Katalog

10 OCAK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tanla, seçim sisteminin daha fazla oy alanları TBMM dışında bıraktığına dikkat çekti 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA DTPzaaftanbeslendi Sağda birleşmeye yeşil ışık ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DP Genel Başkanlığı’na seçilen Süleyman Soylu’nun merkez sağda birleşme için dile getirdiği 6 aylık süreyi “isabetli bulduğunu, ancak paniğe kapılmamak gerektiğini” söyledi. Mumcu, “Ben 6 aylık süre öngörülmesini, yerel seçimleri de dikkate alan pratik bir ihtiyaçtan kaynaklandığını düşünüyorum” dedi. Uyuyan Dev! Giderek yoksullaşan bir Türkiye... Ekonomi nasıl ayakta duruyor, kimse bilmiyor. Tarım kesimi çökmüş, fabrikalar kapanmış, Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım yapılmamış. Kayıt dışı ekonomi almış başını gidiyor. Kaçak akaryakıt, kaçak sigara, kaçak içki... Sosyal devlet, sadaka veren devlet olmuş. Tüm bunlar yaşanırken birileri çıkıp şöyle diyor: “Cumhuriyet döneminde dindarlara çok büyük baskılar yapıldı...” Dün sabah İstanbul’dan uzakta, bir kıyı kasabasında Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’te “O zalim aşirete açıklıyorum” başlıklı yazısını okurken kendi kendime düşündüm... Gerçekten dindarlara hangi dönemde baskı yapıldı? 70 bin caminin, 70 bin Kuran kursunun, 2 bin tarikat evinin bulunduğu laik demokratik Cumhuriyette devletin kaç okulu var? İmam hatip liseleri, Fethullahçı okullar, yurtlar... Sayısı kaç bunların? Ertuğrul Özkök ne diyor: “Cumhuriyet kurulalı 85 yıl oldu. Bunun 25 yıla yakın bölümünde Cumhuriyeti kuran tek parti iktidardaydı. Son 60 yılda bu ülkeyi kim ve kimler yönetti? Laikçi ceberut sol Kemalist iktidarlar mı?” Türkiye’nin son 58 yılını gerici, faşist, Türkİslam sentezini savunan, tarikatlarla iç içe yaşayan iktidarlar yönetti Türkiye’yi. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin başaktörü Kenan Evren, Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun, Türk Tarih Kurumu’nun kapısına kilit vurup tüm mallarına el koyarken Nurcuların, Nakşilerin, Süleymancıların kılına bile dokunmadı. ??? 1980’li ve 1990’lı yılları bir anımsayın... Devlet üniversitelerindeki kütüphaneler kapatılıp mescit yapıldı. Öğretmenler Günü mevlitle kutlanmaya başlandı. Üniversitelerdeki “sıkmabaş” eyleminin öncüsü, bugün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün en yakın arkadaşı Fehmi Koru’nun eşi değil miydi? Başbakan, Turgut Özal’dı ve Fethullah Gülen cami cami dolaşıp “Sıkmabaş eylemlerinden vazgeçmeyin” diye vaaz vermiyor muydu? Ne çabuk unuttuk Havran Üniversitesi’nde tarikat şeyhlerine fahri doktora unvanı verilip tören düzenlendiğini. 1990’lı yılların ortalarında PKK’ye karşı “derin ilişkiler” içinde olan askersivil bürokrasinin yarattığı Hizbullah militanlarının camileri örgüt evi haline getirmesine göz yumanlar ceberut Kemalistler midir, yoksa Türkİslam sentezini savunanlar mı? Gevezelik yapmasını seven sözde bilim insanı çok. Bunlar nabza göre şerbet vermeyi iyi bilirler. Şimdilerde Cemil İpekçi var. TV ekranlarında sapla samanı karıştırmayı sürdürüyor. Aman da aman! Neler bilirmiş neler! Zamanında parka, bot giymiş bir devrimci! Nâzım Hikmet’e hayran “muhafazakâr solcu”, bugünlerde AKP’ye çok yakın “muhafazakâr eşcinsel” olarak sıkmabaşı savunuyor. NTV’de Pınar Kür ve Müjde Ar, eski dostları Cemil Bey’in üstüne fazla gitmediler. Ancak Star’da Ruhat Mengi ve Deniz Adanalı, Cemil Bey’i süt dökmüş kediye döndürdüler. 60’lık yakışıklı, gözleri sürmeli Cemil İpekçi sorular karşısında ter dökmeye başladı, sonra da kuyruğunu kıstırıp uslu uslu oturdu. ??? Türkiye’de hiçbir dönem bırakın dindarları, yobazlara bile baskı yapılmamış, tarikat şeyhleri ise korunup kollanmıştır. Eğer Şeyh Sait isyanının bastırılmasını, Menemen olayını ve yargılama sürecini “dindarlara baskı” olarak görüyorlarsa söylenecek söz yok. Pardon, var! Laik, demokratik Cumhuriyeti yıkmak ve yerine din devleti kurmayı istiyorlarsa, uyuyan dev gün gelir uyanır. Sonrası mı? Onu da düş kuranlar düşünsün... Meclis’te Gül atışması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda söz alan bağımsız milletvekili Kamer Genç’in, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ABD’nin Irak’taki çıkarlarını savunuyor” demesi tartışmaya neden oldu. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Genç’in Türkiye Cumhuriyeti’ni küçük düşürücü beyanlarda bulunduğunu belirterek, “Böyle bir düşünceye sahip olan kişinin şu parlamento çatısı altında bulunmaması gerekir” dedi. Tekrar söz alan Genç’in, “Sayın bakan vatansever olmadığımı söyledi. Şahsıma karşı ağır ithamlarda bulundu. Bu bakan orada oturamaz” sözleri AKP’lilerin tepkisine neden oldu. İstanbul Haber Servisi Eski CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla “Daha fazla demokrasi” talep eden DTP’li milletvekillerinin demokrasinin zaaflarından yararlandığını belirterek “22 temmuz seçimlerinde DTP’li milletvekillerinin aldığı oy 977 bin olmasına karşın 21 milletvekilini TBMM’ye gönderdiler. Demokrat Parti 1 milyon 898 bin, Genç Parti ise 1 milyon 64 bin oy almasına karşın TBMM’ye giremedi” dedi. Gazetemizi ziyaret ederek seçim sistemiyle ilgili değerlendirme yapan Bülent Tanla, seçim sisteminin zaaflarıyla seçmenlerin tercihlerinin TBMM’ye doğru yansımadığının altını çizdi. Tanla, demokrasi talepleriyle yöre toplumunun karşısına çıkanların, toplumun zaaflarından da yararlanarak samimi olmadıklarını gösterdiklerini, bu tutum ? Bülent Tanla, seçim sisteminin zaaflarıyla seçmenlerin tercihlerinin TBMM’ye doğru yansımadığını belirtti. Demokrat Parti ve Genç Parti’nin DTP’den daha fazla oy almasına rağmen Meclis’e giremediklerine dikkat çeken Tanla, “DTP, demokrasimizin en fazla zaafı olan yönünden yararlanmaya devam ediyor. Yörede daha fazla demokrasi ve özgürlük talepleri olmasına karşın, DTP, yöre halkının kafasının karışmasına neden oluyor” dedi. larını bugün de sürdürdüklerini belirtti. Tanla, “DTP, demokrasimizin en fazla zaafı olan yönünden yararlanmaya devam ediyor. Yörede daha fazla demokrasi ve özgürlük talepleri olmasına karşın, DTP, yöre halkının kafasının karışmasına neden oluyor. DTP’nin demokrasi talebi, DTP tabanının demokrasi ve özgürlükler istemine karşın, DTP’nin yaptıkları paralellik göstermiyor” diye konuştu. Tanla, DTP’nin TBMM’ye girmesiyle yakaladığı tarihi şansı değerlendiremediği, bugün de değerlendirmek için geç kaldığını söyledi. DTP’nin, terörle arasına çizgi çekemeyen politikalarının bölge halkında “temsil” sorunu yarattığını dile getiren Tanla, devletin tam bu zamanlama içinde çözüm için önemli adımlar atması gerektiğini ifade etti. Bölge halkının isteklerinin iki dünya arasında sıkışmış olduğunu vurgulayan Tanla, “Bir Kürt devleti isteği yönünde ağırlık koyan PKK ile, yörede PKK terörünü çözmeye ve halka özgürlükleri sağlamaya çalışan devlet arasında sıkışmış olduğunu görüyorum. PKK’nin yaptığı birtakım hareketleri halk tasvip etmiyor ve PKK’nin kendini temsil etmediğini düşünüyor, ama devletin PKK’ye karşı olan haklı savaşının dışındada, devletten beklentileri olduğunun anlaşılmasını istiyor” dedi. Kalkınma projesi Bölgeye yönelik topyekün bir kalkınma projesi başlatılmasının, sorunun çözülmesi için hayati önem taşıdığını belirten Tanla, önerilerini şöyle özetledi: “Üç öneri getirmek istiyorum. Birincisi, bölge halkı merkezli, bölgede yaşayan halkın durumu doğrudan ilgilendiren tedbirler alınmalı. PKK’ye giden yolların, damarlarının kesilmesinin yolu PKK’ye karşı tedbirler almak değildir. Öncelikle bölgede yaşayan halkın durumunu doğrudan ilgilendiren tedbirler alınmalı. ikinci olarak, bölgedeki yurttaşla ezber bozacak bir iletişim kampanyası başlatılmalı. Bu iletişim kampanyasının dört unsuru var. Gerçekçi olmalı, sorunlarla birebir örtüşmeli, bölge halkının mutluluğuna yönelik olmalı, geniş kapsamlı olmalı. Üçüncü olarak da devlet, krizin önüne geçmeli. Bugün AKP’nin teröre yönelik programı ile krizin önüne geçilemedi, Türkiye sorunun arkasından sürükleniyor. Yani temizlik yapmıyor, pislik halının altında biriktiriliyor.” G CHP, ‘anadilde eğitim’ için yasa hazırlıyor ÜNEYDOĞU AÇILIMI ? Deniz Baykal’ın Kuzey Irak açılımının ardından parti yönetimi ikinci açılımı anadilde eğitim ve öğrenim konusunda yapmayı planlıyor. 1989 yılında hazırlanan Güneydoğu Raporu’nu güncelleştirmeyi sürdüren parti, devletin üniter yapısını zedelemeyecek bir düzenleme için hazırlıklara başladı. ANKARA (ANKA) CHP, Deniz Baykal’ın Kuzey Irak açılımının ardından ikinci açılıma hazırlanıyor. Yeni açılım bu kez anadilde eğitim ve öğrenim olacak. “Devletin üniter yapısını zedelemeyecek bir düzenleme” için kolları sıvayan CHP, 1989 yılında altında Deniz Baykal’ın da imzasının bulunduğu “Türkçeden Farklı Dillerin Kullanılması Hakkında Kanun Teklifi”ni raftan indirerek yeniden Meclis gündemine getirmeye hazırlanıyor. CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Sinan Yerlikaya, 1989’da hazırlanan Doğu ve Güneydoğu raporlarının güncellenmesine ilişkin çalışmaların sürdüğünü belirterek o yıl Meclis’e sunulan “Türkçeden Farklı Dillerin Kullanılması Hakkında Kanun Teklifi”ni yeniden gündemlerine aldıklarını kaydetti. 22 Temmuz seçimlerinde en çok Doğu ve Güneydoğu’da oy kaybeden CHP, bölgeye yönelik açılımlarını devam ettirmeye hazırlanıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Kuzey Irak açılımının ardından parti yönetimi ikinci açılımı anadilde eğitim ve öğrenim konusunda yapmayı planlıyor. Parti yönetimi anadilde eğitim için 1989’da TBMM’ye sunulan Baykal’ın da imzasının bulunduğu söz konusu kanun teklifini yeniden gündemine alırken önümüzdeki günlerde de teklifin revize edilerek ve devletin üniter yapısını zedelemeyecek şekilde Meclis gündemine getirilmesi bekleniyor. Çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Sinan Yerlikaya, 1989’da hazırlanan Doğu ve Güneydoğu raporlarının güncellenmesine ilişkin çalışmaların sürdüğünü ifade etti. Yerlikaya, “1989 raporunun güncelliği devam ediyor. Dil ve kimlik konusunda o raporun gerekleri yerine getirilirse meselenin büyük kısmı çözülmüş olur” dedi. 1989’da Baykal ve 16 arkadaşının imzasıyla TBMM’ye anadilde eğitimle ilgili yasa teklifi verildiğini hatırlatan Yerlikaya, bu teklif üzerinde inceleme yaptıklarını kaydetti. Yerlikaya, “Anadillerin geliştirilmesi konusunda devletin artık elini taşın altına koyması gerekiyor. Vatandaşın artık kendi dilini bilmesi ve öğrenmesi kaçınılmazdır. Anadilin özel eğitim yoluyla öğretilmesi ve geliştirilmesini savunuyoruz. Bu konuyu partinin yetkili organlarında tartışacağız. 1989 yılındaki yasa teklifi çerçevesinde yeni bir yasa teklifi parlamentoya verilebilir” diye konuştu. Anadilde eğitim ve öğrenim konusunda devletin kontrol dışında herhangi bir müdahalesinin bulunmaması gerektiğine işaret eden Yerlikaya, “Anadilin öğretilmesi, geliştirilmesi, anadilin özel eğitim yoluyla şekillendirilmesini savunuyoruz” dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Limanlardan birini açın’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de temaslarda bulunan İngiltere Başbakanı Gordon Brown’un Kıbrıs Özel Temsilcisi Joan Ryan, Dışişeri Komisyonu Başkanı Murat Mercan, AB Uyum Komisyon Başkanı Yaşar Yakış ve bazı komisyon üyeleriyle bir araya geldi. Kıbrıs konusunda yeniden masaya oturulması için Türkiye’den iyi niyetli bir adım atmasını beklediklerini kaydeden Ryan, bu adımın Türkiye’nin limanlarından birini Rum Kesimi’ne açmak olabileceğini söyledi. Mercan ve komisyon üyeleri, Ryan’ın önerisine karşı çıktılar. [email protected] ‘Matkap’ta tutuklama ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da “Matkap’’ adı verilen operasyonda gözaltına alındıktan sonra mahkemece serbest bırakılan, ancak savcılığın itirazıyla hakkında yakalama emri çıkarılarak yeniden gözaltına alınan Mehmet Mucip Seven tutuklandı. Nöbetçi mahkemece daha önce serbest bırakılan Zakir S. (Bedirhan E.), Hasan K. ve Mahmut K. için de savcının itirazı üzerine yakalama emri çıkarılmıştı. MYK toplantısında ‘sık sık bölgeye gidin, ben de gideceğim’ dedi hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Baykal’dan Güneydoğu talimatı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Deniz Baykal, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında Diyarbakır gezisinden duyduğu memnuniyeti dile getirirken “İnsanlar bizim yokluğumuzu hissediyor, her vesileyle bölgeye gidin, ben de gideceğim” mesajı verdi. CHP MYK’nin dünkü toplantısında ABD seçimleri ile ilgili gelişmeler değerlendirildi. Baykal ayrıca Diyarbakır gezisi hakkında bilgi verirken, memnuniyetini dile getirdi. Edinilen bilgiye göre Baykal, “Çeşitli vesilelerle o bölgeye gidin, ben de gideceğim. İnsanlar bizim yokluğumuzu hissediyorlar. Bu ihtiyaca cevap verelim. Sivil toplum örgütleri ile toplantıdan çok memnun oldum. İstediklerini söylediler. Hiç müdahale etmedim. Her türlü özgürlüğe, insan haklarına saygılı bir yaklaşımımız var. Ama bölücülüğe, teröre karşı durduğumuzu herkesin gözünün içine baka baka anlattım. Eleştirdiler ama cevabımdan sonra hiçbir itiraz ileri sürmediler. Tatmin oldular. Başbakan geldi, bizi azarladı gitti, siz hepimizi dinlediniz, dediler” görüşünü dile getirdi. Toplantıda kongre süreci de değerlendirildi. 709 ilçede kongrelerin tamamlandığı, geriye kalan 177 ilçe kongresinden 55’inin de bu hafta sonu yapılacağı kaydedildi. Saldırgan yaralı olarak yakalandı Kızılcahamam’da çatışma: 1 polis şehit KIZILCAHAMAM (AA) Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde “dur” ihtarına uymayan bir otomobilden açılan ateşle bir polis şehit oldu, bir polis de ağır yaralandı. Kazan’da polis ekiplerinin şüphelendiği 34 MHM 67 plakalı otomobil, “dur” ihtarına uymayarak kaçtı. Kızılcahamam istikametine giden aracı takip eden ekipler, Kızılcahamam Emniyet Müdürlüğü’nden yardım istedi. Bunun üzerine yolda barikat kuran polis ekipleri araca “dur” ihtarında bulundu. Ayrımcı imama suç duyurusu ? İstanbul Haber Servisi İP Öncü Kadın İstanbul Başkanlığı üyesi kadınlar, Beylikdüzü’ndeki Fatih Sultan Mehmet Camii imamı Hasan Hakyemez hakkında “Çalışan kadın aldatır” yönündeki açıklamaları nedeniyle, Sultanahmet Adliyesi’ne suç duyurusunda bulundular. Yapılan açıklamada “Bu sözlerde, kadınları kültürel, sosyal, siyasi hayattan duvarların arkasına hapsetme planları yatıyor” dedi. Öztürk, AKP iktidarı ile kadını yaşamdan soyutlamaya yönelik politikaların başladığının altını çizdi. MURAT KARAYALÇIN: ULUSUMUZ ASLİ UNSUR, TALİ UNSUR OLARAK BÖLÜNEMEZ ‘Kürt sorununu demokrasi çözer’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, üniter devlet yapısı, ulus ve yurt bütünlüğünü, “Cumhuriyet’in kutsal üçlemesi” olarak gördüklerini belirterek “Ulusumuz, ‘asli unsur’, ‘tali unsur’ olarak bölünemez” dedi. Karayalçın, Kürt sorununun “kardeşlik, kültürel özgürlük ve ulus devletin demokratikleşmesiyle” çözülebileceğini belirtti. Karayalçın, yaptığı yazılı açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Kurtuluş Savaşı’yla Anadolu ve Trakya halklarının din, inanç ve etnik farklılıklarının arındırıldığı bir ulus yapısı ve bir kamusal alan içerisinde inşa edildiğini” kaydetti. Üniter devlet yapısı ile ulus ve yurt bütünlüğünü “Cumhuriyet’in kutsal üçlemesi” olarak gördüklerini vurgulayan Karayalçın, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Çevresinde rejimler yıkılırken, devletler çökerken Türkiye’yi 85 yıldır ayakta tutan, bu altın üçgen olmuştur. Üçgenin ayaklarından birinin kaldırılması, örneğin devletin tekliği ve yurdun bölünmezliğinin korunup ulusun tümlüğünün kaldırılarak iki asli unsurlu ve bol azınlıklı bir ulus yapısının kabul edilmesi, ülkemiz için yıkım anlamına gelecektir. Kuşkusuz buna asla izin verilemez. Ulusumuz, ‘asli unsurlar’, ‘tali unsurlar’ diye asla bölünemez. SHP, Kürt sorununun kardeşlikle, kültürel özgürlüklerle ve ulus devletin demokratikleşmesiyle çözüleceği inancındadır.” Polis memurunun durumu ağır Bu sırada araçtan açılan ateşle polis memurlarından Gökhan Elbistan ile İbrahim Şafak yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralı polislerden Elbistan yolda şehit oldu. İbni Sina Hastanesi’nde tedavi altına alınan İbrahim Şafak’ın durumunun ise ağır olduğu öğrenildi. Saldırganın ailesi de yanındaydı Çatışmada yaralı yakalanan sürücü Süleyman Y’nin (40) yanında 13 yaşındaki oğlu A.M.Y. ile kimlikleri açıklanmayan eşi ve kızının da bulunduğu belirtildi. Araçta yapılan aramada ise bir adet uzun namlulu silah ile bir tabanca ele geçirildiği bildirildi. Bu arada olayın duyulması ile birlikte yaralı Süleyman Y’nin kaldırıldığı Kızılcahamam Devlet Hastanesi önünde toplanan çok sayıda kişi, zanlıların “terörist” oldukları iddiası ile protesto gösterisinde bulundu. Murat Karayalçın CUMHURİYET 05 K