02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2008 SALI 6 HABERLER SALI ORHAN BURSALI Taşları Bağlamak, Köpekleri Salmak Erdoğan’ın neden bizzat sahneye çıkıp orkestra şefliğini ele aldığını merak etmenin bir âlemi yok! Her şey açık saçık ortada; tam bir nü durumda iktidar! Gerçek inanan için aslında tam da “ayıp” durum! Utancından başını yere eğmesi gerektiği “çırılçıplak” bir görüntü! Başbakanlığa uzanan Fener söndü ola- yının, baktı ki altında boğulacaklar, karizmasını sah- neye attı! Durum ağırdır, fecidir, felakettir, arkası ge- lecek gibidir ve assolistin ortalığı toparlama ve ka- rartma operasyonuna ihtiyaç vardır! Yoksa niye bir başbakan kalkar ve bir medya pat- ronuna savaş açar! Pek aklın havsalanın alabilece- ği bir durum değil! İlk darbe: “Dişli” olayı, gümmmmmm diye Baş- bakan’ın, iktidarın, partisinin başına indi! Adamı is- tifa ettirdiler Erdoğan’ın Genel Başkan Yardımcılı- ğı’ndan, ama milletvekili! RTE herkese vermeyi çok sevdiği “ahlak dersi”nden nasibini öncelikle kendi- si almalı ve Dişli’nin dokunulmazlığını kaldırıp yargı- lanmasını sağlamalı! Arkasından Gaziantep’te ikinci ve üçüncü “dişle- me” olayları! Yöntem aynı, ucuza al, belediyeden imar düzeltmesi yaptır, hemen birkaç misline sat! AKP’li- lerin oluşturduğu vurgun ortaklığı, 32 yıldır imar de- ğişikliği isteği reddedilen arsayı 14 milyon dolara alı- yor, hemen belediyeden imar değişikliğini geçiriyor ve üç günde 87.5 milyor dolara satıyor! RTE diyor ki: “Araştırdım, öyle değil olay!” Eh açıkla bakalım, olay nasılmış!? Hadi, diyelim ki, bu vurgunlardan da RTE etkilen- mez, bugüne kadar yaptığı gibi onları zamana bıra- kır ve unuttururdu! Eğer Almanya’da Deniz Feneri davasında kuyruklar kıstırılmasaydı! Fener olayı, ik- tidara düşmüş bir göktaşıdır! 1990’lardan bu yana kankası, RTÜK’un başına koyduğu Akman’ın id- dianamade adı 34 kez geçiyor! 1993’te TV kurmak için harekete geçirdiği ve bugün Kanal 7’nin sahibi Karaman, topun ağzında! Başbakanlığa dayanan id- dialar var! Kolları sıvamasın da kim sıvasın! RTE diyor ki: “Aydın Doğan bana dedi ki ‘boşu- na mı bu kadar parayı verdim Hilton’a, tabii ki ora- ya rezidanslar yapacağım’... Ben de ona olmaz, ora- yı hak etmiyorsun, yeşil alandır dedim...” Aydın Do- ğan ise bunu reddediyor. Tam tersine, görüşmede Hilton konusunu Erdoğan’ın açtığını belirtiyor. Birisi yalan söylüyor. Bence RTE’nin yalan söy- leme olasılığı çok çok yüksek, “metin ve olgu çö- zümlemesi” ile bunu anlayabiliriz. Başbakan’la görüşen hiç kimse, “Oraya boşuna mı o kadar para verdim, tabii ki...” diye konuşmaz, yok- sa kendini bilmez biri olması gerekir ki, o takdirde de bir başbakan onunla masaya oturmaz. Aydın Doğan’ın Hilton alanıyla ilgili projeleri olması ayrı bir konu! Ama Hilton alanı netamelidir, sit alanıdır, kamuoyunun gö- zü kulağı oradadır, Aydın Doğan böyle bir konuyu doğrudan Başbakan’la görüşmez. Eğer görüşüyor- sa, AKP’ye hayatının en büyük bedelini ödemeyi gö- ze alıyor demektir! Oysa Doğan için Hilton hayati de- ğildir, zamana bırakılacak bir konudur, bunun için de kızlarını, medyasını bağlayamaz, zaten kızları da bu- na izin vermez! Özgür kalıp, Hilton alanının açıklığı ve yeşilliğinin yıllarca keyfini sürmek varken! Doğan’ın esas sıkıntısı, yıllardır istediği rafineri iz- nini alamamasıdır. İktidar bunu engelliyor! Adam, “Ce- bimde 2.5 milyar dolarım var, 15 bin kişiye iş saha- sı açacağım, izin ver” diyor, Erdoğan vermiyor! İşte bu tamamen belgeli bir olgudur! Çünkü, Doğan’ın açıkladığı gibi, rafine iznini da- madının şirketi Çalık’a vermektedir. (Sabah’ı ona dev- let parasıyla satın aldırıp yandaş medya yaptırmış- tır.) Peki ikinci izni Doğan’a neden vermiyor: Reka- bet az olsun, Çalık’a rakip olmasın, kazancı azalmasın! Metin çözümlemenin sonu: RTE’nin, rafineriyi redden sonra, bu defa gönül almak için Aydın Bey’e Hilton’u sormuş olması insan doğasına çok uygun- dur! Hatta, “Seni Topbaş’la görüştüreyim, konuşun” demesi de! Bu, iktidar ve belediyelerin politikalarına çok da uygun düşer... RTE’nin sahneye çıkmasının ikinci yüzünde ise, he- nüz uşak olmamış, yaşanılan pislikleri örtbas etme- miş ve görmemeyi becerememiş, geri kalan medyayı da bir kaşık suda boğmak isteği vardır. Erdoğan’nın “bütüncül, hepsi benim” karakteri, salt kişiliğinden kaynaklanmıyor! Onun nasıl bir rejim arzusuyla, na- sıl bir Türkiye yaratmak planlarıyla da yakından ilgi- lidir! Yarattığı biat medyası, iktidarın başını döndür- dü. Diğerlerini de susturursa, köpekleri saldığı köy- de taşların hepsini bağlamış olacaktır! Tam bir kriminal görüntü var yani! CHP lideri Baykal, Erdoğan’õn Aydõn Doğan’õ hedef alan açõklamalarõnõ ‘şantaj’ olarak değerlendirdi Kavga değil örtbas çabasõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Deniz Feneri iddianamesiyle ilgili haberler üzerine Doğan Holding Baş- kanõ Aydın Doğan’õ hedef alan açõk- lamalarõnõ “şantaj” diye nitelendirir- ken “Olay Başbakan’la bir medya patronu arasındaki şahsi kavga de- ğildir, yolsuzluk iddialarının örtbas edilmesi çabası içinde çığrından çı- karılmasıdır” dedi. Baykal, dün düzenlediği basõn top- lantõsõnda insanlarõn yardõmlaşma ve dini dayanõşma duygularõnõn istismar edildiğini ve bu olayõn Almanya’da or- taya çõkarõldõğõnõ vurgulayarak, “Olay her yönüyle önemli, ciddi, büyük bir olaydır. Açık ve sistemli bir aldat- maca vardır. Bu, dünyanın her ta- rafında suçtur” dedi. İddianameden iktidarõn baskõsõyla il- gili ve Başbakan Erdoğan’õn adõnõn geçtiği bölümleri okuyan Baykal, “Bu, dünyanın her yerinde büyük, bomba bir haberdir. Bunlar resmi iddialardır, tutuklu sanıklar Baş- bakan’a verilmek üzere para al- dıklarını-verdiklerini söylüyorlar- sa bu daima bir haberdir. Basın öz- gürlüğü olan bir ülkede bunların örtbas edilmesi söz konusu olabilir mi” diye sordu. Baykal, Erdoğan ile Mehmet Gür- han’õn yan yana göründüğü, Cum- huriyet ve Evrensel gazetelerinde yayõmlanan fotoğraflarõ göstererek şu görüşleri dile getirdi: “Bu kişi AKP’nin, Başbakan’ın yurtdışındaki temaslarında başrol- de olan bir kişi. Bu fotoğraf ana medyada niçin yayımlanmıyor? So- rulması gereken soru budur... Türk yargısı, savcıları, adliyesi şu ana ka- dar somut hiçbir adım atmamıştır, bu çok üzücüdür. Başbakan çok te- laşa kapıldı, kaygılandı. Şaban Diş- li olayından başlayarak çorap sö- küğü gibi yolsuzluklar zinciri orta- ya çıktı. Neyin yazılacağına Başba- kan mı karar verecektir? Bunlar medyada bir otokontrole yol açar di- ye korkuyorum.” Aydõn Doğan’õn Ceyhan’da rafine- ri isteklerine Başbakan Erdoğan’õn “Orayı Çalık’a söz verdik. Bu işin içinde Putin var, Berlusconi var” karşõlõğõnõ verdiğine ilişkin açõkla- malarõna dikkat çeken Baykal, “Çok vahim bir manzara. Türkiye’de bir akıl tutulması yaşıyoruz” dedi. Erdoğan’õn “Doğan’a bir hafta verdim, açıklamazsan ben açıkla- yacağım” sözlerini “şantaj” olarak ni- telendiren Baykal şöyle devam etti: “TCY 107. maddeye göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis... Bir Başba- kan’a şantaj yapmak yakışır mı? Başbakan Gürhan’ı tanımadığını söyledi, daha önce de Ofer’i tanı- madığını söylemişti, sonra da tanı- dığı ortaya çıkmıştı. Yolsuzluğun Başbakanlık ayağı aydınlatılmalıdır. Bu Putin, Berlusconi konularını da Başbakan’ın ağzından dinlemek is- tiyoruz. Türkiye bir demokrasi kri- zi içindedir. Olay Başbakan’la bir medya patronu arasındaki şahsi bir kavga değildir, yolsuzluk id- dialarını örtbas etme girişimidir.” AYKUT KÜÇÜKKAYA Almanya’daki Deniz Feneri e.V iddianamesi Türki- ye’nin gündemine otururken iddianamede YİMPAŞ’a atõfta bulunan Alman savcõ çarpõcõ bir tespit yapõyor. İd- dianamede, “1982 yılında Türkiye’de kurulan YİM- PAŞ Holding AŞ, dünyanın her tarafında şube, şir- ketler kurmuş ve binlerce yatırımcıdan paralar top- layarak zimmetine geçirmiş, Türkiye’de AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finansmanında kullanmış- tı. Yatırım paraları, Almanya’da, burada yaşayan Türklerden toplanmıştı” ifadelerini kullanan Alman savcõlõğõ yine iktidar partisi AKP’yi işaret ediyor. İddia- namenin bu bölümünde “Yimpaş-Kanal 7-Deniz Fe- neri ve AKP” ilişkisine yer verilmesi dikkat çekiyor. Deniz Feneri e.V. davasõnõ hazõrlayan Alman savcõlar 192 sayfalõk iddianamede yeşil sermaye Yimpaş’a da atõfta bulunuyor. “d) Daha önceleri açılan soruşturma davalarıyla ilgi” başlõklõ bölümde yapõlan tespitler özetle şöyle: - Tutuklu sanığın YİMPAŞ ilişkisi: Soruşturmalarõn başõnda da tespit edilebildiği üzere sanõk Mehmet Gür- han, geçmişte, Media 7 Fernseh GmbH’nin (Euro 7 Fernseh-und Marketing GmbH’nin selefi) ve YİMPAŞ Tel-International Telecommunication GmbH’nin -ki her ikisi de YİMPAŞ grubunundu- genel müdürlüğünü yap- mõştõ. İş bu iddianamenin soruşturmalarõ sürerken 2004 yõlõnda Mannheim Savcõlõğõ tarafõndan “YİMPAŞ’õn sorumlularõna karşõ yürütülen, 611 Js 14110/04 hazõrlõk işlem numaralõ soruşturma davasõyla bir ilginin olduğu görülmüştür. Zikredilen bu soruşturma davasõ da dolan- dõrõcõlõk ve emniyeti kötüye kullanma (Untreue) suçlarõ zannõndan dolayõ açõlmõştõ. - AKP’ye atıf: 1982 yõlõnda Türkiye’de kurulan YİMPAŞ Holding AŞ, dünyanõn her tarafõnda şube şir- ketler kurmuş ve binlerce yatõrõmcõdan paralar toplaya- rak zimmetine geçirmiş, Türkiye’de AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finansmanõnda kullanmõştõ. Yatõrõm paralarõ, Almanya’da, burada yaşayan Türklerden top- lanmõştõ. - Tanıkların ifadeleri: Tanõk Vural 08.01.2006 tarih- li şikâyet yazõsõnda, “... bazı örgüt ve partilerin, örne- ğin YİMPAŞ gibi, bu paraları suiistimal ettikleri... Kanal 7’nin ve Türkiye’deki YİMPAŞ’ın bağış para- larıyla finanse edildiklerini...” bildiriyordu. 17.12.2006 tarihli, Frankfurt am Main Maliye dairesine anonim gelen şikâyet yazõsõnda da defalarca Deniz Fe- neri e.V.’a dikkat çekilerek yöneticileriyle YİMPAŞ arasõndaki bağlara değinilmiştir. Örneğin aynõ yazõda, “Denetim Kurulu üyesi Şükrü Kurum, Mehmet Gür- han’ın kayınbabası. Şükrü Kurum YİMPAŞ’ta mü- dürdü ve Mannheim Savcılığı’ndaki YİMPAŞ dos- yasında (1347-1358 sayfaları) suçlu idi”, adõ geçen ve o zamanlar göndericisi henüz belli olmayan şikâyet ya- zõsõnda ayrõca, “Deniz Feneri, İslami şirket olan Yim- paş Holding ve Kombassan gibi şirketlerin, daha modern dolandırıcılık yapan şeklidir, çünkü parala- rı bunlar da geri vermiyorlar” denilmekte. - Gürhan’la Karahan’ın ortaklığı: 60388 Frankfurt am Main’daki Flinschstrasse 45 adresindeki Media 7 Fernseh GmbH şirketi, Yimpaş Holding’in idi (yüzde 99 hisseyle, geri kalan hisse ise Karahan/Gürhan) ve hakkõnda ayrõca soruşturma yapõlan İsmail Karahan, daha sonralarõ da Mehmet Gürhan tarafõndan genel müdürü olarak yönetiliyordu. Hakkõnda ayrõca soruştur- ma yapõlan İsmail Karahan, iflas eden Media 7 Fern- seh GmbH’nin varlõğõnõ da almõş olan halefi Euro7 Fernseh & Marketing GmbH şirketinin ortağõydõ. Şu an- da Adam Opel_Strasse 5 adresinde merkezi bulunan bu yeni şirketin genel müdürlüğünü, sanõk Mehmet Gürhan yapmakta. Media 7 Fernseh GmbH şirketinin iflas dava- sõnda, kõymeti üzerine pek de durulmamõş olan 10 Mil- yon DM’lik bir sermaye dikkati çekmekte. YİMPAŞ TEL-International Telecommunication GmbH, 25 bin Euro ana sermaye ile kurulmuştu. Mehmet Gürhan ilk sorumlu genel müdürü idi. YİMPAŞ davasõndan sorum- lu ve suçlu olarak görünen Faik Gürler, 2001 yõlõnda onun yerini almõş ve aynõ zamanda YİMPAŞ’õn serma- yesi 500.000,00 ’ya arttõrõlmõştõ. Bu sermaye değerinin mevcudiyetinden şüphe ediliyordu. Tunceli Bağõmõz Milletvekili Kamer Genç de parlamentoda düzenlediği basõn toplantõsõnda De- niz Feneri Derneği ile ilgili olarak dernek mu- hasebecisinin “Erdoğan’ın oğlu Burak Erdo- ğan zaman zaman, paraların çekildiği dö- nemlerde bu derneği ziyaret ederdi” sözleri- nin iddianamede yer aldõğõnõ kaydederek, şun- larõ söyledi: “Kendisine, oğlunuz da buraya gitti mi, kendisine para verildi mi, bunlarla bir ilgisi var mı diye soruyorum? Tayyip Er- doğan bir başbakan; her şeyi şeffaf olmak zo- rundadır. Sen gecekonduda oturacaksın, ge- leceksin siyasete atılacaksın, başbakan ola- caksın, dünyanın sayılı zenginleri arasına gi- receksin, servetinin hesabını vermeyeceksin... Böyle bir şey olur mu?” Genç, Başbakan Erdoğan’a “Böyle kızarak, bir basın organının patronunu şantaj yap- makla sen bu işi örtemezsin. Türkiye sade- ce Aydın Doğan’dan ibaret değil, Meclis’te yakana yapışırız Tayyip Erdoğan” diye ses- lendi. KAMER GENÇ: MECLİS’TE YAKANA YAPIŞIRIZ TAYYİP ERDOĞAN Kamer Genç. Alman savcõlar Deniz Feneri iddianamesinde yeşil sermaye YİMPAŞ’a da atõfta bulunuyor. İddianamede, YİMPAŞ’õn topladõğõ paralarõn Türkiye’de AKP gibi parti ve İslami örgütlerin finansmanõnda kullanõldõğõ vurgulanõyor. Cumhuriyetgeçenyõlbağlantõyaişaretetmişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Almanya’da patlak veren Deniz Feneri yolsuzluğunun AKP ile olan ilişkisine Cumhuriyet geçen sene işaret etmişti. Almanya’da yayõm- lanan Cumhuriyet Hafta’nõn 11 Mayõs 2007 tarihli sayõsõn- da, Deniz Feneri’ne ilişkin yolsuzluklarõ ilk olarak ortaya çõkaran gazeteci, Evrensel gazetesinin temsilcisi Yücel Özdemir, “AKP’nin örgütle ilişkisi Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) üzerinden sürüyor” de- mişti. Özdemir, Cumhuriyet’te yayõmlanan söyleşisinde, Al- manya’daki yeşil sermayenin AKP ile olan bağõnõ şu de- ğerlendirmelerle gündeme taşõmõştõ: “YİMPAŞ ile ilgi- li belgeleri araştırırken, Deniz Feneri ismi sık sık karşımıza çıkıyordu. Birçok haber kaynağı, Deniz Feneri’nin ‘yardõm’ adı altında vatandaşlara dağıttığı gıda maddesini ihalesiz bir şekilde YİMPAŞ’tan aldı- ğını söylüyordu. İddiaları araştırırken Deniz Feneri ile Kanal 7 Int’in mekânsal ve yönetim bakımından iç içe olduğu bilgilerini edindik. Frankfurt Mahkeme- si’ne başvuruda bulunarak, bu dernek hakkındaki res- mi bilgileri talep ettik. Mahkemenin bize gönderdiği 21.11.2006 tarihli belgede, Deniz Feneri e.V.’nin baş- kanı olarak Mehmet Gürhan görünüyordu. Dolayı- sıyla Kanal 7 Int, YİMPAŞ ve Deniz Feneri arasın- daki ilişki, üç kurumun da en yetkili kişisinin Gürhan olması, işin içinde bir tezgâhın olduğunu gösteriyordu. Bütün bu ilişkiler sarmalını, belgeleriyle 2 Aralık günü Evrensel’in Avrupa baskısında, ‘Deniz Feneri ki- min yolunu aydõnlatõyor?’ manşetiyle verdik. Hem Kanal 7 Int’in YİMPAŞ’a ait olması hem de Kanal 7 Int ile Deniz Feneri arasındaki organik ilişki böylece deşifre edilmiş oldu. Bu haberden kısa bir süre sonra Deniz Fe- neri başkanlığına Mehmet Taşkan getirilerek, şüpheler dağıtılmaya çalışıldı. Ancak iş işten çoktan geçmişti. ... Eğer doğrudan, bu gelişmelerin AKP’yi nasıl et- kileyeceğini soracaksanız, fazla önemli bir etkide bu- lunmayacağını söyleyebilirim. Çünkü AKP’nin örgüt- le ilişkisi UETD üzerinden sürüyor ve bu derneğin içindekilerin çoğu Avrupa’da doğmuş-büyümüş, iş kurmuş kişiler. Bunların genel anlamda geniş kesimler- le bir bağı bulunmuyor.” Deniz Feneri iddianamesini hazõrlayan Alman savcõnõn iddianamedeki ilginç tespiti yine AKP’yi gösteriyor YİMPAŞ’ın paraları AKP’ye gitmiş RTÜK üyeleri, kurumun başkanõnõ hakkõndaki iddialar nedeniyle sorgulayacak Akman’a‘hatırlatma’yapılabilir FIRAT KOZOK ANKARA - Deniz Feneri e.V. davasõnda kuryelikle suç- lanan RTÜK Başkanõ Zahid Akman bugün kurul üyeleri tarafõndan “sorgulanacak”. Akman, RTÜK üyesi olduk- tan sonra yasaya aykõrõ bir şe- kilde 4 şirkette genel müdür- lük yaptõğõ iddialarõnõ yanõt- layamamasõ durumunda kurul üyeleri tarafõndan “istifaya çağırılacak”. RTÜK, bugün başkanõnõn Deniz Feneri davasõnõ görüş- mek üzere mesai yapacak. İddianameye göre 13 Tem- muz 2005’te RTÜK üyeliği- ne seçilen Akman, RTÜK Yasasõ’ndaki açõk hükme kar- şõn 4 şirkette genel müdürlük görevini sürdürüyordu. İd- dianamede Akman’õn seçil- diği döneme rastlayan Deniz Feneri e.V. ile ilişkili şirket- lerdeki ortaklõk paylarõ ve yöneticilik tarihleri şöyle sõ- ralanõyor:  Europan Food&Mar- keting GmbH adıyla 17.01.2003’te kurulan şirket, 02.06.2003 tarihinde Weiss Handels-und Investment GmbH olarak adlandırıl- mış. Akman, 16.04.2003- 30.09.2005 tarihleri arasın- da şirketin genel müdürlü- ğünü yapmış. Akman bu görevini RTÜK üyesi seçil- dikten sonra yaklaşık 2.5 ay daha sürdürmüş.  Akman, Euro 7 Fern- seh&Marketing GmbH şir- ketinde üye seçildikten sonra 2.5 ay daha genel müdürlük görevini sürdürmüş.  Akman, Atlas Media Marketing GmbH adlı şir- kette 09.05.2003-04.10.2005 tarihleri arasında da şirke- tin genel müdür olmuş. Ak- man burada da yaklaşık 3 ay fazladan yöneticilik yap- mış.  İddianameye göre Ak- man’õ en fazla sõkõntõya dü- şürecek şirket ise Europan Consuting&Marketing GmbH. 10.09.2003’te adõnõ Yeni Şafak Europa GmbH olarak değiştiren şirkette Ak- man, 28.03.2003-24.08.2006 yõllarõ arasõnda genel müdür- lük yapmõş. Yani Akman, RTÜK üyesi seçildikten son- ra yasaya aykõrõ olmasõna kar- şõn 1 yõlõ aşkõn bir süre bo- yunca bu görevini sürdür- müş. Sevinç: Yasaya açık aykırılık var Bugün yapõlacak toplantõda tüm bu iddialarõn masaya ya- tõrõlacağõnõ belirten RTÜK üyesi Şaban Sevinç, şunlarõ kaydetti: “Sayın Akman hakkında RTÜK üyesi seçildikten RTÜK Yasası’nın 9. mad- desine aykırı şekilde genel müdürlük görevini sürdür- düğü iddiası var. Bu, yasa- ya açık aykırılık. Toplantı- da, Zahid Bey’den bu ko- nuda bir açıklama isteyece- ğiz. Eğer iddialar doğruysa üyelikten çekilmesi gerekti- ği hatırlatılır.” [email protected] CHP’den iki soru önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn medya kuruluşlarõnõ hedef alan açõklamalarõnõ Meclis gündemine taşõ- dõ. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Erdo- ğan’a “Deniz Feneri davasõyla ilgili tepkileriniz ve tehditlerinizle savcõlara soruşturma açmamala- rõ için gözdağõ mõ veriyorsunuz” diye sordu. Er- sin, TBMM Başkanlõğõ’na verdiği ikinci soru önergesinde de Deniz Feneri Derneği’ni bağõmsõz bir kuruluşa denetlettirip denetlettirmeyeceğini sordu. Çelebi: Erdoğan tehdit ediyor İstanbul Haber Servisi - DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, Başbakan’õn medyaya şantaj yapmamasõ gerektiğini belirtti. Çelebi, yaptõğõ açõklamada, AKP’nin kendisinden farklõ düşünen herkese korku salmak istediğini belirterek “AKP uzun süredir devam eden toplumu kuşatma ve tes- lim alma girişimlerine devam ediyor. Kendini des- teklemeyen, kendisi gibi düşünmeyen kurumlara ve kesimlere şiddetle saldõrõyor. Medya bizzat Başbakan’õn ağzõndan tehdit edilmektedir” dedi. Milletvekillerinden Erdoğan’a tepki ANKARA (ANKA) - Milletvekilleri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Doğan Medya Grubu ve Aydõn Doğan’õ Deniz Feneri davasõ ile ilgili haberler nedeniyle ağõr dille eleştirmesini değer- lendirdiler. CHP Adana Milletvekili Tacidar Sey- han, “Başbakan’õn hedefinde işadamlarõ ve medya olmamalõ” derken CHP Ankara Milletvekili Nes- rin Baytok, Deniz Feneri davasõyla ilgili Türkiye ayağõnõn da araştõrõlmasõ için savcõlarõn harekete geçmesi gerektiğini söyledi. DTP Şõrnak Milletve- kili Sevahir Bayõndõr ise “Özgürlüğün olmadõğõ yerde ya biat edersin ya da çatõşõrsõn” dedi.RTÜK Başkanı Zahid Akman.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle