18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Uğur Mumcu’yu Anarken Başta “Cumhuriyet” olmak üzere gazetelerde okuduklarım ve kendi katıldığım toplantıdaki izlenimlerimle, bu yıl Uğur Mumcu’yu anma etkinlikleri belki her zamankinden daha görkemli, daha çok katılımlı; heyecan, öfke, gerilim düzeyi her zamankinden belki daha yüksek oldu… Bunun nedenleri neler olabilir? Bu soruyu İzmir-Balçova’daki anma toplantısında yaptığım konuşmanın girişinde de sordum. Başlıca neden sanırım şu olmalı: Ülkemiz 12 Eylül dönemi aşıldıktan sonraki yıllarda, son on beş-yirmi yıllık yakın tarihinin hiçbir döneminde, yaşamakta olduğumuz şu günlerdeki kadar, iç karartıcı, yürek daraltıcı, zihin bulandırıcı bir çıkışsızlık ortamı içinde olmadı. Bu nedenle de, namuslu, onurlu, iyi insanların; bir yalan, iftira, şantaj ve tehdit sağanağında, ülke belirsiz ve karanlık bir geleceğe doğru sürüklenmekteyken, Uğur Mumcu’nun tertemiz adı ve anısı çevresinde bir araya gelmeleri, bir toplum şehidinin anılmasının çok üstünde ve ötesinde anlamlar taşıyor… 24 Ocak’taki Balçova toplantısındaki konuşmamı, sorularla ve olası yanıtlarıyla sürdürdüm… İkinci sorum şuydu: Derin devletle savaştığını söyleyen siyasal iktidar, neden bu derin devletin toplumca da bilinip tanınan asıl aktörleriyle değil de, ikincil olaylar ve kişilerle uğraşıyor? Kenan Evren ve o dönemin sorumluları neden sorguya çekilmiyor? Tansu Çiller’e, Mehmet Ağar’a neden dokunulamıyor? Muammer Aksoy’un, Uğur Mumcu’nun Cavit Orhan Tütengil’in, Bahriye Üçok’un, Turan Dursun’un, Ahmet Taner Kışlalı’nın, daha nice nice toplumcu yurtseverin katilleri nerede? Bu siyasal iktidar Hrant Dink cinayetinin asıl faillerinin ortaya çıkarılmasında neden ayak sürüyor? Orduya en ağır suçlamaları yönelterek onu toplumun gözünde değersizleştirmekten sakınmayan bu iktidarın, korkup çekindiği bir başka güç mü var? Sakın bu güç, binlerce sayfalık iddianamelere de gölgesinin düştüğü sezinlenen CIA tipi gizli örgütlerin bağlı olduğu yabancı metropoller olmasın? Bir başka sorum, AKP iktidarının ordu karşıtı tutumuna ilişkindi… AKP acaba demokrasiye olan sevdasından mı, yoksa bir başka amaçla mı orduya saldırılarını sürdürüyor… Bu partinin popülist demogojilerine kananlara bir diyeceğim olamaz. Fakat demokrasi kültüründen zırnık nasip almamış bu kadronun demokrasi mavalına karınları tok olanlar için yukarıdaki sorunun yanıtı çok açıktır: AKP’nin karşıtlığı, ordunun laik, Atatürkçü değerlerinedir. Ordu karşıtlığının bir başka ve en az bunun kadar önemli bir başka nedeni de, özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra NATO’nun anlamının ve işlevinin değişmesi, günümüzde Türk ordusunun ABD’nin bugünkü emperyal hedeflerine uygun bir “müttefik” olmaktan uzaklaşması olabilir… Polisi ağır silahlarla donatarak iktidarın milis gücüne dönüştürme yolunda atılan adımlar, peygamber ocağı (“halife ordusu” mu denmek isteniyor?) safsatalarının ardında orduyu kapıkulu askerine dönüştürme girişimleri, bütün bunlar, AKP’nin sivilleşme ve demokrasi sevdasının değil, bu olgulardan tek parti ve tek adam diktasını kurma yönünde yararlanma çabalarının sonuçlarıdır... Konuşmamı, AKP’nin kafasındaki Türkiye modeli ile İran’daki mollalar yönetimi modelini karşılaştırarak sürdürdüm. Acaba hangisi bir ülke için daha tehlikeliydi? Kendi soruma verdiğim yanıtı burada da tekrarlıyorum: AKP’nin -dışarıda kotarılmış- “ılımlı İslam” patentli modelinin Türkiye için tehlikesi, mollalar rejiminin İran için tehlikesinden çok daha fazladır… Çünkü İran yönetimi dincidir ama yine de ulusalcıdır. Emperyalizme kafa tutuyor. Bizdekilerin kafasındaki model ise, Dubai- Hong Kong benzeri, İslamcı yaşam sosuna batırılmış, yarı sömürge bir Ortadoğu ülkesidir. Emperyalizmin en yakın işbirlikçilerinin birinci sınıf yurttaş olarak yaşayacağı, büyük halk kitlelerinin ise sömürge yığınlarına dönüştürüleceği bir üçüncü dünya ülkesi. Yani, tüm yurttaşlarının eşit ve onurlu bir yaşama kavuşmasını hedefleyen, laik, demokratik, bağımsız bir ulus devlet olma hedef ve hayallerinin tam tersi… Balçova’da (Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya’nın, Kültür Müdürü Tuğrul Keskin’in, bütün belediye görevlilerin kutlanacak çabalarıyla gerçekleşen; konuşmacı olarak Alev Coşkun, Kemal Anadol ve Metin Uca’yla katıldığımız) görkemli anma toplantısında, toplumcu ve yurtsever kimliğiyle Uğur Mumcu bir kez daha simgeleşip bayraklaştı. Emek düşmanı işbirlikçi siyasetçiler ve emperyalist efendileri için Uğur Mumcu adı, toplumculuğun ve yurtseverliğin simgesi olarak, her zaman ve gittikçe daha da korkutucu olacaktır… [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 ANKARA / ERZU- RUM (Cumhuriyet) - Ge- nelkurmay, gözaltõna alõ- nan Eskişehir Jandarma Ko- mutanõ Albay Recep Gen- çoğlu’nun Erzurum’a geti- rildiği gün Erzincan’da as- keri araçlarõn konvoy ha- lindeki intikalini, “Alba- yın gözaltısına Sincan usu- lü tepki” olarak değerlen- diren haberleri yalanladõ. Genelkurmay, hareketlili- ğin “rutin tatbikat hazır- lığı” olduğunu açõkladõ. Sorgunun ikinci günü, Er- zurum Özel Yetkili Savcõsõ Osman Şanal’õn ifadesini almak istediği Orgeneral Saldıray Berk’in komutanõ olduğu Erzincan’daki 3. Or- du’da hareketlilik yaşandõ. Toplam 25 askeri araçtan oluşan konvoyun Erzin- can’õn Üzümlü ilçesine gidip geri dönmesi dinci basõnda Gençoğlu’nun gözaltõna alõnmasõna tepki olarak yo- rumlandõ. Taraf gazetesi, askeri kon- voyun gidiş dönüşünü “Al- bayın gözaltısına Sincan usulü tepki” şeklinde ha- berleştirdi. Özellikle dinci basõnda olaya ilişkin değer- lendirmeler üzerine Genel- kurmay yalanlama açõkla- masõ yaptõ. Genelkurmay’õn açõklamasõ şöyle: “Bugün- kü (dünkü) bazı basın-ya- yın organlarında dün (ön- ceki gün) Erzincan’da ya- pılan bir askeri intikalle il- gili haberlere ve yorumla- ra yer verilmiştir. Söz ko- nusu intikal, yakın bir ta- rihte 3. Ordu Komutanlı- ğı bölgesinde icra edile- cek olan kış tatbikatına hazırlık eğitimi kapsa- mında yapılan rutin bir faaliyettir.” Bu arada dün Erzurum’a geldikten sonra Merkez Komutanlõğõ’nda tutulan müvekkili Albay Recep Gençoğlu ile görüşen avu- kat Erol Halka, yaptõğõ açõklamada ifade alma sü- recinin devam ettiğini ve Gençoğlu’nun bugün mah- kemeye sevk edilmesini beklediklerini söyledi. ‘Sonunda aklanacağız’ Halka, müvekkilinin sağ- lõk durumunun yerinde ol- duğunu belirterek “Mü- vekkilimle az önce bulun- duğu yerde bire bir gö- rüştüm. Sağlığı, sıhhati, morali fevkalade iyi. Ümit ediyoruz; bu sürecin so- nunda aklanacağız” diye konuştu. Bir soru üzerine Gençoğlu’nun Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõndõğõnõ kayde- den Halka, “Gençoğlu’nun gözaltına alınmasında, İs- mailağa cemaatine yöne- lik soruşturmanın ilgisi- nin olup olmadığının” so- rusuna ise “O konuyla ala- kalı da bir duyumumuz var. Ama bunun sıkleti, hangisi ne kadardır? Bunların hepsi yarın veya takip eden günlerdeki sü- reç içerisinde belli ola- cak” yanõtõnõ verdi. Savcõlõk yasadõşõ teknik takip yaptõklarõ iddiasõyla üç polis memurunun 3 yõla kadar hapsini istedi Paksüt’ü izleyenlere davaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An- kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Anayasa Mah- kemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün iz- lendiği iddialarõyla ilgili Kaçakçõlõk ve Or- ganize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlõ- ğõ’nda görevli 3 polis memuru hakkõnda da- va açtõ. Polisler görevi kötüye kullanmaktan 3 yõla kadar hapis istemiyle yargõlanabilecek. Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Harun Ko- dalak’õn hazõrladõğõ iddianamede, 13 Mayõs 2008’de, Paksüt’ün, öğle saatlerinde, Anka- ra Kavaklõdere Tenis Kulübü’nde bulunduğu, eşi Ferda Paksüt’ün de eşiyle öğle yemeği için aynõ dakikalarda kulübe geldiği, aynõ da- kikalarda, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkan- lõğõ’na ait 06 MNM ... plakalõ Ford Connect aracõn da kulübün önüne geldiği kaydedildi. Burada, Ferda Paksüt ile araçtaki sivil po- lis memuru arasõnda park yeri hususunda kõsa bir di- yalog yaşandõğõ, Ferda Paksüt’ün aracõnõ kulü- bün önüne, diğer aracõn ise yoluna devam edip ileriden U dönüşü yapa- rak, kulübün karşõsõndaki iş merkezinin önüne park ettiği anlatõlan iddiana- mede, şu ifadelere yer verildi: “Tanık Ferda Paksüt’ün, belli bir süreden beri izlendiklerine dair kanaati se- bebiyle, kulübe girdiğinde eşine ‘geldiler’ yazılı not gönderdiği, bunun üzerine şi- kâyetçinin belirtilen sivil plakalı polis aracının yanına geldiği, burada şikâyetçi ve eşi ile sivil polis memurları arasında iz- lenme, takip edilme hususunda ayrıntıla- rı dosyada mevcut diyalogların yaşandığı, şikâyetçi ve eşinin Karum İş Merkezi önündeki 06 MNM ... plakalı araçtaki görevlilerin kendilerini izlediklerini iddia ettikleri tespit edilmiştir.” Şüphelilerin, iddialarõ reddettikleri ve ben- zer savunma yaptõklarõ bildirtilen iddiana- mede, “atılı suçun işlendiği hususunda ye- terli delil elde edilemediğine dair başsav- cılıkça daha önce kanaat belirtilmişse de Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30 Aralık 2009 tarihli kararının kesin nitelikte olması sebebiyle kamu davası açıldığı” be- lirtilerek polisler G.A, N.S. ve A.T’nin gör- evi kötüye kullanmak suçundan 1 yõldan 3 yõ- la kadar hapis cezasõyla yargõlanmalarõ is- tendi. İddianamenin kabulünün ardõndan şüpheliler Ankara 26. Asliye Ceza Mahke- mesi’nde yargõlanacak. Genelkurmay Başkanlõğõ ‘Sincan usulü tepki’ haberlerini yalanladõ ‘Rutin tatbikat hazırlığı’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Genelkur- may Başkanõ Orgeneral İl- ker Başbuğ’un Balyoz Ey- lem Planõ iddialarõ konu- sunda sürdüğünü söyledi- ği inceleme kapsamõnda çok sayõda subay ve astsu- bayõn ifadesine başvurul- duğu öğrenildi. Taraf gazetesinin gün- deme getirdiği Balyoz dar- be girişimi iddialarõna iliş- kin inceleme Kara Kuv- vetleri Komutanlõğõ’nca yürütülüyor. İnceleme kap- samõnda tatbikat semineri- nin gerçekleştirildiği 2003 yõlõnda 1. Ordu karargâ- hõnda görevli olan 162 per- sonelin bilgisine başvurul- masõ kararlaştõrõldõ. Bu kapsamda seminere katõlan subay ve astsubaylarõn bil- gisinin alõnacağõ öğrenildi. Bilgisine başvurulan per- sonele seminerde planlama dõşõnda gündeme gelen ko- nularõn sorulduğu, bu kap- samda olayõn gerçeğinin ortaya çõkmasõna çalõşõl- dõğõ dile getirildi. 162 personele ‘Balyoz’ sorusu KKK, 2003’te 1. Ordu karargâhõndaki görevlilerin bilgisine başvurdu İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi (İP) yönetici ve avukatla- rõ, Ergenekon davasõndan tutuk- lu yargõlanan İP Genel Başkanõ Doğu Perinçek’in kişilik hakla- rõna saldõran haberler yaptõğõ id- diasõyla Anadolu’da Vakit, Za- man ve Star gazeteleri aleyhine 30’ar bin TL’lik tazminat davasõ açtõ. Beşiktaş’taki İstanbul Adli- yesi önünde açõklama yapan İP Genel Başkan Yardõmcõsõ Er- kan Önsel, Perinçek’in 22 aydõr cezaevinde tutuklu olduğunu anõmsatarak, “Ama bu F tipi çetenin mangaları gazetelerin- de diyorlar ki, ‘Doğu Perinçek içeriden yönetiyormuş’. Böylesi- ne hayasız, alçakça haberler yapılmaktadır. Bugüne kadar iddianamede ortaya konan belgeler teker teker çökertil- miştir” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - Taraf gazete- si muhabiri Mehmet Baransu, ‘Balyoz Güvenlik Harekâtı Planı’ ile ilgili ori- jinal olduğu belirtilen 5 bin sayfalõk belgeyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’na teslim etti. Beşiktaş’taki İstan- bul Adliyesi’ne gelen Baransu, bir va- liz içerisinde bulunan 5 bin sayfalõk belgeleri, soruşturmayõ yürüten savcõlar Bilal Bayraktar, Mehmet Berk ve Ali Haydar’a teslim etti. Baransu savcõ- lõkta yaklaşõk 2 saat kaldõ. TUTUKLU SANIK TİMUROĞLU ‘Yıldırım bombalama arayışındaydı’ HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda, Cumhuriyet’in bombalanmasõ ve Danõştay’a silahlõ baskõn dos- yasõnõn tutuklu sanõklarõndan Erhan Timu- roğlu, “Cumhuriyet gazetesine 3. bomba ey- lemine Alparslan Arslan’ın hatırı için tek ba- şına gitmemesi için katıldım” dedi. “Osman Yõldõrõm Cumhuriyet gazetesini bombala- mak için müthiş bir arayış içerisindeydi” di- ye konuşan Timuroğlu, Danõştay eylemine ka- tõlmadõğõnõ söyledi. Timuroğlu, Ankara’da Sincan Cezaevi’ndey- ken ek ifadesinin alõndõğõnõ belirterek “Bana ‘Er- genekon’da tanõdõğõn var mõ?’ dediler. Ben de yok dedim” diye konuştu. Öğleden sonra da çap- raz sorgusuna devam edilen Timuroğlu, Tutuk- lu sanõk Kemal Kerinçsiz’in sorularõ sõrasõnda “Biz üçümüz, İsmail, Tekin kandırılıp kullanılmı- şız” dedi. Savcõ Nihat Taşkın’õn “Adam öl- dürme saiki var mıydı?’’ sorusu üzerine Ti- muroğlu, “Adam öldürme niyeti olsa Danıştay’a giren adam Cumhuriyet gazetesine giremez mi? Yalan konuşuyorlar” dedi. Bizi niye yakalamadılar? Cumhuriyet gazetesine bombalõ saldõrõ olayõ- na ilişkin kamera kayõtlarõnda görüntülerinin bu- lunduğunu ifade eden Timuroğlu “Cumhuriyet gazetesine ikinci bombanın atılması, kamera ka- yıtlarında çok net görülüyordu. Üçüncü bom- balamada ise Alparslan Arslan, ben ve Tekin Irşi kayıtlarda açıkça görülüyoruz. Kimse bi- zi yakalamıyor, demek ki birileri bize yol ve- riyor. Yani takip ediliyoruz ama yakalanmı- yoruz. Örneğin Ogün Samast gazeteci vuruyor, kameralar sayesinde aynı gün yakalanıyor, bi- zi neden yakalamadılar?” dedi. Talepler bölümünde söz alan İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu Perinçek, “Balyoz, Kafes ve Poy- razköy soruşturmaları Ergenekon’u hazırla- yan tertibin ürünüdür” dedi. Perinçek “Balyoz planında 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün sıkıyönetim mahkemesi başkanlığına getirileceği yazıyor. Şimdi anla- dınız mı tertibi” diye sordu. Perinçek AKP’nin 2004’teki Bolu toplantõlarõnda gizli bir örgüt kur- duğunu iddia etti. İddianamenin 245. klasöründe bulunan İbrahim Bilgehan Taşdelen ile Esat Kurucu’nun iletişim tespit tutanaklarõnõn AKP’nin gladyosunu kanõtladõğõnõ anlatan Perinçek, emek- li korgeneral Altay Tokat’õn gizli örgütün başõ- na getirileceğinin anlaşõldõğõnõ söyledi. Duruşma da söz alan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, “Bana ‘JİTEM’ diyorlar. Nedir JİTEM? Ben Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı yaptım. 35 yıllık meslek hayatımda devlet ba- na maaş ödedi, ben görevimi yaptım. JİTEM diye bir kuruluş yok. Evet, ben yaptım. Devlet bana ‘yap’ dedi, yaptım” diye konuştu. Silahları kim verdi? İddianamede “Veli Küçük, Susurluk’un tam göbeğindedir” iddiasõnõn yer aldõğõnõ an- latan Küçük, kazayõ anlatarak “Arabanın ba- gajından silahlar çıkmış. Ölenlerden birinin adı Mehmet Özbay imiş. Derin devletin en de- rinindenmiş. Orada çıkan silahlar suç ise ce- zasını versinler, assınlar. Silahların numarası yok mu? Bu silahları verenler belliydi. Niye Susurluk Komisyonu’na söylenmedi? Meh- met Özbay kimliğini, pasaportunu kim ver- di? İncelense hepsi ortaya çıkardı. Ben ise hâ- lâ yargılanıyorum. Ayıptır” dedi. İkinci Ergenekon davasõnda yargõlanan Adil Serdar Saçan’õn savunmasõnda 165 kez “Veli Küçük” dediğini, 33 kez de “Veli Küçük gru- bu” dediğini anlatan Küçük “Artık bu davada Veli Küçük’ü kötüleyenler çıkıyor. Saçan kö- tüledi, hemen çıktı” diye konuştu. Tarık Zafer Tunaya anıldı Türkiye’de çağdaş siyasal bilimlerin kuru- cularından, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bi- limler Fakültesi’nin kurucusu, İÜ Hukuk Fakültesi eski dekanı, Tarık Zafer Tunaya, ölümünün 19. yıldönümünde dün Aşiyan’daki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. An- ma törenine, SBF Dekanı Prof. Dr. Faruk Sön- mezoğlu ile İÜ SBF Mezunlar Derneği üye- leri ve Tunaya’nın eski öğrencileri katıldı. Me- zarına karanfiller bırakan sevenleri Tuna- ya’nın Türkiye için büyük bir değer olduğu- nu kaydetti. (EMRE CİHAN TURGUT) Önsel, Perinçek aleyhine haberler yaptığı iddiasıyla Ra- dikal ve Yenişafak gazeteleri hakkında da dava açacak- larını ifade etti. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) İP’den Vakit, Zaman ve Star’a 30’ar bin liralık tazminat davası BELGELER SAVCILIKTA Osman Paksüt Poyrazköy’eekiddianame ‘Amirallere suikast’ soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnan 19 şüpheli hakkõndaki iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi İstanbul Haber Servisi - Poy- razköy iddianamesinin ek kla- sörleri, davayla ilgisi olmayan ve sanõklarõn özel hayatõnõ ilgilen- diren konuşma ve yazõşmalar ayõklandõktan sonra avukatlara verilecek. İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn “amirallere suikast” soruşturmasõ kapsa- mõnda gözaltõna alõnan 19 şüpheli hakkõndaki iddianame tamamla- narak, İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Ergenekon davalarõ sõrasõnda özel hayata ilişkin konuşmalar ve yazõşmalarõn dosya eklerinde ol- masõ eleştirilmiş, tartõşmaya ne- den olmuştu. Hukukçular, bu duruma karşõ çõkmõştõ. Özel hayata saygı Poyrazköy iddianamesini kabul eden İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi, bu durumu göz önü- ne alõp, 24 ek delil klasörünü in- celemek için bir hâkim görev- lendirdi. Hâkim, belgelerin diji- tal ortama aktarõlmasõ sõrasõnda, özel bilgileri ayõklayacak. Ancak ayõklanan belge ve bilgi imha edilmeyecek. Dava sõrasõnda avukatlarõn itirazõ gündeme ge- lirse, bu bilgilere ulaşma imkâ- nõ olacak. Poyrazköy’le birleşecek “Amirallere suikast” soruş- turmasõ kapsamõnda hazõrlanan iddianamede, 9’u tutuklu 19 şüp- helinin “Silahlı terör örgütüne üye olmak”, “Patlayıcı madde ve mermi bulundurmak”, “Ki- şiye özel verileri hukuka aykı- rı bir şekilde kaydetmek” suç- larõndan yargõlanmalarõ istendi. İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Süleyman Pehlivan tarafõndan hazõrlanan iddianame, Poyrazköy davasõna bakacak olan İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Savcõ Süleyman Peh- livan, iddianamenin 2’si emekli 17 denizci askerin yargõlanaca- ğõ Poyrazköy davasõyla birleşti- rilmesini talep etti. İstanbul 12. Ağõr Ceza Mah- kemesi, 5 günlük inceleme süresi içinde iddianameyi kabul edip et- mediği yönündeki kararõnõ açõk- layacak. İzmit’in Gölcük ilçesi ve İstanbul’da Temmuz 2009’da gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltõna alõnan kişilerden 7 teğ- men tutuklanarak cezaevine gön- derilmişti. Teğmenlerin Deniz Kuvvetle- ri Komutanlõğõ’ndaki iki orami- rale suikast planõ içinde olduklarõ ileri sürülmüştü. Suikast hede- findeki oramirallerin de Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit ol- duklarõ iddia edilmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle