03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MART 2008 ÇARŞAMBA 8 HABERLER SENEM: YAPILANLAR YASADIŞI Gazetelerin çoğu operasyondaki gelişmeleri manşetine taşırken birçok köşe yazarı da konuyu işledi Basının gündemi Ergenekon İstanbul Haber Servisi Basın, gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk’un da gözaltına alınarak ifadesine başvurulduğu Ergenekon Soruşturması kapsamında, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in gözaltına alınması, eski İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun serbest bırakılmasına ilişkin haberlere geniş yer ayırdı. Birçok köşe yazarı da soruşturmaya ilişkin yorumlarını köşelerine taşıdı. HÜRRİYET: İP lideri Perinçek’in tutuklanmasına ve eski rektör Alemdaroğlu’nun serbest bırakılmasına yönelik haberlere yalnızca iç sayfalarında yer verdi. Ertuğrul Özkök: Selçuk’un serbest bırakılışından sonra söylediği iki söz çok dikkatimi çekti. Birincisi şu mealdeydi: “12 Mart’tan çok bilendim.” İkincisi ise farklıydı: Başbakan Erdoğan’a çağrı yaparak, “ülkedeki gerginliği azaltmasını” istiyordu. Demek ki öfkesini kontrol etmeyi başarabilmiş. O, böylesine ağır bir gözaltı süresinden sonra bunu yapabiliyorsa, bu çatışmanın tarafı olan siyasiler neden yapamasın? Yalçın Doğan: Ülkenin en saygın yazarlarından biri gözaltına alınıyor, sonra serbest bırakılıyor. Siyasal düşünce ve yaşam tarzı arasında dağlar kadar fark olsa bile, ülkenin Başbakanı arayıp, geçmiş olsun, demek nezaketinde bulunmuyor. Erdoğan gerilimi azaltacakmış. Gerilim böyle azalır. Yoksa, her çıktığı kürsüde, gerilimi azaltmak adına, önüne gelene yüklenmekle değil. Yılmaz Özdil: İstihbaratı, ABD’ye bağladık. Ekonomiyi, IMF’ye. Yasaları, AB’ye. Telefonu, Arap’a verdik. Cep, İngilizin. Öbür cep, Lübnanlının. Bir limanı, İsrailli’ye sattık. Bi limanı, Hong Konglu’ya. Garaj, Dubaili’nin. Araç muayeneye, Alman bakıyor. Petkim’i Kazak aldı. Kazak’ı bi çıkardık. Fanila Ermeni! Sigorta, Fransızın. Çimento fabrikaları da. Rakı, Amerikalı’nın. Sigara, BritishAmerican. Banka, Yunanlı’nın. Öteki, Hollandalı’nın... Televizyon, Amerikalı’nın. Radyo, Kanadalı’nın. 90 metrekarelik kooperatif evinden, sabahın köründe polis zoruyla alınan, 83 yaşındaki İlhan Selçuk’a “yurtdışına çıkış yasağı” getirildi bu arada. Aman dikkat edin ha! İlhan Selçuk yabancıya mabancıya gider... Biteriz. MİLLİYET: Milliyet gazetesi, Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan İP Genel Başkanı Perinçek’in “örgütün üst düzey yöneticisi olmaktan tutuklanması”na ve Prof. Dr. Alemdaroğlu’nun da serbest bırakılmasına, birinci sayfasında fotoğraflı olarak yer verdi. Hasan Cemal: 12 Mart müdahalesini köşesine taşıdı. 9 Mart girişimcilerinin de yargılandığı Madanoğlu davasının sonucunda beraat ettiklerini anımsatan Cemal, şöyle devam etti: “Masum muyduk? Sanmıyorum. ... Demokrasinin köküne kibrit suyu ekmek için yola çıkmışsınızdır, ama burası Türkiye’dir, zaman geçer demokrasi kahramanı da olabilirsiniz. 12 Mart’ta böyle olmuştu. Tarih tekerrür edebilir mi?” Güneri Civaoğlu: Meslek büyüğümüz Selçuk’u aradım. Sesi sağlıklıydı. “Onlar beni sorgularken, ben de onları sorguladım” dedi. Sorularına verilen cevaplardan bu “Ergenekon davasının çok genişleyeceği” izlenimi aldığını yansıttı. VATAN: Vatan gazetesi de İP lideri Perinçek’in tutuklanmasını birinci sayfasından duyurdu. Mine G. Kırıkkanat: İlhan Selçuk’un gözaltına alınış biçimi, yerel hukuka ve evrensel insan haklarına aykırıdır. Mahkemeye bile çıkarılmadan serbest bırakılması ise herkesin, herhangi bir gerekçeyle evi dağıtılıp, içeri alınıp, saatlerce sorguya çekilebileceği gözdağıdır. İşte bu gözdağı, malumu ilanla Türkiye’nin hukuk devleti olamadığını tescillemiştir. ... Misilleme olduğu bellidir de, bu misillemenin hukuk adı nedir? Kısas hukukudur. Okay Gönensin: Türkiye’ye dışardan bakanlar şu andaki durumu “hesaplaşma” sözcüğü ile özetliyor. Bu görüntü, aslında geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlamasıyla belirdi ve giderek daha keskin çizgilere bürünerek güçleniyor... İşte bu cepheleşmenin iki tarafında iki dava ortaya çıkıyor ve her iki dava da siyahbeyaz ayrımını zorlayan koşullarda esaslarından uzaklaşıyor. SABAH: “3 kritik soru” manşetiyle yayımlanan Sabah gazetesi, “Ergenekon örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonda 3 kritik sorunun öne çıktığını, bu soruların ilk üst düzey yetkili olarak tutuklanan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’e sorulduğunu” yazdı. Ergun Babahan: Ergenekon ve AKP’ye yönelik kapatma davası Türkiye’nin gündemini oluşturdu. SABAH, böylesi kritik bir dönemde demokrasiden, AB hedefinden şaşmadan bir yayıncılık anlayışı sürdürmeye çalışıyor. AKP’ye yönelik iddianamede Başbakan’a yönelik iddiaları ayrıntılarıyla sayanlar, Ergenekon operasyonunda gözaltına alınanlar hakkındaki iddiaları okurdan ve kamuoyundan ustaca saklıyor. Nazlı Ilıcak: 1970’lerde “kontrgerilla”, komünizme kapı araladığını düşündüğü Ecevit’in CHP’sinin karşısındaydı. 12 Mart’ta, İlhan Selçuk, İlhami Soysal gibi isimler tutuklanıp Ziverbey’de işkence gördüler. Sol bir darbe yapılsaydı, Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk, İlhami Soysal gibi aydınlar kurmay heyeti içinde yer alacaktı. 2002’den sonra ise, Ergenekon’un, 28 Şubat’ı bin yıl sürdürmek üzere harekete geçtiğini düşünüyorum. Umur Talu: CHP’li Kemal Anadol dün haklı bir soru sordu: Ergenekon soruşturması bilgileri, belgeleri veya iddiaları bazı basın organlarına nasıl ve kimler tarafından sızdırılıyor? Sorusu haklı ama çok eksikti. Şunu da sorsaydı, memleketi anlamak açısından bir adım daha atmış olurdu(k): Aynı şekilde, kapatma davası iddianamesiyle ilgili bilgiler, belgeler, taslaklar, zamanlamalar, konuşmalar nasıl oluyor da Yargıtay dışında, emekli paşadan bir parti liderine, gazeteciden profesöre, bilgisayardan bilgisayara paylaşılmış oluyor? ... Nasıl oluyor da, Cumhuriyet gazetesine atılan ve bazı Ergenekon zanlılarında bulunan, başka eylemlerde de kullanılmış MKE kayıtlı bombalar, teslim edildiği Kara Kuvvetleri’nden çıkıp da bu kişilerin eline geçebiliyor? Bu üç soru önemlidir. İP, Taraf gazetesinin haberini yalanladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem, Taraf gazetesinin Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi’nde yapılan aramalarda Yargıtay binasının krokisinin bulunduğu yönündeki haberini yalanladı. Senem, “Krokiyle ilgili olarak böyle bir belge kesinlikle bulunmamıştır, gerçekdışıdır” dedi. Soruşturma kapsamında 21 Mart tarihinde güvenlik güçlerince genel merkezde yapılan aramalarda kendisinin de hazır bulunduğunu anlatan Senem, İstanbul İl binası, Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisindeki aramalar sırasında da arkadaşlarının yer aldığını vurguladı. Aramalara ilişkin tutanakların kendilerinde de olduğunu belirten Senem, soruşturma kapsamındaki belgelere savcılık tarafından yasak konduğunu, bu nedenle ulaşamadıklarını anlatarak, “Nasıl oluyor da sanıkların, avukatların eline geçmeyen belgeler aynı gün basında manşet oluyor? Bu soruşturmayı yapanlar, yasadışı bir iş yapmaktadırlar. Onların suçlarıyla ilgili olarak, 11 Mart günü soruşturmayı yürüten savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikâyette bulundum” dedi. BAHÇELİ’DEN TEPKİ Soruşturmaya rağmen yayın İstanbul Haber Servisi Ergenekon soruşturması kapsamında “yayın yasağına uymayarak soruşturmanın gizliliğini ihlal ettikleri” gerekçesiyle Star, Taraf ve Yeni Şafak gazeteleri hakkında soruşturma açılmasına karşın gazeteler soruşturmaya yönelik ayrıntıları yayımlamayı sürdürüyor. Dinci basın da İlhan Selçuk’a yönelik karalama ve eleştiri kampanyasını yoğunlaştırarak sürdürüyor. Çetelerin gölgesine sığınmaları ibret verici ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetemiz başyazarı ve imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un da aralarında bulunduğu isimlerin geceyarısı baskınıyla gözaltına alınmasının altında, AKP hakkında açılan kapatma davası nedeniyle “anayasal yargı sürecini gölgeleme” çabasının yattığını söyledi. Partisinin grup toplantısında, sabaha karşı gerçekleştirilen gözaltılara tepki gösteren Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan ve parti yöneticilerinin kapatma davası sonrasındaki yüksek gerilim ortamından “bereket umar” şekilde kışkırtıcılık yaptığına, iktidara yakın basın organlarının da “taciz ve yıldırma kampanyası” başlattığına dikkat çekti. Bahçeli, “Anayasal yargı sürecini gölgelemek için henüz soruşturma aşamasında olan başka konulardaki süreçlerin öne çıkarılması, kapatma davası ile bu süreçler arasında sebepsonuç ilişkisi kurulması amacıyla AKP hükümetinin öncülüğünde bir saptırma ve yanıltma seferberliği başlatılması da hukuk devletini yaralayan bir gelişme olarak karşımıza çıkmıştır. Bu süreçler içinde, yürütülmekte olan hazırlık soruşturması kapsamında rencide edici ve gereksiz bazı yöntemlere başvurulması, bunlar savcıların takdir yetkisine giren konulardan sayılsa da kamu vicdanını ziyadesiyle rahatsız etmiş ve siyasi hesaplaşma kuşkularına zemin hazırlamıştır.” STAR: AKP’ye yakınlığı ile bilinen Star gazetesi, “Bombalar Küçük’ten” başlıklı haberde, savcıya ifade veren Danıştay sanıkları Osman Yıldırım ve İsmail Sağır’ın, “Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarını emekli General Veli Küçük’ten aldık” sözlerine yer verildi. “Taşlar yerine oturuyor” diyen gazete, “‘AKP’yi kapattırıyoruz. Bu işler kansız olmaz, darbe lazım, Ülkeyi yönetilemez hale getirmek için eyleme hazır olun’ sözlerinin ardından ortaya çıkan Yargıtay’a suikast krokisi kafaları iyice karıştırdı” yorumunu yaptı. Gazetenin “RTE’den ‘Sayın Başbakan’a” başlıklı bir başka haberinde ise “AKP iktidara geldiğinden beri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘RTE’ diyen İlhan Selçuk’un, üslup değiştirerek son açıklamasında ‘Sayın Başbakan’ hitabını kullanmasına” dikkat çekildi. sak hiçbir sorun kalmayacak... Çok mu zor!” diye yazdı. ANADOLU’DA VAKİT: Dinci Anadolu’da Vakit gazetesi de İlhan Selçuk ve Kemal Alemdaroğlu’na “İhtiyarlar, ama çeneleri hiç durmuyor” sözleriyle saldırdı. Haberde, “üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli şüpheler bulunduğu halde ‘yaş’ları dolayısıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan; ancak yurtdışına çıkışlarına yasak konulan Selçuk ve Alemdaroğlu serbet bırakılır bırakılmaz konuşmaya başladı...” denildi. “Hayatınız boyunca böyle bir oyun seyrettiniz mi” diye soran gazetenin köşe yazarı Abdurrahim Karakoç da “9 Mart cuntacısı İlhan Selçuk serbest bırakıldı... Mahkeme kararıdır mı diyeceğiz? Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Selçuk için şefaatçi olduğuna dair haberler okuyorum. Acaba şefkat sebebiyle mi, başka mülahazalar da var mı içinde” görüşünü ifade etti. BUGÜN: “Herkesi fişlemişler” sürmanşetini kullanan Bugün gazetesi, Doğu Perinçek’in bilgisayarında ele geçirildiği iddia edilen belgelere göre “İP’nin MİT Müsteşarı Emre Taner ve Yargıtay üyelerini bile fişlediğini” yazdı. Gazetenin yazarlarından Nuh Gönültaş, “İlhan Selçuk’un gözaltı nedeniyle Cumhuriyet’teki fildişi kulesinden inip gerçekle yüzleştiğini” savunarak Selçuk’un polislere yönelik gözlemlerini açıklamasına atfen “İlhan Abi ve avanesi, kafayı Fethullah Gülen’le bozdukları, iki cümlenin birinde ona hakaret ettikleri için kendi sanal dünyalarında farklı bir emniyet portresi çizmiş olmalılar” yorumunu yaptı. Selçuk’un açıklamalarıyla dalga geçen Gönültaş, özetle şu görüşleri ifade etti: “İlhan Abi’nin ‘Bilgisayar kullanıyorlar’ cümlesi zaten başlı başına bir yazı konusu olur. 2008 yılına gelmişiz ve Türkiye’de yayın yapan bir gazetenin sahibi bunu söyleyebiliyor. Ne bekliyordun ki İlhan Abi... Polislerin taş tabletlere çivi yazısıyla yazılar yazdığını görmeyi mi? Türkiye’nin dindarları çok çağ atladı, kendi modernleşmelerini tamamlama yolunda önemli aşamalar geçti, ama aynı şeyi malum gazete için söyleyemiyoruz.” DEVLET BAKANI CEMİL ÇİÇEK TARAF: “Yargıçları fişlediler” manşetini kullanan Taraf gazetesi de “Ergenekon operasyonu kapsamında İP Genel Merkezi’ndeki incelemede, Yargıtay üyelerini Nakşiler, Kürtler, Tuncelililer, MHP’liler ve Fethullahçılar diye sınıflandıran bir belge bulundu” iddiasını yayımladı. Gazetenin sürmanşetinde de Danıştay sanıklarından Osman Yıldırım’ın “Cumhuriyet bombalarını Veli Küçük Paşa verdi” sözlerine yer verildi. Gazetenin türbanlı yazarı Elif Çakır ise İlhan Selçuk’a hitaben yazdığı yazıda, “değil 83, 8 yaşındaki birinin bile gece yarısı baskınıyla gözaltına alınmasını onaylamadığını” belirterek özetle, “Ama İlhan Abi... Bu, ülkemizde hiç yapılmayan bir şey midir? 28 Şubat sürecinde bir kadın Merve Kavakçı nasıl baskına uğramıştı, hatırlıyor musunuz? ... Binlerce insan ‘toplanma korkusu’ yaşadı. Bir de bu toprakların bin yıllık İslam kültürüyle barış yapsanız. Başbakan’a yaptığınız ‘itidalli olmak’ çağrısını ben de size yapıyorum. Hep birlikte itidalli olur ‘Yargıyı rahat bırakın diyenler tarafsız olsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Ergenekon soruşturmasına ilişkin sorular üzerine, “Bir taraftan ‘yargının işine karışılmasın’ diye bildiriler yayımlanırken, ‘yargıyı rahat bırakın’ diyenler kendileri de yargıyı rahat bırakmalı” dedi. Çiçek, Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndaki TürkiyeKüba Karma Ekonomik Komisyon toplantısından ayrılırken, gazetecilerin sorularını yanıtladı. “Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınış şekli eleştirildi” sözleri üzerine Çiçek, “Bence bir konuyu olduğundan çok fazla gündemde tutuyoruz, konuşuyoruz” dedi. Bu konuların yargıya intikal ettiğini belirten Çiçek, şöyle devam etti: “Hukuki işlemler yapılırken bunun bir nezaket içinde yapılması hepimizin arzu ettiği bir şeydir, herkesin buna dikkat etmesi lazım, bir. İkincisi, bir taraftan ‘yargının işine karışılmasın’ diye bildiriler yayımlanırken, ‘yargıyı rahat bırakın’ diyenler kendileri de yargıyı rahat bırakmalı.” YENİ ŞAFAK: Yeni Şafak gazetesinde Taha Kıvanç takma adıyla yazan Fehmi Koru ise Cumhuriyet gazetesi ve İlhan Selçuk’a yönelik eleştirilerini sürdürerek “Ne yapayım, hiçbir özel bilgi sahibi olmadığıma dair soruşturmayı yürütenlerden bir açıklama mı istesem? İnanırlar mı dersiniz” diye sordu. ESKİŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BİRLİĞİ DUYURUSU 21 MART 2008 Cuma günü sabaha karşı, başta Cumhuriyet Gazetesi Yürütme ve Yayın Kurulu Başkanı Sayın İlhan Selçuk, Kemal Alemdaroğlu, Doğu Perinçek, Ulusal Kanal Yöneticileri olmak üzere, bir kısım aydın, gazeteci ve yazar gözaltına alınmıştır. Gözaltına almanın şekli ve AKP’nin kapatılma isteminin hemen sonrasına denk gelen zamanlaması; kamuoyunda hayret, şaşkınlık ve üzüntü ile karşılanmıştır. Devletin korumasında olan, istendiğinde her an savcılığa kendi iradesi ile gidebilecek olan İlhan Selçuk’un, 12 Mart ve 12 Eylül darbe dönemlerini anımsatacak şekilde, gece yarısı operasyonuyla gözaltına alınması, demokratik hukuk devleti uygulamasıyla bağdaşmamaktadır. Böylesi abartılı hukuk uygulamalarının; toplumda ister istemez tedirginlik, yılgınlık, sindirilme ve korku algılaması yaratacağı açıktır. Yurttaş olarak hepimiz, amaçlananın bu olmadığını ummak istiyoruz. Ayrıca; iktidardakilerin, iddianamesi bile hazırlanmamış bu davadan bahsederken, “Derin devleti çökertiyoruz” vurgulamaları da hukukla bağdaşmamaktadır. Dileriz tüm bu çabalar, iktidarın “Kendi derin devletini kurma” çabaları değildir. Gazetemize geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, aydınlanma yolundaki yayınlarına aynı hızla devam edeceğine olan inancımızı tekrarlıyor ve gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. “Eskişehir Sivil toplum Kuruluşları Birliği” Katılımcıları ADD, Aydınlanma 1923 Hareketi, Biz Kaç Kişiyiz Platformu, Cumhuriyet Kadınları Derneği, CUMOK, ÇYDD, EĞİTDER, Emekli Öğretmenler Derneği, Çevre Derneği, Sanat Derneği, Hacı Bektaş Veli Derneği, Muhtarlar Derneği, Sosyal Demokrasi Derneği, TEMAD, Tüm Gençlik Birliği, Verem Savaşı Derneği, Tükoder. www.cumok.org KUŞADASI CUMOK VE ADD ÇAĞRISI KONFERANS TÜRKİYE’NİN ULUSAL GÜVENLİK SORUNLARI EDİP BAŞER Emekli Orgeneral Yeditepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Başkanı 27 MART 2008 Perşembe 15.00 Kuşadası Derici Otel Salonu C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle