05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER Adalet Bakanlığı, Zaman gazetesinin İlhan Selçuk’u ihbarının ardından soruşturma açılması için harekete geçti DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yine Başlayacaklar... Bugün Ankara Tandoğan Meydanı’nda Ulusal Platformlar Güçbirliği’nin düzenlediği bir miting yapılacak. Geçen yıl hemen hemen aynı günlerde (14 Nisan) aynı yerde yapılan mitinge katılmıştım. Daha sonra İstanbul Çağlayan ve Çanakkale’dekine de... Her üç mitingdeki coşku, çoğu kadınlardan oluşan katılımcıların içten davranışları, kullanılan sloganlar ve meydandakilerin davranışlarına bile yansıyan, toparlanmış topluluklar olmayıp kendiliğinden katılan insanlar olmaları olgusu, bende 22 Temmuz seçimleri gecesine kadar sürecek bir umut uyandırmıştı. Sosyolog Sencer Ayata bu mitingler vesilesiyle alanlarda toplanan milyonları, “yeni orta sınıf” olarak niteleyecekti. Ne var ki bu “yeni orta sınıf”ın laikliği ve Cumhuriyeti koruma yönündeki bilinci ve azmi, 22 Temmuz’da sandıklara yansımayacak, bu görüşleri savunanların potansiyel partisi durumundaki CHP bir önceki seçime oranla oylarını biraz olsun arttırmayı dahi beceremeyecekti. Yeni orta sınıfın laik demokrat bilincinin sandığa yansımamasının nedenlerini burada irdelemeye kalkacak değilim. Yalnızca bu olguda 27 Nisan emuhtırasının da etkili olduğunu düşündüğümü belirtmekle yetineceğim. Benim burada asıl üzerinde durmak istediğim, bugünkü mitingin ardından liboş taifesinin yeniden yaylım ateşine başlayacak olması. ??? Son zamanlarda, bu taifenin önde gelenlerinden ve cephenin yayın organlarından birinin genel yayın yönetmeni olan bir zat, pehlivan tefrikası gibi günler boyu “Ergenekon’un yakın tarihi”ni yazdı. Dokuz aydır hâlâ iddianamesi yayımlanmamış olan, soruşturması “gizli!” olarak sürdürülen, hakkında “yayın yasağı!” bulunan Ergenekon olayıyla ilgili olarak kimi gazeteciler büyük bir “mesleki başarı!” göstererek sayfalar dolusu bilgi veriyorlar. Ve her nasılsa bütün bu hünerli meslektaşların hepsi de aynı cephede yer alıyor. Kendilerine liberal diyen bu çevrelerin belirli özellikleri var. Bunlardan birincisi, AKP’nin laik demokratik hukuk devletini İslam cumhuriyetine çevirme amacını taşıyan sivil darbesini demokrat bir eylem olarak nitelemeleridir. AKP’nin bu çabasına karşı duranlar çağdışı, demokrasi düşmanı ve de “ulusalcı”dırlar onlara göre. Küreselleşen büyük sermayenin içerideki uzantıları olan onların sayesinde, dünya tarihinde ilk kez “ulusalcılık” bir eksiklik, bir ayıp, hatta belki de günahların en büyüğü olmuştur. Onlara göre, din devleti sempatizanı militanların suç oluşturan eylemleri de aslında AKP’yi yıpratmak isteyen bir komplonun parçalarıdır. Bu cümleden olmak üzere, Alparslan Arslan’ın Cumhuriyet’e attığı bomba da, işlediği Danıştay cinayeti de, AKP karşıtı büyük komplonun parçalarıdır. Alparslan Arslan mahkeme önünde, fiillerini hangi saikle işlediğini açıkça dile getirip dini dürtülerle hareket ettiğini, amacının din devleti olduğunu itiraf etmiş olsa bile, bu gerçek onlar için bir anlam ifade etmez. ??? 2007 yılında yapılan Cumhuriyet mitinglerini bakın nasıl yorumluyor, Ergenekon tefrikacısı genel yayın yönetmeni: “...Mitinglerde esas amaçlanan şey,Türkiye’yi giderek 27 Mayıs darbesi öncesindeki gibi bir ortama sokmak, toplumdaki kutuplaşmayı ve gerginliği arttırmak, bu gerginliğin sokak eylemlerine dönüşmesinin ardından da darbe yapılması için ellerini ovuşturup beklemeye başlamaktı...” Buyurun bakalım. Alın size, demokratik bilinci yansıtan, herhangi bir olay çıkmadan cereyan eden milyonların katıldığı gösteri hakkında “liberal görüşlü!” bir yorum. Genel yayın yönetmeni, herkesin gözü önünde cereyan eden mitinglere katılanların davranışlarını, “Ne şeriat ne darbe, demokratik Türkiye”, “Takunyaya da postala da hayır” şeklindeki slogan ve pankartlarını görmüyordu. Ne garip rastlantıdır ki, sözünü ettiğim satırlar, o zatın gazetesinde yayımlandığı gün, manşet şu idi: “Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler...” Büyük kitlelerin büyük bir intizam içinde ortaya konan demokratik tepkilerinde komplo girişimi arayan; hırsızlık, yolsuzluk batağına gırtlağına kadar batmış bir iktidarın rejimi İslamileştirme yolundaki darbelerini demokrasi olarak algılayanlar, olsa olsa lümpen liberallerdirler. Bugün Tandoğan’da yapılacak mitingden sonra görün bakın yine neler döktürecekler, bu lümpen liberaller... Dikkat çeken ‘Zaman’lama ? Baştarafı 1. Sayfada Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 8 Nisan 2008’de Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir yazı ile Zaman gazetesinin 29 Mart 2008 tarihli sayısında, “Savcıya ‘kariyerini tehlikeye atıyorsun’ mesajı” başlıklı haberin fotokopisini gönderdi. Zaman’ın haberinin ek olarak gönderildiği belirtilen, hâkim Galip Tuncay Tutar imzalı yazıda, “Söz konusu habere konu olayın incelenerek, mesele mahiyeti ile yapılan işlem sonucundan bilgi verilmesini rica ederim” denildi. Bakan lığın yazısı ile Zaman gazetesinde çıkan haberi inceleyen Şişli Cumhuriyet Savcısı Muhittin Ayata, İlhan Selçuk hakkında 10 Nisan’da soruşturma başlattı. Savcı Ayata, Cumhuriyet gazetesinin 28 Mart 2008 tarihli sayısının ikinci sayfasında, makale yazarı İlhan Selçuk’a ait olan “Bizim Savcıya ‘Abi’ Nasihatı” başlıklı yazıda, TCK’nin 277. maddesi uyarınca ‘adli görevini yapanı etkileme’ suçunun işlendiği gerekçesiyle soruşturma yapılmasına karar verildiğini belirtti. İlhan Selçuk’u ifade vermesi için telefonla arayan savcı ya Selçuk’un sağlık durumu bildirildi. Adalet Bakanlığı’nın suç duyurusunda, Selçuk’un yazısının yerine, Zaman gazetesinin haberinin gönderilmesi ise dikkat çekti. Gazete hedef gösterdi Zaman’da 29 Mart’ta çıkan Nergihan Çelen imzalı haberde, İlhan Selçuk’un kendisini gözaltına alan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ü hedef aldığı, tehdit ettiği ileri sürülüyor. İlhan Selçuk’un fotoğrafının da kullanıldığı haberde, Selçuk’un daha önce de AKP’ye kapatma davası açmakta geciken savcıyı hiza ya çektiği savunuluyor. Yazıda, soruşturma sürmesine karşın dava açılmış gibi gösteriliyor, şüpheli olarak ifadesi alınan Selçuk ise sanık olarak nitelendiriliyor. Selçuk’un yazısının yazar ve akademisyenler arasında da şaşkınlıkla karşılandığı kaydedilerek, “Prof. Dr. Mehmet Altan, yazıda kullanılan ifadelerin çok dikkat çekici olduğunu vurguladı. Altan, ‘İlhan Selçuk, sanığı olduğu ve yurtdışına çıkmasının yasaklandığı bir dava hakkında bu şekilde nasıl yazı yazabiliyor? Adeta tehdit unsuru taşıyan ifadeleri nasıl kullanabiliyor’ şeklinde konuştu” deniyor. Haberde Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz’ün de görüşüne yer veriliyor. Habere göre, Aköz şöyle konuşuyor: “İlhan Selçuk, yazısında, açıkça ‘bizim üstümüze geliyorsunuz ama sizin gücünüz bunu çözmeye yetmez. Bu konunun üzerine gitme’ demek istiyor. Bu çok ilginç.” Zaman gazetesi haberinde, Aköz’ün Ergenekon’u Gladyo adlı gizli ve yasadışı örgüte benzettiği belirtiliyor ve “İtalya’da Gladyo 600 kişilik bir örgüt sanılıyordu. Araştırıldıkça görüldü ki 15 bin kişilermiş” dediği kaydediliyor. asirmen?cumhuriyet.com.tr YARALI ŞEDAL YAŞAMINI YİTİRDİ Nevruz olaylarına bir kurban daha DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde Nevruz kutlamalarında çıkan olaylarda yaralanan Fahrettin Şedal (36) yaşamını yitirdi. Böylelikle Nevruz’daki olaylarda yaşamını yitirenlerin sayısı 4’e yükseldi. DTP’lilerin 23 Mart’ta Yüksekova’da düzenlemek istediği etkinliğe izin verilmedi. Buna karşın binlerce kişi DTP İlçe Örgütü önünde toplanırken çıkan olaylarda Fahrettin Şedal göğsünden aldığı kurşunla yaralandı. Şedal, 19 gündür tedavi gördüğü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde önceki gün yaşamını yitirdi. Şedal’ın öldüğünün duyulması üzerine Yüksevova’da gerginlik yaşandı. Şedal’ın cenazesini çok sayıda araçtan oluşan bir konvoy karşıladı. Konvoy daha sonra DTP Yüksekova ilçe binasına doğru hareket etti. Şedal’ın cenaze törenine DTP ilçe binası önünde eski CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan, Hakkâri Belediye Başkanı Kazım Kurt, Şemdinli Belediye Başkanı Hurşit Tekin, Esendere Belediye Başkanı Hurşit Altekin, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ve yurttaş katıldı. Şedal, Orman Mahallesi’ndeki Hacı Ubeydullah Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Orman Mahallesi Mezarlığı’nda toprağa verildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle