Katalog

CMYB C M Y B 2 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Ergenekon’a ‘İtalya Kılavuzu’ (VII) T.C. SAKARYA 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2009/4 Satõş Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulun cinsi, kõymeti, adedi, evsafõ: Adapazarõ Tekeler Ma- hallesi, Ada:783 Parsel:253 de tapuya kayõtlõ 293,00 M2 alanlõ taşõnmaz tekeler mahallesi Gür- büz sokak No: 10 adresinde yer almakta ,Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin yaklaşõk 150 metre arkasõnda sokak içerisinde olup, parselin imar planõnda iskan sahasõnda kalmakta olup A- 2 kat yapõ nizamõna tabi olduğu, parselin 1 M2 değeri 100 TLolup zemin değeri 29.300,00 TL.dir Parselin üzerinde 2 katlõ yõğma kagir bina mevcut olup yapõnõn heriki katõ mesken olarak kulla- nõlmaktadõr. Yapõ zemin kat,birinci kat ve çekme kattan oluşmaktadõr. Çekme katõn değeri 18.583,42 Tl. Birinci katõn değedi 33.037,20 TLolup zemin katõn değeri için 27.531,00 Tl.dir par- semin zemin değeri ile binalarõn toplam değeri 108.451.62 Tl.değerindeki gayrimenkul. SATIŞ ŞARTLARI: 1-Satõş 23.06.2009 günü saat 14.30’dan 14.45’e kadar Sakarya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi salonunda açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin %60 ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplam ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak şartõ ile 03.07.2009 günü saat 14.30-14.45 a kadar Sakarya 2.Asliye Hukuk Mahkemesi salonunda ikin- ci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok art- tõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere arttõrma ilanõnda malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bir bedelle alõ- cõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2-Arttõrmaya iştirak edecekleri,tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri la- zõmdõr.Satõş peşin para iledir,alõcõ istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dam- ga vergisi,tapu harcõn yarõsõ ve KDV masraflarõ alõcõya aittir.Birikmiş vergiler ile tellaliye ücreti ve tapu harcõnõn yarõsõ satõş bedelinden ödenir. 3-İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belge- ler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sa- bit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4-İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini ya- tõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tah- sil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5-Şartname,ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bu örneği gönderilebilir. 6-Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/4 satõş sayõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğü- müze başvurmalarõ ilan olunur.15.04.2009 (İİK.nun 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 23923) “İtibarlı insanlar da tu- tuklanır. İtalya’da böyle binlerce kişi tutuklandı!” vs. diye “Ergenekon” kap- samında -sözüm ona!- hep referans verilen bir yargı süreci var ya… İşte o bu: Temiz Eller… Temiz Eller bağlamında İtalya’da gerçekten de 5 binden fazla soruşturma, 3 bini aşkın dava açıldı, bini aşkın insan hüküm giydi… Soruşturma ya da dava açılan; hapse gönderilen şahıslar arasında çok “iti- barlı isimler” -eski başba- kanlar, bakanlar, parla- menterler; büyük, ünlü işa- damları- vardı… Ama bunların hiçbiri “de- rin devlet” (P-2) ya da “kontrgerilla” (gladio) bağ- lantıları yüzünden “Temiz Ellerden” yargılanmadı. “Temiz Eller” “derin dev- let” ya da “kontrgerilla” ile zi- ra hiç ilgisi olmayan; sıradan bir “rüşvet” araştırmasıyla ortaya çıkan farklı bir yargı olayıydı… 92 kışında beklenmedik şekilde patlak veren olay; Milanolu bir temizlik şirke- tinin, gene aynı kentteki bir düşkünler evinde temizlik işlerini alabilmek için “rüş- vet vermek zorunda kaldı- ğı” anlaşılınca gün ışığına çıkmıştı. “Temizlik işlerini” alabil- mek için -haraç verir gibi- sürekli “rüşvet ödemek” zo- runda kalan temizlik şirketi- nin yöneticisi sonunda bu- nalmış, polise ihbarda bu- lunmuş ve ihbar üzerine, “Pio Albergo Trivulzio” isim- li düşkünler evi idarecisi suçüstü, rüşveti cebe indi- rirken yakalanmıştı… Temiz Eller ‘bağımsız yargının’ zaferiydi “Olay” tesadüf o gün Milano Savcılığı’nda nö- bette bulunan Di Piet- ro’nun önüne geldi. Di Pietro konuyu araştı- rırken; “Pio Albergo Tri- vulzio” idarecisinin aldığı “rüşvetin” gerçekte “mün- ferit vaka olmadığını”, sis- tematiğe bağlanan devasa bir rüşvet zincirinin küçük bir halkası olduğunu, önce Milano Belediyesi’ne ve oradan da başkent Ro- ma’ya uzandığını fark etti. Gece gündüz mesai ge- rektiren bu netameli mese- leye bulaşmaya hevesli ol- mayan iki meslektaşını bir- likte çalışmaya zorlukla ikna eden ünlü yargıç; yalnız bu konuyla uğraşan bir “ekip” oluşturdu… “Bağımsız yargının” aldığı bu “kendiliğinden inisiyatif- le”; Di Pietro’nun kurduğu savcılar ekibi, siyasi litera- türe daha sonra “Temiz El- ler” adıyla geçen yargı sü- recini başlattı. “Düğmeye basan merci” burada; yargıç Di Pietro ile arkadaşları. Süreç adına bu çok dik- kat çekici. Ergenekon’da sıkça dile getirildiği üzre düğmeye, yani, “siyasi erk” basmıyor İtalya’da… Siyasi erk; tersine “Te- miz Eller”de, yargı sürecinin hedefine dönüşüyor... Önce de yazdım. Tekrar ediyorum: “Temiz Eller”, padişahın emriyle gerçekleştirilen bir operasyon değil. “Padişaha rağmen”; “pa- dişaha karşı”, “padişah, ve- zir, şehzadenin pisliklerine karşı” hayata geçiriliyor…. Milanolu düşkünler evin- de başlayan operasyon başkent Roma’ya uzandı- ğında; “dokunulmazlıkları- nı” yitiren bir “kirli siyaset- çi ordusu” “Temiz Eller” menziline giriyor. ’92-’94 arasındaki iki yıl- da; Hıristiyan Demokratlar- la Sosyalistler başta olmak üzere iktidar partileri siyasi haritadan siliniyor. Önde ge- len lider ve yönetici kadro- lar; -siyasi partilerin yasadı- şı finansmanı, yolsuzluk ve rüşvetten- yağ halkaları gi- bi büyüyen soruşturma kap- samına alınıyor. Koskoca bir siyasi sınıfın artık yerinde yeller estiği için, gündeme gelen soruş- turma sayısı da “binler”le ifa- de edilen rakamlara ulaşıyor. Siyasetin boşluğunu ‘yargı’ doldurdu “Siyasi sınıfın” yerle bir olmasına yol açan “tek ne- den”, bu arada bir başına “Temiz Eller” değil. Dış konjonktür de önce- ki yazılarda belirttiğim gibi, çok tayin edici. Doğu Bloku’nun çökme- siyle, İtalya’nın “Soğuk Sa- vaş siyaseti ve siyasetçileri” sandıkta hızla geriliyor… “Siyasi erk” ’90’lara giril- diğinde yalnız “yargıdan” değil, “değişen dış kon- jonktürden” öldürücü darbe alıyor. Hatta “yargı” -İtalya’da- ki yaygın görüşe göre- “si- yasi erke” nihai darbeyi zaten bu denli zayıflamış olduğu için indirebiliyor. “Siyasi erkin”, dış geliş- meler nedeniyle baş dön- dürücü hızla gerilemesi ve zayıf düşmesiyle birlikte, hesapta olmayan bir iktidar boşluğu çıkıyor ortaya. Boş- luğu “yargı” dolduruyor. “Yargı” ile “siyasi erk” ara- sındaki bilek güreşi, za- manla Çizme’de “yargının si- yasallaştığı” yönünde kay- gılar yarattı ve yargının elini yıprattı. İtalya’da -çok farklı bi- çimde de olsa- bu “yargı- nın siyasallaşması” kaygı- sı, arzulanmayan; tam ters yönde sonuçlara yol açtı. Ergenekon’un İtalya’da- ki “Temiz Eller” sürecinden alacağı bir ders varsa o da budur. Başlangıçta büyük “halk desteği” olan “Temiz El- ler”in -yargının siyasallaş- ması endişesiyle- arkasın- daki desteği yitirmesiyle “Temiz Eller” de zamanla başka “türbülansları” te- tikledi. Türbülansları sonunda, elindeki medyalarıyla sürp- riz biçimde “siyasete da- lan” Berlusconi doldur- du. Ve “Temiz Eller pa- rantezi” bir daha açılma- mak üzere kapanarak ma- zi oldu. nilgun@cumhuriyet.com.tr Saldırgan öldü Dış Haberler Servisi - Hollanda Kraliçesi Beatrix ve Kraliyet ailesi mensuplarõna önceki gün saldõrõ girişiminde bulunduğu anlaşõlan kişinin öldüğü açõklandõ. Kraliçe Günü kutlamalarõ sõrasõnda Apeldoorn kentinde, Kraliyet ailesinin bulunduğu üstü açõk otobüs geçtikten sonra saldõrõ girişiminde bulunan ve arabayla kalabalõğõn içine dalan 38 yaşõndaki Karst T. adlõ saldõrgan ağõr yaralanmõş ve hastaneye kaldõrõlmõştõ. Kraliyet ailesinin bulunduğu otobüse ulaşamayan saldõrgan, arabasõyla ana cadde kenarõndaki bir anõta çarpmõştõ. Olayda, geçit törenini izleyen üç erkek ve iki kadõn hayatõnõ kaybetmişti. Savcõlõk, saldõrõnõn bir terör örgütüyle bağlantõsõnõn bulunmadõğõnõ, bireysel olduğunu duyurdu. Saldõrganõn bir güvenlik şirketinde çalõştõğõ ve kõsa süre önce işten çõkarõldõğõ, bugüne kadar hiçbir olaya karõşmadõğõ öğrenildi. Castro: Köle olmayız HAVANA (AA) - Küba’nõn efsanevi lideri Fidel Castro, ABD’nin, Küba’dan “boyunduruk altõna girmeyi kabul ederek köle gibi davranmasõnõ istediğini” söyledi. Bir internet sitesinde yayõmlanan makalesinde Castro, “Hasmõn, Küba’nõn pes edeceğine dair bir yanõlsamaya asla girmemesi gerektiğini” yazdõ. Castro, “Kuzeyin büyük gücü ve Küba devrimi arasõndaki çatõşma kaçõnõlmazdõr. Küçük ülkemiz halkõnõn kahramanca direnişi küçümsenmiştir. Bugün, özgürlüğü tattõktan sonra boyunduruk altõna girmeyi kabul edecek köleler gibi teslim olursak bizi affetmeyi istiyorlar” ifadesini kullandõ. Irak’taki direnişin önde gelen isimlerinden radikal Şii lider Mukteda Sadr Ankara’da Sadr’dan kritik ziyaretBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA- Irak’taki direnişin sembol isimlerinden olan ve 2003’teki işgalden bu yana ABD karşõtlõğõ ile öne çõkan radikal Şii lider Mukteda Sadr, partisinin ye- niden yapõlandõrma çalõşmalarõnõ Türkiye’de başlattõ. Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn tahsis ettiği özel uçak- la İran’dan Ankara’ya dün sabah yoğun güvenlik önlemleri altõnda ve sessizce gelen Sadr, dün ilk res- mi temasõnõ Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül ile “gizlice” yaptõ. Gül’ün Sadr’õ kabulü resmi prog- ramda yer almazken, görüşmenin Dõşişleri Bakanlõğõ konutunda ger- çekleştirildiği öğrenildi. Sadr’õn Türkiye ziyaretinin arka planõnda iki önemli başlõk yer aldõ. Sadr, aralõk ayõnda Irak’ta yapõlacak genel seçimler öncesinde partisinin ye- niden yapõlandõrõlmasõ çalõşmalarõnõ Türkiye’de başlatma kararõ aldõ. Bu çerçevede İstanbul’da geniş katõlõmlõ bir toplantõ yapõlmasõ kararlaştõrõldõ. Söz konusu toplantõ dün sabah Irak’tan ve çeşitli Avrupa ülkelerinden gelen Sadr hareketi yanlõlarõnõn ve Sadr ha- reketi milletvekillerinin katõlõmõyla Ramada Plaza Otel’de başladõ. Top- lantõya 80 civarõnda Iraklõnõn katõldõ- ğõ belirtiliyor. Toplantõ bugün de de- vam edecek. Sadr’õn Ankara’daki te- maslarõ sonrasõnda toplantõnõn ikinci gününe katõlacağõ dile getirildi. Ziyaretin ikinci önemli başlõğõnõ ise Türkiye ile Sadr grubu arasõndaki ilişkiler oluşturdu. Özellikle Kerkük ile Irak’õn toprak bütünlüğü ve si- yasal birliği konularõnda Türkiye ile paralel görüşlerinin olmasõ nedeniyle Ankara gelecek aralõk ayõnda yapõ- lacak seçimler öncesi Sadr ile siya- sal danõşmalarda bulunulmasõ ge- reksinimi duydu. Bunun arkasõnda, ABD’nin Sadr grubunun Irak’taki siyasal istikrarõ bozacak yaklaşõm- larõnõn önüne geçilmesi için Türki- ye’yi etkin olarak devreye sokma ça- basõnõn da yer aldõğõ belirtildi. Kendisi Tahran’dan, heyeti Bağdat’tan... Sadr, önceki akşam saatlerinde Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn tahsis ettiği özel bir uçakla Tahran’dan Anka- ra’ya gelirken, Sadr’õn heyeti de Bağdat’tan İstanbul’a uçtu. Yoğun güvenlik önlemleri altõnda Anka- ra’ya gelen Sadr’õn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafõndan kabu- lü dõşõndaki temaslarõ gizli tutulmaya çalõşõlõyor. Dõşişleri Bakanlõğõ yet- kilileri, Sadr’õn Irak’taki siyasal sürece ilişkin istişarelerde bulunu- lacağõnõ söylemekle yetindiler. Dõş- işleri Bakanlõğõ adõna Sadr ile gö- rüşmeyi Irak Özel Temsilcisi Murat Özçelik yaptõ. Sadr, daha sonra Cumhurbaşkanõ Gül tara- fõndan kabul edildi. Cumhurbaş- kanlõğõ’nõn resmi programõnda Sadr’õ kabulü yer almadõ. Sadr, Gül’den sonra Başbakan Erdoğan ile bir araya geldi. Görüşmelerde, Irak’taki güvenlik ve istikrar ko- nusu ile ilgili Kerkük, Türkmen- ler ve aralõk ayõnda yapõlacak genel seçimlere ilişkin siyasal sürecin ele alõndõğõ öğrenildi. Şii liderin temaslarõ, Irak’ta Sünniler, Kürtler ve Şiiler arasõndaki uzla- şõda Türkiye’nin devrede olmasõ anlamõna da geliyor. Çankaya Köşkü kaynaklarõ, Sadr’õn ziyaretinin Türkiye’nin Irak halkõna eşit muamelede bu- lunmasõ çerçevesinde değerlendi- rilmesi gerektiğine işaret ederek, “Irak’ta kritik bir durum söz ko- nusu. Tartışmalı bölgelerle ilgi- li gelişmeler yaşanıyor. Bir de petrol yasası var. Bu gelişmelere Şiiler kendi içinde çok özen gös- teriyorlar” görüşünü dile getirdi- ler. Diplomatik kaynaklar da Sadr’õn “Türkiye’nin bütün Irak- lı gruplarla görüşmesi” yaklaşõmõ çerçevesinde Ankara’ya davet edil- diğini dile getirdiler. Mukteda Sadr, Dõşişleri’nin tahsis ettiği uçakla geldiği Türkiye’de Gül ve Erdoğan ile bir araya geldi. Görüşmelerde, Irak’taki güvenlik, Kerkük gibi başlõklar öne çõkarken ziyaret, Sünniler, Kürtler ve Şiiler arasõndaki uzlaşõda Türkiye’nin devrede olmasõ anlamõna da geliyor. (Fotoğraf: AFP) Dış Haberler Servisi - Dünya Sağlõk Örgütü WHO “domuz gribi” teriminin kul- lanõmõnõ domuzlarõ korumak için durduracağõnõ açõkladõ. WHO Sözcüsü Dick Thomp- son, gereksiz yere domuzla- rõn itlafõna yol açacağõ kay- gõsõyla, bundan böyle domuz gribinin bilimsel teknik ismi “H1N1”i kullanacaklarõnõ duyurdu. WHO kesinleşmiş vaka sayõsõnõ 331’e yüksel- tirken, bunlarõn 11’inin H1N1’den öldüğü kesinle- şen kişiler olduğunu duyurdu. Ancak ülkelerden gelen ra- kamlar çok daha yüksek. Sa- dece salgõnõn ilk baş göster- diği Meksika’da 176 kişinin hastalõktan öldüğü, şüpheli vaka sayõsõnõn 300’e çõktõğõ bildiriliyor. Meksika’da has- talõğõn yayõlmasõnõ önlemek için 1 Mayõs gösterileri iptal edilirken, kamuya açõk tüm mekânlar kapatõldõ. Şüpheli vakalarõn Yeni Zel- landa’da 136’ya, ABD’de 133’e, Kanada’da 34’e çõktõ- ğõ bildirildi. İki hafta önce ABD Baş- kanõ Barack Obama’nõn Meksika ziyaretine katõlan bir Beyaz Saray çalõşanõnda ve ailesinde de H1N1’in gö- rüldüğü öğrenildi. Alman- ya’da ise kõsa süre önce Mek- sika’ya gitmediği halde has- talõğa yakalanan kişi sayõsõ ikiye çõktõ. H1N1 kapmõş bir hastaya bakan bir hemşirenin hastalõğa yakalandõktan son- ra iyileştiği açõklandõ. Ya insandan domuza geçerse... Domuzlarda görülmeyen ve kaynağõ henüz bilinmeyen H1N1’in insanlardan do- muzlara geçmesi endişesi de yayõlõyor. ABD’de de domuz üreticileri, yabancõlarõ do- muzlarõn yanõna sokmamak için önlemler alõyor. Ulusal Domuz Üreticileri Birliği Başveterineri Jennifer Greiner, “Bizim en çok en- dişe ettiğimiz şey hasta bir insanın çiftliklerimize gelip bu virüsü domuzlarımıza bulaştırması. Eğer insan- dan domuzlara bulaşırsa domuzlar için Tamiflu gibi ilaçlarımız yok. Antiviral ilaçlarımız yok. Aspirin ver- mekten başka tedavi yön- temimiz yok” diyor. Domuzlar aklanıyor WHO, itlafõ önlemek için salgõnõn adõnõ değiştirdi... Artõk hastalõk, ‘H1N1’ diye anõlacak Hastalığın yayılmasını önlemek için 5 günlük tatil ilan edilen Meksika’da, maskeler günlük yaşamın parçası haline geldi. 2 yaşındaki Julinne annesi, 6 yaşındaki Benjamin babasıyla geldiği çocuk parkında, salıncağın keyfini çıkarıyor. (Fotoğraf:AP) Saldırı Kraliyet ailesini şoke etti. (Fotoğraf:AFP) İZMİR’DE DOMUZ GRİBİ PANİĞİ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - TRT 23 Nisan Çocuk Şenliği için İzmir’e gelen Meksikalõ çocuklardan birini evinde konuk eden öğrenci velisi bir anne, grip olunca soluğu hastanede aldõ. İl Sağlõk Müdürü Op. Dr. Mehmet Özkan, domuz gribinden kuşkulanan ve bu nedenle Alsancak Devlet Hastanesi’ne başvuran annenin kan örneğinin temiz çõktõğõnõ bildirdi. Bu arada Meksika’dan gelen bir Türk’ün de benzer kuşkularla Ege Üniversitesi Tõp Fakültesi Hastanesi’ne başvurduğu ve sonucun negatif çõktõğõ belirtildi.