19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SÖYLEŞİ 9 CMYB C M Y B Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ Sendikasõ Genel Sekreteri Yavuz Demirkol: ÖZLEM YÜZAK 28 Aralõk’ta TCDD Genel Müdürlü- ğü’nün kararõ ile “verimsiz işletildikle- ri” ve “işletildikleri parkurlarda yol ça- lışmaları yapılacağı” gerekçesiyle Ana- dolu’da birçok tren seferlerine son verildi. Ankara-Zonguldak hattõndaki Karael- mas Ekpresi, Ankara-Kars hattõndaki Erzurum Ekspresi, Ankara-Malatya ara- sõnda sefer yapan 4 Eylül Mavi Treni, An- kara-Basmane arasõnda işleyen 9 Eylül Ekspresi bunlardan bazõlarõ... AKP ikti- darõ demiryollarõna önem verdiğini söy- lerken tam aksi uygulamalara şahit olu- yoruz. Sessiz sedasõz bir demiryolu tas- fiyesi yaşanõyor sanki. Ayrõca raydan çõ- kan, çarpõşan trenlerle birlikte insan ya- şamõ ve güvenliği de devriliyor. Türki- ye’de demiryolu ulaşõmõnda yaşanan so- runlarõ Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ Sendikasõ Genel Sekreteri Yavuz De- mirkol ile konuştuk. - TCDD Yönetimi kararıyla birçok hattaki yolcu treni seferden kaldırılı- yor! Bunun nedeni nedir? - Yavuz Demirkol: Hani dönemin Mil- li Eğitim Bakanõ’nõn efsaneleşmiş bir sö- zü vardõr: “Okullar olmasa milli eğiti- mi ne kadar güzel yönetirim.” Mantõk aynõ mantõk; eğer yollarõ yenileyemi- yorsanõz, insanlarõ yollarda perişan edi- yorsanõz, yani asli göreviniz olan tren iş- letmeciliğini yapamõyorsanõz. Yapõla- bilecek en kolay, doğal olarak trenleri kal- dõrmak oluyor. Son 7 yõl içinde “de- miryollarının devlet politikası haline getirildiğini” her fõrsatta ifade eden AKP döneminde 198 kilometrelik Esen- kent-Hasanbey arasõ hõzlõ tren işletme- ciliğinin öne çõkartõldõğõ, 11 bin km. konvansiyonel mevcut demiryolunun ise kendi kaderine terk edildiği bir süre- ci yaşamaktayõz. Demiryollarõnõn yeni- den yapõlanmasõnõ öngören yabancõ fir- malarõn hazõrladõğõ raporlarda da benzer gerekçelerle yolcu trenlerinin kaldõrõlmasõ istenmişti. Ve şimdi dõşarõdan ayarlõ bu misyon demiryolu yolcu işletmeciliğine son noktayõ koymak için düğmeye bas- mõş durumda. AKP döneminde bugüne kadar peyderpey 50’ye yakõn yolcu tre- ni seferden kaldõrõldõ ve son olarak 28.12.2009 tarihinde “verimsiz işletil- dikleri” ve “işletildikleri parkurlarda yol çalışmaları yapılacağı” gerekçele- riyle 8 trenin birden seferlerine son ve- rildi. Unutulmamalõdõr ki TCDD kamu ik- tisadi kuruluşudur ve ürettiği hizmet ka- musaldõr. Demiryolu taşõmacõlõğõnõ kâr/zarar hesaplarõyla değerlendirmek mümkün değildir. ‘Kervanı yolda diziyorlar’ - Raydan çıkan, çarpışan trenlerle birlikte insan yaşamı ve güvenliği de devriliyor. Son yıllarda yaşanan ka- zaları nasıl değerlendiriyorsunuz? TCDD de bir yönetim zafiyeti mi söz konusu? - Aslõnda kazalarõn artõş süreciyle TCDD’nin yeniden yapõlanma süreci birbirine paralel gidiyor. Dünya Banka- sõ ve AB finansõyla uygulamaya konulan yeniden yapõlanma projeleri beraberinde demiryolu güvenliğini de tartõşõlõr hale ge- tirmiştir. Yeniden yapõlanma projeleri en fazla AKP hükümetleri zamanõnda uy- gulamaya konulmuş ve beraberinde de- miryollarõ tarihinin en büyük kazalarõ da bu süreçte meydana gelmiştir. Pamuko- va hõzlandõrõlmõş tren faciasõ, ilk özel tren olan Erdemir treninin devrilmesi, Tav- şancõl çarpõşmasõ, Temelli hemzemin geçit kazasõ, Kütahya’daki Pamukkale Ekspresi kazasõ, hõzlõ trenin yoldan çõk- masõ, Eskişehir Ekspreslerinin çarpõşmasõ vb. AKP döneminde her yõl ortalama 13 tren çarpõşmasõ gerçekleşmiş. Aynõ pa- ralelde her yõl ortalama 100 tren yoldan çõkmõş. Yõlda ortalama 100 insanõmõz tren kazalarõnda (hemzemin geçit çarpõşma- larõ da dahil) hayatõnõ kaybederken or- talama 250 vatandaşõmõz da kazalarda ya- ralandõ. Diğer yandan iş kazalarõ da be- raberinde arttõ. Bu istatistikler gelişmiş ülke ortalamalarõnõn birkaç misli üzerinde sey- retmektedir. - Hızlı tren pro- jesini nasıl değer- lendiriyorsunuz? - AKP 22 Tem- muz öncesi seçim bildirgesindeki hükü- met programõnda Ankara-Eskişehir eta- bõnõn tamamlandõğõ yazõlmõştõ. Ankara - İstanbul’u bõrakõn, tamamladõ dedikleri hat bile halen tamamlanmõş değil. An- kara-Esenkent ve Hasanbey - Eskişehir arasõnda eksiklikler çok, Eskişehir hõzlõ tren garõna daha yeni başlandõ. Ankara hõzlõ tren garõnõ ise mahkeme durdurdu. Oysa Ankara - İstanbul arasõnõn en so- runsuz kõsmõ bu kesimdir. Eskişehir İs- tanbul arasõnda ise çalõşmalar geçen yõl içerisinde başladõ. Gerek arazi yapõsõ, ge- rekse güzergâh oldukça sorunlu. Zaten projenin başlangõcõndan bugüne bir göz attõğõmõzda projenin bir düşünsel altya- põnõn, ürünü olmadõğõnõ rahatça görebil- mekteyiz. Proje adeta “kervan yolda di- zilir” mantõğõyla uygulanan bir proje ol- muştur. Önce rehabilitasyon projesi ola- rak başlõyor. İhale aşamasõnda 200 km/s hõzlõ tren projesine çevriliyor. Proje yü- rürken sürat sonradan 250 km/s çõkarõlõ- yor. Kimse neden 160 km. daha kõsa olan Ayaş’tan geçen güzergâhtan vazgeçildi- ğini sorgulamõyor. Gebze’den öte nasõl gidileceği konusundaki sorularõn cevap- larõ ise alõnabilmiş değil. Hõzlõ trenlerin Marmaray’dan geçip geçmeyeceği ise ay- rõ bir sorun! - Ulaştırma Bakanlığı bütçesinden demiryollarına ayrılan pay nedir, ka- rayollarına nedir? - TCDD için öngörülen miktar son 2 yõlda kâğõt üzerinde 2-2.5 milyar TL’ler- le ifade edilmektedir. Ancak harcamalara, yani yatõrõm için öngö- rülen tutarlarõn gerçekleşmelerine bak- tõğõmõzda harcamanõn yüzde 40’larda kaldõğõ görülmektedir. Kaldõ ki yatõrõm amaçlõ yapõlan harcamalarõn yüzde 80’ini aşan kõsmõ sonu belirsiz hõzlõ tren proje- lerine gitmektedir. Kõyaslayarak söyle- mek gerekirse TCDD’nin işlettiği 11 bin kilometrelik konvansiyonel hat için ay- rõlan kaynak ve doğal olarak harcama, AKP öncesi dönemde ayrõlan kaynağõn ancak yüzde 60’õna ulaşabilmektedir. Demiryollarõna en büyük kaynağõ ayõr- dõk denilen 2008-2009 yõllarõnda kara- yollarõ için harcanan paranõnsa demiryolu için harcanan paranõn yaklaşõk 8 katõ dü- zeyinde olduğunu da dikkatinize sunmak isterim. Sonuç olarak demiryollarõnca ka- musal olarak yerine getirilen ulaşõm hiz- metinin kamusal niteliğini ortadan kal- dõrmõştõr. Vitrin projelerle kamuoyunun yanõltõlmasõ da ihmal edilmemiştir. - Türkiye’nin nasıl bir ulaşım politikası olmalı? - Kuşkusuz demiryolu ve denizyolu ağõrlõklõ bir ulaşõm politikasõ olmalõdõr. Ancak daha gerçekçi bir söylem, ancak ulaştõrma ana planõnõn hazõrlan- masõ sonrasõnda oluşturulabilir. Bu dönemde böyle bir çalõşma için ümitlenilmişse de dağ fare doğurdu ve ana plan hazõrlõklarõ stratejilerin belirlenmesin- den öteye geçemedi. - Demiryolu altyapısında yerli sanayi teşvik edi- leceğine ilişkin bir karar alınmıştı... - Maalesef bu da tanõmsõz hedeflerden birisi olarak kaldõ. TCDD’ye ait fabrikalarõn teknolojik yönden destekleneceği ve yerli sanayi ile üretimin katlanaca- ğõ beklenirken tõpkõ TEKEL’de yaşananlara benzer bir süreçle karşõ karşõya kaldõk. İlk uygulama TCDD’ye ait Adapazarõ’ndaki TÜ- VASAŞ’ta gözlendi. Fabrikaya ortak aranõrken yeni ortakla fabrikanõn arka bahçesinde yeni bir fabrika kuruluverdi. Buradaki işler, işçiler ve eski fabrikanõn kurulu kapasitesi hiçbir şekilde dikkate alõnmadõ. Şimdi TÜVASAŞ’õ yeni fabrikanõn taşeronu olarak kullanmak istiyorlar. Dönem içerisinde atõlabilen tek somut adõm KAR- DEMİR’in ray üretmeye başlamasõ oldu. - Tamamlanmamış atıl bırakılmış projeler var mı? Bunların maliyeti nedir? - Akla hemen kuşkusuz olarak kamuoyunda “Ayaş Tüneli” olarak bilinen 1975’te DPT programõna gi- rip, 1976’da ihalesi yapõlan 1977’de temeli atõlan An- kara-İstanbul arasõ demiryolunu 160 kilometre kõsal- tacak olan şimdiye kadar resmi söyleme göre 700 milyon (trilyon) harcandõğõ söylenen “Sürat Demir- yolu Projesi” geliyor, ayrõca Malatya’da yapõmõ yõl- lar önce biten, ancak işletmeye geçilmeyen vagon fabrikasõnõ da unutmamak gerekiyor. Ancak bizim için en dramatik olanõ son 40 yõlda DLH Genel Mü- dürlüğü’nce projelendirilen ve tatbikat projeleri bile hazõrlanmõş olarak bekleyen ülkenin temel ulaştõrma problemine kökten çözüm getirecek proje stokunun bir türlü hayata geçirilememiş olmasõdõr. 1963 Yõlõnda Kars’õn Selim ilçesine bağlõ Kõrkpõnar köyünde doğdu. İlkokulu Sarõkamõş’ta, Ortaokulu Selim’de bitirdi. Eskişehir’de bulunan TCDD Meslek Lisesi’nden 1980 yõlõnda mezun olduktan sonra mecburi hizmetli olarak demiryollarõnda çalõşmaya başladõ. Bu arada Gazi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü’nü bitirdi ve Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi Uzmanlõk Programõ’nda yüksek lisans yaptõ. Halen KESK’e bağlõ Birleşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ Sendikasõ’nda (BTS) genel sekreterlik görevini sürdürmekte ve TCDD 2. Bölge Müdürlüğü’nde kontrolör olarak çalõşmaktadõr. “Ayaş Yollarõnda Tünelim Kaldõ” isimli bir araştõrma kitabõ 2008 yõlõnda yayõmlandõ. Son 7 yõl içinde ‘demiryollarõnõn devlet politikasõ haline getirildiğini’ her fõrsatta ifade eden Adalet ve Kalkõnma Partisi (AKP) döneminde 198 kilometrelik Esenkent- Hasanbey arasõ hõzlõ tren işletmeciliğinin öne çõkartõldõğõ, 11 bin km. konvansiyonel mevcut demiryolununsa kendi kaderine terk edildiği bir süreci yaşamaktayõz. PORTRE Süreç TEKEL’de yaşananlara benziyor - Bunu yanõtlamak çok kolay. Çünkü AKP iktidarõ işe başladõğõn- da hedefini 15 bin km. duble yol olarak belirledi, demiryollarõ ise sahip olduğu taşõnmazlarõ ile bu- nun finansman kaynaklarõndan sa- dece biri olarak görülüyor. Aslõnda bunu gizli saklõ da yapmõyorlar. AKP döneminde belirlenen kurum- sal hedeflerin içerisinde; ihtiyaç fazlasõ taşõnmaz mallarõn değerlen- dirilerek satõlmasõ... Tüm gar ve is- tasyonlarõn gelir getirecek şekilde alõşveriş ve kültür merkezine dön- üştürülmesi... Taşõnmaz mallardan elde edilen gelirlerin yüzde 400’ün üzerine arttõrõlmasõ... Kentle bütün- leşen en az 10 garõn cazibe merkezi haline getirilebilmesi için imar planlarõnõn tamamlanmasõ... Taşõn- maz mallardan elde edilen gelirin yüzde 100 arttõrõlmasõ... Tüm garla- rõn kentle bütünleştirilmesi için ge- rekli çalõşmalarõn sonuçlandõrõlma- sõ ve 16 garõn imar planlarõnõn ta- mamlatõlmasõ vb. hedefler açõkça ifade edilmiştir. İşe Haydarpa- şa’dan başladõlar. Kuleler, marina- lar diyerek bir yandan Haydarpaşa için planlamalar yaparlarken bir yandan da hedefi hõzla büyüttüler. Sadece 2009 yõlõ içerisinde 25 gardaki yaklaşõk 10 milyon metre- kare taşõnmazõ Özelleştirme İdaresi Başkanlõğõ’na satõlmak üzere dev- rettiler. Yani, nerede demiryolu arazisi varsa orda rant da vardõr yaklaşõmõ. Doğal olarak bu anlayõ- şõn ülkenin ihtiyaçlarõ doğrultusun- da bir ulaştõrma politikasõ yürüte- meyeceği açõktõr. - Demiryolu altyapısını çağdaş koşullara uygun hale getirmenin maliyeti nedir? - Çağdaş bir ulaşõm sistemine eri- şimi biz maliyet olarak adlandõrmõ- yoruz. Bir önceki soruda belirttiği- miz gibi yanlõş ulaşõm politikalarõ- nõn maliyetini toplum olarak zaten katbekat ödemek durumunda kalõ- yoruz. Basit bir hesapla, demiryolu taşõma payõnõn arttõrõlmasõyla sağla- nacak tasarrufla birkaç yõl içerisin- de çağdaş bir demiryolu sistemine kavuşmak mümkün olacaktõr. Ülkemizde ulaştõrma için harca- nan paranõn 50 milyar TL’ye ulaştõ- ğõ tahmin edilmektedir. Demiryolu taşõmacõlõğõnõn payõnõ yüzde 25’e çõkarmakla bu maliyetin yüzde 15 küçüleceği öngörülmektedir. Asõl gerçeklik acilen toplumu bu bedel- leri ödemekten uzaklaştõrmaktõr. Ancak açõkça görülmüştür ki AKP iktidarõ ile bu yanlõştan dönülmesi imkânsõz hale gelmiştir. AKP’yle her yõl 13 kaza Neden sizce demiryollarına yatırım yapılmıyor? CHP’nin Dumanlı ‘Seçim Yatırımı’! CHP son günlerde sigara tiryakilerine iki selam gönderdi. Önce, CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, yasağın yumuşatılması, lokanta, kahvehane, kafeterya, birahane gibi yerlerde tütün ürünleri içilen ve içilmeyen bölmeler yapılmasına ilişkin bir yasa önerisi verdi. Arkasından, bu kez CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu, kapalı yerlerde sigara yasağının 2015 yılına dek ertelenmesi için bir yasa önerisi verdi. Hacaloğlu, “önerinin CHP MYK toplantısında görüşüldüğüne” de vurgu yaparak önerinin “partinin resmi görüşü” olduğunun altını çizdi. Şevket Köse’in bir diş hekimi olduğuna, Hacaloğlu’nun da bir süre önce by-pass ameliyatı geçirdiğine dikkat çeken sigara karşıtları bu girişimi ayıplarken “CHP’nin seçim yatırımı” olarak değerlendiriyor. İlginç olan, ne Köse ne de Hacaloğlu sigara içiyor. TBMM kulislerinde CHP milletvekilleri arasında bu konuda atışmalar yaşanırken tiryaki MYK üyelerinden Faik Öztrak, “Milletin siniri bozuldu. Manisa’da sigara içemeyen biri adam öldürdü. Milletin sosyal hayatı kalmadı” diye önerileri savunuyor. Öztrak, “Yasağın en azından sigara tüketimini azaltmanıza katkısı olmadı mı” sorusu üzerine de geri çekilmiyor: “Hayır, tersine arttırdım. Biraz sonra içemeyeceğim, içeride sigara içilmiyor, diye normalde içeceğimden daha fazla içiyorum.” İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, bir doktor olarak önerilere sıcak bakmıyor. Şevket Köse ise, “Ben sigara da içmem, alkol de. Ama yasak çok abartıldı. Birçok insan mağdur oldu. Tebrik telefonları alıyorum” diye önerisine sahip çıkıyor. CHP kulislerinin en “sıcak”, en “dumanlı” konusu sigara. Sağlık gibi bir konuda popülist, seçmene selam girişimleri tartışılır. Ancak “sinemaseverler” -yasağa sonuna dek destek verenler bile- filmlerin sigaralı sahnelerinde mozaikleme yapılmasından -ya da CNBC-E’de ağızlara çiçek kondurulmasından- şikâyetçi... CHP’li Sacid Yıldız da, “Yasağa destek verdim. Ama sigarasız bir Kazablanka filmi düşünebiliyor musunuz” diye soruyor... ‘Kozmik oda’ müze olsun, ‘Madımak’ olmasın! TBMM’de geçen hafta CHP Adıyaman Milletvekili Şevket Köse’nin Madımak Oteli’nin “Demokrasi Şehitleri Müzesi” yapılmasına ilişkin yasa önerisinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önerisi görüşüldü. Köse, “Alevi çalıştayları yapılıyor ancak somut adımlar atılmıyor. Eğer iktidar somut adım atmak istiyorsa, AKP iktidarı samimiyse Madımak Oteli’ni barışın, sevginin, hoşgörünün, demokrasinin yaşatıldığı bir müze haline getirsin, güzel ve anlamlı bir anıtla bu müzeyi taçlandırsın. Maalesef, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay kozmik odayı müze yapacaklarını söylemiş ve kozmik odayı tarihe karıştırmaktan bahsetmiş. Sayın Bakan’a önerimiz: Bıraksın kozmik odayı da Madımak Oteli’ni müze yapsın” dedi. CHP Sıvas Milletvekili Malik Ecder Özdemir de, “Son zamanlarda yaptığınız, sözüm ona, ‘Kürt açılımı’, ‘Alevi açılımı’, ‘Roman açılımı’ adı altında sözde açılımlarla toplumda bu sefer bir bölünme kuşkusu yaratmaya başladınız. Türkiye’nin başkentinde, Ankara’da, kapatılmış bir siyasi partinin genel başkanı kiralık ev bulamaz noktaya geldi” diye konuştu. AKP’li İsmail Bilen, “Sizin sayenizde” diye laf atarken, Özdemir sözlerini, “Bizim sayemizde değil, sizin sayenizde Türkiye bugün bu noktada. Madımak Oteli’nde bulunan tam on sekiz yıl önce yaşanmış bir insanlık ayıbı var. Sayın Başbakan’a, AKP Grubu’na samimiyetle sesleniyorum: Eğer bu konuda samimiyseniz gelin yeni yılın ilk oturumunda bir birliktelik, yeni bir başlangıç yapalım ve sadece Alevilerin değil, Türkiye’de demokrasiden yana olan her insanın yanında olduğu bu fikri, Madımak Oteli’nin aydınlanma müzesi olması ya da ‘Demokrasi Şehitleri’ adı altında bir müze yapılması için sizin desteklerinize ihtiyacımız var” diye sürdürdü. Öneri AKP oylarıyla reddedilirken; Özdemir, “Hayırlı olsun!.. Kürt açılımınız da bu, Alevi açılımınız da bu, hayırlı olsun” diye tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekil Kemal Anadol da, “Avrupa Birliği istemiyor galiba…” diye laf attı. AKP’nin teklifi rahmani mi, şeytani mi? Serbest bölgelere “vergi avantajı” getiren yasa önerisi şu sıralar Meclis Genel Kurulu’nda görüşülüyor. Serbest bölgeleri “cazip” hale getirmeyi amaçlayan yasa önerisine aslında çok fazla itiraz eden yok. Ancak önerinin Meclis’e geliş biçimi, sağladığı avantajların kimlere yarayacağı konusunda muhalefet milletvekillerinin “kuşkuları” var. Çünkü bu düzenleme önce Meclis’e hükümet tasarısı olarak gelmiş, ancak ne hikmetse sonradan AKP Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş’ın verdiği yasa önerisine dönüşmüş. CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün de görüşmeler sırasında kuşkularını dile getirdi: “Ben, teklif sahibinin, sahiplerinin daha doğrusu, iyi niyetli olduklarını düşünüyorum, tahmin ediyorum ama bugüne kadar, özellikle son dönemde, gerek hükümet gerekse iktidar partisi milletvekilleri tarafından verilmiş bulunan tekliflere genel bir baktığımızda, açıkçası bu teklif ‘rahmani mi (tanrısal), şeytani mi’ diyerek bir tereddüde düşüyorum. Çünkü bu teklifi veren sevgili milletvekilimizin seçim bölgesi Kayseri’ye şöyle bir baktığımızda, Kayseri Serbest Bölgesi’nin başkanı partinize mensup, AKP Melikgazi Belediye Başkanı Sayın Memduh Büyükkılıç. Şimdi, bu, serbest bölgenin başkanı arkadaşlar. Peki, bu başkanın hepinizin de yakinen tanıdığı ağabeyi, Deniz Feneri davasından cezalı duruma düşen noter İsmet Büyükkılıç. Bunu da biliyor muydunuz arkadaşlar? Kayseri Serbest Bölgesi’nin yönetimi, daha geçen hafta, kısa bir süre önce, yönetim kurulu toplantısı yapıp Kayseri’de serbest bölgede bulunan arazilerin metrekare birim fiyatını 7 dolardan 5 dolara düşürmüş. Şimdi, bütün bunları topladığımızda, bu kanunun neden alelacele Meclis Genel Kurulu’na getirildiğini ve dolayısıyla, Kayseri Milletvekilinin de bu teklifi neden verdiğini, sorularımıza özellikle muhatap olan bakanın, bu yüce Meclis’te neden olmadığının hepsine total alarak baktığımızda, kuşkusuz bu tereddütlere düşüyoruz. Tabii, Kayseri’deki sanayici arkadaşlarımızın durumuna baktığımızda onların da bu kanundan çok memnun olmadıklarını, bu bölgede bireysel olarak taleplerin az olduğunu ancak hatırı sayılır bir holdinge Kayseri Serbest Bölgesi’nin, tabiri caizse peşkeş çekileceği konusunda da tereddütleri olduğunu söylemek istiyorum...” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan [email protected] Algan Hacaloğlu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle