03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
mül saptayıp rahatlıyorlar. RTE’den bir emir. Bırakın bütün bunları, dörtbeş gün sonra (önümüzdeki pazartesi) yönetim kurulunda (nazik insandır, yapacağım demez) ne yapacağınızı söylerim; ama ağzınızı sıkı tutun, dışarıda konuşmayın, diyor. Özeleştiri yapması beklenen kadro aldı mı emri? Kaç gündür suspus, ağzını bıçak açmıyor! AKP’den özeleştiri beklemek, gökkuşağı altından geçip erkeğin kadın, kadının erkek olacağına inanmak gibi bir şey! ??? Danışma, dayanışma partisi olduğunu sürekli savunan AKP’nin yüksek kadroları şimdi RTE’nin vereceği kararı bekliyor. Parti adına yüksek ve davudi sesle konuşan DMM Fırat’ların soluğu çıkmıyor. AKP yöneticilerinin siyasetteki erkekliği, RTE’den susun buyruğu çıkıncaya kadar. Başefendi yolu çizip ne yapacaklarını gösterdikten sonra tutmayın hiçbirini. Mangalda kül bırakmazlar. Hukuksal yorum mu, gırla. Siyasal yorumlar mı, bu beyefendilerde bini bir para. RTE’nin dışarıdan gönderdiği mesajlar yumuşama belirtileri mi? Yargıya ve Anayasa Mahkemesi’ne yönelttiği ağır ve kuşkusuz bir devlet adamına yakışmayan saldırılardan vazgeçer gibi bir tavır mı aldı? İşte size partideki allamelerin ve hükümettekilerin nasıl hareket edeceklerine bir örnek: Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ne diyor: “(üstelik) Hukukçu olarak söylüyorum” diye söze başlıyor. “(Üstüne üstlük) Adalet Bakanı olarak söylüyorum” diyor: “İçeriği itibarıyla ‘ciddi iddiaların yer almadığı’ davayla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi en isabetli kararı verecektir”. Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesini “içeriği itibarıyla ciddi iddiaların yer almadığı” diye tanımlayabilen, açılan dava üzerinde konuşmaması, sabırla yargının kestiği parmağın acımayacağını bilmesi gereken adam kim? Kendi söylemine göre bir hukukçu, anayasasında hukuk devleti olduğu yazılı TC’nin Adalet Bakanı! ??? Bakan Şahin’in sözlerinden çıkarak RTE’nin ne yapmayı düşündüğünü varsayarsak ya da DMM Fırat’ın anayasayı değiştirmeyi öngören hazırlığımız yok deyişine kanarsak, genel başkanının yargıya inandığına, önümüzdeki pazartesi anayasayı değiştirerek kendini ve partiyi kurtarmaktan vazgeçeceğine umut bağlamamız gerekmez mi? Gerekmez! Zira RTE gibi kendinden menkul büyüklük kurbanı, egosu yüksek olan kişiler, attıkları adımlardan gerilemeyi onurlarına yediremezler. Hâlâ AKP ne yapacak, diye soruluyor. Her zaman olduğu gibi dokuz bilinmeyenli denklem. Anayasa değişikliği getirir mi AKP, getirmez mi? Getirirse ne olur? CHP desteklemez. MHP parti yerine sorumlu kişilerin siyaseten yasaklanması peşinde. MHP’nin önerdiği yol AKP’nin, siyaset dışı kalacak olan RTE’nin işine gelmez. Geriye içerideki AB kuyruklarının desteğiyle ve milli enişte Lagendijk adındaki çenesi düşük AB sorumlusunun AKP avukatlığı kalıyor. AKP modeli dışa teslim ulusalcılık, AB kaynaklı bedava avukatlığın getirdiği zenginlik buna denir. RTE’ye yaraşıyor bu zenginlik. Bozdursun bozdursun harcasın! C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: BülentYener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.04 Güneş: 6.34 Öğle: 13.14 İkindi: 16.48 Akşam: 19.42 Yatsı: 21.04 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul. Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 5 NİSAN 2008 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK İstanbul’un simgesi: Türban ‘Olimpiyat meşalesi’nin yolculuğunu anlatan kitapçıkta skandal yaşandı. Türkiye Olimpiyat Komitesi, kitapçıkta yer alan türbanlı çocuk fotoğrafını kendilerinin göndermediğini açıkladı AYKUT KÜÇÜKKAYA GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY 2008 Pekin Olimpiyatları öncesi dünya turunu sürdüren “olimpiyat meşalesi”nin yolculuğunu anlatan kitapçıkta İstanbul’un simgesi “türban” oldu. Olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan Çin tarafından hazırlanan kitapçıkta meşalenin geçeceği kentler simge eserleriyle yer alırken; İstanbul sayfası küçük bir kızın türbanlı fotoğrafıyla yer aldı. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Genel Direktörü Yalçın Aksoy, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada İstanbul’la ilgili 3 fotoğraf gönderdiklerini, ancak böyle bir fotoğrafı göndermediklerinin altını çizerek tepkisini “Çok can sıkıcı bir durum” sözleriyle di le getirdi. Olimpiyat meşalesinin ikinci durağı, önceki gün yapılan 20 kilometrelik koşuyla “İstanbul” olmuştu. “Meşalenin yolculuğu”nu anlatan tarihsel kitapçıkla bir skandala imza atıldı. “Bu rüyaya ortak olun” sloganıyla 2008 Pekin Olimpiyatları Komitesi’nce hazırlanan kitapçıkta meşalenin yakılacağı kentler tarihi eserleriyle, simge yapıtlarıyla yer aldı. İlk sayfasında Pekin Olimpiyatları Organizasyon Komitesi Başkanı Liu Qi’nin sunuş yazısının yer aldığı kitapçıkta İstanbul’a ayrılan sayfa dikkat çekiyor. Kitapçığın 3 Nisan tarihli yaprağında İstanbul, ortadaki kızın türbanıyla yer aldığı üç küçük kızın fotoğrafıyla tanıtılıyor. Çinceİngilizce basılan ve tüm dünyada dağıtılan kitapçıktaki tanıtım yazısında İstanbul, Asya ile Avrupa’yı birleştiren tek kent olarak tanıtıldı. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Başkanı Togay Bayatlı da kitapçıkta yer alan yazısında Türkiye’nin 2020’de organizasyona ev sahipliği yapmayı ümit ettiğini yazdı. TMOK tepkili... Konuyu gazetemize değerlendiren TMOK Genel Direktörü Yalçın Aksoy, kitapçığın Pekin tarafından hazırlandığının altını çizerek TMOK olarak böyle bir fotoğraf göndermediklerini belirtti. Özellikle yazıyla bütünleşecek ve İstanbul’un simgelerinden biri olan “Boğaziçi Köprüsü”nün çok güzel bir fotoğra fıyla birlikte yine kentin simgelerinden Ayasofya ve Sultanahmet Camisi’nin fotoğraflarının gönderildiğini belirten Yalçın Aksoy, seçilen fotoğrafın editörün kişiliğini yansıttığını söyledi. Aksoy, yaşanan olayı “Çok can sıkıcı bir durum” olarak nitelendirdi. İstanbul’da 2. etabı koşulan Olimpiyat Meşalesi Koşusu sonrası olimpiyat ateşi, 3. etabın yapılacağı Rusya’nın Saint Petersburg kentine götürülecek. Olimpiyat meşalesi, gerçekleştirilecek 19 etabın ardından Pekin’e ulaştırılacak. “Dünyayı olimpiyat ateşiyle ışıklandırmak” için dolaştırılan meşalenin yolculuğunu anlatan bu kitapçık gittiği her kentte dağıtılacak. Yönetmeliğe sığındı Bakan’ın Madımak isteksizliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sıvas’taki Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesinin gündeme getirilmesine karşın Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik’te belirlenen niteliklerin karşılanmasının mümkün olamadığını bildirdi. DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın, Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesine yönelik soru önergesine verdiği yazılı yanıtta Günay, müze kurulmasının, teknik ve fiziksel gereklerin yerine getirilmesi halinde mümkün olduğunu söyledi. Günay, bu binanın, müzeye dönüştürülmesinin zaman zaman gündeme getirilmesine karşın, Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik’te belirlenen niteliklerin karşılanmasının mümkün olamadığını savundu. Günay, şunları kaydetti: “Bununla birlikte en kısa sürede hukuki gerekleri ve yasal hakları gözetilerek lokanta işletmesinin kapatılarak yerine sosyal ve kültürel işlevleri olan bir işletme açılması, uygulamaya geçilmesi yönünde yürütülen çalışmalar yakından takip edilmektedir. Bu müessif olay karşısında toplumsal barış, huzur ve kardeşlik duygularının pekiştirilmesi gerekmektedir; bu yönde samimi ve kararlı girişimlerde ve beyanlarda bulunulması ise başta siyasetçiler ve toplum önderleri olmak üzere herkesin sorumluluğudur.’’ Fotoğraf: DENİZ TATARER İlk basın şehidi Hasan Fehmi, ölümünün 99’uncu yılı ve Öldürülen Gazeteciler Günü’nün 12’nci yıldönümünde Çemberlitaş Sultan Mahmut Türbesi’ndeki mezarı başında anıldı. Gazeteciler hedef gösteriliyor ‘Öldürülen Gazeteciler Günü’ etkinliklerinde Türk basınındaki kutuplaşmanın son dönemlerde tehlikeli boyutlara ulaştığı belirtildi İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, “Öldürülen Gazeteciler Günü” etkinlikleri kapsamında yaptığı konuşmada, Türkiye’de son dönemde gazetecilerin, siyasetçiler ve diğer gazetecilerce hedef gösterildiğini belirterek 1979’dan sonra gazetecilerin can güvenliği açısından daha tehlikeli bir sürece girdiklerini söyledi. Erinç, “Abdi İpekçi suikastından Hrant Dink cinayetinin işlendiği 2007 yılına kadar 48 gazeteci öldürüldü. Ne yazık ki Türkiye’de ifade özgürlüğünden rahatsız olanların sayısı artıyor” dedi. TGC, ilk basın şehidi ve Serbesti gazetesinin başmuhabiri Hasan Fehmi’nin ölümünün 99’uncu yılı ve Öldürülen Gazeteciler Günü’nün 12’nci yıldönümü nedeniyle dün bir dizi etkinlik düzenledi. Etkinlikler kapsamında Fehmi, Çemberlitaş Sultan Mahmut Türbesi’ndeki mezarı başında törenle anıldı. Törende konuşan Orhan Erinç, ilk basın şehidi olan Hasan Fehmi’nin ölümünün üzerinden yaklaşık 100 yıl geçmesine karşın gazeciler üzerindeki baskı ve şiddetin sürdüğünü belirterek “Geçen 100 yıl içinde demokrasiden, ifade özgürlüğünden yana olan 62 gazeteci yaşamını yitirdi. Öldürülenlerin yanı sıra çok sayıda meslektaşımız şiddetle karşı karşıya kalıyor” diye konuştu. Etkinlikler kapsamında Çemberlitaş’taki Basın Müzesi’nde düzenlenen “Öldürülen Gazeteciler ve Gazetecilerin Can Güvenliği” başlıklı panele katılan Milliyet gazetesi yazarı Nail Güreli ise son dönemde Türk basınında kutuplaşmanın tehlikeli boyutlara ulaştığının altını çizerek, öldürülen gazetecinin ardından karşıt gazetelerin mutlu olduğunu söyledi. Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu da gazeteci cinayetlerinin ardında Türkiye’de iktidar olmak isteyen güçlerin bulunduğunu, son dönemde AKP iktidarına muhalif gazetecilerin tehdit, hakaret ve küfürle karşı karşıya kaldıklarını, hedef gösterildiklerini belirterek, “Gazeteci cinayetlerinin ardında iktidar olmak isteyen güçler var” dedi. Ahmet Taner Kışlalı’nın kızı ve Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Altınay Kışlalı Enginbilgiç, “İlhan Selçuk’a yapılanlar, gazetecilere yönelik sivil bir darbedir” açıklamasında bulundu. Milli İrade ve Başbakan Alev COŞKUN ? Baştarafı 2. Sayfada AB de AKP’yi! AKP iktidarı boyunca yılda ortalama 2 defa AB’ye girdik! Rekor, 2004’te. O yıl 4 defa girmiştik! Kıbrıs’ta adanın iki yakasında yapılan referandumda KKTC’den yüzde 65 evet çıkması, AB’nin garantisiydi! AKP, özellikle türban konusunda AİHM’nin istediği kararı vermemesi üzerine, bu süreci dalgalanmaya bırakmıştı... Ne zamana kadar? AKP hakkında kapatma davası açılana kadar... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iddianamesini Anayasa Mahkemesi’ne gönderdiği 14 Mart Cuma günü AKP’nin bütün gündemi değişti. Önce özel eğitilmiş medya birlikleri eşliğinde yargıya saldırdılar. Temel amaç; mahkemenin iddianameyi reddetmesi ve davayı düşürmesiydi. 31 Mart günü iddianamenin kabulüyle birlikte kendisine şu aşamada iç dayanak yollarının kapandığını düşünen AKP, Rehn ve Lagendijk’in demeçleriyle yeniden AB’nin ipine sarılmanın yollarını aramaya koyuldu. ??? AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile TürkiyeAB Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk’in yaklaşımı ortak: “AKP’nin kapatılması önlenmeli!” Kaç gündür aynı tondan demeçler veriyorlar. Bize göre, AB temsilcilerinin bakış açısı temelinden yanlış. Neden? Bugüne kadar AB temsilcileri Türkiye’deki yasalarla ilgili görüşlerini söylerler ve AB değerleri çerçevesinde değiştirilmesini isterlerdi. Rehn ve Lagendijk’in derdi yasalar değil, AKP’nin kapatılmasını önlemek! Türkiye’deki tartışmanın da özü bu; AKP’nin yüzde 47 oy alan parti kapatılmaz savunmasına karşılık biz de yeri geldikçe; o zaman, tek başına iktidara gelen partiye hukuk işlemez, diye bir yasa çıksın, olsun bitsin, diye yazdık! AB temsilcilerinin yaklaşımı da AKP’den farklı değil! Avrupa’da böyle bir standart var mı? İktidar olan parti istediğini yapar, yasalara uyup uymama kararını kendi verir diye bir kural var mı? ??? AB, AKP’ye omuz verirken, omuz atmayı da ihmal etmedi! Rehn dedi ki: “AKP de AB sürecini ihmal ediyor!” Bu sözü Türkçeye şöyle de çevirebiliriz: “Eyy AKP, durumu gördün... Türkiye’de sıkıştığın an, senin imdadına yetişecek ilk adres burası... İki yıldır çeşitli nedenlerle bizim isteklerimizi ikinci plana itiyorsun ama, kapatma davası tependeyken bizi ihmal etme... İstediklerimiz yap, biz de sana omuz verelim.” AKP’nin, medyasıyla birlikte “yeniden AB sürecine dönmesinin” tek nedeni yukarıda özetlediğimiz “anlaşma”: Kolla beni, kollarım seni! Gelsin, AB’ye 10. uyum paketi... AB Türk yargısına saldırıyor, AKP de bu anlaşmayı yapıyor! Bu, Türk yargısına ‘AB’a altından sopa göstermektir! Erdoğan bu tabloyu örtmek için de yüksek perdeden sesleniyor: “Almayacaksanız bizi oyalamayın... Artık bıktık... Lütuf istemiyoruz... Almıyoruz derseniz bundan da memnun oluruz...” Erdoğan’ın bu tümcelerinde doğru tek sözcük var: Bıktık! ankcum?cumhuriyet.com.tr Acaba AKP lideri Erdoğan bunları anlayabilecek mi? Aslında yukarıda yazdıklarımız ve özetlediğimiz tarihsel değişim, hukuk ve siyaset bilimi öğrencilerinin birinci sınıfta öğrendikleri ve belledikleri gerçeklerdir. Anayasamız Cumhuriyetin niteliklerini açıklarken Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ‘hukuk devleti’ olduğunu belirtiyor. (Madde 2) Hukuka bağlı devlette egemenliğin kullanılması ancak hukuk çerçevesinde olabilir. Anayasamız “Türk milleti, egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır” diyerek egemenliğin kullanılışının şartlarını belirtmiştir. (Md. 6) Bu yetkili organlar yasama, yürütme ve yargıdır. Kaldı ki anayasamıza göre ‘kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanılamaz’. Yasama organı ise anayasamızın kuralları çerçevesinde egemenliği kullanan yetkili organlardan sadece biridir, diğerleri de yürütme ve yargıdır. Bu durumda Sayın Erdoğan’ın sözünü ettiği ve milli iradeyi sadece meclis ve hatta AKP’nin meclis grubu olarak algıladığı durum anayasa hukukuna, çağdaş demokrasi anlayışına ters düşmektedir. (*) Milli Görüş içerisindeki ve bugün de AKP içindeki birçok milletvekili “Hâkimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır” biçiminde formüle edilen bu düşünceye inanmaktadır. Aynı kaynaktan gelen Erdoğan da aynı düşünecektir. Kadıköy’de bomba paniği İstanbul Haber Servisi Kadıköy’de McDonald’s’ın yakınına konulan şüpheli paketten cep telefonu düzeneği ile uzaktan patlatılmak amacıyla hazırlanmış bomba çıktı. McDonald’s’ın Kazasker Şubesi önünde şüpheli paket gören yurttaşların ihbarı üzerine Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri bölgeye gönderildi. Polis, pakette bomba olabileceği ihtimali üzerine bomba imha uzmanları ekibini bölgeye çağırdı. Özel kıyafetli uzmanlarca yapılan incelemede pakette bomba olduğu anlaşıldı. Bomba etkisiz hale getirildi. Yetkililer, bombadaki telefonda çağrılar olduğunu belirterek bombanın patlatılmak istenmesine karşın infilak etmediğini düşündüklerini söylediler. Mecidiyeköy’de de Conti Otel’in karşısında ve Kanaltürk televizyonuna 50 metre mesafedeki geri dönüşüm konteynırını boşaltan görevliler, kâğıda sarılı halde pimi çekilmemiş el bombası buldu. Sinema şöleni başladı 27. İstanbul Uluslararası Film Festivali dün akşam Lütfi Kırdar Uluslararası Sergi ve Kongre Sarayı’ndaki açılış töreniyle başladı. Törende yerli ve yabancı konukların yanı sıra sinema, kültür, sanat ve iş dünyasının ünlü isimleri bir araya geldi. Açılış töreni boyunca Şevval Sam izleyicilere film müziklerinden derlenmiş şarkılarla eşlik etti. Film festivalinin bu yılki onur ödüllerini Ekrem Bora, Ediz Hun ve İzzet Günay, Türkan Şoray’ın elinden aldı. Festival çerçevesinde İstanbul’a gelen İtalyan sinemasının yıldızı Claudia Cardinale’e İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” verildi. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle