21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y PB Y PB PB PB 24 23 24 22 27 29 30 29 22 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y PB PB PB PB B 22 22 21 22 25 25 27 26 28 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B PB 30 28 34 35 32 35 29 28 27 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve batı kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara, kuzey Ege, orta ve doğu Karadeniz ile Eskişehir, Bolu ve Düzce çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı iç ve batı kesimlerde biraz artacak diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 22 Helsinki B 16 Stockholm B 21 Londra Y 21 Amsterdam Y 18 Brüksel Y 22 Paris Y 24 Bonn PB 25 Münih PB 27 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB Y Y B B PB 30 27 26 27 24 24 23 28 32 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B PB PB B PB Y B B 24 37 23 37 26 26 29 31 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada nı daha değişik: ‘‘Nereden nereye’’. Nereden mi aldı Türkiye’yi? Örneğin kara Fatmaları (çarşafları) gömmüştü Türkiye, mezardan çıkardı. Sarık, takke, cüppe her çizgisinden ilkellik akan giysileri meşrulaştırdı. Türban diye uyduruk bir modayı siyasal simgeye çevirdi. Partisi yandaşlarına soruyor: Türban öncelikli sorun mudur? Yanıt, hayır! Bu yanıta göre meğer türban; RTE’nin, Gül’ün, Arınç’ın, kimi bakanlarla milletvekillerinin var ettiği toplumsal değeri sıfır olan bir sorunmuş. Baştan aşağı kapalı ve başı türbanlı eşine dayak atan, türbanı savunan da AKP milletvekili. Ramazanlarda oruç tutan tutar tutmayan tutmazdı. Bu adamlarla birlikte oruç tutmayana ya dayak ya kurşun. Camiye giden gider gitmeyen gitmezdi. Her mahallede üç camiyi az bulan da bu iktidarın başı. ??? Hâlâ soruyor, ‘‘Nereden nereye geldik’’ diye. Nereden mi geldik; her şey ortada. Aydınlıktan çıkardılar ülkeyi, sürüklediler karanlığa. Geldik, din sömürüsünün alabildiğine genişlediği bugünkü döneme! Dinci partilere ne gerek var: AKP böyle ise Erkan Mumcu’nun ANAP’ı nerede? Dikkatlerden kaçtı veya önemsenmedi. Mumcu, genel başkan olur olmaz partinin sarı renkli bayraklarını, sarıya boyalı genel merkez duvarlarını ‘‘yeşile’’ çevirdi. Yeşile hasret İslamcılara selam veriyor. Erkan Mumcu din sömürüsünde AKP’yi geçemedi. Müslümanlık yarışında ikinci. Gelelim sözün başlangıcına. RTE bilmez mi bu ülkeyi nereden alıp nereye getirdiğini. Bilirrrr, bal gibi bilir. Böyyük Türkiye sevdasını yutturan ustası gibi tecahülü arifaneden gelmeyi de pekâlâ bilir... ??? IMF’ye uşaklığı ‘‘başkaları yapmış olabilir’’ diyor. Öyle mi? Bugün uyguladığı ekonomik politikalar kimin eseri? AKP’den önce iktidarda olan Bülent Ecevit hükümetinin. O hükümet IMF ile imzaladığı standby anlaşmalarını sözcüğüne, virgülüne kadar dokunmadan uygulayacağını vaat etti, uyguladı. RTE 2002’de tek başına geldi iktidara. İlk işi ekonomik politikada IMF’nin her dediğine evet demek oldu. Şimdi sormak gerekmiyor mu: Ecevit hükümeti RTE’nin bugünlerde saldırılarında kullandığı gibi IMF’ye uşaklık etti ise... Üç buçukdört yıldır Ecevit’in IMF politikalarını aynen uygulayarak, IMF dayatmalarını aynen kabul edip sindirerek AKP, IMF’ye uşaklık etmiyor mu? 2 günde 4 bebek öldü İstanbul Göztepe Hastanesi’nin Yenidoğan Ünitesi’ne enfeksiyon kuşkusu nedeniyle hasta alımı durduruldu. Ailelerin şikâyeti üzerine soruşturma başlatıldı Haber Merkezi İstanbul Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Rafet Yiğitbaşı, Yenidoğan Ünitesi’nde son iki günde dört bebeğin öldüğünü açıkladı. En küçüğü 2 günlük, en büyüğü ise 47 günlük olan 4 bebeğin hastane enfeksiyonu nedeniyle öldüğü ileri sürülürken Yiğitbaşı, halen 8 bebeğin bulunduğu Yenidoğan Ünitesi’ne hasta alımının durdurulduğunu ve gerekli izolasyonların yapıldığını belirtti. Bebek ölümlerinin duyulması üzerine açıklama yapan Doç. Dr. Yiğitbaşı, bebeklerden birinin ağır ameliyat geçirdiğini, üçününse bağışıklık sistemleri gelişmemiş prematüre bebekler olduğunu söyledi. Yiğitbaşı, bebeklerden birinin ikizinin de 12 gün önce özel bir hastanede öldüğünü belirtti. Enfeksiyona ilişkin kanıtlanmış yüksek bir risk olmadığını söyleyen Dr. Yiğitbaş, ‘‘Yenidoğan Ünitemize hasta alımı durduruldu ve gerekli izolasyonlar yapıldı’’ dedi. Yiğitbaşı, Enfeksiyon Kontrol Komitesi’nin çalışmalara başladığını belirterek ünitede halen 8 bebeğin bulunduğunu söyledi. de bulunan Yıldırım, ölümlerin kesin sonucunun Adli Tıp Kurumu’nda yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkacağını söyledi. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY 16 bebek yaşamını yitirmişti Hastane enfeksiyonlarına bağlı bebek ölümleri ilk olarak geçen yıl Edirne’de yaşanmış ve Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Ünitesi’nde 8 bebek, ‘‘Serratia’’ bakterisinin yol açtığı enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybetmişti. Ardından Manisa Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi’nde iki bebek ve son olarak Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Ünitesi’nde 6 bebek enfeksiyon nedeniyle ölmüştü. Savcı inceleme yaptı Bu arada Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Salih Yıldırım, ölen bebeklerin ailelerinin şikâyeti üzerine olayla ilgili soruşturma başlattı. Hastane morgunda incelemeler Ölen bebeklerden birinin babası Bekir Çavdar savcılığa başvurdu. (AA) Akdağ: Klişeleşmiş sloganlarla doğurganlık sayısını düşürürsek nüfus yaşlanır Bakandan ‘doğurun’ çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Altı çocuğuyla kabinenin en fazla çocuklu üyesi olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doğum kontrolü konusunda tartışma yaratacak değerlendirmelerde bulundu. Batı’nın doğum kontrolü uygulayarak yanlış bir yoldan geçtiğini, bu kültürden etkilenmenin Türkiye’yi de yanlış bir maceraya sürükleyeceğini söyleyen Akdağ, ‘‘Nüfus planlaması ve aile planlaması gibi tabirler, artık sağlık camiası açısından rafa kalkmıştır’’ dedi.Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hilton Otel’de düzenlenen, Sağlık Bakanlığı ve Avrupa Birliği’nin işbirliğiyle yürütülecek ‘‘İşçi ve İşveren Kesiminde Üreme Sağlığı Konusunda Farkındalık Yaratma Projesi’’nin tanıtım toplantısında konuştu. Akdağ, dünyada her yıl 200 milyon kadının gebe kaldığını ve 120 milyon bebek dünyaya geldiğini, ancak bunlardan 6 milyona yakınının bir yaşına gelmeden öldüğünü söyledi. Türkiye’de 10 kişiden 9’u ABD’ye karşı ? Baştarafı 1. Sayfada tur. Nedeni de dış piyasalarda yaşanan gelişmelerdir... Ancak gerçek bunun tam tersi: Dalgalanma geçici değil... Endişe usul usul her kesimi sarıyor... Dış piyasalar tek neden değil... Her şey bir yana; dalgalanma geçici olsa bile, iki haftadır yarattığı sonuçlar, 2006 yılının bütün öngörülerini silip süpürdü. Bu durumda, dalgalanmanın gelip geçici değil, delip geçici olduğunu söylemek abartma olmaz! Siyasal gelişmeler gibi, ekonomide de dış etkenlere dayanmak en sık kullanılan yöntemdir ama, bunun tek başına yeterli olmadığını buna sarılanlar da bilir. Eğer bünye zayıfsa dışarıdan aldığı her virüsten etkilenir, güçlüyse onu aşar. İnsan bünyesindeki bu gerçek, ülke ekonomisi için de geçerli. ??? Bize göre ekonomideki kırılma noktalarından biri Merkez Bankası Başkanı’nın seçimi sırasında oldu. Başbakan ve ona bakanlar kurulu bir hafta boyunca kamuoyunu yanılttı, Köşk’e gönderilmemiş bir ismi tartıştırdı. Gerçek, Köşk’ün yaptığı açıklamadan sonra ortaya çıktı. Daha sonra yapılan atamada da AKP’nin ve AKP çizgisinin etken olduğu genel kabul gören bir gerçek oldu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın yaptığı açıklamalara baktığımızda şunu söyleyebiliriz: Bir adının hakkını veriyor, bir soyadının! Yılmaz, geçen hafta faizleri yükselttiklerini açıkladı. Böylece çeyrek çeyrek düşen faiz, bütün bütün artmış oldu. Gazeteler bu artış için şu yorumu yapmıştı: Merkez faiz silahını çekti! Durmuş önceki gün de 550 milyon dolarlık döviz satışını ilan etti. Bu da şöyle yorumlandı: Merkez ikinci ve son silahını da çekti! Merkez’in aldığı önlemlerden sonra çıkan sonuçlara bakınca, insanın aklına şöyle bir tanım geliyor: Yağmuru önlemek için bulutlara silah çekmek! Yılmaz’ın, faizi düşürmek için yurttaşları göreve çağırması da demokratik bir paylaşım olsa gerek! ??? 3 yıldır ekonomide yanıtı aranan temel soru şuydu: Sürdürülebilir bir dengenin içinde miyiz? Cari açıktaki artış, satışlardan gelen parayla açıkları yamayış, ödedikçe borcun artması, hayra yorulacak şeyler değildi. Ancak hükümet bu tür eleştirilerin tümünü reddetti. Hâlâ aynı anlayışın içinde. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan dün ekonominin ne kadar sağlam temellere oturduğunu anlattıktan sonra şöyle dedi: ‘‘Ekonominin dengeleriyle oynayana yapacağımı bilirim!’’ Merkez’in elinde iki silah vardı, ikisini de çekti. Demek ki Maliye’nin elinde de başka silahlar var... Malatya İnönü Üniversitesi’nde 13 Haziran’dan bu yana sürmekte olan Türkiye İktisat Politikaları Kurultayı’nda ekonomimiz enine boyuna tartışılıyor. Kurultaya katılan Erinç Yeldan bir süredir altını çizdiği gerçeği dün de yineledi: ‘‘Ekonomide dalgalanma değil, çözülme var!’’ ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘Batı’nın yanlışına düşmeyelim’ Türkiye’de ise her 1000 bebekten 25’inin öldüğünü kaydeden Akdağ, ‘‘Hâlâ Avrupa’nın gerisindeyiz. Dünya Sağlık Örgütü bebek ölümleri açısından 2010 hedefini binde 20’nin altına çekmeyi hedefledi. Ancak biz bunu 2008 olarak öne çekerek, ciddi tedbirler aldık’’ dedi. Türkiye’de doğurganlık yaşındaki bir kadının ortalama doğum sayısının 2.2 civarında olduğunu anlatan Sağlık Bakanı, bu sayı 2.1’in ya da 2’nin altına düştüğünde, toplumların ihtiyarlamaya başladığına dikkati çekti. Batılı toplumların şu andaki en büyük sıkıntısının ihtiyarlama süreci olduğu, çalışan nüfusun bakmak zorunda olduğu kişi sayısının arttığı yorumunu yapan Akdağ, ‘‘ Türkiye, sınır noktasındadır. Ölçüsüz biçimde Batılı kültürün etkisiyle ve birtakım klişeleşmiş sloganların tesiriyle doğurganlık sayılarımızı aşağılara indirirsek, Batılıların geçtiği yanlış yoldan geçmiş oluruz’’ dedi. Irak’taki Amerikan askerlerinin varlığı, Ortadoğu’da istikrar ve dünya barışı için İran hükümetinden daha büyük tehdit olarak görülüyor. Pew Araştırma Merkezi’nin araştırmasına göre, en fazla Türkiye, Ürdün, Mısır ve Endonezya’daki halkların Irak’taki Amerikan askeri varlığına olumsuz tepkisi bulunuyor. İngiltere, Fransa, İspanya ve Rusya’da da halk Irak’ta Amerikan varlığının sürmesinin, İran ve bu ülkenin nükleer hırsından daha büyük sorun olduğunu düşünüyor. ÖDP’den insan zinciri ÖDP’nin ‘‘özgür, eşit, demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamı’’ sağlamak amacıyla başlattığı, ‘‘Bir Arada Yaşamı Savunalım’’ kampanyası kapsamında İstiklal Caddesi’nde düzenlenen etkinlikte, Taksim Meydanı’ndan Tünel’e kadar insan zinciri oluşturuldu.Taksim Meydanı’nda toplanan kalabalık bir grup,‘‘Eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’de bir arada yaşamı savunanlar Kadıköy’de buluşuyor’’yazılı pankart ve ‘‘Bir arada yaşamı savunalım’’ yazılı dövizler taşıdı. Gruptakiler daha sonra ele ele tutuşarak Taksim Meydanı’ndan Tünel’e kadar insan zinciri oluşturdu. İstiklal Caddesi’ndeki yurttaşların da destek verdiği eylem sırasında, ‘‘Susma haykır, savaşa hayır’’,‘‘Karanlığa karşı özgür demokratik Türkiye’’sloganları atıldı. ÖDP, kampanya kapsamında 25 Haziran’da Kadıköy Meydanı’nda bir miting düzenleyeceğini açıkladı. (SALİM HALİMOĞLU) İstanbul’da Türkiye’ye destek görüntüsü çizen Bakoyanni, Gül ile birlikte boğaz gezisi yapmıştı. Desteğin en az olduğu ülke Türkiye Pew’un müdürü Andrew Kohut, Irak’ın, ABD’nin olumsuz imajına etkide bulunan birçok konudan biri olduğunu söyledi. Batı ülkelerinde, İran’ın nükleer program geliştirmesi ve Filistin seçimlerinde Hamas’ın zafer elde etmesinin ortak kaygılar arasında yer aldığı ortaya konan araştırmada, ABD’nin imajının ve terörle savaşındaki güvenilirliğinin uluslararası alanda gerilemeye devam ettiği sırada Irak’taki durumun en öne geçen sorun olduğu kaydedildi. Yoklamaya göre, ABD’nin Irak’taki en yakın müttefiki İngiltere’de bile halkın yüzde 41’i, Irak’taki Amerikan askeri varlığını dünya barışı için tehdit olarak görüyor, sadece yüzde 34’ü İran hükümetini tehlike olarak niteliyor. Türkiye’nin, yüzde 12 ile yabancı ülkeler arasında ABD’ye yönelik olumlu görüş bildirenlerin oranının en düşük çıktığı ülke olduğunun ortaya konduğu 15 ülkeyi kapsayan araştırmada ortaya çıkan diğer unsurlar da şöyle: ‘Eserler inançlara alet ediliyor’ Müzedeki yazının eski müdür tarafından kazındığı iddialarına tepki gösteren dönemin Kültür Bakanı Sağlar, ‘Hükümetin hangi kafalarla yönetildiği bir kez daha gözler önüne serildi’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bodrum Kalesi Sualtı Arkeoloji Müzesi’ndeki zindanın kapısında yer alan ‘‘Tanrının Bulunmadığı Yer’’ yazısına ilişkin tartışmalar sürüyor. Dönemin Kültür Bakanı, 1994’te müzeyi ziyarete açan Fikri Sağlar, Bodrum Kalesi’ndeki eserin 400 yılı aşkın bir süre toprak altında kaldığını belirtti. Müzenin eski müdürü Oğuz Alpözen’in çalışmalarıyla toprak altından çıkarılan alanın arkeolojik bir başarının ürünü olduğunu ifade eden Sağlar, yazının Alpözen tarafından kazınma olasılığının olmadığını belirtti. Sağlar, ‘‘Hiçbir açıklama kabul etmeyecek bir cehaletle karşı karşıyayız’’ diyerek şöyle konuştu: ‘‘Türkiye Cumhuriyeti’nin var olan kültür yapısına leke sürülüyor. Kraldan çok kralcı bir bürokratın açıklamalarıyla bugünkü hükümetin hangi kafalarla yönetildiği Papadopulos: Vetoyu Bakoyanni ile planladık ? Baştarafı 1. Sayfada ŞİMDİ DE SAHTE PRENSES SAVI ? Baştarafı 1. Sayfada Tıbbi araştırmalarsa bulunan iskeletin 22.9 yaşında olduğunu gösteriyor. Bulunan iskeletin bir ön dişi eksik. 50 yaş üzerinde bir kişinin sadece bir değil birden fazla dişi dökülür. Ada’nın kardeşiyle değil bir başkasıyla evlendiği de biliniyor ve hiç çocuğu olmadığı da tarihte yer alıyor.Ancak iskelet incelendiğinde defalarca doğum yaptığı leğen kemiklerinden anlaşılıyor’’ dedi. Eski Müze Müdürü Oğuz Alpözen ise ‘‘Kalıntıları bulduğumuz zaman, takılardan ve lahitten önem Dünya daha tehlikeli hale geldi ? ABD’nin terörle savaşındaki desteği yakın müttefikleri arasında da olmak üzere düştü. ? ABD’ye yönelik olumlu görüşler düşmeye devam ederken, en keskin düşüş Türkiye ile birlikte İspanya ve Hindistan’da görüldü. ? İngiltere dahil 10 ülkede çoğunluğa göre, Irak savaşı dünyayı daha tehlikeli hale getirdi. ? Filistin’de Hamas’ın zaferini Müslüman ülkelerden çok daha fazla ABD ve Avrupa ülkeleri olumsuz gelişme olarak değerlendirdi. ? ABD’nin nükleer silah geliştirmekle suçladığı İran konusunda, Avrupa ülkeleri ile nüfusun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkelerde keskin görüş ayrılıkları bulunuyor. ? Sera etkisi yaratan gazları en çok üreten Çin ve ABD’de küresel ısınma kaygısı, diğer ülkelere göre çok az görülüyor. ? Kuş gribinin yayılmasında kamuoyundaki büyük kaygı daha çok Asya ile sınırlı. li bir kadın olduğunu anlayarak ‘Karyalı Prenses’ dedim. Etlendirilmesi için İngiltere Manchester Üniversitesi Tıpta Sanat Bölümü’ne gönderdiğimizde, işlemi yapan Dr. Richard Neave ve Dr. John Prag iskeletin etlendirilmiş halini Ada’ya benzeterek konuyla ilgili 24 sayfa makale yazdı. Dr. Neave, önemli bir arkeolog ve araştırmacıdır. Yaptığı tespite çok sevindim ve ben de sahip çıktım.Ada’nın yaşıyla ilgili söylenenler yalan. Ada’nın çocuğu da yoktur.Ama düşük yapmadığını kimse söyleyemez’’ diye konuştu. mişteki işlevinin ziyaretçilere capcanlı sunulmuş olmasıdır... Eğer müze müdürü olsaydım, böyle bir yazı olmasa bile yazdırır, Romanya’da Drakula Şatosu’na yüz binlerce turistin çekilmesi için tarihsel gerekçelere ek olarak sonradan eklenen bazı gösterilerden de abartmadan yararlanırdım.’’ biliyordu, bizim tutumumuza çok destekleyici oldu’’ diye konuştu.Papadopulos ve Yakovu’nun açıklamalarıyla veto planının mimarlarından olduğu ortaya çıkan Bakoyanni, geçen hafta İstanbul’da konferansa katılmış, ardından da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le bir araya gelmişti. Türkiye’nin AB üyeliğine yönelik destek mesajları veren Bakoyanni ‘‘veto planından’’ ve ‘‘krizden habersiz’’ davranmıştı. Yunan basını da Bakoyanni’nin Rumların veto tehdidinden haberi olmadığını yazmıştı. Rumlar, Türkiye’nin limanlarını açmasını isteyerek aksi halde fiili müzakerelerin başlamasını veto edebilecekleri tehdidinde bulunmuştu. Rumların planı gizlenmiş Öte yandan, AB Dönem Başkanı Avusturya’nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, Kıbrıs Rum kesiminin vetosuna da atıfta bulunarak ‘‘Türkiye ile fiili müzakerelerde ortaya çıkan veto krizini, daha önce Klosterneuburg dışişleri bakanları zirvesinde varılan mutabakatla aştığını’’ söyledi. AB üyesi 25 ülkeyle katılımı kesinleşmiş Bulgaristan ve Romanya dışişleri bakanları, 2728 Mayıs’ta Viyana yakınlarındaki Klosterneuburg kasabasında bir manastırda bir araya gelerek ‘‘Avrupa’nın geleceğini’’ tartışmışlardı. Plassnik’in açıklamaları, Rum kesiminin, Türkiye ile fiili müzakereleri veto edeceğini Klosterneuburg toplantısı sırasında gündeme getirdiği, ancak bunun basından gizlendiğini ortaya çıkardı. bir kez daha gözler önüne serildi. Ne yazık ki tarihi eserler inançlara alet ediliyor. Bu aşılamaz bir aymazlığın ve edepsizliğin göstergesidir. Erbakan döneminde de benzer olaylar yaşanmış, kalenin içerisine minare yapılmıştı.’’ Gelişmeleri değerlendiren gazetemiz yazarı Özgen Acar da şunları söyledi: ‘‘Yazının özgün olup olmadığı tartışılabilir.Yazıdaki harflerden birinin ‘v’ ya da ‘u’ ile yazılması gerektiği de tartışılabilir. Burada önemli olan, yüzyılların birikimi molozlarla, gülle ve iskeletlerle dolu bir kale bölümünün temizlenerek çağdaş müzecilik anlayışına uygun olarak, geç CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle