18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2009 PAZAR 6 HABERLER BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Islak İmza ve Casus Gayet profesyonelce yönetilen büyük bir siyasal ve yıkıcı kampanya karşısında, şöyle bir derin nefes alıp bekleyeceksin, tozun dumanın altından ne çıkacak.. “Islak imza”, Ergenekon’un şimdilik tepe noktasıdır! İlki ne kadar “gerçek” , “demokratik” , “hukuki” ise ve bu kavramları ne kadar içeriyorsa, ikincisinde de “gerçeklik payı”nın daha fazla olduğunun garantisi nedir? Nitekim, aradan bir hafta geçti geçmedi: Adli Tıp’tan garantili “evet onun imzası” onayını almak için düzenler kurulmuş! Özel ekipler ve organizasyonlar yapılmış. Adli Tıp, siyasiler arasında öteden beri ele geçirilecek “savaş tepeleri”nden biridir. Çünkü mahkemelerin sonuçlarını belirleyecek nihai yerlerden biri olarak görülür. Çünkü “bilimsel” karar organıdır! Oradan verilecek raporlar sonucu tayin edecektir. Özellikle de güdümlü konularda!.. Bunun nedeni, ülkemizde bitmek bilmez siyasal hesaplaşmalardır. Bütün karanlık işlerin son hesaplaşması devlet katında, devlet eli ve desteği ile sonuçlanır. Mahkemeye bazen çok az iş düşer! Düzgün işlemeyen yapılar, yeraltı organizasyonlarını üretir! Güvenilecek kurum yok mu bu ülkede? Duruma göre, hem var hem yok... Diyelim ki ıslak imzada “doğruluk payı” daha yüksek olsun. Ne fark eder? Tezgâhın amacına bakacaksın: Ergenekon davasının bir numaralı hedefi Genelkurmay’dır. Ergenekon salt bunun için tezgâhlandı. İyi niyetli bir dava, Ergenekon içindeki kriminal örgütü görür. Darbeci kılığa bürünmüş mafiyöz ilişkileri belirler, sapla samanı ayıklar. Hayır öyle bir durum yok. Ergenekon kazanı içinde, muhalif ne kadar güç varsa, CHP dahil, kaynatılmaya çalışılıyor. Ama bu “kaynayanlar” figüranlardır. Kazan, esas, Genelkurmay’ın altında kaynatılmaktadır! Kazanın içindeki, “Ordunun hiyerarşik yapısı”dır. “Orduyu kaynatmak” , ‘ham’ diye yenecek kıvama getirmek görevi, salt bu amaçla yayımlanan, arkasında her türlü gizli saklı dış ve iç tezgâhın saklandığı bir pespayeye verilmiştir. O, kazanın etrafında savaş çığlıkları atarak dans ederken diğerleri de altına durmadan odun sürmektedir. “Islak imza” propagandası o kadar arşı âlâya yükseldi ki, merkez medya ve daha pek çok kimse de kazanın altına odun atmaya koştu! Ana amacı gizleyen bu tür siyasal propaganda ve dezenformasyonun hedefi de budur zaten! Bu noktaya, şimdi 5 ay önce “fotokopisi” piyasaya sürülen “belge” ile başarı ile vardılar! Ancak salt bu amaçla yaptığım gözlem, bu düşmanca saldırının, konuya daha tarafsız yaklaşan insan ve çevreleri giderek “demokratik oyun”dan kopardığını gösteriyor. Bu kötü bir gidiştir! Aylardır bu köşede dile geliyor: Genelkurmay’ın hiyerarşik yapısını, Fetocu- iktidar ortaklığı dağıtmak/bitirmek istiyor. Şimdilik “ele geçiremedikleri” tek yer orasıdır. Hukuku, bütün kurumsal yapısıyla devleti, basını, iş dünyasını, adaleti hallediyorlar... “Peygamber Ocağı”na ulaşamıyorlar! Bu “kutsal yeri” ele geçirememek, onlar için iktidar olamamak demektir! Bütün kazan bunun için kaynıyor. Önce “fotokopi”yi ileri sürdüler. Erdoğan “aslının da var olduğuna kesin inanıyorum” dediğinde anlamalıydık ki gerisi gelecek! İşte, iyi bir zamanlama ile “Islak imzalı”sı. Başbuğ istediği kadar “hukuk” diye bağırsın, “darbeler dönemi bitti” desin... “Kurum”u, kendisini ve arkadaşlarını AKP-Fetocu iktidara teslim etmedikçe, ağzıyla kuş tutsa para etmeyecektir! Ne Hacemalleri doyurabilir, ne Maltan ve Şaltanları.. Ne CIA’yı ne diğerlerini. Bunlar, kurum değil, kendilerine inanç olarak da biat eden bir yapı istiyor! Hangi kuruluşun başında “biat etmeyen” biri var?! İktidar “tam teslimiyet”ten yana. Zaten bu tür savaşların amacı da bu değil mi? Şimdi, bir “muhbir” var ortada. Onu da zamanı gelince ortaya çıkarabilirler! Ancak şimdiden bilelim: Bu muhbir değil, casustur! Karıştırıcıdır! Dezenformatikçidir! Özel görevlidir! Ordu, kendi içindeki “CIA yapılanması”nı temizlemedikçe, oradan daha çoook bilmemneci kılığında casuslar çıkabilir! Beyler, hanımlar darbeler dönemi çoktan bitti.. “AKP ve Fetocu Güçleri Bitirme Planları”, zaten bütün sivil güçlerin siyasi gündem maddesidir! [email protected] DP ile ANAVATAN, DP çatõsõ altõnda birleşirken genel başkan seçilen Cindoruk’tan Ergenekon vurgusu ‘Balbay’danteröristolurmu?’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 12 Eylül darbesinin ikiye böldüğü merkez sağõn iki köklü partisi Demokrat Parti (DP) ve Anavatan Par- tisi, dün “Türkiye birleşi- yor” sloganõ ile gerçekleşti- rilen kongrede 26 yõl sonra DP çatõsõ altõnda birleşti. Bir- leşmeyle 20 Mayõs 1983’te Turgut Özal’õn kurduğu ANAP “tarih sayfalarında” yerini alõrken Hüsamettin Cindoruk birleşik partinin genel başkanlõğõnõ üstlendi. Kürsüye gelen DP Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk, bu birleşmenin olmayacağõnõn kimi çevrelerce iddia edildiğini belirterek “Oldu işte, işte al- ternatif, işte seçenek” dedi. Cindoruk, birleşmeye büyük katkõ sağladõğõ için Mesut Yılmaz’a da teşekkür etti. Salonun küçüklüğüne dikkat çekerek, DP iktidarõndaki ilk vaadini de “20 bin kişilik spor salonu” olarak ilan eden Cindoruk, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gök- çek’i de “İki kulübü birleş- tirip, birini ligden düşüre- ceğine, spor salonu yapsay- dı, hiç olmazsa siyasete de hizmet etmiş olurdu” sözle- riyle eleştirdi. ‘Gerilla müfrezesine yenik düştüler’ AKP hükümetini eleştiren Cindoruk, “Açılım dediler, dağdan gelen bir gerilla müf- rezesine yenik düştüler. Şe- hit analarının, babalarının acılarının üstüne acılar koy- dular” diye konuştu. Cindo- ruk, Başbakan Tayyip Erdo- ğan’õn ne derse olduğunu be- lirtti. Bunun adõnõn “dere- beylik, monarklık, monarşi” olduğunu ifade eden Cindoruk, DP’nin görevinin buna son vermek olduğunu söyledi. ‘Silivri kampı’ Şimdiye kadar insan hakla- rõna bu kadar saygõsõz bir ik- tidar görmediğini kaydeden Cindoruk, Ergenekon dava- sõna dikkat çekerek, “Başba- kan Silivri’de savcı, vergi hukukunda yargıç haline gelmiştir. Var mı böyle bir şey?” dedi. Cindoruk, “Siliv- ri kampı” olarak nitelendir- diği Silivri Cezaevi’nde ka- lanlara üzüldüğünü de belir- terek, şunlarõ söyledi: “Onlara yapılan haksızlık, devletimizin ayıbıdır. O kampın çabucak boşaltıl- masını istiyorum. Mehmet Haberal’dan terörist yara- tanlar, o gerilla müfrezesini karşıladıkları zaman ıstırap duymadılar mı? Mehmet Haberal’dan terörist olur mu? Mustafa Özbek’ten te- rörist olur mu? Onlar bu va- tanın şanı şerefi. Onlar dai- ma demokrasi için çaba sarf etmişlerdir. Mustafa Bal- bay’dan, Tuncay Özkan’dan terörist olur mu? Olursa bir hukukçu, parti başkanı ola- rak bunların delillerini isti- yorum. Bu kampın en önem- li sıkıntısı şu: Beşiktaş’taki bir ağır ceza mahkemesi iki- ye bölünüyor. Bir bölümü otomobiline biniyor, Siliv- ri’ye gidiyor. Mahkeme bi- nadan ayrılmaz. Mahkeme binası mahkemelerin kâbe- sidir, onu bölemezsiniz. Eğer onu yaparsanız, işte Diyar- bakır’daki hâkimi gerillanın ayağına götürürsünüz.” Birleşmeye jet onay D P ile Anavatan Partisi, dün Atatürk Spor Salonu’nda, “eşzamanlı” gerçekleşti- rilen kongreyle, DP çatõsõ altõnda birleşti. Anavatan Partisi 10. Ola- ğan Kongresi’ni toplarken DP de 6. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni topladõ. ANAVATAN Divan Baş- kanlõğõ’na eski Milletvekili Mus- tafa Uğur Ener seçildi. Daha son- ra ANAVATAN kongresine ara ve- rilerek DP Kongresi’nin Divan Başkanlõğõ’na Ankara İl Başkanõ Bülent Şimşek Özçelik seçildi. DP divanõnõn oluşumunun ardõndan saygõ duruşunda bulunuldu ve İs- tiklal Marşõ okundu. Konuşmalarõn tamamlanmasõn- dan sonra DP tüzüğünde yapõlan de- ğişiklikler oylanarak kabul edildi. ANAVATAN’dan gelenlerin eşit temsili için yetkili kurullarõn üye sayõsõ arttõrõldõ. Yapõ- lan değişikliğe göre, bir sonraki olağan kon- greye kadar görev yapmak üzere Baş- kanlõk Divanõ’ndaki üye sayõsõ 11’den 17’ye, GİK’in üye sayõsõ 50’den 100’e, Yüksek Haysiyet Divanõ’ndaki üye sa- yõsõ da 41’e çõkarõldõ. Yapõlan bir başka de- ğişiklikle de genel baş- kanvekilliği makamõ oluşturuldu. Bu göreve GİK tarafõndan partisinin tü- zel kişiliği sona eren Salih Uzun’un getirilmesi bekleniyor. Daha sonra Anavatan Partisi’nin DP adõ altõnda birleşmesine ilişkin karar ANAVATAN delegelerinin gizli oyuna sunuldu. Yapõlan oy- lama sonucunda, DP ile birleşme kararõ kabul edilirken, kaç oyla kabul edildiği açõklanmadõ. Bu oy- lamanõn hemen ardõndan da ANA- VATAN’õn katõlõm kararõ DP de- legesinin “işari” oyuyla kabul edil- di. İki partinin birleşme kararõnõn ardõndan Cindoruk ve Uzun, kür- süye gelerek kõsa teşekkür konuş- masõ yaptõlar. Daha sonra “İsteyen siyasi partilerin DP’ye katılımı- nı onaylamak için GİK’e yetki ve- ren” kongre kararõ oybirliğiyle kabul edildi. İki partinin birleşme- sinin ardõndan 100 kişilik GİK üyeliği için seçim yapõldõ. DP, mevcut GİK üyelerini korurken ANAVATAN’dan yeni isimler GİK’e girdi. D İ Y A R B A K I R DTP strateji belirliyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - DTP, hafta içinde Anka- ra’da yaptõğõ Merkez Yürütme Ku- rulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) toplantõlarõnõn ardõndan dün Diyar- bakõr’da il başkanlarõ, belediye baş- kanlarõ ve il genel meclis başkanla- rõnõn katõlõmõyla kapsamlõ bir çalõş- ma toplantõsõ gerçekleştirdi. Bağlar Belediyesi Konferans Sa- lonu’nda DTP Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Emine Ayna başkanlõğõnda toplanan katõlõmcõlarõn, son süreçte yaşanan gelişmeleri ve önümüzde- ki dönem yapõlacak çalõşmalarõ tar- tõştõğõ belirtildi. “Demokrasi mücadelesi”nde yaşamõnõ yitirenlerin anõsõna yapõlan saygõ duruşu ile başlayan toplantõda, Kandil ve Mahmur’dan gelen 34 ki- şilik iki ayrõ grubun gelişleri ve ar- dõndan öne çõkan kamuoyu eleştiri- leri de ele alõndõ. Gelen gruplarõn bundan böyle yürüteceği çalõşmalar ve DTP’nin eleştirilere karşõ tavrõnõn da belirleneceği toplantõda, Abdul- lah Öcalan’õn “Bundan sonra grup murup gelmeyecek” diyerek önü- ne set çektiği Avrupa’dan gelmesi planlanan 15 kişinin durumu da tar- tõşõlacak. Toplantõ bugün de sürecek. ‘Berdel olmak istemiyorum’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da babasõnõn kaçõrdõğõ 17 yaşõndaki kõzõn kar- şõlõğõnda berdel olarak istenen 17 yaşõndaki lise öğrencisi E.G. isyan etti. Okula devam etmek isteyen genç kõz, “Babama berdel olmak istemiyorum” dedi. Binalarda boyacõlõk yaparak ge- çimini sağlayan 39 yaşõndaki İzzet Güler, geçen bahar aylarõnda 17 yaşõndaki K.Ş.’yi kaçõrdõ. Güler daha sonra eşini ve çocuklarõnõ bõ- rakarak K.Ş. ile yaşamaya başla- dõ. Bir süre sonra K.Ş.’nin ailesi kõzlarõna karşõlõk İzzet Güler’den 50 bin TL istedi. Ancak maddi du- rumu yerinde olmayan Güler, pa- rayõ ödeyemeyince kayõplara ka- rõştõ. Bunun üzerine K.Ş.’nin ailesi Güler’in 17 yaşõndaki lise öğren- cisi kõzõ E.G’yi berdel olarak iste- di. Eşinin evi terk etmesinin ardõn- dan K.Ş.’nin ailesiyle de mücade- le etmek zorunda kalan Meliha Güler ise önce yakõnlarõna sõğõn- dõ. Ancak yakõnlarõ kapõyõ kapa- tõnca evine dönmek zorunda kalan Güler, evlere temizliğe giderek yaşamõnõ sürdürmeye çalõştõ. Bir süre sonra berdel olarak is- tenen E.G., okula gidip gelirken ta- nõmadõğõ kişiler tarafõndan takip edilince, annesi tarafõndan okuldan alõndõ. Kimseye söylemediği bir ta- nõdõğõnõn evine gönderildi. E.G. dõ- şõnda diğer küçük kõzõnõ da okul- dan aldõğõnõ anlatan Meliha Güler, çocuklarõyla birlikte yalnõz kal- dõklarõnõ, kendilerine kimsenin sa- hip çõkmadõğõnõ söyledi. Eşinin ortadan kaybolduktan sonra kendisini iki kez arayõp, ka- çõrdõğõ kõzõn hamile olduğunu bil- dirdiğini ve kendisini unutmalarõ- nõ istediğini belirten Güler, “Kı- zımı berdel olarak vermeyece- ğim. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağım” dedi. Berdel olma korkusuyla okula gitmeyen E.G. ise babasõnõ asla affetmeyeceğini vurguladõ. Dõşarõdan da olsa oku- lunu tamamlayacağõnõ vurgula- yan E.G. “Sonucu ne olursa olsun berdel olmayacağım” dedi. ‘ISLAK İMZAMIZI ATIYORUZ’ İki partinin büyük bir iş yaptığını belirten Cindoruk, son dönemin tartışma konusu olan “ıslak imzalı belge” tar- tışmasına da göndermede bu- lundu. Cindoruk, partililere, “Ey Türk vatandaşları! Ey sevgili Cumhuriyet çocukları! Gelin, laik demokrat Türkiye için barışan Türkiye ortaya koyun. Bu coşkulu kongre- mizle, ruhumuzla, aklımızla duygularımızı bir yana bıra- karak her türlü uzlaşmayı sağlayan tavrımızla, demok- rasi için birlik olalım. Onun altına ‘ıslak imzamızı’ atıyo- ruz. Ve o imzanın üzerine de kıratın mührünü basıyoruz. Gelin merkezde buluşalım. Bu merkez, şehir merkezi gi- bidir. Solculara da sağcılara da açıktır. Bulvarlar, cadde- ler... Hepsi şehir merkezine çıkar” diye seslendi. Babasõnõn kaçõrdõğõ kõzõn karşõlõğõnda istenen lise öğrencisi E.G. isyan etti ‘AYRIMCILIĞA KARŞI EŞİT YURTTAŞLIK HAKKI’ Alevilerdenmitingedavet ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Alevi Bektaşi Federas- yonu, Alevi örgütlerinin 8 Ka- sõm’da İstanbul Kadõköy’de ya- pacağõ “Ayrımcılığa Karşı Eşit Yurttaşlık Hakkı” mitingi için katõlõm çağrõsõ yaptõ. Federasyon Genel Başkanõ Ali Balkız, mitinge destek veren ku- ruluşlarõn temsilcileriyle Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Haklarõ Anõ- tõ önünde yaptõğõ açõklamada, Alevi örgütlerinin geçen yõl 9 Kasõm’da Ankara’da miting yap- tõğõnõ anõmsattõ. Geçen bir yõlda sorunlarõnõn çözümü noktasõnda bir kazanõm elde edemediklerini ifade eden Balkõz, bunun yanõn- da cemevleri ve zorunlu din ders- leriyle ilgili olarak AİHM, Da- nõştay ve idare mahkemelerinin verdikleri kararlarõn hükümetin masasõnda durduğunu söyledi. Açõklamanõn ardõndan grupta- kiler, Kõzõlay’da mitinge davet bildirileri dağõttõ. ESKİ CHPMİLLETVEKİLİ ŞİMŞEK: Türkiye’yiLübnangibi yapmak istiyorlar GAZİANTEP (Cumhuriyet) - Gaziantep ADD Şubesi’nin düzenlediği “Cumhuriyet” paneline katõlan CHP eski İstanbul Millet- vekili Berhan Şimşek, AKP iktidarõnõn ekonomik düzelmeyi bir türlü sağlayamadõ- ğõnõ, tersine daha da kötüleştirdiğini belirt- ti. Şimşek, demokratik açõlõmla ilgili olarak “Türkiye’yi Lübnan gibi yapmak istiyor- lar. Orada her apartmanda bir kesim otu- rur. Böyle bir yaşam olur mu, demokra- tik toplum olur mu” diye sordu. Mesut Yılmaz DP’de ANAVATAN’õn son Genel Başkanõ Salih Uzun’un yanõ sõra birleşme sürecinde etkin rol oynayan eski ANAP Genel Başkanõ ve Rize Bağõmsõz Mil- letvekili Mesut Yılmaz da GİK’e girdi. Cindoruk’la genel başkanlõk mücadelesine giren Mehmet Ali Bayar’õn da ANA- VATAN kontenjanõndan GİK’e girmesi dikkat çekti. Eski CHP’li Gaziantep Belediye Baş- kanõ Celal Doğan, Eski ANAP Genel Başkanõ Nesrin Nas, es- ki Milletvekilleri Beyhan As- lan, Yılmaz Karakoyunlu, Ha- lil İbrahim Özsoy, Nejat Ar- seven, Ahmet Neidim, Ahad Andican, eski TBMM Genel Sekreteri Necdet Basa, Sinan Uyanık, Adnan Pekkan GİK’e giren yeni isimler oldu. GİZLİ OYA SUNULDU (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Amaçları her kurumu işgal etmek A NAVATAN Genel Başkanõ sõfatõyla son kez kürsüye çõ- kan Salih Uzun, DP ile 3 Haziran’da başlayan bir- leşme sürecini özetledi. Uzun, Türk siyasetinin bu- günkü manzarasõnõ, “2600 yıl önceki Moğol istilacı- larının Anadolu’da ne- den olduğu manzaraya” benzetti. AKP hükümetini “Türk siyasetinin Moğol- ları” diye nitelendiren Uzun, “Türk siyaseti ade- ta bir Moğol istilası ile karşı karşıyadır. Buna bağlı olarak da merkez sağ siyaset bir fetret dev- rinin içinden geçmekte- dir” dedi. Uzun isim vermeden, AKP’nin amacõnõn “her kurumu işgal etmek, bü- rokrasiyi, YÖK’ü, üni- versiteleri, sivil toplumu, medyayı ele geçirmek” olduğunu ifade etti. Uzun, “Fakat bu istilanın sonu artık gelecektir. Fillerini önlerine katan Moğollar niye tutunamadılarsa, ni- ye bir saman alevi gibi sö- nüp gittilerse, bunlar da tutunamayacaklar ve sö- nüp gideceklerdir” dedi. SALİH UZUN: B irleşmeyle 20 Mayõs 1983’te Turgut Özal’õn kurduğu ANAP “tarih sayfalarõnda” yerini alõrken Hüsamettin Cindoruk birleşik partinin genel başkanlõğõnõ üstlendi. Öğrencilerden polise tepki ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana’da Liseli Öğrenci Birliği (LÖB) üyesi öğrenciler katõldõklarõ eylemler nedeniyle polislerin evlerine gelerek kendilerine ve ailelerine baskõ uyguladõğõnõ belirttiler. İnsan Haklarõ Derneği’nde (İHD) açõklama yapan öğrenciler polisin bu uygulamalara son vermesini istedi. Grup adõna yapõlan açõklamada, 3-4 kişilik ekipler halinde evlerine gelen polislerin yasal eylem yapmalarõna karşõn aileleri rahatsõz ettiği belirtildi. Talimat gelirse özür dileyecek Yurt Haberleri Servisi - AKP Kahramanmaraş Milletvekili Dr. Cafer Tatlõbal, Irak’tan gelen grubun karşõlanmasõnõ değerlendirerken, “DTP şerefsizlik etti” sözleri nedeniyle özür bekleyen DTP’ye, “Başbakan talimat vermedikçe özür dilemem” dedi. Kahramanmaraş’taki bir yerel televizyona açõklamalarda bulunan Tatlõbal, “Kelime maksadõnõ aşmõş olabilir. Ama o gün otobüsün üzerine çõkõp zafer kazanmõş bir Romalõ asker gibi etrafa böyle bir selamlama yaparak, bu ülkedeki Türkleri rencide edici hareket yapmak, bu açõlõma mani olmaktõr” dedi.Berhan Şimşek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle