23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN 2008 CUMARTESİ 20 SÖYLEŞİ İşadamı Umut Oran CHP kurultayında 5 genel başkan adayından biri Amaç CHP’ de yeni siyaset anlayışı LEYLA TAVŞANOĞLU Umut Oran CHP kurultayında 5 genel başkan adayından biri. Siyasi partilerde şeffaflık ve demokrasi hedefleyen Oran’la görüşmemiz şöyle oldu: Bunca işin arasında aktif siyasete girmek ve CHP genel başkanlığına aday olmak nereden aklınıza geldi? ORAN CHP genel başkanlığına adaylığımı koyduğumu açıklamamla birlikte binlerce CHP’liden heyecan dolu mesajlar aldım. Sistem öyle bir hale gelmiş ki Türkiye’nin bu zor günlerinde dinciliğe karşı aydınlanmanın, ilericiliğin sigortası, Türkiye’nin güvencesi olan CHP ne yazık ki şu andaki mevcut delege yapısıyla kilitlenmiş, halktan, gençlerden, kadınlardan, iş dünyasından, işçiden, Anadolu’dan kopmuş bir parti görünümünde. CHP’nin toplumla kucaklaşması lazımdır. Beni arayanların bir bölümü de CHP’li değil. Ama benim gibi birisinin partinin başına geçmesi halinde CHP’ye oy vereceklerini söylediler. Benim kararım bir heyecan yarattı. Bu bir maraton, uzun soluklu bir iş. Bunun başlaması lazımdı. Bu heyecanın artarak devam edeceğini düşünüyorum. Peki, CHP’nin bu baraj ve delege sistemiyle kurultayda nasıl başarılı olacaksınız? CHP’de böylesine antidemokratik bir delege ve baraj sistemi olmasın. Üyeler oy versin, o takdirde şu andaki genel başkanın ve yönetimin kazanma şansı yoktur. Ama bugünkü düzende yüzde 20 baraj var. Düşünebiliyor musunuz? Delegeyi genel merkez atıyor. O genel merkeze o kadar bağlı delege o zaman nasıl bağımsız oy kullanacak? Demokratik düzenlerde delegeyi üyeler, bölgedeki insanlar seçer. CHP’nin sosyal demokrat anlayışa ters düşen siyaseti de bu. Yerelden genele olması gerekirken genelden yerele gidiyoruz. O nedenle de CHP bugün Türkiye için değil, 1200 kişi için hizmet üretiyor. Bugün CHP’nin başına geçmek için ille de halihazırdaki siyasetin bir parçası olmak gerekmiyor. Önemli olan sizin ülkenize karşı duyduğunuz sorumluluktur. Ben iddia ediyorum. CHP içinde benim kadar Türkiye’yi gezen, il il, karış karış bilen, ekonomik ve sosyal kalkınmayı yapmış hiç kimse yok. Ayrıca ben CHP’nin başında 2030 yıl kalmak gibi bir heves içinde değilim. Şu andaki CHP’nin genel başkanı çok iyi görüştüğüm, saygı duyduğum bir insan. Yönetim tarzını beğenmem. O ayrı. CHP kültüründe mevcut yönetim üzerinden siyaset yapmak olmamalıdır. Ben partide belli yerlerde çalışabilir, hep baş sallayıp sonra da mevcut yönetime karşı çıkabilirdim. Ama ben ahlaki olmayan bu yolu reddettim. Baştan ben bu sistemi reddediyorum, daha demokratik bir sistem getiriyorum, diye yola çıktım. Bir de, bu partiye uzun yıllar hizmet etmelerine rağmen bir şekilde partiden uzaklaşmış ya da uzaklaştırılmış, kimi de partide kalmış insanların davetiyle de göreve talip oluyorum. Bu daveti yapanlardan bir bölümü de delegelerdir. Peki, siyasete girmekle üretkenliğinizi kaybetmeyecek misiniz? Hükümet gelir rakamlarını çarpıtıyor Muhalefet sadece reaksiyon üzerinden yapılabilir mi? Muhalefet proaktif olmalıdır. Doğru reaksiyon da kullanamıyoruz. Hep laiklik ve türban üzerinden muhalefet yapılıyor. Oysa size şöyle bir muhalefet yapma önerim var: İki hafta önce DİE kişi başı gelirin yüzde 31.5 arttığını, şu anda 7 bin 500 dolar olduğunu açıkladı. Tayyip Erdoğan da hedefin 10 bin dolar olduğunu söyledi. Bizim kişi başı gelir dağılımı beş yılda bir açıklanır. Bunun 2006’da açıklanması lazımdı ama gecikme oldu. Çünkü BM sisteminden AB sistemine geçiyoruz. Bence muhalefet partisi bu yüzde 31.5 gibi görünen artışı hükümet açıklamadan açıklayıp bunun bir siyasi ranta dönüşmesini engellemesi lazımdı. Bu bir gelir artışı değil, bir sistem değişikliğinden kaynaklanıyor. O da öngörü üzerinden yapılıyor. Orada çok büyük bir illüzyon var. İstatistikle istediğiniz yalanı söyleyemez misiniz? Bunlar istatistikle yalan söylemiyorlar mı? İstediğiniz yalanı söylersiniz. Yalan söylüyorlar. Ama sizin bunu ispat etmeniz lazım. Ama ne yazık ki hiçbir muhalefet partisi bunun üzerine gitmedi. Bunu yapmayınca da sokaktaki vatandaş bu söylenenlere inanıyor. Öte yandan halk borçlanıyor. Şu anki tablo öyle ki Türkiye’de tarikat demokrasisi hâkim oldu. Siz eğer o taraftansanız ona göre iş bulabiliyorsunuz. Ya da yargıda, hizmette ona göre yararlanıyorsunuz ya da yararlanamıyorsunuz. Türkiye tam bir sadaka ekonomisi haline getirildi. Buna karşı gelmeniz lazımken siz susuyorsunuz. Türkiye ekonomisi artık Türkiye tarafından yönetilemez halde değil mi? Şu andaki Türkiye’nin tablosu şöyle: Dışardan borç alan, her şeyini dışa bağlamış, üretimi yok olmak üzere olan, tükenen bir ülke. Türkiye’de tüccarlardan, komisyonculardan oluşan bir sisteme gidilmek üzere. Bu, aslında Türkiye’nin felaketi olacak. Borç aldığınız, dışa bağımlı olduğunuz sürece emir de alıyorsunuz. Çünkü sizin ekonomik gücünüz çok önemli. Benim gördüğüm Türkiye’nin kurtuluşu formülü şu: Hem sosyal demokrat bir yönetim anlayışı olmalı hem seçim sistemi, Siyasi Partiler Yasası değiştirilmeli hem dokunulmazlıklar kaldırılmalı. Parti yönetimlerine belirli süreler getirilmeli. Yani parti yönetimlerinde ömür boyu kalmaya son verilmeli. Gençlere, kadınlara siyasette önem verilmeli. Bunu sadece söylemde değil, eylemde de göstermeliyiz. Ama temelde de çok ciddi bir ekonomik program olmalıdır. Ben reel ekonomiyi çok iyi biliyorum. Bir hayali gerçekleştirmeyi, sıfırdan bir şeyi var etmeyi, Anadolu’yu, dünyayı çok iyi biliyorum. Siyasete girmek benim üretkenliğimi yok etmemelidir. Bulunduğum alanda gerekirse iktidar partisiyle çatışabiliyorum. Gerekirse de ona bir şey yaptırabilme şansına sahibim. prensibimiz ortak akıl. O ortak akıldan da yeni akıl üretmeyi hedefliyoruz. Bunun adı Yeni Akıl Platformu. Dünya çok hızlı ilerliyor. Bizim de bir şekilde bu hızı yakalamamız lazım. Böyle bir UMUT ORAN Anne ve babasının Almanya’da tıp ihtisası sırasında 1963’te doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul’da Saint Benoit Lisesi’nde, yükseköğrenimini Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi’nde tamamladı. Okul yaşamı sırasında Galatasaray takımında futbol oynadı. Koç Holding’in tekstil şirketi Bozkurt Mensucat, ardından Öztek Tekstil’de çalıştı. İmalat Satış ve Pazarlama Müdürlüğü görevinde bulundu. 1992’de kendi şirketi olan Domino Tekstil Ürünleri AŞ’yi, piyasa kredisiyle Anadolu’da istihdam yaratma çalışmalarının bir örneği olarak Bolu’da kurdu. 1993’te TGSD’ye (Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği) üye oldu. 20022005 arası TGSD’nin yönetim kurulu başkanlığını yaptı. Bu dönemde Anadolu’da yatırımı ve istihdamı teşvik projesi olan Anadolu’da yerinde iş, aş, barış sloganıyla Anadolu’nun ulusal ve uluslararası yatırımcılara açılmasına öncülük etti. Yine bu dönemde TGSD sektöre, geleceğe yönelik bir vizyon kazandırmak için UFUK 2010 Projesi’ni başlattı. Kadın istihdamı ve bölgesel kalkınma projeleri konusunda yoğun çalışmaları oldu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi. Bir süre önce CHP’ye üye oldu. Aşağı yukarı üç yıldır da bir anlamda bir gölge kabine çalışmamız var. Öncelikli sorunları tespit edip bunların çözümleri üzerinde kafa yoruyoruz. Özellikle sistemin daha düzgün çalışması için bir şeyler yapıyoruz. Oradaki temel ekibimiz var. Neden bu dönem aktif siyaset kararı aldınız? AKP’yi çok yakından izliyorum. Türkiye’nin reel sektörünün önemli bir kesimini tutan bir si vil toplum örgütünün başkanı olarak AKP’yle birlikte çalışmak zorundaydık. Böylece neler yapmak istediklerini, neler yapabileceklerini ve kafalarının arkasında neler olduğunu görebilme olanağım oldu. Geldiğimiz noktada koyduğum teşhis beni yanıltmadı. Sonuçta AKP Türkiye’yi yönetemez hale geldi. Türkiye’nin temel sorunlarıyla ilgili çözüm üretemediği gibi ülkenin sistemiyle oynamaya başladı. Bugün AKP, Cumhuriyetin temel ilkeleriyle oynuyor. AKP bugün Türkiye’yi bu hale getirmede birinci derecede suçlu. Gelinen noktada Türkiye’yi çok ciddi tehditlerin beklediğini görüyorum. İktidarıyla muhalefetiyle siyaset Türkiye’nin önünü tıkıyor. Buna müdahil olmak lazım. Ben son birkaç gündür aldığım tepkilerde de şunu görüyorum. Hepimizin kabul ettiği gibi sistemde bir sorun var. Dolayısıyla ben şu anda siyasete sivil bir müdahale yapıyorum. Benim için CHP’nin kurultayı önemli değil. Benim derdim Türkiye’nin daha iyi ve adaletli yönetilmesi. Benim tabanım, köküm CHP. Dolayısıyla ben böyle bir refleksle bu alana girmiş oldum. Peki, AKP başka alanlarda başarılı mı? Ortada çok ciddi bir başarısızlık var. Bu başarısızlık sokaktaki adama, işçiye, çiftçiye, sanayiciye, ihracatçıya, işverene yansıyor. Anadolu’da, büyük şehirlerde bu açıkça görülüyor. İşsizlik oranı hızla artıyor. Fırsat penceresi dediğimiz gençler şu anda bizim için tehdit oldu. Türkiye nüfusunun yarısı 24 yaş altında. Biz onlara iş üretemiyoruz. Öte yandan kadınlarımızın istihdam oranı yüzde 24’lerde. Bütün bunlar dururken AKP hükümeti bunlara, bölgesel farklılıklara çözüm üretmiyor. AKP hem reel ekonomide hem makro ekonomide çok başarısız. “Ben başarılıyım” diyebilirsiniz. Ama o performans zaten 57. hükümetle başlamıştı. O AKP’nin ortaya koyduğu bir politika değildi. Köy Enstitülerinin Kuruluşunun 68. Yılında Kartal ve Lüleburgaz Şubelerimizin Kuruluşlarını Yürekten Selamlıyoruz. Ülkemizin Aydınlanma Yürüyüşü Çabalarında, Bundan Böyle El Ele Olmanın Coşkusunu Paylaşıyoruz. YENİ KUŞAK KÖY ENSTİTÜLÜLER DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ Yönetim Kurulu Adına T.C. PENDİK 1. AİLE MAHKEMESİ SAYI: 2007/285 E. Mahkememizin, 14.02.2008 tarih ve 2007/285 E 2008/111 K. sayılı kararı ile açılan davanın kısmen kabulü ile Giresun ili, Espiye ilçesi, Yeniköy k., Cilt:30, Hane 111, Bsn:20’ de nüfusa kayıtlı bulunan, İbiş ve Hanım dan Nevşehir 11/02/1980 yılında doğma, 38353379832 T.C. Kimlik nolu GÜLAY ŞAHİN (Kızlık Soyadı Aslan) ile aynı yer Bsn 8’de nüfusa kayıtlı bulunan, Kazim ve Emine’den, Espiye 10/08/1971 yılında doğma, 38380378976 T.C. Kimlik nolu SABRİ ŞAHİN’in TMK’nın 166/1 MADDESİ UYARINCA EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMIŞ OLMASI NEDENİYLE BOŞANMALARINA, Tarafların ortak çocukları, taraflar ile aynı yer/Bsn 29’da nüfusa kayıtlı bulunan, Sarıyer 28/04/2001 doğumlu, 45340395362 T.C. Kimlik nolu Edanur’un velayetinin davacı annesine verilmesine, Velayeti annesine verilen Edanur ile babası arasında, her ayın l.ve 3. Cumartesi günleri sabah 09:00 ile Pazar günleri 18:00 saatleri arasında, dini bayramların 2. günü 09:00 ile 3. günü 18.00 saatleri arasında, her yıl sömestri tatilinin ilk haftası, her yıl 1 Temmuz saat 09:00’dan 30 Temmuz 20:00’ye kadarki süreler arasında, 1 ay süreyle babanm bizzat annenin evine giderek, çocuğu alması ve süre bitiminde geri getirmesi şeklinde, şahsi ilişki kurulmasına, Karar kesinleştiğinde, velayet kendisinde kalan eşe TMK’nın 353. ve Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 4. maddesi uyarınca, gerekli ihtarın yapılabilmesi amacıyla yetkili mahkemeye ihbarda bulunulmasına, velayet kendisinde kalan eş mahkememiz yargı çevresi içindeyse mahkememizce resen işlem yapılmasına, Taraflar birbirlerinden nafaka ve tazminat talep etmediklerinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Davacı tarafından, davalının bildirilen son adresi Hürriyet Mah. Mitat Cad. Heybeli Sok. No.6 K.l, Kartal/İstanbul’dur. Davalı Sabri ŞAHİN’e dava dilekçesi ilanen tebliğ edildiğinden, kararın da davalıya aynı şekilde tebliği gerekmiş olup, adı geçen davalıya kararın ilan tarihinden itibaren 10 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı hususu, 7201 sayılı TK 28. ve devamı uyarınca ilanen tebliğ olunur. (Basın: 20088) Başkan Prof. Dr. Seçkin Dindar C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle