrum Sualtı Arkeoloji Enstitüsü salonlarında ser gileniyor. Bodrum’da 31 Ekim’e kadar izlenebilecek olan “Ertuğrul FirkateyniJaponya’da Bir Os manlı Gemisi 120. Yıl Sergisi” daha sonra Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Edirne, Kayseri, Kon ya, Rize, Samsun, Trabzon ve Zonguldak’ın da arala rında bulunduğu 20 ilde devam edecek. Sultan II. Abdülhamit tarafından iyi niyet ziyareti için Japonya’ya gönderilen Ertuğrul Firkateyni, dönüş yolculuğu sırasında fırtınaya yakalanarak 550 deniz cisiyle birlikte sulara gömülmüştü. 76 metre uzunlu ğunda, 15 metre genişliğindeki Ertuğrul Fırkatey ni’nden çıkarılan parçalar arasında, 666 porsiyon ye mek pişirilen yemek kazanı, ortasında Japon impara torluk ailesinin simgesi olan krizantem bulunan de koratif tabak, denizci ışıkları ve aletleri, bandoya ait müzik aletleri, imparatorluk mühürlü beyaz porselen tabaklar, Yokohama porseleninin Japonya sınırları içindeki kalan tek örneği de sergileniyor. Ertuğrul Firkateyni’ndeki çalışmalar, Türk arkeoloji tari hinde yurtdışında yapılan ilk bilimsel kazı niteliği taşıyor. Kazı çalışmalarına 2011 Şubat’ında yeni den başlanacak. ‘ÇatalhöyükRüzgârı’ylagelen Ertuğrul Firkateyni Bodrum’da 120 yıl önce batan gemiden 6 bin parça çıkarılmıştı Kültür Servisi Ame rikalı caz piyanisti, besteci, efsane Herbie Hancock, bu akşam saat 21.00’de Haliç Kongre Merkezi’nde “The Imagine Project” turnesi kapsamında konser verecek. MAP İletişimin düzenlediği, “Good Music in Town” et kinlikleri kapsamında İstan bul’a gelen Hancock’un bu son projesi küresel sorumlu luk ve barış mesajı içeriyor. 1962 yılında yayımlanan ilk albümü “Takin Off”tan bu yana, 12’si Grammy olmak üzere sayısız ödülün sahibi olan Hancock 2008 yılında, 43 yıldır hiçbir caz albümü nün almaya hak kazanamadığı “En İyi Albüm” kategorisin de Grammy Ödülü’nü alarak bir ilke imza atmıştı. Herbie Hancock,hayalleriyleİstanbul’da NecatiÇelik YorgoBacanos *TEMEL OYUNCULUK EĞİTİMİ *MASTER OYUNCULUK EĞİTİMİ *YARATICI YAZARLIK ATÖLYESİ *YAŞAMA SANATI ATÖLYESİ *KAMERA OYUNCULUĞU EĞİTİMİ *ETKİLİ KONUSMA EĞİTİMİ *İLETİŞİMDE BEDEN DİLİ *KİŞİSEL İMAJ YÖNETİMİ *YAŞAM KOÇLUGU *KİŞİSEL GELİŞİM EĞİTİMİ *ENERJİ YÖNETİMİ VE STRESLE BAŞA ÇIKMA *DOĞAL TAŞLARLA TEDAVİ *ASTROLOJİ EĞİTİMİ SAHNE LİA CAFE KAM Dereboyu Cad. Şehit Nuri Pamir Sk. No:3 Ortaköy/İstanbul 0 212 260 09 42 PRODÜKSİYON SUNAR DEVREN SATILIK MADO CAFE Turgutreis / Bodrum Tel: 0532.282 45 48 Beste Sağlık Hizmetleri San.ve Tic. Ltd. Şti. A5511750 no aralıklı 4 cilt faturalarımı kaybettim. Hükümsüzdür. Demokrasi eğer Keyfine göre yaşamak, devlete ve anayasal kurumlarına kafa tutmaksa? Bölücüler, din istismarcıları, dönekler, çıkarcılar, cumhuriyet düşmanları, çevre talancıları, türbanı bayrak yapanlar, memleketi babalar gibi satanlar, teröristler, Türkçemizi katledenler, kalemlerini satanlar, TSK’ye karşı olanlar, sözde insan hakları savunucuları, AB’ciler, emperyalistler hatta kendi memleketlerinde ses çıkaramayanlar, Silivri’deki hukuksuzluğu es geçip Diyarbakır’da hukuka pankart açan Batılılar, bu demokratik hakkı çok iyi beceriyorlar. Özden Gönül
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle