23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLÜL 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Temel Nazan Moroğlu: ‘‘AB’ye uyum için olağanüstü toplanan TBMM ‘temel yasalar’ niteliğinde ele aldığı için maddeleri tartışmadan bazı tasarıları jet hızıyla kabul ediyor. Nedir bunlar; Tohumculuk Kanunu, Mesleki Yeterlilik Kanunu, Özel Okullar Kanunu, İskân Kanunu. Herkesin bildiği temel yasalar Medeni Yasa, Ceza Yasası, Ceza Muhakemeleri Yasası iken bizim Temel bile bu işe şaşmış olmalı!’’ Ya ğ m u r E k i m AP’nin Türkiye raporu ağırmış... ‘‘Ağır olsun da molla desinler!’’ İSRAİL devletine ait olduğu anlaşılan internet sitesi ‘‘www.debka.com’’un Kuzey Irak’taki İsrail kamplarıyla ilgili yorumunu aktarmıştık geçen gün. Londra’dan Genç Köylü, ‘‘İsrail’in Kuzey Irak’taki kamplarıyla (üs, tesis!) uzaktan belki de yakından ilişkili şu eklemeyi yapmak istiyorum’’ diyor: ‘‘Bu yıl Süveyş Savaşı’nın 50. yılı. İngiliz Guardian gazetesine göre İngiltere İmparatorluğu’nun gerçek sonu Süveyş Savaşı’nın yenilgiyle sonuçlanmasıyla gelmiştir. İşin bu kısmı onların derdi. Süveyş krizinin nasıl başlatıldığının hikâyesini ise biz kendimize dert etmeliyiz. Mısır Devlet Başkanı Abdülcemal Nasır, Süveyş Kanalı’nı millileştirmeye karar verince Fransa ve İngiltere bu durumdan pek memnun olmazlar ve Mısır’a saldırmak için BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN mazeret ararlar. Bu sırada İsrail, Fransa ile gizli bir anlaşma yapar. Anlaşmaya göre, İsrail Mısır’a hücum edecek ve Fransa ‘barışı korumak’ için araya girerek Süveyş kıyılarındaki savaş alanına girecektir. Fransa, bu oyunun içine İngiltere’yi de davet eder. İngiliz Başbakanı Anthony Eden kendi kabinesinden bile gizli tutarak savaş hazırlığına başlar. Hem Fransa hem de İngiltere İsrail’e yardım için Kıbrıs’a gizlice asker gönderirler. ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles bu durumdan memnun olmaz ve oradaki gelişmeleri gizlice Guardian editörüne bildirir. Süveyş’ten Guardian ve Observer gazeteleri açıkça çalınan savaş tamtamlarına karşı yoğun bir kampanyaya girişirler. Fakat Eden savaş hazırlıklarını gizli gizli yürütmeye devam eder. Hazırlıklar tamamlanınca İsrail Mısır’a savaş açar. Mısır’ı İsrail adına Kıbrıs’tan havalanan Fransız uçakları bombalamaya başlar. Amerika’nın kendi çıkarlarına aykırı gördüğü için desteklemediği Süveyş Savaşı’nın sonu malum... Fransızİngiliz güçleri yenilir, Eden hükümeti istifa eder. Burada bize dert olması gereken nedir? 1 Hem politik hem de askeri alanlarda sıkıfıkı dost(!) olduğumuz İsrail’in bölgemizde giriştiği kirli oyunların farkında olmalıyız. 2 Aramızda ‘Kıbrıs ne işe yarar’ diyerek dolaşanları aydınlatmalıyız!’’ Medeniyetler Beşiği Farstan Karanlık İran’a Hüznü en iyi kadınlar taşırmış. İri kocaman ürkek kara gözleriyle, kara yazgıya esir olmuş İranlı kadınlar. Üzerlerine kara bir örtü örtmüş Kum’un örümcek kafalı kara şeytan mollası. 27 yıldır İran, günü güneşi unutmuş. Ak günlerin düş, düşün karardığı yer İran. Pers kadınına özgü; ‘‘iri kocaman sürmeli gözler, beyaz ve muntazam dişler, uzun kollar ve kalem gibi parmaklı, düzgün elli, gri gülüşlü ve ince suratlı mahzun’’ kadınlar. Asabi ve hızlı hızlı dolaşmaktalar kentlerin caddelerinde. Şah Abbas’ın 1602’de yaptırdığı Nakşı Cihan Sarayı’nın, at ahırlarını sıra sıra dükkân yapmışlar. İsfahan’ın o dillere destan bakır işlemeleri, yaşlı mutsuzumutsuz ustalarının elinde çekiçlenmekte. ÇaharsuMaksut pazarı, bizim Mısır Çarşısı gibi. Kara çarşaflı kadın yağmış sanki. Üstlerinden yoksulluk akıyor. En iyisi bitpazarından giyinmiş. Başlarında kara çarşaf ‘Allah’ın kadınları. Bin kadar dükkândükkâncık dolaştım. Hepsinde Humeyni ve Hameney fotoğrafları var. 35 dükkânda kendi babalarının, dedelerinin resmi var. Geri kalanında Kara Şeytanların fotoğrafları. Sordum: ‘‘Bu niye?’’ Yaşlı bir berber ‘‘Korkulu baş salamet olur balam’’ dedi. İsfahan; Zayende Rud nehri etrafında iki yanı dağlık bir şehir. Etrafındaki sert çıkıntılı dağlar da, Zerdüştlük zamanlarında (ki bu kadim şehir ilk tek tanrılı şehirlerdendir) ateş yakılırmış. Şimdilerde mollaların kara ateşinde kavrulmaktalar. Serinlemek için de Meşhedi Cola içmekteler. CocaCola Meşhed’de üretilmekte. İmam Rıza’nın adını sürdüren tarikat tarafından üretilmekte. Bütün ABD malları yasakgünah olduğundan Meşhedi Cola afsunlanıp İran halkına sunulmakta. ColaTurca’nın nereden çıktığını da şimdi anladı cahil kafam. ??? Tahran; Elbruz dağlarının koynuna yerleşmiş tarihi kentin üç tarafı dağlık. Hava sirkülasyonu zorluğundan kent kötüköhne arabaların egzoz gazına esir düşmüş. Niaveran Sarayı müze olarak düzenlenmiş. Bir bölümünde çok seçkin ressamlardan toplanan Farah Diba özel koleksiyonu var. Sadabat Sarayı 1100 dönüm alanda müze ve mesire yeri olarak kullanılıyor. Bir bölümünü de mollalar kendine yerleşim yeri olarak ayırmışlar. Bağe Ferdos Sarayı, sinema müzesi ve sinema yapılmış. Sürekli olarak barkovizyondan İranIrak savaşı gösterilmekte. Gülistan Sarayı müzeye dönüştürülmüş. Mermer Sarayı’nın bir bölümü Hameney’in bir bölümü de Ahmedinejad’ın işgalinde. Hilton Oteli = Esteklal Shareton Oteli = Huma kuşu Hyatt = Azadi İntercontinental = Lale olmuş. Bizdeki öğrenci yurtları gibi dışarıdan düşen bizim gibi kuşlardan 150 dolar ücret alıyorlar. Mini barda (buzdolabı) sade 2 şişe su var. İçki (Alkollüsü) yasak, haram. Ancak bazı tarikatlar kanalıyla her türlü içki ticareti yapılmakta. Votka 25, viski 3550 dolar arası sokaklarda gizliden satılıyor. Her uğradığım evde bol çeşit tekel büfeleri gördüm. Caddelerin isimleri değişmiş. Filistin, Arjantin caddeleri... Bir de Tahran’ın en uzun caddesi olan Pehlevi Caddesi. Sağlı sollu çınarlar kapatmış caddeyi adına Asrı Veli diye 12. İmam’ın adı verilmiş meydanın adı Azad olmuş. Tek özel Üniversite 1.200.000 öğrenciyle dünyanın en büyük üniversitesi, Rafsancani’nin ‘‘Azad Üniversitesi’’ var. Öğretim elemanları köle fiyatına çalıştırılmakta. Öğrenci başı bin dolar toplanarak koca koca kampuslar yapılmakta. ??? İçerik olarak hurafe, bina olarak harika. Üniversite, hocaların aklını devam ettirdiği alanlardır. Son yıllarda bizde de üniversite çoğaldı. Hocasız üniversitenin ne demek olduğunu, İran’da her çıplak göz görebilir. Kara korku imparatorluğu İran’da... Özgürlük ve demokrasi mücadelesi kanla bastırıldığından erkekler teslim olmuş durumda. Kadınlar daha cesur. Şirin Ebadi adlı avukat Nobel ödülü almış, ancak son iki yılda bütün prestijini yitirmiş durumda. ABD’nin soğuk savaş durumunda, SSCB’ye karşı İslami hareketlerle iş tutması, İran’ı, Afganistan’ı ateşe attı. Şimdi de kara kara düşünüyor olsa gerek. İran’ın aydınlığı, kara çarşaflar altındaki aydınlık yüzlü, güzel elli kadınların el ele vermesiyle mümkündür. Başka da bir yol gözükmüyor. Çiçek: ‘Talabani dünün postal öpücüsü!’ Bugünün de posta koyucusu! SESSİZ SEDASIZ (!) İki aynı trafik kazasında hukuk nerede? GEÇEN ay Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan ve damadı Sabri Eyüp Küçük’ün de içinde bulunduğu cip, KonyaÇumra karayolunda dört kişinin ölümüne neden olan bir trafik kazası yapmıştı. Kaza tutanağında cipin sürücüsü belli değildi. Cihaz bulunmadığı gerekçesiyle alkol ölçümü yapılmamıştı. Çumra’ya giden AKP’liler adliye, emniyet ve jandarma binalarını işgal etmiş, ‘‘kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı’’ saptanan cipin içinde bulunan bakan oğlunun ifadesi ‘‘mağdur’’ Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Yargısız Akif Kökçe: ‘‘Hollanda’da yapılacak seçimlerde ‘Ermeni soykırım’ını kabul etmeyen’ Türk adayları listeden çıkarılmış. Türkiye 301’le cezalandırmayıp yargılarken Avrupa yargılamadan cezalandırılıyor!’’ sıfatıyla alınmış, bakan damadı 10 bin lira kefaletle serbest bırakılmıştı. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart bu garabeti bir soru önergesiyle Meclis’e taşıdı ama hiç kuşkusuz ‘‘imam’’ bildiğini okumaya devam edecektir. Fakat bu arada Adnan Bulut imzalı bir haber geldi Konya’dan. Bu kez geçen mayısta yine Çumra’da, yine kavşakta, yine bir cip, yine hızını azaltmayıp beş kişinin ölümüne neden olmuş. Cipin sürücüsü o günden beri tutukluymuş. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu sanmaya devam edin! AKP milliyetçi oylara yöneldi: Türk titre ve ortaçağa dön! Hollandalı Bakanın Düş Gücü MERİÇ VELİDEDEOĞLU İki hafta önce yazılı basında ‘‘Hollanda’da Şeriat!’’ başlıklı kimi haberler yer aldı; bu başlıklardan ilk anda Hollanda’da yaşayan Müslümanların ‘‘şeriat’’ isteklerinin ortaya konduğu izlenimini ediniyor insan, tıpkı iki yıl önce Kanada’da, kısa bir süre önce de İsveç’te olduğu gibi. Kanada’nın Ontario eyaletinde oturan Müslümanlar, başta kadınerkek ilişkileri olmak üzere ‘‘aile hukuku’’ konusundaki anlaşmazlıklarını ‘‘İslam Sivil Adalet Mahkemesi’’nde çözümlemek üzere Kanada hükümetinden karar çıkartmışlardı. Bu uygulama her ne kadar mahkemenin aldığı kararların, Kanada mahkemelerinde geçerli olan laik yasaların kontrolünden geçeceği, ayrıca bu mahkemeye ‘‘gönüllü’’ olarak başvurulacağı koşulunu içerse bile, temelinde şeriat bulunması, doğal olarak Müslüman kadınların korkuya kapılmalarına neden olmuştu. Şeriatın temelinin kadın erkek eşitsizliğine, ayrımcılığına dayandığını, kadının hep kaybettiğini kendi ülkelerindeki şeriat yönetiminden bilen Müslüman kadınların büyük bir bölümü bu düzenlemeye karşı çıktı. Ne denli haklı oldukları iki yıllık uygulama sonucunda, mahkemenin aldığı kararları türlü dolaplar çevirerek, Kanada yönetiminin onayından kaçırdığı, başvuruda bulunmayanların dinsizlikle suçlandığı gelen çığlık haberlerinde ortaya kondu. Dört, beş ay önce de Kanada’daki durumun benzerini İsveç’te yaşayan Müslümanlar istedi. Boşanma işlerine imamlar baksın, bankalar Müslümanlardan faiz almasın, kız ve erkek öğrenciler için beden eğitimi dersleri ayrı ayrı yapılsın gibi koşullar bu isteklerin arasında yer alıyordu. İsveç hükümeti, özellikle Entegrasyon Bakanı Jens Orback, Müslümanların isteklerinin kesinlikle kabul edilmeyeceğini sert bir dille açıkladı. Bütün bunların ışığı altında ‘‘Hollanda’da Şeriat!’’ başlıklı haberlerin de böyle bir durumu yansıtacağı sanılırken, büyük bir hayretle Hollanda rejiminin yerini şeriat yönetimine bırakabileceğini okuduk. Hollanda’nın Adalet Bakanı Piet Hem Donner, halkın üçte ikisinin istemesi durumunda ülkelerinde şeriat düzeninin kurulabileceğini söylüyordu. Bu açıklamaya Hollanda Parlamentosu’ndaki tüm milletvekilleri sert tepki gösterdi; muhalefet bakanın derhal istifa etmesini istedi. Bunun üzerine Bakan bu sözleri demokrasinin işleyişini anlatmak için kullandığını, aslında şeriata karşı olduğunu ve bunun yalnızca teoride mümkün görülebileceğini söyledikten sonra ardından, ‘‘Bunu yasa ile engelleyemezsiniz ki, demokrasinin özü işte budur!’’ görüşünü de dile getirmekten kendini alamadığı haberler arasında yer aldı. Her ne kadar Hıristiyan şeriatının temel kaynağı olan kutsal kitapta, öteki iki dinin kutsal kitaplarında yer alan güncel yaşamla ilgili dogmalardan az da bulunsa, dünyasal yaşamı bütün boyutlarıyla din süzgecinden geçirmek, dinin kontrolünde tutmak 21. yüzyılın çağdaş yaşam koşullarıyla örtüşebilir mi? Batı toplumunun yüzyıllarboyu savaşımla, damıta damıta günümüze ulaştırdığı demokrasinin temellerinden olan kadınerkek eşitliği, evrensel insan hakları, özgür düşünce, siyasetin dinden ayrılması şeriatla yönetilen bir ülkede söz konusu olabilir mi? Hangi şeriat olursa olsun. Şeriatın uygulandığı anda demokrasi yok olmayacak mı? Bunun demokrasiye sığınıp demokrasiyi yok etmek olduğunu bakanın kendi de bilir kuşkusuz, bizdeki kimi örnekler gibi. Son haberlerde ise Hollanda Parlamentosu’nu ayağa kaldıran düş ürünü bu söylem, Donner’in bakanlıktan ayrılmasını körükledi; başka bir olayla da suçlanan Bakan istifa etti. Hollanda halkına gelince, sanırız olupbiteni, eski dille ‘‘abesle iştigal’’ gibi görüp hiç aldırış etmedi... KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Eylül www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Hasta ol1 maktan duyulan korku. 2/ 2 Kimi göçebe Türk boyların 3 da birkaç aile 4 ye ait çadırlar 5 dan oluşan 6 topluluk... AleviBektaşi 7 şairlerinin tari 8 katlarıyla ilgili şiirlerine veri 9 len ad. 3/ Hayvanlarda 1 2 3 4 5 6 7 8 9 burun ucu... Kaplarda 1 C I R T A T A N su nedeniyle oluşan Ş E L P E tortu. 4/ Sıtma mikro 2 A R İ 3 R A N T İ Y E Ş bunu aşılayan sivrisiİ L K E V E nek. 5/ İlenme, bed 4 T A MM A N dua... Kiraya verilerek 5 L O T gelir getiren ev, dük 6 A N İ RM İ K kân gibi mülk. 6/ Tür 7 K İ R Ş Ü L E Ş kiye’nin üçüncü yük 8 K A V İ M T A sek tepesi. 7/ Avustral 9 A S K E R F A N ya’da yaşayan bir cins devekuşu... Merhamet eden, acıyan. 8/ Dört köşe yelkenlerin yakalarına bağlanan halat. 9/ Sığırın öd kesesinden çıkan ve sarılığı iyi ettiğine inanılan taş... Küçük mağara. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mehter müziğinde kullanılan ve iki değnekle vurularak çalınan bir tür davul. 2/ Düz ve geniş arazi... Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kimse. 3/ Argoda gizli yere verilen ad... Pasta hamuru. 4/ Yararlanılan uygun koşul... Baryum elementinin simgesi. 5/ Mısır. 6/ ‘‘Suya düşeni yakmaz’’ (Karacaoğlan)... Bir nota... Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 7/ Karagöz oyunundaki kambur cücenin adı. 8/ Aruz ölçüsünde kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uydurmak için uzatma... Küçük erkek kardeş. 9/ Yiğit... Don, şalvar. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle