Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
11 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
İlhan Selçuk’la demokrasiyi,
siyasi partileri, askeri ve sivil
vesayeti, Cumhuriyet’in yayın
çizgisini konuştuk bu hafta...
Sanayileşmemiş bir İslam
ülkesinde, Bilimsel Devrim’in
ürettiği Aydınlanma felsefesine,
iktidar-asker ve medya ilişkisine
de değindik...
İlhan Ağabey’e sordum:
“Cumhuriyet’in hem imtiyaz
sahibi hem de başyazarı olarak,
askeri darbelere ve baskıcı otoriter
tek partili rejimlere nasıl
bakıyorsunuz?”
İlhan Ağabey koltuğunda
oturuyordu ve kucağından günlük
gazeteler vardı...
İlhan Selçuk:
“Artık askeri darbeler dönemi
kapandı. Ben bunu yazılarımda da
belirtmiştim. Türkiye ‘darbe olacak
mı, olmayacak mı’ tartışmalarını
yapmamalı. O dönem kapandı.
Türkiye’nin demokrasiyi ve
özgürlükleri geliştirmesi gerekir.
AKP, demokratik açılım dedi ama
bugüne değin yaptığı bir şey yok.
Önce şu Seçim ve Partiler Yasası
değiştirilsin.”
İlhan Ağabey ardından ekledi:
“Temel hak ve özgürlüklerin
olmadığı, basının teksesli hale
getirilmek istendiği bir ülkede
demokrasiden ve özgürlüklerden
söz edilemez.
Biz Cumhuriyet gazetesi olarak
ne askeri vesayeti ne de sivil
vesayeti sahipleniriz. Askeri
vesayeti ortadan kaldıralım derken,
bir bakarsınız sivil baskıcı bir
rejimin vesayeti altına girmişiz. O
zaman ne yapacağız? Biz
demokrasiden ve özgürlüklerden
yana tarafız. Cumhuriyet Vakfı
senedinde her şey yazılı.
Cumhuriyet’in anayasası bu. Laik
demokratik Cumhuriyet, üniter
devlet yaşayacak.
Cumhuriyet öyle kolay kurulmadı.
Aydınlanma Devrimi’nin ışığında
yürüyeceğiz. Demokrasimiz ancak
öyle gelişebilir.”
Bu haftaki sohbetimiz çok uzun
sürdü. Karşılıklı şakalaştık.
Yaşamdan söz ettik, eski
anılarımızı anımsadık...
İlhan Ağabey’e sordum:
“Erken seçim olursa nasıl bir
politika izleyeceğiz?”
Selçuk:
“Biz tüm partilere eşit uzaklıkta
duracağız. AKP’li bakanlarla da
görüşeceğiz, Başbakan Erdoğan’la
da, Cumhurbaşkanı Gül’le de. CHP
lideri Baykal’la da ve MHP lideri
Bahçeli’yle de.. BDP’lilerle de...
Biz ne bir siyasi partiyiz, ne de
demokratik kitle örgütüyüz.
Haberde yayın çizgimiz belli. Temel
hak ve özgürlükleri savunuyoruz.
AKP’ye karşı muhalif çizgimizi
koruyacağız. Irk ayrımcılığına
karşıyız. Daha demokratik ve daha
özgür bir Türkiye’den yanayız.
Yunus Nadi’nin 1924 yılında
yayımladığı yazısında değindiği
gibi, Cumhuriyet ne hükümet
gazetesidir ne de parti
gazetesidir. Cumhuriyet yalnız
Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın
anlatımıyla demokrasinin
savunucusudur. Cumhuriyet ve
demokrasi fikir ve esaslarını
yıkmaya çalışan her kuvvete karşı
mücadele edecektir.”
İlhan Ağabey, “Bizim yaşamımız
demokrasi ve çağdaşma yoludur”
dedikten sonra önemli bir noktanın
da altını çizdi:
“Ülkemizde her anlamıyla gerçek
bir demokrasi kurulması için,
Cumhuriyet gazetesi tüm varlığıyla
çalışacaktır. Atatürk devrim ve
ilkelerinin açtığı ‘aydınlanma’
yolunda, aklın bağnazlıktan, bilimin
dinden bağımsızlaşması, laiklik
ilkesinin toplumca benimsenmesi
için çaba gösterecektir.
İnsan Hakları ve Temel
Özgürlükler Bildirgesi’ni,
demokrasinin evrensel anayasası
olarak benimseyen Cumhuriyet,
amaçlarına ancak Atatürk’ün
kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin
bağımsızlığı ve bütünlüğü
kapsamında ulaşılacağını temel
ilke sayar.
Ayrıca şunu belirteyim:
Atatürkçülük ve ulusalcılık adı
altında şoven milliyetçilik yapılıyor.
Bu yanlış; Atatürk’ün milliyetçiliği
şovenizm değil, kültür
milliyetçiliğidir. Bir de ‘sandıkla
gelen sandıkla’ gider. Türkiye’nin
geleceği asker-sivil baskıcı
rejimlerde değil, demokrasidedir.
Bugün yaşadığımız sorunlara
sınıfsal temelde bakmak
zorundayız.”
İlhan Ağabey, Türkiye’de ve
dünyadaki tüm olayları yakından
izliyor...
Gazeteleri ve dergileri okuyor,
köşe yazılarını hiç kaçırmıyor...
Bu arada bir espri patlatıyor:
“Yılbaşında televizyonları
seyredince Türkiye’ye irtica-
mirtica gelmez dedim, ortalık
ayağa kalktı... Bak Hikmet, kimse
asker darbe yapacak diye siyaset
yapmasın. Artık Türkiye’de askeri
darbeler dönemi kapanmıştır.
Ben Türkiye’nin zaman
yitirmeden
demokratikleşmesini istiyorum.
Demokrasi ve özgürlükleri kim
genişletirse ona gönülden destek
veririm.
Faili meçhul cinayetlerin
aydınlatılmasından, ülkemize barış
ve huzur gelmesinden, akan kanın
durmasından yanayım.
Türkiye kendisiyle yüzleşmeli.
Başta söylediğim gibi, askerin de
sivil rejimin de vesayetine
giremem, giremeyiz Cumhuriyet
olarak.”
Sohbetimiz uzadıkça uzuyor...
İlhan Ağabey her geçen gün
iyileşiyor...
Gözleri pırıl pırıl ve aydınlık...
Kız kardeşi Ülfet Ertel kahve
sunuyor... Onun da gözlerinde bir
mutluluk çiçeğinin açtığını
görüyorum...
İlhan Selçuk daha sonra şöyle
diyor:
“TEKEL işçilerinin haklı
direnişlerini alkışlıyorum. Onlara
selam gönderiyorum. Örgütlü bir
toplum olmalıyız.
Demokrasinin olmazsa olmaz
koşuludur bu. Temel hak ve
özgürlüklerin genişletilmesi
gerekir. Gazeteciler, yazarlar,
bilim insanları düşüncelerinden
ötürü hapis yatmamalı.
İdeolojileri ne olursa olsun,
onlar özgürce yazmalı ve
konuşmalı. Bak, az daha
unutuyordum, Tayyar Eraslan’a
selam söyle, kendine iyi baksın!”
Dışarıya çıkıyorum...
Otomobile binip gazeteye
dönerken Fazıl Hüsnü
Dağlarca’nın bir şiiri geliyor
aklıma:
“Milyarları saysın çelik dev ne
çıkar
Yaşamam tek
Kocaman bir gözüm, kocaman
bir ağız
İşte akar düşüncemde gece su
İşte akar yüreğimde su çiçek.”
Bu hafta İlhan Selçuk’la
sohbetimizin bir bölümünü
yazdım... Devamı önümüzdeki
pazartesi... İlhan Ağabey’in
önemli mesajları var...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İlhan Selçuk: ‘Ne Askeri
ne de Sivil Vesayet!’
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Başbakanlõk İnsan Haklarõ Başkanlõğõ 2009 yõlõna ilişkin raporunda çarpõcõ veriler
En fazla şikâyet sağlõktan
FIRAT KOZOK
ANKARA - 2009 yõlõnda
insan haklarõ ihlali iddiasõyla
Başbakanlõk’a yapõlan başvu-
rularda ilk sõrayõ sağlõk ve has-
ta hakkõ alõrken, onu yaşam ve
çevre hakkõ izledi. En fazla şi-
kâyet özel sektörden gelirken,
sağlõk kurumlarõ ve belediyeler
de yurttaşõn “insan hakları
ihlal ediliyor” dediği yerlerin
başõnda geldi.
Başbakanlõk İnsan Haklarõ
Başkanlõğõ’nõn 2009 yõlõ insan
haklarõ ihlal iddialarõna ilişkin ra-
poru 2009 yõlõna ilişkin çarpõcõ
veriler ortaya koydu. Rapora
göre, 2009 yõlõnõn ilk 10 ayõnda
Başbakanlõk’a 1806, il ve ilçe in-
san haklarõ kurullarõna da 2 bin
105 olmak üzere toplam 3 bin
911 kişi ihlal iddiasõyla başvu-
ruda bulundu.
İhlal edildiği ileri sürülen hak
konularõnda ilk sõrayõ “sağlık ve
hasta hakkı” aldõ. Toplam 413
kişi bu iki konuda ihlal başvu-
rusu yaptõ. 272 kişi “yaşam
hakkı”, 163 kişi de “çevre hak-
kı” konusunda Başbakanlõk’a şi-
kâyette bulundu. 147 kişi “di-
lekçe hakkı”, 93 kişi “kötü
muamele yasağı”, 74 kişi “tu-
tuklu ve hükümlü hakkı”, 63
kişi “çalışma ve sözleşme hak-
kı”, 54 kişi “kişi hürriyeti ve
güvenliği hakkı”, 51 kişi “eği-
tim ve öğrenim hakkı”, 40 ki-
şi de “ayrımcılık yasağı” ko-
nularõnda insan haklarõnõn ihlal
edildiği gerekçesiyle şikâyet di-
lekçesi verdi.
Yoğun kuyruklara tepki
“Sağlık ve hasta hakları” ile
ilgili başvurularda şikâyet ko-
nularõ, “doktor ve hemşirelerin
hastalara gerektiği kadar
özenli davranmamaları, yan-
lış tedavi sonucu gerçekleşen
olumsuzluklar, hastanelerde-
ki yoğun kuyruklar, hastane-
lerdeki araç gereç eksikliği
ve kötü tedavi koşulları” olur-
ken; “tutuklu ve hükümlü hak-
ları” ile ilgili şikâyetler “tutuklu
ve hükümlülerin daha iyi ya-
şama isteği, özellikle yetersiz
gıda ve sağlık imkânlarıyla
ilgili sıkıntılar, iletişimde kar-
şılaştıkları sorunlar, ayrım-
cılıkla ilgili konular ve af ta-
lepleri” gibi konulardan geldi.
“Çevre hakkı” konusunda
en fazla şikâyet edilen konu
“baz istasyonlarının yaydığı
radyasyon” olurken, bunu
“kuraklık ile birlikte gelen su
sıkıntısı ve içme sularının ka-
litesinin giderek düşmesi,
kentlerde yaşanan trafik ve
araba park yeri sorunları,
yerleşim yerlerine yakın eğ-
lence merkezlerinden ve kah-
vehanelerden kaynaklanan
gürültü kirliliği” izledi.
Başvurularõn yoğun olduğu
diğer konular bazõ bölgelerde kõz
çocuklarõnõn okula gönderilme-
mesi, haksõz işten çõkarõlmalar,
işyerlerinde ve okullarda mezhep
ya da etnik kökenlerinden ötü-
rü yapõlan ayrõmcõlõklar oldu.
Rapora göre, en fazla şikâyet
edilen kurumlarda ilk 3 sõrayõ
özel sektör, sağlõk kurumlarõ ve
belediyeler aldõ. Toplam 399
kişi özel sektörün politikala-
rõndan yakõnõrken, 299 kişi
sağlõk kurumlarõnõ, 137 kişi
de belediyeleri Başbakanlõk’a
şikâyet etti.
Yurttaşlar baz istasyonlarõndan hastane kuyruklarõna, park yeri sorunlarõndan
etnik ve mezhepsel ayrõmcõlõğa kadar birçok konuda Başbakanlõk İnsan Haklarõ
Başkanlõğõ’na ihlal başvurusu yaptõ.
ABDULLAH ÖCALAN
Terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah
Öcalan, “İşte şubat ayõ yaklaşõyor. PKK
engellemek istese bile halkõn tepkisinin
önüne geçemez” diye konuştu.
ANKARA (ANKA) -
Terör örgütü PKK’nin
lideri Abdullah Öca-
lan, barõşçõl süreç geliş-
tirilmezse “katı milli-
yetçi Ergenekoncu çiz-
ginin” Kürt-Türk çatõş-
masõnõ yaratacağõnõ ileri
sürdü. Öcalan, “İşte şu-
bat ayı yaklaşıyor.
PKK engellemek istese
bile halkın tepkisinin
önüne geçemez. Ben
burada görüşlerimi ile-
tiyorum. Ben konuş-
mazsam çatışmalar
olur, kan gövdeyi gö-
türür” şeklinde konuştu.
Fõrat Haber Ajansõ’nõn
haberine göre, Öcalan
avukatlarõ aracõlõğõyla
yaptõğõ değerlendirmede,
Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül’ün bir TV prog-
ramõnda “demokratik
açılım açısından önem-
li bir çözüm fırsatının
heba edildiğini; ancak
henüz geç olmadığını”
belirttiğini anõmsattõ. Öca-
lan, Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül’e seslenmek
istediğini belirtti.
Öcalan, çözümde sa-
mimi, ciddi olmalarõ ha-
linde, bu sürenin iyi de-
ğerlendirilmesi gerekti-
ğini ifade etti. Öcalan,
“Yok biz tasfiyeyi, im-
hayı dayatacağız diyor-
sanız, PKK kendini çok
iyi bir şekilde koruya-
bilir, yaşatabilir, bu sa-
vaşı uzun süre yürüte-
bilir. Bunun önüne geç-
mek için diyalog yolunu
başlatmalısınız. İşte Sön-
mez Köksal da söylü-
yor, diyaloğun bin bir
türlü yolu var; illa be-
nimle olmayabilir, doğ-
rudan olmayabilir. Ye-
ter ki ciddiyet olsun.
Benim rol almam iste-
niyorsa bu koşulların
değiştirilmesi gerekiyor.
Bu esaret koşullarında
ben bir şey yapamam”
diye konuştu.
BDP’nin siyasetteki sol
boşluğu doldurmasõ ge-
rektiğini söyleyen Öcalan,
“BDP’nin antifaşist tüm
sol kesimleri, radikal
demokratları kapsama-
sı lazım. Demokrat
Müslümanlar da yer
alabilir. Türkiye’nin so-
runlara yaklaşımında
üç temel çizgi var; biri
katı milliyetçi Ergene-
koncu çizgi, ikincisi
AKP, ABD, kısmen Av-
rupa ve Talabani ile Bar-
zani’nin içinde olduğu
yumuşak tasfiye çizgisi.
Üçüncüsü ise radikal
demokratların çizgisi”
dedi. Öcalan, “BDP Tür-
kiyelileşmeli, Türki-
ye’nin tüm sorunlarını
ele alan bir perspektifle
çalışmalarını yürütme-
lidir. Daha önce de söy-
lemiştim, feminist çev-
reler, çevreciler demiş-
tim. Çeşitli kesimlerden
bahsetmiştim. BDP çok
renkli olmalı, Türki-
ye’nin renkliliğini yan-
sıtmalı. Ben bunun için
üç ilkeden bahsetmiş-
tim; demokratik cum-
huriyet, demokratik va-
tan, bunun içinde Kür-
distan da var, inkâr edil-
miyor” diye konuştu.
Sarıgül, İzmir mitingine ilişkin Cevahir Otel’de basın toplantısı düzenledi.
TDHlideriMustafaSarõgül,17Ocak’taİzmir’de
‘İlkseçimdeiktidardayõz’
İstanbul Haber Servisi - Partileş-
me çalõşmalarõnõ sürdüren Türkiye
Değişim Hareketi (TDH) lideri
Mustafa Sarıgül, 17 Ocak’ta İz-
mir’de düzenleyecekleri mitingde,
partisinin kuruluş dilekçesini vere-
cekleri günü açõklayacaklarõnõ söy-
ledi. Genel başkan seçildikten son-
ra Şişli Belediye Başkanlõğõ’ndan
istifa edeceğini belirten Sarõgül,
“Türkiye’nin bir seçim daha yor-
gun iktidar ve çözüm üreteme-
yen muhalefet arasında sıkışıp
kalmasına seyirci kalmayacağız”
dedi. Sarõgül, tabandan tavana yol
alan hareketlerinin, Türkiye’nin
değişim özlemi ve beklentisini kar-
şõlayacağõnõ söyledi. TDH’nin ilk
seçimde iktidar olacağõnõ belirten
Sarõgül, İzmirlilere “İzmir’e parti
içi demokrasiyi, lidere değil hal-
ka bağlı demokrasiyi anlatmaya,
yüzde 30 kadın kotasını anlatma-
ya gidiyoruz” diye seslendi.
HARİRİ GELDİ
Lübnan’la
vize kalkıyor
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Lübnan Başba-
kanõ Saad Hariri, 2 günlük
Türkiye ziyareti kapsamõn-
da dün Ankara’ya geldi. Zi-
yaret sõrasõnda iki ülke ara-
sõnda vize zorunluluğunu
kaldõran bir anlaşmanõn im-
zalanacağõ bildirildi.
Hariri bugün Başbakan
Tayyip Erdoğan ile bir
araya gelecek. Görüşme-
lerde Lübnan’daki durum
ve Ortadoğu sorununun ele
alõnmasõ beklenirken Lüb-
nanlõ An Nahar gazetesi, zi-
yaret sõrasõnda Lübnan İçiş-
leri Bakanõ Ziya Barud’un,
karşõlõklõ olarak vize zorun-
luluğunun kaldõrõlmasõna
ilişkin bir anlaşmayõ imza-
layacağõnõ duyurdu. Lüb-
nan Savunma Bakanõ Elias
Murr’un Türk mevkidaşõ
ile iki ülkenin ordularõ ara-
sõnda eğitim ve uzman de-
ğişimi de öngören bir an-
laşmaya imza atacağõ da
bildirildi. Hariri İstanbul’da
da Türkiye-Lübnan İş Kon-
seyi toplantõsõna katõlacak.
CHP’li Günday’a saldırı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ankara Umum Otomobil-
ciler ve Şoförler Odasõ’nõn genel
kurul toplantõsõna katõlan CHP
Çorum Milletvekili Derviş Gün-
day, bir grubun saldõrõsõna uğradõ.
Toplantõda konuşturulmayan Gün-
day yumruklanõrken ceketinin düğ-
meleri de koptu. Günday, “Bunun
arkasında AKP, Belediye Baş-
kanı Melih Gökçek var” dedi.
Atatürk Kapalõ Spor Salo-
nu’nda, çalõşma raporu okunurken
salona tribün kapõsõndan CHP
Çorum Milletvekili Günday gir-
di. Bu arada salondan “yuh” ses-
leri yükselirken, bir grup da Gün-
day’a yaklaşarak ceketinden çe-
kiştirdi ve yumruk attõ. Çõkan ar-
bedede hafif bir şekilde yüzünden
yaralanan ve ceketinin düğmele-
ri kopan Günday, koruma altõna
alõndõ. Günday, VIP salonuna alõ-
nõrken “Bir milletvekilini ko-
ruyamıyorsunuz, ben milletve-
kiliyim, haberiniz yok salona gi-
rişimden” diye emniyet görevli-
lerine tepki gösterdi. Emniyet
yetkilileri ise protokol kapõsõ ye-
rine tribün kapõsõndan girdiği için
kendisini göremediklerini ve ya-
nõnda yer alamadõklarõnõ söyledi.
Genel kurulda oda başkanlõğõ
için şu anda bu görevi yürüten
Mehmet Yiğiner ile İzzet Yıldı-
rım ve Zafer Şener yarõşõyor.
‘Esnaf sessiz sakin’
Salonda adaylardan Yõldõrõm da
protesto edildi ve bir grup õslõk ça-
larak konuşmasõnõ engellemeye
çalõştõ. Yiğiner, katõlõmcõlarõn Gün-
day’õn salona girmesine tepki gös-
terdiklerini ifade ederken “De-
mek ki arkadaşların, geçmişte
Günday’a karşı birtakım sıkın-
tıları olmuş” açõklamasõnõ yaptõ.
Günday, olaydan sonra sorula-
rõmõzõ yanõtlarken “Oradaki esnaf
kesimi sessiz, sakin, çünkü yap-
tıklarımı bilirler. Ben kayıp eş-
ya bürosu kurdum, sağlık mer-
kezi açtım, şehir rehberi basıp
dağıttım, esnaf kefalet koopera-
tifleri kurdum, ücretsiz hukuk
bürosu oluşturdum, ücretsiz am-
bulans servisleri kurdum, sünnet
şölenleri yaptım. Bu saldırı,
yüzde yüz AKP’nin, Gökçek’in
müdahalesidir” dedi.
‘Yargõ ve yargõçlar kafes içinde’
Haber Merkezi - Anayasa
Mahkemesi Raportörü Doç. Dr.
Osman Can, yargõçlarõn toplum
ile ilişki kurmasõnõn mümkün ol-
madõğõnõ anlatõrken, “İlişki kur-
maya çalışanlara soruşturma
açılıyor. Yargı ve yargıçlar
adeta kafes içinde” dedi.
Kayseri’de düzenlenen bir
konferansa katõldõktan sonra ga-
zetecilerin sorularõnõ yanõtlayan
Can, “Yargıda kamplaşma var
mı” şeklindeki bir soruyu şöyle
yanõtladõ, “2 yargıcın bulun-
duğu yerde siyaset vardır.
Çünkü 2 tane insan vardır.
Her insanın kendi politik ve
felsefi düşüncesi vardır. 2’nci
olarak yargı ile toplum ara-
sında çok ciddi mesafe ortaya
çıktı. Yargı toplumun adeta
dışındadır. Sosyalleşme im-
kânları itibarıyla mesela yar-
gı mensupları lojmanlarda
oturuyor. Yargıcın toplum
ile ilişki kurması çok mümkün
değil. İlişki kurmaya başla-
dığında Adalet Bakanlığı ta-
rafından soruşturma açılıyor.
Yargı ve yargıçlar kafes içine
alınmış durumda. Ardından
da bunlardan adalet dağıt-
masını istiyorlar.”
‘Bakış değişir’
Can, ‘kafes içine’ alõnanlarõn
adalet dağõtmasõnõn mümkün
olmadõğõnõ kaydederek, “Her
insanın iç dünyasında endişe
ve korkuları vardır. Düşman
ve dost tasavvurları vardır.
Kafes içine aldığınız anda ne
olur? Hiç kimseyi tanımadan
dost ve düşmanı anlayamaz.
Düşünün bu yargıçlar parti ve
dernekleri kapatacak, toplu-
lukları şu ya da bu yönden
mahkum edecek. Ondan son-
ra da mahkûmiyetin adil ol-
masını bekliyoruz. Hangi ko-
nu olursa olsun yargıcın olay-
lara bakış açısı vardır. İşte bu
bakış kafes içindeyse farklı-
laşır, toplum içindeyse daha
farklıdır” dedi.
Can, “Parti kapatmaya kar-
şı olduğunuz için mi AKP’nin
kapatılmaması yönünde ra-
por verdiniz” sorusunu ise ya-
nõtlamayacağõnõ söyledi.
‘Konuşmazsam
kan gövdeyi
götürür’
CHP Millektvekili Derviş Günday, “Bunun arkasõnda
AKP, Belediye Başkanõ Melih Gökçek var. Yandaşlarõ
toplamõşlar, toplama insanlar yuh çekti” dedi.
Osman Can, panelin
ardından gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, yargõnõn toplumdan
uzaklaştõrõldõğõnõ ve toplumla arasõnda bir mesafe oluşturulduğunu söyledi
AnkaraUmumOtomobilcilerveŞoförlerOdasõGenelKurulu’ndakonuşturulmadõ