02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE 4 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN HABERLER Yüksek mahkeme üyelerinin sayısını düşüren yasa tasarısı, Adalet Komisyonu’nda görüşüldü Yine Türban Konusu... Yükseköğrenimde türbanı serbest bırakmak üzere girişilen düzenlemenin ilk ayağı olarak, dün TBMM’de anayasanın 10. ve 42. maddelerindeki değişiklikler görüşüldü. YÖK Yasası ek 17. maddesi de daha sonra görüşülecek. Türban konusunu bizler yazmaktan, sizler okumaktan sıkıldınız, biliyorum. Ama yine de kimi konuların üstünde durmamız gerekir. Şimdi bazı noktaları belirtmeme izin verin. Her şeyden önce konu başörtüsü değil, dinsel ve siyasal bir simge olan türbandır, iki konuyu birbirine karıştırmayalım. Türkiye’nin başörtüsü diye bir sorunu yoktur, ama türban sorunu vardır. Nedir başörtüsü ile türban arasındaki fark? Türban, başörtüsünün siyasal amaçlarla dinsel bir simge olarak kamu alanına sokulması ve vatandaşları inananlarinanmayanlar, mütedeyyin olanlarolmayanlar olarak karnıyarık gibi ortadan ikiye ayırmasıdır. Bunun demokrasi açısından büyük sakıncalar doğuracağını bundan sonra yaşayarak göreceğiz. Artık üniversitede kızlarımıza “Senin inancın ne” diye sormaya gerek kalmayacaktır. Kızlarımız türbanlı ya da türbansız olmalarına göre, kimi çevreler tarafından görünüşlerine göre rahatlıkla sınıflandırılacaklardır. ??? Böyle bir ortamda, çevre baskısının çeşitli yöntemlerle artacağı bir ortamda, bir süre sonra hangi genç kız bazı riskleri göze almadan, türbansız üniversiteye gitmek yürekliliğini gösterebilecektir? Demokrasilerde, böyle bir durum, TBMM aracılığıyla sağlanmış bile olsa, seçilmişlerin bu davranışı ile ülke hâlâ demokratik sayılabilecek midir? Demokrasilerde, seçilmişlerin, insanların inananlar ve inanmayanlar diye damgalanması sonucunu doğuracak düzenleme yapma hakları var mıdır, yok mudur? Şekli olarak, görünüşte yasalara uygun izlenimi yaratan her düzenlemenin kabulü müdür demokrasi, yoksa gerçek inanç özgürlüğünün yolunu açmak mı? Bir toplum, velev ki seçmenlerin yarıdan fazlası ya da üçte iki çoğunluğu veya daha yüksek bir oranla demokrasi istemediğini ya da aynı anlama gelen demokrasinin onsuz olmazlarını tanımadığını ilan ederse bu demokratik bir sonuç sayılabilir mi? Demokrasiyi yalnızca çoğunluğa indirgemek isteyenler, onu o şekilde algılayanlar için bu soruların anlamı yoktur, ama çağdaş demokrasilerde bu soruların yanıtları açıktır. ??? Son düzenlemeler üzerine dile getirdiğimiz endişeler, yalnızca bizim gibi, asıl niyetini erken teşhis ettiğimiz için, baştan beri AKP’ye karşı olanlar tarafından değil, onlara daha yakın çevreler tarafından da dile getirilmektedir. Dikkat buyurunuz! Önümüzdeki günler tehlikeli gelişmelere gebedir. Bu durumda “AKP acaba bir soruna çözüm mü üretmek istiyor, yoksa dini siyasete alet ederek oy rantı mı sağlamaya çalışıyor” sorusu ciddi olarak zihinlere yerleşiyor. Bütün bu düzenlemeler yapıldıktan sonra, CHP bunları Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğü takdirde, Anayasa Mahkemesi bunları mutlaka iptal eder demiyorum, ama önceki içtihadı göz önünde bulundurulduğunda büyük olasılıkla iptal eder diye düşünüyor büyük bir çoğunluk. O zaman ne olacak? Uygulama başlayacak ve sıkılmış bir tüpten çıkan diş macunu gibi, onu geri sokmak mümkün olmayacak. Yani üniversitelerde yasaya, mahkeme kararlarına aykırı bir uygulama yürürlükte olacak. Hiç değilse böyle bir olasılığı saf dışı etmek için hiç değilse değişikliğin yürürlüğe girmesini makul bir süre erteleyerek çelişkiye son vermek gerekir. Bu öneriyi Melih Aşık “Açık Pencere”sinde, ben de burada dile getirdim. Ama sorunlar doğmasını engellemeye yönelik önerileri dikkate almak için her şeyden evvel onları çözmeye gerçekten niyetli olmak gerekir. Öyle değil mi? Yargıtay’a misilleme ? AKP, türban yasağını kaldırma girişimine tepki gösteren Yargıtay ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na misilleme yaparak Yargıtay üyelerinin sayısını 250’den 150’ye düşüren yasa tasarısını hızla Adalet Komisyonu’na getirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Adalet Komisyonu’nda, dün Yargıtay Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler yapıldı. Tasarının maddelerinin görüşülmesi cuma gününe bırakıldı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay’ın hukuk dairelerinin 21’den 13’e, ceza dairelerinin de 11’den 7’ye indirilmesini öngören tasarının Yargıtay’ın üye sayısını 250’den 150’ye düşürdüğünü söyledi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı’nın görev ve unvanlarının da yeniden düzenlendiğini kaydeden Şahin, başsavcının Yüksek Disiplin Kurulu’ndan çıkarıldığını belirtti. Başkanlar Kurulu ile Yüksek Disiplin Kurulu kararlarına itiraz yolunun açıldığını belirten Şahin, tasarının siyasi bir yönünün bulunmadığını ileri sürerek, AB ülkelerinde de benzer uygulamalar bulunduğunu savundu. CHP’li Ali Rıza Öztürk, tasarıyla yargının siyasi vesayet altına alınmak istendiğini belirterek, düzenlemenin zamanlamasına dikkat çekti. Öztürk, yargıdan intikam alındığına işaret etti. AKP’li Ali Öztürk ise son günlerde bazı yargı mensuplarının yaptığı açıklamaları hoş karşılamadığını belirterek, bu tür açıklamaların “ihsası rey (oyunu açıklama)” anlamına gelebileceğini söyledi. CHP’li Halil Ünlütepe, “ihsası rey” açıklaması nedeniyle AKP’li Öztürk’e tepki gösterdi. Bunun talihsiz bir açıklama olduğunu kaydeden Ünlütepe, tüm anayasal kurumların anayasayı koruma görevinin bulunduğuna dikkat çekti. Milletvekillerine yeminlerini anımsatan Ünlütepe, “Laiklik gibi değiştirilmesi dahi söz konusu olamayacak bir konuda Yargıtay Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açıklama yapması normaldir. Onların açıklamaları ihsası rey anlamına gelmez” dedi. MHP’li Rıdvan Yalçın, yargının siyasi vesayet altına alınmak istendiği yönündeki eleştirilere katılmadığını belirterek “Asıl başka kurumlar siyaset kurumunu vesayet altına almak istiyor. Biz birbirimizi hırpalayabiliriz ama başka kurumların siyaset kurumlarını hırpalamasına izin vermemeliyiz” dedi. Yargıtay üyesi Seyfettin Çilesiz de söz alarak, tasarının bazı maddelerine itirazları olduğunu belirtti ve alt komisyonda ele alınmasının yararlı olacağını söyledi. TBMM Adalet Komisyonu’nda dün Yargıtay Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler yapıldı. Komisyon toplantısına katılan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, tasarıyla Başkanlar Kurulu ile Yüksek Disiplin Kurulu kararlarına itiraz yolunun açıldığını belirterek, AB ülkelerinde de benzer uygulamalar bulunduğunu savundu. (Fotoğraf:AA) Yargıtay’ın tercihi Atatürkçü kimliği ile tanınan 9. Ceza Dairesi Başkanı oldu Gerçeker başkan seçildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanlığı’na Atatürkçü kimliğiyle tanınan 9. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Gerçeker seçildi. Osman Arslan’ın yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalan Yargıtay Başkanlığı için 25 Aralık’ta başlayan seçim dün sonuçlandı. 19. turun 4. oylamasında 125 oyda kalan Gerçeker, son oylamada 131 oyla başkan seçildi. Gerçeker, toplam 95. oylama sonucunda başkan seçildi. Gerçeker, bu görevi yaş haddini dolduracak olması nedeniyle 2011’e kadar sürdürecek. Başkan seçilmesinin ardından 9. Ceza Dairesi’ndeki odasında kutlamaları kabul eden Gerçeker, gazetecilerin, TBMM’de türbanın serbest bırakılmasına ilişkin anayasa değişikliği teklifinin görüşüldüğünü anımsatması üzerine, “Şu anda beni mazur görün, olayın sıcaklığı da var. Çok kısa sürede mutlaka açıklama yapacağız’’ dedi. “Konuyla ilgili Başkanlar Kurulu’nu toplayacak mısınız’’ sorusuna ise Gerçeker, “Mutlaka yol haritamızı çizeceğiz. Yargıya en iyi şekilde hizmet edebilmenin yolunu bulacağız. Yargı hepimizin, bütün toplumun en son güven durağı, teminatı’’ karşılığını verdi. Gerçeker’in bugün saat 16.00’da yapılacak mazbata töreninde AKP ve MHP’nin türban önerisi konusunda açıklama yapması bekleniyor. keri mahkemede görülmesine hükmetmişti. 9. Ceza Dairesi, öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e “Türklüğü tahkir ve tezyif” suçundan verilen altı ay hapis cezasını da onamıştı. Daire aynı zamanda terörist Abdullah Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılmasını da onamıştı. Gerçeker, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karar sonrası kaptılan DEP’in milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Orhan Doğan’ın serbest bırakılmasına ilişkin kararı veren üyeler arasında yer aldı. Fenerbahçe kongre delegesi olan Gerçeker, aynı zamanda Atletizm Tahkim Kurulu Başkanı olarak da görev yapıyor. Gerçeker, Tahkim Kurulu’na başkanlık yaptığı sırada Fenerbahçe Basketbol ve voleybol takımlarına çok sayıda ceza verdi. Önemli kararlara imza attı Hasan Gerçeker’in başkanı olduğu Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kamuoyunda tartışmalara neden olan Şemdinli olaylarıyla ilgili davada sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz hakkındaki kararı eksik soruşturma gerekçesiyle bozmuş, davanın da as Hasan Gerçeker asirmen?cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle