25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 19 Ulvi An'nın 'Pantomime Drama (Sözsüz Tiyatro)' adlı kitabını bir solukta okudum Sessizlikteki duygular... ESİNTİLER Heraklcia Pontika'ya gelen Kris- pos, gösterileriyle tüm kenti büyüler. Kıispos, gün geldi ağlatn tüm kenti... Cenazesinin arduıdan sessizce yü- rüyordu Herakleialılar... Oysa o an, Krispos mutluydu!.. Ç'ünkü tüm ın- sanlar duygulannı, kalbinden ve beyninden gcçcnlcri konuşmadan, sessizce anlatıyordu... Krispos'un mezar taşına yazılan şiir şöyle bit- mektedir: "Diinya bu pantomim- ciye hayran kalmış, onu övmiiş ve tiyatronun aldıı çiçcği olarak .görmüştür. Onun parlak cazibesi 29 yaşında beklenmedik bir anda ve şekilde sönmüştür." Knspos bir pantomim sanatçısıdır... Dünyaıun bilinen ilk pantomim sanatçılanndan İ5İri... Ve onun anısına her yıl dün- 'yanın tüm pantomimcileri Heraklc- ia kentinde düzenlenen fcstivaldc bir araya gelmekte, göstcriler yap- maktadırlar!.. Krispos'un mezarı... Hayır!.. Böylc bir festival yapıl- :mamaktadır!.. Ç'ünkü Herakleia'nın günümüzdeki adı "Karadeniz Ereğ- li"dir!ü... Eh, hal böyle olunca da, dünyanın en cski pantomim sanatçı- sının mczannm bulundugu bir kent- te neden onun anısına bir sanat bu- luşması düzenlcnmediğini açıkla- .nıama gerek yoktıır sanınnı!.. Aman ha!.. Sakın Ereğlili kardcşlerim alın- masın... Krispos'un mezarı ülkemi- , zin bir başka güzel beldcsındc olsaydı değişen bir şey olnıayacaktı. Bıuıun nedenini de pantomim sanatçısı Ul- vi An şöyle açıklıyor: "Türkiye'de cn çok icra edilen sanat mimdir. Çünkü kiıııse konuşmuyor." Ulvi An, ülkemizde bir ilki ger- çekleştirdi ve pantomim sanatının kı- tabını yayınıladı. "Pantomime Dra- ma (Sözsüz Tiyatro)" adlı kitabı elimden düşümıeden, bir solukta okudum... 7. sanat olarak kabul edi- len sinema, yüzyıllar öncesine da- yanan pantomim sanatının bereket- lı topraklarından beslenmiş, bü- yümüştür. Charüe Chaplin ne de gü- zel söylemiş: "Sesli sinema çıkt, si- KULE CANBA SUNAY AKIN nemanın şiiri öldü." Tiyatronun şiiridir pantomim... Ulvi An, bu sanatın yılmayan şairi- dir. Onu, lstanbul Oyuncak Müze- si'nc yaptığı ziyarette tanıdım, uzun uzun sohbet ettik. Geride bıraktığı- mız yüzyılın en ünlü pantomim sa- natçısı Marcel Marceau'dan söz aç- tık... Onunla tanıştığını, Marce- au'nun pantomim sanatına henüz sekiz yaşındayken, babasının şap- kasını başına koyarak başladığını anlattı... Ulvi An, kitabında da yer veriyor Marceau'ya... Pantomim kraluım şu sözlerini kazıyor bilgi da- ğarcığımıza: "Pantomimde bir ka- le görmeniz için bir kale inşa et- nıeııiz gerekmez. Bir sandalye ko- yarsamz sahneye kral gelir, bütün haşmetiyle oturur. Işte size kralın kalesi!.." Ünlü pantomim sanatçısı Donıin- go Pradel'lc dc tanışmasını anlatıyor Ulvi An... Soruyor ona, "Kaç gös- teriniz var?" diye... Tek gösterisi ol- duğunu öğrenince şaşınyor ve ekli- yor: "Neden tek gösteri? Süresi dol- madı mı?" Pradel şu yanıtı veriyor: "Tüm dünya seyretmedi ki!.." 'Doğayı yansılayan' bir sanat Kitabın sayfalannda Özdemir Nutku Hocamızın da ışığı altında ay- dınlanıyoruz: "Pantomim, doğa- nın alegorik tanrısı, Arcadia'nın çobanı, dağların ve kıriarın efen- disi Pan ile 'yansılayan' anlamına gelen mimos sözcüklerinin bir ara- ya gelmesiyle 'doğayı yansılayan' bir sanatür." Ulvi An, pantomim sa- natının ustalannı tanınyor bizlere: Ta- ner Barlas, Gürsel Boyla, Erdinç Dinçer, Mehmet Fıstık, Kaya Gü- rel, Ergin Kolbek, Sedat Küçükay, Yaşar Eyüboğlu, Ünal Pekel, Ab- durrahman Albayıak. Konuralp Sunal, Fahri Bozbaş... Ve tabii ki, Vecihi Ofluoğlu, Erol Günaydın... Listede karikarür sanatımızın ustası Oğuz Aral da var... Her birinin yü- reği altın değerinde olan pantomim sanatının ustalannı tanıtuğı, bu sanatın öykülerini, fotoğraflarla bedensel çahşmalannı bize sunduğu için Ul- vi An'ya büyük bir teşckkür borç- luyuz. Victor Hugo yine çok güzel söylemiş: "Bazı duygular ancak sessizlikte ifade bulabilir..." YAPIT. 8 MAYIS AKŞAMI SAHNELENECEK Aşk ve acının öyküsü SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA - Mersin Devlet Opera ve Balesi, bir ilki daha gerçekleştiriyor. Okan De- miriş'in, "Yusuf ile Züleyha" operasmın iki kez sahnelene- ccğini belirten MDOB Mü- dürü Kenan Korbek, "Mer- sin Kültür Merkezi'nde 8 Mayıs günü 20.00'de ilk gös- terimi, 21 Mayıs günü 20.00'de de gala gösterimi olarak sahnelenecek olan eseri, yeni döneınde daha sık sahneye taşıyacağız" de- di. "Yusuf ile Züleyha" öy- küsünün, Türk hikâyeciliğin- de ele alınan en eski konular- dan biri olduğunu, bugünkü bilgilere göre konuyu şiir di- liylc ilk işleyenin Ali adlı bir şairimiz olduğunu anımsattı. Yakup peygamberin on iki co- cuğundan biri olan Yusuf ile Mısır Azizi'nin kansı Züley- ha'nın adıyla anılan bir aşk macerasını ilk kez opera ola- rak sahneye taşımanın heye- canını yaşadıklanm da vur- guladı. Yapıtm orkestra şefli- ğini Winfried Müller, koreo- grafısini Berna Turhan İleri, dekorlarını Seyhan Atamer ve kostümlerini Çimen So- muncuoğlu yaptı. Uluslararası Akdeniz Gençlik Şenliği başlıyor GÜRSUKUNT ANTALYA - Akdeniz Üniversite- si'nin bu yıl on birincisini düzenleyeceği Uluslararası Akdeniz Gençlik Şenliği, 6 Mayıs'ta "Akdeniz" temasryla başlıyor. ; Şenliklerin ilk günündc Ispanya'nm ünlü dansçısı David Perez, flamenko dans göstensi sunacak; Fatih Erkoç, Demet Tuncer ve Hakan Aysev de Ak- deniz Oda Orkcstrası yönetiminde "Söy- lenesi Şarkılar" adlı bir koııser verecek. ! lkinci gün etkınliklennde ıse Italyan ko- medyen Paola Nani, "Mektup" adlı ko- medi gösterisini sahneleyecek ve "dün- ya halk dansları gecesi" düzenlenecek. Gecede rock grubu Pinhani de konser verecek. Üçüncü gün ise beş. ünivcrsi- tenin dans grupları "Akdeniz Dans I Gecesi" konseptinde, Latin, modern !ve su dansı gösterileri sergileyecek. Metin Demirtaş'a ödiil • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk dünyasından çok sayıda şair, yazar ve bılım adamını bir araya getiren Uluslararası 15. KIBATEK Edebiyat Sempozyumu Antalya'da sona erdi. Türk edebiyatının tanıtımı ve Akdeniz . duyarlılığı nedeniyle bu yılın KIBATEK Edebiyat Ödülü Metin Demirataş'a verildi. Dilek Bale'yle 41 yıl • Kültür Servisi-1967 yılında kurulan "Dilek Bale Kurslan" 41. yılını yannsaat 19.00'da Atatürk Kültür Merkezi'nde kutlayacak. Gösteride, 'La Bayadcıe' balesinden bölümlcr, koreografilcnni Dilek Önür ve Ceylan Önür Lek'in yaptığı 'Masallar Dünyası Çocuk Balesi', 'Dünya Çocuklan ve Doğa Sevgisi' adlı çocuk baleleri, 'Ara Sokaklar' ve 'Direklcr Arası ve lstanbul' adlı yapıtlar yer alacak. Geceden elde edilen gelir ise Çağdaş Yaşarnı Destekleme Demeği ve Doğa Derneği işbirliğiyle, gençlerin üniversite burslanna katkıda bulunmak ve doğada ııeslı kuruyan türlerin yaşatılmasını desteklemek için kullanılacak. Şenliklerin dördüncü günündc ise Işın Karaca ve Dolapdere Big Gang kon- ser verecek. Şenlik, Zülfü Livaneli ve Jocelyn B. Smith'in "Akdeniz Barış Gecesi" isimli konseriyle son bulacak. Şenlik atcşi ise geçen yıl olduğu gibi yıl- lardır ateşi hiç sönmeyen Olimpos Ya- nartaş'tan taşmacak. Üniversitede meydana gelen olay- lann ardından şcnlikleri ertelemeyi dü- şündüklerini belirten Akdeniz Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın, "Ancak bu karar, terö- ristlerin ekmeğine yağ sürmek de- nıek olacaktı. O yüzden vazgeçtik. Yaşanan olay anlık bir gelişmeydi. Üniversitemizde daha önce olduğu gibi şu anda da huzur var" diye ko- nuştu. Akaydın, gereklı güvenlik ön- lcmlerini alarak etkinlikleri halka aç- mayı planladıklarını söyledi. Hakan Aysev 'den 'Napolettane alla Turca'şarkıları Kültür Servisi - 'Teknik Yapı Kültür ve Sanat Et- kinlikleri' kapsamında tenor Hakan Aysev, Napolitan aşk şarkılan ve Türk sanat müzi- ğinin birleşiminden oluşan 'Napolettanne alla Turca' şarkılanndan oluşan bir kon- ser vererek bir ilke imza ath. Önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi'nde yapılan galaya, sanat ve iş dünyasın- dan birçok tanınmış isim ka- tıldı. Teknik Yapı Başkanı Naz- mi Durbakayım, açılış ko- nuşmasında, Uphill Court, Uplife Park, Dilman Tovvers ve Uprise Elite başta olmak üzere birçok önemli projeye imza attıklarını ve yapılan birer sanat eseri olarak inşa et- tiklerini belirterek sanata ver- dikleri desteği sürdüreceklerini söyledi. Inşaat işinin de tica- ret alanında gerçekleştirüen bir sanat olduğunu ifade eden Durbakayım, "Dünyanın en önemli sanatçılanndan Lu- ciano Pavarotti'nin öğrenci- si Hakan Aysev güçlü yo- mmlanyla bu çahşmaya gü- zcüik kattı. Sıcakhğı ve duy- gusalhğı ile öne çıkan ttalyan ve Türk halklarının, bu ça- lışmadan çok büyük bir haz alacağını umuyorum. Sana- tı paylaşmak için burada- yız" dedi. Teknik Yapı deste- ğiyle hayat bulan 'Napolet- tane alla Turca' projesi, CKM'deki galasının ardın- dan dünyadaki önemli etkin- liklere, festivallcre kahlacak. Hakan Aysev vc 15 kişilik or- kestrası, önce Türkiye, ardın- dan da ltalya furnesi olmak üzere Avrupa'nın birçok ül- kesinde salıneye çıkacak. Çizgili günler • Kültür Servisi - lstanbul Bilgi Üniversitcsi Kültür Yönetimi, Sanat Yönetimi ve Sahne ve Gösteri Sanatlan Yönetimi bölümleri 1. sınıf öğrencilerinin düzenlediği 5. Çizgili Günler Şenliği yann başlıyor. lstanbul Bilgi Üniversitesi Santralistanbul yerleşkesinde gerçekleşccek etkinliğin bu yılki teması "Türkiye'de Karikarür". (0 212 311 73 60) Sıradan Faşizm Sıradan faşizm artık zulnrn dönüştü. Bu hükümet dönüştür dü. Dünya Basın özgürlüğü gü nündeyiz. Hrant Dink'in öldürülmesi üze rinden 15 ay geçti. Bu ülkenin en değerli gazetecilerinden birinil arkadaşım Hrant Dink'i, salt düj şündüğü, düşündüğünü ifade et- tiği için öldürdük. "Va ülkeyi terk etya da öldürü- rüz" seçeneğine mahkûm edilen Hrant Dink, terketmedi ülkesinij Bu ülkede güvercinlere kimsenin dokunmayacağına inanmıştı. Terk etmedi ve 301 'in eline verilen si-} lahla sokak ortasında vuruldui Katillerin ve azmettirenlerin da^ vası sürdükçe ortaya çıkan reziN likleri hep birlikte görüyoruz. Yi- nelememe gerek yok. Yargıya adalete olan saygım, emniyet güçlerine, devlet kurumlanna olari saygım paralanıp unufak oluyorj Hrant'ın oğlunu bu ülkede bannj dıramamanın utancına, kızlannın ve eşinin yüzüne bakamama utancı ekleniyor. Yargının faşiz- minden utanıyorum. ••• Sıradan faşizm artık zulme dönüştü. Bu hükümet dönüştür- dü. 1 Mayıs'ta Istanbul'da yaşa- nanlar başka türlü açıklanamaz, Amaç, Taksim Meydanı'nda gürleyecek toplumsal muhalefe-j ti susturmaktı. O nedenle kenti polis ablukasına aldılar. O nedenle Taksim'i işgal ettiler. O nedenle gaJ*bombalan, o nedenle coplarj o nedenle basınçlı sular, o ne- denle coplar, o nedenle tekmeler, o nedenle zulüm... AKP ile bu ülkenin demokra- tikleşme yolunda en büyük adımı attığına inananlar... AKP sayesinde tabulann yıkılıp artık her konunun sorgulanabile- ceğinisavunanlar... AKP ile bu ülkenin politik ve ekonomik istikrara kavuştuğunu; ileri sürenler... Bu sözde istikrar sayesinde nurlu ufuklara koştu- ğumuz için bayram yapanlar... "Demokrasiye kavuştuk" diye zil çalıpoynayanlar... AKP'nin "demokrasitutkusunu" anlata anlata bitiremeyen aydın- lar, yan aydınlar, çeyrek aydınlar, aydıngeçinenler... Çok merak ediyorum: Yaşadı- ğımız şu 1 Mayıs'tan sonra ne dü- şündüklerini merak ediyorum. Yüzleri kızarmıyor mu, utanmı- yorlar mı! • • • Sıradan faşizmin bu ülkeyi ele geçirdiğinin bir işareti de nedir bi- lir misiniz? Sanki o 1 Mayıs'ta yaşananlar yaşanmamış gibi yapanlar. Yok- muş, olmamış gibi yapanlar... Hastaneden içeri, çocuklann, hastaların, hasta yakınlarının bu- lunduğu alana gaz bombası atıl- mamış gibi... Parti ve sendika bi- nalanna saldın düzenlenmemiş gi- bi... Kaldınma oturan kızlar, tek- melenmemişgibi... Başını kolla- rıyla korumaya çalışan genç ga- zetecinin kollan coplarla kınlma- mış gibi yapanlar... O gün tüm es- nafın mağdur olduğunu, insanla- rın işkenceden geçirildiğini gör- memiş gibi yapanlar... (Bizim gazetenin köşesinde, görmeengelli ikimüzisyen, biriça- lar ötekisöyler, gelen geçenin kat- kılanyla yaşamlannısağlar... On- lar bile geçemedi polis zulmünü, gelemediler hergünkü yerterine!) Sanki o 1 Mayıs'ta yaşananlar yaşanmamış gibi yapanlar. Yok- muş, olmamış gibi yapanların değer ölçüleri nelerdir? Başkalarının yüzüne kafasına inen coplardan, tekmelerden, kendi canları acımaz mı? Başka- larının yediği gaz bombalanndan kendi ciğerleri yanmaz mı? Insan değil mi onlar? Hak ve haksızlıklar üzerine ne düşünürler? Insan olduklan, açgözlülükleri- ni doyuramadıkları, sadece tüke- timleri önlendiği, engellendiği vakit mi akıllarına gelir? Ne biçim insan bunlar? ••• Dünya Basın Özgürlüğü gü- nündeyiz. Bu akşam, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve lletişim Araştırmala- n Demeği, düzenledikleri gecede ilhan Selçuk ve "basın suçu" ge- rekçesiyle halen cezaevinde bu- lunan Gergerli {Adıyamari) gaze- teci Hacı Boğatekin'e "Basın Onur PlaketP', Genco Erkal'a ise "Düşünce özgürlüğüne Emek VerenlerPlaketr veriyor. Yaşam- ları boyunca faşizmin sıradan- laşmasına izin vermeyen üç isim... Geçen pazar, TÜYAP Izmir Ki- tap Fuan'nda, kucaklaştığım her okur bana İlhan Selçuk'un sağ- lığını soruyordu. Endişe etme- yin, onda bu bilgelik, bu sağdu- yu ve bu yüreklilik oldukça, faşizm onu yenemez diyordum. TYS, Genco Erkal'ı, Türkiye Yazaıiar Sendikası "Onur Üyesi" seçtiğini açıkladı. Bu çok yerinde karan kutluyorum. Hatırlatmak is- terim ki, Genco Erkal sadece usta birtiyatrocu değil. Yıllar için- de tıpkı "Sivas 93" oyununda ol- duğu gibi, birçok oyunu kendi yazdı ve bu yolda da ustalığını is- patladı. ••• Tiyatrodan söz ettim ya... An diyorum, keşke size yalnız tiyat- rolardan, sergilerden, müzikten, şi- irden söz edebilsem. Ama yaka- ma sanlıyor sıradan faşizm ve izin vermiyor. Yine de bir güzel haber: Ulus- lararası lstanbul Tiyatro Festiva- li'nin bu yılki Onur Ödülü'nün Türkiye'den kime gideceği belli ol- du: Gülriz Sururi ve Engin Cez- zar'a! Müthiş isabetli ve yerinde bir karar! Onları şimdiden kutlu- yorum. (Yazısını bir başka güne bı- rakıyorum.) Geçen pazar Hatice Tuncer'in Idil Biret'le yaptığı o enfes rö- portajı kaçırmadınız umarım! Ak- bank Sanat'ın 15. yılı kutlama konserinde Brahms valsleri ve şarkılarıyla, Schubert, Schu- mann ve alkışlann dinmemesi üzerine programına kattığı List etütleri ve Bach ezgileriyle "uçur- du" dinleyicilerini ve ertesi gün so- luk soluğa Gaziantep'e uçtu. Anadolu'ya... ••• Bu pazarı şiirsiz bitirmeyelim: Gülten Akın'dan "Savaşı Bekler- ken" "Nergisten sorumlu değilmi- şim bunu öğrendim I Kar umar- sız yağabilir, ayaz çıkabilir/ Uzun sürebilir, kötü şeyler olabilirI Ner- gis uyanmayabilir. Ne ışığını ne dalı sor ne de to- murcuğu I Aklım kınk, şaşırdı es- ki beklentilehm I kimyasal korku- lar, kanlı gecelikler, dalgalı siren- lerl Çocuklan koyver, nereye git- seler ne yapsalar I Nasılsa füze- ler bombalar onları buluyor. Nergisten ben sorumluydum, ışığından ve çocuklardan I Yanlış mı belledim, insan sorumluluktur." Insanın sorumluluk olduğunu hepimizin anlayacağı günleri öy- leözlüyorumki... e-posta: zeynep@zeynepo- ral.com Kuftur SanattiymcM Güneş Karubod* Duvsrunn DiH 25 Nisan -16 May» 2008 YapıKredi SermetÇifterSabnu ta Sanato hayat haysta »anat katmak jçjn... y Çarşamba Caddebostan Kültür Merkezi - Saat: 20:00 Şef Program G. Enescu Joseph Wolfe : Decet, üflemelı çalgılar ıçın, Re Majör op. 14 W. A. Mozart : Serenat, üflemelı çalgılar sekizlisi için No. 12 do minör, K388 (384a) D. Şostakovıç: Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No. 8 do minör op. 110a (uyarlama) BK! Blletıx Sotış Noktalan: 0216 556 98 00 www.bıletİx.ccHTi www borusansanat com r
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle