19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 OCAK 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Türkiye-AB İlişkilerine Düzgün Bakmak Genelde AB’nin Türkiye politikasını Almanya, Fransa ve İngiltere yönetir ve yönlendirir. İngiltere bu yönetimde, ABD’nin tutumunu (ve mesajlarını) büyük ölçüde yansıtır. Türkiye konusunda Washington-Londra dayanışması, Berlin-Paris dayanışmasından daha baskındır. Bu da çok doğaldır. ABD ve İngiltere özellikle Avrupa bölgesinde, yeni küresel yapılanmanın stratejik ortakları konumundadırlar. Almanya, Fransa ve İngiltere AB’nin Türkiye politikasını yönlendirirken “aralarında, özde bir fark yoktur”. Farklar sadece biçimsel, diplomatik ve halkla ilişkiler alanlarında görülür. “İngiltere AB üyeliğimize tam destek verirken Almanya ve Fransa özel statüde ısrar ediyor” türünden sansasyonel manşetler 2-3 ayda bir medyamızda boy gösterir. Kamuoyunda “AB’nin bir kısmı bizi almak istiyor ama ne yapalım, şimdilik aralarında görüş ayrılıkları var. Bu sorunu ileride hallederiz” havası yayılmaya çalışılır. Bu aldatmacalar, içerde olduğu kadar Avrupa’da da kabul gören bir oyundur. Bu aldatmacaya 1990 sonrasında Ecevit, Demirel ve Gül gibi kimi siyasiler ara sıra karşı çıkmışlardır. Ancak bir zaman sonra olaylar, “sistemin güdüleri doğrultusunda”, yeniden eski rayına oturtulmuştur. “Brown üyeliğimizi çok istiyor ama şu Merkel ve Sarkozy yok mu, işleri onlar bozuyor” türünden trajikomik manşetler kamuoyuna pazarlanır durur. İngiliz Dışişleri Bakanı, Rum lidere 3 Ekim 2005’te, “Sakın görüşme sürecine itiraz etme, yoksa Türkleri Kıbrıs’tan çıkaramazsın” demedi mi? Danimarka Dışişleri Bakanı 2002’de Avrupa basınının önünde Alman meslektaşına, “Türkleri önce uyutup sonra da unutacağız” açıklamasını yapmıyor muydu? Mikrofonu açık unuttukları için bütün Avrupa medyası, bu bilinen ama saklanan gerçeği kendi kulaklarıyla duymuş oldu. Aldatmacaya masum bakanlar Türkiye’de kimileri AB’nin bu aldatmacasına masum bir kılıf uydurarak biraz farklı bakar. “Yüzümüzü Batı’ya ve uygarlığa çevirmek için bu aldatmacayı kabul etmemiz iyi olur” türünden örtülü bir kılıf bularak çelişkiye düşerler. 91-92 yıl önce İngiliz ve Amerikan mandasını savunanlar da aslında benzer öğelerden etkileniyorlardı. Ama o günlerin olağanüstü olumsuz koşulları içinde, çaresizlikten de kaynaklanan nedenlerle bunlar söyleniyordu. 2010 yılında AB’nin gerçek Türkiye politikasını görmemezlikten gelmek ise apayrı bir mesele. -Kimilerine göre, “yeni küresel sistemin gereklerine uymanın vazgeçilmez bir sonucu.” -Bazılarına göreyse iç siyasetin özel hesapları sonucu ortaya çıkan bir durum. Ancak, “Türkiye Batı değerlerine ve gerçek demokrasiye ulaşmak için bu oyunu oynamalıdır” sonucunu doğuran bir değerlendirme kesinlikle geçerli değildir. Türkiye-AB ilişkilerinde kendi kendimizi aldatmaktan vazgeçmemiz ve Brüksel ile ilişkilerimizi “normalleştirmemiz” gerekiyor. AB ile Ankara arasında 6 Mart 1995’ten bugüne kadar imzalanan dört anlaşma, Türkiye’yi üyeliğe değil özel statüye götürmektedir. AB ile tek yanlı ilişkilerde bugüne kadar, “özel statünün oluşumunun” yarı yolu tamamlanmış bulunuyor. Bugün artık tartışmamız gereken konu şudur: İkinci bölümü de tamamlayacak mıyız? Yoksa AB ile olan ilişkilerimizi normal, demokratik ve uygar bir ülke gibi karşılıklı çıkarlara dayalı bir zemine oturtmak için çaba mı harcayacağız? İlişkileri normalleşme yönünde bir politikaya geçemezsek, yarın tüm AB ile karşı karşıya gelecek sorunları yaşamaya başlarız. Kimse böyle gelmiş böyle gider demesin çünkü tam bir karanlık tünelin içine girmek üzereyiz. Yunanistan’dan Bulgaristan’a, Fransa’dan Rumlara kadar herkesle karşı karşıya gelmek zorunda kalırız. Bu gerçeği artık görelim ve kendi kendimizi aldatmaktan vazgeçelim. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2009/905 Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti, evsafõ, Satõş Şartlarõ: Ankara ili Altõndağ ilçesi Bozkurt Mahallesi Kâzõm Karabekir Cad- desi 72 kapõ nolu Nizamoğlu İş Hanõ’nõn bulunduğu yere rastlayan imarõn 23103 ada 2 parselini teşkil eden 3947 m2 sebze bahçesi üzerine inşa edilen 30/8930 arsa paylõ 1. kat 38 nolu, biri atölye bölümü olmak üzere 3 lokal alandan ibaret, bina zemin kat- tan girişli olup, taşõnmaz 1. katta bulunmakta giriş kapõsõ camlõ demir doğramalõ pen- cereleri demir doğramalõ net 38 m2 kullanõm alanlõ işyeri vasõflõ taşõnmaz, bir borçtan dolayõ açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Gayrimenkulün geniş evsafõ dosyada mevcut bilirkişi raporunda açõklanmõştõr. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ: 70.000,00 TL %18 KDV alõcõya aittir. 1- Satõş 26/04/2010 günü saat 15:45’ten 15:55’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Sa- lonu’nda açõk artõrma sureti ile yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetin %60’õ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa mecmuunu ve satõş ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmaz ise en çok artõranõn taah- hüdü baki kalmak şartõyla, gayrimenkul 06/05/2010 günü saat 15:45’ten 15:55’e kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonu’nda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak üzere ar- tõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmaz ise satõş talebi düşecektir. 2- Açõk artõrmaya katõlmak isteyenlerin takdir edilen kõymetin %20’si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanõn kesin ve süresiz (dos- ya numarasõ belirtilerek) teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satõş peşin pa- ra iledir. Alõcõ istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, ihale damga vergisi, alõcõ adõna tahakkuk edecek 1/2 tapu harcõ satm alana ait olacaktõr. Birikmiş emlak vergi borçlarõ, Tellaliye resmi ile satõcõ adõna tahakkuk edecek tapu harçlarõ satõş bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri iha- le alõcõsõna aittir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkõ sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ, faiz ve masrafa dahil olan iddiala- rõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi tak- dirde, haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça, paylaşmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Taşõnmazõ satõn alanlar, ihaleye alacağõna mahsuben iştirak etmemiş olmak kay- dõyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satõş bedelini derhal veya İİK. 130. mad- deye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadõr. 5- Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayõ vermezse ihale ka- rarõ fesholunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş ol- duğu bedelle almaya razõ olursa ona, razõ olmaz veya bulunmazsa hemen artõrmaya çõ- karõlõr. Bu artõrma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnõzca satõştan en az yedi gün önce ya- põlacak ilanla yetinilir. Bu artõrmada teklifin İİK. 129. maddedeki hükümlere uymasõ şartõyla taşõnmaz en çok artõrana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlar- dan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkõ ve temerrüt fai- zi ayrõca hükme gerek kalmaksõzõn İcra müdürlüğünce tahsil olunur. 6- Şartname ilan tarihinden itibaren müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örnek gönderilebilir. 7- Satõşa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/905, sayõlõ dosya numarasõ ile mü- dürlüğümüze başvurmalarõ rica olunur. 23/12 /2009 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 781) GENEL KURUL İLANI GALATASARAYLI SPORCULAR DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI’NDAN Yönetim Kurulumuzun aldığı karar uyarınca, Galatasaraylı Sporcular Derneği’nin Olağan Genel Kurul Toplantısı, aşağıdaki gündemi görüşmek ve organlarının se- çimlerini yapmak amacıyla 7 Şubat 2010 Pazar günü saat 11.00’de Galatasaray Lisesi Tevik Fikret Salonu’nda yapılacaktır. Bu ilk toplantıda, gerekli yasal çoğunluk temin edilmediği takdirde, ikinci toplan- tı 14 Şubat 2010 Pazar günü aynı yer ve aynı saatte yapılacaktır. Sayın üyelerimize duyurulur. YÖNETİM KURULU GÜNDEM 1- Açılış ve Başkanlık Divanı’nın seçimi. 2- Saygı duruşu. 3- Yönetim Kurulu’nun idari ve mali faaliyet raporunun okunması. 4- Denetleme Kurulu raporunun okunması. 5- Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlarının müzakeresi. 6- Yönetim Kurulu’nun idari ve mali yönden ibrası. 7- Denetleme Kurulu’nun ibrası. 8- Tahmini bütçenin müzakeresi ve onaylanması. 9- Yeni dönem için Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu, Sicil Kurulu ve Disiplin Kurulu’nun asil ve yedek üyelerinin seçimi. 10- Kapanış. Sevgili dostumuz, kardeşimiz ONAT KUTLAR için 11 Ocak 2010 Pazartesi saat 12.00 AŞİYAN’DA ‘Talat’ın önerileri kabul edilemez’ LEFKOŞA (AA) - Kõbrõs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas başkanlõğõnda Rum başkanlõk köşkünde dün yapõlan “gayri resmi siyasi parti başkanlarõ konseyi” toplantõsõnda, KKTC Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat’õn sunduğu önerilerin “görüşmeler için zemin olamayacağõ ve kabul edilemeyeceği” kararõna varõldõ. Kõbrõs Rum yönetimi sözcüsü Stefanos Stefanu ise Hristofyas’õn, toplantõya katõlan siyasi parti başkanlarõna, yoğunlaştõrõlmõş müzakerelere katõlarak Kõbrõs sorununun temel ilkelerini ve üzerinde uzlaşõlmõş zemini savunacağõnõ söylediğini açõkladõ. İşkenceci şeyh suçsuz bulundu Dış Haberler Servisi - Birleşik Arap Emirlikleri’nde işkence yapmakla suçlanan Abu Dabi şeyhi suçsuz bulundu. El Ayn kentinde görülen davada mahkeme, Şeyh İsa Bin Zeyd el Nahyan’õn “kendisine isteği dõşõnda ilaç verildiği ve olay sõrasõnda ne yaptõğõnõ bilmediği” yönündeki savunmasõnõ kabul ettiğini açõkladõ. Şeyh El Nahyan’õn, bir Afganlõya işkence yaptõğõnõ gösteren video görüntüleri yayõmlanmõştõ. Protestocu annelere gözaltı Dış Haberler Servisi - İran’da 12 Haziran’daki cumhurbaşkanlõğõ seçimleri sonrasõnda muhalefetin düzenlediği gösteriler sõrasõnda çocuklarõnõn ortadan kaybolmasõnõ ya da öldürülmesini protesto eden 30 İranlõ anne gözaltõna alõndõ. Muhalif lider Mir Hüseyin Musavi’nin internet sitesi kaleme.org’da bir görgü tanõğõna dayandõrõlan haberde, kendilerine “Yaslõ Anneler” diyen 30 kadõn, önceki gün başkent Tahran’daki Lale Parkõ’nda güvenlik görevlileri tarafõndan götürüldü. General Petraeus’tan, İran’õn nükleer tesislerinin iyi korunduğu yolundaki haberlere cevap ‘Kesinlikle vurabiliriz’Dış Haberler Servisi - ABD Mer- kez Kuvvetler Komutanõ General Da- vid Petraeus, İran’õn nükleer tesisle- rine yönelik planlar geliştirdiklerini ve İran’õn “kesinlikle bombalanabilece- ğini” söyledi. ABD’nin Ortadoğu ve Körfez böl- gesinden sorumlu komutanõ olan Pet- raeus, İran’õn nükleer tesislerinin çok iyi korunduğu yolundaki haberlerle il- gili olarak, İran’daki hedeflerin vu- rulabileceğini, çeşitli seçenekler ve sal- dõrõnõn etkileri konularõnõ değerlen- dirdiklerini belirtti. Petraeus, İran’õn nükleer progra- mõyla ilgili sorunun diplomatik yol- lardan çözümü için hala vakit oldu- ğunu da sözlerine ekledi. İsrail’in eski Atom Enerjisi Kurumu Başkanõ emekli Tuğgeneral Uzi Eilam ise İran’õn nükleer tehdit oluşturmadõğõnõ ve nükleer silah üretebilecek duruma gel- mesinin 7 yõl alacağõnõ söyledi. İngiltere’de yayõmlanan Sunday Times gazetesinin haberine göre, 75 yaşõnda- ki Eilam, İran’õn nükleer silah üretme- nin “çok çok uzağında” olduğunu be- lirterek, İsrail savunma yetkililerinin ve siyasi liderlerin açõklamalarõyla ters düştü. Eilam, İsrail’in İran konusundaki res- mi görüşlerini “isterik” bulduğunu, is- tihbarat teşkilatlarõnõn İran hakkõnda “korku yaydığını” belirtti. Eilam, sa- vunma kurumlarõnõn, bütçeden daha fazla pay almak için “yanlış alarm verdiğini” ve bazõ politikacõlarõn dik- katleri iç sorunlardan uzaklaştõrmayõ amaçladõğõnõ vurguladõ. İran’õn bir yõl içinde nükleer bomba üretebileceğini söyleyenlerin bunu neye dayandõrdõklarõnõ soran Eilam, “Kanıt nerede?” diye konuştu. İran’a saldõrõnõn “ters tepeceğini” de savunan Eilam, tek bir saldõrõnõn yeterli olmayacağõnõ, İran’õn nükleer programõnõ 3-4 yõl geri- ye atabilmek için, sadece bir süper gü- cün sağlayabileceği bir hava filosu ge- rektiğini belirterek “Bunu ancak Ame- rika yapabilir” dedi. İsrailli üst düzey savunma kaynakla- rõna göre, İsrail İran’daki nükleer he- deflere saldõrõ hazõrlõklarõna hõz verdi. Ha- va kuvvetleri geçen hafta, F-15 savaş uçaklarõna havada yakõt ikmali yapõl- masõyla ilgili fotoğraflar yayõmlamõştõ. İsrail’de yaşayan binlerce Etiyopya kökenli Yahudi (Falaşa) dün Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Kudüs’teki ofisi önünde ey- lem yaptı. Etiyopya’daki Yahudi akrabalarının İsrail’e göç etmesini engelleyen hükümet po- litikalarına tepki gösteren eylemciler, akrabalarının fotoğraflarını taşıdı. Eylemciler, hükümetin kendilerine yönelik yürüttüğü “ayrımcı” politikalara da son vermesini istediler. Eylemde “Si- yah Yahudiler için de beyaz Yahudiler için de aynı kanunlar geçerlidir”, “Beyaz Yahudileri getirtmek için paranız var, siyah Yahudiler için neden yok?” yazılı pankartlar dikkati çekti. ‘Yemen’de 20 bombacı daha var’ Dış Haberler Servisi - 25 Ara- lõk’ta Amsterdam-Detroit uçağõ- na başarõsõzlõkla sonuçlanan bir saldõrõ girişiminde bulunan Ömer Faruk Abdülmuttalib’in, ABD’li soruşturmacõlara, yakla- şõk 20 genç Müslüman erkeğin benzer yöntemlerle uçaklarõ ha- vaya uçurmak için Yemen’de eğitildiklerini söylediği bildirildi. Amerikan CBS televizyonunun bir İngiliz istihbatçõya dayandõr- dõğõ haberinde, ABD Federal So- ruşturma Bürosu (FBI) görevli- lerin bir Batõ Afrika ülkesi olan Gana’da araştõrma yaptõklarõ da kaydedildi. Nijeryalõ saldõrgan, 9 Aralõk’ta Gana’nõn başkenti Ak- ra’ya ulaşmõş ve 24 Aralõk’a ka- dar burada kalmõştõ. Ardõndan Nijerya’nõn başkenti Lagos’a gi- den 23 yaşõndaki Abdülmuttalib burada saldõrõsõnõn ilk adõmlarõnõ atmõştõ. Geçtiğimiz hafta basõnda geniş yer bulan ABD Savunma Bakanlõğõ’na ait bir rapor, Guan- tanamo’dan serbest bõrakõlan her beş kişiden birinin tekrar terörist aktivitelere geri döndüğünü orta- ya koymuştu. AMERİKAN RADYOSU NPR ‘Mükemmel İncil’i yazacağım’ Dış Haberler Ser- visi - Gazeteci-yazar Abdi İpekçi cinayeti ve iki gasp suçundan hapiste olan ve 18 Ocak’ta tahliye edile- ceği bildirilen Meh- met Ali Ağca, İngilte- re’de yayõmlanan Sun- day Times gazetesine mektup gönderdi. Ağca mektubunda, kendisini “fiziksel ve ruhsal olarak, sağlık- lı ve güçlü” hissettiği- ni belirterek “Planım, dünyanın sonunu ve ‘Mükemmel İncil’i yazmaktır. Vatikan’ın hiçbir zaman anla- madığı mükemmel Hıristiyanlığı ilan ede- ceğim” diye yazdõ. Gazetenin haberine göre, Ağca el yazõsõyla yazdõğõ mektupta, “Ja- ponya’dan Kanada’ya kadar” film ve televiz- yon belgeseli projeleri konusunda büyük ilgi gördüğünü belirtti. Ağca, özel bir televizyon mülakatõ için 2 milyon dolar ve biyografisi dahil, iki kitap için 5 milyon dolar istediğini, ayrõca “Vatikan Şifresi” ad- lõ bir kitap ve daha sonra kitabõn filminin yapõlmasõ konusunda “Da Vinci Şifresi”nin yazarõ Dan Brown’a yazdõğõnõ belirtti. Haberde, Avrupalõ yayõncõlarõn, Ağca’nõn anõlarõnõn dünya ça- põndaki yayõn haklarõ- nõn 3 milyon dolar de- ğerinde olabileceğini söyledikleri de kay- dedildi. AĞCA’DAN MEKTUP ABD Merkez Kuvvetler Komutanõ General Petraeus (solda) İran’õn nükleer tesislerini vurabilecek kapasiteye sahip olduklarõnõ söyledi. Eski İsrail Atom Enerjisi Kurumu Başkanõ Eilam ise İran’õn nükleer tehdit oluşturmadõğõnõ ve ancak 7 yõl sonra nükleer silah üretebileceğini belirtti. ‘Falaşa’ların göç eylemi ‘Türk-Arap su gerilimi tırmanıyor’ WASHINGTON (AA) - Amerikan Ulusal Ka- mu Radyosu (NPR), Ortadoğu’nun “en vahim su krizi” ile karşõ karşõya olduğu, bu durumun bölgede “yıkıcı sonuçlara” yol açabileceği yorumunda bulundu. Radyonun “Ortadoğu’daki Su Krizi Mutsuz- luk ve Belirsizlik Getiriyor” ve “Su Kıtlığında Araplar ve Türkler Arasında Tansiyon Eği- limi Artıyor” başlõklarõyla iki bölüm halinde ya- yõmlanan haberinde, üst üste üç yaz boyunca böl- gede yeterli yağõşõn görülmediği, bu nedenle Irak, Suriye ve Türkiye’nin güneydoğusu ile Lüb- nan’da çiftlik arazilerinin kuruduğu belirtildi. “Son yıllarda görülen kıtlıklar ile Dicle ve Fırat nehirleri üzerine kurulan barajlar yüzünden, Or- tadoğu on yıllardan beri en vahim su kriziyle karşı karşıya” yorumunda bulunulan haberde, “Türkiye’nin Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde kurduğu dev baraj şebekesinin su kaynakları- nı yüzde 50 oranında düşürdüğü” öne sürüldü. Ortadoğu su kaynaklarõ konusunda uzman Co- lorado Maden Okulu profesörü Hüseyin Ame- ri ise Fõrat ve Dicle nehirleri nedeniyle Türki- ye’yi “süper güç” olarak nitelendirerek, “su kıt- lığının Suriye ve Irak’ta Türklere karşı du- yulan kızgınlığı arttırdığını” savundu. Radyonun haberinde, “Türkiye’nin Ortado- ğu’ya yönelik açılımı bazen ‘yeni Osmanlõcõ- lõk’ olarak niteleniyor. Bu yeni yaklaşım, kom- şuları ticari bağlar, doğal gaz ve petrol boru hatları ve ortak elektrik şebekesiyle bağlamayı da içeriyor” denildi. (Fotoğraf: AFP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle