Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 EKİM 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Zihinsel engelli bakımı ? İstanbul Haber Servisi Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi (Ruhisak), Sağlık Bakanlığı’na bağlı tüm ruh sağlığı ve sinir hastalıkları hastaneleri ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı bazı zihinsel engelli bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde bir yıl sürecek bir çalışma projesine başlıyor. Proje ile zaman zaman yaşanan insan hakları ihlalleri ve yetersiz koşullar ile gündeme gelen bu kurumlarda, bakım, tedavi gören kişilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile toplumsal yaşama tam katılımlarının teşvik edilmesi amaçlanıyor. 9 Özellikle yenileme çalışmaları yapılan kapalı ve kalabalık ortamların hastalıklara davetiye çıkardığı belirtildi Okulda alerjiye dikkat edilmeli SİBEL BAHÇETEPE Okulların açılması ve havaların soğumasıyla birlikte kalabalık ve kapalı ortamlara giren çocuklar, bir takım alerjik semptomlar ile karşı karşıya kalabiliyor. Uzmanlar, özellikle yeni boyanmış okul duvarları, havalandırılmayan sınıflar, tebeşir tozu gibi sınıf ve okul içindeki tozların çocuklarda alerjik hastalıklara neden olduğunu ve gerekli önlemler alınmadığı taktirde astım gibi ciddi rahatsızlıklara yol açacağı uyarısında bulun İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Salih Çanakçıoğlu, okulların açılmasıyla birlikte özellikle alerji reaksiyonlarının çocuklarda sıklıkla görülebileceğine dikkat çekti. dular. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Salih Çanakçıoğlu, okulların açılmasıyla birlikte özellikle alerji reaksiyonlarının çocuklarda sıklıkla görülebileceğine dikkat çekti. Çanakçıoğlu, çocukların bir alerjen ile karşılaşması durumunda ilk 10 günde alerjinin kendini gösterebileceğini söyledi. Çocukta alerji belirtilerinin burun kaşıntısı, akıntısı, hırıltılı solunum, öksürme, gözlerde kızarma, yaşarma ve yanma gibi işaretlerle kendisini gösterdiğini anımsatan Çanakçıoğlu, “Bu belirtiler varsa hemen bir hekime baş vurarak gerekli tetkikleri yaptırmak gerekmektedir” dedi. Çanakçıoğlu, alerji tedavisinde ilacı çok fazla tercih etmediklerini, bunun nedenini ise “Büyüme çağındaki çocuğu ilaca boğmayı gelişimi için pek tercih etmiyorum” sözleriy le açıkladı. Alerji için farklı tedavileri öneren Çanakçıoğlu, şöyle devam etti: “Bunun için burun ya solüsyonlarla yıkanır ya da son bir iki yıldır kullanılan bazı spreylerle tedavi edilebilir. Bu spreyler tamamen organiktir ve yan etkisi yoktur. Çocuklarda yoğun antibiyotik kullanımı karaciğer, böbrek hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Tıptaki tedavide önemli olan koruyucu hekimliktir. Bunun öne çıkarılması gerekir.” ADALAR İLÇESİ ‘Acil durum donanımı’ çok yetersiz İstanbul Haber Servisi İstanbul’da Büyükada sakinlerinden Avadis Çoban’ın aniden rahatsızlanmasının ardından, ambulans yerine belediyenin kamyonetinin gönderilmesi, Adalar’daki sağlık hizmeti eksikliğini gözler önüne serdi. Büyükada’da yaşanan sorunun yıllardan beri kamuya yatırım yapılmamasının bir sonucu olduğunu belirten uzmanlar, kışın 810 bin, yazın 100 binin üstüne çıkan bir nüfusa bir ambulansla hizmet verilemeyeceğini, teçhizat ve personel takviyesi yapılması gerektiğini vurguladılar. Büyükada, Burgazada ve Kınalıada’da birer ambulans bulunuyor. Adalar’ın tek hastanesi Büyükada Dr. Hüsamettin Kural Hizmet Binası’nda acil hastalar için yoğun bakım dahi bulunmuyor. Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden, “Tabii ki biz de her adada acil ve yoğun bakım hizmetlerinin olmasını isteriz. Ama şu anda bunu sağlayacak kaynak yok” dedi. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, Büyükada’da görünenin resmin bir parçası olduğunu söyledi. KORDON KANI Sağlık Bakanlığı’nca başlatılan kampanya 15 ilde yürütülecek Önemli bir seçenek ‘sigarayason com açıldı’ ? İstanbul Haber Servisi Sigara bağımlılığını her yönü ile ele almayı hedefleyen interaktif tartışma platformu “www.sigarayason.com” açıldı. Sigara içeniçmeyen herkesin, sigara ve sigara bağımlılığı konusunda fikirlerini ortaya koyabileceği ve bu konuyu sorgulayabileceği sitenin sloganı, “Sigaraya Son Hayata Merhaba” olarak belirlendi. Site, sigaraya hayatlarında yer vermeyenlerin yanı sıra, zararlarını çok iyi bildikleri halde hayatlarından çıkaramayanlar ve çıkarmak istemeyenleri de dinlemek üzere oluşturuldu. İstanbul Haber Servisi Yenidoğan bebeklerin kordon kanından alınan kök hücrelerin özel koşullarda dondurularak saklanması uygulaması tartışmaları devam ederken, Genkord Kordon Kanı Bankası Bilim Kurulu Üyesi ve İmmünolog (bağışıklık sistemi uzmanı) Nilgün Akdeniz, kordon kanından alınan kök hücrelerin özel koşullarda dondurularak saklanmasıyla, çocuklarda yaş ilerledikçe ortaya çıkabilecek, çoğu ağır seyirli hastalığın tedavisinde önemli bir seçenek sağladığını savundu. Akdeniz, son gelişmelerle kordon kanının çeşitli hastalıkların tedavisi açısından öneminin anlaşıldığını vurgulayarak, “Bebeğin kordon kanı, kök hücreler açısından oldukça zengin bir kaynaktır. Kordon kanı kök hücreleri elde edilebilecek en genç kök hücreleridir. Bunlar saklanmak için dondurulduklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur” dedi. ‘Bebeğim Sağ Olsun’ İstanbul Haber Servisi Türkiye’de anne ölümlerinin 2005 yılı Ulusal Anne Ölümleri Çalışması’ndaki sonuçlara göre yüz binde 28.5 olduğu belirlendi. Her yıl 387 anne yaşamını yitiriyor ve bu ölümlerin de yüzde 62’si önlenebilir nedenlerden kaynaklanıyor. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) sonuçları da bebek ölümlerinin 2003 yılında binde 29’dan, 2007 yılında binde 21’e düştüğünü gösteriyor. Sağlık Bakanlığı, AB mali desteği ile anne ve yenidoğan bebek ölümlerinin azaltılması amacıyla “Bebeğim Sağ Olsun” kampanyası başlattı. Kampanya önceki gün Divan Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Türkiye’de anne ve bebek ölüm hızının düşürülmesine katkı sağlamak amacıyla başlatılan kampanya ile gebelik, gebelik öncesi, doğum, doğum sonrası sağlık kontrollerinin önemine ve kritik sağlık tedbirlerine ‘DİKKAT LENFOMA’ ‘Bebeğim Sağ Olsun, kampanyasının tanıtım toplantısı Divan Otel’de düzenlendi. dikkat çekilerek toplumsal farkındalılık yaratılması hedefleniyor. 15 ilde yürütülecek olan kampanya ile 1549 yaş arası kadınlarla görüşülecek. Kampanyanın tanıtımı ile ilgili konuşan Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (ASÇAP) Genel Müdürü Dr. Rifat Köse, her gün iki yolcu otobüsü kadar bebeğin yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek anne ölüm oranlarının en alt düzeye çekilmesi ve toplumun bilinçlenmesi amacıyla kampanya başlattıklarını söyledi. Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefi Opt. Dr. Sadiye Eren ise kampanya ile hedefin 2015 yılına kadar anne ölümlerini tespit edilenin yarısına kadar indirmek olduğunu vurguladı. Her yıl 200 bin kurban veriliyor İstanbul Haber Servisi Türkiye’de yaklaşık 15 bin lenf kanseri (lenfoma) hastası bulunuyor. Dünyada ise her yıl 200 bin kişi bu hastalık nedeniyle yaşamını yitiriyor. Erken teşhis ve doğru tedavi ile hastalıktan kurtulmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Türk Hematoloji Derneği, eylül ayında gerçekleştireceği “Dikkat Lenfoma” kampanyası ile yurttaşları lenf kanseri konusunda bilinçlendirerek mücadele etmeyi amaçlıyor. Lenfoma, lenf sistemlerinden kaynaklanan kanserlerin ortak adı ve çok çeşitli alt tiplerden oluşan, çok farklı davranış özellikleri gösterebilen hastalıklar grubu anlamına geliyor. Türk Hematoloji Derneği’nin başlattığı kampanya kapsamında eylül ayı boyunca gazetelerde, sokak ilan panolarında, alışveriş merkezlerinde, metro ve otobüs gibi toplu taşıma araçlarında, internette, televizyon filmlerinde hastalığın genel belirtileri, erken teşhis yolları, tedavideki başarı oranı, trafik işaretleri ile geniş kesimlere anlatıldı. Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, hematologların en çok önemsediği hastalığın lenfoma olduğunu belirterek doğru zamanda ve doğru tedavi ile bu hastalıktan kurtulmanın tamamen olanaklı olduğuna dikkat çekti. Grip ve benzeri semptomlarla kendini gösteren lenfomanın en önemli işaretlerinin boyunda, koltuk altında, kasıklarda oluşan ağrısız bezeler, gece terlemesi, düşmeyen ateş olduğunu söyleyen Özcan, sürekli yorgunluk ve kilo kaybının da lenfomanın belirtileri arasında olabileceğini dile getirdi. Kemik sağlığı için D vitamini ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Osteoporoz Derneği’nin 40 yaş üzerinde 216 kadınla 13 ilde yaptığı araştırmanın sonucu, kadınların yarısının D vitamini eksikliği nedeniyle ‘osteoporoz’a yakalandığını, üçte birinin ise D vitamini eksikliğini giderme yollarını bilmediğini ortaya çıkardı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Merih Sarıdoğan, osteoporoz hastalığının tedavisi için gerekli kalsiyumun emiliminde D vitamininin gerekli olduğunu belirterek menopoz sonrası Türk kadınlarının yüzde 76.7’sinde D vitamini yetersizliği olduğunu ve toplumun, kemik sağlığında D vitamininin önemi konusunda eğitilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Cengiz Kuday’dan bel fıtığı konusunda uyarı KÖRLÜK ÖLÜMDEN ÇOK KORKUTUYOR Glokom önemsenmeli ŞULE KÖKTÜRK Hepsi ameliyat edilmemeli AYKUT KÜÇÜKKAYA LONDRA Yedi ülkede 40 yaş üstü kişiler arasında yapılan göz araştırmasına göre, kör olmaktan korkan kişilerin sayısı, erken ölmekten korkanlarınkinin iki katından fazla. Ancak kör olmaktan korkanlar, glokom hastalığı körlüğün ikinci nedeni olmasına karşın, düzenli olarak göz muayenesi için doktora gitmiyorlar. Uzmanlar erken teşhis ve düzenli tedavinin kilit nokta olduğuna dikkat çekiyorlar. Erken teşhis ve tedavi edilmezse, kesin körlüğe yol açan glokom hastalığına dikkat çekmek için Dünya Glokom Derneği ve Dünya Glokomlu Hasta Derneği’nce başlatılan, “Tüm Gözler Glokomda” adlı kampanya kapsamında yapılan araştırma, İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen toplantıda açıklandı. Dünya Glokomlu Hasta Derneği Başkanı ve Glokom Vakfı CEO’su Scott Christensen, dünyada halen 70 milyon olan glokom hastası sayısının 2020 yılında 80 milyonu bulmasının beklendiğini bildirdi. Christensen, 40 yaş üstü kişilerin 2 yılda bir tam göz muayenesinden geçmesi gerektiğini vurguladı. Florence Nightingale Hastaneleri Nöroşirürji Bölümü Genel Koordinatörü Profesör Cengiz Kuday, bel fıtığı ameliyatlarının, sonuçları yönünden ciddi ameliyatlar olduğunu vurgulayarak bel fıtığı hastalarının ancak yüzde 2’sinde ameliyata gerek duyulduğunu belirtti. Kuday, toplumda yanlış bilinen bir bilgiyi de düzelterek, “Çok nadir durumlar dışında kimse bel fıtığı ameliyatı olmadığı için felç olmaz” diye konuştu. Prof. Kuday, bel ve siyatik ağ Operasyon gerektiren durumlar: ? Günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlanmasında. ? Sinir kökü dağılımına uygun bacağa yayılan ağrılarda. ? 34 ay ilaç ve fizik tedaviye cevap vermeyen hastalarda. ? Kuvvet kaybı ile seyreden durumlarda. ? Her ağrı kesiciye cevap vermeyen durumlarda. rısının birbirine karıştırılmaması gerektiğini vurgulayarak siyatik eşliğinde olan ağrıların ancak yüzde 12’sinin cerrahi tedavi gerektirdiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Cerrahi tedavi gerektiren hastaların sayısının az olmasına rağmen bel ağrısının modern toplum üzerindeki etkisi küçümsenemez. Bel ağrısı olan hastaların yalnız yüzde 7’sinde 6 ay sonra şikâyetlerin devam ettiği, diğerlerinin kendiliğinden düzeldiği saptanmıştır. Beldeki ağrıların çoğu bel bölgesindeki omurga, leğen kemiği ve bölgedeki adale ve sinir bağ dokularının yapısıyla ilgilidir. Bu bölgeye yakın organların hastalıkları, örneğin; mide ülserleri, böbrek taşları ve birçok kadın hastalığı bel ağrısına neden olabilir. Bu yüzden bel ağrısı şikâyetleri olan hastalar çok iyi tetkik edilmelidir.” Bel fıtığı ameliyatlarının çok ciddi operasyonlar olduğuna dikkat çeken Kuday, yanlış hasta seçiminin başarısızlığa yol açabileceğini belirtti. TEKRAR İNCELENECEK Kök hücre tedavisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen 3. Kök Hücre Biyolojisinde Güncel Kavramlar ve Klinik Uygulamalar Sempozyumu’nda kök hücre tedavisiyle ilgili güncel gelişmeler ele alındı. Sempozyumda, bazı Avrupa ülkelerinde insanlar üzerinde uygulanmaya başlanan tedavilerde kullanılan “mesenkimal’’ kök hücrelerin özellikle uzun süre iyileşmeyen kırıklar ve kireçlenmelerde olumlu sonuçlar verdiği bildirildi. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR 44 yıldan beri uluslararası tıp, sağlık ve engellilerle ilgili kongrelerden bir iç ezikliği ile dönerim. Hiç de ender olmayan kişisel yetenek ve başarılarımız gerçeğini saklı tutarak yaptığım kıyaslamalarla, hemen her alanda ne tür yetersizlikler içinde olduğumuzu yeniden ve bir kez daha algılamanın yarattığı bir ezikliktir bu. Bu defa da öyle oldu. Gelişmiş ülkelerle aynı dünyada yaşamadığımızı 40 yıl önce Danimarka deneyimi ile kavramış ve bu gerçeği zorunlu olarak benimsemiştim. Ama gelişme halinde ve bize yakın, bize benzer ülkelerin bizim bir türlü ulaşamadığımız başarılarına tanık olmak beni hâlâ fazlası ile rahatsız eder. Geçen hafta bunu yeniden yaşadım. Avrupa Kas (Nöromüsküler) Hastalıkları Dernekleri’nin ortak toplantısı Varşova’da yapıldı. Orada Hollanda, İngiltere, Fransa gibi ileri ülkelerin yanı sıra Ukrayna, Bulgaristan, Hırvatistan, Macaristan, Slovakya, Sırbistan, Malta Avrupa’da Engelliler ve Türkiye gibi gelişme halindeki ülkelerin temsilcileri, delegeleri ve hastaları ile birlikte oldum. Birçoğunun AB üyesi olmalarına karşın, bu sonuncularla aramızda büyük benzerlikler olduğunu gittikçe daha iyi anlıyorum. Büyük çoğunluk politikacılardan memnun değil. Her sektörde sağlık ve eğitimi de içeren bir özelleştirme öngörülüyor. Ortalama ücretlerin 300400 Avro civarında olduğu Polonya’da iyi okulların aylık ücreti 700 Avro. Sosyal devlet anlayışından ve ilkesinden uzaklaşılıyor. İşsizlik oranları yüksek Polonya’da yüzde 18. Biz orada iken doktorların yüzde 70’i iş bırakmıştı. Ancak eğitimde bize ciddi üstünlükleri olduğunu görüyorum. Toplantının konusu “Kas Hastalıkları ve Engelliler”. Onların daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşmaları ve bunun için Avrupa çapında işbirliği, dayanışma, ortak projeler amaçlanıyor. TREAT MND yakında oluşturulan ve bizim de katılacağımız Avrupa Konseyi’nden finansal destek gören çok önemli bir proje. Bu amaçlara yönelik olarak hastalarla birlikte delegelerin, aile bireylerinin, derneklerde çalışanların büyük bir çaba ve bilinçlenme içinde olduklarını gıpta ile izliyorum. Yaşamını tekerlekli sandalyede sürdürenlerin çoğunluğu güzel İngilizce konuşuyorlar. Bir disiplin içinde çalışıyor ve övgüye değer şeyler başarıyorlar. Yazık ki bizde hemen hiç olmayan ve ancak hayal edebileceğimiz bir şeydir bu. Engelleri birlikte aşmak üzere böyle bir yöneliş, böyle bir işbirliği, böyle bir motivasyon yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni benim ısrarla yinelediğim, halk gerçeğimizdir. Bugünlerde Türkiye’nin sorunları medyada ve TV ekranlarında sıklıkla tartışılıyor. Yüksek eğitim görmüş birikimli çok okumuşlarımızın katıldığı bu programlar için benim şöyle bir izlenimim var. Yürekli kadın Duygu Asena, “Kadının adı yok” demişti. Ben de bu tartışmalarda “Halkın adı yok” diyorum. Bence Türkiye’nin önde gelen sorunu ortalama 3.5 yıl eğitim görmüş, böylece eğitim ve aydınlanma yoksunu, ekonomi yoksunu bilimden bilimsel mantıktan uzak bırakılmış, dogmalara teslim edilmiş halkımızdır. Ama halktan, halkın içinde yaşadığı koşullardan ve bunun toplumsal siyasal ekonomik ve kültürel yaşamımıza yansımalarından ve buna yönelik çözümlerden söz edene pek rastlanmıyor. Bir bölüm aydınımızdan çok övgü alan liberalizmin onları nasıl insanca yaşatacağı açıklanmıyor. Sosyalizm ise artık nisyan ile malul zihinlerimizde sadece uzak bir anıdır. Politikacıların keyfini sürdüğü bu yetersizlikleri bana kalırsa Türkiye’nin iyi okumuşları da dile getirmekten, gündeme getirmekten utanıyor ve çekiniyorlar. Halkın akılla, bilinçle katkı vermediği, ona bu olanağın sağlanmadığı demokrasi, göstermelik olmaktan kurtulamayacaktır. coskunoz@superonline.com Yatarak tedavide ilaç masrafları ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yatarak tedavi gören hastaların ilaçlarının hasta tarafından değil hastanece karşılanmasını öngören düzenlemenin, başta açıklandığı gibi 15 Ekim’de değil, daha ileri bir tarihte yürürlüğe girmesi gündeme geldi. Sağlık Bakanlığı, yatan hastaların ilaç ve malzemelerinin hastaneler tarafından karşılanmasına ilişkin tedavi yardımıyla ilgili tebliğin 15 Ekim’den itibaren geçerli olacak hükmünün “tekrar incelenmesi’’ için dün ilgili mercilere yazı gönderdi. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Orhan Gümrükçüoğlu, “Sağlık Bakanlığı olarak bu konunun tekrar hassasiyetle incelenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na müracaatta bulunduk’’ dedi. Sosyal Güvenlik Kurumu da harekete geçerek uygulamayı erteleme seçeneğini gündeme aldı. Düzenleme ertelenirse hastanelere ilaç ihalesi için gerekli zaman sağlanmış olacak. CUMHURİYET 09 K