Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SÖYLEŞİ 9
CMYB
C M Y B
Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ Sendikasõ Genel Sekreteri Yavuz Demirkol:
ÖZLEM YÜZAK
28 Aralõk’ta TCDD Genel Müdürlü-
ğü’nün kararõ ile “verimsiz işletildikle-
ri” ve “işletildikleri parkurlarda yol ça-
lışmaları yapılacağı” gerekçesiyle Ana-
dolu’da birçok tren seferlerine son verildi.
Ankara-Zonguldak hattõndaki Karael-
mas Ekpresi, Ankara-Kars hattõndaki
Erzurum Ekspresi, Ankara-Malatya ara-
sõnda sefer yapan 4 Eylül Mavi Treni, An-
kara-Basmane arasõnda işleyen 9 Eylül
Ekspresi bunlardan bazõlarõ... AKP ikti-
darõ demiryollarõna önem verdiğini söy-
lerken tam aksi uygulamalara şahit olu-
yoruz. Sessiz sedasõz bir demiryolu tas-
fiyesi yaşanõyor sanki. Ayrõca raydan çõ-
kan, çarpõşan trenlerle birlikte insan ya-
şamõ ve güvenliği de devriliyor. Türki-
ye’de demiryolu ulaşõmõnda yaşanan so-
runlarõ Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ
Sendikasõ Genel Sekreteri Yavuz De-
mirkol ile konuştuk.
- TCDD Yönetimi kararıyla birçok
hattaki yolcu treni seferden kaldırılı-
yor! Bunun nedeni nedir?
- Yavuz Demirkol: Hani dönemin Mil-
li Eğitim Bakanõ’nõn efsaneleşmiş bir sö-
zü vardõr: “Okullar olmasa milli eğiti-
mi ne kadar güzel yönetirim.” Mantõk
aynõ mantõk; eğer yollarõ yenileyemi-
yorsanõz, insanlarõ yollarda perişan edi-
yorsanõz, yani asli göreviniz olan tren iş-
letmeciliğini yapamõyorsanõz. Yapõla-
bilecek en kolay, doğal olarak trenleri kal-
dõrmak oluyor. Son 7 yõl içinde “de-
miryollarının devlet politikası haline
getirildiğini” her fõrsatta ifade eden
AKP döneminde 198 kilometrelik Esen-
kent-Hasanbey arasõ hõzlõ tren işletme-
ciliğinin öne çõkartõldõğõ, 11 bin km.
konvansiyonel mevcut demiryolunun
ise kendi kaderine terk edildiği bir süre-
ci yaşamaktayõz. Demiryollarõnõn yeni-
den yapõlanmasõnõ öngören yabancõ fir-
malarõn hazõrladõğõ raporlarda da benzer
gerekçelerle yolcu trenlerinin kaldõrõlmasõ
istenmişti. Ve şimdi dõşarõdan ayarlõ bu
misyon demiryolu yolcu işletmeciliğine
son noktayõ koymak için düğmeye bas-
mõş durumda. AKP döneminde bugüne
kadar peyderpey 50’ye yakõn yolcu tre-
ni seferden kaldõrõldõ ve son olarak
28.12.2009 tarihinde “verimsiz işletil-
dikleri” ve “işletildikleri parkurlarda
yol çalışmaları yapılacağı” gerekçele-
riyle 8 trenin birden seferlerine son ve-
rildi. Unutulmamalõdõr ki TCDD kamu ik-
tisadi kuruluşudur ve ürettiği hizmet ka-
musaldõr. Demiryolu taşõmacõlõğõnõ
kâr/zarar hesaplarõyla değerlendirmek
mümkün değildir.
‘Kervanı yolda diziyorlar’
- Raydan çıkan, çarpışan trenlerle
birlikte insan yaşamı ve güvenliği de
devriliyor. Son yıllarda yaşanan ka-
zaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
TCDD de bir yönetim zafiyeti mi söz
konusu?
- Aslõnda kazalarõn artõş süreciyle
TCDD’nin yeniden yapõlanma süreci
birbirine paralel gidiyor. Dünya Banka-
sõ ve AB finansõyla uygulamaya konulan
yeniden yapõlanma projeleri beraberinde
demiryolu güvenliğini de tartõşõlõr hale ge-
tirmiştir. Yeniden yapõlanma projeleri en
fazla AKP hükümetleri zamanõnda uy-
gulamaya konulmuş ve beraberinde de-
miryollarõ tarihinin en büyük kazalarõ da
bu süreçte meydana gelmiştir. Pamuko-
va hõzlandõrõlmõş tren faciasõ, ilk özel tren
olan Erdemir treninin devrilmesi, Tav-
şancõl çarpõşmasõ, Temelli hemzemin
geçit kazasõ, Kütahya’daki Pamukkale
Ekspresi kazasõ, hõzlõ trenin yoldan çõk-
masõ, Eskişehir Ekspreslerinin çarpõşmasõ
vb. AKP döneminde her yõl ortalama 13
tren çarpõşmasõ gerçekleşmiş. Aynõ pa-
ralelde her yõl ortalama 100 tren yoldan
çõkmõş. Yõlda ortalama 100 insanõmõz tren
kazalarõnda (hemzemin geçit çarpõşma-
larõ da dahil) hayatõnõ kaybederken or-
talama 250 vatandaşõmõz da kazalarda ya-
ralandõ. Diğer yandan iş kazalarõ da be-
raberinde arttõ. Bu istatistikler gelişmiş
ülke ortalamalarõnõn birkaç
misli üzerinde sey-
retmektedir.
- Hızlı tren pro-
jesini nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
- AKP 22 Tem-
muz öncesi seçim bildirgesindeki hükü-
met programõnda Ankara-Eskişehir eta-
bõnõn tamamlandõğõ yazõlmõştõ. Ankara -
İstanbul’u bõrakõn, tamamladõ dedikleri
hat bile halen tamamlanmõş değil. An-
kara-Esenkent ve Hasanbey - Eskişehir
arasõnda eksiklikler çok, Eskişehir hõzlõ
tren garõna daha yeni başlandõ. Ankara
hõzlõ tren garõnõ ise mahkeme durdurdu.
Oysa Ankara - İstanbul arasõnõn en so-
runsuz kõsmõ bu kesimdir. Eskişehir İs-
tanbul arasõnda ise çalõşmalar geçen yõl
içerisinde başladõ. Gerek arazi yapõsõ, ge-
rekse güzergâh oldukça sorunlu. Zaten
projenin başlangõcõndan bugüne bir göz
attõğõmõzda projenin bir düşünsel altya-
põnõn, ürünü olmadõğõnõ rahatça görebil-
mekteyiz. Proje adeta “kervan yolda di-
zilir” mantõğõyla uygulanan bir proje ol-
muştur. Önce rehabilitasyon projesi ola-
rak başlõyor. İhale aşamasõnda 200 km/s
hõzlõ tren projesine çevriliyor. Proje yü-
rürken sürat sonradan 250 km/s çõkarõlõ-
yor. Kimse neden 160 km. daha kõsa olan
Ayaş’tan geçen güzergâhtan vazgeçildi-
ğini sorgulamõyor. Gebze’den öte nasõl
gidileceği konusundaki sorularõn cevap-
larõ ise alõnabilmiş değil. Hõzlõ trenlerin
Marmaray’dan geçip geçmeyeceği ise ay-
rõ bir sorun!
- Ulaştırma Bakanlığı bütçesinden
demiryollarına ayrılan pay nedir, ka-
rayollarına nedir?
- TCDD için öngörülen miktar son 2
yõlda kâğõt üzerinde 2-2.5 milyar TL’ler-
le ifade edilmektedir. Ancak harcamalara,
yani yatõrõm için öngö-
rülen tutarlarõn gerçekleşmelerine bak-
tõğõmõzda harcamanõn yüzde 40’larda
kaldõğõ görülmektedir. Kaldõ ki yatõrõm
amaçlõ yapõlan harcamalarõn yüzde 80’ini
aşan kõsmõ sonu belirsiz hõzlõ tren proje-
lerine gitmektedir. Kõyaslayarak söyle-
mek gerekirse TCDD’nin işlettiği 11 bin
kilometrelik konvansiyonel hat için ay-
rõlan kaynak ve doğal olarak harcama,
AKP öncesi dönemde ayrõlan kaynağõn
ancak yüzde 60’õna ulaşabilmektedir.
Demiryollarõna en büyük kaynağõ ayõr-
dõk denilen 2008-2009 yõllarõnda kara-
yollarõ için harcanan paranõnsa demiryolu
için harcanan paranõn yaklaşõk 8 katõ dü-
zeyinde olduğunu da dikkatinize sunmak
isterim. Sonuç olarak demiryollarõnca ka-
musal olarak yerine getirilen ulaşõm hiz-
metinin kamusal niteliğini ortadan kal-
dõrmõştõr. Vitrin projelerle kamuoyunun
yanõltõlmasõ da ihmal edilmemiştir.
- Türkiye’nin nasıl bir ulaşım politikası olmalı?
- Kuşkusuz demiryolu ve denizyolu ağõrlõklõ bir
ulaşõm politikasõ olmalõdõr. Ancak daha gerçekçi
bir söylem, ancak ulaştõrma ana planõnõn hazõrlan-
masõ sonrasõnda oluşturulabilir. Bu dönemde böyle
bir çalõşma için ümitlenilmişse de dağ fare doğurdu
ve ana plan hazõrlõklarõ stratejilerin belirlenmesin-
den öteye geçemedi.
- Demiryolu altyapısında yerli sanayi teşvik edi-
leceğine ilişkin bir karar alınmıştı...
- Maalesef bu da tanõmsõz hedeflerden birisi olarak
kaldõ. TCDD’ye ait fabrikalarõn teknolojik yönden
destekleneceği ve yerli sanayi ile üretimin katlanaca-
ğõ beklenirken tõpkõ TEKEL’de yaşananlara benzer
bir süreçle karşõ karşõya kaldõk.
İlk uygulama TCDD’ye ait Adapazarõ’ndaki TÜ-
VASAŞ’ta gözlendi. Fabrikaya ortak aranõrken yeni
ortakla fabrikanõn arka bahçesinde yeni bir fabrika
kuruluverdi. Buradaki işler, işçiler ve eski fabrikanõn
kurulu kapasitesi hiçbir şekilde dikkate alõnmadõ.
Şimdi TÜVASAŞ’õ yeni fabrikanõn taşeronu olarak
kullanmak istiyorlar.
Dönem içerisinde atõlabilen tek somut adõm KAR-
DEMİR’in ray üretmeye başlamasõ oldu.
- Tamamlanmamış atıl bırakılmış projeler var
mı? Bunların maliyeti nedir?
- Akla hemen kuşkusuz olarak kamuoyunda “Ayaş
Tüneli” olarak bilinen 1975’te DPT programõna gi-
rip, 1976’da ihalesi yapõlan 1977’de temeli atõlan An-
kara-İstanbul arasõ demiryolunu 160 kilometre kõsal-
tacak olan şimdiye kadar resmi söyleme göre 700
milyon (trilyon) harcandõğõ söylenen “Sürat Demir-
yolu Projesi” geliyor, ayrõca Malatya’da yapõmõ yõl-
lar önce biten, ancak işletmeye geçilmeyen vagon
fabrikasõnõ da unutmamak gerekiyor. Ancak bizim
için en dramatik olanõ son 40 yõlda DLH Genel Mü-
dürlüğü’nce projelendirilen ve tatbikat projeleri bile
hazõrlanmõş olarak bekleyen ülkenin temel ulaştõrma
problemine kökten çözüm getirecek proje stokunun
bir türlü hayata geçirilememiş olmasõdõr.
1963 Yõlõnda Kars’õn Selim
ilçesine bağlõ Kõrkpõnar
köyünde doğdu. İlkokulu
Sarõkamõş’ta, Ortaokulu
Selim’de bitirdi. Eskişehir’de bulunan TCDD
Meslek Lisesi’nden 1980 yõlõnda mezun olduktan
sonra mecburi hizmetli olarak demiryollarõnda
çalõşmaya başladõ. Bu arada Gazi Üniversitesi
İİBF İşletme Bölümü’nü bitirdi ve Türkiye ve
Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi
Uzmanlõk Programõ’nda yüksek lisans yaptõ.
Halen KESK’e bağlõ Birleşik Taşõmacõlõk
Çalõşanlarõ Sendikasõ’nda (BTS) genel sekreterlik
görevini sürdürmekte ve TCDD 2. Bölge
Müdürlüğü’nde kontrolör olarak çalõşmaktadõr.
“Ayaş Yollarõnda Tünelim Kaldõ” isimli bir
araştõrma kitabõ 2008 yõlõnda yayõmlandõ.
Son 7 yõl içinde ‘demiryollarõnõn devlet politikasõ haline getirildiğini’ her fõrsatta ifade
eden Adalet ve Kalkõnma Partisi (AKP) döneminde 198 kilometrelik Esenkent-
Hasanbey arasõ hõzlõ tren işletmeciliğinin öne çõkartõldõğõ, 11 bin km. konvansiyonel
mevcut demiryolununsa kendi kaderine terk edildiği bir süreci yaşamaktayõz.
PORTRE
Süreç TEKEL’de yaşananlara benziyor
- Bunu yanõtlamak çok kolay.
Çünkü AKP iktidarõ işe başladõğõn-
da hedefini 15 bin km. duble yol
olarak belirledi, demiryollarõ ise
sahip olduğu taşõnmazlarõ ile bu-
nun finansman kaynaklarõndan sa-
dece biri olarak görülüyor. Aslõnda
bunu gizli saklõ da yapmõyorlar.
AKP döneminde belirlenen kurum-
sal hedeflerin içerisinde; ihtiyaç
fazlasõ taşõnmaz mallarõn değerlen-
dirilerek satõlmasõ... Tüm gar ve is-
tasyonlarõn gelir getirecek şekilde
alõşveriş ve kültür merkezine dön-
üştürülmesi... Taşõnmaz mallardan
elde edilen gelirlerin yüzde 400’ün
üzerine arttõrõlmasõ... Kentle bütün-
leşen en az 10 garõn cazibe merkezi
haline getirilebilmesi için imar
planlarõnõn tamamlanmasõ... Taşõn-
maz mallardan elde edilen gelirin
yüzde 100 arttõrõlmasõ... Tüm garla-
rõn kentle bütünleştirilmesi için ge-
rekli çalõşmalarõn sonuçlandõrõlma-
sõ ve 16 garõn imar planlarõnõn ta-
mamlatõlmasõ vb. hedefler açõkça
ifade edilmiştir. İşe Haydarpa-
şa’dan başladõlar. Kuleler, marina-
lar diyerek bir yandan Haydarpaşa
için planlamalar yaparlarken bir
yandan da hedefi hõzla büyüttüler.
Sadece 2009 yõlõ içerisinde 25
gardaki yaklaşõk 10 milyon metre-
kare taşõnmazõ Özelleştirme İdaresi
Başkanlõğõ’na satõlmak üzere dev-
rettiler. Yani, nerede demiryolu
arazisi varsa orda rant da vardõr
yaklaşõmõ. Doğal olarak bu anlayõ-
şõn ülkenin ihtiyaçlarõ doğrultusun-
da bir ulaştõrma politikasõ yürüte-
meyeceği açõktõr.
- Demiryolu altyapısını çağdaş
koşullara uygun hale getirmenin
maliyeti nedir?
- Çağdaş bir ulaşõm sistemine eri-
şimi biz maliyet olarak adlandõrmõ-
yoruz. Bir önceki soruda belirttiği-
miz gibi yanlõş ulaşõm politikalarõ-
nõn maliyetini toplum olarak zaten
katbekat ödemek durumunda kalõ-
yoruz. Basit bir hesapla, demiryolu
taşõma payõnõn arttõrõlmasõyla sağla-
nacak tasarrufla birkaç yõl içerisin-
de çağdaş bir demiryolu sistemine
kavuşmak mümkün olacaktõr.
Ülkemizde ulaştõrma için harca-
nan paranõn 50 milyar TL’ye ulaştõ-
ğõ tahmin edilmektedir. Demiryolu
taşõmacõlõğõnõn payõnõ yüzde 25’e
çõkarmakla bu maliyetin yüzde 15
küçüleceği öngörülmektedir. Asõl
gerçeklik acilen toplumu bu bedel-
leri ödemekten uzaklaştõrmaktõr.
Ancak açõkça görülmüştür ki AKP
iktidarõ ile bu yanlõştan dönülmesi
imkânsõz hale gelmiştir.
AKP’yle her yõl 13 kaza
Neden sizce demiryollarına yatırım yapılmıyor?
CHP’nin Dumanlı ‘Seçim Yatırımı’!
CHP son günlerde sigara
tiryakilerine iki selam gönderdi.
Önce, CHP Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse, yasağın
yumuşatılması, lokanta,
kahvehane, kafeterya, birahane
gibi yerlerde tütün ürünleri içilen ve
içilmeyen bölmeler yapılmasına
ilişkin bir yasa önerisi verdi.
Arkasından, bu kez CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Algan
Hacaloğlu, kapalı yerlerde sigara
yasağının 2015 yılına dek
ertelenmesi için bir yasa önerisi
verdi. Hacaloğlu, “önerinin CHP
MYK toplantısında görüşüldüğüne”
de vurgu yaparak önerinin “partinin
resmi görüşü” olduğunun altını
çizdi. Şevket Köse’in bir diş hekimi
olduğuna, Hacaloğlu’nun da bir
süre önce by-pass ameliyatı
geçirdiğine dikkat çeken sigara
karşıtları bu girişimi ayıplarken
“CHP’nin seçim yatırımı” olarak
değerlendiriyor. İlginç olan, ne
Köse ne de Hacaloğlu sigara
içiyor. TBMM kulislerinde CHP
milletvekilleri arasında bu konuda
atışmalar yaşanırken tiryaki MYK
üyelerinden Faik Öztrak, “Milletin
siniri bozuldu. Manisa’da sigara
içemeyen biri adam öldürdü.
Milletin sosyal hayatı kalmadı” diye
önerileri savunuyor. Öztrak,
“Yasağın en azından sigara
tüketimini azaltmanıza katkısı
olmadı mı” sorusu üzerine de geri
çekilmiyor: “Hayır, tersine arttırdım.
Biraz sonra içemeyeceğim, içeride
sigara içilmiyor, diye normalde
içeceğimden daha fazla içiyorum.”
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız,
bir doktor olarak önerilere sıcak
bakmıyor. Şevket Köse ise, “Ben
sigara da içmem, alkol de. Ama
yasak çok abartıldı. Birçok insan
mağdur oldu. Tebrik telefonları
alıyorum” diye önerisine sahip
çıkıyor. CHP kulislerinin en “sıcak”,
en “dumanlı” konusu sigara. Sağlık
gibi bir konuda popülist, seçmene
selam girişimleri tartışılır. Ancak
“sinemaseverler” -yasağa sonuna
dek destek verenler bile- filmlerin
sigaralı sahnelerinde mozaikleme
yapılmasından -ya da CNBC-E’de
ağızlara çiçek kondurulmasından-
şikâyetçi... CHP’li Sacid Yıldız da,
“Yasağa destek verdim. Ama
sigarasız bir Kazablanka filmi
düşünebiliyor musunuz” diye
soruyor...
‘Kozmik oda’ müze olsun,
‘Madımak’ olmasın!
TBMM’de geçen hafta CHP
Adıyaman Milletvekili Şevket
Köse’nin Madımak Oteli’nin
“Demokrasi Şehitleri Müzesi”
yapılmasına ilişkin yasa önerisinin
doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önerisi görüşüldü. Köse,
“Alevi çalıştayları yapılıyor ancak
somut adımlar atılmıyor. Eğer iktidar
somut adım atmak istiyorsa, AKP
iktidarı samimiyse Madımak Oteli’ni
barışın, sevginin, hoşgörünün,
demokrasinin yaşatıldığı bir müze
haline getirsin, güzel ve anlamlı bir
anıtla bu müzeyi taçlandırsın.
Maalesef, Kültür ve Turizm Bakanı
Sayın Ertuğrul Günay kozmik odayı
müze yapacaklarını söylemiş ve
kozmik odayı tarihe karıştırmaktan
bahsetmiş. Sayın Bakan’a önerimiz:
Bıraksın kozmik odayı da Madımak
Oteli’ni müze yapsın” dedi. CHP
Sıvas Milletvekili Malik Ecder
Özdemir de, “Son zamanlarda
yaptığınız, sözüm ona, ‘Kürt açılımı’,
‘Alevi açılımı’, ‘Roman açılımı’ adı
altında sözde açılımlarla toplumda
bu sefer bir bölünme kuşkusu
yaratmaya başladınız. Türkiye’nin
başkentinde, Ankara’da,
kapatılmış bir siyasi partinin genel
başkanı kiralık ev bulamaz noktaya
geldi” diye konuştu. AKP’li İsmail
Bilen, “Sizin sayenizde” diye laf
atarken, Özdemir sözlerini, “Bizim
sayemizde değil, sizin sayenizde
Türkiye bugün bu noktada.
Madımak Oteli’nde bulunan tam on
sekiz yıl önce yaşanmış bir insanlık
ayıbı var. Sayın Başbakan’a, AKP
Grubu’na samimiyetle
sesleniyorum: Eğer bu konuda
samimiyseniz gelin yeni yılın ilk
oturumunda bir birliktelik, yeni bir
başlangıç yapalım ve sadece
Alevilerin değil, Türkiye’de
demokrasiden yana olan her insanın
yanında olduğu bu fikri, Madımak
Oteli’nin aydınlanma müzesi olması
ya da ‘Demokrasi Şehitleri’ adı
altında bir müze yapılması için sizin
desteklerinize ihtiyacımız var” diye
sürdürdü. Öneri AKP oylarıyla
reddedilirken; Özdemir, “Hayırlı
olsun!.. Kürt açılımınız da bu, Alevi
açılımınız da bu, hayırlı olsun” diye
tepki gösterdi. CHP Grup
Başkanvekil Kemal Anadol da,
“Avrupa Birliği istemiyor galiba…”
diye laf attı.
AKP’nin teklifi
rahmani mi, şeytani mi?
Serbest bölgelere “vergi avantajı”
getiren yasa önerisi şu sıralar Meclis
Genel Kurulu’nda görüşülüyor.
Serbest bölgeleri “cazip” hale
getirmeyi amaçlayan yasa önerisine
aslında çok fazla itiraz eden yok.
Ancak önerinin Meclis’e geliş biçimi,
sağladığı avantajların kimlere
yarayacağı konusunda muhalefet
milletvekillerinin “kuşkuları” var.
Çünkü bu düzenleme önce Meclis’e
hükümet tasarısı olarak
gelmiş, ancak ne hikmetse
sonradan AKP Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş’ın
verdiği yasa önerisine
dönüşmüş. CHP Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzün de
görüşmeler sırasında
kuşkularını dile getirdi:
“Ben, teklif sahibinin, sahiplerinin
daha doğrusu, iyi niyetli olduklarını
düşünüyorum, tahmin ediyorum
ama bugüne kadar, özellikle son
dönemde, gerek hükümet gerekse
iktidar partisi milletvekilleri
tarafından verilmiş bulunan tekliflere
genel bir baktığımızda, açıkçası bu
teklif ‘rahmani mi (tanrısal), şeytani
mi’ diyerek bir tereddüde
düşüyorum. Çünkü bu teklifi veren
sevgili milletvekilimizin seçim
bölgesi Kayseri’ye şöyle bir
baktığımızda, Kayseri Serbest
Bölgesi’nin başkanı partinize
mensup, AKP Melikgazi Belediye
Başkanı Sayın Memduh Büyükkılıç.
Şimdi, bu, serbest bölgenin başkanı
arkadaşlar. Peki, bu başkanın
hepinizin de yakinen tanıdığı
ağabeyi, Deniz Feneri davasından
cezalı duruma düşen noter İsmet
Büyükkılıç. Bunu da biliyor
muydunuz arkadaşlar? Kayseri
Serbest Bölgesi’nin yönetimi, daha
geçen hafta, kısa bir süre önce,
yönetim kurulu toplantısı yapıp
Kayseri’de serbest bölgede
bulunan arazilerin metrekare
birim fiyatını 7 dolardan 5
dolara düşürmüş. Şimdi,
bütün bunları topladığımızda,
bu kanunun neden alelacele
Meclis Genel Kurulu’na
getirildiğini ve dolayısıyla,
Kayseri Milletvekilinin de bu
teklifi neden verdiğini, sorularımıza
özellikle muhatap olan bakanın, bu
yüce Meclis’te neden olmadığının
hepsine total alarak baktığımızda,
kuşkusuz bu tereddütlere
düşüyoruz. Tabii, Kayseri’deki
sanayici arkadaşlarımızın durumuna
baktığımızda onların da bu
kanundan çok memnun
olmadıklarını, bu bölgede bireysel
olarak taleplerin az olduğunu ancak
hatırı sayılır bir holdinge Kayseri
Serbest Bölgesi’nin, tabiri caizse
peşkeş çekileceği konusunda da
tereddütleri olduğunu söylemek
istiyorum...”
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
Algan Hacaloğlu.