22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 2008 PAZAR 4 HABERLER Sevgili, Cuma günü çoğu kişi gibi ben de, Pekin’de Olimpiyat oyunlarının açılı- şını izledim. Etkileyiciden öte görkemli açılışın güzel gösterileri bende hiç de fazla bir etki yapmadı. Belki de uzun sayılabilecek bir ya- şamışlığın ve çok görmüşlüğün etki- sidir. Çağımızın insanının merakı art- sa bile şaşırma duygusu azalıyor.. her şey öylesine hızla gelişiyor ve deği- şiyor ki, ortada şaşacak bir şey kal- mıyor. Bugünlerde, Sağmalcılar anılarımı yazdığım için 22-25 yıl arası zaman diliminda fazlaca dolaşıyorum. Olay- ları kafamda bire bir canlandırsam bi- le o zamanlar içinde bulunduğumuz koşulları tam olarak anımsadığımı söyleyemem. Örneğin, her gün başına geçtiğim bilgisayar ile o zaman daha tanış- mamıştım. Dizüstleri çıkmış mıydı bilmiyorum... Cep telefonuyla da te- şerrüf etmemiştik henüz. Var idiyse bile benim bilgi ve kullanım alanıma girmemişti. Belki de gazeteci arkadaşlarımız- dan birinin yapacağı, yirmi beş yıl ön- ce olmayanlar ve olması futurologlar, ya da bilim adamları tarafından değil ama gelişmiş bir ülkenin ortalama in- sanı tarafından düşünülemeyenler konusunda bir araştırma şaşırma duygumuzu yitirmiş olan bizleri çok şaşırtacak, sık sık kendi kendimize şunları söylememize neden olacak- tır: - Hayret.. demek bu da yokmuş o zaman, ne tuhaf.. bunun olabileceğini bile akla getirememişiz. Evet teknolojik gelişmenin hızı baş döndürücü. Bu gelişme karşısında “iyi mi oluyor, kötü mü?” demenin bir an- lamı yok. Teknolojiye karşı durmak anlamsız, onun getirdiği olanaklara karşı direnemeyiz. Teknolojinin bize kötü gelen kimi sonuçlarını, onun bizatihi kendisinde değil, nasıl ve hangi amaca yönelik olarak kullanılmış olmasında arama- lıyız. Olimpiyatların, teknolojinin de kat- kısıyla, yalnızca bir gösteri şölenine dönüşmesi 2008 ile başlamadı. Uzun bir süredir sporun her türlüsü (tabii sağlıklı yaşam için yapılan ve göste- ri amacı taşımayanlar hariç) Show - Business’in bir parçası. Ve bu gös- teri dünyası büyük reklam gelirlerini, büyük sanayi yatırımlarını beraberin- de taşıyor. Olimpiyatların açılışlarında belki daha bir süre ülkelerin bayrakları dalgalanacak, derece alanların ülke- lerinin marşları çalınacaktır. Ama görüntüye kanmayalım. Artık o bayraklar gittikçe önemsizleşen simgeler haline gelmeye başladılar. Asıl dalgalanan bayraklar, şu anda görünmeyen, çağımızın gerçek büyük güçleri olan şirketlerin bayraklarıdır. Anımsayacaksın, 2008 Olimpiyat- ları’na İstanbul da adaydı ve her za- man olduğu gibi adaylığımızın ger- çekleşeceğine çok iyimser bakmak- taydık. Bilmiyorum, 2008 organizasyonu ne kadar başarılı olacak, onu yaşa- yarak göreceğiz. Ama açılış törenle- ri sırasında kendi kendime “İstan- bul’un adaylığı kabul edilmiş olsaydı, acaba bu düzeyde bir organizasyonu yapabilir miydik?” diye düşündüm ve doğrusu kolaylıkla “tabii” yanıtını ve- remedim. Çin’in Olimpiyatları almasının ar- kasında, büyük politik ve ekonomik gücünden daha önemli olarak, dün- yanın birçok, her biri devletlerden bü- yük şirketinin yatırım alanı olması ya- tıyor. Bu arada bir ülkede Olimpiyatların yapılabilmesi için şart olarak öne sürülen koşulların önemli bir bölü- münün Çin’de bulunmamasının kim- seyi fazla rahatsız etmediğini belirt- mek gerek. 21. yüzyılın demokrasi ölçütleri, artık, ülkelerin devasa sermayenin is- tekleri doğrultusunda hareket ede- bilmelerinde, büyük ekonomik dü- zenle bütünleşebilme yeteneklerinde, teknoloji üretmek değil teknolojiyi kullanma yetilerinde düğümleniyor. Bu büyük düzen içinde, dünyanın her yerinde, bütün insanların aynı programları izlerken, aynı markaları tükettikleri ortamı yaratan etkenler arasında Olimpiyatlar ve benzeri gös- teriler ön sırada yer alıyorlar. Böyle bir dünya güzel bir dünya mı- dır, değil midir.. burada karar bireyin kendisine kalmıştır. Tabii burada “Ortada üretim ve tüketim makinesi olmanın ve kendisine sunulanı aval aval seyretmenin dışında özgürlüğü olan bir birey kaldı mı?” diye sorabi- lirsin. Cuma günü Pekin Olimpiyatları’nın açılış törenlerini izlerken aklıma Or- well’in “Korkunç 1984”ü geldi ve kendi kendime, - Hoş geldin 1984! dedim. Sonra güldüm.. 2008’de 1984’e varmak, işte modernlik ile çağdaş- laşma bu olmalıydı. “Tutuculuğumdan” utandım! asirmen@cumhuriyet.com.tr DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN 2008 Olimpiyatları DTP Genel Başkanõ Türk, partisiyle ilgili kapatma davasõ sürecini değerlendirdi ‘Ötekileştirme zarar verir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Baş- kanõ Ahmet Türk, partileri- nin kapatõlmasõ istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde de- vam eden davaya ilişkin ola- rak, “DTP’nin demokra- tik siyasetten men edilme- si, ötekileştirilmesi, sorun- ların diyalogla çözümüne katkı sunmaz, tam tersi zarar verir” dedi. Ahmet Türk, Parti Meclisi toplantõsõ öncesinde yaptõğõ açõklamada, Anayasa Mah- kemesi’nin AKP’nin kapa- tõlmasõ istemiyle açõlan da- vayõ reddetmesinin, de- mokratik değişim için bir fõrsat olduğunu söyledi. Partisiyle ilgili kapatma davasõ sürecine de değinen Türk, “DTP’nin kapatıl- maması durumunda da Türkiye’de gerçekten de- mokratik değişim ve dö- nüşüm için bir sürecin başladığını ifade edebili- riz” dedi. DTP’nin kapatõl- masõ durumunda demokra- tik değişimden söz edile- meyeceğini ifade eden Türk, “O zaman bu sadece AKP ile devletin veya bazı ke- simlerin uzlaşması olarak önümüze çıkacaktır” dedi. ‘Çözüme katkı sunmaz’ Ahmet Türk, “DTP’nin demokratik siyasetten men edilmesi, ötekileşti- rilmesi sorunların diya- logla çözümüne katkı sun- maz, tam tersi zarar verir. Böyle bir süreç Türkiye için yeni bir kaosun, yeni bir kritik sürecin başla- ması anlamına gelecektir. Bunun açıkça bilinmesi gerekir. Bunu bir tehdit olarak söylemiyorum. Halkın duygularında bir kırılma olacaktır. Zaten en önemlisi de toplumda, insanlar arasında duygu kırılmasının yaşanması- dır. Bence en büyük fela- ket budur. Yani inancın, güvenin sarsıldığı, kucak- lamaya müsait olmayan anlayışlarla toplumun kaynaşmasını düşünmek çok zor bir şeydir. Bu ba- kımdan Türkiye’ye, biz- lere, barışa, kardeşliğe za- rar vereceğine inanıyo- rum” diye konuştu. Türk, “Ergenekon” da- vasõna da değinerek, bu da- vanõn önemli olduğunu, Türkiye’nin şeffaflaşmasõ- na, normalleşmesine katkõ- da bulunacağõnõ kaydetti. Ahmet Türk, sözlerini şöy- le sürdürdü: “Ergenekon’un beslen- diği kaynak kurutulma- dan, Ergenekon’un çıkış nedeni olan Kürt coğraf- yasındaki faili meçhul ci- nayetler ve işlenen suçlar ortaya çıkarılmadan, sağ- lıklı bir sonuca gidilme- yeceği endişesi içindeyim”. Türk, “DTP’nin kapatõlmamasõ durumunda Türkiye’de gerçekten demokratik değişim ve dönüşüm için bir sürecin başladõğõnõ ifade edebiliriz” dedi. CHP KADIN KOLLARI 10 aydır başkan atanmıyor TÜREY KÖSE ANKARA - CHP Kadõn Kol- larõ Genel Başkanõ Güldal Oku- ducu’nun görevden alõnmasõnõn üzerinden yaklaşõk bir yõl geç- mesine karşõn bu göreve atama yapõlmamasõ dikkati çekerken, gençlik kollarõnõn da 2004 yõlõn- dan bu yana kurultay toplamadõğõ vurgulandõ. Okuducu’nun son seçimlerden sonra parti içi muhalefete kay- masõ üzerine MYK, 1 Kasõm 2007 tarihinde kendisini görev- den aldõ. Aynõ zamanda MYK üyesi olan Güldal Okuducu ile birlikte kadõn kollarõ yönetim kurulu üyelerinin de görevleri- ne son verildi. CHP Kadõn Kol- larõ’nõn yaklaşõk bir yõldõr iş- levsiz olmasõ, MYK’nin bir ata- ma bile yapmamasõ eleştiri ko- nusu oldu. CHP Gençlik Kollarõ başkan- lõğõna son atanan isim olan Fatih Pala, “çalışmalarını sürdür- düklerini, yerel seçimler son- rasında gençlik kolları kurul- tayının toplanacağını” bildirdi. Ahmet Türk Parti Meclisi toplantısı öncesinde değişik konuları değerlendirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle