25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 2009/SAYI 1232 150 yıllık bir hikâye 4 ••„.•• » ." 'j. l -m.il I Birrahibe anlaüyor... Kınm Savaşı zamanı... Rahibe Madeleine, hastaneye çevrilen Pera'daki Mühendishane'de çalışıyor... O zamanlar tuttıığu notlar, içeriden bir gözle yaşadıklannı anlamamızı sağlıyor: 8 Mart 1854: Sürekli yeni hastalar geliyor. işler çoğalıyor; fakat hastalarımızın scfaletinin, acılarının karşısında bizim yorgunluğumuz nedir ki? Soğuk, yağmurlu bir havada sedyelerle getiriliyor ya da güç bela sürünerek geliyorlar. Yüreklerimizi param parça eden bu sahne her saniye yeni baştan yaşanıyor. Durumu en ağır olanları karşılıyor, hasta kabul formlan doldurulurken harlı bir ateş, sicak bir içecek türünden acil teselliler sunuyoruz. Varlığımız hüzüıılerini bir parça • hafifletiyor. 11 Mart, 23.00: Avluya yayılan çığlıklarla sıçrayarak uyandık. Az sonra hastanenin ucundan parlak bir aydınlık gördük. Biz de ötekiler gibi yangın var, diye bağırmaya koyulduk. Hastabakıcılar yanımıza koştular; niyetleri bizi son sürat güvenli bir yere taşımak, bize ait olan her şeyi kurtarmaktı. Önce hastalarla, yaralılar, diyerek karşı çıktık. Önlcrinden koşmaya başladık; yangın ürkütücü bir hızla yayılıyordu. Sürünebilen hastalar, sannmak için bir çarşaf ya da battaniye alıp avluya çıkmışlardı. İçlerinde bağıran ya da sızlanan tek bir kişi yoktu. Korkuyla gelen sessizlik, korkunç bir ölümdcn kurtulmuş olmanın sevincine karışmıştı. Herkes büyük cesaret gösteriyordu. Hekimlerin, hastane çalışanlarının, bütün hastabakıcıların soğukkanlılığı, gayreti hayran olunmayacak gibi değildi. Hastalan omuzlarına alıp güvenli bir yere bırakmalan, tekrar işe koyulmalan ve bunu tehlikedeki son adam kurtulana kadar sürdürmeleri, hepsi birkaç saniyede olup bitti. • 20. yüzyılm başında Lape Hastanesi'nin kimsesiz çocuklan. 20. yüzyıl başlannda akıl hastalan. La Paix (Lape) Hastanesi 1858'de kumluyor. Fransız rahibelere bir ödül bu hastane. Kınnı Savaşı sırasında rahibelerin canlan pahasına hizmet etmesini Sultan Abdülmecit karşılıksız bırakmıyor. Bir arazi tahsis ediyor, inşaata başlanabilmesi için de bağışta bulunuyor... Daha fazlası "Osmanlının Hoşgörüsünün Tanıği: La Paix Hastanesi" kitabında. ESRA AÇIKGOZ L a Paix (Lape) Hastanesi'nin aslında bir grup rahibenin Kınm Savaşı'nda gösterdiği kahranıanlıklann bir ödülü olarak kurulduğunu biliyor muydunuz? Peki bu rahibelerin canlan pahasına her millet ve dinden askerin hastalıklarıyla ilgilendiğini, bunu yaparken canlannı kaybettiklerini? "Osmanlının Hoşgörüsünün Tanıği: La Paix Hastanesi" işte bunları anlatıyor. Kitabm adına bakmaym, anlatılan hep alışık olduğumuz bir Osmanlı pohpohlaması değil, kuru bir anlatı da. La Paix Hastanesi'nin 150 yıllık tarihi dökülüyor Rinaldo Marmara tarafından, bol görselle birlikte... Kitap, La Paix Hastanesi'ne 150. yıl hediycsi aynı zamanda. Şimdi hikâyenin daha da başına, bu hastanenin kurulmasını sağlayan Filles de la Charite rahibelerinin hikâyesine dönelim. Tarih, 21 Kasım 1830... Biri İzmir'e, biri İstanbul'a giden iki rahibe kafılesi Marsilya'dan yola çıkıyor. Hava şartları zorlu ama yolcular kararlı, zor da olsa gidilecek yerlere varılıyor. Filles de la Charite tarikatından Sör Benıardine ile Marie iniyor gelen gemiden. İstanbul'daki çalışmalann temellerini atan işte bu iki isinı oluyor. Bu çahşmaları 26 Mayıs.-1844'te Mösyö Leleu İstanbul'dan Paris'e, Filles de la Charite cemaatinin merkezindeki rahibelere, yazdığı mektupta şöyle anlatıyor: "İtiraf etmeliyim ki Saint Vincent'ın faaliyetleri burada ben de dahil pek çok kişinin beklentisini kat be kat aştı. Filles de la Charite rahibelerini şarka çağırmak ilk aklımıza geldiğinde ve İstanbul'da ilk kez bir okul açmayı denediğimizde tek amacımız kız çocuklarının eğitimiydi; üİkedeki en akil adamlar bana elli kişi toplayabileceğimizi söylemişlerdi; kimileriyse teşebbüssün kalıcı olamayacağını, sonuçlannı hesaplayamayacağımız bin türlü zorluk çıkacağını... Okulların ne kadar başarı kazandığını biliyorsunuz; tedrisatlarından geçen yığmla genç ülkenin şu anki ihtiyaçlarını karşılayacak eğitimi aldı". Filles de la Charite rahibelerinin hizmetleri çocuklan eğitmekle sınırh değildi, yoksullann evlerinin gezilmesi, aşı kampanyalan, ücretsiz muayene, yoksullara ilaç, gıda, kıyafet dağıtımı, meslek eğitimi... Türkler, Museviler, Ermeniler, Bulgarlar... Osmanh'da yaşayan her millet ve dinden insana yardım ediyorlar. Bu yardımları zaman zaman Saint-Vincent cemiyetine üyelerle yaparak, insanlar arasında bir iletişim köprüsü de kurmaya çalışıyor rahibeler. Sör Lesuer, tarikatın lideri Mösyö Etienne'e 15 Şubat 1855'te İstanbul'dan yazdığı mektupta, "Yoksul sevgisi herkesin yüreğine giriyor" diyor, "kendine orada büyük bir yer açıyor... Şimdiye kadar sıcacık salonlarından dışarı adım atmamış, hastalık bulaşır diye hasta arkadaşını, akrabasmı görmeye, gitmeye korkmuş o sosyetik genç hanıınların bugün soğuk, çamur demeden hasta yoksullara koşması, başucunda oturması, onlara yardım etmek uğruna İstanbul'da esascn çok önemli sayılan süse püse harcadıklan hatırı sayılır paralardan vazgeçmesi güzel değil mi?" ŞEFKATLİ RAHİBELER... Filles de la Charite rahibeleri insanların güvenini öyle iyi kazanmışlar ki, doktorlar yerine illa onları gönneye diretiyor kimi hastalar. Bir kez daha Mösyö Leleu'nun mektubuna dönelim: "Tuhaf şcy, hastaların çoğu doktorlardansa rahibeler baksın istiyor. Kendi deyimleriyle o mübarek, o şeikatli, o yardımsever rahibeler gayet güzel iyileştirinniş onları; o yüzden de en feci yaralan, en umutsuz hastalan rahibelere götürüyorlar. Geçenlerde biri, bir tek diriltsinler diye ölüleri getirmedikleri kaldı, dedi hatta". Tarih kitaplan askerlerin kahramanlıklarını anlatırken insanların hikâyelerini ıskalar. Filles de la Charite rahibeleri de bundan nasibini alıyor. Tifüs, kolera gibi hastahklarla boğuşan askerlere yardım etmek için çalışan yüzlerce rahibe olduğunu, bunlann yüzden fazlasmın hastalıklar yüzündcn öldüğünü bilmeyişimiz de bundan. Kınm Savaşı sırasında Filles de la Charite rahibeleri özel olarak tilüslü hastalar için hazırlanmış ön dört hastanenin sorumluluğunu üstleniyor. Kınm'dan gelen gemilerdeki hasta vc yaralıların bakımı, tutsakların ziyaret edilmesi de rahibelerin faaliyetleri arasında. Suç işlediği ya da askeri disipline uymadığından tutuklanmış Fransızlar, esir düşmüş Ruslarla Polonyalılar, rahibeler tarafından düzenli ziyaret ediliyor... Fotoğraf sanatçısı Ali Alışır, medya araçlannın kurguladığı bedenleri anlatıyor... Fotoğraflarla sanal bedenler... ğitinı Kültür Araştmna Vakfi, sıra dışı kurgulanyla fotoğrafa yeni bakış açısı kazandıran fotoğraf sanatçısı Ali Alışır'ın eserlerini 3-30 Kasım'da Ekavart Gallery'de sanatseverlerle buluşturuyor. Küratörlüğünü Tuba Kocakaya'nın yaptığı "Sanal Bedenler"sergisi; simgesel transseksüele dönüşmüş, "sade"liğini yitirmiş gerçek üstü bedenlerin ve yeni kimliğini bekleyen kaybolmuş ruhlann yek olma savaşını konu alıyor. Insan bedeninin medya araçlan ile programlanan, dağıtılan ve yayılan bir olaya dönüşnıesini sorguluyor. Epson/Uğur Varlı Fotoğraf Hizmetleri sponsorluğunda gerçekleşen sergiyi Türkiye'nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv'de izleyebilirsiniz. • (Tel: 0212 252 81 31) Savaşın sonunda ziyarete gelen General Espinase, rahibeleri cesaretlerinden dolayı ödüllendirmek istiyor, rahibelerin tek isteği; terk edilmişler için genel bir hastane. Sultan arazi ve para bağışhyor, sadrazam bağış yapıyor, başmabeyinci kuyu kazdınyor, su hattı açtırıhyor... Şiddetli bir fırtınada inşa edilen hastanenin neredeyse hepsi yıkılsa da vazgeçilmiyor, yeniden yapımına başlanıyor, 1858'in sonunda La Paix Hastanesi her tür hayır işine kapısını açıyor. Filles de la Charite rahibeleri hiçbir milliyet ya da din farkı gözetmeksizin akıl hastalannı ve yetimleri La Paix'ye kabul ediyor; Fransız, Alman, Ermeni, Avusturyalı, Bulgar, Keldani, Süryani, Gürcü, Rum, ltalyan... Uluslararası bir hastane olması bir yerden destek olmadığı için işlerini güçleştiriyor. Ancak özellikle Sör Liniers zamanında esas atılım gerçekleşiyor, Sör Liniers, Fransa'ya gidip büyük akıl hastanelerini yakmdan inceledikten sonra işe koyuluyor. 1873'de hastane bahçesine ilk akıl hastanesi inşa ediliyor. Kadın ve erkek akıl hastalan müessesenin en temel gelir kaynağı oluyor, hâlâ da öyle. Son söz yinc rahibelerde: "Sör Lesuer'ün daha ilk andan bu çalışmalar için kullandığı 'Tanrı'nın Cocuğu' sıfatı, 150 yıl sonra, bugün hâlâ geçerli; La Paix ancak ve ancak Tann'nm yardımıyla gündelik olaylarla başa çıkmakla kalmayıp, sürekli açık vercn bütçesini dengeye sokabilir". •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle