25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MAYIS 2008 PAZAR CUMHÜRİYET SAYFA 17 Üçleme Nami Tepe: "En az üç çocuk olmalı ki en az üç kadınla evlenebilsinler." f Eiektronik posta: denizsom@cumhunyet.com.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Yeni ilaçlar Türkler üzerinde deneniyormuş... "Bize bir şey olmaz abl!" Bülent Arınç AKP'yi bağlamazmış. Yanıtı Denizlili çiftçi versin: "Külahıma anlat!" Uyarı Cahit Yıldız: "Uyarılara kulak asmayanlara; benzetmek gibi olmasın ama Mustafa Kemal, padişahı çok uyarmıştı!" Halk Selahattin Çiller: "Halkını, yanaşması gibi kullananların hakkından gelemeyen düzene demokrasi deniyor!" İstihbarat Turgut Ünal: "Istanbul Deniz Otobüsleri'ne bilet kesen türbanlı gişe görevlileri, yolcuların telefon numaralarını niye alıyor?" BİR yurttaş sorumluluğu ile emekli eğitimci Şemsi Kurtbay Balıkesir'in Gönen ilçesine bağlı Babayaka köyünde olup biteni anlatıyor: "Güney Marmara'nın tarım ve termal turizm cenneti Gönen'de bir maden şirketi tarafından, Gönen'e kuş uçumu üç kilometre uzaktaki Babayaka köyüne 500 metre mesafede zeytinliklerin yanı başına bir çimento fabrikası kurulmasına çalışılıyor. Söylenenlere göre fabrika entegre tesis olacakmış, limitet şirketin 400 trilyon lira sermayesi varmış, şimdilik yabancı ortakları yokmuş, yılda 2 milyon ton çimento üretim kapasitesine ulaşacakmış, yakıt olarak kömür kullanılacakmış. Fabrika çok modern olacakmış, çevreye zarar vermemesi için gerekli önlemler alınacakmış. Çevre köylülerin söylediğine göre, şirket Babayaka ilgilileri 'Burada hayvancılık yapacağız 1 diyerek gelmişler ve 300 dönüm kadar araziyi köylülerden satın almışlar. Babayaka Muhtarlığı'na köy konağının yapımı için 25 bin lira bağış yapmışlar. Şimdi de 'Iş kapısı açıyoruz' diye köylüleri ikna etmeye çalışıyorlarmış. Çevreye zarar verilmeyeceğini söylüyorlar ama özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin çimento fabrikalarını neden kendi ülkelerinde kurmadığını, bu tür yatırımların niye Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerine yönlendirildiğini bir türlü açıklamıyorlar. Gönenliler, 'hayvancılık yatırımı' sözü ile başlayan arsa satın alımlarının sonunda işin çimento fabrikasına dönüşmesinden son derece tedirgin oldular. Gönen'de iktidar partisi dışındaki tüm siyasi partilerin temsilcileri bir araya gelerek bir çevre platformu oluşturdu. Gönen Çevre Platformu 'Sorun, hepimizin ortak sorunudur, Gönen'imizde felaket istemiyoruz' diyerek kolları sıvadı. özetle; tarım ve termal turizmi cenneti Gönen'de havamıza, suyumuza, toprağımıza, ovamıza, sütümüze, pirincimize, sebzemize, meyvemize, zeytinimize, çevremize ve geleceğimize sahip çıkıyoruz. Gönen'de çimento fabrikası istemiyoruz. Birkaç kişinin para hırsına Gönen'in kurban edilmesine izin vermeyeceğiz." Halk artık bilinçli ve örgütleniyor. Geriye dayanışma kalıyor. Haydi, Türkiye'nin çevrecileri, Gönen'e, Babayaka köyüne! SESSÎZ SEDASIZ (!) Kredi ipoteğini ruhsattan kaldırmak 2004 yılında Renault Mais'ten, Oyakbank kredisi kullanarak bir otomobil satın alıyor Mehmet Aytar. Aradan dört yıl geçiyor; kredisini çoktan ödediği otomobilini satmak istiyor ve sonra... "Otomobilin ruhsatı ipotekli olduğu için kalktık yıllar önce biten kredi borcundan kaynaklanan ipoteği kaldırmak üzere bankanın kredi kullandığımız şubesine gittik. Yok, olmaz illa ki ruhsatı isteriz, dediler. Yahu krediyi ben kullandım ve ben ödedim dedimse de kabul görmedi. Ruhsatla gittik 21 lira masraf çıkartıp karşılığında iki sayfa kâğıt vererek notere gönderdiler. Noter de bize 42 lira masraf daha çıkartıp iki adet kâğıt verdi. Oh dedik ipotek kaldırma işini bir günde bitirdik diye sevinerek şimdi tamam mı dedik. Yok, bu kadar çile ve masraf yetmez dediler. Eee? Ta Maltepe'ye gideceksin, oranın emniyetine bu kâğıtları göstereceksin ve bu kâğıtları gördüklerinde ruhsattan ipoteği kaldıracaklar dediler. Yahu ben Beylikdüzü'nde oturuyorum, Istanbul'un bir ucundan öteki ucuna, nasıl olur, dedikse de mevzuat böyle dediler. Tüm bu işlemleri yaparken üstat Aziz Nesin'i bir kez daha hatırlamadan edemedik. Meğer bilgisayar çağında bile bir arpa boyu yol gitmemişiz. Aziz Nesin, öngörüsüyle ne büyük adammış bir kez daha anlamış olduk." ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Kapatılan 'uygarlık'lanmız Alacahöyük. Erkilet, Mi- marsinan, Uçhisar, Göreme, Mustafapaşa... Her biri Anadolu tarihinin sim- ge yerleşmeleri... Aynı zamanda da Tarihi Kentler Birliği'nin (TKJB) üyeleri... Her beledıye bu birliğe üye ola- mıyor, koşullan özetle şöyle: "1- Kentlcrindeki kültürcl mirasın yaşatılnıası için her türlü çabayı göstereceklerini 'tneclis karan'na bağlamaları gerekiyor. 2- Tarihsel dokulann ve kül- tür varlıklarımn korunması için neler 'yapıldı'ğını ve 'yapı- lacağı'nı açıklayan raporlarla 'aday' olunabiliyor. 3- Başvuruyu ilk inceleyen TKB Danışma Kurulu'nun, bu raporları 'yeterli' saynıası ve Uçhisar da belediyesiz kalacak. üyeliği de 'gerekli' görmesi şart. 4- Danışma kurulunca uygun görülen başvuruları, TKB en- cümeni de onaylarsa, Birlik Mi'clisi'nin gündemine alını- yor. 5- Aday belediye başkanının yılda iki kez toplanan Birlik Meclisi'ne katılarak kentini ta- nıtması, üyelik talebinin nede- nini açıklaması, oylamada ise bu isteğin kabul edilmesi gere- kiyor." îşte bu zorlu sınavı aşarak TKB üyesi olmayı hak etmiş "belde" belediyelerimızin yeni bir "ortak özellik"leri daha var. "Kapatılacak"lar... Tek ölçütü 2000 nürusu olan; aynca ilçe ve il merkezlerine 5 km'den daha az mesafedekı tüm belediyelen de ortadan kaldıracak yeni "yasal düzenleme"nin kur- banlan.. Artık tarihe sahıp çıkmak ye- rine "tarihe gömülecek"ler.. * Nededila?"" Alacahöyük, TKB'nin Ço- rum'daki seminer katıhmcılan- nın "Hitit" uygarlığıyla buluş- masına evsahipliği yaptı. Beledi- ye Başkanı Hüseyin Saykan de- di ki: "Yerel yönetim olarak ulusal ve cvrensel mirasımızı , hem kendi kimliğimiz için hem de gelecek kuşaklara aktar- nıak üzere elimizden geleni ya- pıyoruz, teşekkür beklerken < idanı lı'rnıamıııız çıktı..." Erkilet, sadece ünlü "Erkilet güzeli" türküsüyle degil, Kayseri yöresinin zeııgin yaşam kültürüyle de anılıyor. Belediye Başkanı Mehmet Şereflioğlu diyor ki: "İınaı a ınüsait alanlarımızı rant yapılaşmasına karşı ko- ruyoruz; destek beklerken, bi- zi yok ederek, rantçılara bay- ram yaptınyorlar.." Adını yine Kayseri'ııin "ta- rihsel hemşerisi"nden alan Mi- marsinaıı da yöredeki imar ta- lancılannın göz koyduklan geniş arazilere sahip. Belediye Başka- •nı Nail Şahan ise "Erkilet'in yo- rumuna katılıyorum" diyerek soruyor: "Hani biz Kayseri'nin yüzünü ağartan belediyeydik, ödülü bu mudur?" "Kapadokya'nın kapısı" de- nilen "heykelsi kenf'imiz Uç- hisar'ın günalıı ise Nevşehir'e 5. km'de olnıası! Oysa tümünün sit ve milli park olduğunu anınısatan Belediye Başkanı Mustafa Zuhal merak ediyor: "Buralar imara yasakken, iki yerleşme nasıl birleşebilir?" Aynı coğrafyayı adeta "adı"yla temsıl eden Göreme, bırakın bel- de olmayı, insana "ülke" dedir- tecek kadar derinlikli bir kültür havzasının "masaF'sı yerleşi- mi... Devletin resmi yazışmala- nnda bile "Ürgüp ilçesi" denil- diğini belirten "belde"nin Baş- kanı Fevzi Günal şunu anlatıyor: "Belediye kurulurken binasını ve eşyalarım bile dedelerimiz karşıladılar. Yani 'ata mira- sı nıı/ı yok ediyorlar. Üstelik de bize sormadan..." Yine Kapadokya'nın "başa- rıh belediyecilik" ödülleri şam- piyonu ve yöreııin "kültür-sanat merkezi"ne dönüşen Mustafa- paşa'rmı bile köyleştirilmesine ne demeli? Belediye Başkanı Mus- tafa Özer, bakm neyi anımsatı- yor: "Daha geçen sene turizm- de öncelikli bölge ilan edildik. MilletvekiUerimiz ise bunu bi- le 'unutan yasa'ya oy verdiler.." Bütün bu haklı serzenişlcre katılan Kaymaklı Belediye Baş- kanı Abdullah Çekiç de nüru- sundan ötürii "şimdilik" kurtul- malarına sevinemiyor bile... "Komşularımıza ağır haksızlık ettiler" diyor ve ekliyor: "De- mokrasi hiç bu kadar vefasız- ca çiğnenmemişti..." 'İmar Dosyası'ndalar Kanal B'de bu gece 23.00'te yayımlanacak İmar Dosyası, ay- nı vefasızlığı bu kez de 7 beledi- ye başkanımızı konuk ederek sorguluyor. Prof. Dr. Ülkü Azrak, kent ve kültür birikimlerimize indirilen darbeyi hukuksal açıdan ırdeler- ken tarih bilgemiz Necdet Sa- kaoğlu da "geçmişten gelen be- lediyecilik erdemleri"mizi anım- satıyor... Türkiye'yi yönetenler, Ana- dolu'daki "tarih ve demokrasi buluşması"nın değerini bakalım ne zanıan kavrayabilecekler? eklnci@cumhuriyet.com.tr KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI kamllmasaracl@mynet.com HARBİ SEMİH POROY (ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.Junkidz.com BUYÜYONCE NE OLCAN SEN? BONFILC MI? HEHEHEE UZAK PUR BENDEN PİRİNÇ TANESİÜ • - ! " BENCE BUNDAN ( İYİ ACILI PASTIRMA OLUR! TARtHTE BUGÜN MÜMTAZAMKAN 4 Mayıs www.mumtaz-arikan. com BALONIA UZAY YOLCULUGU! SmATO-LAB Htsu s " API VERİLEM VCUEME S/l$LI1KHt. 136f'D£ 8U6ÜN, IKİAtoERİKAt-l, &İK 8ALOHLA STKATOSFEKE YÛKSEU>ILE(?•• 8OVYBTZ£R 0K- l-İGİ'NİN 22GİİN ÖNCEld, UZAYA /A/GAA/ GOM. OBRMB DENEMESİ BAŞAGIU OLMUŞ, YURİ GAGARfN 8ü 'fl'M ÖNCUUjStMÜ VAPMIÇTI.. AYNI Ö/.ÇÜOE TEHLİKELİ AMA 0AHA AZ GÖS- TEKİŞLİ S/R D£HEMevi BU A5E2 A8D YAPIYOR PU. HELYUM DOUI OEVBİR 8ALONA BAGLı MO DÜLLE ATMOSPeRİN ÛSTÛtJE Ç.IKAM AMEP.lKÂ LILAR,UZAY KOŞULIARINI VE Bu t£OÇULLA£- DA &z£L 6İYSİL£f!İM ÖAJŞM/Hİ SAPTMMAK İÇİN HAZIRLAHMIŞLAE&I. İNİŞ,ATLAS OJey/l- MUSU'NA YAPlLMlÇ; ANCAK PENEMEÇİLeR- DEN VICTD* PBATHER, AHAffrAAI HELİKOPTE- RE C£KIL1RK£N SUYA DÜŞÜP BO&ULMUÇTU! MALCOLM I/E \ZICrOK P/tATUER, OENEME ARACINOA, DENIZ KAVUKÇUOGLU Ayaklar Baş, Ya Olacak, Ya Olacak! Istanbul, 1 Mayıs günü tam anlamıyla bir felaket ya- şadı. Kentin yeteneksiz yöneticileri, 'güvenlik' adına ıstanbullulara 12İ Eylül faşizmini anımsatan dehşet do- lu saatler yaşattjlar; yalnızca Istanbullulara değil, ken- te gelen yabancı turistlere de. Once Devrimçi Işçi Sendikalan Konfederasyonu Ge- nel Merkezi, sonra özgürlük ve Dayanışma Partisi İl Merkezi polis tarafından basıldı, yapıların içine gaz bombaları atıldıj, DİSK binasının önünde beklemek- ten başka günanı olmayan işçilerin üzerine tazyikli su sıkıldı, ÖDP binasının önünde çay içen partililer coplandı. Cankurtaranlar hastanelere yaralı taşıdılar. Televizyonlar olan bitenleri, o dehşet görüntüleri- ni dakikası daki <asına verdiler. Tüm dünya gördü ki yetkililerin günksrdir ağızlarına doladıkları 'provoka- töıier', sabahın köründe DİSK Genel Merkezi'ni ba- san, işçileri gaz bombalarıyla hastanelik eden güvenlik güçlerinden baş <ası değildi. Kimi grupların polise kar- şı taşlı-sopalı diı enişleri bu haberlerin yayılması üze- rine başladı. Şiddet, karşı ıjiddeti doğurdu. Istanbul Valisi'nin göstericilere karşı polisin 'oran- tılı güç' kullanacağına ilişkin sözleri havada kaldı; po- lis, göstericilerir üzerine bir benzerine rastlanmamış yoğunlukta gaz bombası fırlattı, yerde yatan göste- ricilere tekmeler savurdu. Turistler dövüldü. Gaze- tecilerin kolları ijırıldı. Polis, 'devlet terörü' nedir so- rusuna en somüt yanıtı, Şişli Erfal Hastanesi'nin acil servisine gaz bombası atarak verdi. Sendikacılar uygulanan terör karşısında can gü- venlikleri neden yle Taksim'e yürümekten vazgeçti- ler. Devlet terörü, emekçilerin sivil demokrasi ve öz- gürlük taleplerine görünüşte galebe çaldı. Fakat son çözümlemede kazananlaryine de sendikacılar, işçi- ler ve emekçiler e dayanışan insanlar oldu. ••• 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü sendikaların is- tekleri doğrultusunda Taksim Alanı'nda kutlansaydı ne olurdu? Hiçbir şey olmazdı, yüz binler alanı dol- durur; marşlar, türküler söylenir, halaylar çekilir, ko- nuşmalar yapılır sonra kalabalık dağılırdı. 1 Mayıs 1977 günü de kutlamaların son aşaması- na, DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'in konuş- masını yaptığı arıa kadar böyle olmamış mıydı? Ta ki devletin içine yuvalanmış karanlık güçlerin tetikçile- ri kurdukları pusulardan halkın üzerine yaylım ateşi açana kadar. 12 Eylül faşizni 37 kişinin yaşamını yitirdiği 1 Ma- yıs 1977 kıyımını kullanarak Taksim Alanı'nı emekçi- lere yasakladı. Ksnu türban olunca demokrasi ve öz- gürlüğü dilinden düşürmeyen AKP iktidarı da bu ya- sağı başarıyla (!) sürdürüyor. Fakat her şerce bir hayır vardır, denir ya, bu 1 Ma- yıs'ta AKP'nin sühte demokrasisinin boyaları dökü- lünce altındaki lş|lamcı-faşizm iyice ortaya çıkmıştır. Bir kez daha görplmüştür ki bu iktidar, başta emek- çiler olmak üzere kendisi gibi düşünmeyen her kesi- me, her kişiye dıişmandır. AKP iktidarı başta kaldık- ça bu ülkede deıjnokrasinin de, özgürlüğün de, insan haklarının da çagdaş uygarlık düzeyinde gerçekleş- mesi olanaksızd|r. w K A Peki, ne yapacağız? Bu sorunun yanıtını Başbakan, "Ayaklann başlarf yönettiğiyerde kıyamet kopari" di- yerek vermiştir. Bu, derin bir korkunun ifadesidir. Tür- kiye'deki işbirlikçi kapitalist iktidarın başı, ayaklann baş olmasından korkmaktadır; 1 Mayıs'ta başvuru- lan devlet terörü iün nedeni de bu korkudur. İktidar, korkusunun ka\nağı olan emekçileri panzerlerle, tazyikli sularla, gaz bombalarıyla baskı altına almak çabasındadır. Bu çaba bize aynı zamanda hedefimizi de göste- riyor: Âyakları baj yaparak korktukları o kıyameti ko- parmak! Unutmayalım: "oplumdaki ayaklar yalnızca mavi tu- lumlu işçiler değ Idir; işçiler kadar köylüler, memur- lar, kamu görevlileri, özel sektör çalışanları, birbiri ar- dınca kepenk kasatan esnaf da her türlü toplumsal, ekonomik, siyasal kötülüğün kaynağı olan kapitaliz- mi taşıyan ayaklardır. Kurtuluşun da, bemokrasinin de, özgürlüğün ve top- lumsal refahın dajyolu, ayaklann baş olmasından geç- mektedir. öyleyşe ayaklar baş, ya olacaktır, ya ola- caktır! e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com SOLDAN SAĞA: 1/ Beyaz peynir- le yapılan bir çc- şit tath. 2/ Binek hayvanlarının sırtındaki otur- malık... Asya'da bir göl. 3/ Na- maz ibadetinin birimi... Kayak. 4/ Kedi ya da köpekyavrusu... Özbekistan'ın B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 plaka imi. 5/ Bezden bi- çilmiş elbise, çamajır... "Bilinir ne — oldu|um içlenmek zanaatında" (Cemal Süreya). 6/ Tu- zağa düşürülen ş;y... Özellikle süt çocuklan- nın pişiklerinde kullanı- lan pudra. II Ekola ide, bir canlının varlığını sürdürebildiği yaşıma ortammın en küçük birimi... Küçük bayrak. 8/ Halo- jenlcr grubunun döıdüncü ametali olan yalın cisim... Hastalıklı, sakat. 9/ Bir çeşit hamur tatlısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Eski dilde baş... Uzun tüylü bir süs köpeği cinsi. 2/ Bir topluluğu oluşturın bireylerden her biri... Içinde bu- laşık yıkanan musluk teknesi. 3/ Elisıkı, cimri... Bir- denbire ortaya çıkan ruhsal darbe. 4/ Çok sert bir ka- yaç... Bir cetvel türü. 5/ Titan elementinin simgesi... Ba- ğışlama. 6/ Eski Mısır'da güneş tanrısı... tplik üzerine sırrna sarmaya yarat dolap. 7/ Soyaçekım... Genellik- le ölçü aygıtlannda j ;österge çizelgesi. 8/ Koyu kınnı- zı renkte bir süs taşı.. Rus köylü topluluğuna verilen ad. 9/ Vücuttaki AIE S virüsünü saptamato kullanılan test... lngiltere'de çok sevilen bir cins bira. -f
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle