Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 2010 PAZARTESİ
6 HABERLER
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
İktidar Karteli
Şu bir haftalık yazmama tatilinde gazeteleri
okumak mı iyiydi okumamak mı, tam bilemedim,
çünkü bizim milletin olağanüstü zamanlarda
aldıkları pozisyonlar bir beyin kirliliği yaratıyor, bu
kirlilikten kaçmanın bir yoludur okumamak. Ama
yine de gözucuyla her şeyi izledim.
Sabah’ın başyazarının kendi gazetesinde
yayımlanan söyleşisini okuyunca; çok ayıp,
iktidara dayanıp meslektaşlarına saldırmak olur
mu, dedim. Arkadaşamız liberal, hatta “toplum
mühendisliği”ne şiddetle karşı olduğunu yazar,
özgürlüklerden yanalığını vurgular.
Diyor ki Doğan Medya için, “bazı sütunlarda
meslektaşlarımız çok ağır eleştiriler getiriyorlar...
demokratik açılım konusunda sabotaj niteliğinde
yayınlar yapıyorlar...”
İktidara “ağır eleştiri”, demokrasilerin olmazsa
olmazlarından değil mi? Kürt açılımı veya diğer
iktidar politika ve uygulamalarını beğenmemeyi,
yanlış bulmayı ve gerektiğinde ağır eleştirmeyi,
üstelik hukuki sonuçlar doğurabilecek
“sabotajcılık”la suçlamak ayıp değil mi?
Doğan Medya’nın iktidara karşı tam susturulup
susturulamadığına ise seçim döneminde
izleyeceği politikalara bakarak karar
vereceklermiş! Ama şimdiden, Doğan Medya’da
susturulması ve seslerinin kesilmesi gereken
“sabotajcılar”ın icrai sanat eylediklerini de ihbar
ediyorlar!
Artık “Kartel Medya”dan değil “İktidar
Karteli”nden bahsetmeliyiz!
AKP iktidarı basın özgürlüğünü boğuyor,
merkez medyayı iktidar yandaşı yapıyor..
bütün dünya bunu eleştiriyor... Durum
böyleyken, İktidar Karteli’nin yazarları da,
eleştirel duran gazete ve yazarları hizaya
getirme görevini üstleniyor. Ne ayıp!
AKP’nin tek lider-tek parti diktatörlüğüne
yöneldiği çoktan ayan-beyan açığa çıktı. Hukuk
yandaş olacak, eğer yandaş değilse darbecidir,
Kemalisttir, kafalar kesilmeli, sepete düşürülmeli!
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun
çalışmaları Adalet Bakanlığı tarafından tam esir
alınmış durumda! Çalışamıyor, yüksek yargıya
onlarca hâkim aylardır atanamıyor. Bakanlık
pazarlıkta, üçte birini biz atayalım!
Yandaş yazarlar o kadar kendilerini teslim
etmişler, gözlerini bağlamışlar ki, hukukun
böylesine esir alınmasına ses çıkarmıyorlar.
Ordu üzerinde komploların bini bir para! Biri
bitiyor, diğerini tezgâha koyuyorlar...
“Darbe yapacaklar” tezgâhının sonu gelmiyor..
Generaller neredeyse kendilerini asacaklar Kızılay
ve Taksim meydanlarında, vallahi yok, diye!
Bir rezil, korkmayın, silkeleyin, armutlar oldu,
diye yazıyor!
Tezgâh şu: İktidar ortakları, ordu üzerinden
kendi diktatörlüklerini adım adım kuruyor! “Darbe
yapacaklar” yalanlarıyla beslenen ve semiren bir
otoriter iktidar ve kurduğu rejim var karşımızda!
“Darbe yapacaklar” diye bağırdıkça, hukuka,
yargıya, muhalif medyaya, iktidara tapınmayan iş
çevrelerine her yapılan hukuksuzluk, adaletsizlik,
hoşgörülüyor!
Bazıları açıkça yazıyor: İyidir, normaldir;
hukuka, adalete sığınmasınlar, kaçacak yerleri
kalmasın!
Tam bir polis devletine gidiyoruz! Muhalif olan
herkesi dinliyorlar. Televizyon satın alıyorsunuz,
içine monte edilmiş gizli kamera ve ses kayıt
cihazı var! Doğrudan uydudan polis merkezlerine
aktarıyor her şeyi!
Ama arkasını, kafasını iktidara dayamışların sesi
soluğu çıkmıyor!
Diktatörlüğe gidiyoruz, demeye başladı bazı
namuslu ve cesur aydın ve yazarlar!
AKP ile demokrasiye gitmediğimizi artık bizim
dışımızda da pek çokları yazıp çizmeye
başlayınca yandaşlar telaşlandı. Hasan Cemal
“demokrasiye gitmiyoruz” diyenlere balans ayarı
çekmeye soyundu: Hey ne yapıyorsunuz,
çizgiden sapmayın, yola gelin, duvar çökecek,
yanlış yerde durmayın, altında kalırsınız!
Ama galiba geç kaldı!
Tek tek ağaçlara bakılıyordu, ama şimdi arkada
koskoca bir ormanın varlığı görülmeye başlandı!
Ordu darbe marbe yapmayacak ama AKP
otoriter rejimini kurma yolunda dörtnala gidiyor!
İşte, esas olan tehlikeli gidiş bu! Türkiye’de
beklenmedik, istenmedik olaylara yol açabilecek
olan da, bu pervasız tek parti rejimi gidişi..
Altında kalınacak esas tehlike...
DENİZ TATARER TEMUR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB)
itfaiye hizmetlerini ihale ettiği Deniz Feneri
e.V davasõna adõ karõşan Beyaz Holding’in alt
kuruluşu Lapis-Makro şirketinin itfaiyecile-
re dayattõğõ iş sözleşmesi, personelin can ve
iş güvenliğini yok sayõyor. İş sözleşmesi ve
teknik şartnameye göre itfaiyeci “yeterli
ışıklandırma olmayan” alanlardaki yangõ-
na müdahale ederse ya da “elektrik çarp-
ması” sonucu ölürse tazminat hakkõ bulun-
muyor. Sözleşme şartlarõna ve işyeri kural-
larõna uymayan personel ise “daimi” olarak
“çaycı, komi, garson” ve benzeri görevlere
sürgün edilmekle tehdit ediliyor.
7 Aralõk’tan bu yana İBB’nin itfaiye hiz-
metlerini taşeronlaştõrmasõnõ protesto eden ve
Saraçhane Parkõ’nda kurduklarõ “Demokrasi
Çadırı” önceki gece zabõtalarca dağõtõlan it-
faiyecilere yönelik baskõlar sürüyor.
31 Aralõk’ta İBB’nin iştiraklerinden Bimtaş
AŞ ile sözleşmeleri fiilen biten itfaiyeciler, ye-
ni şirket Lapis-Makro tarafõndan dayatõlan
sözleşmelerdeki şartlar nedeniyle yaşam ve ça-
lõşma haklarõndan feragat etmek zorunda bõ-
rakõlõyor. İBB’den ihaleyi alan Lapis-Makro or-
taklõğõ olmasõna karşõn itfaiyecilere dayatõlan
iş sözleşmesinde yalnõzca “Makro” şirketinin
adõnõn geçmesi de dikkat çekiyor.
Sözleşmeye göre personel “işyerindeki ay-
kırı davranışları” nedeniyle şirketin “her-
hangi bir projesinde”, “temizlik görevlisi,
çaycı, garson” olarak görevlendirilebilecek.
İBB ile şirket arasõndaki sözleşmenin süre-
sinden önce feshedilemesi halinde ise işçile-
rin tazminat hakkõ bulunmuyor. Personelin, üc-
ret artõşlarõ da işverenin insafõna bõrakõlõyor.
Sözleşmenin son bölümünde de itfaiyecilerin
Bakanlõkca tanõnan “toplusözleşme hak-
kı”ndan vazgeçmesi isteniyor.
Eğitimler durdu
Eyüp’te geçen yõl araç bakõmõ sõrasõnda
elektrik çarpmasõ sonucu bir itfaiye erinin öl-
mesine neden olan 6x6 itfaiye araçlarõnõn eği-
timcisi Murat Dayanır ise görevinin önemi ne-
deniyle amirlerinden “imza at” baskõsõ gör-
düğünü söyledi. Kendisine sunulan sözleşme-
de, “Elektrik çarpması veya herhangi bir
motorlu aracı kullanırken, yaralanma va ka-
zalarda şirket sorumlu değildir” ibaresinin
konulmak istendiğini de söyleyen Dayanõr, söz-
lerini şöyle sürdürdü: “Benim çalıştığım
araçlar zaten elektrikle çalışıyor. Bu araç-
lardan 90 tane var ve bu araçları tam do-
nanımlı olarak kullanabilen tüm arkadaş-
lar iş bırakmış durumda. Bu araçların eği-
timini ben verdim. Bu yüzden amirlerim
‘Sen imza atarsan herkes atar’ diye baskı kur-
mak istediler. Kendi canımı koruyamazken,
başkalarının canını hiç koruyamam.”
Paravan şirket
Üniversite mezunu ve 2 çocuk babasõ olan
Hasan Kılıç ise ihaleyi alan Lapis-Makro or-
taklõğõnõn “paravan” bir şirket olduğunu id-
dia ederek şu eleştiride bulundu: “Şirket, be-
lirtilen iki adreste de bulunmuyor. Adresin
birinde Tekel bayisi, diğerinde ise ayakkabı
tamircisi var. İBB’nin resim evraklarında
ihaleyi Lapis şirketinin aldığı yazıyor ancak
İş değil ölüm sözleşmesi
7 Aralõk’tan bu yana eylem yapan itfaiyeciler, kendilerine dayatõlan sözleşmeleri imzalamamakta kararlõ
bize dayatılan sözleşmede yalnızca
Makro şirketinin adı var. Sahip kim,
çalışan kim belli değil. Sözleşmede
‘Yeterli õşõklandõrma olmadan yangõna
girmemem gerekir’ diye bir madde
var. Yangında aydınlık yer var mı?”
‘Çaycı da itfaiyeci olacak’
İtfaiyede şoför olarak çalõşan Sedat
Çom, itfaiyecilere yönelik baskõlarõn
sendikalõ olduklarõ dönemde başladõğõnõ
belirtti. Çom, “Sendikalı olduğumuz
için sahte belgelerle iş akdimizi bi-
tirdiklerini söylediler. Bugün de bi-
zi çaycılıkla tehdit ediyorlar. Bu söz-
leşmelerle çaycıları da itfaiyeci ya-
pabilirler” dedi.
İtfaiye eri Ahmet Muştu ise “Sen-
dikamız olduğu halde bizi bölebili-
yorlarsa, sendikasız olsaydık sesimizi
hiç duyuramazdık. Yapılmak istenen
de bu. Örgütsüz taşeron işçiler. Bize
‘Siz ölene kadar itfaiyedesiniz’ diyen
amirlerimiz şimdi taşerona imza at
diyorlar” diye konuştu.
Sendikalõ olduğu için kendisine uzun
süre görev verilmediğini söyleArna-
vutköy’de görevli Murat Sarı ise
“Şimdi de sözleşmeyi imzalamadı-
ğım için görevden çektiler. Bize ilk işe
başladığımızda ‘Akõllõ adam itfaiyeci
olmaz’ dediler. Biz akılsız değiliz ama
garibanız. Sonuna kadar da emeği-
mize sahip çıkacağız. Bana 11 aylık iş
sözleşmesi garantisi veriyorlar. 12’nci
ayda ölürsem ne olacak” dedi.
Bunlar Başbakan’ın kadrosu
Cafer Acar ise tek isteklerinin “iş ga-
rantisi” olduğunu söyledi. Acar, şöyle
devam etti: “Başbakan’a memleketi-
mizi, dinimizi, namusumuzu teslim et-
tik. Hukuk devletine olan inancımızı
yitirdik. İtfaiyeci ile yapılan sözleş-
mede ‘sizi garson yaparõz’ diye bir
ibare varsa, orada güven içinde çalı-
şılmaz. Sözleşmeyi imzalayanlar bile
görevlerine kendilerini veremiyor.
Biz oyumuzu Başbakan’a verdik, ne
yazık ki bunu bize yapanlar Başba-
kan’ın kadrosu.”
‘Baskılar tehdide dönüştü’
5 yõldõr Büyükçekmece İtfaiye Gru-
bu’nda görevli olan Şenol Karlankış,
İBB’nin, itfaiye personelinin canõ üze-
rinden kâr elde etmeye çalõştõğõnõ ifade
etti. Karlankõş şunlarõ söyledi: “Grup
amirleri tüm personeli ‘Bu sözleşmeye
imza atarsan çalõşõrsõn, yoksa seni işten
çõkarõrõz’ diye tehdit ediyor. İBB,
elindeki parayı bize maaş olarak
vermesi gerekirken araya başkaları-
nı koyuyor. İBB’den kişi başına 3-4
bin TL para çıktığı söyleniyor ancak
bize ödenen 1300 TL. Gerisini ara-
cılar alıyor. Belediye neden bizim
üzerimizden kâr güdüyor, bunu an-
lamak mümkün değil. Haklarımı al-
madan evime gitmeyeceğim.”
Basõn dünyasõnda vahim tablo: 37 basõn çalõşanõ hapiste, binlerce gazeteci işsiz
10 Ocak’a buruk kutlama
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü
Adana’da da düzenlenen tören ve
etkinliklerle anıldı. ÇGC Başkanı
Cafer Esendemir ve TGS Başkanı
Mustafa Gümüşdamla’nın anıta çe-
lenk bırakıp, saygı duruşu ve İstik-
lal Marşı’nın okunmasının ardından
Basın Anıtı’ndaki meşale yakıldı.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Türk-İş Başkanõ Mustafa
Kumlu, hükümetin, Uluslararasõ Çalõşma Örgü-
tü’nün (ILO) asgari ücretin tespitine dönük an-
laşmasõna uymadõğõnõ belirterek “Konfederas-
yonumuz, hükümetin asgari ücret belirlemele-
rindeki tavrını ILO’ya bildirecektir” dedi.
Türk-İş Genel Başkanõ Kumlu, Cumhuriyet’e
yaptõğõ açõklamada “Hükümet tarafından önce-
den belirlenmiş ve işveren kesimince benim-
senmiş olan asgari ücret, bu yıl da komisyon
iradesini yok sayan bir anlayışla karara bağ-
lanmıştır. Komisyon toplantılarına, hüküme-
tin yaklaşımını protesto eden konfederasyonu-
muz temsilcileri katılmamıştır” dedi.
Türkiye’nin, ILO’nun 26 sayõlõ “Asgari Ücret
Tespit Usulleri İhdasına İlişkin Sözleşmesi”ni
imzaladõğõnõ anõmsatan Kumlu, “Hükümet bu
sözleşmenin gereklerini yerine getirmemekte,
sözleşme ihlal edilmektedir. Konfederasyonu-
muz, hükümetin asgari ücret belirlemelerin-
deki tavrını bu yıl da ILO’ya bildirecektir.
Asgari ücret belirlemelerindeki dayatmacı
yaklaşıma karşı yapılabilecek hukuki girişim-
ler gündemimizdedir ve konu Türk-İş yöneti-
minde değerlendirilecektir” diye konuştu.
SELDA GÜNEYSU
ANKARA - Medya kuruluşlarõnda ça-
lõşan binlerce gazeteci “10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü”nü buruk kutladõ.
Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Ge-
nel Başkanõ Ercan İpekçi, “10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Günü” nedeniyle
Cumhuriyet’e yaptõğõ açõklamada,
TGS’nin 2009 yõlõ araştõrma sonuçlarõnõ an-
lattõ. İpekçi, araştõrmaya göre, bugün ara-
larõnda gazetemiz Ankara Temsilcisi Mus-
tafa Balbay’õn da bulunduğu 37 gazete-
cinin hapiste olduğunu, 2009 yõlõnõn eylül
ve aralõk aylarõ arasõnda 7 gazete ve der-
giye birer aylõğõna kapatma ve toplatõlma
kararõ verildiğini dile getirdi.
‘Medyadan tasfiyeler başladı’
“Gazeteciler hakkında açılan davala-
rın sayısı ise yanıtını veremeyeceğimiz ka-
dar çok” diyen İpekçi, bazen gazetecilerin
cezalarõnõn 5 yõl süreyle ertelendiğini, bu er-
telemelerin “basın özgürlüğüne sansür ge-
tirmediği” şeklinde yorumlandõğõnõ ancak
bu yorumlarõn tamamen yanlõş olduğunu
kaydetti. İpekçi, “Deniyor ki, ‘Aaa, ne gü-
zel. Ceza 5 yõl süreyle ertelendi.’ Ancak bu
erteleme gazeteciyi zora sokmayacak
diyemiyoruz; çünkü gazeteciler bu beş yıl
süreyle aslında sansüre uğruyorlar. Teh-
dit altında kalıyor. Bu bir şekilde gaze-
teciye ‘yazma’ demektir. Medyadan tas-
viyeler başladı. 2010 gazeteciler için
zorlu bir yıl olacak. Gazeteciler bu yıl de-
mokrasi kavgası verecekler. Çünkü bu-
gün örgütsüz bir yapıdalar. Bunun sebebi
de medya patronlarıdır. O medya sa-
hiplerinin yürüttüğü ‘sendikasõzlaştõr-
ma’ nedeniyle zor durumdalar. Medya
patronlarının sömürüleri karşısında ga-
zeteciler şu anda şaşkın” dedi.
‘İktidar bütün gazete ve TV’ler
benim olsun diyor’
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Ge-
nel Başkanõ Ahmet Abakay, 1961’de,
Türkiye’de basõn çalõşanlarõnõn, çalõşma ko-
şullarõnõ iyileştiren bir hak sahibi oldukla-
rõnõ dile getirdi. Abakay, “Aradan yarım
asır geçti, bugün gazeteciler hem gazete
patronlarının ekonomik krizi bahane
ederek toplu işten çıkarmalarına maruz
kalıp taşeronlaşma baskısı altında çalı-
şırken, hem de AKP itidarının bütün ga-
zeteler-TV’ler benim olsun anlayışı kar-
şısında görev yapıyor. Bu kez saldırı hem
basın patronlarına, hem çalışanlara yö-
nelmiş durumdadır. Medya çalışanları-
nın artık özel kutlama yapacak günleri
geride kalmıştır. Açılım meraklısı ikti-
darı, basın, düşünce ve ifade özgürlüğü
konularında da açılıma davet ediyoruz.
Hükümet medyayı ele geçirdi. Artık ta-
rafsız haber yapmak çok zor. Gazeteci-
lik öğrencileri de yarından umutsuz.”
‘Gazeteciler endişeli’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
Yönetim Kurulu’ndan yapõlan açõklama-
da da şunlar kaydedildi: “Özlük hakları-
nın giderek yok edilmesiyle başlayan sü-
reç, gazetecilerin sendikal örgütlenme
hakkını da ellerinden almıştır. Mes-
leklerini yerine getirmeye çalışırken
haksız eleştiri ve suçlamalara, tehditle-
re, kaba kuvvet saldırılarına, zaman za-
man da can güvenliklerine yönelik gi-
rişimlere muhatap olan gazeteciler, bu
yıldönümünde de yasalar tarafından ko-
runmamanın endişesini yaşamaktadır.”
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Liderlerin 10 Ocak Çalõ-
şan Gazeteciler Günü nedeniyle
yayõmladõklarõ mesajlara basõn ve
ifade özgürlüğü damga vurdu.
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, yayõmladõğõ mesajda, şef-
faf, demokratik, açõk bir toplu-
mu yaşatan en önemli unsur-
lardan birinin özgür ve tarafsõz
basõnõn varlõğõ olduğunu belirt-
ti. Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan, basõn mensuplarõnõn,
görevlerini çağdaş imkânlarla ve
daha verimli şekilde yerine ge-
tirebilmelerine büyük önem ver-
diklerini bildirdi. CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal, mesa-
jõnda gazetecilerin bu anlamlõ
günlerini “buruk kutladıkla-
rını” belirterek “İlk CHP ik-
tidarında, kaybettikleri hak-
larını kazanacak, 10 Ocak’la-
rı yeniden Çalışan Gazeteciler
Günü değil, Çalışan Gazete-
ciler Bayramı olarak kutla-
yacaklardır” dedi.
Anadolu Ajansõ, TRT ve
RTÜK’ten sorumlu Devlet Ba-
kanõ Bülent Arınç “Gazeteci-
lerin, görevlerini çalışma barışı
içinde sürdürmeleri, mesleki
bakımdan kendilerini geliştir-
meleri ve yeni durumlara, ye-
ni şartlara uyum sağlamaları,
hepimizin ortak amacı olmalı-
dır” değerlendirmesini yaptõ.
DP Genel Başkanõ Hüsamet-
tin Cindoruk “Basın özgürlü-
ğünün çok büyük bir siyasal
baskı altında bulunduğunu”
vurgulayarak “Pek çok basın
emekçisi, kamu vicdanını sız-
latan, hukukiliği kanıtlana-
mayan gerekçelerle tutuklu
bulunuyor” dedi. İstanbul Ba-
ğõmsõz Milletvekili Ahmet Tan
da “Çalışan Gazeteciler Günü,
adı ‘AK’ olan bu iktidarın elin-
de bir kara mizaha dönüşm-
üştür” dedi” dedi.
Gazetecilerden destekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TEKEL
işçilerinin başkentteki eylemi bugün 28. günü-
ne girdi. İşçileri dün “10 Ocak Çalışan Gaze-
teciler Günü” nedeniyle, kendilerine “G-9 Ga-
zeteciler Platformu” adõnõ verdikleri ve arala-
rõnda Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Ge-
nel Başkanõ Ercan İpekçi ve Çağdaş Gazeteci-
ler Derneği (ÇGD) Genel Başkanõ Ahmet Aba-
kay’õn da yer aldõğõ gazeteciler ziyaret etti.
TEKEL işçilerinin eylemi, çeşitli sivil toplum
örgütlerinin destek ziyaretleriyle sürüyor. Türk-
İş Genel Merkezi önünde, sloganlar atan ve yer
yer halaylar çeken işçilerin alana astõklarõ “Ye-
timin hakkı Bilal’in gemiciğinde saklı” ve
“Tayyip Erdoğan geçmişini unutma, işçiye sa-
hip çık” yazõlõ pankartlar dikkat çekti.
Dünkü eylemde Dikmen halkõ, işçilere yemek
getirdi. Emekçi Hareket Partili kadõnlar da dün
işçilere destek ziyaretinde bulundu.
‘Sizden güç almaya geldik’
İşçilerin eylemine dün gazetecilerden de des-
tek geldi. “G-9 Gazeteciler Platformu” işçileri
destek ziyaretinde bulundu. Gazeteciler alanda
işçiler tarafõndan “TEKEL basınla gurur du-
yuyor” sloganlarõ eşliğinde karşõlandõ.
“G-9 Gazeteciler Platformu” adõna konuş-
ma yapan gazeteci Doğan Tılınç, “1961’de ga-
zeteciler yasal haklarına kavuşmuşlardı. An-
cak, her iktidar o hakları bir bir gazetecile-
rin elinden aldı. Biz bugünü yıllardır kutla-
mıyoruz. Biz 10 Ocak’ı ‘Mücadeleyi yükselt-
me günü’ olarak alıyoruz. Gazeteciler günü-
nü kutlayacak bir şey olarak görmüyoruz.
Kendimizi de işçilerden ayrı kabul etmiyoruz.
Biz bugün buraya sizlere güç vermek için de-
ğil, sizden güç almaya geldik.” dedi.
Eylemi desteklemek amacõyla küçük bir kõz
çocuğu ile geldiklerini anlatan Tõlõnç, “Küçük
bir kız çocuğu ile geldik çünkü sizin müca-
delenizin onun geleceğine yönelik olduğunu
biliyoruz” görüşünü dile getirdi. Tõlõnç’õn bu
sözleri işçiler tarafõndan sõk sõk “Basın bura-
da, Kanal 7 nerede”, “Basın, TEKEL el ele,
mücadelede” sloganlarõyla kesildi.
İpekçi de eylemin bütün emek dünyasõnda çok
önemli bir yer tuttuğunu kaydetti. Öte yandan
ADD Genel Başkanvekili Saim Sezen de işçi-
lerin mücadelesini “kahramanca bir mücade-
le” olarak nitelendirdi. İşçileri ayrõca Avrupa Ga-
zeteciler Federasyonu üyesi bazõ gazeteciler ve
CHP’li Bayram Meral de ziyaret etti.
TGS’lilerle birlikte işçilerin yanına gelen küçük kız, ilgi odağı oldu. (NECATİ SAVAŞ)
G-9 Gazeteciler Platformu TEKEL işçilerini ziyaret etti
İtfaiyecilerin Saraçhane Parkı’nda kurdukları ‘Demokrasi Çadırı’ zabıtalarca dağıtıldı.
Özgürlük mesajlarda kalıyorADANA’DA
TÖREN
KUMLU: ASGARİ ÜCRET ILO’YA AYKIRI
Türk-İş de davaya
hazırlanıyor
obursali@cumhuriyet.com.tr