25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EMEK , 7 KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ GREVİ YARGIDA Kocaeli Üniversitesi’nin lokanta, kantin ve kafeteryalarında çalışan OLEYİS üyesi işçilerin başlattığı grev sürüyor. DİSK’e bağlı OLEYİS Sendikası üyeleri, önceki gün Adliye Sarayı’na giderek, KOÜ Rektörlüğü’nün haklarında açtığı dava nedeniyle ifade verdiler. Grevdeki işçiyi işten çıkarma ve yerine başka işçi çalıştırmanın da suç olduğunu belirten OLEYİS yetkilileri, kendilerinin de KOÜ Rektörlüğü hakkında hukuk mücadelesi başlattıklarını belirttiler. OLEYİS Kocaeli Temsilcisi Barış Aşan, KOÜ’de hak arayışını sonuna kadar sürdüreceklerini söyledi. Barış Aşan, yazılı açıklamasında, tüm yargılamaların sendika ve işçiler lehine sonuçlandığını, buna karşın rektörlüğün hâlâ dersini almadığını dile getirdi. Aşan, bu davanın da kendi lehlerine sonuçlanacağını dile getirdi. (AHMET KURT) MADENCİDEN 968 ÖĞRENCİYE BURS Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ramazan Denizer, sendika bünyesindeki vakıf aracılığıyla 968 üniversite öğrencisine burs verildiğini açıkladı. Vakfın, TTK’de çalışanlarının yanı sıra iş kazası sonucu vefat eden madencilerin üniversite düzeyinde öğrenim gören aile bireylerine karşılıksız burs verdiğini ifade eden Denizer, “Vakfa 1999’dan 2007 sonuna kadar 4 bin 471 üniversite öğrencisi burs talebinde bulundu. Bunlardan büyük kısmı okullarından mezun oldu. Halen 968 öğrenciye aylık 50 bin YTL tutarında burs verilmektedir. Aylık 50 bin YTL civarındaki gelirimizin 48 bin 400 YTL’sini bursa aktarıyoruz. Şu anda vakıf üye sayımız 8 bin 300’’ dedi. TARİHİ TANIMA FIRSATI “Türkiye’de toplumsal tarih, maalesef değişik nedenler sonucu, istenen düzeyde değildir. Bugün topluiğnenin, ipliğin tarihi yazılıyor. İşçilerin, işçi hareketinin ve sosyalizmin Türkiye’deki geçmişinin de bilinmesinin zamanıdır. Toplumsal tarihin bir dalı olarak işçi hareketi tarihi öksüzdür. Toplumumuz kendi tarihini tanımıyor. Hele işçi hareketi tarihi konusunda tam anlamıyla bir boşluk, bir hafıza kaybı yaşanıyor. İşçi hareketi tarihi hafıza erozyonunu önleyebilir mi?” diyen M. Şehmuz Güzel, farklı dönemlerde farklı anlarında işçilerin yaptıklarını, eylemlerini, örgütlenmelerini, mücadelelerini, mücadele biçimlerini, İşçi Tarihine Bakmak adlı kitabıyla aktarıyor. Güzel’in kitabı bu alanda önemli bir kaynak niteliği taşıyor. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayan meslek örgütleri, hak kayıplarına dikkat çekti Gazeteci hak gasplarına direnecek İstanbul Haber Servisi Türk gazetecilik tarihinde önemli günlerden biri olan 10 Ocak, Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor ve gazetecilerin sorunları dile getirilmeye çalışılıyor. Ancak, 47’ncisi kutlanan bu günde de gazeteciler öldürülmeye, görev başında yaşamlarını yitirmeye, yaralanmaya ve hak gasplarına uğramaya devam ediyor. Bu yıl örgütler, AKP’nin Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı’yla yıpranma haklarının gasp edilmesine karşı çıkıyorlar. Örgütler, tasarının yasalaşmaması için direneceklerini bildiriyorlar. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’ndan 10 Ocak nedeniyle yapılan açıklamada, 10 Ocak 1961 yılında gazetecilerin haklarını düzenleyen 212 sayılı yasanın yürür N İ J E RYA’ D A B İ R G A Z E T E C İ Ö L D Ü 1 0 Ocak’a bir gün kala Nijer’in başkenti Niamey’de mayın patlamasında, özel bir radyoda çalışan gazeteci de yaşamını yitirenler arasında yer aldı. R ve M adlı radyodan yapılan açıklamada, kuzeydeki Agadez bölgesinde Şubat 2007’de başlayan çatışmaların ardından dün akşam ilk kez başkentte bir mayının patladığına dikkat çekilerek, Abdu Mahaman adlı çalışanlarının içinde bulunduğu aracın mayına çarptığı ve gazetecinin parçalanarak öldüğü belirtildi. Olayın meydana gelmesinin ardından radyonun yayın akışını durdurarak ilahiler çalmaya başladığı da kaydedildi. hakkıyla ilgili girişimlerden vazgeçilmesi gerektiği vurgulandı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, özel sektörde örgütlenmenin imkânsız hale geldiği belirtilerek Çalışma ve Sosyal Gü lüğe girdiği anımsatılarak 212 sayılı yasanın geçen 47 yıllık süre içinde işverenlerin yasayı yok sayan uygulamaları ve politikacıların duyarsızlıkları nedeniyle “hırpalandığı ve yok edilmek istendiği” kaydedildi. Açıklamada, gazetecilerin emeklilik venlik Bakanlığı’nda karşılaşılan bürokratik engellerin, çalışanların örgütlenme hakkını ihlal eder boyuta geldiğine dikkat çekildi. Fiili hizmet süresi zammının kaldırılmaya çalışıldığı anımsatılan açıklamada, “TGS’nin öncülüğündeki tüm basın emekçileri, başta fiili hizmet süresi zammı ve 212 sayılı yasadan doğan hakları olmak üzere bütün hakları için basın özgürlüğünün teminatı adına direnecektir” denildi. Hakİş Genel Başkanı Salim Uslu da “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tasarı ile aralarında gazetecilerin de bulunduğu bir kesimin yıpranma hakkının ortadan kaldırılmak istenmesinin kabul edilemeyeceğini’’ ifade etti. Tören yerine basın toplantısı merika televizyon ve film ödülleri “The Golden Globes” (Altın Küre) töreninin iptal edilmesi büyük yankı uyundırdı. The Golden Globes Organize Komitesi tarafından yapılan açıklamaya göre, ödül sahipleri bu yıl tören yerine, NBC televizyonundan canlı yayımlanacak bir basın toplantısıyla ilan edilecek. Senaryo Yazarları Derneği, sonuç alınana kadar senaryo yazılmasını reddediyor. Senaristlerin, 2 ayı aşkın süredir sürdürdüğü grevin, bugüne kadarki ekonomik bilançosunun 700 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor. A HAKİŞ Uslu: Grev kayıp değil, haktır H akİş Genel Başkanı Salim Uslu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’e bir yazı yazarak Çalışma Hayatı Yıllık İstatistikleri Kitapçığı’nın hazırlama yaklaşımının yenilenmesi talebinde bulundu. Uslu, her yıl yayımlanan kitapçığın, çalışma hayatının birçok konusunda istatistiki bilgilere yer verdiğine, bu açıdan önemli bir hizmeti yerine getirdiğine, ancak zaman içerisinde birçok konunun değiştiği dikkate alındığında, yıllığın, eski ve hatta bazı yanlış yaklaşımları içerdiğine işaret etti. Uslu, grevde geçen günlerin “kayıp” olarak tanımlanmasını eleştirdi. “Bu yanlış bir yaklaşımdır. Oysa grev hem ulusal ve hem de uluslararası hukuka göre bir ‘haktır’ ve meşrudur” diyen Uslu, bu yanlışın, grevin hukuki zeminini ve meşruluğunu tartışılır hale getirdiğini savundu. Uslu ayrıca, yıllıkta, 2006’da toplusözleşmelerin kapsadığı işçi sayısının 304 bin olarak verildiğine de işaret ederek rakamların gerçeği yansıtmaması halinde sendikal hareket adına büyük bir yanlış yönlendirme olacağına dikkat çekti. GÖRÜŞ Dr. NOYAN UMRUK Geleceğe Sahip Çıkmak Tekel işçisinden zincirli eylem T ekel’in özelleştirilmesine karşı çıkan Tek Gıdaİş Sendikası 2 No’lu Şube üyesi bir grup işçi, AKP İstanbul İl Başkanlığı önündeki bariyerlere kendilerini zincirledi. Eyleme katılan işçiler, “Milli kuruluşumuz Tekel özelleştirilemez’’, “Fabrikalar bizim milli gururumuz’’ ve “Özelleştirmeye karşıyız’’ sloganlarını attı. Cevizli Tekel Fabrikası’nda çalıştıkları belirtilen ve kendilerini zincirleyen 1’i kadın 11 göstericiye müdahale eden çevik kuvvet ekipleri, demir kesme makasıyla zincirlerini kopardıkları bu kişilerin tamamını gözaltına aldı. Tek Gıdaİş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Yunus Durdu, Cevizli Tekel Sigara Fabrikası’nda 2 bin işçinin çalıştığını belirterek “Tekel fabrikasında 25 Ocak’ta üretim duracak. Çalışanlar mağdur edilecek. Oysa biz burada çeşitli markalarda günlük 80 ton sigara üretiyoruz. Tekel’in özelleştirilmesini istemiyoruz’’ şeklinde konuştu. Bu arada, işçilerin eylemine, Türkİş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak ile bazı sendika temsilcileri de destek verdi. EFFAT Yörsan’da dayanışma usurluk’ta kurulu Yörsan süt ürünleri işletmesinde, sadece sendikaya üye oldukları için 400 çalışanın işine son verilmesi, uluslararası platformda da ses getirdi. Yörsan işvereninin tutumu kınandı. İşletmede yaşanan işçi kıyımı, Avrupa Gıda, Tarım, Turizm Sendikaları Federasyonu (EFFAT) tarafından protesto edildi. Yasadışı lokavt uygulaması ve ona yönelik protesto, hem EFFAT’ın internet sitesinde yayımlandı hem de tüm EFFAT üyelerinin eposta adreslerine postalandı. Tek Gıdaİş Sendikası Ege Bölge Yöneticileri, konu ile ilgili olarak şu bilgileri verdiler: “Tek Gıdaİş Sendikası olarak, bizim yerimize Türkiye’de kendisini suçlu ilan eden Yörsan’ın durumunu uluslararası arenaya da taşımış bulunmaktayız. Türkiye’deki kamuoyu, sivil toplum örgütleri ve sağlık örgütlerine şikâyet ettiğimiz gibi, Avrupa Birliği Komisyonu, Uluslararası Çalışma Örgütü ile Avrupa Gıda, Tarım, Turizm Sendikaları Federasyonu ve Uluslararası Gıda Konfederasyonu’na da şikâyet edip gerekli önlemlerin acilen alınmasının önemini vurguladık.” Sözleşme, 4 bin lastik çalışanı ile Şişe Cam topluluğuna ait 5 işletmede 5 bin işçiyi kapsıyor S Lastik ve camda görüşme başladı evrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Lastikİş ile Türkİş’e bağlı Kristalİş sendikalarında iki yıl geçerli olacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Kocaeli bölgesinde kurulu bulunan Brisa, Türk Pirelli ile Good Year’ın İzmit ve Adapazarı tesislerinde çalışan 4 bine yakın işçiyi kapsayan toplusözleşme görüşmelerinde ilk toplantı dün yapıldı. Lastikİş Sendikası Genel Başkanı Abdullah Karacan, bu toplusözleşme görüşmelerinde kesinlikle 4857 sayılı yasa ile ilgili yeni İş Kanunu maddelerini sözleşmeye koydurmayacaklarını söyledi. Sendika, ilk altı aylık dilim için yüzde 12, ikinci altı aylık dilim için gerçekleşen enflasyon, ikinci yılın üçüncü ve dördüncü altı aylık dilimleri için de gerçekleşen enflasyon artı 1 puan talep ediyor. Lastikİş Sendikası taslağında sosyal haklar içinde yüzde 17 ile yüzde 56 oranında artış is D Hint asıllıların isyanının ardınHintli ve Bangladeşli işçiye yasak Malezya’da dan, müzisyen ve Hindu rahipler dahil Hintlilerin işe alınması yasaklandı. Hintli ve Bangladeşli işçilerin ülkede çalışmasına getirilen yasağın 31 Aralık 2007 tarihinde yürürlüğe girdiği belirtiliyor. 26 milyon nüfuslu Malezya’da, 30 Eylül’de saptanan rakamlara göre yasal koşullarda 2.2 milyon yabancı işçi çalışıyor. Bu işçilerin yüzde 35’i fabrikalarda, yüzde 17’si tarım alanında hizmet veriyor.Yaklaşık 140 bin Hintlinin çalıştığı Malezya’da, Hintliler ülkedeki 3. büyük yabancı işgücünü oluşturuyor. Hintliler berber, bahçıvan gibi düşük ücretli işlerde çalışıyorlar. Malezya’da çoğu Hindu yaklaşık 20 bin Hint kökenli, 25 Kasım 2007’de sokaklarda gösteriler düzenlemişti. tendi. Cam grup sözleşme görüşmelerinin açılış oturumu dün başladı. 21. dönem yapılacak sözleşme görüşmeleri Cam İşverenleri Sendikası üyesi ve Şişecam Grubu’na ait Paşabahçe Cam Sanayii, Trakya Cam Sanayii, Anadolu Cam Sanayii, Cam Elyaf ve Camiş Madencilik şirketlerine ait 10 fabrikayı ve yaklaşık 5 bin cam işçisini kapsıyor. Toplusözleşme görüşmelerinde öncelik, işe giriş ücretlerinin yükseltilmesi ve parasal kayıpların telafisinde olacak. Çünkü sendika yetkililerinin verdiği bilgiye göre, iki yıl içinde işten çıkarılmalar ve yeni işe alınmalar sonucu işçi ücretleri, enflasyona göre yüzde 5 geriledi. Bu nedenle işe düşük ücretle girenler ile eski çalışanlar arasında oluşan ücret dengesizliğini gidermek amaçlanıyor. Ücret talepleri de, Türkİş’in yaptığı hesaplamalar neticesinde, yüzde 12’lik mutfak enflasyon hesapları doğrultusunda olacak. Şu anda Meclis’te bekleyen 5510 sayılı (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasarısı eğer yasalaşırsa pek çok kazanılmış hak kaybedilecek. Sağlık ve sosyal güvenlik haklarında oluşacak önemli bazı kayıplar şöyle: Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65’e çıkarılacak... Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5 binden 7 bin güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9 bin gün prime çıkacak... Emekli maaşları yüzde 23 ile yüzde 33 arasında düşürülecek... Yıpranma hakkı gasp edilecek... Aylık geliri 139.6 TL’den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73 ila 475 YTL genel sağlık sigortası primi ödemek zorunda kalacak... Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de “katılım payı” adı altında para ödenecek... “Katılım payı” gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak... Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak... Sağlık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandaşı olmak, üstelik vergi ödemek, dahası genel sağlık sigortası primi yatırmak, hatta bir de “katılım payı” ödemek yetmeyecek. Şimdi bir de bazı özel durum ve tadavilerde güvenlik kurumunun belirlediği bedelin 3 katına kadar “ilave ücret” adı altında, ödeme yapmak gerekebilecek. Özetle, “parayı veren düdüğü çalacak’’... Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye’de “sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter” mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek... Hastalanan sigortalılara verilen iş göremezlik ödeneği yüzde 16 azalacak... Emekli BağKur’luların maaşından 10 yıl süreyle yüzde 10 oranında genel sağlık sigortası primi kesilecek... Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek... Primini ödeyemeyen çiftçilerin pamuğuna, buğdayına, üzümüne, tütününe el konulabilecek... 1970’li yıllardan itibaren başlayan, Thatcher ile en somut ifadesini bulan neoliberalist dalganın tipik uygulamaları bunlar. Şu anda sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok ülkesinde benzer politikalar uygulanmaya çalışılıyor. Devletler sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarını azaltma çabasındalar. Fransa ve Yunanistan’da büyük grevler ve kitle gösterileriyle bu yasalar engellenmeye çalışılıyor. Fransa’da Sarkozy zorlanıyor. 1990’larda, bu tip bir restorasyon programını uygulama hevesi, istikbal vaat eden Alain Juppe’ü iktidardan uzaklaştırmıştı. Türkiye’de, bu yasaya karşı ciddi ve canlı bir tepki yok. Başta sendikalar olmak üzere siyasi partilere ve demokratik kitle örgütlerine büyük görev düşüyor: Toplumun geleceğine sahip çıkmak... CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle