02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada ha sık vurguluyoruz. Ancak şu da bir gerçek: Türkiye’de fiili olarak başbakanlık sistemi var. Erdoğan’ın son günlerdeki tutumu bunun somut göstergelerinden biri. Başbakan, “her şeye ben ka- rar veririm, ne diyorsam kanun odur” felsefesini öy- lesine içine sindirmiş ki, bunu açığa çıkaran eylem- lerini son derece doğal bir davranışmış gibi anlatı- yor. Önceki iktidarlarda da yaşadığımız, ne yazık ki son derece bulaşıcı bir hastalık var: Dönem zengini üretmek! Aynı durumu AKP iktidarında da yaşıyoruz... An- cak bu kez, öncekilerden farklı olarak gelecek dö- nemlerin de zenginlerini yaratma, mevcutları yıkılmaz kaleler haline getirme, kontrol dışı hiçbir ekonomik güç bırakmama arayışını görüyoruz. AKP ile birlikte önemli bir ileri adımla daha karşı karşıyayız: Dönem medyası yaratma... Yine eski iktidarlar sırasında başbakanlar, medyayı tümüyle kendi kontrolleri altında tutmayı çok ister- lerdi. Bunun için de ihaleden nevaleye, akla gelen gel- meyen her türlü yöntemi denerlerdi. Bazı liderler ken- dilerine ait bir yayın organı edinmeyi bile düşündü. Ancak AKP bütün bunların ötesine geçti: Doğrudan kendisine bağlı bir medya yelpazesi üret- ti... Dönem medyası dedik ama bu tanım da tam an- latmıyor. Şöyle bir şey: Nasıl ki, partilerde gençlik kolları, kadın kolları var... Nasıl ki, bunların başına genel başkan atama yapı- yor ve alttan genel başkancıklar yetişiyor... O zaman, benzer uygulama medyada da olmalı... İktidarın med- ya kolları kurulmalı... Kutlamak gerekir ki, AKP bunu başardı. Son de- rece sistematik işleyen, her biri farklı işlevler üstle- nen bir medya kolu oluştu. Örneğin; gündemden hiç düşürülmemesi gereken bir konu varsa nöbetleşe manşete taşıyorlar. Bütün gazetelerin irili ufaklı başlıklarla aynı gün işlemesi gereken konu varsa, onu da önce yine medya kolunun uzantılarından biri olan dergiye veriyorlar. Herkes o dergiden alıp kullanıyor! AKP, medya kollarını oluştururken iki yöntem iz- ledi: 1- Kendisine ait girişimcilerin yeni medya organ- ları yaratmasını sağlamak. 2- Medyayı birbiriyle çatıştırıp güçsüzleştirmek ve tek tek satın almak. Deniz Feneri soruşturması gösteriyor ki, böyle bir medya yaratmak için her türlü yöntem kullanılmış. Bu- na sanırım şu tarif yakışır: Hedefe ulaşmak için her şey sevaptır... Makyavel bunların yanında aklı evvel kalır, pes eder seslenir: “Beni çırak olarak alır mısınız; bir şeyler öğrene- yim...” İkinci yöntemi de ustalıkla kullandılar. Medya grupları, karşı tarafın aleyhine olan durum benim le- himedir, ilkesini benimsedi. Birbirine vurdukça vur- du... AKP de seyrettikçe medya gücüne güç kattı. Erdoğan’ın Doğan Grubu’na yönelik tutumunu al- kışlayan, AKP’nin doğrudan kontrol etmediği yayın organları da var. Oysa medya gücü bir bütün olarak ne kadar bağımsız olabilirse, işlevini o kadar sağlıklı yerine getirebilir. Medya medyayla kırdırılıyor ve başbakanlık sistemi bütün diktatoryal gücüyle yerleşiyor! Bütün bunlar iyi de... Anadolu’da bir söz vardır: İtaat eken isyan biçer! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Çankaya’dakinin gazetecilere söylediklerine bakarsanız; Erivan’dan, Lozan’da yeni Türkiye’yi Batı’ya kabul ettirip uluslararası bir anlaşma im- zalayan İsmet Paşa yurda dönüyor sanırsınız. Bir afra tafra; muhalefetin ve sağduyu sahibi ki- şilerin uyarılarına kulakları tıkalı. Çankaya’dakine Batı’dan gelen övgüler, destek yeterli... Arkasını sıvazlayan demeçlerle kendin- den geçmiş, “Dünya gözünde olumlu bir imaj çiz- dik” diyor. Gözü ve kulakları Batı’dan gelecek tepkilere o kadar çevrili ki; yaptığı açıklamadaki sözcükler ile AB Dönem Başkanı (Ermeni lobisinin etkisinde- ki) Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin verdiği de- meçteki sözcükler aynı: “Bu ziyaretim takdirle kar- şılanacak ve cesaret olarak görülecektir”. Geçen hafta Güncel’de ülkeyi ilgilendiren bir ol- dubitti olmamasına karşın Çankaya’nın Başkan Bush’u aramasındaki nedene değinirken; cum- hurbaşkanı seçilir seçilmez Beyaz Saray’da ka- bul gördüğünü ve bu sırada Başkan Bush’a Er- menistan sorununu çözmeyi vaat ettiğini yazdık. Bu bir varsayımdı ama; pazar günü Cumhuri- yet’te iç sayfalardaki bir haber varsayımı doğru- ladı. 2 Eylül akşamı Başkan Bush’la görüşüyor; “maç nedeniyle Erivan’a gideceğini” söylüyor. Başkan Bush’tan, “Seninle gurur duyuyorum, se- ni bunun için alkışlıyorum” diye karşılık görüyor. Çankaya’dakinin Beyaz Saray’ı aramasındaki hikmet böylece ortaya çıkıyor. Bush’a Ermenis- tan konusunda verdiği sözü yerine getirdiğini bil- diriyor ve ABD’nin övgüsünü kazanmanın kıvan- cı ile Erivan yolunu tutuyor. ABD yıllardır Ankara’yı Ermenistan ile -sanki Tür- kiye yaratmış gibi- sorunları çözmeye zorluyor. Sı- nır kapısının açılmasını istiyor. AB, özellikle Fransa, sözde Ermeni soykırımı so- rununda geri adım atmamızı dayatıyor. Batı’daki ağız birliğine ve medyamızın oldubit- ti maşallah’a gelen yayınlarına karşın; ortalıkta olumlu olan veya olup bitecek hiçbir şey yok! Haberlerde -üstelik ünlü barışsever yazarların köşelerinde- değinilip geçilen üç beş satır Erivan’ın acil beklentisini açığa çıkarıyor. Uygun ödünler vererek hemen her ulusal so- runun çözümlenmesini isteyen Hasan Cemal, Cumhurbaşkanı Sarkisyan’a “somut olarak ne beklediğini” sormuş. “Hiç beklemeden iki nokta- yı belirtti” diyor: “Sınırların açılması, diplomatik ilişkilerin kurul- ması!” Çankaya’daki AKP’linin Erivan’a gideceğini açıkladığı gün Le Figaro sınır kapılarının açılma- sının zorunlu olduğuna işaret ederken, “Ermenistan perişan, yoksul bir ülke” diye yazıyordu. Nüfusun büyükçe bir kısmı göç etmiş. 60 bin ci- varında Ermenistan vatandaşı Türkiye’de çalışa- rak ailesini geçindiriyor. Sınır kapısını açmak Ermenistan için yaşamsal koşul. Elbette öncelikle ve ivedilikle sınır kapısı- nın açılmasını isteyecek. Diplomatik yollardan görüşmelere devam iste- ği ise asıl amacı örtmeye çalışan bir öğe. Kapıla- rı açtır, sorunları diplomatik yoldan zamana yay! Satır aralarındaki bir başka gerçek gözlerden uzak tutuluyor. Gazetecilere, halk, Ermeni gaze- teciler, “Bir ziyaretle soykırımı unutturacağınızı san- mayın” diyor. Çankaya’daki diplomatik zafer ve uluslararası onur kazanmış gibi, karşılığı nedir veya nereye ka- dar gider hesabı yapmadan beş saatliğine Erivan’a gidiyor. Çankaya’daki şu güvenceyi verebilir mi: Ermenistan hükümeti ve halkı soykırım iddia- larından, hemen bütün ülkelerde soykırımı söz ko- nusu ederek Türkiye aleyhine girişimlerden vaz- geçeceklerini söyleyebilir mi? Dış politika, iç politika gibi tek başlıydı. Ama Çan- kaya’daki RTE’nin elinden dış politika oyuncağı- nı alıyor. İşbirliği platformu ile ön plana çıktığını sanıyordu RTE. Çankaya’daki ne diyor; “Ziyaretimin Kaf- kaslar’daki psikolojik duvarı kırdığına inanıyo- rum”. Uçaktaki demecinde “önüne böyle sorunlar gel- diğinde harekete geçeceğini” söylüyor. RTE, sen Aydın Doğan’la, basın özgürlüğü ile uğraşacağına içine bak! AKP, iki başlı bir iktidar izlenimi vermeye baş- ladı ve birisi, birinin altını oyuyor! [email protected] SAYFA 9 EYLÜL 2008 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 29 Edirne PB 32 Kocaeli PB 29 Çanakkale PB 29 İzmir B 32 Manisa B 34 Aydın B 35 Denizli B 36 Zonguldak PB 25 Sinop Y 28 Samsun Y 25 Trabzon Y 28 Giresun Y 25 Ankara PB 31 Eskişehir B 30 Konya B 31 Sıvas PB 28 Antalya B 31 Adana PB 35 Mersin PB 32 Diyarbakır PB 36 Şanlıurfa PB 37 Mardin PB 33 Siirt PB 35 Hakkâri PB 25 Van PB 25 Kars PB 24 Oslo Y 14 Helsinki Y 14 Stockholm Y 13 Londra Y 18 Amsterdam Y 24 Brüksel Y 24 Paris PB 25 Bonn Y 25 Münih PB 24 Berlin PB 24 Budapeşte B 28 Madrid Y 30 Viyana B 25 Belgrad PB 26 Soyfa PB 28 Roma B 26 Atina B 30 Zürih PB 27 Moskova Y 27 Aşkabat PB 31 Astana B 25 Taşkent A 32 Bakû PB 28 Bişkek B 31 Tiflis PB 31 Kahire B 32 Şam B 32 Yurdun kuzey kesimle- ri ile Doğu Akdeniz par- çalı ve çok bulutlu, Or- ta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile Sinop, Artvin ve Ardahan çevreleri sağanak ve gök gürül- tülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. IŞIL ÖZGENTÜRK Kahve Sohbetleri basõna özgürlükçü, işinize gelmediği zaman basõn özgür- lüğü sözcüğünü bile unutursanõz, kimselerin size güveni kal- maz. Şimdi basõnõn kendine güveni yeniden oluşturmasõ için özellikle radikal adõmlar atma zamanõdõr. Özellikle büyük medyanõn. Hükümet tarafõndan bizzat desteklenen medya sanõldõğõ kadar etkili değildir. İktidar gider onlarõn da işi biter. Bu her zaman böyle olmuştur. Ayrõca o kadar taraf belli etmek, sizi her zaman marjinal bir yayõn organõ ya- par, ağzõnõzla kuş tutsanõz kimseyi ikna edemezsiniz. Medya için ağõr suçlamalardan biri de bazõ köşe yazar- larõnõn hiçbir zaman işsiz kalmayacaklarõna dairdir. Med- yanõn yakõn tarihini incelerseniz, bir medya kuruluşundan atõlan kişinin hemen diğer, karşõt medya grubu yazarõ ya- põldõğõnõ, daha sonra da işten atõldõğõ medya grubuna geri döndüğünü örnekleriyle görürsünüz. İnsanlar aptal değil, bu cambazlõklarõn nedeninin birtakõm çõkar ilişkileri ol- duğunu anlamadõklarõnõ mõ sanõyorsunuz? Ayrõca üç gün iktidarõ eleştireceksiniz, dördüncü gün Baş- bakan’la özel sohbetleriniz yayõmlanacak, dördüncü gün ne yapacağõnõz belli olmayacak? Evet, ne yazõk ki durum bu. Sadece Türkiye değil, bütün dünya gücün kişisel ya da grup çõkarlarõ için kullanõldõğõ kötü bir dönemden geçiyor. Üstelik sadece medyanõn değil, bürokratlarõn da, asker- lerin de gücü kötüye kullandõklarõ kötü bir dönemden... Ör- neğin Bulgaristan Avrupa Birliği fonlarõnõ öylesine yanlõ kullanmõş ki işin içinden çõkamayan Bulgar yargõçlar, AB yargõçlarõndan resmen yardõm istemişler. Perulular yol- suzlukta öylesine bunalmõşlar ki bir Japonu başkan yap- mõşlar, “Bu adam Japon, onurlu olur” diye. En büyük soygunlar da onun zamanõnda yapõlmõş; adamõ ülkesine yol- lamõşlar, yardõmcõsõ da hapiste... Bu her zaman olacak ama bu gücün kullanõmõnõ nispeten azaltmak mümkün. De- netleme bunun için vardõr. Denetleme gücü yüksek oldu- ğu için gelişmiş ülkelerde rüşvet ya da gücün çõkar için kul- lanõmõ ortaya çõkarõlõr. Ve hiç kimsenin gözünün yaşõna bakõlmaz. Ancak Pakistan gibi ortaçağ aşiretlerinin ve bi- at kültürünün egemen olduğu bir ülkede adõ yüzde ona çõk- mõş biri başkan seçilebilir. Türkiye Ergenekon ve Deniz Feneri davalarõyla önem- li bir aşamaya gelmiştir. Şeffaflõk ve denetim mekaniz- malarõnõn sadece medyada değil her alanda devreye girmesi hepimiz için hayõrlõ olacaktõr. İnsanlar kendilerine fayda da sağlasa yolsuzluğu sevmezler, içlerine yediremezler. He- pimiz hatõrlayalõm, Ecevit neden Ecevit olmuştu. Baştarafı Arka Sayfada Şehitler toprağa verildi Yurt Haberleri Servisi - Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde önceki gün PKK tarafõndan dü- zenlenen saldõrõda şehit olan 3 asker ve 3 geçici köy korucusu dün memleketlerinde düzenle- nen törenlerle toprağa verildi. Şemdinli kõrsalõnda PKK’li- lerle yaşanan çatõşmada şehit dü- şen Üsteğmen Murat Ergül için memleketi Kõrşehir’de tö- ren düzenlendi. Şehidin babasõ Hüseyin Ergül, “Vatan sağ olsun, acımız büyük ama bu vatan için nice canlar gitti, bundan sonra da gidecek. Şu mübarek günlerde sabırlı ol- mamız gerekir. Hep birlikte sabredeceğiz” dedi. Şehidin annesi Halime Ergül de, gözyaşlarõ dökerek teröre la- netler yağdõrdõ. Acõlõ anne, “Oğ- lum Murat’ın muradını gö- remedim. Gitti yavrum. Allah bu teröristlerin belasını ver- sin” diye ağõtlar yaktõ. Hakkâri’deki görevine 11 ay önce başlayan şehit Üsteğ- men’in Beden Eğitimi Bölü- mü’nü okuduktan sonra söz- leşmeli subay olarak Türk Si- lahlõ Kuvvetleri’ne katõldõğõ be- lirtildi. Şehit asker, Cacabey Camisi’nde kõlõnan namazõn ar- dõndan Ahmet Tozluklu Şehit- liği’nde toprağa verildi. Aynõ çatõşmada terhisine 45 gün kala şehit olan piyade er Sı- racettin Aktaş (21) da Şanlõ- urfa’nõn Birecik ilçesine bağlõ Mezra Beldesi’nde toprağa ve- rildi. Beldede çiftçilik yapan baba Cuma Aktaş, oğluyla en son 25 gün önce bir komutanõ- nõn cep telefonu aracõlõğõyla görüştüklerini belirterek, “Oğ- lum, ‘Operasyondayõz. Bizim ne zaman geleceğimiz belirsiz. 45 günüm var ama ben memle- ketime yetişeceğimi zannetmi- yorum’ dedi. Vatan sağ ol- sun” diye konuştu. Anne Emine Aktaş ise Türk bayrağõna sarõlarak, “Şehitler ölmez vatan bölünmez, Kah- rolsun teröristler” diye slogan attõ. Şehidin kardeşi Şemsettin Aktaş’õn da 3 ay önce askere gittiği, vatani görevini Muğ- la’da yaptõğõ belirtildi. Şehidin cenazesi düzenlenen törenle belde mezarlõğõnda toprağa ve- rildi. Piyade Komando Er İbra- him Kaçar’õn Osmaniye’de ya- şayan ailesi de acõ haberle sar- sõldõ. Şehidin annesi Havva Kaçar (50), babasõ Osman Ka- çar (59), ağabeyleri Battal (27), Ali (28), Yunus Kaçar (24), ab- lasõ Meryem Kale (32) ve kar- deşi Meltem Kaçar (14) acõ ha- beri aldõktan sonra fenalõk ge- çirdiler. Baba Osman Kaçar, oğluyla en son önceki gün görüştüğünü ifade ederek, “Oğlum telefon- la arayarak operasyona çı- kacağını söyledi. Kendisine başarılar diledim. Bugün de şehit olduğu haberini aldık. Vatan sağ olsun” dedi. Şemdinli kõrsalõnda şehit olan geçici köy korucularõ Mehmet Gürdal, Rahmi Töre ve Reşit Töre için dün Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlõğõ’nda tö- ren düzenlendi. Şemdinli Dev- let Hastanesi morgundan alõnan köy korucularõnõn Türk bayra- ğõna sarõlõ cenazeleri askerlerin omzunda tören alanõna getirildi. Saygõ duruşu ve İstiklal Mar- şõ’nõn okunmasõyla başlayan törende konuşan İlçe Kayma- kamõ Hakan Şen, “Aileler, if- tar için bekledikleri korucu- ların ölüm haberiyle sarsıldı. Şehitlerimizin kanları yerde kalmayacaktır. Ramazan ayında bile hain saldırılarını gerçekleştiren teröristlere ge- reken cevap verilecektir” de- di. Törenin ardõndan korucularõn cenazeleri, ilçeye 30 kilometre uzaklõktaki Çubuklu köyünde toprağa verildi. Metrobüsün yeni güzergâhı sorunlarla açıldı Marmaray’da işçilere gözdağı İstanbul Haber Ser- visi - Yenikapõ’da Marmaray ve metro projeleri kapsamõnda yürütülen arkeolojik kazõlarda görev alan arkeolog Enis Tartan, Hüseyin Yıldırım ve sanat tarihçisi Özlem Duran Yakutlu’nun finansal sorunlar ve kadro daraltma gerek- çeleri ile işten çõkarõl- masõ protesto edildi. İşten çõkarõlan arkeo- loglar, 2 ay boyunca maaşlarõnõ alamadõklarõ için iş bõrakma eylemi yaptõklarõna dikkat çe- kerek bu işten çõkarma- larõn diğer çalõşanlara “gözdağı verme” ama- cõ taşõdõğõnõ belirttiler. Yenikapõ’da arkeolo- jik kazõnõn yapõldõğõ şantiye önünde işten çõkarõlan arkeologlar adõna ortak açõklama yapan Hüseyin Yõldõ- rõm, Anadolu Metro Ortaklõğõ’nõn yükleni- cisi olduğu Yenikapõ Metro Projesi’nde çalõ- şan arkeolog ve işçile- rin 2 ay boyunca maaş- larõnõ alamadõklarõ için 8-9 Ağustos’ta iş dur- durduklarõnõ anlattõ. Maaşlarõn ödenmesin- den sonra işbaşõ yap- tõklarõnõ, ancak 4 Eylül 2008 günü serbest ar- keolog Enis Tartan ve sanat tarihçisi Özlem Duran Yakutlu ile bir- likte işten çõkarõldõğõnõ ifade eden Yõldõrõm, “Burada İstanbul’un 8000 yıllık tarihi gün ışığına çıkarılmış, şu ana dek bulu- nan 32 batık ve 20 bin eser de Dünya Kültür Mirası’na armağan edilmiştir. Ancak her şey toz pembe değil. Çalışan- lar bilimsel sorumluluk olarak İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne, özlük hakları ba- kımından taşeron firmalara bağlıdırlar. Meslektaşlarımız müze ya da üniversite çalışanı olmadığı için ‘serbest arkeolog’ olarak nitelendirilmekte. Serbest arkeo- log, yasalarla tanımlanmadığından gö- rev, yetki ve sorumluluk karmaşası ya- şanmakta ve çoğu zaman taşeron firma ile yüklenici firmalarla karşı karşıya kalmaktadırlar” dedi. Yõldõrõm, şirket yetkililerinin işten çõkar- malara resmi olarak finansal sorunlarõ ba- hane gösterdiğini, ancak sözlü olarak ken- dilerine iş durdurma eylemi yüzünden çõ- karõldõklarõnõn açõklandõğõnõ söyledi. Yõldõ- rõm, işten çõkarmalarla birlikte 40 bin met- rekarelik alanda çalõşan 200 işçiyi denetle- yecek arkeolog sayõsõnõn 6’ya düştüğüne vurgu yaparak şu an çalõşan meslektaşlarõ- nõn kapasitelerinin üzerinde bir iş yükü ile karşõ karşõya olduklarõnõ yeterli bilimsel çalõşmanõn yürütülemediğini ifade etti. Ey- leme, Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi, KESK Yapõ-Yol Sen, DİSK Sine-Sen, Umut Kooperatifi, Çağrõ Merkezi Çalõşan- larõ Derneği de destek verdi. İstanbul Haber Servisi - İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) E5 Karayolu üzerindeki trafik yoğunluğunu azaltmak amacõyla Zincirlikuyu’ya kadar uzattõğõ yeni güzergâhõnda ilk seferlerine dün başlayan metro- büs hattõndaki eksiklikler İstan- bullulara zor anlar yaşattõ. Dü- zenlenen sõk seferler arasõnda senkronizasyon sağlanamamasõ nedeniyle araçlar duraklarda yõ- ğõldõ. Metrobüslerin hepsinin Zincirlikuyu’ya kadar gitmeme- si Cevizlibağ durağõna gelindi- ğinde büyük karmaşaya neden ol- du. Duraklarõn inşaatlarõnõn ta- mamlanmasõ nedeniyle de yurt- taşlar kum tepelerinin, demirlerin üzerinden atlayarak işlerine git- tiler. Avcõlar-Topkapõ arasõnda Ey- lül 2007’den bu yana hizmet ve- ren metrobüs hattõ dün itibarõyla Zincirlikuyu’ya kadar uzatõldõ. Geçen yõl Avcõlar’daki dönüş rampalarõ tamamlanmadan hiz- mete sokulduğu için trafik sõkõ- şõklõğõna neden olan metrobüs bu yõl da yeni seferlerine sorunlarla başladõ. Geçen yõl olduğu gibi bu yõl da okullarõn açõldõğõ gün yeni gü- zergâhõnda hizmete sokulmasõ ve ulaşõmõn ücretsiz olmasõ ne- deniyle metrobüs hattõndaki yol- cu yoğunluğu duraklarda uzun kuyruklar oluşturdu. Duraklarda dakikalarca metrobüs bekleyen yurttaşlar dolu araçlarla karşõ- laştõlar. İncirli, Zeytinburnu ve Merter’de dolu olduklarõ için durmayan metrobüsler, yolcula- rõn tepkisine neden oldu. Yeni du- raklarõn inşaatõnõn bitmemesi de sõkõntõlara yol açtõ. Özellikle du- raktan çok şantiye alanõna ben- zeyen Mecidiyeköy noktasõnda, İstanbullular, çimento çuvallarõ, kum tepeleri, inşaat demirleri arasõnda yürümek zorunda kal- dõlar. Ayrõca yapõlan yoğun se- ferlerin organize edilememesi nedeniyle metrobüsler sabah sa- atlerinde adeta konvoy oluştur- dular. Duraklarda aynõ anda 8-9 aracõn beklemesi, bu araçlarõn uy- gun noktaya gelip yolcularõ in- dirip bindirmesi sõrasõnda met- robüsler dakikalarca bekledi. Yeni güzergâhta iki farklõ nu- marayla hizmet veren metrobüs- ler ilk gün nedeniyle kargaşaya yol açtõ. Avcõlar-Topkapõ ara- sõnda hizmet veren metrobüsün 78T, Avcõlar-Zincirlikuyu ara- sõnda hizmet veren hattõn ise 78 numaralõ olduğunun yeteri kadar duyurulmamasõ nedeniyle Ce- vizlibağ durağõnda büyük yo- ğunluk yaşandõ. İki farklõ hat ol- duğunu bilmeyen yolcular Ce- vizlibağ durağõna geldiklerinde metrobüslerin Zincirlikuyu’ya kadar gideceğini düşünerek araç- lardan inmediler. Şoförlerin uya- rõsõ üzerine araçlarõ terk eden yüzlerce yolcunun Zincirliku- yu’ya devam eden diğer metro- büslere binmesi ile sorun çözül- dü, ancak o sõrada Cevizlibağ du- rağõnda mahşer yerini andõran bir kalabalõk büyük kargaşaya ne- den oldu. YENİKAPI KAZISINDA KEPÇE TARTIŞMASI - Arkeologlar Derneği ve kazı ekibinde gö- rev yapan arkeologlar, kazının bir an önce bitirilmesi için baskı uygulandığını ve çalışma sa- hasına kepçelerle girildiğini öne sürerken, kazı ekibinin başında bulunan Arkeoloji Müzesi Mü- dürü Dr. İsmail Karamut ise alanda çalışan kepçelerin kazı sonrasında çıkan balçığı yükle- mek amacıyla kendileri tarafından sokulduğunu, kazının erken bitecek olması nedeniyle bu- radan maaş alan arkeologların kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini belirtiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle