Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 30 OCAK 2010 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Uğur Mumcu’yu Anarken
Başta “Cumhuriyet” olmak üzere gazetelerde
okuduklarım ve kendi katıldığım toplantıdaki
izlenimlerimle, bu yıl Uğur Mumcu’yu anma
etkinlikleri belki her zamankinden daha
görkemli, daha çok katılımlı; heyecan, öfke,
gerilim düzeyi her zamankinden belki daha
yüksek oldu…
Bunun nedenleri neler olabilir?
Bu soruyu İzmir-Balçova’daki anma
toplantısında yaptığım konuşmanın girişinde de
sordum.
Başlıca neden sanırım şu olmalı:
Ülkemiz 12 Eylül dönemi aşıldıktan sonraki
yıllarda, son on beş-yirmi yıllık yakın tarihinin
hiçbir döneminde, yaşamakta olduğumuz şu
günlerdeki kadar, iç karartıcı, yürek daraltıcı,
zihin bulandırıcı bir çıkışsızlık ortamı içinde
olmadı.
Bu nedenle de, namuslu, onurlu, iyi
insanların; bir yalan, iftira, şantaj ve tehdit
sağanağında, ülke belirsiz ve karanlık bir
geleceğe doğru sürüklenmekteyken, Uğur
Mumcu’nun tertemiz adı ve anısı çevresinde bir
araya gelmeleri, bir toplum şehidinin
anılmasının çok üstünde ve ötesinde anlamlar
taşıyor…
24 Ocak’taki Balçova toplantısındaki
konuşmamı, sorularla ve olası yanıtlarıyla
sürdürdüm…
İkinci sorum şuydu:
Derin devletle savaştığını söyleyen siyasal
iktidar, neden bu derin devletin toplumca da
bilinip tanınan asıl aktörleriyle değil de, ikincil
olaylar ve kişilerle uğraşıyor?
Kenan Evren ve o dönemin sorumluları
neden sorguya çekilmiyor?
Tansu Çiller’e, Mehmet Ağar’a neden
dokunulamıyor?
Muammer Aksoy’un, Uğur Mumcu’nun
Cavit Orhan Tütengil’in, Bahriye Üçok’un,
Turan Dursun’un, Ahmet Taner Kışlalı’nın,
daha nice nice toplumcu yurtseverin katilleri
nerede?
Bu siyasal iktidar Hrant Dink cinayetinin asıl
faillerinin ortaya çıkarılmasında neden ayak
sürüyor?
Orduya en ağır suçlamaları yönelterek onu
toplumun gözünde değersizleştirmekten
sakınmayan bu iktidarın, korkup çekindiği bir
başka güç mü var?
Sakın bu güç, binlerce sayfalık iddianamelere
de gölgesinin düştüğü sezinlenen CIA tipi gizli
örgütlerin bağlı olduğu yabancı metropoller
olmasın?
Bir başka sorum, AKP iktidarının ordu karşıtı
tutumuna ilişkindi…
AKP acaba demokrasiye olan sevdasından
mı, yoksa bir başka amaçla mı orduya
saldırılarını sürdürüyor…
Bu partinin popülist demogojilerine
kananlara bir diyeceğim olamaz.
Fakat demokrasi kültüründen zırnık nasip
almamış bu kadronun demokrasi mavalına
karınları tok olanlar için yukarıdaki sorunun
yanıtı çok açıktır:
AKP’nin karşıtlığı, ordunun laik, Atatürkçü
değerlerinedir.
Ordu karşıtlığının bir başka ve en az bunun
kadar önemli bir başka nedeni de, özellikle
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra
NATO’nun anlamının ve işlevinin değişmesi,
günümüzde Türk ordusunun ABD’nin bugünkü
emperyal hedeflerine uygun bir “müttefik”
olmaktan uzaklaşması olabilir…
Polisi ağır silahlarla donatarak iktidarın milis
gücüne dönüştürme yolunda atılan adımlar,
peygamber ocağı (“halife ordusu” mu denmek
isteniyor?) safsatalarının ardında orduyu
kapıkulu askerine dönüştürme girişimleri, bütün
bunlar, AKP’nin sivilleşme ve demokrasi
sevdasının değil, bu olgulardan tek parti ve tek
adam diktasını kurma yönünde yararlanma
çabalarının sonuçlarıdır...
Konuşmamı, AKP’nin kafasındaki Türkiye
modeli ile İran’daki mollalar yönetimi modelini
karşılaştırarak sürdürdüm.
Acaba hangisi bir ülke için daha tehlikeliydi?
Kendi soruma verdiğim yanıtı burada da
tekrarlıyorum:
AKP’nin -dışarıda kotarılmış- “ılımlı İslam”
patentli modelinin Türkiye için tehlikesi,
mollalar rejiminin İran için tehlikesinden çok
daha fazladır…
Çünkü İran yönetimi dincidir ama yine de
ulusalcıdır.
Emperyalizme kafa tutuyor.
Bizdekilerin kafasındaki model ise, Dubai-
Hong Kong benzeri, İslamcı yaşam sosuna
batırılmış, yarı sömürge bir Ortadoğu ülkesidir.
Emperyalizmin en yakın işbirlikçilerinin birinci
sınıf yurttaş olarak yaşayacağı, büyük halk
kitlelerinin ise sömürge yığınlarına
dönüştürüleceği bir üçüncü dünya ülkesi.
Yani, tüm yurttaşlarının eşit ve onurlu bir
yaşama kavuşmasını hedefleyen, laik,
demokratik, bağımsız bir ulus devlet olma
hedef ve hayallerinin tam tersi…
Balçova’da (Belediye Başkanı Mehmet Ali
Çalkaya’nın, Kültür Müdürü Tuğrul Keskin’in,
bütün belediye görevlilerin kutlanacak
çabalarıyla gerçekleşen; konuşmacı olarak
Alev Coşkun, Kemal Anadol ve Metin
Uca’yla katıldığımız) görkemli anma
toplantısında, toplumcu ve yurtsever kimliğiyle
Uğur Mumcu bir kez daha simgeleşip
bayraklaştı.
Emek düşmanı işbirlikçi siyasetçiler ve
emperyalist efendileri için Uğur Mumcu adı,
toplumculuğun ve yurtseverliğin simgesi
olarak, her zaman ve gittikçe daha da
korkutucu olacaktır…
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
ANKARA / ERZU-
RUM (Cumhuriyet) - Ge-
nelkurmay, gözaltõna alõ-
nan Eskişehir Jandarma Ko-
mutanõ Albay Recep Gen-
çoğlu’nun Erzurum’a geti-
rildiği gün Erzincan’da as-
keri araçlarõn konvoy ha-
lindeki intikalini, “Alba-
yın gözaltısına Sincan usu-
lü tepki” olarak değerlen-
diren haberleri yalanladõ.
Genelkurmay, hareketlili-
ğin “rutin tatbikat hazır-
lığı” olduğunu açõkladõ.
Sorgunun ikinci günü, Er-
zurum Özel Yetkili Savcõsõ
Osman Şanal’õn ifadesini
almak istediği Orgeneral
Saldıray Berk’in komutanõ
olduğu Erzincan’daki 3. Or-
du’da hareketlilik yaşandõ.
Toplam 25 askeri araçtan
oluşan konvoyun Erzin-
can’õn Üzümlü ilçesine gidip
geri dönmesi dinci basõnda
Gençoğlu’nun gözaltõna
alõnmasõna tepki olarak yo-
rumlandõ.
Taraf gazetesi, askeri kon-
voyun gidiş dönüşünü “Al-
bayın gözaltısına Sincan
usulü tepki” şeklinde ha-
berleştirdi. Özellikle dinci
basõnda olaya ilişkin değer-
lendirmeler üzerine Genel-
kurmay yalanlama açõkla-
masõ yaptõ. Genelkurmay’õn
açõklamasõ şöyle: “Bugün-
kü (dünkü) bazı basın-ya-
yın organlarında dün (ön-
ceki gün) Erzincan’da ya-
pılan bir askeri intikalle il-
gili haberlere ve yorumla-
ra yer verilmiştir. Söz ko-
nusu intikal, yakın bir ta-
rihte 3. Ordu Komutanlı-
ğı bölgesinde icra edile-
cek olan kış tatbikatına
hazırlık eğitimi kapsa-
mında yapılan rutin bir
faaliyettir.”
Bu arada dün Erzurum’a
geldikten sonra Merkez
Komutanlõğõ’nda tutulan
müvekkili Albay Recep
Gençoğlu ile görüşen avu-
kat Erol Halka, yaptõğõ
açõklamada ifade alma sü-
recinin devam ettiğini ve
Gençoğlu’nun bugün mah-
kemeye sevk edilmesini
beklediklerini söyledi.
‘Sonunda aklanacağız’
Halka, müvekkilinin sağ-
lõk durumunun yerinde ol-
duğunu belirterek “Mü-
vekkilimle az önce bulun-
duğu yerde bire bir gö-
rüştüm. Sağlığı, sıhhati,
morali fevkalade iyi. Ümit
ediyoruz; bu sürecin so-
nunda aklanacağız” diye
konuştu. Bir soru üzerine
Gençoğlu’nun Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda
gözaltõna alõndõğõnõ kayde-
den Halka, “Gençoğlu’nun
gözaltına alınmasında, İs-
mailağa cemaatine yöne-
lik soruşturmanın ilgisi-
nin olup olmadığının” so-
rusuna ise “O konuyla ala-
kalı da bir duyumumuz
var. Ama bunun sıkleti,
hangisi ne kadardır?
Bunların hepsi yarın veya
takip eden günlerdeki sü-
reç içerisinde belli ola-
cak” yanõtõnõ verdi.
Savcõlõk yasadõşõ teknik takip yaptõklarõ iddiasõyla üç polis memurunun 3 yõla kadar hapsini istedi
Paksüt’ü izleyenlere davaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - An-
kara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Anayasa Mah-
kemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün iz-
lendiği iddialarõyla ilgili Kaçakçõlõk ve Or-
ganize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlõ-
ğõ’nda görevli 3 polis memuru hakkõnda da-
va açtõ. Polisler görevi kötüye kullanmaktan
3 yõla kadar hapis istemiyle yargõlanabilecek.
Ankara Cumhuriyet Savcõsõ Harun Ko-
dalak’õn hazõrladõğõ iddianamede, 13 Mayõs
2008’de, Paksüt’ün, öğle saatlerinde, Anka-
ra Kavaklõdere Tenis Kulübü’nde bulunduğu,
eşi Ferda Paksüt’ün de eşiyle öğle yemeği
için aynõ dakikalarda kulübe geldiği, aynõ da-
kikalarda, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve
Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkan-
lõğõ’na ait 06 MNM ... plakalõ Ford Connect
aracõn da kulübün önüne geldiği kaydedildi.
Burada, Ferda Paksüt ile araçtaki sivil po-
lis memuru arasõnda park
yeri hususunda kõsa bir di-
yalog yaşandõğõ, Ferda
Paksüt’ün aracõnõ kulü-
bün önüne, diğer aracõn
ise yoluna devam edip
ileriden U dönüşü yapa-
rak, kulübün karşõsõndaki
iş merkezinin önüne park
ettiği anlatõlan iddiana-
mede, şu ifadelere yer
verildi: “Tanık Ferda Paksüt’ün, belli bir
süreden beri izlendiklerine dair kanaati se-
bebiyle, kulübe girdiğinde eşine ‘geldiler’
yazılı not gönderdiği, bunun üzerine şi-
kâyetçinin belirtilen sivil plakalı polis
aracının yanına geldiği, burada şikâyetçi
ve eşi ile sivil polis memurları arasında iz-
lenme, takip edilme hususunda ayrıntıla-
rı dosyada mevcut diyalogların yaşandığı,
şikâyetçi ve eşinin Karum İş Merkezi
önündeki 06 MNM ... plakalı araçtaki
görevlilerin kendilerini izlediklerini iddia
ettikleri tespit edilmiştir.”
Şüphelilerin, iddialarõ reddettikleri ve ben-
zer savunma yaptõklarõ bildirtilen iddiana-
mede, “atılı suçun işlendiği hususunda ye-
terli delil elde edilemediğine dair başsav-
cılıkça daha önce kanaat belirtilmişse de
Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30
Aralık 2009 tarihli kararının kesin nitelikte
olması sebebiyle kamu davası açıldığı” be-
lirtilerek polisler G.A, N.S. ve A.T’nin gör-
evi kötüye kullanmak suçundan 1 yõldan 3 yõ-
la kadar hapis cezasõyla yargõlanmalarõ is-
tendi. İddianamenin kabulünün ardõndan
şüpheliler Ankara 26. Asliye Ceza Mahke-
mesi’nde yargõlanacak.
Genelkurmay Başkanlõğõ ‘Sincan usulü tepki’ haberlerini yalanladõ
‘Rutin tatbikat hazırlığı’
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Genelkur-
may Başkanõ Orgeneral İl-
ker Başbuğ’un Balyoz Ey-
lem Planõ iddialarõ konu-
sunda sürdüğünü söyledi-
ği inceleme kapsamõnda
çok sayõda subay ve astsu-
bayõn ifadesine başvurul-
duğu öğrenildi.
Taraf gazetesinin gün-
deme getirdiği Balyoz dar-
be girişimi iddialarõna iliş-
kin inceleme Kara Kuv-
vetleri Komutanlõğõ’nca
yürütülüyor. İnceleme kap-
samõnda tatbikat semineri-
nin gerçekleştirildiği 2003
yõlõnda 1. Ordu karargâ-
hõnda görevli olan 162 per-
sonelin bilgisine başvurul-
masõ kararlaştõrõldõ. Bu
kapsamda seminere katõlan
subay ve astsubaylarõn bil-
gisinin alõnacağõ öğrenildi.
Bilgisine başvurulan per-
sonele seminerde planlama
dõşõnda gündeme gelen ko-
nularõn sorulduğu, bu kap-
samda olayõn gerçeğinin
ortaya çõkmasõna çalõşõl-
dõğõ dile getirildi.
162 personele ‘Balyoz’ sorusu
KKK, 2003’te 1. Ordu karargâhõndaki görevlilerin bilgisine başvurdu
İstanbul Haber Servisi - İşçi
Partisi (İP) yönetici ve avukatla-
rõ, Ergenekon davasõndan tutuk-
lu yargõlanan İP Genel Başkanõ
Doğu Perinçek’in kişilik hakla-
rõna saldõran haberler yaptõğõ id-
diasõyla Anadolu’da Vakit, Za-
man ve Star gazeteleri aleyhine
30’ar bin TL’lik tazminat davasõ
açtõ. Beşiktaş’taki İstanbul Adli-
yesi önünde açõklama yapan İP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Er-
kan Önsel, Perinçek’in 22 aydõr
cezaevinde tutuklu olduğunu
anõmsatarak, “Ama bu F tipi
çetenin mangaları gazetelerin-
de diyorlar ki, ‘Doğu Perinçek
içeriden yönetiyormuş’. Böylesi-
ne hayasız, alçakça haberler
yapılmaktadır. Bugüne kadar
iddianamede ortaya konan
belgeler teker teker çökertil-
miştir” diye konuştu.
İstanbul Haber Servisi - Taraf gazete-
si muhabiri Mehmet Baransu, ‘Balyoz
Güvenlik Harekâtı Planı’ ile ilgili ori-
jinal olduğu belirtilen 5 bin sayfalõk
belgeyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ-
lõğõ’na teslim etti. Beşiktaş’taki İstan-
bul Adliyesi’ne gelen Baransu, bir va-
liz içerisinde bulunan 5 bin sayfalõk
belgeleri, soruşturmayõ yürüten savcõlar
Bilal Bayraktar, Mehmet Berk ve Ali
Haydar’a teslim etti. Baransu savcõ-
lõkta yaklaşõk 2 saat kaldõ.
TUTUKLU SANIK TİMUROĞLU
‘Yıldırım
bombalama
arayışındaydı’
HATİCE TUNCER
Birinci Ergenekon davasõnda, Cumhuriyet’in
bombalanmasõ ve Danõştay’a silahlõ baskõn dos-
yasõnõn tutuklu sanõklarõndan Erhan Timu-
roğlu, “Cumhuriyet gazetesine 3. bomba ey-
lemine Alparslan Arslan’ın hatırı için tek ba-
şına gitmemesi için katıldım” dedi. “Osman
Yõldõrõm Cumhuriyet gazetesini bombala-
mak için müthiş bir arayış içerisindeydi” di-
ye konuşan Timuroğlu, Danõştay eylemine ka-
tõlmadõğõnõ söyledi.
Timuroğlu, Ankara’da Sincan Cezaevi’ndey-
ken ek ifadesinin alõndõğõnõ belirterek “Bana ‘Er-
genekon’da tanõdõğõn var mõ?’ dediler. Ben de
yok dedim” diye konuştu. Öğleden sonra da çap-
raz sorgusuna devam edilen Timuroğlu, Tutuk-
lu sanõk Kemal Kerinçsiz’in sorularõ sõrasõnda “Biz
üçümüz, İsmail, Tekin kandırılıp kullanılmı-
şız” dedi. Savcõ Nihat Taşkın’õn “Adam öl-
dürme saiki var mıydı?’’ sorusu üzerine Ti-
muroğlu, “Adam öldürme niyeti olsa Danıştay’a
giren adam Cumhuriyet gazetesine giremez
mi? Yalan konuşuyorlar” dedi.
Bizi niye yakalamadılar?
Cumhuriyet gazetesine bombalõ saldõrõ olayõ-
na ilişkin kamera kayõtlarõnda görüntülerinin bu-
lunduğunu ifade eden Timuroğlu “Cumhuriyet
gazetesine ikinci bombanın atılması, kamera ka-
yıtlarında çok net görülüyordu. Üçüncü bom-
balamada ise Alparslan Arslan, ben ve Tekin
Irşi kayıtlarda açıkça görülüyoruz. Kimse bi-
zi yakalamıyor, demek ki birileri bize yol ve-
riyor. Yani takip ediliyoruz ama yakalanmı-
yoruz. Örneğin Ogün Samast gazeteci vuruyor,
kameralar sayesinde aynı gün yakalanıyor, bi-
zi neden yakalamadılar?” dedi.
Talepler bölümünde söz alan İşçi Partisi Genel
Başkanõ Doğu Perinçek, “Balyoz, Kafes ve Poy-
razköy soruşturmaları Ergenekon’u hazırla-
yan tertibin ürünüdür” dedi. Perinçek “Balyoz
planında 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı
Köksal Şengün’ün sıkıyönetim mahkemesi
başkanlığına getirileceği yazıyor. Şimdi anla-
dınız mı tertibi” diye sordu. Perinçek AKP’nin
2004’teki Bolu toplantõlarõnda gizli bir örgüt kur-
duğunu iddia etti. İddianamenin 245. klasöründe
bulunan İbrahim Bilgehan Taşdelen ile Esat
Kurucu’nun iletişim tespit tutanaklarõnõn AKP’nin
gladyosunu kanõtladõğõnõ anlatan Perinçek, emek-
li korgeneral Altay Tokat’õn gizli örgütün başõ-
na getirileceğinin anlaşõldõğõnõ söyledi.
Duruşma da söz alan emekli Tuğgeneral Veli
Küçük, “Bana ‘JİTEM’ diyorlar. Nedir JİTEM?
Ben Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı
yaptım. 35 yıllık meslek hayatımda devlet ba-
na maaş ödedi, ben görevimi yaptım. JİTEM
diye bir kuruluş yok. Evet, ben yaptım. Devlet
bana ‘yap’ dedi, yaptım” diye konuştu.
Silahları kim verdi?
İddianamede “Veli Küçük, Susurluk’un
tam göbeğindedir” iddiasõnõn yer aldõğõnõ an-
latan Küçük, kazayõ anlatarak “Arabanın ba-
gajından silahlar çıkmış. Ölenlerden birinin
adı Mehmet Özbay imiş. Derin devletin en de-
rinindenmiş. Orada çıkan silahlar suç ise ce-
zasını versinler, assınlar. Silahların numarası
yok mu? Bu silahları verenler belliydi. Niye
Susurluk Komisyonu’na söylenmedi? Meh-
met Özbay kimliğini, pasaportunu kim ver-
di? İncelense hepsi ortaya çıkardı. Ben ise hâ-
lâ yargılanıyorum. Ayıptır” dedi.
İkinci Ergenekon davasõnda yargõlanan Adil
Serdar Saçan’õn savunmasõnda 165 kez “Veli
Küçük” dediğini, 33 kez de “Veli Küçük gru-
bu” dediğini anlatan Küçük “Artık bu davada
Veli Küçük’ü kötüleyenler çıkıyor. Saçan kö-
tüledi, hemen çıktı” diye konuştu.
Tarık Zafer Tunaya anıldı
Türkiye’de çağdaş siyasal bilimlerin kuru-
cularından, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bi-
limler Fakültesi’nin kurucusu, İÜ Hukuk
Fakültesi eski dekanı, Tarık Zafer Tunaya,
ölümünün 19. yıldönümünde dün Aşiyan’daki
mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. An-
ma törenine, SBF Dekanı Prof. Dr. Faruk Sön-
mezoğlu ile İÜ SBF Mezunlar Derneği üye-
leri ve Tunaya’nın eski öğrencileri katıldı. Me-
zarına karanfiller bırakan sevenleri Tuna-
ya’nın Türkiye için büyük bir değer olduğu-
nu kaydetti. (EMRE CİHAN TURGUT)
Önsel, Perinçek aleyhine haberler yaptığı iddiasıyla Ra-
dikal ve Yenişafak gazeteleri hakkında da dava açacak-
larını ifade etti. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE)
İP’den Vakit, Zaman ve Star’a
30’ar bin liralık tazminat davası
BELGELER SAVCILIKTA
Osman Paksüt
Poyrazköy’eekiddianame
‘Amirallere suikast’ soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnan 19
şüpheli hakkõndaki iddianame tamamlanarak mahkemeye gönderildi
İstanbul Haber Servisi - Poy-
razköy iddianamesinin ek kla-
sörleri, davayla ilgisi olmayan ve
sanõklarõn özel hayatõnõ ilgilen-
diren konuşma ve yazõşmalar
ayõklandõktan sonra avukatlara
verilecek. İstanbul Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nõn “amirallere
suikast” soruşturmasõ kapsa-
mõnda gözaltõna alõnan 19 şüpheli
hakkõndaki iddianame tamamla-
narak, İstanbul 12. Ağõr Ceza
Mahkemesi’ne gönderildi.
Ergenekon davalarõ sõrasõnda
özel hayata ilişkin konuşmalar ve
yazõşmalarõn dosya eklerinde ol-
masõ eleştirilmiş, tartõşmaya ne-
den olmuştu. Hukukçular, bu
duruma karşõ çõkmõştõ.
Özel hayata saygı
Poyrazköy iddianamesini kabul
eden İstanbul 12. Ağõr Ceza
Mahkemesi, bu durumu göz önü-
ne alõp, 24 ek delil klasörünü in-
celemek için bir hâkim görev-
lendirdi. Hâkim, belgelerin diji-
tal ortama aktarõlmasõ sõrasõnda,
özel bilgileri ayõklayacak. Ancak
ayõklanan belge ve bilgi imha
edilmeyecek. Dava sõrasõnda
avukatlarõn itirazõ gündeme ge-
lirse, bu bilgilere ulaşma imkâ-
nõ olacak.
Poyrazköy’le birleşecek
“Amirallere suikast” soruş-
turmasõ kapsamõnda hazõrlanan
iddianamede, 9’u tutuklu 19 şüp-
helinin “Silahlı terör örgütüne
üye olmak”, “Patlayıcı madde
ve mermi bulundurmak”, “Ki-
şiye özel verileri hukuka aykı-
rı bir şekilde kaydetmek” suç-
larõndan yargõlanmalarõ istendi.
İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ
Süleyman Pehlivan tarafõndan
hazõrlanan iddianame, Poyrazköy
davasõna bakacak olan İstanbul
12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
gönderildi. Savcõ Süleyman Peh-
livan, iddianamenin 2’si emekli
17 denizci askerin yargõlanaca-
ğõ Poyrazköy davasõyla birleşti-
rilmesini talep etti.
İstanbul 12. Ağõr Ceza Mah-
kemesi, 5 günlük inceleme süresi
içinde iddianameyi kabul edip et-
mediği yönündeki kararõnõ açõk-
layacak. İzmit’in Gölcük ilçesi ve
İstanbul’da Temmuz 2009’da
gerçekleştirilen operasyonlarda
gözaltõna alõnan kişilerden 7 teğ-
men tutuklanarak cezaevine gön-
derilmişti.
Teğmenlerin Deniz Kuvvetle-
ri Komutanlõğõ’ndaki iki orami-
rale suikast planõ içinde olduklarõ
ileri sürülmüştü. Suikast hede-
findeki oramirallerin de Metin
Ataç ve Eşref Uğur Yiğit ol-
duklarõ iddia edilmişti.