25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM Adalet Komisyonu, Unakıtan’a af getiren düzenlemeyi tasarıdan çıkardı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP yine kurtaramadı Bakan Çiçek’ten Baykal’a ziyaret ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ‘‘sürpriz’’ ziyarette bulundu. Çiçek, yeni genel merkez nedeniyle ‘‘hayırlı olsun’’ ziyaretinde bulunduğunu söyledi. Bir gazetecinin TMY tasarısının, TBMM’nin tatile girmesinden önce genel kurulda ele alınıp alınmayacağına ilişkin sorusu üzerine Çiçek, ‘‘Tasarı alt komisyonda, önümüzdeki hafta alt komisyon bitirebilir. Meclis tatile girmeden önce çıkmasını istiyoruz’’ dedi. Çiçek, ‘‘CHP’nin yeni genel merkezini beğendiniz mi’’ sorusuna da ‘‘Çok güzel, darısı bizim ve diğer partilerin başına’’ yanıtını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a af getiren düzenlemeden geri adım attı. TBMM Adalet Komisyonu’nda, temel ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısında, Vergi Usul Yasası’nda değişiklik getiren söz konusu hüküm metinden çıkarıldı. TBMM Adalet Komisyonu’nda, temel ceza yasalarına uyum öngören ve 170 yasada değişiklik yapan yasa tasarısı üzerindeki görüşmelere dün de devam edildi. Komisyon, CHP’nin itirazları üzerine önceki gün kabul edilen ve Unakıtan’a af getiren düzenleme Latife Hanım... İpek Çalışlar’ın ‘‘Latife Hanım’’ kitabını (Doğan Kitap) okuyorum... 1914 yılının sonbaharı... 15 Mayıs 1919’da başlayan Yunan işgali, abluka altındaki beyaz köşk, Fransız bayrağı asılı fayton ve güzel giyimli bir diplomat... Bir Yunan askeri evi gözetliyor... Faytonla gelen kişi Fransız Konsolosu, beyaz evde oturan ise Latife Hanım’ın babası Uşakizade Muammer Bey... Konsolos ve Muammer Bey briç arkadaşı... İpek Çalışlar ‘‘Latife Hanım’’da neyi anlatıyor? Kitabın girişinde Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar’ın bir sözü var: ‘‘Latife Hanım’ın belgeleri incelenmeksizin devrim tarihinin yazılması mümkün olamaz...’’ İpek Çalışlar çocukluk günlerinde evlerinin duvarında asılı bir fotoğraftan çok etkileniyor... Uşak’ta çekilmiş bir fotoğraf... Latife Hanım ve Atatürk... İpek Çalışlar anlatıyor: ‘‘Latife Hanım bir bilmece gibiydi. Hemen herkes ona olumsuz yaklaşıyor, Latife Hanım’dan Mustafa Kemal Paşa’nın başına gelmiş bir kaza gibi söz ediliyordu. Kadınları yok sayan tarih kitapları onun hırçınlıklarını yazmaya değer gördüklerine göre, ortada deşilmeyi gerektirecek bir durum vardı.’’ İpek Çalışlar deşmeye başlıyor, yakın tarihimizde adı sıkça geçmeyen Latife Hanım’ı... Çalışlar’ın söylediği şu: ‘‘Bağımsız bir kadın olduğunu ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında atılan adımlarda rolü bulunduğunu anlamıştım.’’ Ben, İpek Çalışlar’ın ‘‘Latife Hanım’’ kitabının çok tartışılacağını, hem övgü hem de yergiyle karşılaşacağını sanıyorum... Latife Hanım, Atatürk’ten boşandıktan sonra tam 50 yıl sustu ve hiç konuşmadı... Neden, niçin? ??? İpek Çalışlar, Latife Hanım’ın 50 yıl hiç konuşmamasını şöyle değerlendiriyor: ‘‘Yanlış anlaşılmamak için!’’ Erkek egemen bir toplumda kadınlar 2006 yılında bile konuşmaktan çekiniyorlar... Latife Hanım’ın değerli gördüğü tüm belgeler Türk Tarih Kurumu’nda saklı... Anılarını yazmış, bir banka kasasına koymuştu... İpek Çalışlar, Beni Hasan imzasıyla Mayıs 1927’de Mentor dergisinde yayımlanan bir yazıyı kitabın ‘‘Kadın Hareketi ve Latife’’ bölümünde şöyle değerlendiriyor: ‘‘Aynı günlerde, İzmir’den bir genç kızın sesi yükseldi. O da aynen Mustafa Kemal gibi, hatta daha da şaşırtıcı şeyler söylemekteydi. ‘Jön Türk hareketi yalnızca erkekleri siyasi kölelikten kurtarmanın değil, kadınları da sosyal kölelikten kurtarmanın mücadelesini başlatmadıkça yanlış bir hareket olarak kalmaya mahkumdur’ demişti. Genç kız henüz 18 yaşındaydı. Onu yakalayıp ya hapishaneye ya da bir akıl hastanesine atacaklardı, ama babası İzmir’in zengin ve etkili tüccarı Muammer Bey’di. Kızın adı da Latife idi. Muhtemelen Mustafa Kemal ondan söz edildiğini duymuştu. Ama Latife, Mustafa Kemal’in varlığından ilk kez İngilizler Gelibolu’ya çıktıklarında haberdar oldu.’’ Benim bildiğim bu ‘‘Mentor’’ dergisinde yayımlanan Beni Hasan’ın yazısı bugüne dek pek ciddiye alınmamıştır... Beni Hasan bu bilgileri nasıl almıştır, Latife Hanım’la görüşmüş müdür, Mustafa Kemal Atatürk’ten bilgi almış mıdır? Bu konu hiçbir zaman aydınlanmamıştır. Kronolojilerde de Beni Hasan’ın Atatürk’le görüştüğüne ilişkin bilgi yoktur... Zaten kitabına alıntı yapan Çalışlar da bunları doğruluyor... Toplumumuz Latife Hanım’ı bugüne dek tanıyamadı, onun çağdaş, laik kimliğini göremedi... Latife Hanım ve Mustafa Kemal Atatürk’ün nikâhı ‘‘haremselamlık’’ geleneğini yıktı... Ardından İzmir’de toplanan İktisat Kongresi’ne kadınların katılması çok önemliydi... ??? Latife Hanım’ın kadınların ‘‘peçeden’’ ve ‘‘çarşaftan’’ kurtulmaları için büyük çaba harcaması, çok genç olmasına karşın ‘‘kadın haklarını’’ savunması, onun ‘‘özgürlük savaşçısı’’ olduğunun bir kanıtıydı... Burada bir gerçeğin altını da çizmek isterim... Atatürk Türkiye’yi uygarlık düzeyine taşırken birikimleri vardı; Fransız ve Rus devrimini çok iyi biliyor, eğitim, kültür ve ekonominin uygarlığın vazgeçilmez koşulları olduğu gerçeğini çevresindekilere yayıyordu... İpek Çalışlar’ın kitabı yakın tarihimize ışık tutuyor... Unutmayın, her erkek güvendiği, inandığı bir kadına danışır. Atatürk de Latife Hanım’a danışmıştır. Peçenin kalkması, kadının haremden kurtulması ‘‘evrim’’le değil ‘‘devrim’’le gerçekleşir... Atatürk bunu yapmıştır... 1920’nin koşullarında ‘‘evrim’’ değil ‘‘devrim’’ geçerlidir... ‘‘Latife Hanım’’ı mutlaka okuyun!.. Çünkü övgüye de, yergiye de açık bir kitap... ? Komisyon, CHP’nin itirazları üzerine, önceki gün kabul edilen ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a af getiren tasarıyı yeniden görüştü. Söz konusu düzenleme, sahte evrak düzenlenmesiyle ilgili hükme ‘bilerek’ sözcüğünün eklenmesini öngörüyordu. yi yeniden görüştü. Söz konusu düzenleme, Vergi Usul Yasası’nın ‘‘Kaçakçılık suçları ve cezaları’’ başlıklı 359. maddesinde vergi yasaları uyarınca tutulan defter, kayıt ve belgelerin sahte düzenlenmesiyle ilgili hükme ‘‘bilerek’’ sözcüğünün eklenmesini öngörüyordu. CHP’li Orhan Eraslan, siyasi sorumluluğu üstlenip iktidarın Maliye Bakanı Unakıtan hakkında af çıkarabileceğini belirterek ‘‘Maliye Bakanı’nı kurtarmakla kalmazsınız, naylon fatura düzenleyen binlerce, on binlerce kişiyi kurtarırsınız’’ dedi. Eraslan, diğer ceza yasalarına uyumu öngören bir tasarıda, ‘‘bilerek’’ sözcüğünün eklenmesiyle yapılan düzenlemenin komisyon üyelerine olan güvenlerini sarstığını söyledi. CHP’li Muharrem Kılıç, belgede sahtecilik suçunun niteliğinin değiştirilmesinin ‘‘örtülü af’’ olacağını belirterek ‘‘Dolambaçlı yollardan böyle bir düzenleme yaparsak şık olmaz. Vergi kaçakçılığı yapanların önünü açmış oluruz’’ dedi. CHP’li Mehmet Küçükaşık da, ‘‘bilerek’’ sözcüğünün eklenmesiyle Unakıtan’ın kurtarılmaya çalışıldığını söyledi. Komisyon Başkanı Köksal Toptan, kimsenin kimseyi kurtarmak için düzenleme peşinde olamayacağını belirtti. Toptan, bu önerinin kimin tarafından getirildiğini sordu. Maliye Bakanlığı temsilcisi, kendilerinin ‘‘bilerek’’ sözcüğüyle ilgili bir önerilerinin olmadığını belirtti. Yargıtay temsilcisi ise, ‘‘Biz önümüze gelen dosyalarda olayın oluşumuna bakarız. ‘Bilmiyordum’ demek o kişiyi kurtarmaz, kasta bakarız’’ dedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, ‘‘Kimse, birilerini kurtarma, affetme gibi bir çaba içinde değil. Af niyetimiz olsa bunu, af yasası olarak getiririz’’ diyerek konuştu. Görüşmelerin ardından önceki gün önergeyle tasarıya eklenen ‘‘bilerek’’ sözcüğü metinden çıkarıldı. SEÇİMLERE HAZIRLIK CHP’li Kart’tan ‘sızdırma’ sorusu ? ANKARA (AA) CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Danıştay’a yapılan saldırıyla ilgili hazırlık soruşturmasında, bilgilerin kamuoyuna neden sızdırıldığını; bu konuda ihmali olan kolluk görevlileri hakkında yasal işlem yapılmamasının gerekçelerini sordu. Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Danıştay’ın, saldırının olduğu tarihe kadar kaç polis tarafından korunduğu, şu anda kaç polisin görev yaptığı sorularını yöneltti. Kart, Danıştay ve 2. Daire Başkanlığı’nca, koruma ve güvenlik önlemleri alınması için valilik, emniyet ve bakanlık makamlarına, Eylül 2005’ten bu yana kaç kez talepte ve başvuruda bulunulduğunu sordu. Solda işbirliği arayışları ? Rahşan Ecevit, Yılmaz Büyükerşen formülüyle ‘seçim işbirliği’ çağrısı yapmak için hazırlık yapıyor. Rahşan Ecevit’in yanı sıra Zeki Sezer ve DSP üst yönetiminden bazı isimlerin de Büyükerşen’le bu konuda görüşmeler yaptığı öğrenildi. DİSK’in öncülüğündeki 10 Aralık hareketi ise karar aşamasında. AYŞE SAYIN TBMM’de taktik kavgası ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, dün Kamu Denetçiliği Kurumu Yasa Tasarısı’nın görüşmelerine devam edildi. CHP’nin önergelerle görüşmeleri kilitleme girişimi karşısında AKP, önergelere komisyon ve hükümetin katılması yoluyla CHP’lileri konuşturmama taktiği izledi. CHP’li İzzet Çetin, milletvekillerinin konuşmasına engel olunamayacağını belirterek böyle bir uygulamaya ancak faşist bir düzende rastlanabileceğini söyledi. ‘‘Temel yasa’’ olarak görüşülen tasarının ancak 1. bölümü görüşüldü. ANKARA Solda ‘‘seçim işbirliği’’ arayışları hız kazandı. Eski DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in hastalanmadan önce başlattığı Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen başkanlığında ‘‘solda birlik’’ önerisini, eşi Rahşan Ecevit sürdürecek. Rahşan Ecevit’in 1 hafta10 gün içinde bir basın toplantısıyla ‘‘solun iktidarı’’ için, Büyükerşen’in etrafında ‘‘seçim işbirliği’’ çağrısı yapacağı öğrenildi. Rahşan Ecevit’in çağrısının solun ‘‘kurumsal birleşmesi’’ değil, seçim ittifakını sağlamaya dönük olduğu ifade ediliyor. Büyükerşen’i de ‘‘solun başbakan adayı’’ olarak sunmayı planladığı dile getiriliyor. Kulislerde bu girişimden DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in ‘‘rahatsız olduğu’’ söylemleri dile getirilmesine karşın, DSP yönetiminin ‘‘seçim işbirliği’’ temelindeki bir girişime sıcak baktığı dile getirildi. Rahşan Ecevit’in yanı sıra Zeki Sezer ve DSP üst yönetiminden bazı isimlerin de Büyükerşen’le bu konuda görüşmeler yaptığı öğrenildi. Büyükerşen’in ise ‘‘seçim işbirliğinin temelinin hazırlanması ve geniş bir kesim tarafından önerilmesi’’ durumunda girişimin başında yer almaya sıcak baktığı dile getirildi. ANAV ATAN lideri Erkan Mumcu, grup toplantısında ‘Erdoğan, Unakıtan yalancı’ sözlerini yineledi. (AA) Mumcu, Erdoğan ve Unakıtan’ı ağır sözlerle eleştirdi DİSK’in hareketi karar arifesinde... DİSK’in başlattığı ‘‘10 Aralık Platformu’’ da izleyeceği stratejiyle ilgili ‘‘karar toplantısı’’nı 23 Haziran’da yapmayı planlıyor. Ankara’da yapılması planlanan son toplantıda, hareketin ya ‘‘partileşme’’ ya da sadece platform olarak kalma kararı alacağı dile getirildi. Platformun katılımcıları arasında yer alan eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, kendi kişisel görüşünün 23 Haziran’daki toplantıda yeni bir ‘‘siyasal seçenek oluşturulması’’ yönünde olduğunu söyledi. Yurttaşların iktidar ve ana muhalefet partisinin yarattığı gerginlikten şikâyetçi olduğunu belirten Günay, bu çerçevede seçenek arayışının arttığını söyledi. ‘Yolsuzluk hükümetin zirvesine taşındı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Denizli mitinginde yaptığı konuşma nedeniyle hakkında dava açtığına dikkat çekerken ‘‘Açmazsa hatırım kalır. Bu ülkenin Maliye Bakanı, Başbakanı yalancıdır’’ dedi. Başbakan Erdoğan için ‘‘sahte derviş’’, ‘‘sahtekârın daniskası’’ ifadelerini kullanan Mumcu, Merkez Bankası konusunda da uyarılarda bulundu. Mumcu, grup toplantısında yaptığı konuşmada öncelikle üniversite sınavları üzerinde durdu. Dershane ekonomisinde yılda 9 milyar dolar bulunduğuna dikkat çeken Mumcu, ‘‘Bu parayla 1.5 milyon çocuğa 4 yıl eğitim verebilirsiniz. En geç bir yılda Anavatan iktidara gelecek ve üniversite sınavını kaldıracağız’’ dedi. Merkez Bankası’nın dövize müdahalesini ‘‘tehlikeli, vahim’’ diye nitelendiren Mumcu, ‘‘Merkez Bankası üzerinde bir lobi faaliyeti yürütülüyor ve iradesi baskı altına alınmaya çalışılıyor. Sen bu rezervleri niye tuttun, piyasaya müdahale et ve döviz sat, diye. Bu, Türkiye’ye, millete ihanettir. Merkez Bankası’nı bu lobiye karşı uyarıyorum. Madem ki dalgalı kur, işte dalgalanıyor’’ dedi. Mumcu, ‘‘Türk basınında sansür, spekülasyon izine en çok ekonomi sayfalarında rastlandığını’’ vurgularken ‘‘iyimser beklenti iklimini dağıtmayalım’’ diye seslerinin duyurulmadığını söyledi. cak bir de siyah kolluklarını tak, otur masa başında çalış’’ dedi. Mumcu, Merkez Bankası rezervlerin hortumlanmasına fırsat verilmemesini isterken hükümeti ‘‘dik durmaya, dirayetli olmaya’’ çağırdı. Mumcu, ‘‘Rezervleri eritmeyin. Öyle kürsülerde konuşmakla yetinmeyiz. Meydanları, yüz binleri Başbakanlık’ın önüne getiririz’’ dedi. Erdoğan’ın, Denizli’de yaptığı konuşma nedeniyle kendisine dava açtığına da dikkat çeken Mumcu, ‘‘Açmasaydı hatırım kalırdı. Başbakan ve Maliye Bakanı’nın topluma yalan söylediklerini defalarca ilan ettim. Maliye Bakanı yalancıdır, Başbakan yalancıdır. Yolsuzluk hükümetin zirvesine taşındı. İhale tezgâhlamak, bizzat başbakanlara kadar ulaştı’’ dedi. Mumcu, Erdoğan’ın yeşil sermaye mağdurlarını ‘‘sahtekâr’’ diye azarladığına dikkat çekti ve ‘‘Vatandaşa kim ‘sahtekâr’ diyorsa, sahtekârın daniskasıdır’’ diye konuştu. ‘Hortum’ uyarısı Mumcu, ‘‘Şimdi sakın ha Merkez Bankası’nı hortumlamaya kalkmayın’’ uyarısında bulundu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’a da seslenen Mumcu, ‘‘Merkez Bankası Başkanı gibi dur. Şahsiyetin üzerinde tartışmalara prim verme. Banka genel müdürleriyle konuşmazmış; banka genel müdürleriyle konuşmak senin işin. Oldu ola 6 İLDE EŞZAMANLI YOLSUZLUK OPERASYONU SSK’DEKİ OPERASYON GENİŞLETİLİYOR Bahçeli’den AB eleştirisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, AB ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Bahçeli, AKP hükümetinin Kıbrıs koşulunda hiçbir değişiklik olmamasına karşın ‘uzlaşma sağlandı’ yalanıyla başı öne eğik olarak Lüksemburg’a gittiğini söyledi. Lüksemburg’da hükümetin benzersiz bir riyakârlık sergilediğini kaydeden Bahçeli, TürkiyeAB ilişkilerinin ‘senaryosu yalan ve aldatmaca’ olan pembe diziye döndüğünü belirtti. İhale çetesinde gözaltı sayısı 35’e yükseldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Konya Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, Konya başta olmak üzere Eskişehir, Afyonkarahisar, Ankara, İzmir ve Antalya’da eşzamanlı düzenlediği operasyonlar kapsamında gözaltına alınanların sayısı 35’e yükseldi. ‘‘Çıkar amaçlı suç örgütü oluşturarak ihaleye fesat karıştırdıkları ve kamu görevini kötüye kullandıkları’’ gerekçesiyle Konya Organize Suçlarla Mücadele ekiplerince başlatılan operasyon, gözaltına alınan kişilerin ifadeleri doğrultusunda derinleştirilerek sürdürülüyor. Konya’daki temizlik ve kömür ihalelerine katılan bir kişinin ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla başlatılan operasyon kapsamında çalışmalarını sürdüren mali polis, çeşitli illerde, aralarında şeker fabrikası, MTA ve bazı sağlık kuruluşlarının da bulunduğu çeşitli kuruluşlarda ihalelere fesat karıştırıldığı bilgisine ulaştı. Yaklaşık 6 aylık çalışma sonucunda başlatıldığı belirtilen operasyonda, olaylarla ilişkisi bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan kişi sayısı 35’e yükseldi. Operasyonda gözaltına alınanlar arasında bir üniversitenin öğretim elemanları, işadamları, müteahhit ve sağlık görevlilerinin de olduğu kaydedildi. Operasyonun Ankara ayağında ise Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne gelen polisler, burada analiz yapmakla görevli iki mühendisi gözaltına alırken, MTA’dan emekli olan bir daire başkanının da ifadesinin alındığı öğrenildi. Bir köyde yaşayan herkes emekli gibi gösterildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Paravan şirket kurularak SSK’nin trilyonlarca lira dolandırıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma sürüyor. Edinilen bilgiye göre, Ankara Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği’nin başlattığı operasyon kapsamında Ankara’da 52 kişi gözaltına alındı. Şanlıurfa’da 2, Aydın’da 2 ve Bartın’da da 1 kişi gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi. Gözaltına alınan kişilerden 13’ü savcılık talimatıyla serbest bırakılırken 44 kişi hakkında ek gözaltı süresi alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde savcının kontrolünde soruşturması süren zanlıların 6 paravan şirket kurdukları belirlendi. Bu şirketlerde sosyal güvencesi olmayan kişileri çalıştırıyor gibi gösteren zanlıların, bu kişilere ve ailelerine sağlık karneleri çıkardıkları kaydedildi. SSK’de çalışan 5 memura rüşvet karşılığı işlemler yaptırdıkları öne sürülen kişilerin, evrak üzerinde SSK’li yaptıkları kişilerin prim gün sayılarını sahte evrakla tamamlayarak emekli olmalarını sağladıkları tespit edildi. Zanlıların Şanlıurfa’da bulunan bir köyde yaşayan herkesi sahte belgelerle SSK emeklisi olarak gösterdikleri belirlendi. Soruşturma kapsamında SKK’de görevli 3 memurun gözaltına alındığı, 2 memurun ise arandığı belirtildi. Gözaltında tutulan kişilerin bildirdikleri adreslerde yapılan aramalarda 4.5 milyon YTL değerinde sahte fatura da ele geçirildiği bildirildi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle