Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
kullandığı iktidardan gitmesi, en azından bir
numaralı yetkili olarak yönetimden
uzaklaşabilmesi için oyunun yüzde 32’den daha
aşağılara inmesi gerekiyor.
RTE, tehlikeyi gördü. Toplumsal sancıları artık
tedavi edemeyeceğini anladı ve...
...Kamuoyunun dikkatini başka konulara
çevirmeye yöneldi.
Elbette bu girişimlerinde yalnız değildi.
Demokrasi adına, demokrasiyi geliştirme adına
kimi kurumlara, -saklamaya gerek yok- örneğin
askere üç aşamalı bir plan, senaryo uyguluyor.
2006’dan beri, özellikle 2007 genel
seçimlerinden önce gerek TV’lerde sık sık, yeri
geldiğinde yazılarda; RTE’nin laikliği ve diğer kimi
çağdaş konuları kafasına uygun duruma
getirdikten sonra... Cumhuriyetin ilk yıllarından
bugünlere dek dincilerin kafalarından bir türlü
atamadıkları -tehlikeli gördükleri- “bir soruna”
yöneleceğini belirtiyorduk.
AKP iktidarı 2002 yılından bu yana; Atatürk
devrimlerini, laik Cumhuriyeti korumak ve
kollamak görevini yasalarla üstlenen Silahlı
Kuvvetleri... bu konumdan, bu görevden
uzaklaştırmak için kısa, orta ve uzun vadeli bir
plan, program uyguluyor.
Kısa vade 2002’de iktidara geldiklerinde
başladı, 2004’lere kadar sürdü. Askere hoş
görünmeye çalıştılar. RTE; “son darbe planlarını
daha önceden biliyorduk” dediğine göre, iktidara
geldikten beri askeri “izliyorlardı”.
2004’ten sonraki yıllarda kimi durumlarda
askersel yaptırımları eleştirir gibi oldular.
Askerin anayasa gereği sivil iktidarın emrinde
olması gerektiğini ve öyle olduğunu sık sık söyler
duruma geldiler.
2006-2007’lerde artık harekete geçmenin,
askeri -istedikleri konuma- getirmenin yollarını
açtılar. Ergenekon davası ve bugünlerde ortaya
salınan darbe planları...
RTE’nin üstü kapalı açıklamalarında asker
karşıtlığı sırıtıyor.
Daha başka olanaklara ilk adımları atıyorlar.
Dün gazetelerde iki haber yayımlandı.
TBMM Güvenlik Koordinasyon Kurulu, Meclis’in
tüm kapılarında giriş-çıkış güvenliği ve denetim
görevinin gündüz olduğu gibi geceleri de
polislerce yapılmasını kararlaştırdı. Muhafız Alayı
“daha az görünecekti”.
AKP milletvekilleri daha önceleri Muhafız
Alayı’na Meclis’te asker ne demek diye karşı
çıkmış; hatta Meclis’teki Atatürk’ün mareşal
giysili resminin kaldırılmasını istemişlerdi.
Asker “dışarıda” görünmemeli; kışlasında
kalmalı diyen önlemlerin biriydi bu karar.
İkinci habere göre hükümet bir yasa hazırlıyor:
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni Sayıştay denetleyecek.
Hazırlayacağı raporu TBMM’ye gönderecek.
Amaç nedir: Her kurum gibi TSK’nin de
denetlenmesi mi, yoksa TSK’yi her açıdan
didiklemek mi?
Silahlı Kuvvetler elbette her açıdan eleştirilmeli,
denetlenmeli... Ama bugün iktidarın izlediği yol ve
yöntemler ve saklı olan niyetler bu olguyu
doğrulamıyor.
Üçüncü haber ise kamuoyunda olumlu veya
olumsuz hiçbir tepkiyle karşılaşmadı. Emniyet
Genel Müdürlüğü silah ithal edebilecek! Öyle bir
yasa ki kimine göre dışarıdan denizaltı bile satın
alabilir. Askerin karşı çıkan söylemleri ise çöp
sepetine!
Son günlerde hızlanan gelişmeler AKP
iktidarının askeri dilediği konuma getirmeye
yönelik üçüncü aşamaya girdiğini gösteriyor.
Askeri kime engel görüyorlar? Rejime mi,
kendilerine mi? Demokrasi terimlerini, kurallarını
kullanarak aşama aşama askeri soyutlamaya
çalışıyorlar.
Olmaz olmaz demeyelim; acaba Genelkurmay
Başkanlığı’na cuma namazlarına giden bir
komutan ve kuvvet komutanları aranıyor mu?
AKP’nin gerçek niyetleri yazıldığı zaman
askersiz sivil toplum söylemlerine, demokratik
açılıma sarılarak aslında askere düşman
duygularını sergileyen... adları da geçmişleri de
Cumhuriyet okurlarının bildiği yazarlar...
...AKP’nin gerçek niyetlerini yazanları ya da
örneğin darbe planları üzerinde eleştirisel bir tavır
alanları veya ailesel veya bireysel cibiliyetlerini
ortaya koyanları hemen damgalıyorlar:
Ergenekoncu... Darbeci... Askerci!
Kem söz sahibine aittir. İt ürür, bu kervan yürür!
SAYFA 30 OCAK 2010 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 30 Ocak
Oslo K -8
Helsinki K -10
Stockholm B -8
Londra B 4
AmsterdamK 4
Brüksel K 1
Paris B 3
Bonn K 0
Münih K -2
Berlin K 0
Budapeşte K 0
Madrid B 12
Viyana K 1
Belgrad K 4
Sofya K 0
Roma Y 10
Atina B 14
Zürih K 0
Moskova B -10
Aşkabat PB 14
Taşkent B 12
Bakû PB 8
Bişkek B 8
Tiflis PB 9
Kahire PB 23
Şam B 17
İstanbul Y 12
Edirne Y 4
Kocaeli Y 16
Çanakkale Y 15
İzmir Y 15
Manisa Y 15
Denizli Y 14
Zonguldak Y 15
Sinop B 14
Samsun PB 15
Trabzon PB 15
Giresun PB 12
Ankara Y 7
Eskişehir Y 8
Konya Y 8
Sıvas K 2
Antalya Y 14
Adana Y 15
Mersin Y 16
Diyarbakır Y 7
Şanlıurfa Y 10
Mardin Y 7
Siirt Y 8
Hakkâri K 1
Van K 5
Kars B -2
Ülkemizin geneli
parçalı çok bulutlu,
Orta ve Doğu Kara-
deniz, Doğu Anado-
lu’nun kuzeydoğusu
ile Sinop ve Kasta-
monu çevreleri dışın-
da kalan tüm bölgeler
yağışlı geçecek. Ya-
ğışlar Kıyı Ege, Batı
Akdeniz kıyıları ile Bin-
göl, Tunceli ve Muş
çevrelerinde kuvvetli
olması bekleniyor.
Yurdun doğu kesim-
lerinde sabah saat-
lerinde buzlanma ve
don olayı görülecek.
YÖK, Türkiye’yi biçimlendiren “Sağ
iktidarlar-Antikomünist askeri
darbeler” koalisyonunun bir ürünüdür.
Kuruluşu, şimdi herkesin lanetlediği
1980 askeri darbesinin sonucuydu.
Kenan Evren ve arkadaşları,
ülkenin 1980 öncesi yaşadığı
kargaşanın sorumlusu olarak
görüyorlardı üniversiteleri.
Bu nedenle de yükseköğretim
kuruluşlarını hem cezalandırmak hem
de zapturapt altına almak istiyorlardı.
İşte tam bu noktada devreye
Hacettepe’nin kurucusu olan Prof.
İhsan Doğramacı girdi.
“Bu işi en iyi ben yaparım” dedi,
Evren’i ikna etti ve YÖK’ü kurdu.
Bana “Askerler üniversiteyi
ezecekler, ben kurtarmak istiyorum,
sen de bana yardım et” demişti.
Hacettepe’nin kuruluşunda
kendisiyle birlikte çalışmış (o
zamanlar) genç bir öğretim üyesi
olduğum için YÖK’ün kuruluşunda da
benden de yararlanmak istiyordu.
Ben ise, zamanında yine kendisiyle
birlikte üniversitelerin özerkliğini
savunmuş, hatta öğrencilerin
yönetime katılma yöntemlerini
oluşturmuş biri olarak YÖK modelini
yanlış gördüğüm için bu önerisini
kabul etmemiştim.
Yüksek Öğretim Kanunu 1981’de
kabul edilmişti; doğrudan 1982
Anayasası’na monte edildi.
YÖK’ün yaptığı ilk iş seçilmiş rektör
ve dekanları görevden alıp, yerlerine
yeni kişileri atamaktı.
Atamaları, darbenin lideri Kenan
Evren “Üniversitelere vatanperver,
milliyetçi yöneticiler atadık” diye
duyuruyordu.
Bu atamaları savunan, sözde
bilimsel unvan taşıyan kişiler ekranda
“Harba darba garar veren
böyüklerimiz, üniversiteye yönetici mi
atayamayacak” diyorlardı.
Üniversitede yönetici olmak için
“bilim” ölçütü kaldırılmış, yerine
“milliyetçilik” ölçütü konmuştu.
Hem de sözde milliyetçilerle sözde
devrimcilerin karşılıklı cinayetleriyle
gelinen bir darbe döneminde.
Derken YÖK’ün ikinci icraatı, bütün
üniversitelerin ders programlarını ve
ders içeriklerini belirlemek oldu.
Böylece bütün üniversitelerde
bütün hocalar aynı derslerde aynı
konuları işleyecekti:
Aynen ilkokullardaki müfredat
programı gibi!
Bunların ardından tasfiyeleri 1402
sayılı Sıkıyönetim Kanunu’yla yapıldığı
için “1402’likler” diye anılan yüzlerce
öğretim üyesi üniversiteden atıldı.
Vatan hainliğine varan iddialarla
görevlerinden uzaklaştırılan bu bilim
insanlarının tek suçu (şimdi pek moda
olan) demokrat olmaktı.
Üstelik de Prof. Bahri Savcı gibi
bazı hocalar kendi alanlarında gerçek
birer otoriteydi.
On yıldan fazla bir süre ile,
yöneticiler, öğretim üyeleri tasfiye
edildi; yerlerine siyasi bakımdan YÖK
ve iktidarın “güvenilir” gördüğü kişiler
dolduruldu.
Zaman içinde siyaset
“normalleşmeye” başlayınca YÖK’ün
birtakım katı kuralları biraz
yumuşatıldı.
Üniversitelere göstermelik bazı
haklar verildi.
Tasfiye edilenlerin geri dönmelerine
olanak sağlandı.
Prof. Kemal Gürüz’ün 1995’te
YÖK başkanı olmasıyla
üniversitelerdeki kadrolaşma bir
ölçüde engellendi.
Ama şimdi görülüyor ki bilim dışı
ölçütler yine öne çıktı.
“Demokratikleşme Şampiyonu”
olduğunu iddia eden AKP iktidarı,
cemaatle birlikte, üniversitelere
müdahale ediyor.
Düzeltilmesi artık belki de olanaklı
olmayacak.
Bu arada Türkiye’de bilim
gerileyecek!
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
YÖK Hâlâ Bilime Karşı
ekongar@cumhuriyet.com.tr
www.kongar.org
CENGİZ DEMİREL
SİNOP - Maliye Bakanlõğõ tara-
fõndan belediyelere gönderilen hibe
yardõmõnõn miktarõ şaşkõnlõk yarattõ.
Sinop’ta bin nüfuslu AKP’li belde be-
lediyesine 100 bin TL hibe yardõmõ
gönderilirken, nüfuslarõ 7 ile 12 bin
arasõ değişen CHP ve MHP’li ilçe be-
lediyelerine 20’şer bin TL, nüfusu 40
bin olan Sinop Belediyesi’ne ise 60
bin lira hibe verilmesi tepkilere neden
oldu. CHP Sinop Milletvekili Engin
Altay, “İşte ayrımcılık ve bölücülük
tam anlamı ile budur” dedi.
Geçen günlerde Maliye Bakanlõğõ
tarafõndan yurt genelinde belediyelere
dağõtõlan hibe yardõmõnda aslan payõ
AKP’li belediyelere verildi. Nüfus
oranlarõ veya belediyelerin gereksi-
nimleri yardõmlar yerine belediyele-
rin partilerine göre yapõldõ.
‘Partinin adı adalet ama
kendisi adaletten yoksun’
Konuyu Meclis’e taşõyacağõnõ ifa-
de eden CHP Sinop Milletvekili En-
gin Altay, “Bunlar geçen yılın büt-
çe artığı paralardır. Hiçbir Türki-
ye Cumhuriyeti hükümeti bunlar
gibi davranmamıştır. Adı adalet,
kendisi adaletten yoksun olan AKP
iktidarı, devlet adabından yoksun
oluşunu da bu tavrı ile açıkça gös-
termiştir” diye konuştu.
Altay, Sinop’ta AKP’li belediyelere
100’er bin, CHP ve MHP’li beledi-
yelere 20’şer bin lira yardõm gönde-
rilmesinin bölücülük olduğunu belirtti.
Aslan payõ AKP’lilere
Okullarda elektrik yok
İstanbul Haber Servisi -
Türk Eğitim-Sen İstanbul
Bölge Başkanõ Yard. Doç.
Hanefi Bostan, İstanbul’da
ilköğretim okullarõnõn elek-
trik borcunun İl Özel İdaresi
tarafõndan ödenmesi gere-
kirken şu ana kadar İl Özel
İdaresi’nin bu parayõ öde-
memesi nedeniyle bazõ
okullarõn elektriğinin ke-
sildiğini belirtti.
Bostan yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, İstanbul Ana-
dolu Yakasõ Elektrik Dağõ-
tõm Anonim Şirketi Genel
Müdürlüğü 15 Ocak 2010
tarih ve 113.1039 sayõlõ ya-
zõsõyla, İlçe Milli Eğitim
Müdürlükleri’ne Anadolu
Yakasõ’nda bulunan 30
okulun 2007’den beri biri-
ken borçlarõnõn ödenme-
mesi halinde bu okullarõn
elektriğinin kesileceğini bil-
dirdiğini anõmsatarak “Ni-
tekim İstanbul’un Ana-
dolu Yakası’nda çok sa-
yıda okulun elektriği ke-
silmeye başlanmıştır. Sen-
dikamıza ulaşan bilgilere
göre Kadıköy’deki 30
Ağustos İlköğretim Oku-
lu, Öğretmen Harun Re-
şit İlköğretim Okulu, Se-
miha Şakir İlköğretim
Okulu ile Melahat Ak-
kutlu İlköğretim Oku-
lu’nun elektriği dün ke-
silmiştir” diye konuştu.
İl Özel İdaresi’nin za-
man zaman ilköğretim
okullarõnõn elektrik borcu-
nun ana parasõnõ ödediğini
ancak faizini ödemediğini
söyleyen Bostan, “Örneğin
bir okulun 14 bin TL’lik
borcunun 4000 TL’si ana
borç, 10 bin TL’si ise fa-
iz borcudur. Okulların
elektrik borcunun faizi-
nin, ana parayı nasıl geç-
tiği bir türlü anlaşılama-
maktadır?” dedi.
ÇORUM
6 kız
öğrenciye
tecavüz
iddiası
SEYFETTİN METE
ÇORUM - Çorum’un
Sungurlu ilçesinde geçti-
ğimiz hafta 12 yaşındaki
küçük bir kız çocuğunun 4
inek karşılığı satılmasının
ardından bu kez ikisi ilk-
öğretim okulu öğrencisi 6
kıza tecavüz olayının şoku
yaşandı. Kızların görün-
tülerini kaydedip şantajla
tecavüz ettikleri ve fuhuşa
zorladıkları iddiasıyla 5 ki-
şi tutuklandı.
Sungurlu ilçesinde bir
üniversite öğrencisi, Di-
dem K. (23) ile arkadaşlık
kurdu. Daha sonra Didem
K. ile cinsel ilişkiye giren
üniversite öğrencisi, genç
kızın görüntülerini gizlice
çekti. Didem. K’ye görün-
tülerle şantaj yaparak te-
cavüz etmeye devam eden
üniversite öğrencisi, genç
kızdan arkadaşlarına da
kız bulmasını istedi. Bir
binada bekâr evinde kalan
üniversite öğrencileri bir
süre sonra ilçede 5 kızı da-
ha tuzaklarına düşürdü.
Olay Sungurlu’da infial
yaratırken cumhuriyet sav-
cılığı olayla ilgili geniş çap-
lı soruşturma başlattı.
İstanbul Haber Ser-
visi - Çanakkale’nin
Karabiga Beldesi’ne
bağlõ Bekirli köyünde
termik santral inşaatõ
çalõşmalarõnõ sürdüren
Çelik, Enerji, Tersane
ve Ulaşõm Sanayi AŞ
(İÇDAŞ) tarafõnda ya-
põlan açõklamada, yeni
santralõn çevreye zarar
vermeyeceği, Kaz Dağ-
larõ’nõn yeşil kalacağõ
savunularak “İşletme-
nin çevresel tüm faa-
liyetlerinin devletin
koyduğu sınır değerler
içinde ve gerekli izin-
leri alınarak yürütül-
düğünü” belirtildi.
Açõklamada, İÇ-
DAŞ’õn 1950’den bu
yana faaliyet gösteren
ve İSO’nun 500 bü-
yük sanayi kuruluşu
listesinin 8. sõrasõnda
bulunduğu anõmsatõla-
rak, şirketin, 2000’li
yõllarda uygulanan
çevresel standartlarõn
üzerine çõkmak için
çalõşma başlatan sayõ-
lõ kuruluştan biri oldu-
ğu ifade edildi.
İÇDAŞ: Kaz Dağları yeşil kalacak
Belediyelere gönderilen hibe yardõmõnõn miktarõ şaşkõnlõk yarattõ
‘Türkiye ile devam edemeyiz’
Haber Merkezi - Azerbaycan Cumhur-
başkanõ İlham Aliyev, Türkiye’nin Azeri do-
ğalgazõ için ödediği fiyatõn düşük olduğunu
belirterek, “Bu şartlarda devam edemeyiz”
dedi. Azeri Trend Ajansõ’na göre, Davos’ta
gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Aliyev, Na-
bucco projesinden de yakõndõ.
Nabucco’nun cevapsõz kalmõş sorularla
dolu olduğunu söyleyen Azeri lider, “Bu
projeyi kim ileri taşıyacak, belli değil.
Gaz üretimiyle, bunun taşınmasıyla il-
gili müzakereleri kim yürütecek? Gazı
kim pazarlayacak? Fiyatlama nasıl ya-
pılacak? Bu soruların cevaplarını hâlâ
bilmiyoruz” diye konuştu.
Aliyev, Nabucco projesi çerçevesinde ih-
raç edilecek gazõn Avrupa Birliği ülkeleri-
ne nasõl iletileceğinin ve transit konularõnõn
da hâlâ cevap beklediğini söyledi. 2011 yõ-
lõnda inşaatõna başlanmasõ ve 2014’te ta-
mamlanmasõ öngörülen projenin yüzde
30’luk maliyeti Nabucco’ya ortak şirketler
tarafõndan karşõlanacak. Kalan miktarõn
borçlanarak finansa edilmesi planlanõyor.
İlhamAliyev.
Büyükelçiye
taciz şoku
Haber Merkezi -
Türkiye’nin Roma Bü-
yükelçisi Ali Yakõtal
hakkõnda “cinsel taciz”
iddialarõ nedeniyle soruş-
turma başlatõldõ. Hürriyet
Daily News gazetesinin
haberine göre, Yakõtal’õn
hakkõndaki iddialarõn
doğru çõkmasõ durumun-
da görevden alõnabilece-
ği öne sürüldü. Üç ay ön-
ce Roma’ya atanan Yakõ-
tal, bu görevinden önce
Başbakan Erdoğan’õn dõş
politika başdanõşmanlõğõ-
nõ yapõyordu.
Metrobüs
itirazına ret
İstanbul Haber Ser-
visi - Bölge İdare Mah-
kemesi, İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi’nin met-
robüs zammõna verilen
durdurma kararõna yaptõ-
ğõ itirazõ reddetti. İBB
Başkanõ Kadir Topbaş
mahkemenin verdiği ka-
rara uyacaklarõnõ bildirdi.
Para nakil
aracı soyuldu
İstanbul Haber Ser-
visi - Büyükçekmece
Muratbey kavşağõnda
bulunan özel bir banka-
nõn ATM’sine para geti-
ren nakil aracõ, silahlõ 3
kişi tarafõndan soyuldu.
Jandarma 2 kişiyi yaka-
larken kaçan diğer şüp-
heli için ise çalõşmalar
sürdürülüyor.
Heyelanda
20 ev boşaltıldı
İZMİT(Cumhuriyet)
- İzmit’te yamaçta kurulu
semt olan Terzibayõ-
rõ’nda dün akşam saatle-
rinde heyelan nedeniyle
yol, bir evin üzerine çök-
tü. Evde bulunan 14 ya-
şõndaki Ayşegül Demir
gürültüyü duyunca dõşarõ
çõkmasõ sayesinde ölüm-
den kurtuldu. Heyelanõn
devam etmesinden ötürü
nedeniyle buradaki
20 ev boşaltõldõ.
Kör etti, şimdi
istemiyor
Haber Merkezi -
Muğla’da annesi tarafõn-
dan dövüldükten sonra
iki gözü kör olan 14 ay-
lõk bebek, tedavisinin ar-
dõndan devlet korumasõ-
na alõndõ. Çocuğunun
mahkeme kararõ ile ken-
disinden alõnmasõna ses-
siz kalan anne, çocuğu-
nun kör olduğunu söyle-
yerek artõk ona bakama-
yacağõnõ ifade etti.
Uzman erbaşların
‘45 yaş’ tepkisi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Bir grup
uzman erbaş, dün ellerin-
deki Türk bayraklarõyla
Güvenpark’õn Başbakan-
lõk çõkõşõna geldi. Ömer
İlçin, yaptõğõ açõklamada,
45 yaş sõnõrlandõrmasõ
nedeniyle görevlerinden
ayrõlmak zorunda kaldõk-
larõnõ söyledi. Grup tem-
silcileri Başbakanlõk’a
giderek, taleplerini içe-
ren dilekçeleri verdi.
Göl sonları oldu
TOKAT (Cumhuri-
yet) - Zile ilçesine bağlõ
Koçaş köyünde yaşayan
Gökhan Bütün (15) ve
Burak Düzenli (13), kö-
yün yakõnlarõnda bulu-
nan ve buz tutan göletin
üzerinde yürüdükleri sõ-
rada buzun kõrõlmasõ so-
nucu suya düştü. İki ço-
cuğun cesetleri yakõnlarõ
tarafõndan bulundu.
Denizde kaza: 2 yolcu yaralõ
Bandırma-Yenikapı seferini yapan
ve içinde 358 yolcu bulunan Mehmet
Reis adlı deniz otobüsü dün akşam sa-
atlerinde Küçükçekmece açıklarında
New Breeze adlı yük gemisiyle çarpıştı.
2 yolcunun yaralandığı kazada çarp-
manın etkisiyle deniz otobüsünde bu-
lunan yolcular büyük panik yaşadı.
Kazaya ilişkin gazetecilere açıklama
yapan yolcular “Bir yolcu kalp krizi
geçirdi. İçeride bir tane doktor dahi
yoktu. İlk müdahaleyi biz yaptık” de-
diler. Nevzat Man adlı yolcu ise “Yak-
laşık 10 kişinin hafif yaralandığını gör-
düm. Benim de elim ve ayağım ağrı-
yor” diye konuştu. (Fotoğraf: AA)