Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS 2008 PAZAR CUMHÜRİYET SAYFA
17
Üçleme
Nami Tepe: "En
az üç çocuk
olmalı ki en az
üç kadınla
evlenebilsinler."
f Eiektronik posta: denizsom@cumhunyet.com.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
- Yeni ilaçlar Türkler
üzerinde deneniyormuş...
"Bize bir şey olmaz abl!"
Bülent Arınç AKP'yi
bağlamazmış.
Yanıtı Denizlili
çiftçi versin:
"Külahıma anlat!"
Uyarı
Cahit Yıldız:
"Uyarılara kulak
asmayanlara;
benzetmek gibi
olmasın ama
Mustafa Kemal,
padişahı çok
uyarmıştı!"
Halk
Selahattin Çiller:
"Halkını, yanaşması
gibi kullananların
hakkından
gelemeyen
düzene
demokrasi deniyor!"
İstihbarat
Turgut Ünal:
"Istanbul Deniz
Otobüsleri'ne bilet
kesen türbanlı gişe
görevlileri, yolcuların
telefon numaralarını
niye alıyor?"
BİR yurttaş sorumluluğu ile emekli eğitimci
Şemsi Kurtbay Balıkesir'in Gönen ilçesine bağlı
Babayaka köyünde olup biteni anlatıyor:
"Güney Marmara'nın tarım ve termal turizm
cenneti Gönen'de bir maden şirketi tarafından,
Gönen'e kuş uçumu üç kilometre uzaktaki
Babayaka köyüne 500 metre mesafede
zeytinliklerin yanı başına bir çimento fabrikası
kurulmasına çalışılıyor.
Söylenenlere göre fabrika entegre tesis
olacakmış, limitet şirketin 400 trilyon lira
sermayesi varmış, şimdilik yabancı ortakları
yokmuş, yılda 2 milyon ton çimento üretim
kapasitesine ulaşacakmış, yakıt olarak kömür
kullanılacakmış. Fabrika çok modern olacakmış,
çevreye zarar vermemesi için gerekli önlemler
alınacakmış.
Çevre köylülerin söylediğine göre, şirket
Babayaka
ilgilileri 'Burada hayvancılık yapacağız
1
diyerek
gelmişler ve 300 dönüm kadar araziyi
köylülerden satın almışlar. Babayaka
Muhtarlığı'na köy konağının yapımı için 25 bin
lira bağış yapmışlar. Şimdi de 'Iş kapısı açıyoruz'
diye köylüleri ikna etmeye çalışıyorlarmış.
Çevreye zarar verilmeyeceğini söylüyorlar ama
özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin çimento
fabrikalarını neden kendi ülkelerinde kurmadığını,
bu tür yatırımların niye Türkiye gibi üçüncü
dünya ülkelerine yönlendirildiğini bir türlü
açıklamıyorlar.
Gönenliler, 'hayvancılık yatırımı' sözü ile
başlayan arsa satın alımlarının sonunda işin
çimento fabrikasına dönüşmesinden son derece
tedirgin oldular. Gönen'de iktidar partisi
dışındaki tüm siyasi partilerin temsilcileri bir
araya gelerek bir çevre platformu oluşturdu.
Gönen Çevre Platformu 'Sorun, hepimizin
ortak sorunudur, Gönen'imizde felaket
istemiyoruz' diyerek kolları sıvadı.
özetle; tarım ve termal turizmi cenneti
Gönen'de havamıza, suyumuza, toprağımıza,
ovamıza, sütümüze, pirincimize, sebzemize,
meyvemize, zeytinimize, çevremize ve
geleceğimize sahip çıkıyoruz.
Gönen'de çimento fabrikası istemiyoruz.
Birkaç kişinin para hırsına Gönen'in kurban
edilmesine izin vermeyeceğiz."
Halk artık bilinçli ve örgütleniyor.
Geriye dayanışma kalıyor. Haydi, Türkiye'nin
çevrecileri, Gönen'e, Babayaka köyüne!
SESSÎZ SEDASIZ (!) Kredi ipoteğini ruhsattan kaldırmak
2004 yılında Renault Mais'ten,
Oyakbank kredisi kullanarak bir
otomobil satın alıyor Mehmet
Aytar.
Aradan dört yıl geçiyor; kredisini
çoktan ödediği otomobilini satmak
istiyor ve sonra...
"Otomobilin ruhsatı ipotekli
olduğu için kalktık yıllar önce biten
kredi borcundan kaynaklanan
ipoteği kaldırmak üzere bankanın
kredi kullandığımız şubesine gittik.
Yok, olmaz illa ki ruhsatı isteriz,
dediler. Yahu krediyi ben kullandım
ve ben ödedim dedimse de kabul
görmedi. Ruhsatla gittik 21 lira
masraf çıkartıp karşılığında iki sayfa
kâğıt vererek notere gönderdiler.
Noter de bize 42 lira masraf daha
çıkartıp iki adet kâğıt verdi. Oh
dedik ipotek kaldırma işini bir
günde bitirdik diye sevinerek şimdi
tamam mı dedik. Yok, bu kadar çile
ve masraf yetmez dediler. Eee? Ta
Maltepe'ye gideceksin, oranın
emniyetine bu kâğıtları
göstereceksin ve bu kâğıtları
gördüklerinde ruhsattan ipoteği
kaldıracaklar dediler. Yahu ben
Beylikdüzü'nde oturuyorum,
Istanbul'un bir ucundan öteki
ucuna, nasıl olur, dedikse de
mevzuat böyle dediler. Tüm bu
işlemleri yaparken üstat Aziz
Nesin'i bir kez daha hatırlamadan
edemedik. Meğer bilgisayar
çağında bile bir arpa boyu yol
gitmemişiz. Aziz Nesin,
öngörüsüyle ne büyük adammış bir
kez daha anlamış olduk."
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Kapatılan 'uygarlık'lanmız
Alacahöyük. Erkilet, Mi-
marsinan, Uçhisar, Göreme,
Mustafapaşa...
Her biri Anadolu tarihinin sim-
ge yerleşmeleri... Aynı zamanda
da Tarihi Kentler Birliği'nin
(TKJB) üyeleri...
Her beledıye bu birliğe üye ola-
mıyor, koşullan özetle şöyle:
"1- Kentlcrindeki kültürcl
mirasın yaşatılnıası için her
türlü çabayı göstereceklerini
'tneclis karan'na bağlamaları
gerekiyor.
2- Tarihsel dokulann ve kül-
tür varlıklarımn korunması
için neler 'yapıldı'ğını ve 'yapı-
lacağı'nı açıklayan raporlarla
'aday' olunabiliyor.
3- Başvuruyu ilk inceleyen
TKB Danışma Kurulu'nun, bu
raporları 'yeterli' saynıası ve
Uçhisar da belediyesiz kalacak.
üyeliği de 'gerekli' görmesi şart.
4- Danışma kurulunca uygun
görülen başvuruları, TKB en-
cümeni de onaylarsa, Birlik
Mi'clisi'nin gündemine alını-
yor.
5- Aday belediye başkanının
yılda iki kez toplanan Birlik
Meclisi'ne katılarak kentini ta-
nıtması, üyelik talebinin nede-
nini açıklaması, oylamada ise
bu isteğin kabul edilmesi gere-
kiyor."
îşte bu zorlu sınavı aşarak
TKB üyesi olmayı hak etmiş
"belde" belediyelerimızin yeni
bir "ortak özellik"leri daha var.
"Kapatılacak"lar...
Tek ölçütü 2000 nürusu olan;
aynca ilçe ve il merkezlerine 5
km'den daha az mesafedekı tüm
belediyelen de ortadan kaldıracak
yeni "yasal düzenleme"nin kur-
banlan..
Artık tarihe sahıp çıkmak ye-
rine "tarihe gömülecek"ler..
* Nededila?""
Alacahöyük, TKB'nin Ço-
rum'daki seminer katıhmcılan-
nın "Hitit" uygarlığıyla buluş-
masına evsahipliği yaptı. Beledi-
ye Başkanı Hüseyin Saykan de-
di ki: "Yerel yönetim olarak
ulusal ve cvrensel mirasımızı
, hem kendi kimliğimiz için hem
de gelecek kuşaklara aktar-
nıak üzere elimizden geleni ya-
pıyoruz, teşekkür beklerken
< idanı lı'rnıamıııız çıktı..."
Erkilet, sadece ünlü "Erkilet
güzeli" türküsüyle degil, Kayseri
yöresinin zeııgin yaşam kültürüyle
de anılıyor. Belediye Başkanı
Mehmet Şereflioğlu diyor ki:
"İınaı a ınüsait alanlarımızı
rant yapılaşmasına karşı ko-
ruyoruz; destek beklerken, bi-
zi yok ederek, rantçılara bay-
ram yaptınyorlar.."
Adını yine Kayseri'ııin "ta-
rihsel hemşerisi"nden alan Mi-
marsinaıı da yöredeki imar ta-
lancılannın göz koyduklan geniş
arazilere sahip. Belediye Başka-
•nı Nail Şahan ise "Erkilet'in yo-
rumuna katılıyorum" diyerek
soruyor: "Hani biz Kayseri'nin
yüzünü ağartan belediyeydik,
ödülü bu mudur?"
"Kapadokya'nın kapısı" de-
nilen "heykelsi kenf'imiz Uç-
hisar'ın günalıı ise Nevşehir'e 5.
km'de olnıası! Oysa tümünün sit
ve milli park olduğunu anınısatan
Belediye Başkanı Mustafa Zuhal
merak ediyor: "Buralar imara
yasakken, iki yerleşme nasıl
birleşebilir?"
Aynı coğrafyayı adeta "adı"yla
temsıl eden Göreme, bırakın bel-
de olmayı, insana "ülke" dedir-
tecek kadar derinlikli bir kültür
havzasının "masaF'sı yerleşi-
mi... Devletin resmi yazışmala-
nnda bile "Ürgüp ilçesi" denil-
diğini belirten "belde"nin Baş-
kanı Fevzi Günal şunu anlatıyor:
"Belediye kurulurken binasını
ve eşyalarım bile dedelerimiz
karşıladılar. Yani 'ata mira-
sı nıı/ı yok ediyorlar. Üstelik de
bize sormadan..."
Yine Kapadokya'nın "başa-
rıh belediyecilik" ödülleri şam-
piyonu ve yöreııin "kültür-sanat
merkezi"ne dönüşen Mustafa-
paşa'rmı bile köyleştirilmesine ne
demeli? Belediye Başkanı Mus-
tafa Özer, bakm neyi anımsatı-
yor: "Daha geçen sene turizm-
de öncelikli bölge ilan edildik.
MilletvekiUerimiz ise bunu bi-
le 'unutan yasa'ya oy verdiler.."
Bütün bu haklı serzenişlcre
katılan Kaymaklı Belediye Baş-
kanı Abdullah Çekiç de nüru-
sundan ötürii "şimdilik" kurtul-
malarına sevinemiyor bile...
"Komşularımıza ağır haksızlık
ettiler" diyor ve ekliyor: "De-
mokrasi hiç bu kadar vefasız-
ca çiğnenmemişti..."
'İmar Dosyası'ndalar
Kanal B'de bu gece 23.00'te
yayımlanacak İmar Dosyası, ay-
nı vefasızlığı bu kez de 7 beledi-
ye başkanımızı konuk ederek
sorguluyor.
Prof. Dr. Ülkü Azrak, kent ve
kültür birikimlerimize indirilen
darbeyi hukuksal açıdan ırdeler-
ken tarih bilgemiz Necdet Sa-
kaoğlu da "geçmişten gelen be-
lediyecilik erdemleri"mizi anım-
satıyor...
Türkiye'yi yönetenler, Ana-
dolu'daki "tarih ve demokrasi
buluşması"nın değerini bakalım
ne zanıan kavrayabilecekler?
eklnci@cumhuriyet.com.tr
KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@yahoo.com.tr
ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI kamllmasaracl@mynet.com
HARBİ SEMİH POROY
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.Junkidz.com
BUYÜYONCE NE
OLCAN SEN? BONFILC MI?
HEHEHEE
UZAK PUR BENDEN
PİRİNÇ TANESİÜ • - ! "
BENCE BUNDAN
( İYİ ACILI PASTIRMA
OLUR!
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZAMKAN 4 Mayıs www.mumtaz-arikan. com
BALONIA UZAY YOLCULUGU!
SmATO-LAB
Htsu s "
API VERİLEM
VCUEME
S/l$LI1KHt.
136f'D£ 8U6ÜN, IKİAtoERİKAt-l, &İK 8ALOHLA
STKATOSFEKE YÛKSEU>ILE(?•• 8OVYBTZ£R 0K-
l-İGİ'NİN 22GİİN ÖNCEld, UZAYA /A/GAA/ GOM.
OBRMB DENEMESİ BAŞAGIU OLMUŞ, YURİ
GAGARfN 8ü 'fl'M ÖNCUUjStMÜ VAPMIÇTI..
AYNI Ö/.ÇÜOE TEHLİKELİ AMA 0AHA AZ GÖS-
TEKİŞLİ S/R D£HEMevi BU A5E2 A8D YAPIYOR
PU. HELYUM DOUI OEVBİR 8ALONA BAGLı MO
DÜLLE ATMOSPeRİN ÛSTÛtJE Ç.IKAM AMEP.lKÂ
LILAR,UZAY KOŞULIARINI VE Bu t£OÇULLA£-
DA &z£L 6İYSİL£f!İM ÖAJŞM/Hİ SAPTMMAK
İÇİN HAZIRLAHMIŞLAE&I. İNİŞ,ATLAS OJey/l-
MUSU'NA YAPlLMlÇ; ANCAK PENEMEÇİLeR-
DEN VICTD* PBATHER, AHAffrAAI HELİKOPTE-
RE C£KIL1RK£N SUYA DÜŞÜP BO&ULMUÇTU!
MALCOLM
I/E \ZICrOK
P/tATUER,
OENEME
ARACINOA,
DENIZ KAVUKÇUOGLU
Ayaklar Baş, Ya Olacak,
Ya Olacak!
Istanbul, 1 Mayıs günü tam anlamıyla bir felaket ya-
şadı. Kentin yeteneksiz yöneticileri, 'güvenlik' adına
ıstanbullulara 12İ Eylül faşizmini anımsatan dehşet do-
lu saatler yaşattjlar; yalnızca Istanbullulara değil, ken-
te gelen yabancı turistlere de.
Once Devrimçi Işçi Sendikalan Konfederasyonu Ge-
nel Merkezi, sonra özgürlük ve Dayanışma Partisi İl
Merkezi polis tarafından basıldı, yapıların içine gaz
bombaları atıldıj, DİSK binasının önünde beklemek-
ten başka günanı olmayan işçilerin üzerine tazyikli su
sıkıldı, ÖDP binasının önünde çay içen partililer
coplandı. Cankurtaranlar hastanelere yaralı taşıdılar.
Televizyonlar olan bitenleri, o dehşet görüntüleri-
ni dakikası daki <asına verdiler. Tüm dünya gördü ki
yetkililerin günksrdir ağızlarına doladıkları 'provoka-
töıier', sabahın köründe DİSK Genel Merkezi'ni ba-
san, işçileri gaz bombalarıyla hastanelik eden güvenlik
güçlerinden baş <ası değildi. Kimi grupların polise kar-
şı taşlı-sopalı diı enişleri bu haberlerin yayılması üze-
rine başladı.
Şiddet, karşı ıjiddeti doğurdu.
Istanbul Valisi'nin göstericilere karşı polisin 'oran-
tılı güç' kullanacağına ilişkin sözleri havada kaldı; po-
lis, göstericilerir üzerine bir benzerine rastlanmamış
yoğunlukta gaz bombası fırlattı, yerde yatan göste-
ricilere tekmeler savurdu. Turistler dövüldü. Gaze-
tecilerin kolları ijırıldı. Polis, 'devlet terörü' nedir so-
rusuna en somüt yanıtı, Şişli Erfal Hastanesi'nin acil
servisine gaz bombası atarak verdi.
Sendikacılar uygulanan terör karşısında can gü-
venlikleri neden yle Taksim'e yürümekten vazgeçti-
ler. Devlet terörü, emekçilerin sivil demokrasi ve öz-
gürlük taleplerine görünüşte galebe çaldı. Fakat son
çözümlemede kazananlaryine de sendikacılar, işçi-
ler ve emekçiler e dayanışan insanlar oldu.
•••
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü sendikaların is-
tekleri doğrultusunda Taksim Alanı'nda kutlansaydı
ne olurdu? Hiçbir şey olmazdı, yüz binler alanı dol-
durur; marşlar, türküler söylenir, halaylar çekilir, ko-
nuşmalar yapılır sonra kalabalık dağılırdı.
1 Mayıs 1977 günü de kutlamaların son aşaması-
na, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in konuş-
masını yaptığı arıa kadar böyle olmamış mıydı? Ta ki
devletin içine yuvalanmış karanlık güçlerin tetikçile-
ri kurdukları pusulardan halkın üzerine yaylım ateşi
açana kadar.
12 Eylül faşizni 37 kişinin yaşamını yitirdiği 1 Ma-
yıs 1977 kıyımını kullanarak Taksim Alanı'nı emekçi-
lere yasakladı. Ksnu türban olunca demokrasi ve öz-
gürlüğü dilinden düşürmeyen AKP iktidarı da bu ya-
sağı başarıyla (!) sürdürüyor.
Fakat her şerce bir hayır vardır, denir ya, bu 1 Ma-
yıs'ta AKP'nin sühte demokrasisinin boyaları dökü-
lünce altındaki lş|lamcı-faşizm iyice ortaya çıkmıştır.
Bir kez daha görplmüştür ki bu iktidar, başta emek-
çiler olmak üzere kendisi gibi düşünmeyen her kesi-
me, her kişiye dıişmandır. AKP iktidarı başta kaldık-
ça bu ülkede deıjnokrasinin de, özgürlüğün de, insan
haklarının da çagdaş uygarlık düzeyinde gerçekleş-
mesi olanaksızd|r.
w K A
Peki, ne yapacağız? Bu sorunun yanıtını Başbakan,
"Ayaklann başlarf yönettiğiyerde kıyamet kopari" di-
yerek vermiştir. Bu, derin bir korkunun ifadesidir. Tür-
kiye'deki işbirlikçi kapitalist iktidarın başı, ayaklann
baş olmasından korkmaktadır; 1 Mayıs'ta başvuru-
lan devlet terörü iün nedeni de bu korkudur. İktidar,
korkusunun ka\nağı olan emekçileri panzerlerle,
tazyikli sularla, gaz bombalarıyla baskı altına almak
çabasındadır.
Bu çaba bize aynı zamanda hedefimizi de göste-
riyor: Âyakları baj yaparak korktukları o kıyameti ko-
parmak!
Unutmayalım: "oplumdaki ayaklar yalnızca mavi tu-
lumlu işçiler değ Idir; işçiler kadar köylüler, memur-
lar, kamu görevlileri, özel sektör çalışanları, birbiri ar-
dınca kepenk kasatan esnaf da her türlü toplumsal,
ekonomik, siyasal kötülüğün kaynağı olan kapitaliz-
mi taşıyan ayaklardır.
Kurtuluşun da, bemokrasinin de, özgürlüğün ve top-
lumsal refahın dajyolu, ayaklann baş olmasından geç-
mektedir. öyleyşe ayaklar baş, ya olacaktır, ya ola-
caktır!
e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com
SOLDAN SAĞA:
1/ Beyaz peynir-
le yapılan bir çc-
şit tath. 2/ Binek
hayvanlarının
sırtındaki otur-
malık... Asya'da
bir göl. 3/ Na-
maz ibadetinin
birimi... Kayak.
4/ Kedi ya da
köpekyavrusu...
Özbekistan'ın
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
plaka imi. 5/ Bezden bi-
çilmiş elbise, çamajır...
"Bilinir ne — oldu|um
içlenmek zanaatında"
(Cemal Süreya). 6/ Tu-
zağa düşürülen ş;y...
Özellikle süt çocuklan-
nın pişiklerinde kullanı-
lan pudra. II Ekola ide,
bir canlının varlığını
sürdürebildiği yaşıma
ortammın en küçük birimi... Küçük bayrak. 8/ Halo-
jenlcr grubunun döıdüncü ametali olan yalın cisim...
Hastalıklı, sakat. 9/ Bir çeşit hamur tatlısı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Eski dilde baş... Uzun tüylü bir süs köpeği cinsi. 2/
Bir topluluğu oluşturın bireylerden her biri... Içinde bu-
laşık yıkanan musluk teknesi. 3/ Elisıkı, cimri... Bir-
denbire ortaya çıkan ruhsal darbe. 4/ Çok sert bir ka-
yaç... Bir cetvel türü. 5/ Titan elementinin simgesi... Ba-
ğışlama. 6/ Eski Mısır'da güneş tanrısı... tplik üzerine
sırrna sarmaya yarat dolap. 7/ Soyaçekım... Genellik-
le ölçü aygıtlannda j ;österge çizelgesi. 8/ Koyu kınnı-
zı renkte bir süs taşı.. Rus köylü topluluğuna verilen
ad. 9/ Vücuttaki AIE S virüsünü saptamato kullanılan
test... lngiltere'de çok sevilen bir cins bira.
-f