19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr İstanbul Devlet Opera ve Balesi ‘Otello’ operasını Yekta Kara’nın çağdaş rejisiyle sahneliyor 15 ÖLÜMÜNÜN 20. YILI Bir olgunluk yapıtı: Otello O tello, Yekta Kara’nın rejisiyle belli bir zamanın oyunu değil, zamansızlığın dramı haline gelmiş. Her çağda yaşanabilecek bir kıskançlık tragedyası. Shakespeare’in oyunundan yola çıkan ünlü metin yazarı Boito, Verdi ile harika bir işbirliği yapmış, sözün müziğe aktığı, edebiyat ve müzik sanatlarının iç içe geliştiği bir yapıt çıkmış ortaya. tello’yu İstanbul’da ilk izlediğimde, Zehra Yıldız’ı da sahnede ilk kez görmüştüm. Rüzgâr gibi esen, hafifçecik bir ‘Desdemona’ idi. Saf, duru ve bir o kadar da güçlü bir rol çiziyordu. Yıl 1988 idi. Suna Korat ayağını sakatlamış, yerine Zehra’yı çıkartmışlardı. İlk başrollerinden birisiydi. Ne çok yıl geçmiş aradan! Geçen hafta İstanbul operasında sahnelenen Otello’nun son temsillerinden birini izleyebildim. Otello, Yekta Kara’nın rejisiyle belli bir zamanın oyunu değil, zamansızlığın dramı haline gelmiş. Her çağda yaşanabilecek bir kıskançlık tragedyası. Shakespeare’in oyunundan yola çıkan ünlü metin yazarı Boito, Verdi ile harika bir işbirliği yapmış, sözün müziğe aktığı, edebiyat ve müzik sanatlarının iç içe geliştiği bir yapıt çıkmış ortaya. İstanbul’daki temsilde de yaratıcı kadronun birbirini tamamlayan işbirliğinden söz etmek gerek. Yekta Kara’nın yorumu bence çağdaş olarak sınırlanmamalı, zamansızlığa yerleşmiş bir yorum olarak algılanmalı. Şanda Zıpçı da giysileri belli bir döneme bağlamadan, geniş zamanlara yaymış. Otello’nun kara tenli olmayışı yadırganıyor doğal ki. Otello, Mağribi ve kara tenli olduğu için ve gü Haldun Taner’e saygı gecesi iyatro oyunu, deneme ve öykü yazarı Haldun Taner, önceki akşam DT Taksim Sahnesi’nde ölümünün 20. yılında ‘Haldun Taner’e Saygı Gecesi’yle anıldı. Barkovizyon gösterisi ve konuşmaların yanı sıra, Ali Taygun ile Orhan Alkaya’nın tasarladığı gecede Taner’in ‘Keşanlı Ali Destanı’, ‘Zilli Zarife’, ‘Günün Adamı’, ‘Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım’ adlı oyunlarından bölümler, Zeliha Berksoy, Gülriz Sururi, Savaş Dinçel gibi, Taner’in oyunlarında oynayan sanatçılar ile Devlet Tiyatrosu oyuncuları tarafından sahnelendi. Ankara Devlet Tiyatrosu GÖZKAPVAZYAP oyuncuları, Atacan Arseven, Aytekin Özen, Bilge Şen, Cihat Tamer, Cüneyt Türel, Devekuşu Kabare Oyuncuları, Didem Aydın, Engin Cezzar, Ferhan Şensoy, Funda Postacı, Genco Erkal, Hikmet Körmükçü, Murat Garibağaoğlu, Naşit Özcan, Orhan Kemal Aydın, Savaş Dinçel, Selim Atakan, Tilbe Saran, Taner’i anmak için orada olan sanatçılardan bazılarıydı. T O zelim bir beyaz kadın aldığı için komplekslidir, hemen incinmeye, kırılmaya hazırdır. Yekta Kara, onu da ne belli bir çağın karakteri, ne de belli bir ırkın temsilcisi olarak düşünmüş. ‘Belisario’da çok övgüyle karşıladığımız mim sanatçısıyla bilinçaltının simgelenmesi, bu oyunda çoğalarak karşımıza çıkıyor: Ruh ikizi şeklinde sürekli ortada dolanan mimciler zaman zaman rahatsız edici olabiliyor. Oyunun durağan sahneleri için devingenlik getiren işlevlerini, ‘‘iç dünyaları ortaya dökme’’ olarak adlandırmış Yekta Kara. Ancak onları daha soyutlayarak kullanmanın bir yolu olmalıydı. Bir bakıyorsunuz başroldeki sanatçı çok önemli bir aryasını söylerken birden o ruh ikizi gelip onun sırtına kaftan giydirmeye başlıyor. Acaba solistler için de bir yanda aryaya yoğunlaşmışken böylesi ek devinmeler zor olmuyor mu? Ali Cem Köroğlu’nun dekoru, İstanbul sahnesinin tüm boyutlarına yayıldığı için çok etkileyici. Sahnenin derinliğini, boyunu, enini, tü münü kullanmış. Minimal çizgilerin sonsuzluğunda devasa bir ortam doğmuş. Ahmet Defne’nin ışık oyunları ise inanılmaz bir kavrayıcılık yaratıyor. Açılıştaki deniz dalgaları izleyiciyi de kapsayan lazer ışınlarıyla canlandırılmış. Girdaplardaki simgesel derinlikler son derece etkileyici. Neden kitapçığa sanatçıların özgeçmişi konulmaz? Opera kitapçıklarının arkasında neden sanatçıların biyografisi yazılmaz, hiç anlayamam. Kısacık bir özgeçmiş konulamaz mı? Solistler nerede eğitim görmüş, kiminle çalışmış, kaç yıldır operadaymış, önceki rolleri, başrolleri neymiş? Hiç yurtdışında söylemiş mi? Ödülleri var mı? Orkestra şefi nereden gelmiş, ne deneyimleri var bugüne dek? Ya da koroyu çalıştıran sanatçı kimmiş? Ne zamandır çalıştırıyormuş? Sadece adlarını ve fotoğraflarını görmekle yetiniyoruz bu yaratıcı ekibin. Öte yanda kocaman bir kitapcık Shakespeare’in, Verdi’nin yaşamı, Bo CRR’DE ETKİNLİK DÜZENLENECEK SANAT DÜNYASI GECEDE BULUŞTU Sait Faik 100 yaşında Haber Merkezi Ada Dostları Derneği, usta öykücü, yazar Sait Faik Abasıyanık’ı ölümünün 100. yılında dört ayrı etkinlikle anıyor. Anma etkinliklerinin ilki, yarın 12.0015.00 saatleri arasında HarbiyeCRR Konser Salonu’nda. Etkinlikte Sait Faik ve yapıtlarını konu alan tablo ve karikatürlerin yer alacağı bir serginin yanı sıra bir dans gösterisi de sunulacak. Klavyenist Leyla Pınar’ın konseri eşliğinde sinema ve tiyatro sanatçıları Gülsen Tuncer ile Cem Özer, ustanın şiir ve öykülerinden örnekler okuyacaklar. Sait Faik Abasıyanık anısına ikinci etkinlik 14 Mayıs Salı günü 11.0013.00 saatleri arasında Burgazada Adalar Su Sporları Kulübü’nde yapılacak. Usta öykücünün yapıtları ve yazın yaşamı akademisyenler, yaşayan arkadaşları ve gazetecilerin katılacağı bir panelde konuşulacak. Etkinliklerin üçüncüsü ise aynı gün saat 14.00’te 28. kez Kalpazankaya’da yapılacak. Sait Faik Ödülleri’nin sahiplerine verileceği bu etkinlikte, Truva Halk Oyunları Araştırma Derneği’nden Ozan Karani türküleri de dinlenebilecek. Sait Faik anısına son etkinlik ise bir piknik. 19 Mayıs Cuma günü saat 12.00’de yine Kalpazankaya’da düzenlenecek etkinlikte iki yıl önce yitirdiğimiz ve Sait Faik’le dostluklarını ortak mekânları Kalpazankaya’da pekiştiren usta insan, usta yazar Vedat Günyol da anılacak. (0 212 250 73 23 / 0 216 351 97 88) Sadri Alışık Ödülleri verildi İSTANBUL (AA) ‘‘11. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri’’ törenle sahiplerine verildi. Türker İnanoğlu Maslak Gösteri Merkezi’nde düzenlenen gecenin sunuculuğunu, Sadri Alışık’ın oğlu Kerem Alışık ve İpek Tuzcuoğlu yaptı. Gecede, Tiyatro dalında ‘‘En İyi Kadın Oyuncu’’ ödülüne, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen ‘‘İhtiras Tramvayı’’ oyunundaki rolüyle Müge Akyamaç değer görüldü. ‘‘En İyi Erkek Oyuncu’’ ödülü de İstanbul Büyükşenir Belediyesi Tiyatroları’nda sahnelenen ‘‘Dördüncü Murat’’ oyunundaki performansı dolayısıyla Hüseyin Köroğlu’na sunuldu. ‘‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’’ ödülü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ‘‘Danton’un Ölümü’’ adlı oyunundaki rolüyle Nergiz Çorakçı’ya verildi. ‘‘Komedi ve Müzikalde En İyi Kadın Oyuncu’’ ödülünü, Tiyatro İstanbul’da sahnelenen ‘‘Dönme Dolap’’ oyunundaki rolüyle Berna Laçin, ‘‘En İyi Erkek Oyuncu’’ ödülünü ise Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘‘Ben Eskiden Küçüktüm’’ oyunundaki rolüyle Ali Poyrazoğlu aldı. ito’nun katkısı; Otello’nun doğuşu ve müzikal analizi hakkında her şeyi içeriyor. Kitapçıktaki orkestra şefi önceki temsillerden hiç de yabancımız olmayan İtalyan şef Fabrizio Ventura olarak belirtilmiş. Herhalde gala temsilleri o yönetmiş. Çünkü geçen cumartesi günkü temsilin orkestrasını da, koro şefi olan, Markus Baisch yönetiyordu. İyi çalıştırılmış bir orkestra, güçlü bir koro vardı karşımızda. Yaylı çalgıların güzel tonları ve özellikle trombonlar, kornolar ve tüm üflemeler Verdi müziğinin kadife tonlarını duyurabiliyorlardı. Sahne ile müzik birbiriyle olabildiğince uyumluydu. Ama ne olurdu bilseydik bu şefin de özgeçmişini? Örneğin bu yıl İstanbul Festivali’nde sahnelenecek olan Saraydan Kız Kaçırma operasının korosunu onun yöneteceğini? Otello rolünde Hakan Aysev, deneyimli operacılığını sergiliyor. Güzel ses tonunu kullanmadaki ustalığı dikkat çekiyor. Desdemona rolündeki Burçin Çilingir, son yıllarda adından en çok söz ettiren sopranolarımızdan. Belisario, Don Giovanni, Jenufa, Il Trovatore hemen aklıma gelen oyunları. (Ben ne yazık ki Manon’u izleyemedim bu yıl.) Burçin Çilingir, o kocaman sahnenin ortasında sesini denetlemeyi başarıyor. İzleyiciye ulaşmak için ille de yüksek fortelerde dolaşmıyor; küçük, nazlı deyişlerle şarkılarına anlam kazandırıyor. Söğüt şarkısı ve (Ave Maria) dua sahnesi çok etkileyiciydi. Iago rolündeki Murat Güney, iyi bir tiyatrocu. Sesiyle oyunun biraz daha birleşmesi gerekiyor. Bu rolde Eralp Kıyıcı’yı da izlemiş olmak isterdim. Emilia rolündeki Deniz Erdoğan, giderek açılan oyunculuğu ve sesiyle, oyunun doruğunda o da doruğa tırmanıyor. Turgut İpek, güzel sesiyle Cassio’ya yakışmış, ama yeterince güçlü değil. Yetmiş yaşından sonra bestecilik Cemal Reşit Rey’in bir sözü vardır: Yetmiş yaşından sonra beste yapılmaz der. Çünkü ona göre bestecinin gençlik coşkusu söner, ilham kaynakları azalır. Ancak 2000’li yılların bestecisini tanımadı Cemal Reşit. Ve tarihteki hiçbir bestecinin yetmiş yaşından sonra yazdıklarını beğenmez. Bir tek istisna ise Verdi’yi gösterir. Otello ve Falstaff için mucizevi sözler söyler. Kendisi de yetmiş yaşından sonra büyük çaplı yapıtlar bestelemese de Vokaliz Fantezi gibi birkaç yapıt ortaya çıkartmıştır. Verdi’nin Aida’dan sonra on beş yıl opera yazmaya ara vermesi ve 1886’da, yetmiş üç yaşında Otello’yu; 1889’da, yetmiş altı yaşında Falstaff’ı tamamlaması onun yeteneği kadar yılların birikimi olan deneyiminin de göstergesidir. Her ikisi de Shakespeare kaynaklı bu oyunların biri ne denli ağır bir tragedya ise diğeri de o denli hafif bir güldürüdür. Önümüzdeki mevsimlerde İstanbul’da Falstaff’ı da izlemek dileğiyle. www.evinilyasoglu.com Flüt ve piyanoyla caza yolculuk ? Kültür Servisi Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri bugün saat 19.30’da bir flütpiyano dinletisiyle bu yılki programlarını tamamlıyor. Gecede, Halit Turgay ve Junko Nakamura, Bach’ın anıtsal sonatıyla başlayıp Grieg’in keman sonatının flüt uyarlamasını, Denis Bedard ve Mike Mower’ın caz ve Latin havası taşıyan yapıtlarını çalacak. (0 212 359 67 03) Kuzguncuk’ta yastık kermesi ? Kültür Servisi İki yüzü aşkın Kuzguncuklunun katıldığı ‘Mavi Yastık Girişimi’ ürünlerini vermek üzere. Kuzguncuklu hanımlarla Kuzguncuk’ta yaşayan sanatçıların ürettiği birbirinden güzel yastıklar bugün ve yarın Harmony Sanat Galerisi’nde sergilenecek; ardından da, 13 14 Mayıs Cumartesi Pazar günleri Üryanizade Sokak’ta yapılacak kermeste satışa sunulacak. Girişime katılan sanatçılar Alev Mavitan, Ayla Yüce, Bihrat Mavitan, Cansen Ercan, Dilek Demirci, Eray Özcan, Gülsüm Cengiz, Gülsün Orhon, Mine Göker, Nilhan Yüzsever, Tüzin Berköz, Ursula Katipoğlu ve Yusuf Katipoğlu. Yastık satışından elde edilen gelir, Kuzguncuk İlköğretim Okulu’nda açılması tasarlanan yaz okulu için kullanılacak. ‘Fikriye ve Latife’ sahnede ? Kültür Servisi Yönetmenliğini Bülent Muşdu’nun yaptığı ‘‘Fikriye ve LatifeMustafa Kemal’i Sevdim’’ müzikali bugün ve 1623 Mayıs tarihlerinde, Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde saat 20.30’da seyirciyle buluşacak. Haldun Dormen’in katkılarıyla sahnelenen oyun, Mustafa Kemal’in hayatındaki iki kadını tanıtıyor. Dilruba Saatçi’nin yazıp oynadığı oyunda, sahnede canlandırılan iki kadının Mustafa Kemal’e olan aşkları, bir oyuncu tarafından gözler önüne seriliyor. Oyun, İstanbul’dan sonra 25 Mayıs’ta Ankara Anatolia Showland’de sahnelenecek. Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin inançlı sürdürücülerinden, 19661975 TİP Kocaeli Senatörü, Ziraat Yüksek Mühendisi FATMA HİKMET İŞMEN’i (19182006) kaybettik. Mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz. Partili arkadaşlarının, yakınlarının ve sevenlerinin başı sağolsun. Türkiye İşçi Partili Arkadaşları Cenazesi 11 Mayıs 2006 Perşembe günü öğle namazından sonra Şişli Camii’nden kaldırılacak ve Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle