Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
11 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 13dishab@cumhuriyet.com.tr
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Türkiye-AB İlişkilerine
Düzgün Bakmak
Genelde AB’nin Türkiye politikasını Almanya,
Fransa ve İngiltere yönetir ve yönlendirir.
İngiltere bu yönetimde, ABD’nin tutumunu (ve
mesajlarını) büyük ölçüde yansıtır. Türkiye
konusunda Washington-Londra dayanışması,
Berlin-Paris dayanışmasından daha baskındır.
Bu da çok doğaldır. ABD ve İngiltere özellikle
Avrupa bölgesinde, yeni küresel yapılanmanın
stratejik ortakları konumundadırlar.
Almanya, Fransa ve İngiltere AB’nin Türkiye
politikasını yönlendirirken “aralarında, özde bir
fark yoktur”. Farklar sadece biçimsel,
diplomatik ve halkla ilişkiler alanlarında görülür.
“İngiltere AB üyeliğimize tam destek verirken
Almanya ve Fransa özel statüde ısrar ediyor”
türünden sansasyonel manşetler 2-3 ayda bir
medyamızda boy gösterir.
Kamuoyunda “AB’nin bir kısmı bizi almak
istiyor ama ne yapalım, şimdilik aralarında
görüş ayrılıkları var. Bu sorunu ileride
hallederiz” havası yayılmaya çalışılır. Bu
aldatmacalar, içerde olduğu kadar Avrupa’da
da kabul gören bir oyundur.
Bu aldatmacaya 1990 sonrasında Ecevit,
Demirel ve Gül gibi kimi siyasiler ara sıra karşı
çıkmışlardır. Ancak bir zaman sonra olaylar,
“sistemin güdüleri doğrultusunda”, yeniden
eski rayına oturtulmuştur.
“Brown üyeliğimizi çok istiyor ama şu Merkel
ve Sarkozy yok mu, işleri onlar bozuyor”
türünden trajikomik manşetler kamuoyuna
pazarlanır durur.
İngiliz Dışişleri Bakanı, Rum lidere 3 Ekim
2005’te, “Sakın görüşme sürecine itiraz etme,
yoksa Türkleri Kıbrıs’tan çıkaramazsın” demedi
mi? Danimarka Dışişleri Bakanı 2002’de
Avrupa basınının önünde Alman meslektaşına,
“Türkleri önce uyutup sonra da unutacağız”
açıklamasını yapmıyor muydu? Mikrofonu açık
unuttukları için bütün Avrupa medyası, bu
bilinen ama saklanan gerçeği kendi kulaklarıyla
duymuş oldu.
Aldatmacaya masum bakanlar
Türkiye’de kimileri AB’nin bu aldatmacasına
masum bir kılıf uydurarak biraz farklı bakar.
“Yüzümüzü Batı’ya ve uygarlığa çevirmek için
bu aldatmacayı kabul etmemiz iyi olur”
türünden örtülü bir kılıf bularak çelişkiye
düşerler.
91-92 yıl önce İngiliz ve Amerikan mandasını
savunanlar da aslında benzer öğelerden
etkileniyorlardı. Ama o günlerin olağanüstü
olumsuz koşulları içinde, çaresizlikten de
kaynaklanan nedenlerle bunlar söyleniyordu.
2010 yılında AB’nin gerçek Türkiye
politikasını görmemezlikten gelmek ise apayrı
bir mesele.
-Kimilerine göre, “yeni küresel sistemin
gereklerine uymanın vazgeçilmez bir sonucu.”
-Bazılarına göreyse iç siyasetin özel
hesapları sonucu ortaya çıkan bir durum.
Ancak, “Türkiye Batı değerlerine ve gerçek
demokrasiye ulaşmak için bu oyunu
oynamalıdır” sonucunu doğuran bir
değerlendirme kesinlikle geçerli değildir.
Türkiye-AB ilişkilerinde kendi kendimizi
aldatmaktan vazgeçmemiz ve Brüksel ile
ilişkilerimizi “normalleştirmemiz” gerekiyor. AB
ile Ankara arasında 6 Mart 1995’ten bugüne
kadar imzalanan dört anlaşma, Türkiye’yi
üyeliğe değil özel statüye götürmektedir.
AB ile tek yanlı ilişkilerde bugüne kadar,
“özel statünün oluşumunun” yarı yolu
tamamlanmış bulunuyor. Bugün artık
tartışmamız gereken konu şudur: İkinci bölümü
de tamamlayacak mıyız? Yoksa AB ile olan
ilişkilerimizi normal, demokratik ve uygar bir
ülke gibi karşılıklı çıkarlara dayalı bir zemine
oturtmak için çaba mı harcayacağız?
İlişkileri normalleşme yönünde bir politikaya
geçemezsek, yarın tüm AB ile karşı karşıya
gelecek sorunları yaşamaya başlarız. Kimse
böyle gelmiş böyle gider demesin çünkü tam
bir karanlık tünelin içine girmek üzereyiz.
Yunanistan’dan Bulgaristan’a, Fransa’dan
Rumlara kadar herkesle karşı karşıya gelmek
zorunda kalırız.
Bu gerçeği artık görelim ve kendi kendimizi
aldatmaktan vazgeçelim.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ
(22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
DOSYA NO: 2009/905
Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ,
Satõş Şartlarõ: Ankara ili Altõndağ ilçesi Bozkurt Mahallesi Kâzõm Karabekir Cad-
desi 72 kapõ nolu Nizamoğlu İş Hanõ’nõn bulunduğu yere rastlayan imarõn 23103 ada
2 parselini teşkil eden 3947 m2 sebze bahçesi üzerine inşa edilen 30/8930 arsa paylõ
1. kat 38 nolu, biri atölye bölümü olmak üzere 3 lokal alandan ibaret, bina zemin kat-
tan girişli olup, taşõnmaz 1. katta bulunmakta giriş kapõsõ camlõ demir doğramalõ pen-
cereleri demir doğramalõ net 38 m2 kullanõm alanlõ işyeri vasõflõ taşõnmaz, bir borçtan
dolayõ açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr.
Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr.
TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 70.000,00 TL %18 KDV alõcõya aittir.
1- Satõş 26/04/2010 günü saat 15:45’ten 15:55’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Sa-
lonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin
%60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ
geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taah-
hüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 06/05/2010 günü saat 15:45’ten 15:55’e kadar
Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu
miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere ar-
tõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki,
artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin
alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya
çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz
ise satõş talebi düşecektir.
2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde
nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (dos-
ya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin pa-
ra iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir.
Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 1/2 tapu harcõ
satm alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, Tellaliye resmi ile satõcõ adõna
tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri iha-
le alõcõsõna aittir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil
olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddiala-
rõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi tak-
dirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr.
4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kay-
dõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş bedelini derhal veya İİK. 130. mad-
deye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr.
5- Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale ka-
rarõ fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş ol-
duğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõ-
karõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce ya-
põlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uymasõ
şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar
ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlar-
dan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt fai-
zi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn İcra müdürlüğünce tahsil olunur.
6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk
olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir.
7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş
sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/905, sayõlõ dosya numarasõ ile mü-
dürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 23/12 /2009
(İc. İf. K. 126)
(*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 781)
GENEL KURUL İLANI
GALATASARAYLI SPORCULAR DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NDAN
Yönetim Kurulumuzun aldığı karar uyarınca, Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin
Olağan Genel Kurul Toplantısı, aşağıdaki gündemi görüşmek ve organlarının se-
çimlerini yapmak amacıyla 7 Şubat 2010 Pazar günü saat 11.00’de Galatasaray
Lisesi Tevik Fikret Salonu’nda yapılacaktır.
Bu ilk toplantıda, gerekli yasal çoğunluk temin edilmediği takdirde, ikinci toplan-
tı 14 Şubat 2010 Pazar günü aynı yer ve aynı saatte yapılacaktır.
Sayın üyelerimize duyurulur.
YÖNETİM KURULU
GÜNDEM
1- Açılış ve Başkanlık Divanı’nın seçimi.
2- Saygı duruşu.
3- Yönetim Kurulu’nun idari ve mali faaliyet raporunun okunması.
4- Denetleme Kurulu raporunun okunması.
5- Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlarının müzakeresi.
6- Yönetim Kurulu’nun idari ve mali yönden ibrası.
7- Denetleme Kurulu’nun ibrası.
8- Tahmini bütçenin müzakeresi ve onaylanması.
9- Yeni dönem için Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Sicil Kurulu ve
Disiplin Kurulu’nun asil ve yedek üyelerinin seçimi.
10- Kapanış.
Sevgili dostumuz,
kardeşimiz
ONAT
KUTLAR
için
11 Ocak 2010 Pazartesi
saat 12.00
AŞİYAN’DA
‘Talat’ın önerileri
kabul edilemez’
LEFKOŞA (AA) -
Kõbrõs Rum yönetimi
lideri Dimitris Hristofyas
başkanlõğõnda Rum
başkanlõk köşkünde dün
yapõlan “gayri resmi
siyasi parti başkanlarõ
konseyi” toplantõsõnda,
KKTC Cumhurbaşkanõ
Mehmet Ali Talat’õn
sunduğu önerilerin
“görüşmeler için zemin
olamayacağõ ve kabul
edilemeyeceği” kararõna
varõldõ. Kõbrõs Rum
yönetimi sözcüsü
Stefanos Stefanu ise
Hristofyas’õn, toplantõya
katõlan siyasi parti
başkanlarõna,
yoğunlaştõrõlmõş
müzakerelere katõlarak
Kõbrõs sorununun temel
ilkelerini ve üzerinde
uzlaşõlmõş zemini
savunacağõnõ söylediğini
açõkladõ.
İşkenceci şeyh
suçsuz bulundu
Dış Haberler Servisi -
Birleşik Arap
Emirlikleri’nde işkence
yapmakla suçlanan Abu
Dabi şeyhi suçsuz
bulundu. El Ayn kentinde
görülen davada
mahkeme, Şeyh İsa Bin
Zeyd el Nahyan’õn
“kendisine isteği dõşõnda
ilaç verildiği ve olay
sõrasõnda ne yaptõğõnõ
bilmediği” yönündeki
savunmasõnõ kabul
ettiğini açõkladõ. Şeyh El
Nahyan’õn, bir Afganlõya
işkence yaptõğõnõ gösteren
video görüntüleri
yayõmlanmõştõ.
Protestocu
annelere gözaltı
Dış Haberler Servisi
- İran’da 12 Haziran’daki
cumhurbaşkanlõğõ
seçimleri sonrasõnda
muhalefetin düzenlediği
gösteriler sõrasõnda
çocuklarõnõn ortadan
kaybolmasõnõ ya da
öldürülmesini protesto
eden 30 İranlõ anne
gözaltõna alõndõ. Muhalif
lider Mir Hüseyin
Musavi’nin internet sitesi
kaleme.org’da bir görgü
tanõğõna dayandõrõlan
haberde, kendilerine
“Yaslõ Anneler” diyen 30
kadõn, önceki gün
başkent Tahran’daki Lale
Parkõ’nda güvenlik
görevlileri tarafõndan
götürüldü.
General Petraeus’tan, İran’õn nükleer tesislerinin iyi korunduğu yolundaki haberlere cevap
‘Kesinlikle vurabiliriz’Dış Haberler Servisi - ABD Mer-
kez Kuvvetler Komutanõ General Da-
vid Petraeus, İran’õn nükleer tesisle-
rine yönelik planlar geliştirdiklerini ve
İran’õn “kesinlikle bombalanabilece-
ğini” söyledi.
ABD’nin Ortadoğu ve Körfez böl-
gesinden sorumlu komutanõ olan Pet-
raeus, İran’õn nükleer tesislerinin çok
iyi korunduğu yolundaki haberlerle il-
gili olarak, İran’daki hedeflerin vu-
rulabileceğini, çeşitli seçenekler ve sal-
dõrõnõn etkileri konularõnõ değerlen-
dirdiklerini belirtti.
Petraeus, İran’õn nükleer progra-
mõyla ilgili sorunun diplomatik yol-
lardan çözümü için hala vakit oldu-
ğunu da sözlerine ekledi.
İsrail’in eski Atom Enerjisi Kurumu
Başkanõ emekli Tuğgeneral Uzi Eilam
ise İran’õn nükleer tehdit oluşturmadõğõnõ
ve nükleer silah üretebilecek duruma gel-
mesinin 7 yõl alacağõnõ söyledi.
İngiltere’de yayõmlanan Sunday Times
gazetesinin haberine göre, 75 yaşõnda-
ki Eilam, İran’õn nükleer silah üretme-
nin “çok çok uzağında” olduğunu be-
lirterek, İsrail savunma yetkililerinin
ve siyasi liderlerin açõklamalarõyla ters
düştü.
Eilam, İsrail’in İran konusundaki res-
mi görüşlerini “isterik” bulduğunu, is-
tihbarat teşkilatlarõnõn İran hakkõnda
“korku yaydığını” belirtti. Eilam, sa-
vunma kurumlarõnõn, bütçeden daha
fazla pay almak için “yanlış alarm
verdiğini” ve bazõ politikacõlarõn dik-
katleri iç sorunlardan uzaklaştõrmayõ
amaçladõğõnõ vurguladõ.
İran’õn bir yõl içinde nükleer bomba
üretebileceğini söyleyenlerin bunu neye
dayandõrdõklarõnõ soran Eilam, “Kanıt
nerede?” diye konuştu. İran’a saldõrõnõn
“ters tepeceğini” de savunan Eilam, tek
bir saldõrõnõn yeterli olmayacağõnõ,
İran’õn nükleer programõnõ 3-4 yõl geri-
ye atabilmek için, sadece bir süper gü-
cün sağlayabileceği bir hava filosu ge-
rektiğini belirterek “Bunu ancak Ame-
rika yapabilir” dedi.
İsrailli üst düzey savunma kaynakla-
rõna göre, İsrail İran’daki nükleer he-
deflere saldõrõ hazõrlõklarõna hõz verdi. Ha-
va kuvvetleri geçen hafta, F-15 savaş
uçaklarõna havada yakõt ikmali yapõl-
masõyla ilgili fotoğraflar yayõmlamõştõ.
İsrail’de yaşayan binlerce Etiyopya kökenli
Yahudi (Falaşa) dün Başbakan Binyamin
Netanyahu’nun Kudüs’teki ofisi önünde ey-
lem yaptı. Etiyopya’daki Yahudi akrabalarının İsrail’e göç etmesini engelleyen hükümet po-
litikalarına tepki gösteren eylemciler, akrabalarının fotoğraflarını taşıdı. Eylemciler, hükümetin
kendilerine yönelik yürüttüğü “ayrımcı” politikalara da son vermesini istediler. Eylemde “Si-
yah Yahudiler için de beyaz Yahudiler için de aynı kanunlar geçerlidir”, “Beyaz Yahudileri
getirtmek için paranız var, siyah Yahudiler için neden yok?” yazılı pankartlar dikkati çekti.
‘Yemen’de 20 bombacı daha var’
Dış Haberler Servisi - 25 Ara-
lõk’ta Amsterdam-Detroit uçağõ-
na başarõsõzlõkla sonuçlanan bir
saldõrõ girişiminde bulunan Ömer
Faruk Abdülmuttalib’in,
ABD’li soruşturmacõlara, yakla-
şõk 20 genç Müslüman erkeğin
benzer yöntemlerle uçaklarõ ha-
vaya uçurmak için Yemen’de
eğitildiklerini söylediği bildirildi.
Amerikan CBS televizyonunun
bir İngiliz istihbatçõya dayandõr-
dõğõ haberinde, ABD Federal So-
ruşturma Bürosu (FBI) görevli-
lerin bir Batõ Afrika ülkesi olan
Gana’da araştõrma yaptõklarõ da
kaydedildi. Nijeryalõ saldõrgan, 9
Aralõk’ta Gana’nõn başkenti Ak-
ra’ya ulaşmõş ve 24 Aralõk’a ka-
dar burada kalmõştõ. Ardõndan
Nijerya’nõn başkenti Lagos’a gi-
den 23 yaşõndaki Abdülmuttalib
burada saldõrõsõnõn ilk adõmlarõnõ
atmõştõ. Geçtiğimiz hafta basõnda
geniş yer bulan ABD Savunma
Bakanlõğõ’na ait bir rapor, Guan-
tanamo’dan serbest bõrakõlan her
beş kişiden birinin tekrar terörist
aktivitelere geri döndüğünü orta-
ya koymuştu.
AMERİKAN RADYOSU NPR
‘Mükemmel
İncil’i yazacağım’
Dış Haberler Ser-
visi - Gazeteci-yazar
Abdi İpekçi cinayeti
ve iki gasp suçundan
hapiste olan ve 18
Ocak’ta tahliye edile-
ceği bildirilen Meh-
met Ali Ağca, İngilte-
re’de yayõmlanan Sun-
day Times gazetesine
mektup gönderdi.
Ağca mektubunda,
kendisini “fiziksel ve
ruhsal olarak, sağlık-
lı ve güçlü” hissettiği-
ni belirterek “Planım,
dünyanın sonunu ve
‘Mükemmel İncil’i
yazmaktır. Vatikan’ın
hiçbir zaman anla-
madığı mükemmel
Hıristiyanlığı ilan ede-
ceğim” diye yazdõ.
Gazetenin haberine
göre, Ağca el yazõsõyla
yazdõğõ mektupta, “Ja-
ponya’dan Kanada’ya
kadar” film ve televiz-
yon belgeseli projeleri
konusunda büyük ilgi
gördüğünü belirtti.
Ağca, özel bir
televizyon mülakatõ
için 2 milyon dolar ve
biyografisi dahil, iki
kitap için 5 milyon
dolar istediğini, ayrõca
“Vatikan Şifresi” ad-
lõ bir kitap ve daha
sonra kitabõn filminin
yapõlmasõ konusunda
“Da Vinci Şifresi”nin
yazarõ Dan Brown’a
yazdõğõnõ belirtti.
Haberde, Avrupalõ
yayõncõlarõn, Ağca’nõn
anõlarõnõn dünya ça-
põndaki yayõn haklarõ-
nõn 3 milyon dolar de-
ğerinde olabileceğini
söyledikleri de kay-
dedildi.
AĞCA’DAN MEKTUP
ABD Merkez Kuvvetler Komutanõ General
Petraeus (solda) İran’õn nükleer tesislerini
vurabilecek kapasiteye sahip olduklarõnõ söyledi.
Eski İsrail Atom Enerjisi Kurumu Başkanõ Eilam
ise İran’õn nükleer tehdit oluşturmadõğõnõ ve ancak
7 yõl sonra nükleer silah üretebileceğini belirtti.
‘Falaşa’ların göç eylemi
‘Türk-Arap
su gerilimi
tırmanıyor’
WASHINGTON (AA) - Amerikan Ulusal Ka-
mu Radyosu (NPR), Ortadoğu’nun “en vahim
su krizi” ile karşõ karşõya olduğu, bu durumun
bölgede “yıkıcı sonuçlara” yol açabileceği
yorumunda bulundu.
Radyonun “Ortadoğu’daki Su Krizi Mutsuz-
luk ve Belirsizlik Getiriyor” ve “Su Kıtlığında
Araplar ve Türkler Arasında Tansiyon Eği-
limi Artıyor” başlõklarõyla iki bölüm halinde ya-
yõmlanan haberinde, üst üste üç yaz boyunca böl-
gede yeterli yağõşõn görülmediği, bu nedenle Irak,
Suriye ve Türkiye’nin güneydoğusu ile Lüb-
nan’da çiftlik arazilerinin kuruduğu belirtildi.
“Son yıllarda görülen kıtlıklar ile Dicle ve Fırat
nehirleri üzerine kurulan barajlar yüzünden, Or-
tadoğu on yıllardan beri en vahim su kriziyle
karşı karşıya” yorumunda bulunulan haberde,
“Türkiye’nin Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde
kurduğu dev baraj şebekesinin su kaynakları-
nı yüzde 50 oranında düşürdüğü” öne sürüldü.
Ortadoğu su kaynaklarõ konusunda uzman Co-
lorado Maden Okulu profesörü Hüseyin Ame-
ri ise Fõrat ve Dicle nehirleri nedeniyle Türki-
ye’yi “süper güç” olarak nitelendirerek, “su kıt-
lığının Suriye ve Irak’ta Türklere karşı du-
yulan kızgınlığı arttırdığını” savundu.
Radyonun haberinde, “Türkiye’nin Ortado-
ğu’ya yönelik açılımı bazen ‘yeni Osmanlõcõ-
lõk’ olarak niteleniyor. Bu yeni yaklaşım, kom-
şuları ticari bağlar, doğal gaz ve petrol boru
hatları ve ortak elektrik şebekesiyle bağlamayı
da içeriyor” denildi.
(Fotoğraf: AFP)