19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB PB PB B B PB 22 23 23 22 22 23 24 22 19 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB Y Y PB PB PB Y B 17 18 15 14 20 21 21 15 23 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB PB 26 23 24 27 23 24 19 18 17 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Erzincan, Sıvas ve Tokat çevreleri ile öğleden sonra Kastamonu, gece saatlerinde Edirne ve çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 22 Helsinki B 11 Stockholm Y 14 Londra PB 20 Amsterdam Y 22 Brüksel B 20 Paris Y 19 Bonn PB 26 Münih B 18 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B PB B Y Y Y PB PB Y 23 22 28 20 14 18 23 23 18 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B Y PB Y B Y B B 15 36 20 33 22 22 7 27 22 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada destekliyor sanırsın. Bu manzaraya bakarak, insanın Güneydoğu’yu birden yüz seksen derece değiştiren neler olduğunu sorası geliyor. RTE de kalabalığı görünce coşmuş; ‘‘Sizin şu birliğiniz var ya...’’ diye bir başlamış... ‘‘Hiçbir etnik ayrıma girmeden... Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle vs... bir ve beraber olarak yarınlara yürüdüğümüz sürece bizi kimse bölemeyecek’’ diyor. Ammaaa... Beraber yürümeye gelince... Diyarbakır’ı ve Güneydoğu’yu temsil eden Kürt siyaset adamları tersine inanıyor. Kürtlerin kendi aralarında bir ve beraber oldukları sürece siyasal hakları alacağını söylüyorlar. Onların birlik ve beraberliğe bakışıyla, bu gerçeği bilmezlikten gelen RTE’nin birlik ve beraberlik çağrısı arasında derin farklar var. ??? Kürt sorunu vardır sloganını ağzına almayarak, sadece (Türkleri de arasında saydığı) etnik gruplar arasında birlik ve beraberliğin her sorunu, başta ülkenin bölünmesini olanaksız hale getireceğini söyleyerek RTE yine bir ikilemin, yeni bir tezadın içine mi düştü? Olasıdır, olabilir. Zaten iktidar hemen her gün bir söylediğini ertesi günü yalanlayan ya da zıttını içeren açıklamalar yapıyor. Öcalan’ı iki yılda özgürlüğe kavuşturacağı için geniş eleştirilere neden olan ek fıkra; yasada kalsın mı çıkarılsın mı? Adalet Bakanı Çiçek maddenin çıkartılmayacağını söyledi. Şimdi Meclis’te değiştirileceğine ilişkin sözler söylüyor. Başbakan Çiçek gibi bu fıkra yasada kalsa bile Öcalan’ın affedilmeyeceğini söylüyordu; eleştirilere aklı yatmış olacak ki, şimdi ağız değiştirdi. Yeni yollar bulunur, demeye gelen demeçler veriyor. 6. madde bu haliyle kalsa Öcalan’ı affa yarayacak diye başlayan eleştiriler daha da yoğunlaşacak; kaldırsa Öcalan’ı affedeceğini öne süren eleştirilerden korktu diyecekler, diye bir ikilem için bocalıyor. ??? Yargıdan kaynaklanan daha tumturaklı tezat, Adalet Bakanı Çiçek’in eseri. Anayasal düzeni değiştirmek için örgüt kurmaya yönelik kadrolaşmanın baş aktörü, kaçak Fethullah Gülen’in yargılandığı davada beraat etmesinden sonra himayesinde olduğu Amerika’dan Türkiye’ye ne zaman döneceği merak konusu. Adalet Bakanı’na dönüş zamanını sormuşlar; ‘‘(hakkında dava varken) Zaten dönmesini engelleyecek bir durum yoktu. Beraat kararı, bu olguyu sağlamlaştırdı. Dönebilir, bu vatanın evladı değil mi?’’ diyor. Adalet Bakanı, Gülen’in gerçek yüzünü bilmezlikten geliyor, ülkeye dönmesini engelleyen bir yasal durum olmadığını söyleyerek Gülen’i övüyor. İyi mi? Türk Diyanet Vakfı Sendikası; Diyanet camiasına hep ağabey ve hami olarak görüntü verdiğini söyledikten sonra, ‘‘...Lakin makyajınız ve tıraşınız dökülüp gerçekler ortaya çıktı. Yeter artık. Allah rızası için dinden ve dini camiadan elinizi de dilinizi de çekin’’ diye sesleniyor. Kime? Meclis Başkanı Arınç’a. O Arınç ki, 23 Nisan’da laikliğin tarif edilmesini istedi. Birkaç gün sonra “Gerek yok, anayasada tarifi var’’ diyebildi.. AKP kadrolarını yönetenlerin, özellikle ön sırada yer alanların söylemleri farklı ama amaçları aynı: Dini korur görünerek siyasette kullanmak! Hükümette çatlak ? Baştarafı 1. Sayfada çekleştirilen ham petrol ticaretinde, bazı özel firmalara izin vererek devleti zarara uğrattığı iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu ileri süren Tüzmen, bu suçlamalar üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından başlatıldığı ifade edilen inceleme ile ilgili kendisine henüz intikal eden bir bilgi bulunmadığını söyledi. Tüzmen, Irak ile ticaretin yeniden başlatıldığı dönemde, petrol ithalatı için başvuruda bulunan ve sınır ticaretinin düzenlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararındaki şartları yerine getiren firmalara izin verildiğini belirterek şunları söyledi: ‘‘Petrol ticaretinin devlet kuruluşları yerine özel sektör firmalarına yaptırıldığı ve bu nedenle devletin zarara uğratıldığı yönündeki iddiayı tartışmayı bile lüzumsuz addediyorum. Irak ile ilgili yaptığımız bütün işler hukuk kurallarına titizlikle uyularak gerçekleştirilmiştir. Irak’ta yaptığımız, devlette çalıştığım süre içerisinde ülkem için yaptığım ve şeref duyduğum en önemli projedir.’’ ‘İddia sahibine sorun’ Devlet Bakanı Tüzmen, bir gazetecinin, kendisi ile Başbakan Erdoğan’ın Türk kimliği konusundaki konuşmalarının bir tezat teşkil etmesinden dolayı mı uğraşıldığını sorması üzerine şöyle konuştu: ‘‘Benle uğraşılmasının nedeni sadece bu değildir. Ben Türklük tanımını anayasadaki Türklük tanımı, Türk vatandaşlığı tanımı anlamında kullanıyorum. Genlerimizin nereden geldiğini bilemeyiz. Ama konuştuğumuz dil Türkçedir, arkamızdaki bayrak da Türk bayrağıdır.Türkiye’de Çerkez, Kürt kökenli Türk olabilir. Ama bizim ortak paydamız, ortak çimentomuz Türklük çimentosudur. Başka yerlerde konuşulurken Rusyalı,Arapyalı deniyor mu? Ben Türklüğü mü,Türk olmaktan gurur duyduğumu severek söylüyorum her defasında.’’ Tüzmen, Akaryakıt Komisyonu raporu üzerine Başbakan’a bağlı Teftiş Kurulu tarafından inceleme başlatılmasından niçin haberdar edilmediğinin sorulması üzerine de, ‘‘O konuyu iddia makamlarına sorun’’ diyerek Başbakan Erdoğan’ı adres gösterdi. ‘‘Hakkınızdaki iddialar siyaset nedeniyle mi’’ şeklindeki soru üzerine Tüzmen, ‘‘Ben bütün bu olanlardan sonra siyaseti öğrenmeye başladığımı düşünüyorum. Ama daha kat edeceğim çok yol var, onu da anlamış durumdayım’’ dedi. Tüzmen, ‘‘Bunun arkası gelecektir. ‘Kurşun bir yerlerden geliyor ama tam olarak tespit edemiyoruz’ diye daha önce de dedik. Bu olacaktır, bunlar siyasette olağan karşılamamız gereken, daha sonrasına da hazırlıklı olmamız gereken şeylerdir’’ diye konuştu. Başbakan ile bu konuda görüşmediğini söyleyen Tüzmen, daha önceden Başbakan’a ‘‘kendisine bel altı vurulduğunu’’ söylediğini de kabul etti. Tüzmen, Başbakan Erdoğan ile her ikisinin de karşılıklı yoğun programları nedeniyle görüşemediğini ileri süren Tüzmen, ‘‘İstifaya mı zorlanıyorsunuz?’’ şeklindeki soruya da, ‘‘Hayır hiç zannetmiyorum. O, bu şekilde olacak bir şey değil. Onu açık açık herkes konuşur.Ama bu şekilde hareketlerle olmaz o’’ yanıtını verdi. Paris’ten örtülü gözdağı ? Baştarafı 1. Sayfada ‘Benim için şereftir’ Tüzmen, ‘‘CIA raporunda yer almanızı nasıl değerlendiriyorsunuz’’ şeklindeki soruya karşılık verirken de, kendisinin rapor olarak Türk askeri istihbaratının, Türk milli istihbaratının ve Türk emniyet istihbaratının raporlarına güvendiğini belirterek ‘‘Onun dışındaki başka ülkelerin raporlarında yer almak benim için sadece şereftir’’ dedi. AKP’LİLER RAHATSIZ ALMAN SİYASİLER Tüzmen sıkıntısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun Dış Ticaret Genel Müdürü olduğu dönemde Irak’tan petrol ithalatında bazı firmalara haksız çıkar sağladığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlattığı Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ile ilgili AKP içinde bir süredir rahatsızlık yaşanıyor. Tüzmen’in kendisine bağlı birimlere ‘‘parti yönetimine rağmen’’ atamalar yapması, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ters düşmesi tepkiyle karşılanıyor. Bu konudaki ilk rahatsızlık, Gümrük Genel Müdürü Sezai Uçarmak’ın görevden alınması olayında yaşandı. Tüzmen, Uçarmak’ı parti yönetiminin tüm ısrarına karşın görevden aldı. Ancak daha sonra Tüzmen, Erdoğan ve parti yönetiminin baskısının sürmesi üzerine Uçarmak’ı yeniden genel müdürlüğü getirmek zorunda kaldı. Tüzmen, bir süre sonra ise AKP’ye rağmen Uçarmak’ı yeniden görevden aldı. Bu olayın Tüzmen ile parti arasındaki bağı kopma noktasına getirdiği dile getiriliyor. Tüzmen’in, bazı atamalarda da parti yönetimini dinlememeye devam ettiği kaydediliyor. Tüzmen’in Dış Ticaret Müsteşarı olarak görev yaptığı dönemde Eximbank’tan EGS Dış Ticaret’e 64 trilyon lira usulsüz kredi verip Hazine’yi zarara uğrattığı iddiaları da partide rahatsızlık yarattı. Hediye bileti geri çevirdiler Haber Merkezi Almanya’da düzenlenecek 2006 Dünya Kupası öncesi bilet krizi yaşandı. Kupanın organizasyon sponsorlarından Energie BadenWürttemberg şirketi bazı siyasetçiler ile devlet görevlilerine bilet hediye etmek isteyince Alman savcılar harekete geçti. Şirket hakkında soruşturma başlatan savcılar, Alman yasalarına göre, devlet ve hükümet çalışanlarının bu tür hediyeleri kabul etmesinin suç olduğunu hatırlattılar. Savcılık, benzer tekliflerle karşı karşıya kalan çalışanların bunu reddetmesi gerektiği uyarısında bulundu. Politikacıların biletleri geri göndermeye başladıkları bildirildi. Eergie BadenWürttemberg şirketi ise yasalara aykırı bir girişimde bulunmadıklarını savunarak karşılaşmalara gitmesini istedikleri kişilere bilet önermeyi sürdüreceklerini açıkladı. Şirketin kararına destek veren Organizasyon Komitesi Başkan Yardımcısı Wolfgang Niersbach, soruşturma nedeniyle organizasyon komitesinin davet ettiği kişilerin de olumsuz yanıt verdiğini söyledi. man ile ayrı ayrı gerçekleştirilen toplantılar, Dışişleri Bakanlığı’nın Batı Avrupa Dairesi, Kafkasya Dairesi, Güvenlik İşleri Dairesi, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan ile yapılıyor. Gizli olarak yürütülen bu istişareler sonucunda hem Kanada hem de Fransa için ayrı ayrı stratejiler geliştirilecek. Diplomatik kaynaklar, her iki ülkenin sözde Ermeni soykırımına ilişkin takındığı tutumun farklı olmasından dolayı, farklı yollar izleneceğine işaret ettiler. Türkiye, büyükelçilerin geri çekilip, ilişkilerin askıya alınmasından, üst düzey temasları iptal etmeye ve her iki ülkenin firmalarını Türkiye’deki ihalelere sokmamaya kadar geniş çerçeveli önlemleri değerlendiriyor. TürkiyeKanada ilişkileri de yaklaşık 2.5 yıldan bu yana siyasi olarak alt düzeyde seyrediyor. Krizin derinleşmesi durumunda, bundan en fazla Türkiye’de iş yapan Fransız firmalarının etkileneceği belirtilirken TOBB, TÜSİAD gibi sivil toplum örgütleri ve iş dünyasının yasanın çıkmaması için yoğun kulis faaliyeti yürüttüğü dile getirildi. Bu arada Dışişleri Bakanı Gül’ün, AB ülkelerinin Ankara’daki büyükelçilerine Hilton Oteli’nde verdiği öğle yemeğine katılan Paul Poudade, gazetecilerin soruları üzerine, Fransız Meclisi’ne sunulan ve ‘‘Ermeni soykırımı’’ iddialarını inkâr edenlerin cezalandırılmasını öngören yasa tasarıları nedeniyle ilişkilerde ‘‘büyük bir kriz’’ yaşanacağını sanmadığını söyledi. Paul Poudade, ‘‘Büyük bir kriz yaşayacağımızdan emin değilim, çünkü düşük bir profili korumak ve abartmamak herkesin yararına’’ şeklinde konuştu. Fransa’nın Türkiye ile ilişkilerini sürdürmesinin önemli olduğunu ifade eden Büyükelçi, ‘‘Aynı zamanda Fransa AB üyesi olduğu için görüşmek, Türkiye’nin de yararınadır’’ ifadesini kullandı. Poudade, ‘‘Halen Fransız Meclisi’nde meydana gelen gelişmelerin kontrol altında tutulacağına güveniyorum” diye konuştu. Bunalım giderek büyüyor ? Baştarafı 1. Sayfada Kızılordu’yu andılar Rusya’da İkinci Dünya Savaşı’nın zafere ulaştığı 9 Mayıs’ın yıldönümü kitlesel gösterilerle kutlandı. 9 Mayıs 1945 tarihinde Kızılordu’nun Berlin’i fethetmesiyle Almanya’da Nazi iktidarının ve faşizmin yenilgisi kesinleşmişti. Rusya Komünist Partisi, Zafer Günü kutlamalarını, gerçekleştirdiği yürüyüşle tamamladı. (Fotoğraf: REUTERS) LİSE ÖĞRETMENİ İFADE VERDİ ‘Öcalan’a övgü’ gözaltısı ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Bodrum Anadolu Lisesi’nde öğrencilerine PKK ve terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan propagandası yaptığı ve Türk bayrağı ile Atatürk’e hakaret ettiği savlanan bayan felsefe öğretmeni H.B. (38), önceki gün jandarma tarafından gözaltına alındı. 26 öğrencinin savcılıkta ifadesine başvurulurken öğretmene, yurtdışına çıkış yasağı konuldu. H.B. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Savlara göre H.B, Bodrum Anadolu Lisesi 10 TM sınıfının felsefe dersinde, Atatürk ve Öcalan’ı örnekler vererek karşılaştırdı. Öğretmenin, ‘‘Her ikisi de liderdi ama ikisi de idama mahkum edildi. İdam cezalarının kaldırılması gerekir’’, ‘‘Öcalan da Atatürk gibi lider, halkını düşünüyor, halkı için kurtuluş mücadelesi veriyor, Atatürk ile yaptıkları arasında fazla bir fark yok’’, ‘‘Atatürk ile Öcalan arasında çok fark yok, her ikisi de halkların özgürlüğü için mücadele etti, birini yücelttiler, öbürünü idam etmeye çalışıyorlar’’ dediği ve bir grup öğrencinin protestolarıyla karşılaştığı öne sürüldü. A.D, İ.K. ve Y.Y. adlı öğrencilerin H.B’ye ‘‘Atatürk’ü, binlerce kişinin katili bir teröristle birlikte tutamazsınız’’ diye bağırdıkları ve önce okul idaresine daha sonra da velileriyle birlikte Bodrum Jandarma Komutanlığı ve Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundular. Öğrenciler verdikleri ifadede, evli ve 1 çocuk annesi H.B’nin derste Türk bayrağı ve Atatürk’e aşırı değer verildiğini, tabulaştırıldığını, buna gerek olmadığını, her zaman başka kahramanların çıkabileceğini söylediği belirtildi. H.B’nin ayrıca, ‘‘Birçok ülkede bayraklar don bile yapılarak çarşıda, pazarda satılıyor. Bayrağı, Atatürk’ü bu kadar yüceltmenin anlamı yok, bu konulardaki düşüncelerinizi rahatlıkla söylemelisiniz’’ dediği savlandı. Cumhuriyet, yoluna devam edecek Haber Merkezi Çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve okurumuz, gazetemizin 83. yaşını gönderdikleri mesajlarla kutladılar. CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, ‘‘Ülkemizi aydınlatma amacından uğradığı saldırılara; halkçı ve emekçi mücadelesinden içine girdiği ekonomik zorluklara kadar 83 yıldır Cumhuriyetimizle aynı hedefe koşarken, aynı kaderi paylaşan Cumhuriyet gazetesnin 83. kuruluş yıldönümünü en içten dileklerimle kutlarım. Objektif ve ilkeli bir şekilde Türkiye için yaptığınız yayıncılığın daha nice kuşaklarımızı aydınlatmasını dilerim’’ dedi. Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, gazetemizin ‘‘Tehlikenin farkında mısınız?’’ diyerek, emperyalist ve gerici odakların niyetini açıkça ortaya koyduğunu anımsatarak, ‘‘Cumhuriyet gazetesi bu saldırılara karşın, savunduğu değerlerden asla ödün vermeyecektir’’ yorumunu yaptı. İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, sosyal bir hukuk devletini, bağımsız yargıyı, ifade özgürlüğünü ve laikliği içlerine sindiremeyen, her fırsatta Lozan’ın hıncını almak için herşeyi göze alan yarasaların saldırmak için Cumhuriyet gazetesinin yaşgününü seçmelerinin, intikam duygularını ele verdiğine dikkat çekerek, ‘‘83 yıldır aydınlanma çizgisinden ödün vermeyen Cumhuriyet’in engel tanımadan yoluna devam edeceği inancını taşıyoruz’’ dedi. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, ‘‘Kemalist Aydınlanma Devrimi ve Atatürkçü düşünce sisteminin gözü, kulağı ve dili olan gazetenizin 83. yılını kutluyorum’’ ifadesini kullandı. Yazar Meriç Velidedeoğlu, gazetemizin 83. yıl kutlamasının bomba ile karartılmak istendiğini ama hiçbir zaman bu amaca ulaşılamayacağını vurgulayarak, ‘‘Türkiye’nin sürüklenmekte olduğu geriye dönüş ortamının anlamını bütün açıklığıyla ortaya koyarak, uyarı görevini sürdüren gazetemiz Cumhuriyet’in susturulamayacağını şimdiye dek öğrenmeleri gerekiyordu. Cumhuriyet, bu görevini 83. yılında da hiç eksiltmeden, çekinmeden sürdürecektir’’ ifadesini kullandı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Vakfı Turizm Eğitimi Bölüm Başkanı Şaban Ali Yaşaroğlu, gazetemizin, Türkiye sevdalısı demokrasi güçlerinin çağdaşlaşma yolundaki yürüyüşünde başarılar diledi. ODTÜ Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkan Yardımcısı Lemi Atalay ise “Cumhuriyet gazetesine yapılan çirkin saldırıyı kınıyoruz. ODTÜ ADT olarak, Cumhuriyet gazetesine desteğimizi sonuna kadar sürdüreceğimizi bilmenizi isteriz” diye konuştu. Mesaj gönderenler 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil, SHP Genel Sekreteri Ahmet Güryüz Ketenci, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, eski DSP Milletvekili Yücel Erdener, TÜBİTAK Başkan Vekili Prof. Dr. Nüket Yetiş, İstanbul Valiliği BasınYayın ve Enformasyon İl Müdürü Hülya Güven, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hilmi Sengi, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Türk Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy, İzmir Barosu adına Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Erdemir, ÇYDD Genel Merkezi Yönetim Kurulu adına Genel Baykan Prof. Dr. Türkan Saylan, ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Türkel Minibaş, Çağdaş Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Gülseven Yaşer, ÇYDD Kâğıthane Şube Başkanı Dr. Ali Naci Kılıç, Mustafa Kemal Derneği Başkanı Kamuran Baran, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Spor Kulübü Genel Başkanı Onur Belge, Zorlu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Konya Şube Başkanı Veli Demir, Mersin Kadın ve Siyaset Derneği üyeleri, İstanbul’dan inşaat mühendisi Altan Kocaalp, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili Affan Keçeci, Türkiye Futbol Federasyonu Milli Takımlar Medya İletişim Sorumlusu Mustafa Kemal Artalan, BJK Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören, KKTC YDÜ Atatürkçü Düşünce Kulübü Kurucu ve Başkanı Eren Eraldemir, Türk Kalp Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Yıldırımakın, Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, ADD afyonkarahisar Şube Başkanı Nazmi Yılmaz, Turkuaz Hareketi Çalışma Grubu adına eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Mizah Üretenler Derneği Başkanı Ergin Gülen, Rize Gazeteciler Derneği Başkanı Faik Bakoğlu, Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ünal Türkeş, Samsun Barış gazetesi sahibi Cemil Baskın, eğitimciyazar Erdal Atıcı, İzmir’den çocuk hastalıkları ve sağlığı uzmanı Dr. Yıldızfer Kemaloğlu, Hakkı Altınkaya, Tahsin Kutlu, emekli İngilizce öğretmeni Rasim Özsoy. karşı tonunu sertleştiriyor’’ başlıklı haberinde, Fransa’da Ermeni soykırım iddilarını inkâr edenlere hapis ve para cezası verilmesini öngören iki yasa tasarısının 18 Mayıs’ta parlamentoda görüşüleceği anımsatıldı. Türkiye’nin 18 Mayıs öncesi ‘‘baskılarını’’ arttırdığını öne süren gazete, Türkiye’de Fransız ürünlerinin boykotu ve kamu ihalelerinden Fransız şirketlerinin dışlanmasının planlamasının yapıldığını yazdı. Liberation, Türk medyasının ise, Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimine bir yıl kala ülkenin iki başlıca partisinin Ermeni oylarını çekmek istediği yorumu yaptığını kaydetti. Gazete, ‘‘En büyük eleştirileri, resmi tarihle mücadele veren Türk aydınlarının yaptığı’’nı duyurdu. Türkiye’den bir grup aydın, Ermeni soykırım iddialarının inkârını suç sayan yasa teklifinden duydukları kaygıyı içeren bir yazıyı Fransız Liberation gazetesine gönderdi. Prof. Ahmet İnsel, Prof. Baskın Oran, Prof. Halil Berktay, Prof. Murat Belge, Müge Göçek, Elif Şafak, Etyen Mahçupyan, Hrant Dink ve Ragıp Zarakolu tarafından kaleme alınan yazının, gazetede bugün yayımlanacağı bildirildi. Yazıda, ‘‘Türklerin ve Ermenilerin kısır biçimde karşı karşıya gelmelerini aşmamız, iki belleğin karşılıklı olarak birbirine aktarılması suretiyle bunu insani bir diyaloğa ve ortak tarihe dönüştürmemiz gerekiyor. Bu amaca ancak ifade ve tartışma özgürlüğüyle, tüm bilgilerin serbest dolaşımıyla ulaşabiliriz’’ ifadelerine yer verildi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle