18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
HÜIya SOYŞEKERCİ I "W" "tr-evser Ruhi, ilk kitabı • >' Kehribar Kadınlarm 1 ^ ^ 2004'te yayımlanmasın- -JL. jk.dan bu yana, yeni öy- külerini hemen gün ışığına çıkar- mamayı; yazdıklarını öykü sana- tının incelikleriyle donatmayı, bu öyküler üzerinde yoğun çaba harcamayı yeğledi uzun süre. Ya- zın sanatının, çağın hızla akıp giden güncel süreçlerinden uzakta kalan, aceleye getirilmemesi gereken, kalıcı, sıkı dokulu ve sağlam metinlerin yo- ğunlaştığı bir dil/estetik yapılanması oluşunun farkındalığı ve büinciyle ha- reket etti. Sonuçta yazar, aradan ge- çen be§ yılın hakkını veren, nitelikli, yazınsal değerlerle donanmış bir öy- küler demetiyle; Saçlan Deli Çoruh adlı kitabıyla merhaba dedi okurları- na. Yoğun emekle yazılmış olduğu dik- kati çeken bu öyküler, içerdiği yazın evreniyle, düş ve imge zenginliğiyle okurun yüreğinde derinleşiyor. "Şiir- sel anlatımı ve imgeleriyle sözcüklere yeni tatlar ve anlamlar kazandınyor, anlamı çoğaltarak dili varsıllaştırıyor. Sözcükleri güzelleştirirken dile bilin- çle katkıda bulunan bir yazar Kevser Ruhi. Ayrıca, kurmacayı kavramış, öy- kü tekniklerini epeyce özümsemiş bir öykücü olarak duruyor karşımızda " satırlarıyla değerlendirmiştim Kevser Ruhi'nin ilk kitabındaki öykülerini. (Cumhuriyet KÎTAP, 7 Ekim 2004) Yeni kitabındaki öyküler için de ben- zeri değerlendirmelerde bulunmak olası; ancak bu kez Kevser Ruhi'nin, dil güzelliği ve varsıllığının yanı sıra, epeyce farklı kurmaca tekniklerini de denediğini, yer yer kurgu oyunlarıyla buluşturduğu yaşam gerçeklerinden süzülen unsurları ilk kitabına göre da- ha ustalıkla değerlendirdiğini söyleye- biliriz. Kehribar Kadınlarda kadın sorunsalına vurgu yapan yazarın, Saç- lan Deli Çorutita da yer yer aynı so- runsalı işlediği göze çarpıyor; ancak bu kez asıl izleklerinin insan dramları, yaşamın kırılma noktalarında insanın yaşadığı hüzün ve kederler olduğu gö- rülüyor. Bu hüzün ve kederler, yazarın yer yer mizahi/ ironik tatta anlatımla- rıyla çevreleniyor. Karmaşık, yoğun duygular ve yaşamsal karşıtlıklarjn oluşturduğu anlatısal yapılanmalar, gerçek bir insanlık durumunu çoğaltı- yor bu öyküler buluşması içinde. Günümüzde öykü sanatının eğilimi, birtakım olayları dolayımsız anlatma S AY FA 16 Kevser Ruhi'nin ikinci öykü kitabı 'Saçlan Deli Çoruh' İnsan hallerinin çelişkili gerçekliğiSaçlan Deli Çoruh'ta Kevser Ruhi, okuru öykü metinlerinin içindeki bîr- çok kurmaca oyununa çağırıyor; dili imgelerle genişletip yeni anlam- larla çoğaltıyor; hepsinden önemlisi, insanın dramatik durumlarına odaklanarak yaşamdan beslenen ve yaşamın sanatsal anlamda dön- üştürülmesi sürecine katkıda bulunan öyküler yazdığını kanıtlıyor. değil, bireye odaklanma ve yaşamın içinde yer alan bir kesitte bireyin dra- mını verebilme yönündedir. Bu dra- mın kaynağında, toplumsal sistemin araçlarıyla kuşatılmış ve varoluş kapa- nına kıstırılıp kalmış bireyin sancılı durumu yer alır. Kişi, bu duruma kar- §ı koymaya çalışır ve birtakım tepkiler verir. Öykülerde yansıtılanlar, işte bu insanlık durumudur. Öykülerin dra- matik yapısı, bu durum üzerine kuru- ludur. GİTMEK VE KALMAK... Kevser Ruhi'nin söz konusu insan- lık durumlarına ne denli kırılgan ve ince bir duyarlılıkla sokulduğu, onları ne denli içtenlikli bir bakışla ve yoğun duygudaşlıkla işlediği gözlerden kaç- mıyor. Kitabın başındaki öykülerde 'zorunlu ayrılıklar tragedyası'na dik- katimizi yoğunlaştırıyor Kevser Ruhi. Çok yıllar önce, Doğu Karadeniz'le Gürcistan arasındaki sınırın (Sarp kö- yünün ikiye bölünerek) ilgili devletler tarafından kesin bir biçimde belirlen- mesi üzerine kesintiye uğrayan insan yaşamlarını, zorunlu göçleri, bölünen aileleri, insanların derin özlem duygu- larını; kararsızlıklarını, ayrılıklann iç acıtan gerçeklerini, bireylerin iç dün- yasına odaklanmış gözlem gücü ve duygu yüklü anlatımla dile getiriyor. Gitmek ve kalmak arasında tökezle- yenlerin, kaldıklarında aklı "öte ya- ka"da kalanların, gidince yeni yerlere uyum sağlayamayan yaşlıların ya da çocuk yaştakilerin sıkıntılarıdır göç yollarının buluştuğu gerçekler. Bu sancılı coğrafyada bütün yaşananları kucaklayan bir tek sözcük vardır, o da özlem'dir; sıla özlemi ya da gidenlerin özlemidir bu. Orman Sustuda eşi -ço- cuğu ya da anne- babası arasında se- çim yapmak zorunda kalan genç kadı- nın iç çelişkilerinin labirentlerinde dolaşıyoruz. Öyle bir an geliyor ki ül- ke sınırlarından aklın sınırlarına geçiş yapıyoruz: tçindeki yoğun çatışma sonrasında, delilik noktasının çok ya- kınındaki acı bir kahkahayla kararını veriyor öyküdeki genç kadın. Karşı Yaka'da da "kurda kuşa sökmeyen sı- nır çizgilerinin insanlar için acımasız biryasağa dön üfmesi" anlatılıyor. Se- vinçlerimden Başka Hiçbir Şey, Karşı Yaka'mn devamı gibi görünüyor ya da birbiri içinde süren iki öykü diyebili- riz onlara. Hatuna Hala'mn dramını anlatan satırlarda: "Sınırlar kapandı. O orada kaldı, biz burada. Dedem gö- türdü orada gelin etti, ben de gittim dün toprağa verdhn Hatuna Hala 'yı" (s.33) diyor, öyküdeki Halit. Sevinç- lerimden Başka Hiçbir Şey adlı öykü- de düğün ile cenaze anılarını art arda ya da parçalı biçimde aklmdan geçi- ren anlatıcı, kendi düğünündeki bazı komik olayları anımsayıp gülmeye başlıyor; "Nasd birgülmek bizdeki... Kevser Ruhi'nin insanlık durumlarına ne denli kırılgan ve ince bir duyarlılıkla sokulduğu. onları ne denli iç- tenlikli bir bakışla ve yoğun duygudaşlıkla işlediği gözlerden kaçmıyor. Ağlamak biîe sayılabilir" (s.42) der- ken bir yandan da içinde yaşadığı an'a ait cenaze gerçeği karşısında derin bir acı duyumsuyor. Zamanlar iç içe geçip kırılıyor; bir filmin düğün ve cenaze sekansları kanşıyor sanki. Sonuç tam bir insanlık komedyası oluyor; an'la- rın içinden parça parça acılar geçiyor ve komedyanın trajediye dönüşmesi gerçeği karşısında ürperiyor içimiz. Bu öyküde mizahın ince ince işlenme- sine, yaşamın insanı gülümseten kare- lerinin cenaze anları içine sızmasına; kısacası yaşam diyalektiğinin o drama- tik gerçekliğine tanık oluyoruz. KARAKTER AĞIRLIKLI ÖYKÜLER Kevser Ruhi'nin belirli bir karaktere yaslanan, 'karakter ağırlıklı' öyküleri de var bu kitabında. Sözgelimi, Deli- memet öyküsünde aynı adı taşıyan ka- rakter, yaşamının bir döneminde ani- den karşısına çıkan acı sürpriz (dep- rem) ile dengeleri altüst olan bir insa- nın drammı içselleştiriyor. Bu öykü, okuru gülümsetirken bir anda hüzün- lü yaşlar dökmesine neden olabiliyor; insanı bir duygudan öteki duyguya ahp götürüyor. Aynı anda hem hüznü hem de gülmeceyi duyumsatabilmek, özel bir öykücü yeteneğini ve yaşamı iyi gözlemleyen bilgece bir bakışı ge- rektiriyor. Yaşamın acı-tatlı öyküler- den oluşan bir toplam oluşunun; in- san hallerinin yarattığı çelişik gerçekli- ğin, yaşamın özünü oluşturdu- ğunun bilinci ve farkındalığı, bir öykü yazarı için önemli meziyet- ler arasında yer alıyor. Aynı ya- şam felsefesi, Seyran adlı öykü- de de kendini gösteriyor. Sey- ran, tatlar, kokular, dokunuşlar ve anılardan oluşan uzun bir ömür içinde yapayalnızdır. Gi- dememek, ölememek, düşlerle yaşamaktır onun gerçeği. lkramiye bir 12 Eylül öyküsü. Yaşanan olayların yarattığı trav- matik durumların anlatıldığı bu öyküde iç içe iki kurgu katmanı yer alıyor. "Gerçek" ile kurma- canın, metnin içinde buluşarak birbiri içinde sürmesi olgusunun bir üst gerçeklik yaratması duru- mu, farklı bir kurgusal deney ya da kurgu oyunu olarak ilgi uyandırıyor. Özellikle öykü kişi- sinin gerçekliği bağlammda il- ginç sürprizlerle karşılaşılabili- yor. Sonrası Kül, yazarın kendi anılarından yola çıkarak onları yepyeni bir gerçeklik içinde dönüştürdüğü, yeniden ya- C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 1 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle