10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Şiddetin önlenebilmesi için ilköğretim birinci sınıftan itibaren düzenli ruh sağlığı taramaları yapılmalı Kişilik eğitimi 7 yaşında başlar FİGEN ATALAY Altan Ersin ‘Yakında susuz Çorlu olacağız’ ? Çorlu’daki yoğun sanayi ve deri fabrikalarının ilçenin yeraltı sularını bitirme noktasına getirdiğini belirten CHP’li Belediye Başkanı Altan Ersin, İstanbul sanayisini Çorlu’ya aktarmaya çalışan İBB’yi de eleştirdi. TARKAN TEMUR ÇORLU CHP’li Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin, ‘‘Deri fabrikaları ve sanayi suyumuzu bitirdi, yakında susuz Çorlu olacağız’’ dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından İstanbul sanayisini ve dolaylı olarak 1 milyon nüfusu Çorlu’ya aktarma projesini de eleştiren Ersin, ‘‘İBB sorunları çözmüyor, öteliyor. Sorumlulukları başka kentlere aktarmaya çalışıyor. Çorlu’ya su kullanan yeni sanayici gelmesin’’ dedi. Ersin, Çorlu’daki yoğun sanayinin ve deri fabrikalarının Çorlu’nun yeraltı sularını bitirme noktasına getirdiğini belirterek ‘‘Son yıllarda bu bölgede yoğunlaşan sanayi, deri fabrikaları, tekstil fabrikaları ve meşrubat fabrikaları Çorlu’nun suyunu aşırı ve plansız kullanarak bitirme aşamasına getirdi. Bu da ciddi bir sorun’’ diye konuştu. Devlet Su İşleri Müdürlüğü’nün ‘‘10 yıla kadar suyunuz tükenecek’’ uyarısında bulunduğunu vurgulayan Ersin, ‘‘Biz soruna karşı bugünden projeler üretiyoruz. 78 kilometre öteden su getirecek projemizin ihalesi yapıldı. 3 yılda projenin bitirilmesini hedefliyoruz. Firma, 35 yıllığına sistemi işletecek, her okuma döneminde de yüzde 25 pay verecek. Bu 130 milyon Avro’luk büyük bir yatırım’’ dedi. 800 km’lik kanalizasyon, 750 km’lik su şebekesi yaparak Çorlu’nun altyapısını ‘‘yeniden yaratacaklarını’’ anlatan Ersin, 390 km’lik yağmur suyu şebekesinin bu kapsamda hizmete gireceğini dile getirdi. kullarda şiddet tırmanıyor. Son aylarda 1417 yaşlarındaki lise öğrencileri arasında çeteleşme ve uyuşturucunun öne çıktığı suçlarda artış gözleniyor. Gençler, birbirlerini bıçak ve tabancayla yaralıyor, öldürüyor. Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arif Verimli, şiddetin önlenebilmesi için ilköğretim birinci sınıfından itibaren düzenli olarak ruh sağlığı taramaları yapılmasını önerdi. Prof. Verimli, ‘‘Daha 7 yaşından başlayarak yapılacak kişilik eğitimi ile 17 yaşın temeli atılır. Kişilik eğitimleri ile daha çok küçükken empati kurmayı ve bir başkasının yerine kendilerini koymayı öğrenirler. Bu da bir başka kişiye acı vermemeyi öğretir’’ dedi. Lise döneminin, üç bölüme ayrılan ergenliğin ikinci ve en ağır dönemi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Arif Verimli, şunları söyledi: ‘‘Bu dönem salgılanan hormonlar gencin daha gergin, daha tutarsız ve risk almaya daha yatkın oldukları bir dö O ? Çocuklar, okulda verilen kişilik eğitimleri sayesinde empati kurmayı ve bir başkasının yerine kendilerini koymayı öğreniyor. ‘‘Bu da bir bir başka kişiye acı vermemeyi öğretir’’ diyen Verimli, ergenlik dönemini en ağır biçimde yaşayan gençler konusunda da uyarıyor: ‘‘Kaybedecek bir şeyi olmayanlar daha sık risk alırlar.’’ nem. Ergenliğin en sıkıntılı yaşandığı, komplekslerin en ağır yaşandığı ve içsel çatışma oluşturdukları dönem. Aynı zamanda yaptığımız araştırmalar bu dönemin tüm madde kullanımının yüzde 40’ının başladığı dönem olduğunu da gösteriyor. 2005 yılının verilerine göre 1425 yaş arası gençlerde madde kullanım oranı yüzde 12’dir. Burada en çok dikkat çekmek istediğim ise risk alma davranışının en çok yaşandığı dönem olması. Risk almak sonunun ne olacağını bilmediğin bir şeye evet demektir. Kaybedecek bir şeyi olmayanlar daha sık risk alırlar. Yani şiddete meyilli ya da bizzat şiddete adı karışmış gençlerin bu dönemde kaybedecek fazla şeyleri olmadığını söyleyebiliriz. Yani gelecekleri, aileleri, yaşamları onların gözünde değersizleşmiştir. Onları kaybetmeyi göze alarak riske evet derler.’’ Verimli, anksiyeteli bozuklukların, depresyonun, madde kullanımının ve ikinci dönem ergenliğin yapısının, 16’lı yaşlarında bir genci, çok ağır bunalım ve çok ağır bir baskıyla karşı karşıya bıraktığını, bu baskıyı atlatmak amacıyla ani, patlayan ve acı veren davranışlara yönelttiğini vurguladı. Prof. Verimli, şöyle devam etti: ‘‘İçindeki dayanılmaz çatışmayı bu şekilde ifade etmektedir. Bu ifade edişte görülen davranış kalıpları bir televizyon dizisini çağrıştırabilir. Ama bu o dizinin gençleri şiddete yönelttiği anlamına ACI VEREN DAVRANIŞLAR gelmez. Dizide izlenen davranış kalıbı ve söylemler taklit edilebilir. Ama gencin ilk etapta kişilik bozukluklarının, madde kullanımının ya da doğuştan gelen ‘dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi’nin, öğrenme bozukluklarının, depresyonunun, takıntı ve korkularının önüne geçilebilseydi, ikinci etap zaten yaşanmayacaktı. Kendini ya bir çetenin içinde ya da bireysel anlamda şiddet davranışının içinde olan biri haline getirmeyecekti. Ortalama eğitim seviyesi erkeklerde 4, kadınlarda 2 yıl olan halkımızdan çocukları için hiçbir şey beklemiyorum. Ücretsiz ve sürekli uygulamalar gerekmektedir. Gençlere risk ve şiddet karşısında ‘hayır’ diyebilecekleri ortamı ve altyapıyı sağlamak şarttır.’’ Eğitim seminerleri illi Eğitim Bakanlığı da, ‘‘çocuk ve gençleri riskM lerden korumak’’ amacıyla eğitim seminerleri başta olmak üzere çeşitli çalışmalar yapıyor. Bu seminerlerde ele alınan konular şunlar: Uyuşturucu ve madde bağımlılığı, Zararlı alışkanlıklarrisklerden korunma. Temel önleme. Şiddet ve saldırganlığın nedeni. Aile içi şiddet. Suç ve şiddet. Öfke kontrolü. Davranış bozuklukları. Çocuk hakları. İletişim. Özgüven geliştirme. Sosyal beceri geliştirme. Travma sonrası stres bozuklukları. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar. Gelişim dönemi ve sorunları. ‘Hayır’ diyebilme. DENİZ KENTİ İSTANBUL İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimari Tasarım Bölümü Yüksek Lisans öğrencileri Engin Aytaç, Birge Yıldırım ve Alper Çakıroğlu’nun projesi, çağdaş dünyayı kavramış, içinde düzeyli çözümlerin de oluşabileceğini kanıtlıyor. İstanbul Limanı’nı Haydarpaşa’ya taşıyarak düğümü çözüyor. Ticaretin, tüketimin günümüz kentindeki gücü konusunda geliştirdiği felsefe ilginç. Tam bir ‘‘kazankazan’’ paradigması kurguluyor. Önerdiği ‘‘ada’’lar aracılığıyla kurguladığı yaşam biraz romantik olmakla birlikte tasarım nitelikleri açısından övgüye değer. İstanbul’un ‘‘farklı ve başka’’, insancıl bir deniz kentine dönüşebilirliği önerilmiş. PROJELERİYLE BİRLİKTE Ünlü altı mimar geliyor GÖKÇE UYGUN ünyaca ünlü altı mimar, İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nin (İMP) teklifi doğrultusunda Kartal ve Küçükçekmece’nin yenilenmesi için proje hazırladı. Mimari projeleriyle öne çıkan ünlü mimarlar Zaha Hadid, Kengo Kuma, Massimiliano Fuksas, Ken Yeang, Kisho Kurokawa ve Winy Maas, projelerini sunmak üzere 27 Mart’ta İstanbul’a gelecek. Büyük ölçekli kentsel tasarım ve mimari projeleriyle öne çıkan ünlü mimarlar Hadid, Kuma, Fuksas, Yeang, Kurokawa ve Maas, Kartal Sanayi Bölgesi’nde Merkezi İş Alanları Planlaması ile Küçükçekmece sahilinde İç Dış Kumsal Rekreasyon Alanları Planlaması amacıyla birer proje tasarladı. Projelerini tanıtmak üzere 27 Mart Pazartesi günü İstanbul’a gelecek mimarlar, 30 Mart’ta da projelerini, İBB Başkanı Kadir Topbaş, Ağa Han Mimarlık Ödülü Genel Sekreteri Suha Özkan, İMP Başkanı Prof. Hüseyin Kaptan, New York City College Kentsel Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Michael Sorkin, Taylandlı mimar Dr. Sumet Jumsai, İspanyol mimar Elias Torres Tur ve Yıldız Üniversitesi ritzker Mimarlık Emeritus Profesörü Ödülü’nü kazanan ilk Prof. Dr. Necati İn kadın mimar olan Bağceoğlu’ndan oluşan dat doğumlu İngiliz vadeğerlendirme ku tandaşı Zaha Hadid, Karruluna sunacaklar. tal için proje hazırladı. Projeler arasından iki bölge için birer proje seçilerek sonuç 1 Nisan’da kamuoyuna açıklanacak. CİDDİ BİR SORUN D Serbest Mimarlar Derneği’nin yarışmasına katılan mimarlık öğrencilerinden alternatif projeler Başka bir İstanbul mümkün ? İstanbul’un Galata, Tophane, Harem ve Haydarpaşa gibi liman bölgelerinde siyasi erk ve yatırımcılar tarafından tasarlanan projelere karşı çıkarken alternatif öneriler getirilmesi amacıyla İstanbul Serbest Mimarlar Derneği mimarlık öğrencilerinin katıldığı bir yarışma düzenledi. Öğrenciler, İstanbul kentinin liman bölgelerini bir bütün olarak ele alan yeni projeler önerdiler. MİYASE İLKNUR ürkiye’de ilk kez bir sivil toplum örgütü, kenti ilgilendiren bir konuda gençliğin görüş ve önerilerine başvurdu. İstanbul Serbest Mimarlar Derneği, Galata, Tophane, Harem ve Haydarpaşa gibi kentin en değerli bölgelerinde tasarlanan dönüştürme projelerinde kentsel aktörlerin dışlanmasına tepki olarak bir yarışma düzenledi. Siyasi erk ve yatırımcılar tarafından tasarlanan projelere itiraz etmenin yeterli bir muhalefet tavrı olmadığını belirten ve bu görevin öncelikle gençliğe ait olduğu düşüncesiyle hareket eden İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nin, mimarlık öğrencileri arasında açtığı ‘‘Fikir Proje Yarışması’’nı sıralama olmaksızın 6 proje kazandı. Doğan Hasol, Ersen Gürsel, Haydar Karabey, Emre Arolat, Cem İlhan ve raportör Timur Kayserilioğlu’ndan oluşan jürinin seçtiği 6 projede mimarkruvaziyer limanını, spekülatif bir alan olarak algıladığınız ve aslında bir liman olarak altyapısı, mekânsal çerçevesi, konumu ve arka planı son derece yeterli olan HaydarpaşaHarem bölgesine alın ve böylece, iki olumsuz olgudan kent ve kentli yararına sürdürülebilir bir olumlu sonuç çıkarın, Bu bölgeyi, İstanbul’da turist deviniminin önemli bir odağı haline getirin, İstanbul’u denizden algılamanın ve yaşamanın keyfini paylaşın, Bu tetikleme ile ortaya çıkacak ekonomik değeri, Kadıköy yakasını da kültürel ve sosyal düzlemde geliştirecek biçimde kullanın, Haydarpaşa Garı’na, kentsel hafıza içindeki önemini de vurgulayacak biçimde, turizm ile de ilişkili bir kültürel işlev verin, İstanbul ulaşımı için denizi kullanın, ağır gemi trafiğinden arındırılmış Boğaziçi üzerinde Eminönü, Haliç kıyılarını, Karaköy, Salıpazarı, Kadıköy, Haydarpaşa’yı da birbirine bağlayan bir kentsel deniz taşıma ağını uygulamaya koyun, Doğaya ve çevreye duyarlı bir kesimi de bu uygulamanın içine katmak üzere, Kadıköy HaydarpaşaHarem bölgesinde bir marina oluşturun, İstanbul’u yeniden su ve deniz ile buluşturun, kıyıları kamuya açın, kesintisiz yaya alanları oluşturun, Beyoğlu’nun dinamiğini Tophane Meydanı’nda kıyı ile bağlayın, Tarihi liman bölgesi ve kıyı çeperi, İstanbul kentinin en eski ve kültürdoğa yüklü kesimidir, burayı yeniden yaşanır kılın, İstanbul bir deniz kentidir, deniz düzlemini gerekirse yüzer platformlar da yarataraki üretim, tüketim için kullanın, deniz ulaşımını yeni iskeleler ve hatlar yaratarak güçlendirin, Tophane Meydanı’nı halka açın, İstanbul için yapay kimlik arayışları yerine var olanı kullanılır kılın. P T Ersin şöyle konuştu: ‘‘Sanayiciler teşviklerle getirilmeye çalışılıyor. Biz susuzluk yaşanacağını bilerek proje üretiyoruz. Trakya’nın suları bitme noktasına gelmişken İstanbul’un sanayisinin Çorlu’ya taşınması kabul edilemez.’’ İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi ve Marmara Boğazlar Birliği toplantılarında konunun gündeme geldiğini belirten Ersin, İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın, konuşmasının ardından eleştirileri dinlemeden toplantıdan ayrıldığını söyledi. ‘GELMESİNLER’ H ALK ADINA İTİRAZ ETTİK lık bölümü öğrencileri ilginç öneriler getirdi. Yarışmanın kente ilişkin kararların alınış sürecinde, uzmanların önerilerini dinlemenin yanı sıra ‘‘kentliye danışma’’nın da ne denli olumlu olabileceğini ve farklı kentli grupların masaya oturabilmesi halinde ‘‘kazankazan’’ çözümleri üretilebileceğinin kanıtlanması açısından bir ilk olduğuna dikkat çeken İstanbul Serbest Mimarlar Derneği, gençlerin projelerinden alıntılar yaparak 11 maddelik bir öneri taslağı hazırladı. Taslak şu önerilerden oluşuyor: Değişik üniversitelere bağlı mimarlık öğrencileri, projeye katılma nedenlerini şöyle açıklıyor: İstanbul’un tarihi boyunca, geçiremeyeceği çarpık bir dönüşüme tepki vermek için bu yarışmaya katıldık. Galataport’a karşı çıkarken alternatif projeyi de ortaya koymak gerekirdi, biz de öyle yaptık. En çok yakındığımız konu, bu tür projelerde halkın dışlanmasıydı. Biz de halk adına gençlik olarak bu sürece itiraz ettik ve sadece itiraz etmekle kalmadık önerilerimizi sunduk. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) İstanbul kentinin liman bölgesine bir bütün olarak bakın, Gümdemdeki Galataport ve Haydarpaşa Harem projelerini desteklemiyoruz, Kentsel dönüşüm yalnızca ‘‘sermaye için bir yatırım aracı’’ olmamalıdır, Sirkeci, Eminönü, Haliç, Karaköy, Tophane, Haydarpaşa, Harem kıyıları, İstanbul’un en değerli kamusal alanları ve kıyı parçalarıdır. Buraları kente ve kentliye geri verin, GalataTophane kıyılarında sayısız sorun yaratacak olan turizm İLGİNÇ ÖNERİLER Kartal için Hadid, Fuksas ve Kurokawa; Küçükçekmece için de Kuma, Yeang ve Maas proje hazırladı. Yeni nesil Japon mimarların öncülerinden Kengo Kuma, binalarında gökkuşağı etkisi yaratan metal, ahşap, bambu, cam, plastik, kâğıt, vb. yüzeyler kullanıyor. Malezyalı Ken Yeang, yüksek binalara düşük enerjili mimari çözümler bulma konusunda öncü. Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazanan ilk kadın mimar olan Bağdat doğumlu İngiliz vatandaşı Zaha Hadid, mimarlık ve kentsel tasarımın sınırlarını zorlayan işlere imza attı. Japon Kisho Kurokawa, ‘‘Simbiyoz’’ adını verdiği felsefesine göre yeni kentler ve binaları, yeni çağın bireylerinin gereksinimlerine göre büyüyebilir ve değişebilir canlı varlıklar gibi tasarlıyor. Ünlü İtalyan varoluşçu mimar Massimiliano Fuksas, projelerinde ‘‘binadan ziyade duyguya’’ önem veriyor. MİMARLAR HAKKINDA CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle