28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 STALİN DÖNEMİ Iowa’da kaybeden Hillary Clinton, ağladıktan sonra New Hampshire’da yarışa döndü Ağlamak Clinton’a yaradı ELÇİN POYRAZLAR Baltık ülkeleri tazminat peşinde DENİZ BERKTAY WASHINGTON ABD’nin New Hampshire eyaletinde yapılan başkanlık yarışı ön seçimlerinde Demokrat Partili Senatör Hillary Clinton yüzde 39 oyla galip geldi. Son anket sonuçlarının önde gösterdiği Iowa ön seçimlerinin galibi Senatör Barack Obama yüzde 37’yle Clinton’ı takip ederken Senatör John Edwards yüzde 17’yle üçüncü sıraya yerleşti. ABD’de kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinin New Hampshire’daki ön turunda Cumhuriyetçilerden yüzü gülen taraf ise oyların yüzde 37’sini alan Arizona Senatörü John McCain oldu. 71 yaşındaki McCain’i kampanyasında kendisinden çok daha fazla para harcayan Massachusetts eski valisi Mitt Romney yüzde 32 oy oranıyla izledi. Iowa’da Cumhuriyetçiler arasında birinci olan Evanjelik eski vaiz Mike Huckabee ise yüzde 11’le üçüncü sırada yer aldı. Geçen hafta yapılan Iowa’daki ön seçimde Huckabee’yi Romney izlemiş, McCain üçüncü sırada kalmıştı. Obama’yı yenerek adaylık kampanyasını yeniden canlandırma şansını yakalayan Clinton, sonuçların ardından yaptığı konuşmasında “New Hampshirelıları dinlediğini ve kendi sesini bulduğunu” söyledi. Hillary Clinton sözleri mesajı verirken kadın destekçilerinin sayısının da arttığı gözlendi. Iowa’da kadın seçmenlerinin çoğu Obama’ya destek vermişti. AP ajansının araştırmasına göre, New Hampshire’da Clinton’a hemcinslerinin yüzde 46’sı destek verirken Obama kadın seçmenlerin yüzde 36’sının oyunu alabildi. ‘Duygusal’ Clinton tuttu Clinton’ın oylarını arttırmasında son dönemde daha yumuşak ve duygusal bir imaj çizmesinin etkili olduğu yorumu yapılıyor. Geçen pazartesi günü New Hampshire eyaletinde seçmenleriyle yaptığı bir toplantıdaki konuşmasında, “Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?” sorusuna gözleri dolarak yanıt veillary Clinton, New Hampshire’da elde ettiği ren Clinton “Kolay değil. Bu yapkıl payı galibiyetle Beyaz Saray yarışından tığıma böylesine tutkuyla inanmakopmadığı mesajı verirken kadın destekçisaydım, yapamazdım...” demişti. lerinin sayısının arttığı gözlendi. Iowa sonrası Clinton’ın ABD medyası Clinton’ın ağlamaklı olmasına geniş yer verirken ön seağlamaklı hale gelmesine geniş yer veren ABD çim sonuçlarının ardından Clinton’a basınında Clinton’a yönelik “ağlamak işe yaradı” yönelik “ağlamak işe yaradı” yoyorumları öne çıktı. New Hampshire’da rumları öne çıktı. Cumhuriyetçilerden yüzü gülen taraf oyların yüzde Clinton geçen gün de iki erkek pro37’sini alan John McCain oldu. (Fotoğraflar: AP) testocunun “Hillary gömleğimi ütüni “New Hampshire’ın bana sağladığı döle” pankartı açması üzerine “Birilereceğini” söyledi. nüşü haydi Amerika’ya verelim” şeklinde Ön seçimlerin ilk durağı Iowa’da, Obama ve ri ışığı açsın, karanlık oldu. Cinsiyet ayrımsürdürdü. Barack Obama ise New Hampshire Edwards’ın ardından üçüncü gelen Hillary Clin cılığı hâlâ hayatta” diyerek tepki göstermişti. yenilgisini kabul ettiği konuşmasında, “ABD ton, New Hampshire’da elde ettiği kıl payı gaIowa’daki yenilginin ardından Hillary Clinhalkına değişim getirme misyonunu sürdü libiyetle Beyaz Saray yarışından kopmadığı ton’ın kampanyasını yürüten ekibin Demokrat adayın yaptığı konuşmalarda eşi Bill Clinton’la Beyaz Saray’da geçirdiği günlere nostalji yapan ifadeler yerine geleceğe dönük mesajlar verilmesine odaklandığı ve bunun da seçmen üzerinde olumlu etki bıraktığı yorumu yapılıyor. H KİEV Letonya Devlet Başkanı Vadlas Adamkus, Letonya’nın Stalin döneminin baskı politikasından ötürü Rusya’dan tazminat isteyeceklerini söyledi. Rusya’nın Sesi radyosuna konuşan Adamkus, Letonya’nın bu konudaki talebinin halen geçerli olduğunu söyleyerek Rusya’yı, Stalin döneminin baskı ve katliam politikalarından sorumlu olduğunu kabul etmeye davet etti. Baltık ülkeleri Estonya, Letonya ve Litvanya, Sovyetler Birliği ve özellikle de Stalin döneminde kendi ülkelerindeki uygulamalardan ötürü Rusya’dan tazminat talep ediyorlar. Letonya’nın bu konu hakkında özel olarak kurduğu komisyon, Rusya’nın Sovyet dönemindeki baskı ve katliamlardan ötürü Letonya’ya 30 milyar dolar tazminat ödemesi gerektiğine karar vermişti. Polonya’da ve Ukrayna’da da geniş çevreler, Sovyetler Birliği’nin İkinci Dünya Savaşı’nda Polonya’da yaptığı katliamlardan ve Ukrayna’da 193233 yılları arasındaki büyük açlık Holodomor olaylarında “Ukrayna ulusuna karşı soykırım uyguladığı için” Rusya’dan tazminat istenmesini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulmasını talep ediyorlar. KENYA’DA ŞİDDET Yağmacıları ‘kara büyü’ durdurdu Dış Haberler Servisi Kenya’da muhalefetin tanımadığı devlet başkanlığı seçimi sonrasında çıkan olaylar sırasında yağmaya yönelen bazı kişilerin “kara büyü” korkusu yüzünden çaldıkları malları iade ettikleri bildirildi. Mombasa Emniyet Müdürü Wilfred Mbiithi, “kara büyü” haberleri nedeniyle yağmacıların çaldıkları malları geceleri iade ettiklerini, buna rağmen hırsızların yakalanmaları halinde tutuklanacaklarını söyledi. Mombasa’da, “hırsızlık yapanların hastalandığı, hatta öldüğü” yolunda söylentilerin çıkmasının ardından, çalıntı malların bir kısmının gizemli bir şekilde geri döndüğü belirtiliyor. İSPANYA’DA SEÇİM DÖNEMİ Zapatero ETA’ya kapıyı kapadı MADRİD (AA) İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, ETA ile yeniden diyaloğa girileceğine ilişkin bir beklenti olmadığını söyledi. Madrid’de düzenlenen bir foruma katılan Zapatero, 9 Mart’ta yapılacak genel seçimi kazanmaları halinde geçmiş dönemde olduğu gibi yeniden ETA ile müzakere edeceği yönündeki iddiaları yalanladı. Zapatero, ETA’nın Mart 2006’da ilan ettiği, ancak 9 ay sonra Madrid’deki saldırıyla 2 kişinin ölümüne yol açarak fiilen sona erdirdiği ateşkes dönemiyle ilgili olarak “ETA bir kez daha istemedi. Ama kaybetti. Demokrasinin verdiği fırsatı kaçırdı. Kaybetti, çünkü daha zayıf ve daha da zayıf olacak” dedi. Bill Clinton için de dönemeç olmuştu Hillary Clinton’ın Beyaz Saray yarışı için verdiği mücadelede New Hampshire ayağı, tıpkı eski ABD Başkanı olan eşi Bill Clinton gibi önemli dönemeç noktalarından birini oluşturdu. Bill Clinton da 1992’deki başkanlık ön seçimlerinin ilk ayağında yenildikten sonra ikinci ayak olan New Hampshire’da galip gelmiş ve bu kendisine “comeback kid” (geri dönen çocuk) unvanını kazandırmıştı. New Hampshire’daki sonuç ABD’nin ilk siyah ve ilk kadın başkan aday adayları olarak tarihe geçen Obama ve Clinton arasındaki mücadelenin kızışacağını da ortaya koydu. Demokrat adaylar kampanyalarını 19 Ocak’ta Nevada ve bundan yaklaşık bir hafta sonra Güney Carolina’da yapılacak ön seçimlere yoğunlaştırdı. Nüfusunun çoğu siyah olan Güney Carolina’da Obama’nın şansının daha yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Cumhuriyetçiler ise Michigan eyaleti ön seçimleri için kampanyalarını yoğunlaştırdı. New Hampshire eyaletindeki önseçime katılımın çok yüksek olduğunu belirten yetkililer, yaklaşık 500 bin kişinin oy kullanmış olabileceğini kaydettiler. HUTBESİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ Krala övgü yağdırdı İspanya Kralı Juan Carlos’un 70 yaşında olduğunun hatırlatılarak ülkedeki monarşik yapıyla ilgili yöneltilen bir soruyu ise Zapatero, “İspanya’da monarşinin geleceğini çok sağlam görüyorum. Kralın üstlendiği görev önemli oldu. Carlos’un oluşturduğu monarşi, ülkenin yararınadır” diye yanıtladı. İspanya’nın demokrasi döneminde Kral Carlos’un oynadığı role 10 üzerinden 9.5 puan verdiğini söyleyen Zapatero, “Çünkü 10 abartı olarak algılanabilir” şeklinde konuştu. Zapatero, Katolik Kilisesi ile hükümet arasında yaşanan gerginlikle ilgili olarak da “İki kardinalin çıkıp, boşanmanın kolaylaştırılması, kürtaj, eşcinseller arası evlilik gibi yasaların insan haklarını zayıflattığını veya demokrasiyi erittiğini söylemesi kabul edilemez” değerlendirmesini yaptı. Küba’da devrim kutlamaları çerçevesinde, Fidel Castro’nun 8 Ocak 1959’da başkent Havana’ya girişi törenlerle kutlandı. Havana’nın Cotorro bölgesindeki törene, eski gerillalar üniforma ve madalyalarıyla katılırken gerilla üniforması giyen çocuklar da alkış tuttular. (Fotoğraf: AP) Roma Torinolu imamı sınır dışı etti ROMA (AA) İtalya, Torino kentinde bir mescitte imamlık yapan ve geçen yıl verdiği bir cuma hutbesinde Hıristiyanlar ve Yahudilerden uzak durulmasını tavsiye eden, kadınların ikinci plana itilmesini mazur gören sözleriyle tepki çeken Fas vatandaşı Muhammed Kuhayla’yı sınır dışı etme kararı aldı. İçişleri Bakanlığı’nın kamu güvenliği açısından tehdit teşkil ettiği gerekçesiyle aldığı kararın, Kuhayla’ya (44) dün itibarıyla tebliğ edildiği belirtildi. İtalya’da 15 yıldır ikamet eden Kuhayla, bir kasap dükkânı çalıştırdığı Torino’da üç yıldan beri de mescitte imamlık yapıyordu. Kuhayla’nın, geçen martta mescitte verdiği bir cuma hutbesi ülkede tepki yaratmıştı. Havana’da devrim kutlamaları HAÇLI SEFERLERİ’NİN BELGESİ BULUNDU MADRİD (AA) İspanya’daki Segoiva Katedrali’nde, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı savaş için vergi talep edilen Papalık fermanının 5 örneği bulundu. 1473 tarihli mührün bulunduğu Papalık fermanının bilinen tek kopyasının 2. Dünya Savaşı sırasında yıkımlarla ortadan kaybolduğunu belirten yetkililer, bulunan 5 örneğin “İspanya’da, matbaada basılan ilk Papalık fermanı” olmasından dolayı önem taşıdığını ifade ettiler. Uzmanlar, fermanların 1473’te Papa 4. Sixto adına diplomatik görevle İspanya’da bulunan, daha sonra 6. Alejandro adıyla Papa olan Kardinal Rodrigo de Borja tarafından getirildiğini belirttiler. Söz konusu 5 örnek Papalık fermanında, o dönemde Katolik Kilisesi’nin Osmanlı Devleti’ne karşı Haçlı Seferleri’ne destek için farklı vergi taleplerinin olduğu bildirildi. rkekler kadınlara göre daha zayıftır. Duyarlılıkları daha azdır. Adapte olma yetenekleri sınırlıdır. Bir de eğer, ülkeleri, yüz yıla sığacak değişiklikleri toplam 1520 yıl içinde yaşamışsa, vay gele erkeklerin başına... İşte Rus erkekleri! İyice kabuklarına çekildiler. Özgüvenlerini ve iddialarını kaybettiler. Mutlulukları pek bir sığlaştı. İlgi alanları pek bir yüzeyselleşti. Ne iş alanında başarı, ne aşk, aile ve çocuk, ne derinlemesine bir düşünsel faaliyet ne de kendine karşı özen... Sorunun tarihsel nedenlerini araştırabilirsiniz. Çarlık Rusyası’nda da erkeklerin daha tembel ve içki meraklısı olduğunu kanıtlayabilirsiniz. Dünya savaşlarında, devrimlerde, baskı ve sürgün yıllarında milyonlarca kaliteli erkeğin yok edildiğinden dem vurabilirsiniz. Ama bu kadarı fazla! Rusya’da ailenin fiili reisi kadındır. Çocuğun sorumluluğu neredeyse bütünüyle kadına aittir. Yalnızca günlük ve küçük kararlar değil, büyük olanları da kadın dudaklarından dökülür. Boşanma kararını alan da odur genellikle. İşyerinde de kadın daha güvenilirdir. Yarı yolda koymaz, görevlerini iki kadehe değişmez. Son zamanlarda Rus kadınları eskisine göre daha iyi para kazanmaya başladı. Bu durumda evde bir “asalak” bulundurmaya gerek görmeyenlerin sayısı çoğalıyor. Bazıları, yabancı erkeklerde arıyor mutluluğu. Tanıştırma ve evlendirme servislerine üye oluyor. Ama bu da kolay bir yol değil. Güzel oldukları kadar talihsiz de galiba bu kadınlar... Zavallı Erkekler E PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY [email protected] Yüzyılın Yağması umhurbaşkanı Abdullah C Gül, Financial Times editörlerinden Chrystia Freeland’in yazdığı “Sale Of The Century” ( “Yüzyılın Satışı” ) isimli kitabı okuyormuş. Eski Sovyet ülkelerinin zenginleri ele alınıyormuş kitapta. Okumadım, ama konunun yabancısı değilim. 810 yıl öncesinin bir fıkrası: Bir “yeni Rus” bir başka “yeni Rus” ile karşılaştığında ona taktığı kravatı kaça aldığını sormuş. Öteki övünerek cevaplamış: Falanca mağazadan 500 do ? Sahip Nasıl mı mutlu oluyorum k sahip ololduğum şeylere sevinere eyerek... madıklarımı hiç düşünm Lev Tolstoy gelen tavırlarıyla hâlâ dikkat çekenler az değil. Malum, Forbes dergisi her yıl milyarderlerin listesini yayımlıyor. 2007’de dünyada 946 dolar milyarderi vardı. Bunların toplam legal sermayesinin 2006’da tam 900 milyar artarak 3.5 trilyon dolara ulaştığı açıklanmıştı. Forbes’ın listeleri, Rusya’nın en hızlı dolar milyarderi üreten ülke olduğunu gösteriyor. 2004’te 25 milyarder varken 2005’te 39, 2006’da 50 ve geçen yıl 53 Rus milyarderi saptandı. Bir ilginç ayrıntı: Forbes’a göre, dünyada ortalama milyarder yaşı 62. Rusya’da ise yalnızca 46. Konunun farklı bir boyutu daha var: Rusya’da toplumun en zengin yüzde 10’luk kesimi ile en yoksul yüzde 10’luk kesimi arasındaki gelir farkı uçurumu 40 kat gibi ürkütücü bir orana ulaştı. (Avrupa ülkelerinde bu oran 79 kat civarında, İsveç ve Norveç’te 35 katı geçmiyor). Böyle giderse ne olur? Kim bilir, belki de hiçbir şey olmaz... Hep Aynı Hikâye H 18.8 milyar dolarla Rusya’nın 1, dünyanın 16 numaralı zengini Roman Abramoviç 41 yaşında. Sevgilileri, futbol merakı, satın aldığı pahalı yatlar ve malikhaneler ile sürekli olarak medyanın gündeminde. lara aldım. Övünme sırası karşı tarafa geçmiş: Seni aldatmışlar. Bende de aynısı var, ama ben onu filanca mağazadan tam 1000 dolara aldım... Bu sadece bir fıkra. Ama anlattığı şey önemli. Bir insan veya sınıf tipini, yakın tarihten bir kesiti aktarıyor. “Yeni Rus” diye, devletin verdiği imkânlarla çok kısa zamanda milyoner olan görgüsüz Rus zenginlerine denirdi. Ve 70 yılı aşkın sosyalizm döneminden sonra, Rusya kapitalizmi kurmaya karar verip de birden ortada kapitalist olmadığını fark edince bu tür çok insan palazlandı. Daha doğrusu devlet eliyle palazlandırıldı. Milyarlık madenler, devlet işletmeleri, fabrikalar, bazı komünist parti yöneticilerine, uyanık haberalma görevlilerine ve yeniyetme girişimcilere peşkeş çekildi. Sonuçta halk yoksullaşırken bu gibiler, kısa sürede yalnızca Rusya’nın değil, dünyanın en zenginleri arasına girdiler. Gerçi artık kravata 500 veya 1000 dolar vermekle övünmüyorlar; garsonlara 100200 dolar bahşiş de vermiyorlar. Yani görgüsüzlük dönemleri bir ölçüde geçti. Bazıları çağdaş işadamı oldu. Ama özellikle yurtdışında tatilde iken başkalarına “garip” Televizyonun İsyanı Putin televizyonun karşısına geçip sorar: TV TV, söyle bana: Rusya’nın en akıllı ve güçlü adamının adı ne? Televizyon köpürür: Bıktım sana her gün aynı cevabı vermekten!.. ep aynı hikâye... Benzer fotoğraflar... Aynı açıklamalar... Soğuklar bastırıyor. Gazımız yetmiyor. İran vanayı kapatıyor. Panik işaretleri ortaya çıkıyor. Enerji politikamız hafiften tartışılmaya açılıyor. Bakan Güler, “Tahran vanayı açacağına söz verdi” diye geçiştiriyor... Her yıl aynı hikâye... İnanmazsanız geçen yılların gazetelerine bakın. Ha, bir konu daha var: Genellikle İran’ın yol açtığı gaz krizini Rusya’nın verdiği ek gazla çözüyoruz. Bu yıl Rusya ek gaz vermiyormuş. Bu arada Ukrayna üzerinden aldığımız gaz da azalmış (gaz çalma uygulaması sürüyormuş)... Gazeteler bu haberlerle dolu. Aciz kalan Enerji Bakanlığı, Başbakan Erdoğan’ın Putin ve Ahmedinejad’a ricacı olması fikrini ortaya atmış yine. Esnaf ağzı “Bi kolaylık yap, ayağımız alışsın!” muhabbeti yani... Yaz aylarındaki günlük 80 milyon metreküplük gaz tüketimimiz kış aylarında 140 milyon metreküpe yükseliyor. Ama gaz yetersizliği sorunu nedense hep “aniden” ortaya çıkıveriyor. İşte yine günlük 30 milyon metreküplük gaz açığımız doğdu ve çaresiz kaldık. Baku... Tiflis... Samsun... Ceyhan... Nabucco... “Rusya’yı izole ettik”... “AB artık bize muhtaç”... “Enerji köprüsü olduk”... Elbette bütün bunlar harika da... Ulusal enerji politikamız var mı? Yok. Gaz depolama sistemimiz? Yok. İran’a duyulan güven? Devam... Elektrik üretiminde doğalgaza abanma? Devam... Sonuç? Hep aynı hikâye... Benzer fotoğraflar... Her yıl aynı açıklamalar... CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle