27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLÜL 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP hükümeti hem imam yetersizliğinden şikâyetçi hem de kilit noktalara ilahiyatçı atıyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İmam da var, kadro da ? Baştarafı 1. Sayfada ken, kurumu uzun süredir vekâleten yönetmesi ise bir başka tartışma halini aldı. ? Kamuda imam hatip kökenli yöneticinin başında bulunduğu kurumlardan birisi de Gümrük Müsteşarlığı, Mehmet Şahin de görevi vekâleten yürütüyor. ? Yayıncılık alanındaki bir diğer önemli devlet kurumu RTÜK’ün Başkanı Zahid Akman ise ilahiyatçı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu Akman’ın görevi devralışı da çeşitli tartışmaları ve kurum içindeki çalkantıları beraberinde getirdi. ? Yuvalarında görevlendirilen çalışanların bilgisiz ve yetkin olmadığı, çocuklara uygulanan şiddet görüntülerinin ortaya çıkmasıyla bir kez daha gündeme gelen SHÇEK ise neredeyse en fazla imam kadrosuna sahip kurum durumunda. Başta Genel Müdür İsmail Barış Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu. Çeşitli illerdeki çocuk yuvalarının müdürlüklerine imam hatip lisesi mezunları ya da daha önce kurumda din görevlisi olarak çalışmış kişiler atanırken, toplam 81 ildeki müdürlüklerden 16’sının yönetimi ilahiyatçılara ait. ? MEB’e bağlı kadrolar içinde de özellikle okulların yönetim kademesine ilahiyat kökenli eğitimcilerin getirilmesi bir başka tartışma konusu. Son olarak, Eğitimİş’in kısa süre önce toplanan Başkanlar Kurulu sonrası yayımlanan sonuç bildirgesinde, okulların yönetim kadrosuna önceliği Cumhuriyetle hesaplaşmak olan kişilerin ve uzmanlığı din üzerine olan eğitimcilerin atandığı vurgulandı. CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek de din kültürü öğretmenlerinin müdür olarak atanmasının artık bu dersi verecek öğretmen kalmamasına kadar gittiğine dikkat çekmiş ve söz konusu yönetim kadrolarıyla anlaşamayan pek çok öğretmenin emekliliğini istediğini vurgulamıştı. Din eğitimi alanların başka görevlere getirilmesi nedeniyle ibadet kurumlarına atanacak kamu görevlisi sayısı sınırlanıyor. Kamuoyunda ‘‘Cemaat cinayeti’’ olayıyla gündeme gelen İsmailağa Camisi’nde de kadrolu imam bulunmadığı dile getiriliyor. Kadrolu imam bulunmaması nedeniyle emekli imam Bayram Ali Öztürk’ün burada görevlendirildiği iddia ediliyor. İngiliz Yargıç Kadar Olmak Medya, ondan kısaca ‘‘Orams Davası’’ diye söz ediyor. Ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan 6 bini aşkın İngiliz vatandaşı kadar, KKTC nin, Güney Kıbrıslı Rumların da, en yaşamsal sorunu olarak gündemin ilk sırasında yer alıyor. Girne’nin Lapta bölgesindeki arazisini 1974’te bırakarak güneye göçen Meletis Apostolides, Güney Lefkoşa Mahkemesi’ne başvurarak, terk ettiği arsanın üstünde villa yapan İngiliz uyruklu Orams çiftinden, taşınmazları kendisine vermelerini istemişti. Davasını kazandı. Ama, Rum mahkemesinin kararını tanımayacaklarını söyleyen Orams’ları ‘‘yola getirmek için’’ de, İngiliz Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu. Meletis’in dayanağı, Rum hükümetinin AB üyesi olmasıydı. Çünkü, üyeliğin getirdiği haklar arasında, bir başka AB ülkesi vatandaşına ait mahkeme kararının, öteki AB ülkelerinde de uygulanabileceği öngörülüyordu.. Ama Lefkoşa’daki hesap, Londra’da geçmedi. Benzer bir taşınmazla ilgili olarak, AİHM’nin Loizudu adındaki Rum kadının açtığı davada verdiği karardaki dayanak, bu kez İngiliz adaleti tarafından makbul sayılmadı. Hatırlarsınız. Bayan Loizudu, yine Girne’deki taşınmazı için AİHM’ye gitmiş ve 1998 yılında sonuçlanan davayı kazanarak hem de, Türk hükümetinden 1 milyon dolar tazminat almıştı. AİHM’nin Türkiye’yi taraf olarak kabul etmesi ise, daha da vahim bir gerekçeye, Ankara’nın işgalcilik ile suçlanmasına dayandırılmıştı. Radikal dincilerin teorisyeni Seyyid Kutub için İstanbul’da yarın sempozyum düzenlenecek Selefiler pirlerini anıyor! ma Derneği işte bu kişiyi, ölümünün 40. yılı nedeniyle, 910 Eyürkiye’deki Selefi idelojisi lül’de, Saraçhane’deki Şehir Tiyatnin savunucuları, yarın radi roları Reşat Nuri Güntekin Salokal İslamcıların teorisyenlerinden nu’nda yapacağı sempozyumda anSeyyid Kutub’u anmak için İstan maya hazırlanıyor. bul’da bir araya geliyor. SempozyuTürk Selefilerinin, Kutub’un dünmu düzenleyenler arasında İstan ya görüşüyle ilişkisi genellikle bul’u kan gölüne çeviren El Kaide 1960’larda Türkiye’ye sokulan çemilitanlarıyla ilişkisi bulunan Sele viri kitaplara dayanıyor. Halen Türfi çizgisindeki isimlerle ‘‘Hizbullah kiye’deki çok sayıda ilahiyat fakülaracısı’’ bilim adamları da yer alıyor. tesinde profesör düzeyinde Kutub1906 yılında Mısır’da dünyaya ge cular bulunuyor. Bu isimler şeriat dülen ve Kahire Üniversitesi’nin Da zeninin dünyaya hâkim olması için rul Ulum Fakültesi’ni bitiren Ku dernek, vakıf ve yayın organlarında tub, 1939’dan sonra İslami düşünce yoğun mücadele veriyor. ye yönelerek Ortadoğu’daki Arap Yarın başlayacak sempozyumu liderlere yönelik suikastlarla tanı düzenleyen Medeniyet Derneği’nin nan İhvanı Müslümin (Müslüman kurucuları arasında dikkat çekici Kardeşler Örgütü) ile tanışıyor isimler yer alıyor. İstanbul’da İslamcı kesimin ağırlıklı olduğu ilçelerASIR SUİKASTI de kültür merkezleri açarak örgütÖrgütün yayın organlarına yazı lenen derneğin başkanlığını, İslami lar yazan Kutub, 1954’te Mısır Dev Hareket, Vahdet, Mektep ve Değişim let Başkanı Cemal Abdül Nasır’a gibi radikal dinci yayın organlarının düzenlenen suikast girişimi nede yazarlarından Ömer Küçükağa yaniyle örgütün çok sayıda üyesiyle bir pıyor. Ancak derneği perde arkasınlikte tutuklanıyor. On yıl hapis ce dan başkan yardımcısı Prof. Ahmet zası verilen Kutub, kendisine bü Ağırakça yönetiyor. yük ün kazandıracak ‘‘Fi Zilali’lİstanbul Üniversitesi’nde görevliyken irticai faaliyetten soruşturma geçiren Ağırakça, ‘‘Hilafet tarihe karışmamıştır, Türkiye Darül Harb’dir’’ sözleriyle anımsanıyor. 1520 Kasım 2003’teki Seyyid bombalı saldırılarla İsKutub tanbul’u kana bulayan El Kaideci Baki Yiğit polis ifadesinde, Ağırakça’nın Türk Hizbullahçıları arasında araA. Ağırakça buluculuk yaptığını anlatıyor: ‘‘İslami düşünceyle Kutub’un ‘Yoldaki İşaretler’ kitabını okuyarak tanıştım. Müslüman K. Sağlam Gençlik örgütünün İTÜ sorumlusu olduğum zamanlarda, İlim ve Menzil grubu arasındaki çatışmanın durdurulması için Ağırakça ile birlikte Mehmet Güney ve Beşir Eryarsoy’un (Ağı? İstanbul’da 3 yıl önce 4 rakça’nın bacanağı), bombalı saldırıyla 58 kişiyi Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu ile görüştükatleden ve 650’den fazla insanı yaralayan teröristlerin beyinlerini ğünü biliyorum.’’ MEHMET FARAÇ ‘KKTC ayrı bir ülke’ İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin çarşamba günü açıklanan kararından çok önce, sorun Avam Kamarası’nda da gündeme alındığı zaman, Başbakan Blair’in Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan 6 bin İngilizi çok yakından ilgilendiren Orams’lar davası nedeniyle söyledikleri çok ilginçtir. İngiltere Başbakanı, mülkiyet sorununun hukuk yoluyla değil, ancak siyasi çözümle sonuçlanacağını savunmuştu. Eşdeğer bir savunmayı, Orams’ların avukatlığını üstlenen Bayan Cheri Blair’de yaptı. Eşi başbakanlık görevini üstlendiği sürece, adliye koridorlarında kızlık soyadı olan ‘‘Booth’’u kullanmaya özen gösteren savunman, mahkemeye daha da önemli bir dayanak sunmayı da ihmal etmedi. Güney Lefkoşa Mahkemesi’nin, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanlarla ilgili sorunlar hakkında hüküm verme hakkı olmadığını ısrarla yineledi. Orams’ların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşadıklarını, bu nedenle bir başka ülke kaza organının, onların mal varlıkları üstünde siyasal ve hukuksal etkinlik iddia edemeyeceğini söyledi. Ve bu gerekçesini, İngiliz mahkemesine kabul ettirdi. T Çarşamba’da oluşturdukları İslami yaşam biçimi ile ‘‘İslami Getto’’ olarak da anılan semtteki 2 bin 800 metrekare arsa üzerine ‘‘kaçak’’ inşa edilen 8 katlı İsmailağa Camii Kuran Kursu bugün hâlâ dini eğitim veriyor. (VEDAT ARIK) N Ya biz ne yapıyoruz? Bu konudaki haberleri gazetelerden okuyor, TV’lerden izliyorsunuz. Ama acaba, iki hafta önce İstanbul’da gerçekleşen Formula 1 otomobil yarışlarında, Türkiye Odalar Birliği Başkanı’nın, KKTC Cumhurbaşkanı’na büyük ödülü verdirtmesi nedeniyle Kıbrıslı Rumların kopardığı fırtına karşısında, sergilediğimiz panik üstünde ne düşünüyorsunuz? O ödül işini sessizce örgütleyen Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu neredeyse suçlu ilan etmeye kalkışanlarımız, Formula yarışları bir daha İstanbul’da gerçekleştirilmez ise ne yapacağımızı sorgulayanlarımız, son Atina Olimpiyatları öncesinde tarihi meşalenin Kıbrıs’ta adanın sanki kuzey kısmı yokmuşçasına, KKTC’ye geçirilmesine izin vermeyenler için ağızlarını bile açmadılar. KKTC’de, bırakınız ticareti, dışalım ya da dışsatımı, spor karşılaşmaları bile ambargo altında ve bu vandallık karşısında direnmesini unutmuş bir mahcup toplum olarak suskunluğumuzu sürdürüyoruz. Kofi Annan’ın son Ankara temasları sırasında, Kıbrıs Türk halkına yönelik soyutlama ambargoları için ciddi ve vakur bir çıkış yapabildi mi TC hükümeti? Oysa sabırlı ve devamlı bir direniş politikası ile hem Türkiye’nin; hem de KKTC’nin ısrarlı meydan okuyuşu sürdürülse, Talat’a Pervez Müşerref’in uyguladığı KKTC Cumhurbaşkanı protokolüne öncelikle ‘‘acaba biz gerçekten bağımsız bir devlet miyiz’’ diye kendilerini sorgulayan soydaşlarımız inanacaklar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ayrı bir devlettir diyen İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin kararının, adadaki ve Ankara’daki politikacıların da önlerini açmasını istemek, çok mu acayip karşılanır? ‘Külliye kenti’ Nakşibendi tarikatının İstanbul’un çeşitli semtlerinde yaptırdığı kaçak külliyeler ve Kuran kursları yıkılamıyor TARKAN TEMUR Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net ran kursu da Anıtlar Kurulu’nun aldığı yıkım kararına karşın yıkılamadı. Beykoz Çavuşbaşı’nda Nakşibendi tarikatının İsmailağa cemaatinin etkin isimlerinden Cüppeli Ahmet Hoca’nın adıyla anılan kaçak külliyenin yapımına da 1993 yılında başlandı. Kamuyouna 1994’te yansıyan külliye, tarikatın 5 bin öğrenciye dini eğitim vermesi amacıyla yapılmak istendi. 28 Şubat’ta irticaya karşı yakın takibin başlamasıyla külliye İstanbul Valiliği tarafından mühürlendi. 2000 yılında şubat ayında Fetih Külliyesi, İstanbul Milli Emlak Dairesi’nin girişimiyle Hazine’ye devredildi, daha sonra da MEB’e verildi. DSPANAPMHP koalisyonunda Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Erdoğan Toprak, külliyenin bedensel özürlüler için eğitim kampına dönüştürülmesi için MEB’den araziyi devraldı. Ancak bugün kaçak külliye İSKİ şantiyesi olarak kullanılıyor. Gaziosmanpaşa’ya bağlı Taşoluk beldesinde de tarikatın İsmailağa kolu 1994 yılında yine Cüppeli Ahmet Hoca öncülüğünde kaçak olarak külliye inşaatına başladı. Külliyeyi yaptıran Yeşil Cami İlme Hizmet Vakfı’nın başkanlığını ise İsmailağa cemaatinin lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun yeğeni Abdullah Ustaosmanoğlu yaptı. Yaklaşık 1.5 trilyona bitirilmesi öngörülen kaçak külliye, 500 metrekarelik üstelik imar planında ‘‘tarla’’ olarak görülen arazi üzerinde bulunuyor. 1 buçuk trilyona bitirilebilecek kaçak külliyenin yapımına izin veren DYP’li Belediye Başkanı Halil Şenel, görevi kötüye kullanmaktan yargılandı. Şenel’in 12 ay hapis cezası almasına karşın inşaat hızla devam etti. Külliye bugün hâlâ yıkılamadı. Fatih’te soruşturma sürüyor ? İstanbul Haber Servisi Fatih’teki imam cinayeti ve linç olayına ilişkin tanıkların ifadelerine başvuruluyor. Fatih Adliyesi’nde savcılıkta ifade veren H. S, adliye çıkışında, olayı görmediğini, ancak emekli imam Öztürk’ün hastaneye kaldırılmasına yardım ettiğini anlattı. Hastanede çekilen fotoğraflar üzerine teşhis edilip tanık olarak çağrıldığını belirten H.S., uzun süredir İsmailağa Camisi’ne gittiğini, fakat katil zanlısı Mustafa Erdal’ı daha önce görmediğini ifade etti. yıkayanlar, yarın pirlerini anmak için bir araya geliyor. Kur’an’’ ve radikal İslamcılığın manifestosu olarak nitelenen ‘‘Yoldaki İşaretler’’ kitabını da cezaevinde kaleme alıyor. Kutub, 29 Ağustos 1966’da devlete isyan suçu nedeniyle idam edildiğinde geride radikal unsurların rehber olarak kullanacağı bir siyasal düşünceyi miras olarak bırakıyor. Kutub’un bu mirası üzerinde günümüzde dünyanın birçok ülkesinde terör eylemleri yapan Selefi çizgisindeki El Kaide ile onun uzantıları oturuyor. Kimi dini kesimlerin eski sosyalist olduğu için ‘‘ateist’’, bazı çevrelerinse tüm Selefileri olduğu gibi ‘‘mezhepsiz’’ diye nitelendirdiği Seyyid Kutub, İbni Teymiye’den Hasan el Benna’ya uzanan radikal çizginin savunucusu olarak halen İslamcı kesimler tarafından idol olarak gösteriliyor. İstanbul’da Selefi çizgisindeki Medeniyet İlim Kültür ve Dayanış ‘PİR’İ ANANLAR KİMLER?.. SAME BİN LADİN İLİŞKİSİ Yiğit’in sözünü ettiği Mehmet Güney, Müslüman Gençlik’in Tohum grubunun emiri olarak biliniyor. 1980 öncesi MSP’nin gençlik kolu Akıncılar Derneği’nin genel başkanı olan Güney, bir dönem Usame Bin Ladin’le ilişkisi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıyor. İşçi Partisi’nin eski genel başkan yardımcısı Tayfun Tabakoğlu, Güney’in Başbakan Erdoğan’ın arkadaşı olduğunu öne sürüyor. Kutub sempozyumunun düzenleyicilerinden Kudüs dergisinin yazıişleri müdürü Kazım Sağlam’ın adı da radikal dincilerle anılıyor. İstanbul’da terör estiren El Kaidecilerin buluşma yeri olan İrfan Vakfı’nın başkanlığını yapan Sağlam’ın adına El Kaideci Adnan Ersöz’ün ifadelerinde de rastlanıyor. Ersöz, kendisini Selefiliğe yönlendiren kitapları, Buruç Yayınevi’nin sahibi Sağlam’dan aldığını, İstanbul’daki katliamla ilgili yakalanan İrfan Kavak’ın da yayınevinde çalıştığını söylüyor. U akşibendi tarikatının önemli kollarından İsmailağa cemaatinin önde gelenlerinden Cüppeli Ahmet Hoca ve cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu’nun amcasının oğlu Abdullah Ustaosmanoğlu tarafından İstanbul’da yaptırılan kaçak külliye ve Kuran kursları yıkılamıyor. İsmailağa cemaati, Fatih Çarşamba’da ve kentin birçok ilçe ve beldesinde benzer yaşam biçimlerini oluşturuyor. 2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti olması kararlaştırılan İstanbul, dini eğitim verilen külliye ve Kuran kursu gibi kaçak yapılarıyla ‘‘Külliye kenti’’ olarak anılacak feodal bir kent olma yolunda hızla ilerliyor. Çarşamba’da oluşturdukları İslami yaşam biçimi ile ‘‘İslami Getto’’ olarak da anılan semtteki 2 bin 800 metrekare arsa üzerine ‘‘kaçak’’ inşa edilen 8 katlı Kuran kursu bugün hâlâ dini eğitim veriyor. İsmailağa cematinin kalbi ‘‘İsmailağa Camisi” yanında bulunan bina, Arda Sineması’nın kapanmasıyla cemaat tarafından satın alındı. 1992 yılında inşaatına başlanan ‘‘İsmailağa Camii Kuran Kursu”, 1994’te Fatih Belediye Başkanlığı’na seçilen Sadettin Tantan tarafından durduruldu. Ancak yine Tantan’ın başkanlığı döneminde mührü söken cemaat, inşaatı sürdürdü. Tantan’ın 1994 yılında görevden ayrılmasından sonra ‘‘izinsiz dini eğitime’’ başladı. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kaçak Kuran kursunun yıkımı için ‘‘resmi tebligat’’ yapılmadı. Tarikatın Çukurbostan’daki Ku N CÜPPELİ KÜLLİYESİ Cinayet Meclis gündeminde ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li Mehmet Sevigen ve Atilla Kart, Fatih’teki imam cinayeti ve linç olayını soru önergeleriyle TBMM gündemine taşıdı. Kart, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması için verdiği soru önergesinde “Emniyet yapılanması yönünden ibret verici ve düşündürücü bir tablo ortaya çıkmıştır’’ dedi. Sevigen de, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle sunduğu soru önergesinde, ‘‘linç kültürünün övülmesinin yanlış olduğunu’’ vurguladı. Erbakan’dan imam için ilan ? ANKARA (ANKA) İskenderpaşa dergâhının müridi olarak bilinen Necmettin Erbakan, pazar günü bıçaklanarak öldürülen İsmailağa Camisi imamı için taziye ilanı verdi. Erbakan’ın taziye ilanı Milli Gazete’de yayımlandı. Erbakan, verdiği ilanda imam Bayram Ail Öztürk’ün ailesine başsağlığı diledi. ‘Öztürk’ün intikamı alınacak’ ? İstanbul Haber Servisi Emekli Binbaşı İhsan Güven ve eşinin evlerinde öldürülmesine ilişkin 7 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma için adliye binasına alınan ve İBDA/C üyesi oldukları ileri sürülen sanıklar, ‘‘İmam Öztürk’ün intikamı alınacak’’ sloganları attı. Sanık Burak Çileli, suçlamaları kabul etmediğini, Dost Tarikatı’nın ne olduğunun da henüz açıklanmadığını söyledi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle