18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 2007 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL PENCERE Paralanmak!.. Sabah telefonda Mustafa Balbay’la konuşuyoruz... Gazetelere şöyle bir göz attıktan sonra edindiğim ilk izlenimi üç sözcükle vurguladım: Bizim medyanın çok satışlı gazetelerinde amaç: Para.. para.. para... Balbay: Abi, dedi, medya paralanıyor... Karşılıklı birer kahkaha attık!.. ? Çoğu çok satışlı ceridemizin paradan gayrı bir davası yok!.. Para için paralanıyor medyamız... Peki, paralanmak ne demek?.. En başta iki anlamı var: 1) “Paralanmak” meteliğe kurşun atarken eline çok para geçmesi anlamına gelebilir... Medyamız bunun için birebir... Çoğu çok satışlı gazete “kazanmak, ticaret, vurgun, çıkar” için silah gibi kullanılıyor... 2) Ama bir de özgürlük, laiklik, demokrasi, bağımsızlık, insan hakları, sosyal adalet amaçları yolunda çabalamak, özveri göstermek, didinmek anlamında “paralanmak” var... Medyamız, sözcüğün birinci anlamında paralanıyor; ama, ikinci anlamında paralanmak hak getire... ? Türkiye’de medya bugüne dek ikiye ayrılıyordu; birinci grupta tarikatçılığa dayanan dinci egemenliği geçerliydi... “Dinci medya” deyip geçmeyin!.. Yalnız Fethullahçı gazeteler her gün 1.5 milyon gazeteyi bedava dağıtıyorlar... Dünya çapında ilginç ve çarpıcı sayılacak bir olay bu... Para.. para.. para!.. Para sebil gibi... Ne paradır bu?.. Bu medyada değirmenin suyu nereden geliyor, nereye gidiyor?.. Dinci medya nasıl paralanıyor?.. Sorunun yanıtı meçhul!.. ? 1 Nisan’a kadar dinci grubun dışındaki medyada üç grup vardı: Doğan Grubu.. Sabah Grubu.. Akşam Grubu.. İktidar 1 Nisan şakası yapar gibi pazar günü Sabah Grubu’na el koydu... Bu grupta 1 milyonu aşkın satışlı gazeteler.. Dergiler.. Radyolar.. Ve televizyon kanalları vardı... ? 1 Nisan’dan sonra demek ki yeni bir grup oluştu... Ki adına “Devlet grubu, hükümet grubu, iktidar grubu” denebilir... Biliyorum, şimdi soracaksınız: Cumhuriyet bu medyanın neresinde?.. Ne içinde.. Ne dışında.. Gazetemizin halini ne siz sorun, ne biz söyleyelim; Cumhuriyet’in varoluşu kendine özgüdür... Bildiğiniz gibi Cumhuriyet ne bir gruba dahildir ne de sermaye gazetesidir... Cumhuriyet, sözcüğün birinci anlamında paralanamaz... Ancak ikinci anlamında paralanır!.. AB’nin Masası GÖRÜŞMELER yeniden başlıyor. Askıya alınmış olan sekiz başlığın birinden değil de, ilk başlık olan “Bilim ve Araştırma”dan sonra ikinci sıradaki “İşletme ve Sanayi Politikaları” başlığından. Daha önce belirtildiği gibi, böyle sıradan bir başlığın kapatılması için yine koşul var: Türk hava sahasının ve limanlarının Güney Kıbrıs uçaklarına ve gemilerine açılması. Ama bu kadarı bile iktidarca “önemli bir adım” olarak sunuldu. Daha da önemli gösterilmeye çalışılan “gelişme” şudur: Başbakanlık’a bağlı “AB Genel Sekreterliği” bir kitapçık yayımlayarak yedi yıllık bir “müzakere takvimi” ilan etti. Kitapçık, AB’yle uyum sağlamak için bu süre içinde çıkarılacak yasaları sayıyor. AB’nin askıya aldığı ve ne zaman askıdan indireceğini bildirmediği sekiz başlığa ilişkin olarak çıkarılacak yasalar da bu kapsam içine alınmış. Şu tuhaflığa bakın: Adamlar “Müzakerelerin ucu açık; istenen her şeyi yapsanız bile tam üye olmayabilirsiniz” diyorlar. Bizimkiler ise askıya alınmış o sekiz konuda, yani malların serbest dolaşımı, hizmetlerin serbest dolaşımı, mali hizmetler, ulaştırma, balıkçılık, tarım, Gümrük Birliği, dış ilişkiler alanlarında uyum yasaları çıkarmak için kolları sıvıyorlar. Kendi kendine gelingüvey olmaya bundan daha iyi örnek olabilir mi? u teşneliğin tehlikesi şurada: İstenenleri yaparken, ancak tam üyelik kesinleştikten sonra yapmanız gerekenleri şimdiden yapmak telaşına kapılabilirsiniz ve sonra tam üyelik gerçekleşmezse büyük pişmanlık duyarsınız. Verilen verilmiş, giden gitmiştir. Geriye dönmek, verileni geri almak, gideni geri döndürmek olanağı kalmamış olacaktır. Bu bakımdan, istenenlerin yapılmasında şöyle bir ayrıma gitmekten başka çare yoktur: Bunlar arasında kendi çıkarlarımız açısından uygun olan ve bizim de zaten yapmak istediklerimiz varsa onları hemen yapıp uygulamaya geçmek; kuşkulu ve tartışmalı olanların yürürlüğe girmesini tam üyeliğin gerçekleşeceği tarihe bırakmak. ahası var: AB ile masaya oturmak, şimdiye kadar yapılmayanı yaparak, daha önce “evet” denmiş olan yanlışları düzeltmek için de kullanılması gereken bir fırsattır. En başta da ekonomiye ve dış ticarete ilişkin olanları. Örneğin, yürürlükteki Gümrük Birliği, Türk sanayi ürünlerinin serbest dolaşımını kabul ediyor, ama onları üreten fabrikatörlerin ve satacak pazarlamacıların mallarını satmak için seyahat etmeleri ağır vize işlemleri yüzünden gecikmekte ve malların serbest dolaşımı anlamsızlaşmaktadır. Bu ve benzeri örnekler, AB masasına yalnız vermek için değil, almak ve yanlışları düzeltmek için de oturmak gerektiğini göstermiyor mu? B D [email protected] BRT BİRLEŞİK REHBERLER TURİZM NİSAN 2007 Kültür Gezileri Programı www.kulturgezileri.com Yitik Zamanın İzinde İstanbul; 08 Nisan : Aksaray’dan Yedikule’ye 22 Nisan : İstanbul’daki Sinan Eserleri 1415 Nisan : Kıyıköy, Vize, Edirne 29 Nisan : İznik Konsüllere ev sahipliği yapmış doğanın cömert davrandığı eşsiz Nicea (İznik) 20 23 Nisan: Güneydoğu’ya Olağanüstü Bir Seyahat Gizemli Turabidin, Mardin, Hasankeyf ve Güneş Dağı Nemrut.... 20 23 Nisan: Midas’ın Gizemli Ülkesi: Frigya Gordion, Sivrihisar, Pessinus, Afyon, Aslantaş, Kapıtaş, Ayazin.... 19 26 Mayıs: Doğu Anadolu “Güneş Doğu’dan Yükselir’’ Ani, İshakpaşa, Muradiye, Ahlat, Hoşap Kalesi ve Ahtamar Kilisesi... BRT Turizm Tel: (212) 252 65 78 (Pbx) Fax: (212) 293 98 44 EMail: [email protected] CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle