03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DSP lideri Sezer’den AKP’nin anayasa değişikliği girişimlerine sert tepki 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Sivil darbe girişimi’ ‘Ergenekon ismini kim verdi?’ ? ANKARA (ANKA) MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Ergenekon operasyonuna ismin hangi birim tarafından verildiğini sordu. Türkeş, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Ergenekon soruşturmasını Meclis gündemine taşıdı. Türkeş, “Ergenekon, Türk milletinin milli bir destanı olup, yeniden dirilişimizin efsaneleşmiş anlatımıdır” dedi. Operasyona bu ismin verilmesinin gerekçesini soran Türkeş, “Türk milleti üzerinde uyandıracağı hassasiyetin neden dikkate alınmadığının” yanıtını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin süreci doğrudan etkileyecek bir anayasa değişikliği yapmanın hem etik kurallara, hem de anayasaya uygun olmayacağını vurgularken “Böyle bir girişim, hukuka ve hukukun üstünlüğüne bir sivil darbe girişimidir. Sayın Başbakan’dan ‘Davanın sağlıklı gelişmesi açısından hükümeti, davanın konusu olmayan bir arkadaşıma bırakıyorum. Başbakanlığı ona bırakıyorum’ demesi beklenirdi’’ açıklamasını yaptı. Sezer, dün parlamentoda düzenlendiği basın toplantısında, “siyasette gergin ve belirsizliklerle dolu bir sürecin yaşandığını; ekonominin de üstü kapalı krize işaret ettiğini” söyledi. Sezer, “Bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kutuplaşmaların ve gerginliklerin önünü açacak davranışlar içinde. Hepimize düşen, böyle bir ortamda Sezer, dün parlamentoda düzenlendiği basın toplantısında, “siyasette gergin ve belirsizliklerle dolu bir sürecin yaşandığını; ekonominin de üstü kapalı krize işaret ettiğini” söyledi. (Fotoğraf: AA) sağduyuyla davranmak, tansiyonu düşürmek için üzerimize düşeni yapmak’’ dedi. AKP hakkında kapatma davası süreci devam ederken yürütülen anayasa değişikliği girişimleri ile ilgili olarak da Sezer şu görüşleri dile getirdi: “Şimdi bu süreçte iktidar partisi tarafından yapılmak istenen, belli ölçüde MHP’nin de katkı verebileceği gözlenen anayasa değişikliği ile bu süreci başka bir yöne çevirme girişimi var. Başlamış süreci doğrudan etkileyecek anayasa değişikliği yapmak, hem etik değil hem anayasaya da uygun değil. Anayasanın bugünkü kurallarına göre bunun yapılabilmesi mümkün değil. Böyle bir girişim, hukuka ve hukukun üstünlüğüne bir sivil darbe girişimidir. Bunu da içimize sindirmemiz mümkün değil. Hükümetin bu konuda atmak üzere olduğu adımla ilgili bir kez daha düşünmesi gerekir. Karışıklığa, kargaşaya, kaosa, gerginliğe değil; huzura, barışa ve gelişmeye ihtiyacımız var. Böyle bir süreçte anayasa değişikliğini düşünmek bir tarafa, demokratik ülkelerde olması gerektiği gibi, Sayın Başbakan’dan, ‘Benim hakkımda bir dava açılmış, bu süreç devam ediyor. Davanın sağlıklı gelişmesi açısından hükümeti, davanın konusu olmayan bir arkadaşıma bırakıyorum. Başbakanlığı ona bırakıyorum’ demesi beklenirdi. Hukukla oynayıp hukuku zorlayarak bir darbe girişiminde bulunmak yerine...’’ Sezer, Başbakan Erdoğan hakkında fezlekeler bulunduğuna dikkat çekerken de “Bu nedenle bile o süreçler tamamlanana kadar, fezlekenin gereği süreçlerin önü açılıp ona göre bir hükümet yapılanmasına imkân vermeliydi Sayın Başbakan. Etik açıdan yeni bir hükümet, bu süreçte doğru olur’’ dedi. Sezer, Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi Genel Merkezi’nin aranmasını da eleştirirken “İşçi Partisi’nin genel merkezi basılarak hukuk dışı bir muameleye tabi tutuluyor. Bunu da hiç doğru bulmadığımızı hatırlatmak isterim. Partilere bu yapılmak istenirse sistemin nereye gideceği belli olmaz. Biz İP ile tamamen farklı kulvarlarda, tamamen farklı şeyler düşünen partileriz. Ama demokrasiyi savunmaksa, demokrasiyi kurallarıyla işletmekse bunu da söylemek gerekir” görüşünü dile getirdi. Hesapları Nedir? “Besleme medya” ya da “çete medyası”, gizli bir soruşturmanın tüm ayrıntılarını gözü kapalı yayımlıyor... Bilgiler doğru da olabilir, yanlış da... Orası ayrı konu!.. Dün sabah ise PKK yanlısı olarak bilinen “Fırat Haber Ajansı”nın internet sitesinde İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin (CMK 250. maddesi ile görevli) İfade Sorgu Zaptı’nın yer aldığını CNN’de Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu açıkladı... PKK yanlısı “Fırat Haber Ajansı”na yargının ifade tutanağı nasıl ulaştırılmıştı? Sorgu No: 2008/43, Soruşturma No: 2007/1536, Hâkim: Metin Özçelik 37278, Kâtip: Melih Temiz: 99585... Ferit İlsever, Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Serhan Bolluk, Mehmet Adnan Akfırat “şüpheli” ifadesiyle tutanakta yer alıyorlardı... Gerçekten olup bitenlere şaşırıyorum... Taraf, Star, Yeni Şafak gazeteleri Ergenekon’a ilişkin doğru ya da yanlış bilgileri tüm gazeteleri atlatarak yayımlıyor; Sabah ve Zaman haberleri derleyip bir gün sonra yayımlıyorlardı... Bilgilerin “Fethullahçı gladyo” tarafından Taraf, Star ve Yeni Şafak’a sızdırıldığı iddiaları gündemde... Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru, Star Temsilcisi “Şeyh Şamil” zaten isimler verip “Şu şu kişileri gözaltına alın” diyerek karmaşık ilişkiler zincirinin önde “muhbirleri” olmuyorlar mı? Fehmi Koru ve Şeyh Şamil ilginç bir kişilik sergiliyorlar... Cumhuriyet mitinglerinin “gizli bir el” tarafından düzenlendiğini, “darbecilerin ön saflarda” olduğunu yazanlar, şimdilerde “Fethullahçı örgütlenmeyi” yazanların da üzerlerine çarpı koymaya hazırlanıyorlar... ??? Bu yazıyı yazarken aklıma geldi... Fethullah Gülen niçin Türkiye’ye dönemiyor? Devletin istihbarat birimleri ve DGM tutanakları arşivimde. Fethullah, askeri okullarda, yargıda, poliste örgütlendi... Bunların tümünü yıllarca yazdım, çizdim... Devlet içinde ve dışında “çete” varsa, bunun adı ister “Ergenekon” ister başka bir ad olsun ortaya çıkarılmalıdır. Demokrasiden ve hukuktan yanayım... Her zaman yazdım, bir kez daha yineleyeyim: “Ne şeriat ne askeri darbe. Laik demokratik Türkiye...” Gelin görün ki fotoğraf öyle değil... Toplumu germek için, kutuplaşmayı arttırmak için “Fethullahçı gladyo” işbaşında. Eğer demokrasiyi, evrensel hukuku savunuyorsak tüm çetelerin, devlet içinde örgütlü güçlerin üzerine gitmek, bırakın gazeteciliği, yurttaş olarak birincil görevimizdir... Bugün Türkiye’de dinci ve tarikatçı yapılanma devletin en duyarlı kurumlarının tepesindedir... Şeriatçı yapılanma, özellikle büyük kentlerde, Anadolu’da hızla ivme kazanıyor... Güneydoğu’da El Kaide, Hizbullah, Müslüman Kardeşler “Kuran okuma kursları” kuruyor, Atatürk büstleri kırılıyor, Alevi öğrenciler fişleniyor, zorunlu din dersleri mezarlıklarda ve camilerde yapılıyor... “Fethullahçı gladyo” örgütlenme aşamasını çoktan bitirdi... Putin, bunu önceden sezinleyip Rusya’daki “Fethullahçı okulları” devletleştirdi... “Fethullahçı gladyo” ve onun medyadaki yandaşlarının amacı şu olabilir mi: “TSK’yle hesaplaşma, orduyu yıpratma!” Uzun yıllar ABD’de gazetecilik yapan, Amerikalı kocasının CIA’yla bağlantısı olduğu çok iyi bilinen “bayan” bu konularda ne düşünüyor?.. Eski TKP’li dönek Moskovalı Cumhuriyet’e hangi amaçla sızıp, görevini bitirdikten sonra “haydi eyvallah” deyip “Fethullahçı gladyo” saflarında nasıl yer aldı? Bunlar da benim senaryolarım... Devamını yarın ve önümüzdeki günlerde anlatacağım!.. ??? Unutmadan ekleyeyim: İlhan Selçuk’un gözaltına alınma sürecinde Cumhuriyet’e büyük destek veren Kanaltürk ve Tuncay Özkan, “Biz Kaç Kişiyiz Hareketi”ne teşekkür ediyorum... Dink komisyonu yeniden ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Hrant Dink cinayetini araştırmak üzere TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan alt komisyonun AKP’li Başkanı Mehmet Ocaktan, “görüşmeler basına yansıyor” gerekçesiyle apar topar çalışmalarına son verdiği komisyonu, yeniden “çalıştırma” kararı aldı. Ocaktan, komisyonun jandarma yetkililerinin de ifadelerine başvuracağını bildirdi. Görüşmelerin basına yansımasından rahatsız olan Ocaktan’ın bu tutumu, CHP’li üyelerin de tepkisine neden olmuştu. Parti kurmayları kapatma davaları için TBMM’den yetki alınmasını yeniden değerlendiriyor AKP’de korku büyüyor ? Siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmak için anayasa değişikliği üzerinde çalışan AKP kurmayları, partiyi kapatma davasından kurtarmak için “zincirleme güvence” arayışına girdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın kapatma davası açamaması için TBMM Genel Kurulu’ndan izin alınması formülü yeniden değerlendirmeye alındı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa değişikliği yaparak AKP’nin kapatma davasından kurtarılmasını hedefleyen parti kurmayları, Anayasa Mahkemesi’ndeki davayı ortadan kaldırabilmek için “zincirleme güvence” formüllerini değerlendiriyor. Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun parti kapatmayla ilgili kriterlerini ön planda tutan AKP, “şiddet ve terör” koşulunun yanı sıra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın kapatma davası açabilmesi için TBMM Genel Kurulu’ndan izin alması, geçici madde eklenerek mevcut davaların düşürülmesi seçeneklerini değerlendiriyor. AKP’nin hukukçu kurmayları, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın parti hakkında açtığı kapatma davasını ortadan kaldırabilmek için boşluk bırakmayacak ve yoruma açık olmayacak bir anayasa değişikliği üzerinde çalışıyor. Venedik kriterlerini esas alan parti kurmayları, “kapatma davasından önce ihtar mekanizması”nın getirilmesi, ihtar mekanizmasının ardından “odak olma” ile suçlanan parti yöneticileri ve üyeleri için “bireysel sorumluluk” kriterini getirmek istiyor. Bu düzenlemeleri de yeterli görmeyen AKP yöneticileri, parti kapatmayı olanaksız kılmak için Venedik kriterleri çerçevesinde “şiddet ve terör” koşulunu getirerek ancak şiddet ve terörü benimseyen ya da doğrudan bu yöntemlere destek veren partilerin kapatılmasını öngörüyor. AKP yöneticileri, bu içerikte yapılacak bir anayasa değişikliğinin AKP’yi kurtarmayacağı yorumlarını da dikkate alarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın kapatma davası açabilmesi için TBMM Genel Kurulu’ndan izin alması formülü üzerinde duruyor. Parti yöneticileri, bu formüllerin yanı sıra partinin kapatılmasını önlemek için pakete bir geçici madde eklemeyi de planlıyor. Bu geçici maddeyle, anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından Anayasa Mahkemesi’nde açılan “mevcut kapatma davalarının otomatik olarak düşmesi” öngörülüyor. Ersoy tazminat ödeyecek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, sanatçı Bülent Ersoy’un, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a 15 bin YTL manevi tazminat ödemesine hükmeden yerel mahkeme kararını onadı. Baykal, ‘’12 Eylül döneminde sahne yasağımın kaldırılması için şimdi bir parti genel başkanı olan kişi benden servet istedi’’ diyerek kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasıyla sanatçı Ersoy aleyhine Ankara 16. Asliye Hukuk Dairesi’ne açtığı manevi tazminat davasından, 15 bin YTL manevi tazminat kazanmıştı. Bahçeli partisinin grup toplantısında AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin değerlendirmeler yaptı. (AA) MHP lideri AKP’nin ‘kendini kurtarma’ formüllerine destek vermedi Bahçeli ‘hayır’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kamuoyuna “AKP’nin çözüm formülleri” olarak yansıyan düzenlemelere “kapalı” oldukları mesajını verdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında, siyasi parti kapatmayla ilgili anayasa değişikliği konusunda şimdiye kadar hiçbir siyasi parti ile herhangi bir görüş ve temasları olmadığını söyledi. Bahçeli, partilerin kapatılması durumunda onlara oy veren seçmenlerin ve teşkilatların da cezalandırıldığını belirterek bu nedenle bireysel sorumlulara yaptırım uygulanmasının daha adil olacağını savundu. MHP’nin temel yaklaşımının bu olduğunu kaydeden Bahçeli, AKP’nin önerilerini kastederek “kamuoyuna yansıyan bazı görüşler” ile MHP arasındaki temel farklılıkları şöyle sıraladı: “Parti kapatılmaması ilkesinin kapsamına terörü ve şiddeti meşru bir araç olarak gören siyasi partilerin de dahil edilmesi, bizim yaklaşımımızla ters düşen ilk husustur. Parti kapatılması davasının Yargıtay Başsavcısı tarafından resen açılmasını önlemek için bunun siyasi izne bağlanması, parti yöneticilerinin işlediği suçların parti kapatma gerekçesi olmaktan çıkarılması, bireysel sorumluluk kapsamında bir eylemin suç sayılması için peşinen kesinleşmiş mahkeme kararı alınmasını öngören ve yöneticilerin siyasi yaptırımla cezalandırılmalarını dışlayan yaklaşımlar, farklı düşündüğümüz diğer hususlardır. Milletvekili dokunulmazlığı, bu bakımdan yeni arayışlarda kilit konumdadır. Bu konuda eski anlayışlarda ısrar edilmesinin, geniş tabanlı mutabakat arayışlarının önündeki en büyük engel olacağı görülmektedir.” hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Mervan Gül ifade verdi ? SİİRT (AA) Siirt Belediye Başkanı Mervan Gül, Siirt Belediye Başkanlığı’nca TOKİ’ye devredilmek üzere satın alınan Kurtalan karayolu üzerindeki 125 dönüm arsa ile ilgili olarak başlatılan soruşturmada savcıya ifade verdi. Gül, ifadesinin ardından adliyenin arka kapısından ayrıldı. ‘Rejim bunalımı çıkar’ Yapılacak değişikliğin referandumu gerektirmeyecek çoğunluğun desteğini almasının yaşamsal öneme sahip olduğunu kaydeden Bahçeli, aksi takdirde referandumun “siyasi kumar” haline dönüşeceğini, “iç çatışma ve rejim bunalımına davetiye çıkaracağını” söyledi. Savcılık, rapor bekliyor ? ISPARTA (AA) Isparta Cumhuriyet Başsavcısı Erol Tosun, 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasıyla ilgili bugüne kadar ellerine ulaşmış somut bir rapor olmadığını söyledi. Hukuki sürecin işlediğini ve bilirkişi raporlarının beklendiğini belirten Tosun, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden kendilerine sadece ön rapor geldiğini anımsattı. Tosun, ‘“Bu raporda da yalnızca yapılan çalışmalar dile getirilmiş. Sonuç açısından hiçbir şey yok’’ dedi. Tosun. kaza raporu gelmeden dava açamayacaklarına dikkati çekti. Üniversitede kavga: 5 yaralı AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında çatışma yaşandı. Dekanlık, fakültede hafta sonuna kadar eğitime ara verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde (DTCF) karşıt görüşlü iki öğrenci grubu arasında çıkan kavgada 4’ü polis 5 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, dün sabah saatlerinde DTCF’nin yemekhanesinde karşıt görüşlü iki öğrenci grubu arasında belirlenemeyen bir nedenle kavga çıktı. Kavgada yaralanan bir öğrenci İbni Sina Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Çevik Kuvvet ekiplerinin müdahalesiyle kavga sona erdi. Bir süre sonra, gruptakilerden birinin, basın açıklaması yapmak için fakülte dışına çıkacağı sırada kavga tekrar başladı. Bunun üzerine yeniden fakülteye giren Çevik Kuvvet ekipleri, bir grup öğrencinin taşlı saldırısına uğradı. Bu sırada polislerden 4’ü yaralandı ve çeşitli hastanelere kaldırıldı. Fenalık geçiren bazı öğrenciler de okula gelen sağlık ekiplerince tedavi edildi. Olaylar nedeniyle DTCF Dekanlığı fakültede eğitime hafta sonuna kadar ara verdi. Bu arada, fakülte binasına da üzerinde “Fakültemizde eğitimöğretim faaliyetlerine 2528 Mart 2008 tarihleri arasında ara verilmiştir” yazılı bir duyuru asıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle