22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 2 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 32 Yıl Sonra Taksim... Bir yarım ses, bir ışık, bir kıpırtı... Gecenin parçalanışı, göğün ıslaklığı içinde eriyip gi- der zaman zaman. Sonsuzluğun içinde küçülen umut, yeryüzünü kuşatan açlık, işsizlik... Sömürü ve emperyalizm! Doğalgaz! Petrol! Altın madeni! Soygun! Talan! Yaşamım boyunca nice 1 Mayıs yaşadım ve gördüm... Kanlı ve kansız! Bir ülkede emekçinin alın teri önemsenmiyorsa, işçi sı- nıfının mücadelesi göz ardı ediliyorsa söylenecek ve ya- zılacak çok şey var. Sömürü düzeninin ve emperyalizmin sarmalındaki bir dünyada emekçiyi dışlayan, horlayan bir düşünce ege- men oldu. Bir köşe yazısından küçük bir alıntı: “1 Mayıs’ta Taksim’e çıkmayı, AKP karşıtı olmayı solculuk sananlar...” Yazı böyle başlıyor ve uzayıp gidiyor... Emeğin gücüne inanmayan bir düşünce Türkiye’de “sol- culuk” adına egemen oldu son 25-30 yıl içinde. Bizim dönekler, liboş tayfa medyayı kuşattı... Eski solcu, sosyalist, devrimci takımı hem emekçiyi hem de ulus devleti elinin tersiyle itti... Şimdilerde umutları Obama... Bir dönem ABD’nin Irak’ı işgalini destekleyen, çoluk ço- cuk, genç yaşlı, kadın erkek demeden binlerce insanı öl- düren emperyalist güçlere alkış tutan onlar değil miydi? Bush’a tapıyorlardı... Dedikleri de şuydu: “Saddam gidecek, Irak’a demokrasi ve özgürlük gelecek!” Rüzgârda kavrulan ırmaklar gibi akıyor insanlar Taksim’e doğru... Panzerler, barikatlar, polisler. Oysa 1 Mayıs, dünyadaki işçilerin ve emekçilerin bayramı! Ben dün İstanbul’da kendimi bir hapishanede sandım inanın. İçim alev alevdi! Caddeler, sokaklar, kavşaklar tutulmuştu... Yakın tarihimizin önemli bir dönüm noktası sayılan 1 Ma- yıs 1977’yi anımsadım... 36 insanımızı yitirmiştik! Kimdi 32 yıl önceki o kanlı 1 Mayıs’ın failleri, tetiği çek- tiren eller.. uzun menzilli silahlarla emekçileri avlayanlar? 32 yıldır yanıt arayan bir soruydu bu! Mecidiyeköy’den Şişli’ye gelemedim otomobille. Ok- meydanı’ndan geçip, yeniden Mecidiyeköy’e geldim. Ora- dan da yürüyerek Taksim’e. Demek solcu olmak, 1 Mayıs’ta Taksim’e gitmek AKP iktidarına karşı çıkmak değilmiş. Yarın Dünya Basın Özgürlüğü günü... İstanbul’da da Türkiye Gazeteciler Sendikası öncü- lüğünde kutlanacak... Bugün Türkiye’de 50’nin üzerinde gazeteci, yazar, çi- zer yargılanıyor. Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’nda ya- pılan değişiklikle basın özgürlüğü hedef alınmadı mı? Alındı! Hapis cezası kaldırılmıştı ama yeniden yasalara girdi. Kim yaptı bu değişikliği? AKP iktidarı! Şimdi ben bir gazeteci olarak AKP karşıtı olmayıp, des- tek mi vereceğim ampulcülere: “AKP Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri bir yaşam bi- çimine dönüştürdü...” Tam tersi oldu... Hukukun temel ilkeleri çiğnendi... Bin- lerce kişinin telefonları dinlendi... Toplum sindirildi... Kor- kutuldu... Gaz bombaları, panzerler, polisler... 1 Mayıs böyle kutlanır mı? Taksim Gezi Parkı’nda banklardan birine oturdum. hikmet.cetinkaya@ cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Sheer Driving Pleasure BMW HER YöNE DAKiKASI 1 KONTöR * Elbet kimi “radikal gruplar” her ülkede ol- duğu gibi 1 Mayıs’ı karış- tırmak isteyeceklerdi... Yaptılar da! Sendikalar, demokra- tik kitle örgütleri, siyasi partiler, emekçiler, işçi- ler coşkuyla yürüdüler Taksim Alanı’na. Taksim Alanı’nda tür- külerle, şiirlerle çoğaldı- lar! 1 Mayıs’tan korkulma- malı!.. Bazı “radikal grupların” Dolapdere, Feriköy’de “kışkırtıcılığa” soyunmala- rı bile 1 Mayıs’a gölge dü- şürmedi İstanbul’da. Polis, sendikalar, de- mokratik kitle örgütleri sağduyulu davrandı. Kazancı Yokuşu’na çi- çekler konuldu. Dünya çok değişti... Duvarlar yıkıldı. Ben dün Taksim Ala- nı’nda yaşamın derin su- larına dalarken Bülent Ecevit’in 7 Mayıs 1977’de- ki İzmir mitinginde söyle- diklerini anımsadım: “Devlet içindeki, fakat demokratik hukuk dev- letinin denetimi dışında- ki bazı örgütler, gün yitir- meksizin denetim altına alınmalıdır. Kontrgerilla ha- reket halindedir ve 1 Ma- yıs’ta parmağı vardır.” Aradan 32 yıl geçmiş... 1 Mayıs 1977 katliamı hâ- lâ aydınlatılmadı, karan- lıkta kaldı. Devletin ve egemen güçlerin 1 Mayıs korkusu ise sürüyor. 1 Mayıs, 2009 Türki- ye’sinde korku günü ol- mamalı; 1 Mayıs’lar coş- kuyla kutlanmalı! Kurul üyesi Sevinç, Akman’õn ‘meslek edinircesine yapõlan dolandõrõcõlõkla’ suçlandõğõna dikkat çekti RTÜK ‘Fener’ gölgesindeZahid Akman hakkõndaki iddialarõn RTÜK’ün itibarõnõ sõfõrladõğõnõ belirten Şaban Sevinç, “İstifa etmesi, uzun süredir Deniz Feneri gölgesi altõnda kalan RTÜK’ü rahatlatõr” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP kon- tenjanõndan RTÜK üyesi olan Şaban Sevinç, Frankfurt Savcõlõğõ’nõn gönderdiği dosyada RTÜK Başkanõ Zahid Akman için “meslek edi- nircesine yapılan dolandırıcılık şüphesi” ifade- sinin kullanõldõğõna dikkat çekti. Sevinç, “RTÜK, Deniz Feneri gölgesinde.. itibarı sıfırlanıyor. Anayasal bir kamu kuruluşu olarak daha fazla itibar kaybına uğramaması ve bağımsız bir dü- zenleyici kamu kurumu olma niteliğini koru- yabilmesi için Akman’ın bir an önce istifası ge- rekir” dedi. Frankfurt Savcõlõğõ’nõn gönderdiği ikinci dosyada RTÜK Başkanõ Zahid Akman için “Meslek edinircesine yapılan dolandırıcılık şüphesi nedeniyle yürütülen soruşturma için ifadesinin alınması...” sözlerine yer verilirken; Ankara’ya ulaştõrõlan talepte 16 kişinin fotoğrafla- rõnõn, avuç içi ve parmak izlerinin alõnmasõ da is- tendi. Almanya, ikinci dalga Deniz Feneri e.V. soruşturmasõ kapsamõnda Türkiye’ye gönderilen adli yardõmlaşma talebinde, aralarõnda RTÜK Başkanõ Zahid Akman’õn da bulunduğu 16 zanlõ- nõn Kanal 7 televizyonu ile bağlantõsõ da soruldu. RTÜK üyelerinden Şaban Sevinç, Akman’õn üye- liğinin düşürülmesi için açtõklarõ davanõn duruş- masõnõn 12 Mayõs’ta yapõlacağõna dikkat çekti. “Meslek edinircesine yapılan dolandırıcılık” ifadesinin çok ağõr olduğunu vurgulayan Sevinç, şu görüşleri dile getirdi: “Dolandırıcılık, par- mak izi, avuç içi gibi ifadeler çok ağır. Mahke- menin bunları dikkate almasını bekliyoruz. Bu ağır iddialar karşısında, artık Zahid Akman RTÜK’ü daha fazla gölgelemesin. Bir an önce istifa edip, yargılanmasını tavsiye ediyorum. Umarım aklanır. İstifa etmesi, uzun süredir Deniz Feneri gölgesi altında kalan RTÜK’ü ra- hatlatır. RTÜK, bir itibar kurumudur. Akman başkanlığında yayıncılarla birlikte oturduk, yayın etik ilkeleri hazırladık. Bunlara yayıncı- ların uymasını bekliyoruz. Bir taraftan bunu yapacağız, medya üzerinde otokontrol sistemi oluşturmaya çalışacağız; diğer taraftan bu sis- temin başındaki kişi en büyük ahlaksızlıkla suçlanacak. ‘Dolandõrõcõlõğõ meslek edinme’ it- hamı korkunç bir itham. Vardır, yoktur demi- yorum, ama sonuçta ciddi bir ülkenin yargı or- ganının iddiası. Yargılanıp aklanması, ya da hesabını vermesi gerekir. Bunu görmezden ge- lerek RTÜK’ün başında oturulamaz. RTÜK’ün itibarı sıfırlanıyor. Kararları, uygu- lamaları, sektöre ilişkin düzenleme iradesi et- kisizleşiyor. Akman, iktidar partisinin öneri- siyle seçilmiş bir üye. Bu nedenle iktidar parti- sinin, Sayın Başbakan’nın, ilgili bakanın da is- tifa kararını alması için Akman’a tavsiyede bulunması gerekir. RTÜK yıpranıyor. Alman- ya, 16 zanlının Kanal 7 televizyonu ile bağlan- tısını da soruyor. Akman, Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’la hâlâ fiilen ortak. Bir ta- raftan beraber ticaret yapıyorlar; öte yandan biz de RTÜK olarak Kanal 7’yi denetliyoruz. Hem yasaya aykırı hem de etik açısından ka- bul edilemez bir durum.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle