Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALt StRMEN
Gençliğini Anımsamak
Sevgili,
0 pırıl pırıl zekâsı ve kendine özgü mizahı ile sah-
nelerden ve kitaplardan taşan Ferhan Şensoy ken-
di yaşamöyküsü olan "Kalemimin Sapını Gül ile Do-
nattım"da, lise birinci sınıfta Tahir Alangu ile ilk kar-
şılaşmasını anlatır.
Hoca sınıfa girdiğinde, önce öğrencilerden edebi-
yat dersi kitabını çıkarmalarını ister, sonra da onu at-
malarını söyler. Ardından, herkese Sait Faik'in kitap-
larını almalarını önerir.
ÇocuklarSait Faik'in kitaplarını alırlarveyıl boyun-
ca dersi onun üzerinden yürütürler.
Kimileri Hoca'yı müfredata uymadığı için şikâyet eder-
ler, denetlemek için müfettiş gönderilir. Hoca müfet-
tişe yüz vermez.
- Biz burada edebiyat sohbeti yapıyoruz, sohbetin
de teftişi mi olurmuş, der.
Ferhan o sınıftan birçok yazar çıktığını söyler son-
rasında ve adlarını da sıralar.
O isimler arasında sınıf arkadaşı Ahmet Şensılay
da var mıydı bilemiyorum. Ama kaymakam olan, son-
ra da 12 Eylül yönetimi işine son vermeden, kendi is-
teğiyle görevden ayrılan Ahmet Şensılay'ın kahkaha-
larla okuduğum, "Bir Taşra Bürokratının Anılan"n\ bi-
tirdiğim zaman, idealist kaymakamlık görevi düş kı-
nklığıyla sona eren bu genç Galatasaraylı kardeşimin
de, müthiş bir gözlemci ve üslup sahibi bir yazar ol-
duğunu düşünmüştüm.
•••
Ferhan ile Ahmet'in şıralarına yıllarca sonra oturmuş
gençlerin katıldıkları biröykü yarışmasına gönderilen
yapıtları okudum bu hafta içinde.
Okurken aklımatakılan, bu çocuklann hangisinin ya
da kaçının ileride yazarlıkta karar kılacakları değildi.
Asıl dikkatimi çeken, bu on beş gencin hemen hep-
sinde egemen olan karamsarlıktı.
Acaba biz de gençken onlar gibi miydik?
Yaşama kara gözlüklerin ardından mı bakardık?
Yoksa şimdi zamanlar bozuldu da, gençler o yüz-
den mi böylesine karamsar oluyorlar?
Bütün bunlan düşünürken, gençliğimin günlerini ve
o sırada içinde bulunduğum "haletinıhiyeyi" anımsa-
maya çalıştım.
Yapamadım.
Olayları, hatta kimi konuşmaları teker teker anım-
sıyordum. Hatta kimi zaman en ince ayrıntılar bile sis-
lerin içinden sıyrılıp geliyorlardı.
Kimi olaylann olduğu günlerin hava durumu bile can-
lanıyordu belleğimde, kimi zaman Moda Koyu'nda san-
dalla denize girerken, esen rüzgârın tenimde uyandır-
dığı ürpertiyi bile duyuyordum cluymasına da, yine de
o günlerin içine giremiyor, bir şeylerin eksik kaldığını
anlıyordum.
Kısacası, gençlikyıllarımın olaylannı anımsıyor, ama
gençliğimin kendisini ve içinde bulunduğum ruh ha-
lini bir türlü anımsayamıyordum.
•••
Sonra düşündüm, acaba başkaları gençliklerini bi-
rebir anımsayabiliyorlar mı?
Geçmişte kalan ve ancak belleğimizin yardımıyla ken-
di kafamızda canlandırdığımız olaylann ne kadannı ger-
çekten olduğu gibi anımsıyoruz.
Belleğimiz onları tekrar yüzeye çıkarmak için kat-
layıp bir kenara koyarken, temizleyip, kırışıklıktarını gi-
derip mi saklıyor acaba?
0 anımsadıklanm, gerçekten öyle mi olmuştu, yok-
sa ben mi onları öyle olmuştu sanıyordum?
Yıllar önce, Melih Aşık, Metin Oktay ile ilgili bir anı-
sını anlatmıştı.
Metin Oktay'ın Milliyet'te çalıştığı yıllarda bazı ak-
şamlar, gazeteden çıkıp içmeye giderlermiş. Kral'ı
sofrada görenler hemen etrafını alıp, unutulmaz gol-
lerini anlatırlarmış, Kral da onları gülümseyerek din-
lermiş.
Bir gün Melih dayanamamış ve baş başa kaldıkla-
nnda sormuş:
- Metin, bütün bunlan ayrıntılarıyla nasıl anımsıyor-
sun?
- Hiçbir şeyi anımsadığım yok, demiş efsanevi oyun-
cu, onlar hatırlıyorlar.
Sonra da eklemiş:
- Onlar olayı seyredip görüyorlardı, ben görmüyor-
dum ki, ben içindeydim.
Gerçekten insan içinde olduğu olayı, dışardan sey-
reden biri gibi algılayıp sohra anımsayabilir mi?
Sahi Sevgili, sen gençliğini anımsayabiliyor mu-
sun?
* • •
Yine iç karartıcı olaylarla dolu olan geçen hafta çok
güzel bir şey de oldu.
1 Mayıs günü Cumhuriyet gazetesini açanlar, çok
kritik bir ameliyat geçirmiş olan llhan Selçuk'un bir
günlüğüne de olsa tekrar "Pencere"sini açtığını gör-
düler.
Yakında yeniden günlük yazılarına başlayacak.
Bu vesileyle ona "Hoş geldin llhan Abi" derken,
çok kişinin duygularını da dile getirdiğimi sanıyorum.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
HABERLER ASILSIZ ÇIKTI
Başını kendi
açmış
Haber Merkczi - Vakil gazetesiniıı "Rizeli ÎHL
öğrencisinin başını lıileyle açtılar" diyerek du-
yurduğu, ardından Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın öğrcnci kızın babasını arayıp üzüntülerini
aktardığı ve Başbakanlık Insaıı Kurulu'nun görev-
lendirdiği Rize Valiliği, olayda kızın kendi nzası
ile başını açtığını ortaya çıkardı.
Rize'dc Kasım 2007'dc düzenlenen "Memc
Kanscri" konıılu bir kompozisyon yanşmasında
dereceye giren Elif Azder adlı imam hatip lisesi
öğrencisinin, ödül töreni sırasında, okııl müdürü
laraliııdan "Içcride erkek yok. Başını açabilir-
sin" denilerek başının açlırıldığı öne sürülmüşrii.
Vakit gazetesi başta olnıak üzere dinci gazeteler
olayı Kmsalsi/ skandal" olarak duyurarak ka-
muoyu oluşturmuştu. Rize Valiliği, incelemenin
soııucunda "Öğrencinin başını hileyle değil,
kendi isteğiyle açtığı tespit edilmiştir? Aldat-
maca yok vc insan hakları ihlali yok" sonucuna
vardı. Rapora Azder'in daha önce başı açık şekil-
dc çekilnıiş lbtoğrafının tbtokopisi de eklenerek
"Azder'in aynı yıl Cumhuriyet Bayramı'nda
halka açık alanda başı açık olarak şiir okudu-
ğu da belgelenmiştir" dcnildi.
Ankara'daki Umitköy Anadolu Lisesi'nde bir öğrencinin hazırladığı metin siyasi bulundü
'Emperyalizm' sansürü
ZEYNEPŞAHİN
ANKARA - Ankara Ünütköy Ana-
dolu Lisesi'nin, bu yıl 23 Nisan'da il-
ginç bir olaya sahne olduğu öğrenil-
di. Geçen yıl bodrum katındaki mes-
citle gündeme gelen okulun bu kez
Atatürkçü öğrencilere "siyasi dav-
ranmak" suçlamasıyla anılması ve-
lileri ve öğrcncilcri rahatsız etti.
Aluıaıı bilgiye göre, 23 Nisan prog-
ramı kapsaınuıda okunmak üzerc oku-
lun öğrencilerinden S.K'ye, günün
önenıine uygun bir metin hazırlama-
sı görevi verildi. S.K. yaklaşık bir
sayfa uzıuiluğunda Kurtuluş Sava-
şı'nın önenıine, yurdun kurluluşuna
YENl YÖNETMELÎK
Sınıfta
kalmak
zorlaşıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), liselcr-
de sınıf geçmcyi yeniden düzenliyor.
Öğrencilerin, 5 derse kadar zayıfı olsa
bile bir üst sınıfa geçebilmelerini sağ-
layacak olan düzenleme, göriiş sorul-
ması için Talinı ve Terbiye Kurulu'na
gönderildi. Kurul, bu hafta konuyu
gündeme alacak.
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tara-
fından yeni bir yönetmelik taslağı ha-
zırlandı. Öğrenciler halen, 3 dersten
ortalama yükseltme sınavma girerken
yeni diizenlemede istenen tüm dersler-
den bu sınava girilmesinin Önüniin
açılması hedefleniyor. Bugiinkü düzen-
lemcyle, en fazla iki zayıfla bir üst sı-
nıfa geçilebiliyor. Bu sırun genişlcten
bakanlık, artık 5 derse kadar zayıfı
olan öğrencilenn sınıf geçmesine ola-
nak tanımayı amaçhyor. Oğrenci, örnc-
ğin 10. sınıfta 5 dersten başansız olsa
bile 11. sınıfa geçcbilecek, ancak hem
11. sınıftan hem dc 10. sınıftan sorum-
lu olduğu derslerden başarı göstermek
zorunda olacak. Model, liselerde daha
önce uygulanan "bütünleme sınavla-
rı"na benzer bir sistemi uygulamaya
koymaya dönük olacak ve lıselilerin sı-
nıfta kalması zorlaşacak.
Bölünı değiştirnıe hakkı
Mevcııl yöıletmeliğe göre, liselerde
bölüm değışikliklerinin 10. sınıf bit-
tikten sonra yeni ders yılının ilk bir
ayında yapılabilmesini sağlayan hü-
kiim de korunuyor. Öğrenciler isterse
11. sınıfin başıııda bölümlcrini değiş-
tirebilecek, ancak daha önceki bölii-
münden almadığı "fark derslerini"
vermekle de yükümlü olacak. Öğren-
cilerin, sınavlara ders yılının bitimin-
de ve başlangıcından önce alınması
hcdcilcnıyor. Bu doğrulmda nol yük-
seltme sınavlan eylül, sorumluluk sı-
navları ise haziran ve temınuzda yapı-
lacak. Taslağın şekillennıesinde ise
Talim ve Terbiye Kurulıı bclırleyıci
rol oynayacak Bu haftadan itibaren
konuyu gündemine alacak olan kurul,
eklennıesinı ya da çıkarılmasını istc-
diği yerleri Ortaöğretim Gencl Mii-
dürlüğü'nc bildirecek.
• Ümitköy Aııadolu Lisesi'nde, 23 Nisan töreninde okunıak üzere
bir metin hazırlaması istenen öğrencinin yazısı, içinde
"emperyalizm" sözcüğü geçtiği gerekçesiyle sansürlendi. "Bugün
tarih tekerrrür etmektedir. Biz gençlere düşen tarihi tekrar
hatırlamak ve hatırlatmaktır" cümlesi metinden çıkarıldı.
vurgu yapan bir metin hazırladı. An-
cak metin, edebiyat öğretmeni Tftığ-
ba Cantenar 'ın denetimindcn gcçcr-
ken "sansür"e uğradı.
'Hegemonya' da yasak
Cantenar, metinden, "Sömürge-
cilcrlc işbirliği yapan Osmanlı iıii-
künıetine başkaldırılan gün", "Bu
tabii ki de enıperyalist devletle-
rin hoşuna gitmemiştir", "Eın-
peryalizmin köiesi olıııaya dün-
den razı bir inıparatorluğu tanı-
mayan, kendi varbğını kabul etti-
ren ve tüm tabuları yıkan bu dev-
letin tenısilcisi TBMM'dir", "Ça-
ğı yakalanıanın emperyaliznıin
köiesi olnıakla değil, enıperyaüz-
nıe karşı durnıakla olabileceğini
öğretmiştir" ve "Bugün ise tarih
tekerrür etmektedir. Biz gençlere
düşen de tarihi tekrar hatırlanıak
ve hatırlatmaktır" cümlelerini çı-
kardı. Söz konusu cümlclcrde ge-
çen emperyalizm sözcüklerini "he-
gemonya" olarak dcğiştiren öğren-
ciye, bu sözcüğün dc kullanılama-
yacağı söylcndi.
Metnin sansürlenmesine gerekçe
olarak ise bu ifadelerin "siyasi anlaııı
taşıması" göstcrildi. Törende metin,
söz konusu ii'adclerin olmadığı "ke-
silmiş" haliyle okundu. Öğrenciler
ve öğretmenler, idarenın tavnııdan ra-
hatsız olurken, "Atatürkçü öğren-
cilerin. sürckli baskı altında olduğu-
nu" da savundular.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
CI3^y1IN 3 HALI
KATI sıvı GAZ
nnısakarUrt valıoo.coın
Tedavigören başyazanmıza geçmiş olsun mesajları gelmeye devam ediyor
Selçuk'un durumu iyiyegidiyor
TRT'de çalışıyor
SaidNursi
hayranı
prodüktör
• TRT 1 'de yayım-
lanan Ezberbozan
programıntn yapımcısı
Sadık Yılmaz, Sadık
Yalsızuçanlar takma
adıyla yazdığı kitaplar-
da, Said Nursi'yi Kü-
ba devriminin Öncüsü
Che'ye benzetiyor.
FIRATKOZOK
İstanbul Haber Servisi- Gaze-
temiz lmtiyaz Sahibi vc Başyazan
llhan Selçuk'un tcdavisi Vehbi
Koç Vakfı (VKV) Aınerikan Has-
tanesı'nde sürüyor. Eski Maliye
Bakanı Zekeriya Temizel, CHP
Grup Başkanvekilı ve İstanbul
Milletvekilı Keıııal Kılıçdaroğlu,
emeklı büyükelçi lnal Batu,
oyuncu Rutkay Aziz, Tarık
Akan, Tijen Par, Macide Tanır,
Şerif Sezer'in de aralarında bu-
lunduğu çok sayıda sanatçı, siyasi
parti ve sivil toplum kuruluşu
temsilcilen ile okurlar gönderdik-
leri mesajlarda Selçuk'a geçmiş
olsun dileklerıni ilettiler.
14 Nisan Pazartesi günü by-
pass ameliyatı olan Selçuk'un
sağlık durumunıın her geçen gün
daha iyiye gittiği belirtildi. Sel-
çuk'a telgraf, faks ve telefon ile
mesaj gönderenler arasında eski
Galatasaıay Kulubü Başkanı Se-
lahattin Beyazıt, işadamı Ali
Kazaz, Doğal Hayatı Koruma
Vakfı kurucu üyesi ve eski genel
miidürü Nergis Yaz:gan, gazetcci
l^ığrul Eryılmaz, Ölüdcniz Be-
lediye Başkanı Keramcttin Yıl-
maz, avukat Gülçin Çaylıgil,
Yıldız Teknik Üniversilcsi Türk
Dili Bölümü Öğretim (îörevlisi
Hikmet Altınkaynak, Ankara
Devlet Tiyatro sanatçısı Rengin
Samuray da bulunuyor.
ANKARA - Abbas
Abalı takma adıyla yazdı-
ğı kitapta rejime ve
TRT'ye yönelik sert eleş-
tirilerde bulunan Muhsin
Metc'nin ardından ku-
rumda benzer bir olay da-
ha ortaya çıktı. TRT l'de
yayımlanan Ezberbozan
programının yapımcısı
Sadık Yılmaz, Sadık Yal-
sızuçanlar takma adıyla
yazdığı kitaplarda, Said
Nursi'ye hayranlığını dile
getiriyor. Yılmaz, Said
Nursi'yi Küba devriminin
öncüsü Che'ye benzetiyor.
Halen TRT Ankara Te-
levizyonu Eğitim Kültür
Programları Müdürlü-
ğü'nde prodüktör olarak
görev yapan ve Ezberbo-
zan adlı programın yapım-
cıhğını üstlenen Sadık
Yılmaz, Sadık Yalsızuçan-
lar takma adıyla "Namaz
Risalesi / Bediüzzaman
Said Nursi" gibi kitapla-
nnı yazdı.
Yılmaz, "Bir Sivil tta-
atsizlik Örneği Olarak
Bediüzzaman Said Nur-
si" başlıklı makalesinde,
"Heııü/. yaşamının baha-
rında, gençlik günlerin-
dc zekâsı ve İslatni so-
runlara ilişkin derin vu-
kufiyeti, Said Nursi'ye
'Bediüzzaman' adını ka-
zandırmıştır" diyor.
Said Nursi'nin yaşanıı
boyunca lakabının onuru-
nu taşıdığını savunan Yıl-
maz, Said Nursi'yi Küba
devriminin öncüsü Er-
nesto Che Guevara'ya
benzetiyor. Yılmaz, ma-
kalesinde "Fakat Bedi-
üzzaman, tıpkı devrim
sonrası Küba'sında ken-
disine sanayi bakanlığı
Önerilince geri çeviren
ve tekrar Bolivya dağla-
rına dönen Che gibi,
teklif edilen bu türden
resmi görevlerin tümü-
nü reddetmiştir" görü-
şünü dile getiriyor.
L „ „___.„
SlFIR NOKTASl /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@gmail.com
Sabahın erken saatindetelefonum
çaldı. Arayan Türk Tabipleri Birliği
Genel Başkanı Prof. Dr. Gençay Gür-
soy'du. Arkadaşım Gençay Gürsoy,
Ankara'dan arıyordu. Kaldığı otele
gelen polis memurlarının kendisini
gözaltına almak amacıyla götürdük-
lerini anlattı. Nedenini sorduğumda
İstanbul Savcılığı'nın, bir basın açık-
laması nedeniyle hakkındayakalama
kararı çıkardığını ifade etti.
Sabah mahmurluğu içinde neya-
pacağımı düşünmeye başladım. Ön-
ce tanıdığım ve Gençay'ın da arka-
daşı olan İstanbul milletvekili, Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hak-
ları Komisyonu Başkanı Prof. Dr.
Zafer Üskül'ü aradım. Ardından
başka milletvekillerini, sonra da Içiş-
leri Bakanı'na kolayca ulaşabilecek
birgazeteci meslektaşımı. İabii böy-
le olaylarda beni ilk haberdar eden
meslektaşım NTV Haber Müdürü
Mete Çubukçu'yu da uyandırdım.
Ne oluyordu? Şu kadannı anla-
mıştık: 2004 yılında çıkarılan bir bül-
Gençay Gürsoy'u Gözaltına Alarak...
tendeki bazı evrakların eksikliği söz
konusu edilmiş ve İstanbul Beyoğ-
lu Savcılığı Gürsoy hakkında soruş-
turmaaçmıştı. 12 Mart2008tarihin-
de ise Emniyet'ten Gençay Gür-
soy'un ifadesine başvurulmak için
getirilmesini istemişti.
Bu yazıya rağmen iki aya yakın
süre boyunca Gençay Gürsoy'a her-
hangi birtebligatyapılmamış, polis
tarafından bir çağrı çıkarılmamıştı.
•••
Gençay Gürsoy, Türk Tabipleri Bir-
liği'nin kongresi için gittiği Ankara'da
gece yarısı kaldığı otel basılarak gö-
zaltına alındı. Zafer Üskül, Ankara
Emniyet Müdürü ile görüşmüş ve şu
cevabı almıştı: Ben görevli polislere
Gürsoy'u sabah 07.00'de almaları-
nı söylemiştim. Halbuki polisler sa-
bahın 03.30'unda gitmişler. Onlar
hakkında soruşturma açacağım.
Gazeteci meslektaşımdan ise şu
cevap geldi: Konuyla ilgili bakan,
konudan üzüntü duyduğunu söyle-
miş, Gençay Gürsoy'un kimliği bi-
linmeden böyle bir girişimde bulu-
nulmuştu. Durum kısa sürede düzel-
tilecekti.
Gençay Gürsoy, bir süre sonra
serbest kaldı. Ancak bu gözaltına
alınma biçimi geride soru işaretleri
bıraktı. Birinci soru: Tanınmış bir bi-
lim insanı, aydın ve bir kitle örgütü-
nün genel başkanı, neden kaldığı
otel basılarak gözaltına alındı? Son
1 Mayıs vahşetinin devamı olarak ila-
ve bir intikamı daha ml alınmak is-
tendi?
Ikinci soru: Gençay Gürsoy'un gö-
zaltına alınması belli ki Ankara Em-
niyet Müdürü'nün bilgisi ve izniyle
gerçekleşti. Ankara Emniyet Müdü-
rü, bu durumu nasıl açıklıyor? So-
run yalnızca gözaltına alınma sa-
atiyle ilgili değildir. Sorumlu bakana
açıklanan "Kim olduğunu bilmiyor-
duk..." savunması da doğru değil-
dir. Kimlik biliniyordu. Bu hoyratlık-
tan, gözaltına alınma talimatını ve-
ren Ankara Emniyet Müdürü sorum-
ludur.
Üçüncü soru: Gençay Gürsoy hak-
kında Beyoğlu Savcılığı tarafından
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne 12
Mart tarihinde ifadeye çağn yazısı ya-
zılmıştır. Bütün bu süre içinde neden
kendisine bu yönde bir tebligat ya-
pılmamıştır? Uygun bir an mı kollan-
mak istenmiştir?
Beyoğlu Savcılığı, çok eften püf-
ten olduğu anlaşılan biraraştırma ge-
rekçesiyle neden bu kadar haşin bir
uygulamaya önayak olmuştur?
Gençay Gürsoy, tanınmış bir insan-
dır ve savcının kolayca ulaşabile-
ceği bir konumdadır.
Dördüncü soru: AKP hükümeti bu
tür olaylar karşısında bazen üzüntü
bildirmekle yetiniyor. Peki ülkemi-
zin aydınlarına bu kadar hoyrat dav-
ranmayı kendisinde hak gören ida-
reciler bu hükümetin memurları de-
ğil mi? Bu bürokratlar hâlâ bu tür hoy-
ratlıkları yapmayı sürdürecekler mi-
dir? Bu sorumlular, bu yaptıklarının
hesabını ne zaman vereceklerdir?
• ••
Profesör Dr. Gençay Gürsoy'a re-
vagörülen hoyratlık, geleneksel bir
devlet alışkanlığıdır. Bu alışkanlık
askeri darbelerden, otoriteryönetirri-
lerden kalma bir alışkanlıktır.
Bu davranışlar siyasi iktidarın iz-
ni, hoşgörüsü veyateşviki olmadan
yapılamaz.
Siyasi irade, şimdiye kadar bu tür
olaylarda bu tür bürokratları kolla-
yan bir tutum gösterdi.
Asıl olan siyasi iradedir. Biz bunu
böyle anlar, böyle biliriz...
Sevgili arkadaşım Gençay Gür-
soy'a yapılanlan hepimize karşı yapıl-
mış bir hoyratlık olarak anlıyor ve
protesto ediyorum...