Katalog

SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr İLK OYUNU LEEDS’DE OYNANDI Mezzosoprano Ezgi Saydam ile piyanist Kamerhan Turan bu akşam Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nda ‘Kadın Aşkı ve Hayatı’ SEVİLAY KOÇOĞLU Vanlı öğretmenden uluslararası başarı anlı öğretmen Cem Düzova, 9 13 Mayıs tarihleri arasında İngiltere’nin Leeds kentinde düzenlenen ‘‘Yeni Oyunlar ve Yeni Oyun Yazarları Festivali’’ne ‘‘Tamar, Ah Tamar’’ adlı oyunuyla katıldı. Oyun, Janus Project tarafından düzenlenen festivalde, 11 Mayıs Perşembe akşamı okuma tiyatrosu olarak, yaşamını İngiltere’de sürdüren tiyatro yönetmeni Serdar Biliş tarafından West Yorkshire Playhouse’da sahnelendi. ‘‘Tamar, Ah Tamar’’ adlı oyun Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adası’ndaki bir efsanenin yeniden yorumlanması sonucu ortaya çıkmış. Oyunda birbirlerine âşık olan Ermeni kızla Müslüman gencin dinsel ve İstanbul Müzik Festivali’nde bu akşam mezzosoprano Ezgi Saydam ile piyanist Kamerhan Turan’ın dinletisi var. Yıldız Sarayı Tiyatrosu’nda 18.00’de başlayacak dinletide iki sanatçı kısa süre önce çıkan ‘Kadın Aşkı ve Hayatı’ adlı albümlerinde de yer alan Schumann, Schubert, Falla, Brahms ve Mozart şarkılarıyla Türk besteciler Ermukan Saydam ve Hasan Uçarsu’nun iki yapıtını seslendirecekler. Albümün adının ‘Kadın Aşkı ve Hayatı’ olmasının Saydam’a göre teknik ve duygusal olmak üzere iki nedeni var. Teknik nedeni, Schumann’ın aynı ad altında toplanmış liedlerinin konserde ve albümde en uzun süreyi alması. Duygusal nedeni ise Schumann ile Clara’nın aşk öyküsünün 19. yüzyıl romantizminin adeta simgesi olması. Schubert’tan Goethe’nin şiiri Ç Peki, nasıl bir aşk öyküsü bu? Saydam şöyle anlatıyor: ‘‘Clara dönemin en yetenekli müzisyenlerinden. Bestelerinin sanat değeri çok yüksek. Schumann’la aralarında tutkulu bir aşk var. Ama babası Clara’nın Schumann’la evlenmesini istemiyor. Clara müziği bir yana iterek evlenip çocuk sahibi oluyor. Eşinin delilik krizlerine tek başına katlanıp onu her konuda destekliyor. Sonra eşinin ani ölümüyle kendini iç dünyasına kapatıyor. Abartılı bir aşk ve iç dünyası var.’’ Albümde yer alan, müzik dünyasında Schumann gibi lied ustası olarak bilinen Schu ağdaş Türk bestecilerinin yapıtlarından bir albüm yapmak isteyen Ezgi Saydam, ‘‘Bu artık benim için bir görev’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Yurtdışında dinleyiciler zaten iyi bildikleri Schubert, Schumann, Brahms gibi bestecilerin değil, bizim bestecilerimizin yapıtlarını dinlemek istiyorlar bizden. ’’ bert’in yapıtını Saydam şöyle anlatıyor: ‘‘Schubert’in ‘Gretchen Çıkrık Başında’ adlı eserinin sözleri Goethe’nin Faust’undaki bir şiirden alınmış. Gretchen bir çıkrık eşliğinde kendinden geçercesine aşkını anlatıyor. Piyano burada çıkrığı simgeliyor. Schubert ve Schumann benim için aynı değerde iki besteci ve bu albümde yer almaları çok önemli.’’ Ezgi Saydam albümde ayrıca İspanyol besteci Manuel de Falla’nın 7 şarkısını İspanyolca seslendirmiş. Almanca bildiği için liedleri seslendirmekte bir zorluk çekmeyen sanatçı İspanyolca bilmediği halde anadili İspanyolca olan bir şarkıcıyla çalışarak Falla’nın yapıtlarını öğrenmiş. ‘‘Ama yine de bu dilde iyi söyleyemediğim konusunda eleştiriler geldi. Falla tıpkı Ahmet Adnan Say gun ve Cemal Reşit Rey gibi halk şarkılarını almış, armonize etmiş ve çoksesli olarak dünyaya sunmuş. Bu şarkılar evrensel olduğu için çok folklorik söylemek gerekmiyordu. ‘Biz seni dinlerken Türk olduğunu hiç düşünmedik, hafif aksanın da sorun değil’ diyen, başta İspanyol olmak üzere Avrupalı müzikseverler de oldu.’’ Yeni albüme başlıyor V Ezgi Saydam’ın oldukça uzun bir eğitim geçmişi var. Önce sosyoloji eğitimi, arkasından konservatuvarda şan eğitimi, müzik yöneticiliği masterı derken hâlâ eğitimini sürdürmek konusunda istekli. Her meslekte disiplinlerarası yaklaşımın arandığı günümüz dünyasında sosyoloji okumanın, yapıtlarını yorumladığı sanatçıların dönemlerini araştırmak, dünyadaki müzik akımlarını daha iyi özümsemek gibi çeşitli yararlarını görmüş. ‘‘İnsanın altyapısı ne kadar sağlamsa o kadar sıkı basıyorsunuz. Hemen yıkılmıyor, daha güçlü hissediyorsunuz. Uzun eğitim bugün zaman kaybı gibi görülebilir, ama ben çok yararını gördüm.’’ Sanatçı yakında yeni albüm çalışmalarına başlayacak. Mahler ve Brahms’ın liedlerini söylemek istiyor. Ama kafasındaki en önemli tasarı çağdaş Türk bestecilerinin yapıtlarını toparlayıp bir albüm yapmak. ‘‘Bu artık benim için bir görev’’ diyor ve ekliyor: ‘‘Yurtdışında dinleyiciler zaten iyi bildikleri, hep dinledikleri Schubert, Schumann, Brahms gibi bestecilerin değil, bizim bestecilerimizin yapıtlarını dinlemek istiyorlar bizden.’’ ekonomik baskılara daha fazla dayanamayarak ayrılıkla sonlanan sevdaları anlatılıyor. Yaşamını Van’da Atatürk İlköğretim Okulu’nda sınıf öğretmeni olarak sürdüren ve ilk oyunu ‘‘Tamar, Ah Tamar’’la festivale davet edilen Cem Düzova; bu oyunuyla İngiltere’de bu mitin sadece Yunanistan’a ait olmadığını, Van’da da yaşandığını ve oyunlaştırıldığını vurgulayarak halkların birlikte yaşamasından daha doğal bir şey olamayacağının altını çiziyor. Festivale Cem Düzova’nın yanı sıra Yunanistan’dan Andreas Flourakis, Avusturya’dan Johannes Schrettle, Sırbistan’dan Milena Bogavac, Çek Cumhuriyeti’nden Petr Zelenka isimli yazarlar da katıldı. Füsun Aydoğan resim sergisi ? Kültür Servisi 1960 yılında İstanbul’da doğan Fahrünisa Füsun Aydoğan, resim çalışmalarına 1996’da Sanatçı Temür Köran’la başladı. ‘Türk Tarihine Hizmet Vakfı’nın porselen çalışmalarına da 1998 yılında başlayan ressam, porselen üzerine klasik, serbest ve altın yaldız boyama ve süsleme çalışmalarına halen devam ediyor. Resim çalışmalarına ise Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Refik Azizov ile devam etmekte. Sanatçı 1998’de Koçbank Yeşilyurt Şubesi’nde karma sergiye, 1998’de Yunus Emre Kültür Merkezi’nde karma sergiye, 2000’de Egebank Yeşilyurt Şubesi’nde karma sergiye ve 2002’de Akatlar Kültür Merkezi’nde karma sergiye katıldı. 2003’te ise Akatlar Kültür Merkezi’nde ilk kişisel sergisini açan ressam, 2006 yılında ikinci kişisel sergisini düzenledi. 28 HAZİRAN’DA BAŞLIYOR İş çıkışı fotoğraf uammer Yanmaz Fotoğraf Atölyesi’nin 11. dönem kursu 28 Haziran’da başlıyor. 8 hafta sürecek kursta, fotoğraf sanatıyla ilgili ayrıntılı bilgi verilecek. Dersler her çarşamba akşamı 20.00 22.00 arasında. Muammer Yanmaz’ın kurslarına katılanlar, hem fotoğraf sanatıyla ilgili ayrıntılı bilgi edinecek, hem de kurs sonrasında ‘40 Haramiler’ adı altında ortak çalışmalar sürdürme olanağına sahip olacaklar. 8 haftalık çalışma bedelinin 250 YTL olduğu atölye, fotoğrafa yeni başlayacak olan ya da fotoğraf bilgisini geliştirmek isteyen herkese açık. 1969 yılında İstanbul’da doğan Yanmaz, ortaöğrenimini SaintMichel Lisesi’nde, yükseköğrenimini ise İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladı. Lisenin karanlık odasında başladığı fotoğraf sanatını bir yaşam biçimine dönüştüren Muammer Yanmaz, kendi stüdyosunda tanıtım fotoğrafçılığı yapmakta. Sanatçının ‘40 Yönetmen’, ‘40 İstasyon Paris’, ‘40 İstasyon New York’ gibi sergilenmiş tasarıları bulunuyor. (0 212 266 66 75) Festivalde ödül gecesi Kültür Servisi ‘34. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin bu yıl barok müziğin önde gelen adlarından William Christie’ye verilen ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ sanatçıya bugün saat 20.30’da Aya İrini Müzesi’nde, topluluğu Les Arts Florrisants ile vereceği konser öncesinde sunulacak. William Christie için yapılacak törende ödülünü kendisine İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı verecek. Topluluğun konserinin adı ‘Mozart Paris’te’... Konserin solistleri de Claire Debono (soprano), Karine Deshayes (mezzosoprano), Paul Agnew (tenor), Andre Morsch (bariton) ile Alain Buet (bas). Christie’nin aynı zamanda kurucusu olduğu ve müzik yönetmenliğini yaptığı topluluk, Jean Philippe Rameau’nun Castor ve Pollux’undan bölümler ile Wolfgang Amadeus Mozart’ın ‘KV 297, Re Majör 31. Senfoni’sini (Paris) çalacak. William Christie, ‘yeni barok’ akımının öncülerinden biri olarak kabul ediliyor. Klavsenci, şef, müzikolog ve eğitimci olan Christie, Berlin Filarmoni Orkestrası’nın konuk şefliğini de yapıyor. Fransız barok bes ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ William Christi’ye tecilerin unutulmuş yapıtlarını gün ışığına çıkarmasıyla tanınan Christie’nin, Mozart’ın senfoni, konçerto ve operalarına getirdiği yeni yorumlar da beğeniliyor. 25 yıldır genç sanatçıların eğitimi ve profesyonel gelişimleri için çalışan Christie, Avrupa’daki genç şancılar için bir atölye niteliğinde olan Le Jardin des Voix’nın da kurucusu. (0 212 334 07 51) ‘Türk Kültürü ve Kimliği’ ? Kültür Servisi İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları’nın ilk kitabı; ‘Türk Kültürü ve Kimliği’ İstanbul Four Seasons Otel’de tanıtıldı. Kitap tarihten gelen önyargıların değiştirilmesi, ‘Barışçı Türk’ imajının yaratılması ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecine katkıda bulunması amacıyla yayımlanmış. ‘‘KültürKimlik Konusu ve Devrim Kavramı’’, ‘‘Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş’’, ‘‘KültürKimlik ve İmaj’’ isimli bölümlerden oluşan kitap 11 yazarın katkılarıyla hazırlanmış. Kitabın yayın danışmanlığını Bozkurt Güvenç, editörlüğünü T. Mesut Eren, sanat yönetmenliğini ve tasarımını Ersu Pekin yapmış. Kitabın okuyuculardan gelen ilgiye göre geliştirilmesi ve İngilizceye çevrilmesi de tasarlanıyor. Kitaba emeği geçen yazar ve yayıncıya anı plaketleri verilen tanıtım gecesinde, soprano Ece İdil, piyanist Metin Ülkü ikilisinin müzik dinletisinin ardından Yıldız Kenter ve Talat Halman ‘‘Asırlar Boyu Türk Kültürü ve Sanatı’’ başlıklı bir gösteri gerçekleştirdi. M 8 hafta sürecek kursta, fotoğraf sanatıyla ilgili ayrıntılı bilgi verilecek. ABDULLAH BAŞTÜRK İŞÇİ ÖYKÜLERİ ÖDÜLÜ GENELİŞ ve DİSK eski Genel Başkanı Abdullah Baştürk (1929 1991) anısına, ailesi, Edebiyatçılar Derneği ve Genelİş’le birlikte bu yıl da ‘‘İşçi Öyküleri Ödülü’’ verilecektir. 1) Yarışma, amatör ya da profesyonel tüm öykücülere açıktır. Ödüle; işçiler ve emeğiyle geçinen diğer çalışanlar hakkında yazılmış her türlü öykü katılabilir. 2) Ödüle aday yapıtlarda, Türkçeyi kullanmadaki başarı, yazınsal duyarlık da aranacaktır. Öyküler daha önce yayımlanmamış olmalıdır. 3) Daha önce bu ödülü kazanmış olanlar, Edebiyatçılar Derneği yönetim organlarında yer alan üyeler, yarışmaya katılamazlar. 4) Öyküler; çift aralıkla, daktilo ya da bilgisayarla yazılmış olmalıdır. 5) Yarışmaya en çok üç öyküyle aday olunabilir. Öykülerde sayfa sınırlaması yoktur. Son başvuru tarihi 10 Kasım 2006’dır. 6) Seçici kurul; Remzi İnanç, Vecihi Timuroğlu, Necati Tosuner, Tuncer Uçarol, Ahmet Yıldız’dan oluşmaktadır. 7) Ödüller; birinci 1.000 YTL, ikinci 750 YTL, üçüncü 500 YTL’dir. Sonuçlar Abdullah Baştürk’ün ölüm yıldönümü olan 21 Aralık 2006 günü açıklanır. 8) GENELİŞ; ödül kazanan öykülerle yayımlanmaya değer görülen öyküleri, her birine 100 YTL telif ücreti ödemek üzere, kitap olarak yayımlayabilir. Bu öyküleri, diğer yayın araçlarında da kullanabilir. 9) Ödüle aday yapıtlar; bir başvuru dilekçesi, gerçek ad ve açık adres, telefon numarası ve altında özgeçmiş yazılı olmak üzere, ekinde beş kopya öykü ile birlikte aşağıdaki adrese taahhütlü olarak gönderilecek ya da elden teslim edilecektir: ‘‘Edebiyatçılar Derneği İşçi Öyküleri Yarışması Sakarya Cad. 32/15, Bahar Apt. Kat 5, Yenişehir Ankara’’ İletişim için: 0312 / 434 46 65 edebiyat?edebiyatcilardernegi.org.tr Bilgi için: www.genelis.org.tr 10) Ödüle katılan yapıtlar geri verilmez. KOOPC’den DUYURU Kooperatifimizin 2006 yaz dönemi kültür etkinliklerinden ikincisi Çantaköy Cumhuriyet Mahallesi Kır Kahvesi’nde PARLAMENTO DIŞI MUHALEFET konu başlığı altında 18 Haziran 2006 Pazar günü saat 14.00’te yapılacaktır. Kooperatifimizin Yönetim Kurulu Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi Yazarı SATILIK Acıbadem TİBAŞ Park Sitesi’nde dubleks daire. Silivri Çanta Cumhuriyet Mahallesi’nde arsa. 0533 576 37 26 ŞÜKRAN SONER’in yapacağı söyleşiye kooperatif ortaklarının yanı sıra tüm Cumhuriyet okurları davetlidir. Not: Etkinliğe özel otolarının dışında katılmak isteyenler için belirtilen günde AKM (Taksim) önünden saat 12.00’de otobüs kaldırılacaktır. CUMHURİYET 14 K