Katalog

BİZE YAZIN figen_atalay@yahoo.com Karakter... Nedir karakter? Çoğu kez ‘kişilik’ ve ‘kimlik’le karıştırılır ama ‘karakter’ ikisinden de farklıdır. ‘Karakter’, yaşanan olayların içinde kişinin kendine özgü davranışlarıdır. ‘Sağlam karakter’, güvenilir, ne yapacağı, ne yapmayacağı bilinen tutum ve davranışlarla ölçülür. Güç bir durumda dayanıklı olanlar ‘sağlam karakterli’dir. Kendini kurtarmak için başkasını ateşe atmayan kişi ‘doğru karakterli’dir. Sırasında yaptığı yanlışı kabul eden ve düzeltmeye çalışan ‘adil karakterli’dir. Bilerek kendi çıkarı için arkadaşını satan kişi ‘kötü karakterli’dir. Ne yapacağı kestirilemeyen kişi ‘karaktersiz’dir. Karakter, bir insanın doğru yaşam pusulasıdır. Onun için de, karakter bir insan için kariyerden de, unvandan da, yetkiden de çok daha önemlidir. Hele de karakteri bozan her şey insanın da insanlığın da çöküşüdür. Haksız kazançlar. Yalanla elde edilen çıkarlar. Başkasının sırtına basarak yükselmeler. Entrikayla elde edilen kariyerler. Dalavereye dayalı etiketler. Bunların hepsi ‘karakter bozucular’dır. Ne yazık ki bütün bu ‘karakter bozucu’ tutumlar günümüzün çıkarları her şeyin önünde tutan dünyasında rağbet görüyor. Oysa bilmeliyiz ki, karakterin feda edilerek elde edildiği her şey insanın yok oluşudur. Eğer karakteri yoksa insanın insanlığı da yoktur. Geride kalan bir silüettir. İnsan görünümünde çizgiler. Yalanlarla elde edilenler gene yalanlarla giderler. Bu salt bir ahlak kuralı değildir, bir gerçektir. Çünkü elde ettiklerini böyle elde edenler kendilerinin ne olduğunu bilirler. Özsaygıları yoktur, çünkü kazanmamışlardır. Özdeğerleri yoktur, çünkü elde etmemişlerdir. Özgüven gibi görünen şey, balon gibi sönmeye mahkûm bir küstahlıktır. Her şeyden, her şeyden önce ‘karakter eğitimi’ yapmalıyız. Hem de bir an önce başlayarak... Hepimizin bildiği gibi küresel ısınmadan dolayı mevsimler hızla değişiyor. Bizler de ormanlarımı- za zarar vererek bu kötü gelişmeleri hızlandırıyo- ruz. Orman örtüsünü hızla azaltıyoruz, yani orman kayıpları doğal yollarla değil beşeri yollarla meydana geliyor. İnsanlar tarım yapmak, kent kurmak, yol aç- mak, ev yapmak, otopark alanı açmak gibi amaç- larla orman örtüsünü tahrip etmeye devam ediyorlar. Türkiye’nin çöl olmaması ve yeşil bir Türkiye için ormanlarımızı mülkiyet konusu olmaktan çıkar- malıyız. 5831 sayılı kanunun ek 4. maddesinin son fıkrasında şu hüküm yer alıyor: “Kadastro çalış- malarına başlamadan önce Hazine adına çıkarılan yerlerin içinde özel kanunlarına göre değerlendi- rilmesi gereken alanların bulunup bulunmadığı il- gili kurumlarca on beş gün içerisinde Kd. Müd’ne bilgi verilir. Bu süre içinde cevap verilmediği tak- dirde söz konusu alanların bulunmadığı yolunda ce- vap verilmiş sayılır.” Ülkemiz tarihi zenginliklerin fark- lı olduğu, farklı kültürlerin bir arada yaşadığı, do- ğal güzellikleriyle ve sahip olduğu kültürel varlığıyla son derece önemli bir konumda bulunmaktadır. Böyle bir yerin varlığının belirtilen sürede (on beş gün) içinde bildirilmemesi durumunda niçin böyle bir yerin varlığının olmadığı kabul ediliyor? Yani göz göre göre sit alanlarının, mezarlıkların vs. önemli yer- lerin varlığını yok mu sayacağız? Bunun sağlıklı bir yol olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu yolla güzel ülkemizin şanlı tarihine gölge düşürmüş ol- duğumuz görüşündeyim. Ormanlarımızdan en iyi biçimde yararlanmamız için 6831 sayılı kanunun 25. maddesinde “Orman Genel Müdürlüğü, mevkii ve özelliği dolayısıyla lü- zum göreceği ormanları ve orman rejimine giren sa- haları; bilim ve fennin istifadesine tahsis etmek, ta- biatı muhafaza etmek, yurdun güzelliğini sağlamak, toplumun çeşitli spor ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak, turistik hareketlere imkân vermek maksadıyla milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma sahaları ve orman mesire yer- leri olarak ayırır, düzenler, yönetir ve gerektiğinde işletir veya işlettirir” hükmü yer alıyor. Bu yerlerin işletilmesi 2873 sayılı Milli Parklar Ka- nunu’nun 8. maddesinde de belirtildiği üzere ka- mu yararı olmak şartıyla ve plan dahilinde, turistik amaçlı bina ve tesisler yapmak üzere gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri lehine Maliye Bakanlığı’nın gö- rüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nca izin ve- rilebilir. Bu maddelerin önemi ülkemiz ormanların- dan en güzel şekilde nasıl yararlanabileceğimizi dü- zenlemiş olmalarıdır. Güzel ülkemizin çöl olması- nı önlemek ve onu erozyonun kötü sonuçlarından korumak için yeşil örtümüzü korumalıyız. Unut- mayalım ki meydana gelen orman yangınları do- ğal bitki örtüsünü ve yaşayan organizmaları yok ede- rek erozyonun artmasına neden olmaktadır. O halde “Ormanlarımız namusumuzdur.” Gözde Engin Günay Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ormanlarõmõz Eğitim Servisi - Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen “‘Ben’ ve ‘Öteki’: Ötekileş- tirmenin Kaynakları ve İşle- yiş Süreçleri Sempozyu- mu”nun sonuç bildirgesinde, “ötekileştirme ile mücadele, ‘ötekini’ anlamaktan, kendi konumunu ve varlığını ko- ruyarak korkmadan diğeri ile diyaloğa girmekten geç- mektedir” denildi. Fen-Edebiyat Fakültesi Psi- koloji Bölümü’nün düzenledi- ği bu çalõşmanõn düzenleme kurulu Klinik Psikolog Doç. Dr. Yeşim Korkut ve Uzman Psikolog Leyla Navaro’dan oluştu. Korkut ve Navaro, sem- pozyumun amacõnõ şöyle açõk- ladõlar: “Ülkemizde son dö- nemlerde gündeme ve gün- delik dile girmiş görü- nen bir kavram olan ‘ötekileştirme sürecine’ disiplinlerarası bir açı- dan bakmak. Genel hatları ile ötekileştirme, kendimizden farklı gör- düğümüz kişileri dışlamak, yabancılaştırmak, düşman haline getirmek olarak düşü- nülebilir. Farklı çalışma alan- larından gelen akademisyen ve uygulamacılar, bu kavra- mı çeşitli açılardan irdeleye- rek ötekileştirmenin neden bazen bu kadar keskin ya- şandığının bilimsel, sosyal, psikolojik, tarihi, siyasi ve ekonomik nedenlerini bu sem- pozyumda gözden geçirmeye çalışmışlardır.” Sempozyumda “Ruhsal Ola- rak Ötekine Duyulan İhtiyaç ve Ötekileştirme” başlõklõ bir konuşma yapan Doç. Dr. Yeşim Korkut, kendi kimliğini bir “ötekinin” damgalanmasõyla tanõmlamak olarak ele alõnabi- lecek olan “ötekileştirmenin” ayrõm noktalarõnõn õrksal, coğ- rafi, etnik, ekonomik, ideolojik ve cinsel olabileceğini söyledi. HAFTANIN SÖZÜ “Yarın bambaşka bir insan olacağım” diyorsan, neden bugünden başlamıyorsun? EPIKTETOS ERDAL ATABEK SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2009 CUMARTESİ 16 GENÇLİK Fen Eğitimi Sempozyumu Fen Bilimleri Dershane- si’nce düzenlenen “6. Fen Eğitimi Sempozyumu”, ya- rõn Kadir Has Üniversitesi Haliç Yerleşkesi’nde yapõ- lacak. İlk ve ortaöğretimde Fen Eğitimi’nin konu alõnacağõ sempozyumdaki sunumlar arasõnda, “Lise Öğrencile- rinin Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik Eğitimine Yaklaşımları”, “İleri Tek- nolojik Ürünler ve Elektrik Mühendisliğinde Nano Teknoloji Uygulamaları”, “2010 Üniversite Giriş Sı- navları Hakkında Genel Bilgiler” bulunuyor. ‘Küçük Çocuklar BüyükDüşünceler’ ALKEV Özel İlköğretim Okulu’nca “Küçük Çocuklar Büyük Düşünceler” sloganõ ile düzenlenen “Özgün Dü- şünce Kompozisyon Yarış- ması”nõn sonuçlarõ açõklandõ. “Yerküre Konuşuyor” baş- lõğõ altõnda yarõşan 4. ve 5. sõ- nõf öğrencileri arasõndan AL- KEV Özel İlköğretim Okulu öğrencisi Beril Güven birin- ci, Dr. İffet Onur İlköğretim Okulu’ndan Meltem Kara- kuş ikinci, ALKEV öğrencisi Bengisu Şimal Engin üçüncü, Dr. İffet Onur İlköğretim Oku- lu öğrencisi Meral Çamkesen de dördüncü oldular. “Türkçem Ses Bayrağım” konusunda yarõşan 6., 7. ve 8. sõnõflar arasõndan ise birinciliği ALKEV Özel İlköğretim Oku- lu’ndan Ayşe Bener, ikincili- ği İstanbul İlköğretim Oku- lu’ndan Büşra Kuş, üçüncü- lüğü Mehmet Akif Ersoy İlk- öğretim Okulu’ndan Yaprak Koçak, dördüncülüğü de AL- KEV Özel İlköğretim Oku- lu’ndan Yağmur Çavuşoğlu kazandõlar. Kadõköy Anadolu Li- sesi’nde, 7-8 Mayõs 2009 tarihlerinde “Eğitim ve Kariyer Günleri” dü- zenlenecek. Kariyer Gün- leri etkinliğiyle, eğitim sektörünün profesyonel- leri ile lise çağõndaki genç- leri buluşturarak gençlerin bilinçli bir kariyer tercihi yapabilmeleri ve kurum- larõn kendilerini tanõtabil- melerine olanak sağlan- masõ amaçlanõyor. Üniversiteler, dersha- neler, yayõnevleri ve eği- tim sektöründeki diğer ku- rumlar tarafõndan açõla- cak tanõtõm standlarõ ge- zilebilecek. İTÜRO 2009’un şampiyonlarõ İstanbul Teknik Üniversitesi Kontrol ve Oto- masyon Kulübü tarafõndan düzenlenen İTÜ Ro- bot Olimpiyatlarõ, yaratõcõ gençlerin başarõla- rõyla sona erdi. İTÜ Robot Olimpiyatlarõ 2009 sonucunda, “Yangın Söndüren”, “Kendini Dengeleyen”, “Süpürge”, “Mini Sumo” ka- tegorilerinde ODTÜ, “Gelişmiş Çizgi İzleyen”, “Silindir”, “Basit Çizgi İzleyen” kategorile- rinde Sakarya Endüstri Meslek Lisesi ve “Ser- best” kategoride Bahçeşehir Üniversitesi öğ- rencileri birincilik ödüllerini kazandõ. ‘Eğitimve KariyerGünleri’ Üniversitelerde bahar şenlikleri başlõyor. 4 Mayõs’ta Trakya Üniversitesi’nde başla- yacak olan “ETİ fest’09” kapsamõnda 1500 metrekare büyük- lüğündeki bir festival alanõ kurulacak ve ya- põlacak farklõ etkinlik- lerle gençlerin keyifli vakit geçirmeleri sağla- nacak. Sakarya, Eski- şehir, Ankara, İzmir, Bursa, İstanbul, Trab- zon ve Konya illerinde de gençlerle buluşacak olan şenliğin kapanõşõ ise 22 Mayõs tarihinde Bolu İzzet Baysal Üni- versitesi’nde yapõlacak. Bahar şenlikleri Bahçeşehir Üniversitesi’nde ‘Ben ve Öteki: Ötekileştirmenin Kaynaklarõ ve İşleyiş Süreçleri’ sempozyumu yapõldõ ‘Ötekini anla ve diyaloğa gir’ Uzman Psikolog Leyla Navaro, “Gruplarda Ötekileştirme ve Günah Keçisinin İşlevi” başlõklõ sunumunda, sosyal- leşme ve bir gruba aidiyet duygusunun, insanõn temelinde olan varoluşsal yalnõzlõğõn giderilmesine karşõ bilinçli ve- ya bilinçsizce başvurulan bir savunma olduğunu vurguladõ. Navaro, “Bir gruba ait olamama kişide yalnız kalma kor- kusu, aidiyet eksikliği; kimsesi, hısmı olmama endişesi ve bunalımı yaratır. Anonim bir kalabalıkta yersiz yurtsuz, kimliksiz, isimsiz yaşamak derin bir anlamsız- lık yükler. Endişe, kaygı, kaybolma duygusu, yok olma korkusu ve yalnızlık sonucu depresyon bu gibi durum- larda yaşanan can sıkıcı duygulanımlardır” dedi. BİR GRUBA AİT OLMAMA HİSSİ GENÇLERİN KÖŞESİ Türkiye’den 12 okul, yarõnõn yetişkinlerini yakõt tasarrufu ile yenilenebilir, çevreci ener- ji türlerinin araştõrõlmasõna teşvik eden Shell Eco-Marathon 2009’da yarõşacak. Genç Türk öğrencileri, 7-9 Mayõs 2009 tarihlerinde, Almanya’da, EuroS- peedway Lausitz yarõş pistinde yarõşacak. Bu yõl, Sakarya, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Sakõp Sabancõ Anadolu Lisesi “şehir arabalarõ” kategorisinde, Atatürk Anadolu Teknik Mes- lek Lisesi, Terakki Vakfõ-Özel Şişli Terakki Li- sesi, Boğaziçi Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, ODTÜ, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ko- caeli Üniversitesi- K a r a m ü r s e l MYO ve Anadolu Üniversitesi ise “prototip” kate- gorisinde müca- dele edecek. 12 okul Shell Eco-Marathon’da NESİN VAKFI “Geleneksel 1 Mayıs Pikniği” 1980’den sonra Aziz Nesin’in Çatalca’daki Nesin Vakfı bahçesinde 1 Mayıs Pikniği olarak sürdürülen ve gelenekleşen etkinlik bu yıl 2 Mayıs 2009, Cumartesi günü aynı mekânda gerçekleştirilecektir. Herkese açık olan pikniğin izlencesi aşağıdadır. ? Pikniğin açõlõşõ saat 14.00 ? Prof. Ali NESİN’in açõlõş konuşmasõ ? Dinletiler Hasan KARAYOL, Mavi Nokta Halk Türküleri Topluluğu ve Çetin AKDENİZ, Oktay İNAL yönetiminde AFROFANGA Grubu ? Sunucu: Gülsün GÖKALP 02 Mayõs 2009, Cumartesi Nesin Vakfõ Bahçesi, Gökçeali Köyü yolu üzeri – Çatalca Saat 14:00 – 19.00 arasõ Tel: 0212 783 63 58 – 783 60 51 İrtibat Tel: 0533 726 21 85 Servisler Bakõrköy Belediyesi önü saat 12.00 Taksim AKM önü saat 12.00 Vakõftan Bakõrköy ve Taksim’e dönüş saat 19.00 İngilizceyi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarõna sahip, London School of Business Administration’da master yapmõş, ÖĞRETMENDEN BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardõmcõ, sõnavlara hazõrlõk ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazõrlõk Acıbadem /İstanbul 05327018041 SAHİBİNDEN Yakacık’ta 3 + 1 satılık daire Telefon: 0212 222 51 27 - 0532 234 32 25 CMYB C M Y B