18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 30 OCAK 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bu Kafayla... Bu kafayla, Türkiye’yi AB üyeliğine, hele de gerçek demokrasiye taşıyacak iktidarı unutun, en geri örneği ile liberal demokrat, sandık demokrasisi düzeni bile ayakta kalmaz. Olsa olsa emperyal çıkarların hizmetinde, sadık kaldığı sürece, arka bahçede tutmak üzere kullanılacak, içerde insan hakları, demokrasi, sosyal devlet, hukuk ilkelerini giderek daha keyfi, baskıcı, ayaklar altına alan, tek parti rejimi, sivil diktatörlük modelinin adım adım icraatları gündeme gelir. TEKEL işçileri, direnişlerinin 46. gününde. Umut bağlanan Başbakan Erdoğan/Türk-İş Başkanı görüşmesinde, teknik çalışma için görevlendirilen iki sorumlu bakan, yanlarında arabulucu üçüncü bakan dün gazetecilerin karşısına çıktılar. “Merhamet etmekle kabahat işledikleri” sözünden sözde geri adım atmışlardı. Bu kez “Sosyal devlet müflis devlet değildir” sloganı ile, asgari ücretlileri öne sürerek, 4/C statüsünde çalıştırılan başka özelleştirilmiş işyeri işçilerinden dem vurarak... TEKEL işçilerinin özlük hakları korunarak verilecek bir iş için direnme isteklerini kırmaya çalıştılar. Sanırsınız ki ortada yasal hukuk düzeni içinde bir çalıştırma hakkının geliştirilmesi gündemde. Sıkı durun, Özal’ın kamuda işçi ya da memur hakları ile çalıştırmadan sıyırtmak üzere keşfettiği sözleşmeli çalıştırma, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) reddettiği ve Türkiye’ye hesap sorduğu bir uygulama. Demokratik düzenlerde kamu çalışanları, ağırlıkla işçi, sınırlı, yani kamu erkinin doğrudan kullanıldığı alanlarda memurdurlar. Sözleşmeliye üst, siyasal danışmanlık görevlerinde yüksek ücretler ve geçici çalıştırma algısı içinde ancak izin verilebilir. Sendikal haklar sorumluluğundan sıyrılma, memur güvencesinden kaçınma gerekçeli genel uygulamaya ise hesap sorulur. Erdoğanizm, Özalizmin en alt çalışan haklarını ihlal suçu ile sürekli ILO’da hesap verdiği sözleşmeli çalıştırmayı, öğretmenler için bile çok yaygın, geçerli, genel uygulama halinde katlama suçu işlemekle yetinmedi. 4/C statüsü ile daha vicdansız bir uygulamaya geçti. Geçici statüdeki bu çalıştırma ile sadece bir yılın 1-2 ayı gasp edilmek, çalışanı sigortasız bırakmakla yetinilmiyor, kıdem, özlük, tazminat hakları yok edilip üstüne iş güvencesi ortadan kaldırılıyor. Yasayla yasadışı, iş güvencesiz çalıştırma modeli garabeti yaratılmış oluyor. İşçilerin sendikal, toplusözleşmeli çalışma haklarında, sosyal devlette dünya çapında bir geriye gidiş yaşandığı tartışılmaz. Yine de yaşanan büyük piyasalar krizinin ardından, ABD’sinden AB’sine, bütün dünya ülkelerinde alınan ekonomik önlemlere bir göz atmakta yarar var. Gelir dağılımı paylaşım kaygısı olmayan, sosyal devlet ülkelerinden en uzakta kalan liberal demokrat modellerde bile, krizden çıkış önlemlerinin odağında işsizlik patlamasını durdurma, en aşağıda kalanların gelirlerini arttırarak piyasaları canlandırma... önlemleri ağırlıktaydı. Erdoğanizm “kriz bizi teğet geçti” masalına sığınarak liberal demokrat modellerin aldığı bu önlemleri es geçti. Yine liberal demokrat çizgideki ülkelerde, krizde, kamu çalışanlarının işlerini kaybetmeleri gündeme gelmedi. Özelleştirmelerde zaten işletme, işçisi ile birlikte üretime devam etmek üzere ancak el değiştirdi. Kamu işletmesini satın alan patronlar uzun dönemli daha az işçili, verimli çalışma yöntemlerini seçseler dahi, kitlesel işçi atmaktan kaçındılar, olayı zamana yaydılar. AB ülkelerinde kapanmak zorunda kalınan büyük işletmelerde devlet, belediyeler devreye girerek işsiz kalacak işçilere yeni iş olanaklarını, kamusal çözüm reçeteleri ile yarattılar... Çocuğu direniş sırasında ölen Batmanlı Hüseyin Akdeniz’in yaşamöyküsü durumu ne kadar da çıplak özetliyor.. Çocuğunu toprağa verip direniş çadırına dönmüş. Arkasında aynı hastalıktan 2 çocuk, toplam 7 çocuk, 8 can daha var. Yaşayarak benzer uygulamalarda 4/C’de güvencesiz çalıştırılanların nasıl sokağa düştüklerini iyi biliyor. Batman’da onun yaşındakiler değil, gençlerin bile sigortalı iş bulma şansları hiç yok. Çalışılmış yıllar, özlük, emeklilik hakları... hepsi uçup gidecek. Ankara’nın soğuğunda çocuğunu mezara bırakıp direnmekten başka çaresi var mı? Erdoğanizm, küresel saldırı artı 12 Eylül düzeni ile dibe vurmuş sendikal örgütlülük, sınıf bilincinin üzerine aşiret tarikat düzeninde, cemaat sarmalında sadaka dağıtarak oylarını çaldıkları işçileri, sendikacıları, biraz daha korkutarak istediğine razı edeceğine güveniyor. Bugüne kadar bunu başarmış olmayı, başaracağının garantisi sayıyor. TEKEL direnişini AB ülkelerinde stadyumlara taşıyan dünya sendikacılık hareketinin desteğini de hafife alıyor. İşçi ses çıkaramadığında zaten sesini çıkaramayan sendikal hareketin örgütlü ve moral değer çöküşünü garanti sayıyor.. En önemlisi, kaybedecek bir şeylerin kalmadığı noktalardaki sınıfsal direniş refleksini, dayanışma gücünü görmemekte inat ediyor. Tehdit aracı olarak kullandığı asgari ücretli, sigortasız, işsizin TEKEL işçisinin yanında durmalarını atlıyor.. [email protected] Richard Morningstar, ‘Şah Deniz gazõ için anlaşmanõn gecikmesi bizde hayal kõrõklõğõ yaratõyor’ dedi Türkiye ve Azerbaycan’a uyarõ WASHINGTON (AA) - ABD’nin Avrasya Enerji Özel Temsilcisi Ric- hard Morningstar, “Türkiye ile Azerbaycan’ın, Şah Deniz gazının alımı ve transit koşulları konusun- da anlaşma sağlayamamalarının hayal kırıklığı yarattığını” söyledi. ABD’li düşünce kuruluşu Amerikan Gelişim Merkezi’ndeki konferansta konuşan Morningstar, Hazar Deni- zi’nden Avrupa’ya doğalgaz taşõn- masõ için yeni bir koridorun (Güney Koridoru) açõlmasõnõ destekledikleri- ni belirterek bunun Nabucco ve Tür- kiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Bo- ru Hattõ’nõ içerebileceğini kaydetti. Her iki projenin de gaz kaynaklarõ- nõn çeşitlendirilmesi ve Avrupa’ya yeni tedarik rotalarõnõn açõlmasõ açõ- sõndan stratejik önem taşõdõğõnõ dile ge- tiren Morningstar, “Güney Koridoru, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine ti- cari fayda sağlayabilir, ayrıca Av- rupa ile çıkarlar temelinde uzun va- deli bir ortaklık yaratabilir” dedi. Bu maksatla iki alan üzerinde yo- ğunlaştõklarõnõ ifade eden Morningstar, bu alanlarõ, “Türkiye ve Azerbaycan arasında Şah Deniz gazı konusunda bir anlaşmaya varılması ve Orta As- ya ile Ortadoğu’daki üretici ülkele- rin koridora gaz tedarik etmesini desteklemek” olarak sõraladõ. Mor- ningstar, şöyle devam etti: “Açık konuşmam gerekirse, Gü- ney Koridoru konsepti, ondan en çok yararlanacak ülkelerin ticari açı- dan mantıklı ve karşılıklı çıkar sağ- layan anlaşmalara varamamaları halinde yaşayamaz. Her iki ülke de ABD’nin iyi dostu ve aralarındaki görüşmelerde herhangi bir tarafta yer almıyoruz. Ancak (anlaşmaya varmada) gecikmenin daha da sür- mesi, Güney Koridoru’nun bu kilit parçasını hayata geçirmede fırsat penceresini kapatabilir.” Morningstar, bir anlaşmanõn Türki- ye’nin de Azerbaycan’õn da çõkarõna ol- duğunu vurgulayarak “İki tarafın bir anlaşmaya varacağına inanıyoruz, umuyoruz bu kısa zaman içinde olur. Böylece Güney Koridoru’na olan güven zarar görmez” dedi. Bir gazetecinin, “Türkiye ile Azer- baycan arasındaki bu durumla, Türkiye-Ermenistan normalizas- yon sürecinin birbiriyle bağlantılı ol- duğuna” dikkati çekerek “ABD, Türk-Ermeni uzlaşması uğruna Gü- ney Koridoru’ndan vazgeçebilir mi” sorusu üzerine Morningstar, “Saf değiliz. Ermenistan ve Yukarı Ka- rabağ’daki gelişmeler, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin bir parçasını oluşturuyor” dedi. “Ancak biri için diğerinden vaz- geçilebileceği fikrini” reddettiğini söyleyen Morningstar, “Güney Ko- ridoru hem Türkiye hem Azerbay- can’ın çıkarına. Her iki ülkeye de şu- nu söylüyoruz: İkinizin arasındaki ya da Ermenistan, Avrupa veya ABD ile aranızdaki konular ne olur- sa olsun, bu sizin çıkarınıza. Bir an- laşmaya varmanız çıkarınız için önemli, eğer varamazsanız, 2010 sonunda ya da bir noktada şirketler kontratlarını kaybedecekler. Dola- yısıyla konuya kendi çıkarlarınız açı- sından bakın ve kararınızı verin.” Morningstar, İran gazõnõn Güney Koridoru’nun bir parçasõ olmasõndan mutlu olmayacaklarõnõ da söyledi. Avrupa’nõn ihtiyacõ için İran’dan doğalgaz alõnmasõnõ hoş karşõlamayacaklarõnõ açõkça belirten Morningstar, “ABD, Türk-Ermeni uzlaşmasõ uğruna Güney Koridoru’ndan vazgeçebilir mi” sorusu üzerine “Saf değiliz. Tabii ki Ermenistan ve Yukarõ Karabağ ile ilgili gelişmeler, bugün Türkiye ile Azerbaycan arasõndaki ilişkilerin bir parçasõnõ oluşturuyor” dedi. BAŞKAN DEĞİŞMEDİ Reklamcõlar yeni yönetimi belirledi Ekonomi Servisi - Reklamcõlar Der- neği’nin 26. ve Reklamcõlõk Vakfõ’nõn 20. Olağan Genel Kurulu’nda yeni dö- nem yönetim kurullarõ seçildi. Reklamcõlar Derneği başkanlõk görevini sürdüren Yiğit Şardan, küre- sel krizle zorlu bir yõl olan 2009’da med- ya -reklamveren- ajans dayanõşmasõna iyi örnekler sergilediklerini söyledi. Reklamcõlõk Vakfõ’nõn yeni dönem başkanõ Ahmet Akın da, günümüzde vakõflarõn sektörlerine kazandõrdõklarõ en önemli katkõnõn, üniversite sonrasõ mesleki eğitime destek vermek oldu- ğunu vurguladõ. Reklamcõlar Derneği’nin 2010’da görev yapacak Yönetim Kurulu; Yiğit Şardan (Güzel Sa- natlar Saatchi&Sa- atchi), Asbaşkan Aytül Özkan (Ogilvy&Mather), üyeler Demet Özer (Mindshare), Fa- ruk Bil (Kanga- roo), Hakan Birgül (Manadigital), Oğuz Yavuz (OMD), Tankut Karahan (Pars McCann Erickson), İl- kay Gürpınar (TBWAİstanbul), Alper Üner (Grey Worldwide İstanbul), Ar- mağan Birkiye (Propaganda), Aslõ Ble- da (Medina Turgul DDB), Mete So- ğuksu (Zenith Optimedia), Muharrem Ayın (Starcom MediaVest Group), Oğuzhan Akay (Movida Plus MAP) isimlerinden oluştu. Reklamcõlõk Vakfõ yönetiminde yer alan isimler de şöyle: Başkan Ahmet Akın (Markom Leo Burnett), Yiğit Şar- dan (RD Başkanõ), Tahir Sümer (TBWAİstanbul), Doğan Yarıcı (Ken- di Ajansõ), Faruk Atasoy (Birikim FCA!), Zeynep Necipoğlu (Elan Al- tavia), Ömer Uçman, (Ankara Rek- lamcõlar Derneği), Meltem Vardar (Publicis Yorum), Yelda Aktuna (Gü- zel Sanatlar Saatchi & Saatchi), Feza Turunçoğlu (Lowe), Murat Türkay (İzmir Reklamcõlar Derneği), Metin Aroyo (Piramit). TESİD’in 21. Genel Kurulu yapõldõ Ekonomi Servisi - Türk Elektronik Sanayicileri Derneği’nin (TESİD) 21. Olağan Genel Kurulu Toplantõsõ’nda Nortel Netaş Genel Müdürü Müjdat Altay Başkanlõk görevine getirildi. TESİD üyeleri toplantõda, Türki- ye’nin 2023 hedefine ulaşmasõ açõ- sõndan büyük öneme sahip olan elek- tronik sanayinin, halen 10 milyar do- lar tutarõnda üretim ve 5 milyar dolar tutarõnda ihracat hacmine sahip oldu- ğu belirtildi. Altay, “Türk elektronik sanayi dün- ya ölçekleriyle kar- şılaştırıldığında maalesef henüz iste- nilen boyuta ulaşa- madı. Ancak sektör son derece dinamik bir yapıya sahip. Katma değeri yük- sek, inovatif ve AR-GE çalışmalarına dayanan, ile- ri teknolojiler kullanarak tasarım ve üretim yapan firmalar sayesinde, elektronik sanayimiz dünya ticare- tindeki payını artıracaktır” dedi. Türk elektronik sanayi üretiminde en büyük payõ yüzde 37 ile tüketici elektroniği alõyor. Telekom ekip- manlarõ yüzde 17, savunma elektro- niği ise yüzde 9’luk bir paya sahip. Kõzõnõ toprağa verdikten sonra eyleme dönen baba Arslan “Başbakan’õn vicdanõ sõzlõyor mu?” dedi TEKEL’de gergin bekleyiş Türk-İş’in açõklamasõnõ tatmin edici bulmayan emekçiler ‘46 gün yetmedi mi, ek süre nedir?’ diyor. İşçiler bu işin artõk Türk-İş’i aştõğõ ve haklarõnõ almadan gitmeyecekleri konusunda hemfikir. SELDA GÜNEYSU ANKARA - Türk-İş Genel Mer- kezi’nin önünde, özlük haklarõ için mücadele eden TEKEL işçilerinin ey- lemi bugün 46. güne ulaştõ. Eylem- lerini Batman çadõrõnda sürdüren TEKEL işçileri ise, arkadaşlarõ Hü- seyin Arslan’õn 14 yaşõnda yaşamõ- nõ yitiren kõzõ Mizgin Arslan için yas tutuyorlar. Kõzõnõ Batman’da topra- ğa verdikten sonra, hakkõnõ aramak için yeniden Ankara’ya dönen işçi Hüseyin Arslan, “Başbakan’ın vic- danı sızlıyor mu” diye soruyor. Hü- seyin Arslan, yaşadõklarõnõ şöyle an- lattõ: “Kızımın acısı taze olmasına karşın eyleme geri döndüm. Çünkü biz özlük hakları- mızı istiyoruz. Çünkü benim geride 7 çocuğum daha var. Hakkımızı almadan da ke- sinlikle burayı terk etmeye- ceğiz. Mizgin’in hastalığı ile 7 aylık olduğu günden bu yana ilgileniyordum. Bir Başbakan düşünmez mi? Yüreği hiç yan- mıyor mu? Asker gibi çadır- larda nöbetleşe uyuyoruz. Ama utanmıyoruz. Bizi bu hale geti- renler utansın. Ankaralılara te- şekkür ediyoruz. Çünkü onlar her zaman bizim yanımızdaydı.” İzmir’deki TEKEL işyerinde çalõ- şan Hüsniye Bayram ve Yasemin Çelenk kardeşler de, kalp krizi ge- çiren babalarõnõn ölüm haberini ey- lemlerine devam ederken öğrendi. Kõz kardeşleri, ilk olarak günlerdir birlikte eylem yaptõklarõ, yemeklerini, giye- ceklerini paylaştõk- larõ arkadaşlarõ te- selli etti. Erdoğan ve Türk-İş Yönetim Kurulu’nun önce- ki gün yapmõş ol- duğu görüşmeden çõkan sonucu “tatmin edici” bul- mayan işçilerin görüşleri de şöyle: Cenap Saray: Durumumuz Baş- bakan’õn iki dudağõnõn arasõnda. Öz- lük haklarõnõzõ kabul edeceğiz ya da etmeyeceğiz, bu kadar. Ramazan Özbek: Başbakan süre istiyormuş. Yeteri kadar süre geçmedi mi? “Haydi, fabrikalarınız ka- pandı, gidin evinize” desinler daha iyi. Zaten bu iş artõk Türk-İş’i de aştõ. Biz kendi kendimizle bu işi yönlendiriyoruz. Muharrem Aslan: Bu durum böyle kalmayacak. Eninde so- nunda düzelecek. Ancak hü- kümet bizim isteklerimizi gönüllü olarak kabul etme- yecek. Ben hükümetin sa- mimiyetine inanmõyorum. Mehmet Ali Şahin: Kaç gündür burada çektiğimiz sõkõntõyõ biliyoruz. Başba- kan’õn şöyle bir düşüncesi var: İlla benim dediğim ola- cak. Bugüne değin de hep bu düşünceyle hareket etti. Diren- meye devam edeceğiz. Bilgisayarda yeni tehdit ‘Zimuse’ solucanı Ekonomi Servisi - Doğu Avrupa’daki bazõ mo- tosiklet kulübü üyelerine zarar vermek amacõyla ya- zõlan ‘Zimuse’ solucanõ, hedefinin dõşõna taşarak hõz- la dünyadaki tüm bilgisayarlarõ tehdit etmeye başladõ. Dünyanõn önde gelen antivirüs yazõlõm kuruluş- larõndan ESET’in yaptõğõ tespitlere göre solucan ya- yõlabilmek için iki yöntem kullanõyor. Kendi kendine açõlabilir ZIP dosyasõ ya da IQ testi olarak legal in- ternet sitelerinin içine gizleniyor ya da USB bellek- ler gibi çõkarõlabilir medyalar aracõlõğõ ile yayõlõyor. VakıfBank’tan ‘hızır’ gibi kredi Ekonomi Servisi - VakõfBank, müşterilerine sunduğu sõnõrsõz hizmetlerine devam ederek ‘Hı- zır 7/24’ü uygulamaya koyuyor. ‘Hızır 7/24’ ile maaşõnõ VakõfBank’tan alan/al- mayan ve Bankomat-724 hesabõ kredili olan/ol- mayan tüm bireysel müşteriler, nakit ihtiyaçlarõ- nõ ATM üzerinden kredili hale getirebiliyor ve anõnda karşõlayabiliyor. Ekonomi küçüldü, açõk yarõya indi Ekonomi Servisi - Türkiye İsta- tistik Kurumu (TÜİK), 2009 dõş ti- caret verilerini açõkladõ. Verilere gö- re, 2008’de 132 milyar 27 milyon dolar olan Türkiye’nin ihracatõ, bu yõl 102 milyar 165 milyon do- lara geriledi. İthalat ise 201 milyar 964 milyon dolar- dan 140 milyar 775 mil- yon dolara indi. Dõş ticaret açõğõ 69 milyar 936 milyon do- lardan 38 milyar 611 milyon dolara geriler- ken, ihracatõn ithalatõ karşõlama oranõ yüzde 65.4’ten yüzde 72.6’ya çõktõ. Türkiye’nin ihracatõnõn, aralõkta, 2008’e göre yüzde 30.3 artarak, 7 milyar 722 mil- yon dolardan 10 milyar 62 milyon dolara yükselmesi dikkati çekti. Aralõkta ithalat da yüzde 31.4 arta- rak, 11 milyar 405 milyon dolardan 14 milyar 989 milyon dolara çõktõ. Geçen yõl, önceki yõllara göre, ekim hariç, her ay yüzde 5.2 - 41.1 düzeyinde azalan ihracatõn aralõkta yüzde 30.3 artmasõ, Türkiye’nin hedeflenen 100 milyar dolarlõk ih- racatõ gerçekleştirmesini sağladõ. Geçen yõlki 140 milyar 775.4 milyon dolarlõk ithalatõn 21 milyar 442.2 milyon dolarõ sermaye malõ, 99 milyar 401.5 milyon dolarõ ara malõ, 19 milyar 260.5 milyon dolarõ tüketim malõ oldu. Geçen yõlki ithalatõn, yüzde 15.2’sini serma- ye malõ, yüzde 70.6’sõ- nõ ara malõ, yüzde 13.7’sini de tüketim mal- larõ oluşturdu. Verilere göre, geçen yõl Türkiye’nin AB ülkelerine ihracatõ yüzde 25.8 azalarak 63.3 milyar dolardan 47 milyar do- lara geriledi. Türkiye’nin toplam ih- racatõ içinde AB ülkelerinin payõ, yüzde 48’den yüzde 46’ya indi. Serbest bölgelerden ihracat da yüzde 35 azalõşla 1 milyar 956.4 milyon dolar düzeyinde oldu. İthalatõn yüzde 30 azalarak yaklaşõk 141 milyara düşmesiyle Türkiye’nin dõş ticaret açõğõ da yüzde 45 düşüşle 38 milyar dolara geriledi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TE- KEL’in özelleştirilme- sine karşı işçilerin sürdürdüğü eylemlere Alman- ya’dan destek geldi. Almanya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Ham- burg teşkilatı öncülüğünde Sol Parti Ham- burg Eyalet Meclisi üyesi Mehmet Yıldız, Sol Parti Avrupa Parlamentosu üyesi Sabine Wils, Almanya Gıda Sen- dikası Hamburg Şube Başkanı Lutz Tillack, Alman sendikacı Gerald Kemkski, yazar Kadriye Bakşi ve sanatçı Le- man Stehn’den oluşan bir grup Türkiye’nin Ham- burg Başkonsolosluğu önünde bir basın açıklaması yaptı. Öte yandan, DİSK bugün Türk-İş Genel Merkezi önünde eylem yapan 3 bin işçiye öğle ye- meğinde “Dayanışma Sofrası” kuracak. Destekler sürüyor Televizyon yöneticileri toplantõsõna katõlan Maliye Bakanõ Şimşek, bütçeden ne kadar kaynak aktarõlabileceğini pazartesi Başbakan’a sunacağõnõ söyledi. İki seçenek üzerinde duruluyor: 4C kapsamõndakilerin özlük haklarõ ve çalõşma koşullarõnõn iyileştirilmesi. Sigorta sürelerinin uzatõlmasõ ya da geçici işçilerin DSİ, Karayollarõ, Belediyeler ve Orman Bakanlõğõ’nda kadrolu olarak çalõştõrmak. Ayrõca, NTV’ye konuyla ilgli değerlendirmelerde bulunan Devlet Bakanõ Hayati Yazõcõ, çalõşmanõn pazartesine kadar tamamlanabileceğini ya da daha da uzayabileceğini ifade ederek “Kimse pazartesiye odaklanmasõn” dedi. İKİ SEÇENEK GÜNDEMDE Yiğit Şardan. Müjdat Altay. Fotoğraf:NECATİSAVAŞ Hüseyin Arslan ŞOK, BİR GÜN DE 11 MAĞAZA AÇTI Geçen yıl 350 yeni mağaza açan Şok, dün de 11 mağazayı birden hizmete açtı. Böylece Şok’un top- lam mağaza sayısı önce 1010’a, bu- gün açacağı mağazalarla birlikte 1015’e çıkacak. Dün hizmete açılan marketlerin 3’ü İstanbul’da yer alırken, 8’i Anadolu’nun değişik il- lerinde tüketicilerle buluştu. 2009’u 62 ilde 980 mağaza ile kapatan Şok, 2010 sonunda faaliyet gösterdiği il sayısını 68’e çıkarmayı planlıyor. Şok, bu yıl 350 mağaza açmayı he- defliyor. 2009’da mağazalarındaki farklı görevler için yaklaşık 3.000 kişiye istihdam sağlayan şirket, bu yıl da 4 bin 140 kişiye daha istih- dam sağlamayı planlıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle