03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA 21 Korku Tekin Münir: “AKP’liler İlhan Selçuk’tan niye korkar? Çünkü İlhan Selçuk, Atatürk devrimlerinin ete ve kemiğe bürünmüş halidir.” Ya ğ m u r D e n i z Polis, ulusalcılığı tehdit saymış... “Ümmetçiler için doğru karar!” BASIN Yayın Dezenformasyon ve Merkezi Haber Verme Teşkilatı Merkezi’nden bildirilmiştir. Malum gazete Cumhuriyet’e atılan molotofkokteylinin ardından başlatılan geniş çaplı incelemenin ilk sonuçlarına istinaden ve görülen lüzum üzerine aşağıdaki bilgilerin ilgili medya kuruluşlarına servis yapılması uygun görülmüştür. Servisi alan medya kuruluşlarında haber ve yorumların bu bilgiler doğrultusunda farklı kaynaklardan edinilmiş izlenimi yaratacak şekilde farklı üsluplarla kaleme alınması için gereğini rica ederiz. Madde bir: Gazete bahçesine atılan molotofkokteylinde kullanılan benzinin Cumhuriyet gazetesine ait 34 CMTK 32 plakalı otomobilin benzin deposundan, bahçede kullanılan çiçek sulama hortumu vasıtasıyla çekilerek tedarik edildiği anlaşılmak üzeredir. GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM GS ne yaptı? Maç seyircisiz oynanınca, Gaziantep’in seyircisi oldu! Aköz Sinem Pars: “Sabah yazarı Emre Aköz’ün soyadının Bakanlar Kurulu kararıyla Akpöz olarak değiştirilmesini öneriyorum.” Madde iki: Molotofkokteyli için gerekli deterjan ve sabun rendelerinin temininde, gazetenin giriş katındaki çay ocağının yanında bulunan tuvalette kullanılan deterjan ve sabunlardan yararlanıldığı kriminal laboratuvar incelemelerinin karşılaştırmalı örneği sonunda düzenlenen raporla aynen kanıtlanmış gibidir. Madde üç: Saldırganların üzerinde bulunma olasılığı olan ve gazetenin yerini göstermesi muhtemel krokinin TM33 5487 Q11 986 seri numaralı diskete kaydedildiği ve suç unsuru kapsamındaki bu disketin gazetenin ikinci katındaki istihbarat servisinde kullanılan IPJ 4689 imalat numaralı bilgisayardan kopyalandığı yolundaki saptamanın raporları hazırlanmaktadır. Kokteyl Madde dört: Yine saldırganların üzerinde bulunması kuvvetle ihtimal dahilinde olan kroki çıktısının, gazetenin imtiyaz sahibi ve başyazarı şahsın oturduğu evin bulunduğu sokaktaki bakkaldan fakslanmak yoluyla saldırganlara ulaştırıldığı tespit edilmiş olmakla birlikte hazırlanan raporlar yoldadır. Madde beş: Yakalanan saldırganlardan birinin 13 yaşında olması ve malum gazetenin gözaltına alınan imtiyaz sahibinin de 83 yaşında olması münasebetiyle aradaki 70 yaş farkından hareketle, polis tarafından tehdit olarak addedilen ulusalcılığın tehlikeli bir boyuta ulaşarak 7’den 70’e memleketi sarmakta olduğu yolundaki kanaati güçlendiren bilgi ve belgeler ayrıca geniş çaplı bir incelemenin konusu yapılmıştır. Madde altı: Medyada görevli arkadaşlara başarılar dileriz. 41 Milyon ‘Terörist’ İçin Suç Duyurusu! Gündem ve değişimin bu kadar at başı yarıştıkları başka bir ülke bulmak kolay değildir. Geçen hafta size pek yakında Atatürkçülerin hücre operasyonlarında “yakalanıp” nasıl sorgulanacaklarını, “ideolojik suçlu” haline nasıl getirileceklerini sözde mizahi bir dille anlatmıştım. Şimdi geçen cumartesi Milliyet’in manşetten verdiği haberler, bu yorumlarımı bayatlattı bile, “Ulusalcılık, Terör Kapsamına Girdi”. Meğer Emniyet Genel Müdürlüğü, “Ergenekon” hikâyesi ve Ümraniye silahlarıyla Atatürkçü önderleri alakasız şekilde ilişkilendirmeye çalışmadan önce, salt düşünsel anlamda, bu Atatürkçüleri şimdiden fişlemiş ve notlarını vermiş bile: “…Ulusalcı kesimler, devlet egemenliğinin özellikle AB sürecindeki yasal değişiklikler ile zedelendiği ve ülkenin bağımsızlığını yitirdiği varsayımını temel almaktadır”. Yani öyle alakasız bomba seri numaraları araştırmalarına filan gerek yok. Atatürkçü, dernek, vakıf, veya site üyesiysen kuyruğu artık kaptırmış olacaksın “Emniyet”e! O zaman hemen bu makaleyi savcılıklara suç duyurusu olarak yolluyorum: 41 milyon Türk adına, katıksız Atatürkçü olduğumuzu söyleyebilirim. Suçlarımız çok büyük. Vatanımız ve bayrağımızı severiz. Dinin siyasete alet edilmesinden nefret ederiz, yobazların sızdığı her kademedeki her antilaik ve antiCumhuriyetçi uygulamayı yüksek sesle kınarız, bu konuları büyük bir inançla, konferanslara, internet sitelerine, makalelere, yürüyüşlere taşırız. Israrla, gittiğimiz her yerde yeni “örgüt elemanları” toparlamaya çalışırız, solun birleşip, anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerine sahip çıkarak iktidar olmasını isteriz, tarikatlarla mücadele ederiz… Hepsinden önemlisi de, “bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal’in yolundan yürürüz. AB’nin kapı kolu olmak ilgi alanımıza girmez. Yani büyük ideolojik “suçları” (!) örgütlü olarak işleriz. Anlayacağınız Emniyet’te bu ucube raporu kim hazırladıysa baştan sonra haklıdır: Bakın hemen detay vereyim: “Arşiv ve belge”mi dediniz? Bu “suç”ları da her birimiz fazlasıyla işliyoruz. Örneğin, arşivim 1940’ların öğrenci lideri Dr. Suphi Baykam’ın belgeleriyle başlar, 27 Mayıs, Ortanın Solu, derken benim üstümden Kemalizm, ADD, Yurtsever Hareket üstünden bugüne uzanır! Yani her türlü gazete kupürü ve etrafta gezinen internet bilgileri(!) bizde de bolca vardır! Terör ve kavgadan anlamam. “Silahlarım”, fırça ve kalemdir, bu dünya düellosunda… Eh, Selçuk, Alemdaroğlu ve daha nice ismin böyle pervasızca baskı altına alınabildikleri bir ortamda, elbet savcıların elinin altında onları böyle yönlendirebilecek “ihbar ve bilgilendirme” raporları(!) olmalıydı. Ülkesini seven Kemalistsosyalistmerkez veya sağ vatandaşlarını “aşırı sağcı” diye fişleyebilecek bir tek zihniyet vardır: Şeriatçı mantık. Çünkü akılları hep ümmetçiliğin “Yeşil” bayrağındadır. Bu utanç verici yorumları başla türlü izah edemezsiniz. ??? 1996’nın “gözde” şeriatçı örgütü IBDAC’nin dergisi “Taraf” vardı… Şu aksi tesadüfe bakın, günümüzün “Kemalizmi kökünden kazımak isteyen süper demokrat Ahmet Altan’ın gazetesinin adı da aynı!” Şeriatçı Taraf’ı çıkaranlar 90’ların ortasında, “bu ülkede kimse 2000 yılından itibaren açıkça Atatürkçülüğü savunamayacak, o dönem bitecek” diyorlardı. İşte bizim gibi münasebetsizlerin muhalefeti, 28 Şubat filan derken, biraz rötar yaptılar. Bakın işte oraya 2008’de gelmişiz! Emniyet müdürlüğümüz, Atatürk Cumhuriyetini koruyan, kollayan, savunan, kendini bilmez “aşırı sağcı”lar için Allah’tan devreye girmiş ve bu tehlikeli kesitleri yakın mercek altına almış… İşte böyle: “Taraf”ın şeriatçı ve kılıflı İslamcı 2. Cumhuriyetçi kanatları, artık aynı isimde buluştular. Hedefledikleri “Atatürksüz antilaik İslami Demokrasi(!)”yi işleme koyabilmek için, görüyoruz ki “içeri”de kendilerinden “taraf” organizasyonları şimdiden kurmuşlar... Biraz ciddiyet lütfen: CHP yarından tezi yok, bu rezaleti kâğıda dökmeye cesaret eden Emniyet birimleri hakkında Parlamento araştırması talep etmeli, herkese ülkenin kimliğini hatırlatmalıdır. Hatta Demirel’in bile bu saçmalığı afişe etmek için, bir sağcı olarak bu verilere göre kendi kendini ihbar etmesi, bir nebze olsun günah çıkartması lazımdır! Emniyetimiz bu gafları kaldıramaz, herkes bilsin!! email: bedbay?tnn.net Faks: 0212 227 34 65 SESSİZ SEDASIZ (!) Gazeteciler Vahdi Bingöl: “Liboş, yalaka, yağdanlık, dönek gibi gazeteci türlerine bir de muhbir eklendi!” ‘Her Yere Kon Destanı’ yazılırken TARİHTEKİ Ergenekon Destanı’ndan sonra bu kez de “Her Yere Kon Destanı”nın yazılmakta olduğunu söylüyor Gülhan Elmas ve destandan kısa bir özet anlatıyor: “Para düşkünü bir tarikata bağlı cemaat, seçimden sonra cümbür cemaat bereketli ve verimli bir bölgeye gelir. Önlerine çıkan toprakları ve uygun gördükleri her şeyi yabancılara satarak sonu belirsiz bir yola girer. Ancak daha sonra apronda kesilecek bir devenin geçebileceği genişlikteki bir yol bularak AB ile müzakere sürecine oturunca önlerini, komşularını işgal eden başka bir süper güce de sırtlarını vererek arkalarını sağlama alırlar. Yerleştikleri bu zengin ve güvenli bölgeye “Her Yere Kon” adını verirler. Kadrolaşarak çoğalırlar. Bir süre sonra mutlak egemenliklerini ilan etmek istediklerinde, önlerine bazı yasal engeller çıkar. Başta anayasa olmak üzere bütün yasaları değiştirmek için bir yol ararlar, lakin bulamazlar. Derken bir hoca efendi “Her Yere Kon” adını verdiği bir operasyon formülü bulduğunu söyler. Operasyonun orta yerine üçer beşer tanınmış siyasetçi, gazeteci, bilim insanı, asker ve yargı mensubu atarlar. Yetmiş ‘f tipi’ tetikçi köşe yazarından körükler yapıp, yetmiş ayrı yere kurarlar. Hep birlikte körüklerler. Amaçları bir anayasa geçecek kadar yol açıp, seksen beş yıldır öç almak için yanıp tutuştukları cumhuriyetle hesaplaşmaktır. Derken bir gün...” Duruş Aydın Türkaydın: “Diyanet’in onayladığına göre RTE’ye karşı durmak, Allah’a karşı durmakmış. Ben bu suçu çok işledim, işlemeye de devam edeceğim galiba. Affet beni ya rab!” Sağduyu Önerileri Üzerine PERİHAN ERGUN Başlıktaki konuyu işlemeye hazırlanırken Cumhuriyet gazetesinin Şişli’deki merkezinin bahçesine gece 23.30 sıralarında molotofkokteyli atıldığını öğrendim. Üç eylemciden yakalanan biri 13 yaşındabeli tabancalı bir çocuk. Bu ne mene senaryodur bilmem ki!.. Ergenekon dosyasındaki suçlamalardan biri de şeriatçı, Danıştay üyesi katili, Cumhuriyet’i üç kez bombalayan Alparslan hüküm giydikten sonra geçen günlerde savcılığa çağırılıp düzmece olduğu açıkça görünen, Ergenekon kapsamındaki ifadesinde “Bize bombaları İlhan Selçuk attırmıştı” demesi değil mi? Belki şimdi de bu patlayıcıyı gazetenin imtiyaz sahibi Sayın Selçuk attırmıştır(!)? İnsan gülsün mü, ağlasın mı? Bakalım bunun altından hangi trajikomik oyun çıkacak. Tam bir Patagonya hikâyeleri yaşıyoruz. Hayırlısı... ??? Gelelim sağduyu önerilerine: Önce vicdanların kabul edemeyeceği işkence niteliğindeki gözaltından çıktıktan sonra Sayın İlhan Selçuk, Türkiye’nin çok ürkütücü bir kutuplaşmaya sürüklendiğine değinerek bu gerilimi azaltma görevinin, uzlaşmacı bir tutumla Başbakan’a düştüğünü, bu tehlikeli durumdan yurdu kurtarmak için siyasetçilerin birlikte hareket etmelerini önerdi. Ardından TÜSİAD Yönetim Kurulu da aynı çağrıyı yaptıktan sonra düşüncelerini huzura çıkarak Cumhurbaşkanı’na da iletti. Türkİş ve DİSK’ten de yardım istedi. Ayrıca, yedi sivil toplum kuruluşunu da yanına alarak yaptığı geniş bir basın toplantısında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Dünya ekonomik krize giderken toplumun bu denli gerilerek felakete sürüklenmemesini, herkesin sağduyulu” olmasını önerirken arkalarında aynı düşüncede elli milyon kişinin de bulunduğunu ekledi. Bu istemlerin hepsine katılmamak için sağduyudan (aklıselimden, akıl yolundan) yoksun olmak gerekir. İyi de bu önerilerin muhatabı kim? Ben de İlhan Selçuk’un belirttiği gibi bu görevin öncelikle hükümetin başı olan Başbakan’a düştüğünü düşünüyorum. Çünkü toplumda huzur ve asayişin baş görevlisi yürütmenin başındaki hükümet ve onun başbakanıdır. Gelin görün ki daha Balkan gezisinden dönmeden Sofya’da, Türkiye’ye dönüşünde havaalanında, sonra da önce Anadolu Aslanları’nın genel kurulunda olmak üzere tüm AKP il ve ilçe toplantılarında bu iyi niyetli önerileri hiç üstüne almadığı gibi, bağıra çağıra yadsıdı. “Ben niçin geri adım atayım, beş yıl sabırla bekledim, bizleri hiç kimse öyle çetelerle, darbe imalarıyla yolumuzdan alıkoyamaz” deyip kesti attı. Benim mahallelisi ve bir büyüğü olarak, kendisine örneklerle bazı öğütlerim var. Büyükannemin sık sık tekrarladığı ve benim de kulağıma küpe olan bazı atasözlerini tekrarlayacağım: İnat ev yıkar, nispet bel büker. Olaylar karşısında kör ve sağır olanlar da zamanla bu durumlara düşerler. Bunu Başbakan da Güneydoğu’daki bir toplantıda Araf suresinin sonuna inmeden, “Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, dilleri var söylemezler” diye muhalefettekileri eleştirirken kabullenmiş gibiydi.. Lütfen, bu memleket hepimizin, şehit kanları dökülerek, birkaç kuşak yok edilerek Kurtuluştan Kuruluşa Atatürk’ün önderliğinde laik, demokratik, sosyal devlet nitelikleriyle, Lozan’la sömürgenlerden kurtarıldı.. Onun “Yurt’ta sulh, cihanda sulh” ve “Tam bağımsız Türkiye” ilkeleriyle yoğurulup saygınlık kazandı. Yunan işgalinin kumandanı Venizelos’a bile dostluk elini uzattı. Venizelos da ona duyduğu hayranlığı Nobel’e aday göstererek ödemeye çalıştı. Çevremizde Balkan Paktı, Bağdat Paktı, İran ve Sovyetler’le dosluk anlaşmaları yaparak kendi yağımızla devrim atılımlarını uygulayarak ülkemizi çağdaş uluslar düzeyine getirdi. Özgürlüğümüzün, bağımsızlığımızın kilidi olan anayasamızın başlangıçtaki vazgeçilemez maddeleriyle topluma huzur ve düzen getirdi. Özetle, bu ilkelere sahip çıkmaya ant içerek “Biz de varız” diyenleri göz ardı etmeyin(!)… ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 1 Nisan www.mumtazarikan.com Bizim Gençliğimizde Buraları Yemyeşildi TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Konya’nın Seydişehir il 1 çesinde bir 2 mağara. 2/ So 3 yundan gelinen kimse... 4 Gelibolu Ya 5 rımadası’nda, 6 “Anafarta” da 7 denilen bir koy. 3/ Mürek 8 kep hokkala 9 rına konulan 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ham ipek... Uyuşturucu maddenin etki 1 İ S K A R P İ N Ç A D sinde olma, keyif ha 2 S U A R E R AM İ M İ li. 4/ İşçi... İlave. 5/ Bir 3 T İ D E N yarışta, yarışanların 4 İ M A OC A K varış anını saptayan 5 H A K İ aygıt. 6/ Yabancı... 6 A S U R İ L E R L İ F Bir kimseyi kötüle 7 R U L E T me, yerme... Bir no 8 E R A M İ L F A ta. 7/ Bir kurum ya 9 A K L A G E R da kuruluşun adını simgeleyen kısaltma ya da işaret... Küçük tekne kaptanı. 8/ Çok büyük, kocaman... Bir cetvel türü. 9/ Doğal ve tarihsel özelliklerinden dolayı koruma altına alınan alan... “Ülfet belalı şey fakat sıkıntılı” (Yahya Kemal). YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Nohutla yapılan bir yemek. 2/ Sözcüklerin hem biçimsel hem anlamsal tarihini ele alan dilbilim dalı. 3/ Bir spor aracı... Damla hastalığı. 4/ Erkekliğin ya da dişiliğin belirlenmesinde rol oynayan kromozom. 5/ Notada durak işareti... Zeybek... Bir gösterme sıfatı. 6/ Eski Mısır inanışında gök tanrıçası... Gökçeada’nın eski adı. 7/ Kâinat. 8/ Para ve ticaretle ilgili işlemlerde kullanılabilen kısa süreli sermaye. 9/ Sığırlarda görülen bulaşıcı bir hastalık... Bilek hizasında kalan kısa çorap. SOLDAN SAĞA: C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle