Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dünyadaki istatistiklere bir göz atar-
sanõz, silah şirketlerinden sonra en bü-
yük kârõn ilaç şirketlerinde olduğunu gö-
rürsünüz, arkasõndan gõda gelir. Şimdi
bu bilgiyi bir yana koyalõm ve devam
edelim.
Elbette, sağlõk alanõnda teknolojinin
de yardõmõyla gelişen, insan yaşamõnõ
daha kaliteli kõlan hiçbir şeye karşõ de-
ğilim.. ama bu alanõn pirüpak olduğunu
da kimse iddia edemez.
Öte yandan dünyadaki katliamlara
özellikle seyirci kalan -Saraybosna ve
Ruanda katliamlarõnõ anõmsayõn- Ba-
tõ’nõn sağlõk alanõndaki sicili de pek te-
miz değildir. Bu nedenle ülkemizdeki
bazõ bilim adamlarõnõn sürekli uluslar-
arasõ referanslar vererek, henüz ne ol-
duğu tam bilinmeyen domuz gribi aşõ-
sõnõ savunmalarõ bana pek inandõrõcõ gel-
miyor; pek çok kişiye de gelmediğini bi-
raz soruşturursanõz siz de anlayabilirsi-
niz.
Şimdi biraz sağlõk alanõndaki açõğa
çõkmõş uluslararasõ oyunlardan ve he-
pimizin koşa koşa kan verdiği Oktay
Babuna olayõndan söz edelim. O za-
manlar kan verenler varsa biraz bozu-
lacaklar.. eh ne yapalõm kendi düşen ağ-
lamaz.
Uluslararasõ birkaç örnek: Hepimizin
bildiği gibi AIDS hastalõğõ nedeni may-
munlar değil, onlar bu işte masum;
dünyanõn en saygõn araştõrma kurumla-
rõndan biri olan ve kâr amacõ gütmeyen
Pastor Enstitüsü, AIDS hastalõğõna ne-
den olan HIV virüsünün laboratuvarda
üretilmiş bir virüs olduğunu ispatladõ,
bununla ilgili çok önemli belgeseller ya-
põldõ. İşte bu laboratuvarda oluşturulan
virüsün neden olduğu hastalõğõn teda-
visi için kullanõlan ilaçlar çok, ama
çok pahalõ. Öte yandan bu ilaçlarõ her ül-
ke kendi laboratuvarlarõnda yapabilir
ama, çok astronomik bir telif hakkõ
ödemeniz gerekiyor. Peki AIDS has-
talõğõnõn son derece yaygõn olduğu Bre-
zilya ne yaptõ? Anayasasõndaki halk sağ-
lõğõyla ilgili bir maddeye dayanarak, te-
lif ödemeden AIDS ilaçlarõnõ yaptõ ve
hastalara bedava dağõttõ; bunu gören Hin-
distan da, “Ben de böyle yapacağım”
dedi ve ilaç firmalarõ bu çok pahalõ ilaç-
larõ üç kuruşa Hindistan hükümetine sat-
mayõ kabul ettiler.
Şimdi gelelim bizdeki meşhur Oktay
Babuna olayõna. Bu Oktay Babuna,
1999 yõlõnda lösemi hastasõ olduğunu
söyledi, yalvararak ilik istedi, ona uygun
iliği bulmak için millet sõraya girdi, ka-
nõnõ verdi. Bu kanlarõn büyük kõsmõ da,
Türkiye’deki laboratuvarlar incelemeye
yeterli olamadõğõ için, Amerikan labo-
ratuvarlarõna gitti. Güya oralarda ince-
lemeye alõndõ ve bizden dünyanõn parasõ
istendi.. o zamanlar Sağlõk Bakanõ olan
Osman Durmuş, “Bu durumda Türk
insanının genleri tümüyle inceleme-
ye açık” dedi, bunun bir oyun oldu-
ğundan söz etti. O zamanlar aşõrõ milli-
yetçi bulduğumuz bu söylem bugün
doğrulandõ. Oktay Babuna turp gibi
yaşõyor ve bizim, Amerikan laboratu-
varlarõna intikal eden kanlardan haber
yok.
Burada bir es verelim.. bu satõrlarõn ya-
zarõ bir gün bir haber okudu, dördüncü
sayfada küçücük bir haber; haberde bir
gazeteci CIA başkanõna soru soruyordu:
“Neden Sırpları durdurmakta gecik-
tiniz?” ve CIA başkanõ çok net bir ya-
nõt veriyordu: “Sırpların genetik kod-
larını çözmekte zorlandık, gecikme
bundandır.”
Peki genetik kodlar nereden anlaşõlõr?
Hepimiz pek çok Amerikan dizisi izli-
yoruz, DNA’yõ öğrenmek için kandan
daha iyi ne olabilir...
Söylediklerim gerçekten bilimkurgu
değil, genleriyle oynanmõş bitkilerin
söz konusu olduğu bir dünyada para için
neler yapõldõğõnõ pek bilemiyoruz.. bun-
lar açõğa çõkanlar...
Sağlõk sektörünün bir başka kolu
olan kozmetik sanayiinde, cenin ve
genç insanlarõn soyulmuş hücrelerinin
kullanõldõğõ artõk herkes tarafõndan bi-
linen bir gerçek.
Her şey korku filmi gibi değil mi?..
“Kuş gribi” dediler, binlerce kümes
hayvanõnõ ve Mardinli Ahmet’in gözü
gibi baktõğõ güvercinlerini öldürdük;
şimdi “domuz gribi” diyorlar ve Tür-
kiye gibi kendi aşõsõnõ kendi yapamayan
ülkeler bu domuz gribi aşõsõ için ina-
nõlmaz paralar ödeyecekler ve bu para
kimin cebine gidecek? Doğrudan ilaç fir-
malarõnõn...
Not: Her yõl ülkemizde 30 ila 40 bin
civarõnda grip vakasõ görülmekte ve bu
vakalarõn 10 bini ölümle sonuçlanmak-
tadõr. Bunun için şimdiye dek hiçbir şey
yapõlmadõ. Bu durumda domuz gribine
gösterilen ilgi size biraz garip gelmiyor
mu? Ayrõca ilk aşõlarõn sağlõk persone-
liyle, hacca gidecek kişilere yapõlacağõnõ
öğrendik.. bari burada biraz insaflõ olun,
ilk aşõlar sağlõk personeliyle, çocukla-
rõndõr.
Bu arada bir musibet bin nasihattan
iyidir; belli ki, sağlõk alanõnda oynanan
oyunlarõ bozmak için kendi aşõmõzõ
kendimiz yapmaya başlamamõz gereki-
yor.. 10 bin yetişmiş doktoruyla Küba
bu alanda olumlu bir biçimde başõ çek-
meye başladõ. Amerikalõlarõn Kanada üs-
tünden Küba’ya gidip tedavi gördükle-
ri biliniyor. Allah aşkõna sürekli Batõ’yõ
referans verip durmayõn.
isilozgenturk gmail.com
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Yazılı, yazılı olmayan basına göre; Başbakan ana
muhalefet liderinin yurdun çeşitli yörelerine yaptığı
gezilerin amacını öğrenmeye çalışıyor.
Deniz Baykal, gezilere devam edeceğini
söylerken “Sizin ne yapacağınız belli olmaz” diyor;
birden erken seçim kararı alırsınız, boş bulunmaya
gelmez diye bir imada bulunuyor.
RTE de, Baykal’ı “Evet belli olmaz, her şey
olabilir” diye doğruluyor.
Medya erken seçim olasılığını ön plana
çıkarınca; Başbakanlık “çevrelerinden” acele bir
yalanlama: “Başbakanımız böyle sözler söylemedi!”
Peki ne söyledi Baykal’a Bay Başbakan?
Açıklamada yok!
Açıklamayı gerektiren bu telaşın nedeni nedir
acaba?
Ola ki Başbakan bir süredir siyasal kulislerde
erken seçime gideceğine değinen söylentilerin
doğrulanmasından fena halde korktu.
Sürekli yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında Kürt
açılımını gündeme getirdiğinden beri AKP oylarının
baş aşağı gittiğini görüyor.
Nitekim SONAR’ın yaptığı araştırmaya göre
AKP’nin Temmuz 2009 seçimlerinde yüzde 38 olan
oyu bugün yüzde 31!
RTE, işine gelmeyen erken seçimden söz
edilmesinden, hatta olasılığından fellik fellik
kaçıyor.
Ne çare korkunun, kaygının ecele faydası yok!
“Vazgeçilmez lider ve seçeneği olmayan AKP
iktidarı” saplantısının halk indinde artık fazla itibar
görmediğini anlamasının zamanı geldi.
Geldi de geçiyor. Ama, benden büyük yok
havasıyla başı hâlâ bulutlarda AKP Genel
Başkanı’nın.
Oysa anketler (hatta sokakta bire bir
konuştuğunuz insanların söyledikleri) gösteriyor ki;
halk, Temmuz 2009’da ekonomik sıkıntıları
dünyayı sarsan bir olay diye istemeyerek sineye
çekti. AKP’ye bir son şans daha verdi.
Ama, 70 milyonluk Türkiye’de açılım adı altında
yüzde 10-12’ler dolayındaki bir etnik grubun 60-65
milyon Türk’e yeğlenmesini sindiremediği de
ortada.
AKP oylarının yüzde 31’lere düşmesi;
demokratik laik cumhuriyetin esenliğe kavuşması
için yeterli değil.
Fakat umut da dağın ardında değil. AKP oyları
yüzde 25-26 düştüğü zaman tek başına
iktidarından da, kendini vazgeçilmez sanan
liderinden de (lider kadrosundan) kurtulacağız!
AKP Genel Başkanı’nın CHP’nin oylarının
yükselemeyeceğini içeren inancı giderek yitiyor.
İlk genel seçimde şayet AKP oyları beklendiği ve
tahmin edildiği gibi yüzde 26’lara düşer, tırmanış
gösteren CHP oyları yüzde 28’lere yükselirse... tek
başına iktidarın ülkeyi hangi noktaya getirdiği
görülen Türkiye’de...
...seçimden birinci parti çıkan CHP, hükümeti
kurma görevini üstlenecektir.
Vazgeçilmezliğini sadece içeride değil, dışarıya
da ilan eylemiş olan RTE’nin bu olasılığı artık göz
ardı etmemesi gerekiyor. Siyasal bu tablo
gerçekleşirse yeni, rahatlatıcı bir dönem açılacak…
-Baykal tarih olarak Mayıs 2011’i veriyor- fakat,
erken seçim ne zaman olur, elbette kesin bir şey
söylemek zor.
Zor, zor ama görünen köy kılavuz istemiyor.
Falcılık gibi değerlendirilmesin; RTE gider gitmez
ülkede her şey… örneğin başta yıllar süreceği
tahmin edilen, siyasal amaçlı toplumsal bir yaraya
dönüşen Ergenekon davasının havası değişecek;
laik düzen, çağdaşlık açılımları, yargı
rahatlayacak... ne yazık ki devletin AKP’li
kadrolardan arındırılması zaman alacaktır.
Bu sonuç gerçekleşirse; artık yüzünü
Ortadoğu’ya çeviren, Müslüman ülkelerin
liderliğine soyunan RTE’nin iktidardan gitmesiyle
yalnız laik Atatürk Türkiye’si değil…
…Türkiye’nin Müslüman ülkeleri arasına
kaymasını kaygıyla izleyen Batı da rahat bir nefes
alacaktır!
SAYFA 1 KASIM 2009 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 13
Edirne B 10
Kocaeli Y 13
Çanakkale Y 11
İzmir Y 14
Manisa Y 15
Aydın Y 19
Denizli Y 15
Zonguldak Y 13
Sinop Y 13
Samsun Y 12
Trabzon Y 16
Giresun Y 15
Ankara Y 10
Eskişehir Y 10
Konya Y 15
Sıvas Y 11
Antalya Y 21
Adana Y 20
Mersin Y 23
Diyarbakır Y 15
Şanlıurfa Y 6
Mardin Y 13
Siirt Y 15
Hakkâri Y 9
Van Y 11
Kars Y 5
Oslo B 3
Helsinki B 5
Stockholm B 7
Londra Y 16
Amsterdam Y 15
Brüksel Y 14
Paris Y 15
Bonn Y 14
Münih Y 14
Berlin B 10
Budapeşte B 9
Madrid Y 26
Viyana B 9
Belgrad B 9
Sofya B 10
Roma B 17
Atina Y 16
Zürih B 17
Moskova B 1
Aşkabat Y 25
Astana Y 6
Taşkent Y 26
Bakû B 16
Bişkek PB 23
Tiflis Y 12
Kahire Y 24
Şam Y 18
Ülke geneli parçalı ve
çok bulutlu, Edirne,
Muğla ve Aydın dışında
ülke geneli yağışlı ge-
çecek. Yağışların Mar-
mara’nın doğusu, Ka-
radeniz, Doğu Anado-
lu’nun güney ve batısı,
Güneydoğu Anadolu,
Akdeniz, İç Anadolu’nun
kuzeydoğusu ile Kü-
tahya çevrelerinde kuv-
vetli olması bekleniyor.
Siz “Islak bir yazı”dan ne
anladınız?
Bir kâğıt parçası demişlerdi.
“Gerçeği nerde” diye
sormuşlardı.
Biri bulmuş, önce bazı
gazetelere, sonra da savcılıklara
göndermiş!..
Adli Tıp hekimleri bir hastaya
bakar gibi incelemişler, “evet bu
belge doğru” demişler! Savcılık
hemen eyleme geçmiş, o
mektupla gönderilen belgede adı
geçen generalleri de sorguya
çağırmış! Gelmezlerse, polis
eliyle getirtirim, diyesiymiş!
Bunu daha önce de
yapmadılar mı? Ordulara komuta
etmiş koskoca paşaları alıp Silivri
Hapishanesi’ne tıkmadılar mı?
Kaç ay geçti? Daha da kaç ay
geçecek? Yaşları yetmişi bulmuş
generaller hastalanacak, sonra
belki de ölecek! Bundan kim
kazançlı çıkacak? İftiralar atarak
Türk askerine kıyanlar mı?
Yazdıkları çizdikleri çirkinliklerle,
Türk askerini türlü suçlamalar
altında bırakmaya çalışanlar mı?
İrtica ile mücadele!..
Cumhuriyet hükümetlerinin
istediği bu değil miydi? Birtakım
aydınlar bu konuda bir şeyler
düşünmüşlerse, bunun suç
neresinde? Her dönemde
vatansever insanlar ülkenin irtica
çıkmazından kurtulmasını
istememişler midir?
Atatürk’ün dediklerini
unutmayalım:
“Efendiler hayatın felsefesi,
tarihin garip tecellisi şudur ki, her
iyi, her güzel, her faydalı şey
karşısında onu imha edecek bir
şey belirir. Bizim lisanımızda
buna irtica derler. İyi bir şey
yaptınız mı biliniz ki bunu
imha etmek için karşınıza
muhalif, mürteci bir kuvvet
çıkacaktır. Bu yüzden, yapmadan
önce çıkacak kara kuvvetin
imhası tedbirini almış olmak
lazımdır.”
Mustafa Kemal bu sözü, 19
Ocak 1923 günü İzmit’te halkın
karşısında söylüyordu.
Atatürk Cumhuriyeti 86 yıldır
“irtica” denen kara kuvvetle
savaşmaktadır. Ama iç ve dış
düşman güçler zaman zaman
halkı yanlışlıklara
sürükleyebilmektedir.
Günümüzde de kendilerine
liberal adı veren eski solcular bu
sapık eğilime katılmış
görünüyorlar! Kara kuvvetin her
türlü temsilcileriyle savaşmak
Atatürk’ten bizlere kalan bir
kutsal vasiyettir.
Atatürk’ün o konuşması
günümüzde de güncelliğini
koruyor.
“Efendiler, bütün millet emin ve
müsterih olsun ki bugünkü
inkılabı yapanlar ve onu
tamamlamaya karar verenler,
karşılarına çıkacak menfi
kuvvetleri çıktığı noktada
ezebilecek kudrette, kabiliyette
ve tedbire maliktirler.”
İrtica ile mücadele 86 yıldan bu
yana Türk milletinin, askeriyle
siviliyle sürdürdüğü bir savaşımın
adıdır. Bu gerçeği Cumhuriyetin
86. yılında anımsatmak bir
görevdir. Islak ya da kuru hiçbir
kâğıt parçası irticanın savunma
aracı olamaz, olamayacaktır.
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Sağlık Çok Ciddi Bir Rant Alanıdır
Güler Zere için açlık grevi
Haber Merkezi - Çukurova
Üniversitesi Tõp Fakültesi Balca-
lõ Hastanesi’ndeki mahkûm ko-
ğuşunda kalan tutuklu kanser has-
tasõ Güler Zere’nin salõverilmesi
için demokratik kitle örgütü tem-
silcileri ve TAYAD üyeleri, Ada-
na ve Ankara’da üç günlük açlõk
grevine başladõ. Adalet Bakanõ
Sadullah Ergin ise dün yaptõğõ
açõklamada Zere’nin serbest bõra-
kõlmasõ için Adli Tõp İhtisas Ra-
poru’nun beklendiğini belirterek,
“Sanıyorum bir haftaya kadar
rapor kesinleşir” dedi.
ADANA’da hastane bahçesin-
de 115 gündür sürdürülen oturma
eyleminin ardõndan açlõk grevine
başlayan İHD, ESP, BDSP, DHF,
ÇHKM, Alõnteri, Halk Cephesi ve
TAYAD üyesi bir grup, “Hasta
tutsaklar serbest bırakılsın”,
“Tecridi kaldırın, ölümleri dur-
durun” sloganlarõ attõ. Eyleme ba-
ba Haydar Zere de katõldõ. Grup
adõna açõklama yapan Serdar
Tatlı, AKP’nin Zere’yi serbest
bõrakmayarak ölüme terkettiğini
söyledi. Tatlõ, “Sağır kulakla-
rın duyması ve kör gözlerin
görmesi için, Zere’nin serbest bı-
rakılması için yılmadan müca-
dele edeceğiz” dedi. Grup, açõk-
lamanõn ardõndan 3 gün sürecek
açlõk grevine başladõ.
ANKARA’da da bazõ sivil top-
lum örgütlerince, cezaevlerindeki
hasta tutuklular için açlõk grevi
başlatõldõ. Grup adõna yapõlan
açõklamada, iktidar ve Adli Tõp
Kurumu’nun hasta tutuklulara iliş-
kin yürüttüğü politikanõn bugüne
kadar yüzlerce insanõn yaşamõnõ
yitirmesine neden olduğu vurgu-
landõ. Açõklamada, “Bu politi-
kanın bugün Güler Zere’yi kat-
letmesine seyirci kalmayacak,
durumu ağır olan tüm hasta
tutsakların hapishanelerde ya-
şamını yitirmesine izin verme-
yeceğiz. 2 günlük açlık grevine
başlıyoruz” denildi.
İSTANBUL’da 30’a yakõn si-
vil toplum kuruluşu, dün Taksim
Tramvay Durağõ’ndan Galatasa-
ray Lisesi önüne kadar yürüdü.
Burada grup adõna yapõlan açõk-
lamada, “Güler Zere yaşamını
yitirdiğinde bunun sorumlusu
Adli Tıp Kurumu ve onun te-
davisi için geç karar alan has-
tane yönetimi olacaktır” ifade-
lerine yer verildi.
Eylemlerin başlayacağõ saatler-
de Antakya Adliyesi binasõnõn te-
mel atma törenine katõlan Bakan
Ergin’e, Baba Haydar Zere’nin
“Kızımı ölmeden versinler” söz-
leri anõmsatõldõ. Ergin, “Affetme
konusu, ne benim ne de Cum-
hurbaşkanımızın inisiyatifine
kalmış bir durum değil. Geliş-
meler Adli Tıp İhtisas Rapo-
ru’na bağlı” dedi.
Dünyanın en zeki 200 kişisi Antalya’da
Haber Merkezi - Türkiye’nin
ev sahipliği yapacağõ 18. Dünya
Zekâ Oyunlarõ Şampiyonasõ, 27 ül-
keden 200 katõlõmcõyla 3 - 8 Kasõm
tarihleri arasõnda Antalya Delphin
Diva Premiere Otel’inde başlaya-
cak. Şampiyonada geçen yõl dün-
yanõn en zeki 2. kişisi seçilen
Mehmet Murat Sevim, Türk Be-
yin Takımı’nda 1.lik için yarõşcak.
Dünya Zekâ Oyunlarõ Fede-
rasyonu’nun her yõl düzenlediği
en önemli etkinlik olan Dünya Ze-
kâ Oyunlarõ Şampiyonasõ’nõn
Dünya Zekâ Oyunlarõ Federas-
yonu Türkiye Temsilcisi Akõl
Oyunlarõ dergisi tarafõndan ger-
çekleştiriliyor. Ülkelerarasõ dost-
luk ve kardeşliğin pekiştirilme-
sinin amaçlandõğõ şampiyonaya
İsrail ve Yunanistan ilk kez katõ-
lõrken, favori ülkeler arasõnda ABD,
Almanya, Japonya, Çek Cumhuri-
yeti ve Türkiye başõ çekiyor.
Sudoku, Kare Karalama
Yarõşmada Türkiye, Mehmet
Murat Sevim’in yanõ sõra Salih
Alan kaptanlõğõnda Murat Koz,
Taner Karabulut, Aziz Ateş’ten
oluşan Türk Beyin Takõmõ ile
temsil ediliyor.
Sudoku, Kare Karalama ve di-
ğer bulmaca meraklõlarõ, etkinlik
boyunca zekâ oyunlarõ ve bul-
maca konularõyla tanõşma fõrsatõ
bulacaklar. Yarõşmayla ilgili de-
taylõ bilgi ve etkinlik animasyo-
nu için, www.wpc2009.org site-
sini ziyaret edebilirsiniz.
Polisten şehit
yakınlarına
müdahale
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Şehit Aileleri Federasyonu’nun Ab-
di İpekçi Parkõ’nda düzenlediği mi-
tingin ardõndan Meclis’e yürümek is-
teyen şehit yakõnlarõna polis müdaha-
le etti. “Vatana Sevgi, Şehit ve Ga-
ziye Saygı” mitingine binlerce kişi
katõldõ. Polis, mitingin ardõndan
TBMM’ye yürümek isteyen şehit ya-
kõnlarõnõ barikat kurarak durdurdu.
Çõkan arbedede çocuklar ezilme teh-
likesi geçirdi. Grup, barikatõ aşarak
Atatürk Bulvarõ üzerinde ilerledi. Te-
rör örgütü PKK ve hükümeti protesto
eden grup, Atatürk Bulvarõ’nõ bir sü-
re trafiğe kapattõ. Grup daha sonra
Necatibey Caddesi’ne yönlendirildi.
Buradaki federasyon binasõ önünde
sloganlar atarak bekleyen grup, açtõk-
larõ büyük Türk bayrağõnõn çevresin-
de toplanarak İstiklal Marşõ okudu.
Yurt Haberleri Servisi - Hakkâ-
ri’nin Şemdinli ilçesinin Koçyiğit
köyünde terör örgütü üyeleri tara-
fõndan kaçõrõlan Emrah Samur
(27) götürüldüğü Kuzey Irak’ta öl-
dürüldü. Ağrõ’da da mayõna basan
piyade er Ali Akbaş (21) yaralan-
dõ. Irak sõnõrõndaki Şemdinli’nin
Koçyiğit köyüne gelen bir grup te-
rörist, evli 3 çocuk babasõ Samur’u
evinden alarak Irak’a kaçõrdõ. Te-
rör örgütü yaklaşõk 20 gündür ha-
ber alõnamayan Samur’un öldürül-
düğünü bildirdi. Aile, cenazenin
Irak’tan getirilmesi için devlet yet-
kililerinden yardõm istedi.
Ağrõ’nõn Doğubeyazõt ilçesinde
İran sõnõrõndaki Kõzõlkaya köyü
kõrsalõnda sürdürülen arazi arama-
tarama faaliyeti sõrasõnda mayõna
basan piyade er Ali Akbaş (21)
ayağõndan yaralandõ.
Erdal İnönü’ye özlem dolu anma
İSTANBUL/ANKARA (Cumhuri-
yet) - Eski başbakan yardõmcõlarõn-
dan, sosyal demokrat siyasetçi ve bilim
adamõ, SHP Onursal Genel Başkanõ
Prof. Dr. Erdal İnönü, ölümünün 2. yõl-
dönümünde Zincirlikuyu Mezarlõ-
ğõ’ndaki kabri başõnda anõldõ.
Sağanak yağõş altõnda gerçekleştiri-
len anma töreninde konuşan İnönü’nün
eşi Sevinç İnönü, Erdal İnönü’nün
yokluğunu hissettiklerini belirterek,
“Çok yönlü, pozitif bir insandı. Türk
toplumuna da ileride çok iyi bir ör-
nek olarak kalacaktır. Gençler yap-
tığı çalışmalardan istifade edecektir”
dedi. CHP Genel Başkanõ Deniz Bay-
kal da Erdal İnönü’nün ölüm yõldönü-
mü nedeniyle mesaj yayõmladõ. Baykal,
mesajõnda şunlarõ kaydetti: “Siyasi
hayatımızın sorun ve sıkıntılarla do-
lu güç bir döneminde sosyal demo-
krat hareketin derlenip toparlan-
masına, bir araya gelmesine, de-
mokrasiye geçiş sürecinde engellerin
aşılmasına önemli katkılarda bulu-
nan bilim ve siyaset dünyasının bü-
yük kaybı Erdal İnönü’yü ikinci
ölüm yıldönümünde saygıyla anı-
yor, İnönü ailesiyle yakınlarına say-
gılarımı sunuyorum.”
Elazığ’da Güler Zere’nin
serbest bırakılması için,
Temel Haklar Derneği
üyesi 3’ü kadın 7 kişi yürüyüş yaptı. Pankart açan, sloganlar
atan grup, AKP İl Binası’na yürümek istedi. Gruba müda-
hale eden polis, tüm göstericileri gözaltına aldı. (AA)
Elazõğ’da 7 gözaltõ
Hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bõrakõlmasõ için eylemler sürdürülüyor
Ankara’daki mitingde dev bir Türk
bayrağı açıldı. (Fotoğraf: AA)
Teröristler
köylü öldürdü