Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                CMYB  C M Y B  26 EK M 2010 SALI CUMHUR YET SAYFA  SAĞLIK 7  DÜZ YAZI  ORHAN BİRGİT  Başkenti Sessizce Nakil  Operasyonu mu?  Erdoğan günlerinin önemli bir bölümünü  İstanbul’da geçiren ilk Başbakan. Bir  Başbakan’ın İstanbul sevdalısı olması, biz  hemşerileri için kıvanç verici bir özellik. Ama  buradan yönettiği çalışmalar için, merkez olarak  Milli Sarayları seçmiş olması ve orada kendisine  ayırdığı ofisi giderek büyütmesine sıra gelince,  orada bu satırlara bir “nokta” koyarak, görüş  açıklamak da gazetecinin görevleri arasında  olmalı.  Kendisinden önceki başbakanlar arasında,  merhum Adnan Menderes dahil, İstanbul’da  yürütülen çalışmalar için çoğunlukla Babıâli’deki  tarihi vilayet binası tercih edilirdi. Bu seçim,  Valiliğin yürütmenin bu kentteki en yüksek temsil  merkezi olması açısından doğaldı.  Bu kez Başbakan, İstanbul’da iken çalışma  ofisi olması için kendisi tarafından gerçekleştirilen  seçimin ibresinin Dolmabahçe’de bulunan Milli  Saraylara ait bir binaya kaydığı anlaşılıyor. Daha  önce Meclis Başkanlığı tarafından kültürel  çalışmalara destek için ayrılmış o ofiste görsel  sanatlarla ilgili sergiler açılıyordu. Başbakan’ın bu  yeri beğenmiş olmasını da doğal karşılamak  gerekli. Ancak öne çıkan pürüz, bana göre Milli  Saraylara yani denetim ve kullanımı yasama  organına bağlı bir binaya, sellamüsselam girerek  burayı yürütme ile ilgili bir merkez olarak  kullanmak için seçilmiş olan davranış biçimidir.  Daha önce Başbakanlık’ın TBMM  Başkanlığı’na Erdoğan’ın niyeti açısından bir  başvurusu duyulmadığı için o davranışı  yadırgıyorum. Olsa olsa imparatorluk  dönemindeki istim arkadan gelsin diye  yönetimine verilmiş gemiyi hareket ettirmeye  davranan acemi kaptanın hikâyesini  hatırlamamak mümkün değildir.  Ama anlaşılan o ki, bizim Başbakanımızın  parlamenter demokrasinin bu tür gelenekleri ile  uzaktan yakından ilgisi olmasını düşünmek  sadece bir rüya olarak kalacaktır. Nitekim aynı  şey, zaten yer sıkıntısı çekilen TBMM binası için  de söz konusudur.  Orada, hem başbakan; hem de bakanlar için  öteden beri birer ofis bulunduğu biliniyor.  Başbakanların daha çok TBMM’ye geldikleri  zaman kabul randevuları için ayrılmış o  mekânların giderek sürekli çalışma mekânı olarak  kullanılması alışılmış hale gelmiş.  Bence sorun yasama ile yürütme arasındaki  çizginin Erdoğan tarafından hiçe sayılması  olduğu için bu konuyu işlemek istedim. Devlet  protokolünde yasamadan sonra yer alması  gereken yürütme erkinin başının, birinci sıradaki  erke mesafeli bir saygı göstermesini beklemekten  daha doğal ne olabilir?  Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@ekolay.net  Dr.COŞKUN ÖZDEMİR  Tedavisi olmayan binlerce hastalık  var. Bunların bir bölümü kısa sürede  ölüme götürüyor. Bir bölümü ise ya  şamla birlikte devam ediyor. İkinci  Dünya Savaşı’ndan geriye yüz bin  lerce sakat kaldı. Çocuk felci sal  gınları da bir o kadar engelli insan ya  rattı. Rehabilitasyon kavramı ve yak  laşımı buradan doğdu. Bu yüz binler  hatta milyonlar nasıl yaşayacaklar,  topluma nasıl katılacaklar, önemli  bir sorundu bu. Bu amaçla büyük ça  lışmalar ve organizasyonlar yapıldı,  merkezler kuruldu, yasalar çıkarıldı.  Medikalın yanı sıra paramedikal bir  alan. Sosyal içeriği baskın bir alan bu.  Gelişmiş ülkeler uzun yıllardır bu ko  nuda gıpta ile izlediğimiz başarılı  organizasyonlar yapıyor ve uygulu  yorlar. Biz de onlardan örnekler al  maya çalışıyoruz. Dünya Sağlık Ör  gütü 60’lı yıllarda gelişme halindeki  ülkeler için kurslar düzenledi. Ben Ko  penhag’da böyle bir kursa katılıp  çok şey öğrendim ve rehabilitasyon,  yaşam kalitesi, İngilizcede manage  ment diye anılan (onu tam karşıla  mayan) bakım hizmetleri, benim baş  lıca ilgi alanım oldu.  Genetik kaynaklı kas hastalıkları  kronik ve tedavisi olmayan kas has  talıkları arasında yer alıyor. Öncelik  le bu hasta ve yakınlarının neden te  davi değil de rehabilitasyon ve bilgi  li bir bakıma (care) ihtiyaçları oldu  ğunu anlamaları lazım. Tedavi ol  madığı gerçeğini algılamaları kolay  değil. Çünkü ne yazık ki onlara uy  durma tedaviler sunan çok sayıda  hekim dahil çeşitli mutatabbipler,  şarlatanlar çıkıyor. Medya da sağlık  ve tedavi haberleri verirken çoğun  lukla bu konuda dikkatli ve titiz de  ğil. Öncelikle hastaları aldanmalardan  korumak gerekiyor. Ayrıca bu kronik  hastalıklarda hekimlerin rolü ikinci  plana düşüyor. Onlara bilgili ve bakım  konusunda deneyimli sağlık personeli  (care givers) lazım. Öncelikle hem  şireler. Gelişmiş ülkeler ve oradaki kli  nik ve hekimler bu elemanlarla birlikte  onlarla işbirliği içinde çalışıyorlar.  Umut verici bir gelişme  Hasta tedavisi olmayan bir tanıyı al  dıktan sonra onun için bir çıkış (disc  harge) programı yapılıyor ve bu prog  ramın gerektirdiği gibi klinikte ve  evinde izleniyor. Bu amaçla bakım ve  renler (care givers) yetiştiriliyor.  O hastalıkla ilgili dernekle işbirli  ği yapılıyor. Dünya ALS/MND Der  nekleri Birliği ve Oxford Üniversite  si ile birlikte İstanbul Üniversitesi ve  Florence Nightingale Yüksek Hemşire  Okulu desteği ile Türkiye Kas Has  talıkları Derneği Merkezi’nde ekim  ayında 22 hemşire için Oxford men  subu iki deneyimli uzman akade  misyen hemşire tarafından yoğun bir  kurs verildi.  Bu kursa İstanbul Üniversitesi tıp  fakülteleri nöroloji kliniklerinden,  Sağlık Bakanlığı’ndan, İstanbul Bü  yükşehir Belediyesi’nden hemşireler  katıldı. Bu hemşirelerin nasıl bir ya  pılanma içinde evde bakım hizmeti  ni verecekleri önümüzdeki haftalarda  yapılacak toplantı ve görüşmelerde  saptanacak. Rektörlüğün finansal des  teği ile kursiyer hemşireler Ox  ford’daki merkezi ziyaret ederek de  neyimlerini arttırmak fırsatını bula  caklar ayrıca her yıl yapılan ve bugüne  kadar benim çok defa yalnız başıma  katıldığım uluslararası kongrelerde yer  alabilecekler. Umut verici bir gelişme  bu. Bu evde bakım hizmetine ihtiyaç  duyan kuşkusuz çeşitli hastalıklar  var. Alzheimer, Parkinson gibi Mul  tipl Skleroz, çeşitli kanserler ve daha  birçok hastalıklar gibi. Hekimlerle bir  likte deneyimli, bilgili uzmanlaşmış  sağlık personeli tarafından verilecek  evde bakım hizmeti büyük bir ihtiyaç.  Bu önemli hizmetin tüm yurtta gerek  duyulan tüm hastalıklar için gerçek  leşmesini diliyorum.  Not: Metin Özek’ten sonra cerra  hi dünyasının virtüözü büyük yetenek,  büyük aydınlanmacı Tarık Minka  ri’yi yitirdik. Saygı ile anıyorum...  Kronik Hasta Bakımı  coskunoz@superonline.com  Vücudunuzdaki bazı değişiklikler ciddi hastalıkların habercisi olabilir  Kendinizi dinleyin  İstanbul Haber Servisi  Do  ğum sancısından korkan anne  adaylarının hipnoz ile doğum ya  pabileceği belirtiliyor. Kadın has  talıkları ve doğum uzmanı Opr.  Dr. Ayşe Duman, hipnoz ile far  kındalılığı artan annelerin sancısız  ve normal doğum yaptıklarını, do  ğumun keyifli bir sürece dönüşe  bildiğini söyledi.  Amerikan Tıp Birliği tarafından  kabul edilen doğumda hipnoz  yöntemlerinin kullanılmasıyla  normal doğumun ağrı kesiciye,  ıkınmaya gerek kalmadan gerçek  leştiği ifade edildi. Duman, “Ne  gatif şartlanmaları yıkıp doğu  mu doğal seyri içinde bırakmak  için hipnozu kullanıyoruz. Böy  lece kadın normal doğumda za  ten vücudunda var olan progra  mın işleyişine izin veriyor, do  ğum ağrısız, keyifli bir sürece  dönüyor” dedi.  Hipnoz ile yapılanın negatiflik  leri silmek, doğru programı zihne  yerleştirdikten sonra doğumun her  anının tadını çıkarmayı sağlamak  olduğunu anımsatan Duman, ha  milelik boyunca altıncı ayda itiba  ren, 56 seans hipnoz alan hastala  rın doğumda kendilerine verdikle  ri komutları anımsadıklarını, oto  hipnozla doğumun kolay hale gel  diğini kaydetti. Duman, özetle  şunları söyledi: “Doğum öncesi  oto hipnozla gevşemeyi öğrenen  anneler, uykusuzluk, stres, mide  bulantısıkusma, koku hassasi  yeti, iştahsızlık gibi hamilelikte  sıklıkla rastlanan sorunlarını da  rahatlıkla çözebiliyorlar. Hipno  zun oluşturduğu gevşeme ve do  ğal ağrısız ortam, doğum süreci  ni kısaltır. Bebek, son derece  huzurlu ve güven içinde doğar.”  SİBEL BAHÇETEPE  İstanbul Eğitim ve Araştırma Has  tanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Na  fiz Karagözoğlu, her gün herkesin sık  lıkla karşılaştığı bazı vücut fonksiyo  nu değişikliklerinin, farklı hastalıkla  rın habercisi olabileceğini belirterek  “Önemsiz gibi görünen şikâyetler,  ciddi hastalıkların habercisi olabi  leceği gibi sıradan durumlar da  olabilir. Bu yüzden vücudunuzdaki  hiçbir değişikliği göz ardı etmeyin  ve konunun uzmanı bir doktora  başvurun” uyarısında bulundu.  Ciltte ve göz aklarında sa  rılık: Hepatit A, B, C, D, E, F, G gi  bi çok çeşitli sarılık hastalığı yapan vi  rüslerden olabilir. Ayrıca bazı genel  hastalıklara neden olup beraberinde  karaciğer tahribatına da neden olan vi  rüslerden, bakteri cinsi mikroorga  nizmalardan, safra kanalında tıkanma  yapacak taş, tümör, apse gibi du  rumlardan, karaciğerinden ya da baş  ka organlardan gelmiş tümörlerden ve  pankreas tümörlerinden dolayı da  meydana gelebilir.  Solukluk: Bu belirti en sık kan  sızlıkta gözlenir. Tansiyon düşüklüğü,  vücutta fazla sıvı bulunması, çeşitli en  feksiyon hastalıklarında, ayrıca kronik  organ yetersizliği ve özellikle dolaşı  mın yavaşladığı kalp yetersizliğin  den de gözlenebilir.  Morarma (siyanoz): Dolaşım  da yeterli oksijen bulunmamasından ya  da damar tıkanıklığı gibi durumlarda  ilgili yerlere yeterince kan ulaşama  masından kaynaklanır ve en sık rast  lanan nedenleri kronik bronşit, amfi  zem gibi akciğer hastalıkları, polisitemi  denilen kan fazlalığı, kalp yetersizli  ği ve kalp kapak hastalıklarıdır.  Kilo kaybı: Hipertiroit denilen ti  roit bezinin fazla çalışması, kronik en  feksiyonlar, kanserler, ciddi kalp ye  tersizliği, mide ve bağırsak rahatsız  lıkları, bazı parazitler, hastalıklar ki  lo kaybına yol açabilir.  Kilo alımı: Tiroit bezinin az ça  lışması, böbrek üstü bezi rahatsız  lıkları, bazı hormon bozuklukları ve  fazla kalori alımı kilo artışına yol açar.  Balgamla ya da öksürükle  ağızdan kan gelmesi: Sıklıkla  akciğer tüberkülozu ve akciğer tü  mörlerinde gözlenir.  Göğüs ağrısı: Basit kas ağrısın  dan kalp krizine kadar geniş bir yel  paze çizer. Akciğer enfeksiyonları,  mide ve yemek borusu rahatsızlıkla  rı da göğüs ağrısı yapabilir.  Geçici bilinç kaybı ve bayıl  ma: Kalp ritim bozuklukları, kana  mikrop karışması, sara nöbetleri, kalp  krizi, beyin ile ilgili hastalık durum  larında gelişebilir.  Ödem: En sık kalp yetersizliğinde  görülür. Aşırı tuz alımı, uzun süre  ayakta kalma ve varislerde, bacaklar  da ödem yapabilir. Ayrıca tiroit bezi  rahatsızlıkları, karaciğer bozukluğu ya  da alım azlığına bağlı kanda protein  düşmesi de bir ödem nedenidir.  Yutma güçlüğü: Yemek boru  su yanıkları ve tümörlerinde görülür.  Kanama: Dokuda bütünlük bo  zulması ya da kanda pıhtılaşma faktörü  eksikliğinden oluşabilir. Ayrıca kan  da pıhtılaşma sağlayan trombosit ek  sikliği de kendiliğinden kanamaya  neden olabilir.  Lenf bezlerinde şişme: Özel  likle boyun bölgesi, koltuk altı ve ka  sık bölgesinde bezeler halinde oluşur.  Basit bölgesel enfeksiyonlarla o böl  gedeki romatizmal ve tümöral olu  şumlarla lenfoma denilen lenf bezi  kanserine bağlı olabilir.  Baş dönmesi: Sıklıkla iç kulak  rahatsızlıklarından olur. Boyun fıtığı,  kireçlenmesi bazı ilaçlara veya en  feksiyonlara bağlı olarak da görülebilir.  Hipnozla  sancısız  doğum  Lösemili çocuklara  umut oluyorlar  İstanbul Haber Servisi  Lösemili Çocuklar  Vakfı (LÖSEV), lösemili hasta çocuklar için  yardım aramayı sürdürüyor. Gazetemizin Şiş  li’deki merkez binası girişinde “Ispanak” pro  jesi kapsamında dün stant kuran LÖSEV, löse  mi hastası çocukların ve çocukların annelerinin  el emeği olan birbirinden güzel oyuncak be  bekler, anahtarlıklar, broşlar gibi küçük süs eş  yalarının ürünlerinin satışını gerçekleştirdi. Sa  tışlardan elde edilen tüm gelirin Türkiye’nin ilk  ve tek lösemili çocuklar hastanesi olan Lösan  te’ye gönderildiği belirtildi. LÖSEV Basın ve  Halkla İlişkiler Sorumlusu Füsun Emecen,  “Ispanak projesi kapsamında lösemi hastası  çocukların annelerinin rehabilitasyonu ama  cıyla bireysel gelişim kursları düzenleniyor,  sertifika karşılığında dikişnakış, pastacılık  gibi mesleki eğitimler veriliyor” dedi. Eme  can, eğitimler sonrasında yapılan ürünlerin LÖ  SEV dükkânı adı verilen stantlar ile alışveriş  merkezleri gibi çeşitli noktalarda satıldığını  anımsattı. Ankara’da bulunan Lösante, lösemili  çocuklara ücretsiz tedavi hizmeti sunuyor. Is  panak kampanyası ile ilgili her türlü bilgiye  www.ispanak.com.tr’den ulaşılabilir ve ürün  ler internet üzerinden satın alınabilir.  ANİ ÖLÜMLERE YOL AÇABİLİR  Bebeklerde  reflüye dikkat  İki yaşındaki diyaliz hastası, 7 aylık bebeğin organıyla yaşama tutundu  ‘En küçük’ böbrek nakli  İstanbul Haber Servisi  Türki  ye’nin en küçük vericisinden en  küçük alıcısına böbrek nakli ger  çekleştirildiği belirtildi. Gazian  tep’te yaşayan Özyurt ailesinin 7  aylık bebeği Nisa Nur Özyurt’un  ailesi tarafından bağışlanan böb  rekleri, İzmir’de yaşayan 2 yaşın  daki diyaliz hastası Rojda Sök  mez’e nakledildi.  Medical Park Göztepe Hastanesi  Organ Nakli Bölüm Başkanı Doç.  Dr. Serdar Kaçar, kafa travması  sonucu beyin ölümü gerçekleşen  Nisa Nur Özyurt’un ailesi tarafın  dan böbreklerinin bağışlandığını  söyledi. Kaçar, tarama sonucunda  böbreklerin İzmir’de “yeşil kart”  ile böbrek yetmezliği tedavisi gö  ren 2 yaşındaki Rojda Sökmez’e  uyacağının anlaşıldığını ve hemen  aile ile irtibata geçildiğini anlattı.  Yeşil kartın karşılamadığı ameli  yat için aileye, nakille ilgili tüm  masrafın hastane tarafından karşı  lanacağı bilgisi verildiğini anımsa  tan Kaçar, Nisa Nur’un böbrekleri  nin Gaziantep’ten alındığını, bu sı  rada Sökmez ailesinin de İz  mir’den İstanbul’a getirildiğini,  naklin gerçekleştirildiğini söyledi.  Naklin başarılı olduğunu ifade  eden Kaçar, “Böbrek tam uyum  sağladı diyebiliriz. 12 gün içinde  Rojda’yı taburcu edebiliriz” de  di. Hastane Genel Müdürü Mahir  Turan da, tüm nakil masraflarının  hastane tarafından karşılandığını  ifade etti.  Rojda Sökmez’in babası Çetin  Sökmez de, Ağrı’da yaşadıklarını  ancak Rojda’nın tedavisi için İz  mir’e yerleştiklerini, 1.5 yıldır sı  kıntılı günler geçirdiklerini anlattı.  Baba Sökmez, verici Nisa Nur Öz  yurt’un ailesine teşekkür ederek,  bebeklerinin kaybetmelerinin acı  sını paylaştığını dile getirdi.  İstanbul Haber Servisi  Toplumda yüzde  30’un üzerinde görülen ve genellikle yetişkin has  talığı olarak bilinen reflü, yenidoğan bebekleri de  tehdit ediyor. Uzmanlar, “Reflü yenidoğan be  beklerde ani ölümlere yol açabilir. Yatmadan  kısa bir süre önce bebeklere ve çocuklara ye  mek yedirmek de reflüye neden olabilir” dedi.  Mide içeriğinin yemek borusuna geri gelmesi  olarak tanımlanan reflünün, 03 aylık bebeklerin  yarısından fazlasında ortaya çıktığı belirtiliyor.  Reflü şikâyetlerinin kahve, çikolata, yağlısalçalı  gibi yiyecekler yenildiğinde ve yatıldığında arttığı  ifade ediliyor. Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji  Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin  Ünal, bebeklerin çoğu kez kustuğunu, ancak bu  kusmanın sürekli ve uzun süreli olması durumun  da bir hekime başvurulması gerektiğini söyledi.  Ünal, “Mide asidinin geri kaçmaması için be  beği dik tutmak genellikle faydalıdır” dedi.  Ünal, reflüsü olan bebeğin ya da çocukların te  davisinin yatmadan kısa bir süre önce yemek ye  dirilmemesi, yaşam tarzının değiştirilmesi, yağlı,  tatlı gıdalardan uzak durulması olduğunu söyledi.  Erginkan’ın  ölümü TBMM’de  ANKARA  (Cumhuriyet Bürosu)   CHP’li Atilla Kart,  Başbakan’ın yanıtlaması  istemiyle verdiği soru  önergesinde “Vural  Erginkan’ın Hakkâri   YüksekovaKamışlı  Karakolu’nda askerlik  görevini yaparken 20  Ekim 2010’da başından  vurulmuş bir şekilde ve  ölü olarak görev yerinde  bulunmasını”  TBMM’ye taşıdı.  “Öldüğü gün terhis  olacaktı” diyen Kart,  “Olayın meydana  geldiği yer ile otopsi  bulguları neden  çelişmekte? Parmak izi  bulgularıyla, otopsi  bulgularının kıyas ve  değerlendirmesi yapıldı  mı? Erginkan ailesine ve  kamuoyuna neden  tatminkâr bir açıklama  yapılmamakta?  Erginkan’ın ölümüyle  ilgili, komutanlık  tarafından hangi  uygulama yapılmıştır”  sorularına yanıt istedi.  En çok gazeteci  İnanç dinlenilmiş  İstanbul Haber  Servisi  Emniyet  Müdürü Hanefi  Avcı’nın makam  odasında telefon  konuşmaları bulunduğu  iddia edilen 51 yıllık  gazeteci Ünal İnanç,  Özel Yetkili  Cumhuriyet Savcısı  Kadir Altınışık’a ifade  verdi. Beşiktaş’taki  İstanbul Adliyesi’nden  ayrılırken konuşan  İnanç, Avcı’dan  şikâyetçi olmayacağını,  kendisini dinleyenlerden  şikâyetçi olacağını  söyledi. İnanç en çok  kendisine ait dinlemeler  yapıldığının  söylendiğini ifade etti.  Ömer Zeren  tutuklandı  ANKARA  (Cumhuriyet Bürosu)   Ankara 11. Ağır Ceza  Mahkemesi, Orhan  Özdemir’in Ankara  emniyet müdürü olduğu  dönemde özel kalem  amirliğini yapan  emniyet amiri Ömer  Zeren’in tutuklanmasına  karar verdi. Zeren, “adil  yargılamayı etkilediği”  iddiasıyla yürütülen  soruşturma kapsamında  tutuklanmış, itiraz  üzerine Ankara 12. Ağır  Ceza Mahkemesi heyeti  Zeren’i tahliye etmişti.  Din görevlilerine  mesai istemi  ANKARA  (Cumhuriyet Bürosu)   DiyanetSen Başkanı  Mehmet Bayraktutar,  din görevlilerine tatil  günleri için izin ya da  mesai ücreti verilmesini  istedi. Bayraktutar,  yaptığı yazılı  açıklamada, özel  sektör ve kamuda  çalışanların resmi ve  dini tatilleri olduğunu,  ancak din görevlilerinin  tatil günlerinde de  çalıştığını belirterek,  “Din görevlilerine  tatil günleri için  izin ya da mesai  ücreti verilsin” dedi.  Klinik otelde  ölüme soruşturma  Haber Merkezi  Antalya Duacı’da bir klinik  otelde diyet programı uygulanırken yaşamını yi  tiren 143 kilo ağırlığındaki Kamil Can Ko  şar’ın (35) cenazesi, İstanbul’da gözyaşları ara  sında toprağa verildi. Koşar’ın avukatı Aşkın  Çetin, ölümle ilgili savcılığın soruşturma başlat  tığını belirterek “Olay kastı aşan adam öldür  medir, savcılığın davayı böyle açması çaba  sındayız” dedi. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan  açıklamada, bakanlığın “zayıflama merkezi”  adı altında ruhsatlandırdığı herhangi bir sağlık  merkezi bulunmadığı belirtilerek, konuyla ilgili  soruşturma başlatıldığı bildirildi. Koşar’ın dayısı  Ömer Camcıoğlu, yeğeni Koşar’ın 2 gün önce  zayıflama merkezinde bir sıkıntı hissettiğini  kaydederek şunları söyledi: “Bence bir ihmal  söz konusu çünkü böyle bir sıkıntı hissetmiş,  bu kadar riskli kişiyi orada tutmamaları ge  rekirdi. Derhal en yakın ve tam teşekküllü  bir hastaneye sevk edilmesi gerekirdi.”  KOŞAR TOPRAĞA VERİLDİ   
            
    
