05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 NİSAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ‘Önce bir zengin olalım da çevreyi sonra düşünürüz’ anlayışının bittiğini söyleyen Fischer: ŞÜKRAN SONER 15 İŞÇİNİN EVRENİNDEN Küresel devrime ihtiyaç var Ekonomi Servisi Küresel ısınmanın su kaynakları ve gıda üzerindeki etkisi gelecekte su ve gıda savaşları yaşanabilmesi ihtimalini gündeme taşırken yıllarca Almanya için yeşil politikalar üretme savaşı veren eski Almanya Dışişleri Bakanı ve eski Alman Yeşiller Partisi lideri Joschka Fischer, çevreye duyarlı politikalar için çağrı yaptı. Dün İstanbul’da katıldığı Green Marketing (Yeşil Pazarlama) konferansında, “Önce bir zengin olalım da çevreyi sonra düşünürüz” yaklaşımının son bulduğunu belirten Fischer. Fischer “Ulusal ve küresel düzeyde çevreyi düşünen bir devrime ihtiyaç var. Bu devrim ulusal ve küresel ekonomiyi temelinden değiştirecek sürdürülebilir ekonomiyi kurmakla olur” dedi. Piyasa Kriterleri ABD odaklı piyasalar krizinin öngörülenden derin, uzun süreli olacağına ilişkin veriler, piyasa diliyle, piyasa haberleri arasında ilgililerine sunuluyor. Piyasa diliyle söylendiği için insanlık adına dehşet boyutu öne çıkmayan saptamalardan biri, her toplumsal, siyasal dönemeç süreci, krizinin öncesinde piyasaların alarm verdiği... Borsalar, altın fiyatlarının akış grafikleri, tablolar, önceden ABD 11 Eylülü’nün habercisi gibiler; “önce ekonomik göstergeler bozuluyor, sonra siyasal kriz, milyonlar, milyarların yaşamlarını altüst eden gelişmeler ortaya çıkıyor”. Yaşanarak çok çıplak, çok çarpıcı görüldüğü üzere, ABD’nin 11 Eylül’ü milat, dünya ölçeğinde terorizme karşı demokrasileri kurtarma adına, ABD öncülüğünde emperyal güçlerin silahla, terörle kendi bölgelerinde savaşma stratejisi gündeme giriyor. Afganistan, Irak silahlı işgalleri başta petrol bölgelerinin ele geçirilmesi operasyonları gerçekleşmiş oluyor. Kanlı petrolün önlenemez, çok kısa dönemde üç dört katı fiyat yükselişi ile, petrol tekellerinin elinden dünya piyasaları bol paraya boğuluyor. Pembe piyasalar düzeni, balayı, birkaç yıl, petrol fiyat artışının yine piyasacılar deyişi ile, “daha fazla şekerin aynı bardakta eriyemediği noktaya kadar” sürüyor. Piyasalar için yeni tıkanma, büzüşme süreci, krizine böylece girilmiş oluyor.. ??? Dün sabaha kadar gelen bilgi akışına, çizilen tablolara, grafiklere göre de piyasalarda, borsalarda kimi önlemlerle sınırlı toparlanmalar dışında büzüşmenin sona ereceğine ilişkin henüz bir müjdeli beklenti gündemde değil. Odak ABD’de seçim gelişmeleri de umut aşılayamıyor. ABD seçimleri sonrasına uzayacağı olasılığı yüksek kriz sürecinden en az zararla çıkabilmek üzere, AB ülkeleri başta dünya, Türkiye bile doları kurtarmaya yönelik adımlar atmak noktasında olduklarının altı çiziliyor. Ne tesadüf değil mi? Irak işgali öncesi Saddam petrolün dolar üzerinden satışını önlemeye yönelik öncülük yapıyor, kendi petrolünü AB parası ile satmayı yeğliyordu. Şimdi İran petrol ülkelerini aynı doğrultuda kendi almış olduğu karara uymaya çağırıyor. Bush’un İran’a yönelik çıkışların da da sertlik dozu yükseliyor... ??? Bizde 12 Eylül öncesi ekonomik gidişat, piyasalar düzeni rakamları çok olumsuzdu. Bizdeki bozuk ekonomik verilerin olduğu hiçbir ülkede demokratik düzenin işlemediği rakamlarla ortaya konabiliyordu. 12 Eylül geldi, piyasalar düzenin istediği 24 ocak kararları, Özalizm, serbest piyasa düzeninin Türkiye için öngörülen kuralları eksiksiz uygulatılıverdi. Bir sonraki krizin siyasal faturası Ecevit hükümetine çıktı. Dünya Bankası’ndan görevli postalanan Kemal Derviş, piyasalar düzeni, siyasete ilişkin görevlerini yerine getirdikten sonra, daha üst bir görevle gitti. Kriz sonrası iyileşme süreci ile kanlı petrolden Türkiye’ye düşen payı almak, siyasi kaymak, o süreçte yaratılan, iktidara oturuveren yeni parti AKP ve Erdoğan hükümetlerini besledi. Şimdilerde piyasalar krizinden ödleri kopan ülkeler, saadet zinciri halkaları içinde yer alanlar, doları destekledikleri kadar ABD önderliğindeki emperyal işgal, yayılma politikalarını da desteklemek konumundalar. AB ülkelerinin siyasi iktidarları, Uzakdoğu’nun palazlanan ülkeleri, ekonomik kader, kan bağları ile paralel siyasi desteklerinde kusur işlememe yarışındalar. Uygarlığın evrensel hukuku, insan hakları, demokrasi kriterleri üzerinde oynanan oyunlar hep bu nedenden... Bu arada, AB Komisyonu Başkanı Barroso’nun, AB kriterleri, hukuku, yargı içtihatlarını bilmezmiş gibi, ayaklar altına alan, Türkiye’ye yönelik çifte standartlı kendi değerleri ile çelişkili, bağımsız ülke, yargıyı bile yok saymaya kalkışan dayatmalarının tek açıklaması, olsa olsa dünya ölçeğindeki bu büyük oyunda, çıkarları adına Türkiye’ye biçtikleri rolle ilişkili olabilir. İnsan hakları, demokrasi, sosyal devlet ile çatışan, kirli, kanlı, emperyalist piyasalar düzeni, dünya ölçeğinde milyarlarla insanı insanca yaşam düzeninin dışına atmakla, kendi krizlerini de derinleştirmiş bulunuyor. Bu arada şimdilik çıkarların odağında, petrol yataklarının çevresinde ağırlıklı İslam dünyasında kendi yarattıkları radikal İslam canavarı, terör ile de başları gerçekten belada. BOP projesinde, stratejik ortak olmayı kabul etmiş, ABD’den Soros’la kardeş kardeş dünyaya ABD yanlısı ılımlı İslamı yaymak üzere seferberlik ilan etmiş “hoca”nın yanında, ABD, AB’nin her dayatmasının gereğini yerine getirmek için çırpınan AKP iktidarı, Erdoğan hükümetlerinin, “Türkiye’de istikrarlı iktidarda kalması” piyasaların şu kritik krizleri sürecinde galiba bizim sandığımızdan önemli. Yoksa Sayın Barroso gerçek AB kriterleri, insan hakları, demokrasi hukukunun ölçekleri içinde “demokratik olmayan laiklik, laikliğin din gibi kullanılması” gibi kavramların olamayacağını, hele de siyasetin din, şeriat üzerinden yapılmasının asıl insan hakları, demokrasi için tehdit olduğunu bilmez mi? ‘ Kaynaklarımız üzerindeki nüfus baskısı her geçen gün büyüyor ve ham madde fiyatlarını artırıyor, bu trend artık durmayacak. Nükleerciler gidip bir sigorta şirketine, santralı sigortalatabiliyorsa ben de hemen nükleer enerjiyi savunmaya başlayacağım. Hiçbiri o riski almaz. dip bir sigorta şirketine santralı sigortalatabiliyorsa ben de hemen nükleer enerjiyi savunmaya başlayacağım. İstediğiniz şirkete sorun. Hiçbiri o riski almaz.” Fischer, Türkiye’nin yapacağı en iyi şeyin Güneş’i, rüzgârı ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını değerlendirmek olduğunu ifade etti. Şu an 7 milyar olan dünya nü Nükleeri düşünmeyin Fischer, nükleer enerjiye karşı olduğunu da şu sözlerle anlatıyor: “Eğer gerçekten nükleerciler gi fusunun, 2050 yılında 9 milyara ulaşacağını dile getiren Fischer, “Kaynaklarımız üzerindeki nüfus baskısı her geçen gün artıyor, enerji, gıda ve ham madde fiyatları da yükseliyor ve bu trend artık durmayacak çünkü talep hızla artmaya devam ediyor. Artık beklemeye zaman yok, çevreye sahip çıkmalıyız. Hem bireysel, hem ulusal, hem de ulusla ’ rarası alanda üstümüze düşenleri yapmalıyız ve bu gidişe dur demeliyiz, yoksa her şey için çok geç olacak” dedi. Fischer’e göre sürdürülebilir yöne gitmenin yolu uluslararası işbirliğinden geçiyor ve çevre konusunda işbirliği denildiği anda akla Kyoto Protokolü geliyor. Türkiye’nin Kyoto Protokolü’nü imzalamamasını dar görüşlülük olarak nitelendirilen Fischer, uluslararası alanda Kyoto ötesi bir anlaşmaya ihtiyaç olduğunun da altını çizerek ulusal düzeyde, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha iyi araştırılması gerektiğini söyledi. T E PAV R A P O R U : Sağlıkta harcamalar sağlıksız ANKARA (ANKA) Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), kamu sağlık sisteminin finansman açısından ciddi bir darboğaza girmek üzere olduğu uyarısında bulundu. TEPAV İstikrar Enstitüsü, “Mali İzleme Raporu2008 Yılı Şubat Ayı Bütçe Sonuçları” raporunu açıkladı. Sağlık harcamalarının 19992007 döneminde reel olarak yüzde 40 artış kaydettiği belirtilen raporda, “İstikrar programlarının uygulandığı bir dönemde sağlık harcamalarının bu düzeyde artması, başta eğitim olmak üzere diğer kamu harcamalarının üzerindeki tasarruf baskısını daha da yoğunlaştırmıştır” denildi. Kuraklık değil vurgun Pirinç fiyatında dünyada son bir yıllık artış yüzde 68, Türkiye’de üç ayda yüzde 130 Ekonomi Servisi Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre dünya piyasalarında son bir yılda yüzde 68 oranında artan kaliteli pirincin fiyatı, Türkiye’de ise son üç ayda yüzde 130’a varan oranlarda artış gösterdi. Bulgur, fiyatı son bir yılda yüzde 155 artmasına karşın pirinçten daha fazla ter BOYKOT ÇAĞRISI Tüketici Hakları Merkezi Başkanı Ömer Keser, yaptığı açıklamada fiyatlar normal düzeye gerileyene kadar pirinç satın alınmaması çağrısı yaptı. Keser, tüketicinin tüketimden gelen gücünü kullanmasını istedi. marketler, son haftalarda bulgur satışlarının önemli ölçüde artış gösterdiğini, pirinç satışında azalma görüldüğü NÜFUS ARTIYOR AMA Vergi verenler azalıyor ANKARA (AA) Türkiye, hızlı nüfus artışının yanı sıra son yıllarda yüksek büyüme rakamları elde ederken vergi mükellefleri sayısında ise tam tersi bir gerileme yaşandı. Alınan bilgiye göre, 2003 yılı Şubat ayında 1 milyon 724 bin 754 olan gelir vergisi mükellefi sayısı, bu yılın aynı ayında 1 milyon 720 bin 289 olarak belirlendi. Esnaf ve sanatkârların oluşturduğu basit usulde vergiye tabi mükellef sayısı da aynı dönemde 809 bin 174’ten 759 bin 558’e düştü. 5 yıl önce 2 milyon 894 bin 190 olan KDV ödeyenlerin sayısı, 5 yıl sonra 2 milyon 273 bin 207’ye geriledi. Söz konusu süreçte sadece kurumlar vergisi mükellefleri ile gayrimenkul sermaye iradı için gelir vergisi ödeyenlerin sayısında artış görüldü. cih ediliyor. AA haberine göre yüksek kaliteli Tayland pirinci, Mart 2007’ye kıyasla yüzde 68 ora nında artarken Şubat 2008’e kıyasla yüksek kaliteli pirincin fiyatında yüzde 13 oranında artış görüldü. Konya’da nü bildirdi. Karaman’da kurulu Duru Bulgur Satın Alma Müdürü Mehmet Ali Orduoğlu, “Dünya piyasalarında da fiyatlar yükseldi ama bu kadar değil. Ürün varken fiyatların artmasını anlamak mümkün değil. Ülkede bir pirinç sıkıntısı yok ama aracılar fiyatları yükseltiyor’’ dedi. GENEL MÜDÜRÜ AĞCA, OFİS AÇACAKLARINI SÖYLEDİ Opet, Singapur yolunda Ekonomi Servisi Opet Genel Müdürü Cüneyt Ağca uluslararası piyasalarda petrol fiyatı hareketlerini de göz önünde bulundurarak Londra ofisinin yanı sıra Singapur’da da yeni bir ofis açmayı planladıklarını söyledi. Singapur’un dünya petrol ticaretinde yeni bir merkez haline geldiğini söyleyen Ağca, bu ofisin de temel olarak petrol ticareti ile ilgileneceğini belirtti. Türkiye’de akaryakıt sektöründen bahsedilirken 3540 milyar dolarlık bir pazardan söz edildiğini belirten Ağaca, ? Genel Müdür Ağca, uluslararası petrol ticaretinin yeni merkezinin Singapur olduğunu söyledi. “Opet 15 yılda yüzde 15 pazar payı almayı başardı. Müşteri memnuniyeti konusunda da 2 yıldır lideriz” dedi. 2008’de pazar paylarını yüzde 17’ye çıkaracaklarını söyleyen Ağca, şirketin ciro hedefinin de 6 milyar dolar olduğunu dile getirdi. Ağaca şöy le konuştu: “2008 yılında Opet istasyon sayısını Türkiye’de 752’ye çıkaracağız. 2007 yılında 116 milyon dolar olan istasyon yatırımlarımıza hız vereceğiz.. bu yıl sonuna kadar 130 milyon dolarlık istasyon yatırımı hedefliyoruz.” İstanbul Atatürk Havalimanı’nda BP ile İzmir Adnan Menderes ve Bodrum Havalimanı’nda Shell ile Antalya Havalimanı’nda Exxon Mobil ile operasyonel ortaklık anlaşması imzalayan Opet, jet yakıt satışı da yapacak. [email protected] B E L A RU S T E L E KO M İ Ç İ N T E K L İ F V E R İ YO R Turkcell, BEST’e talip Ekonomi Servisi Turkcell, Belarus’ta faaliyet gösteren Mobil Telefon Operatörü Belarusian Telecommunication Network (BEST) şirketinin çoğunluk hisselerinin satın alınması için teklif verilmesi amacıyla gerekli çalışmaların yapılmasına karar verdiğini bildirdi. Şirketin İMKB’ye yaptığı açıklamada, yönetim kurulunun kararı dün aldığını ve BEST hissedarlarına teklifin doğrudan veya bir iştirak vasıtasıyla yapılacağı belirtildi. Şirket hisseleri açılışta yüzde 0.88 artışla 11.50 YTL ’ye yükseldi. Turkcell mart başında yaptığı açıklamada, çevre ülkelerde oluşan yatırım potansiyellerini değerlendirme çabaları kapsamında Belarus ile ilgili çalışmaların yapıldığını, ancak buna istinaden alınmış kesin bir kararlarının bulunmadığını bildirmişti. Sabancı’nın net kârı yüzde 96 arttı Ekonomi Servisi Hacı Ömer Sabancı Holding’in 2007 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 96 artışla 969 milyon YTL net kâr elde ettiği bildirildi. Sabancı Holding’ten yapılan yazılı açıklamaya göre, holdingin 31 Aralık 2007 tarihi itibarıyla sona eren döneme ait konsolide mali tablolarında satışları 19 milyar 341 milyon YTL, faaliyet kârı 2 milyar 701 milyon YTL olarak gerçekleşti. Sabancı Holding’in varlıkları 31 Aralık 2007 tarihinde bir önceki yıla göre yüzde 18 artışla toplam 79 milyar 330 milyon YTL, öz kaynakları ise bir önceki yıla göre yüzde 25 artışla toplam 8 milyar 550 milyon YTL oldu. Atçılık camiası buluşuyor Türkiye Jokey Kulübü, 15 Nisan’da “Atçılığın Dünya Ekonomisindeki Yeri” isimli uluslararası seminere ev sahipliği yapacak. Türkiye Jokey Kulübü’nün ev sahipliğinde gerçekleşecek seminerde, atçılık ve at yetiştiriciliğinin ülke ekonomilerine yaptığı katkı dışında, sosyal ve kültürel alanlardaki getirileri de yerli ve yabancı uzman katılımcılar tarafından anlatılacak. Seminer Sheraton Hotel’de 15 Nisan Salı günü saat 9.30’da başlayacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle