23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MART 2006 CUMA 6 Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği’’ sempozyumu Ankara’da başladı. Sempozyumun açılışına Cumhurbaşkanı Sezer de katıldı. (Fotoğraf: AA) HABERLER BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Mart Günlerinde... 19 Mart’ta, Irak’ın işgalinin 3. yılı tamamlandı. Üç yıl önce, emperyalist ABD, yedeğine Avrupalı emperyalist devletleri alarak, Irak’ın sınırlarından içeriye giriyordu. Girerken de, ülkeye demokrasi ve düzen getireceğini ilan ediyordu dünyaya. Üç yıl sonra getirdiği de, anarşi, harabeler ve yüz bin ölü... Gazeteler, ‘‘Dünya Irak İçin Ayakta’’ diye yazdılar o gün. Çeşitli kentlerde yüz binlerce savaş karşıtı, Irak işgalinin 3. yılını protesto etti ve ABD’nin derhal çekilmesini istedi. Desteği dibe vuran Başkan George Bush ise ‘‘Görev tamamlanacak’’ dedi. Gerçekten, olan bitenden sonra, yine işgali savunarak doğru karar verdiğini söyleyen Bush, şunları ekliyor: ‘‘Saddam Hüseyin’i iktidardan uzaklaştırma kararı zor ama doğru bir karardı. Amerika ve dünya Saddam Hüseyin’siz daha güvenli. Iraklılar artık özgür.’’ Direnişin çökertileceği kararını belirtip şöyle diyor: ‘‘Görevimizi tamamlayacağız. Irak’taki teröristleri yenerek ülkemizi, daha da güvenli hale getireceğiz.’’ Gerçekten acımasız ve tehlikeli bir kişilik! Bunun hakkından gelecek olan, elbette Amerikan halkıdır; çünkü, onun oğulları da gidip Irak’ta yok oluyor. Ancak, Amerikalıların yanı sıra, dünyanın barış, hukuk ve insan haklarına inanan güçleri, söz konusu tehlikenin üstüne yürümeliler. Ve insanlık, direnen Iraklıların safındadır... ? Gazetemizin 20 Mart günlü nüshasında, Emre Kongar’ın pek önemli bir yazısı vardı. Hoca, her zamanki aydın ve toparlayıcı kalemiyle, Türkiye’nin hızla ilerlediği yola bakıp, konudan konuya geçerek, ‘‘Türkiye Nereye?’’ diye soruyordu: ‘‘Avrupa Birliği’’ne mi, yoksa ‘‘İslam Cumhuriyeti’’ne mi? Kimilere bakılırsa, bu yol AB’ye gidiyor: Yolun sonu ‘‘aydınlık’’; Türkiye yeter ki AB’ye bir girsin. Kimilerine göre de, bu yol ‘‘İslam Cumhuriyeti’’ne gidiyor. Yolun sonu ‘‘karanlık’’! Neden öyle? Çünkü, Türkiye bu yolda ilerledikçe, ‘‘totaliter’’ bir düzene yaklaşıyor. Önce eğitim, sonra yargı, arkasından kamu yönetimi, sivil toplum örgütleri, sonra toplum, en sonunda da devlet, ‘‘dinsel dogmalar’’ üzerine oturtulacak. Nitekim, her değişme, her yeni yasa ya da yasa tasarısı, her yeni uygulama, ülkeyi bu karanlığa doğru sürüklüyor. Açıkça görülüyor: ‘‘Türban’’ ya da ‘‘sıkmabaş’’ ve ‘‘tesettür’’ yaygınlaşıyor. Peki, bu yaygınlaşma, ‘‘kadının özgürleşmesi’’nin mi işareti, yoksa ‘‘köleleşmesi’’nin mi? AB yolunda yeni ‘‘Ceza Yasası’’ ve ‘‘Ceza Muhakemeleri Yasası’’ kabul edildi. Türkiye, daha özgür ve daha güvenli mi oldu? Yoksa? Kuran kursları yaygınlaşıyor. ‘‘Yaradılış inancı’’, ‘‘Evrim kuramı’’ ile beraber, biyoloji ders kitaplarına girdi. Daha başka olaylar da var... Soru, açık ve kesindir: Türkiye ‘‘Avrupa Birliği’’ yolunda mı ilerliyor, yoksa ‘‘İslam Cumhuriyeti’’ yolunda mı? Emre Kongar, konudan konuya, olaydan olaya götürürken, bizi yaşadığımız ‘‘güncel’’in içine sokuyor ve soruları da sıradan hatırlatmalar değil, onlarla en başta yurtseverliğimizi sorguluyor: 1923 Devrimi boşuna mı yapıldı ve Cumhuriyet sıradan bir etiket midir? Değilse, tepeden tırnağa gerici güçler, bizleri biz yapan bir tarih mirasını yok etmek için saldırıya kalktığında, bizler, olan biteni seyreden bilinçsiz, sorumsuz, ruhsuz bir kuru kalabalık mıyız? Neyiz biz? Ya da neydik, ne olduk? ? 21 Mart Nevruz Bayramı, ta Orta Asya’ya kadar uzanan büyük bir coğrafyada saygı görür, doğanın da armağanıdır; bu niteliğiyle kardeşçe ortağız ona. Bu bakımdan siyaset endazesine girmez Nevruz. Olursa, coşkusuna gölge düşer, dikkat! Diyarbakır’da yapılan Nevruz kutlamalarına 80 binin üzerinde katılım oldu, diye yazıyor gazeteler. Sevindiricidir. Nice Nevruz’lara! ? Rastlantının güzelliği: İki dev kişiliğin, Turhan Selçuk ile Oktay Akbal’ın, bir hafta arayla altmış beşinci sanat yıllarının geceleri yaşandı son günlerde. Katılamadım, ama yürekten duydum. Her ikisine olan borçlarımızın bilincine de bir kez daha vardık. Nice yıllara, onlarla beraber!.. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, yüzyılın en büyük toplumsal hastalığına karşı ortak anlayış olmadan çözümün imkânsız olduğunu söyledi ‘Terör, besleyeni de vurur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, terörün yüzyılımızın en büyük toplumsal hastalığı olduğunu, uluslararası alanda ortak anlayışın olmaması durumunda ortak çözüme de ulaşılamayacağını vurguladı. Hiçbir ulusun terörle mücadeleyi kendi başına kazanamayacağını belirten Özkök, ‘‘Tarih, terörün beslenebilecek en nankör evlat olduğunun örnekleriyle doludur. Nankörlüğü eninde sonunda kendisini besleyeni vurup yok etmesinden gelir. Bu hep böyle olmuştur, başka türlü olmasını bekleyenler hayati bir yanılgı içindedir’’ diye konuştu. Genelkurmay’ın ev sahipliğinde Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği’’ sempozyumu, Ankara’da başladı. Sempozyumun açılışında konuşan Orgeneral Özkök, uluslararası terör konusunda Türkiye’nin görüşlerini açıkladı, önlem önerilerini gündeme getirdi. Özkök, 1960’lı yıllardan sonra terorizmin bir etkinlik kurma aracı olarak çeşitli devletler tarafından desteklendiğine dikkat çekti. Terörün yüzyılın en büyük toplumsal hastalığı ve buna bağlı çatışma ideolojisi olduğunu kaydeden Özkök, şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Terorizm bugün etnik ve dine dayalı çatışmaları, sağ ve sol ideolojideki ayrılıkları ve ekonomik çöküntüleri kullanmakta ve eylemlerini meşrulaştırma mekanizmasını da bu gerekçelere dayandırmaktadır. Terorizm, hesaplı ve siyasal amaçlı bir şiddet biçimidir. Terörist için cinayet amaç değil, araçtır. Terörist için eylem, eylemin yapıldığı yerden bölgeye, bölgeden dünyaya yayılan çirkin bir mesajdır. Bize düşen bu çirkin mesajı besleyen nedenleri doğru lunduğunu, anlaşmazlığın ‘‘Hangi şiddet ve tehdit kullanımının terör kapsamında algılanması gerektiği’’ yönünde olduğunu kaydeden Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Teröriste bakış açısındaki insanlığı hedef alan cani ve özgürlük savaşçısı ayrımı, terörü besleyen bir anlayıştır. Ortak bir terör anlayışı ortaya konulmadıkça ortak bir çözüm de rünün olduğunu kabul etmek zorunluluğunu dile getiren Özkök, şöyle devam etti: ‘‘Diğer ülke ya da kültürlere yönelik tehditleri göz ardı ederek, sadece kendine yönelik terorizmi yenmeye çalışan hiçbir ulus ya da kültürün kesin bir başarısı söz konusu olamaz.’’ Terörün bir istihdam alanına dönüştüğünü, teröristlerin maddi koşullarla ‘TANIK OLMAK, SANIK OLMAKTAN İYİDİR’ Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’’na verilen arada gazetecilerle sohbet etti. Büyükanıt, Genelkurmay’ın savcıyla ilgili yaptığı suç duyurusu metninin geçen günlerde yapılan açıklamadan daha ağır olduğuna ilişkin iddialara, ‘‘Bilanaliz edip, gerekli cevabı vermek ve verilmek istenen mesajların dağıtımının durdurulmasını sağlamaktır. Terorizmin çirkin mesajına tüm ulusların ortak bir cevabı gerekirken, aynı kişinin eyleminden dolayı bir devlette özgürlük savaşçısı, diğer bir devlette ise en affedilmez suçları işleyen bir hain olarak nitelendiriliyor olması, sanırım terorizmin ortadan kaldırılmasının önündeki en büyük engeldir.’’ Terör tehdidinin büyüklüğü konusunda devletler arasında bir anlayış bumiyorum, ben görmedim. Ama görenler söylüyorsa doğru söylüyorlardır’’ dedi. Büyükanıt, Van Cumhuriyet Savcılığı’nın kendisinin ‘‘tanık’’ olarak ifadesine başvurabileceğinin belirtilmesi üzerine ise (gülerek), ‘‘Bilmiyorum. Her şey olabilir. Neler olmuyor ki. Tanık olmak sanık olmaktan iyidir’’ diye konuştu. örgütlere bağlanan işçilere dönüştüğünü anlatan Özkök, ‘‘Terörün kurumsallaşmasına giden bu dönüşüm tehlikelidir. Yoksulluk, ümitsizlik ve çaresizlik içinde kıvranan ve içinde bulunduğu trajediden müreffeh toplumları sorumlu tutan geniş kitlelerin ıstırabı devam ettiği müddetçe terorizmin kaynaklarının kurutulması zordur’’ dedi. Özkök, terör örgütlerinin mali kaynaklarının kurutulması konusuna da dikkat çekerek ‘‘Terör örgütleri, PKK/KONGRA GEL örneğinde ol bulunamaz. Ortak çözüm için işbirliği gerekir.’’ Özkök, terörle mücadelenin olmazsa olmaz koşulunun küresel düzeyde eksiksiz bir işbirliği mekanizması kurmaktan geçtiğini vurgulayarak, bu işbirliğinin temelinin ise her türlü terör örgütünün hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın, ortak hedef olarak değerlendirilmesi ve tanınmasıyla olanaklı olduğunu belirtti. ‘‘Senin teröristinbenim teröristim’’ yaklaşımları yerine, herkesin, değerlerine, yaşamına ve istikrarına karşı olan tek bir terörist tü duğu gibi uyuşturucu, insan kaçakçılığı, gasp, dolandırıcılık, haraç gibi yasadışı yollarla olduğu gibi paravan şirket, dernek ve vakıflar aracılığıyla yasal kılıflar altında ticaret ve bağış gibi yollarla kaynak temin edebilmektedir’’ görüşünü kaydetti. Özkök, terörle mücadelede medya ve toplumun geniş katmanlarının faaliyetlere kazandırılması ve aydınlatılması, devletin iyi niyeti konusunda toplumun ikna edilmesinin başarı için kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Terörün bir dış politika aracı olarak kullanılması halinde, bunun bumerang etkisini anımsamak gerektiğini vurgulayan Özkök, şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Yeryüzünde belli kültür kodlarının terorizme daha elverişli olduğunu düşünmek terörün gerçek nedenlerini anlamayı zorlaştıracağı gibi terörle ilgisi olmayan kesimlerin radikalleşmesine de hizmet edebilecektir. Medeniyetler arası uyumu zedeleme potansiyeli gösteren suçlamalardan sakınılması gerekmektedir. Atomu parçalamayı başaran insanlığın birbirlerine karşı önyargıyı da parçalaması gerekmez mi?’’ Terörist ayrımı yapılması lüksü bulunmadığına dikkat çeken Özkök, ‘‘Her kanlı terör eyleminden sonra kurbanlarının kanını kendi bedenimizden akıyor gibi hissetmiyorsak, başkaları ölüyor gibi bakıyorsak terör zaferini ilan ediyor demektir’’ diye konuştu. ANKARA’DA RAHATSIZLIK KARZAİ: Komutana alt düzeyde karşılama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace ile görüşen Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Kerkük’ün durumu ve PKK’nin faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Pace, uluslararası terorizmle ilgili mücadele konusunda Türkiye ile işbirliği yapmak istediklerini yineledi. Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’na katılmak için Ankara’ya gelen Orgeneral Pace, dün önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, daha sonra da Erdoğan’la bir araya geldi. Akşam saatlerinde Başbakanlık Merkez Bina’ya gelen Pace’nin üst düzey bir yetkili yerine, Özel Kalem Müdür Yardımcısı Çağatay Kılıç tarafından karşılanması dikkat çekti. Öğle saatlerinde Başbakanlık’a gelen ABD’li senato heyeti de Kılıç tarafından karşılandı. 40 dakika süren görüşmeden çıkışta konuşan Pace, Erdoğan ile iki ülke için önemli olan konularda görüşme fırsatı bulduklarını söyledi. Özkök ile de olumlu bir toplantı yaptıklarını belirten Pace, ‘‘ABD ordusu olarak daha iyi bir işbirliği için neler yapılabileceği konusunda Türk liderlerin görüşlerini almak için geldik’’ dedi. Ziyaretinin ikinci nedeninin sempozyum olduğunu anlatan Pace, ‘‘Terorizmle mücadelede nasıl bir işbirliği yapılabileceğini paylaştık’’ diye konuştu. Erdoğan’dan Kerkük uyarısı Edinilen bilgilere göre Erdoğan, Pace ile görüşmesinde Irak’taki durum ile ilgili görüşlerini anlattı. Türkiye’nin Irak politikasında daha önce dile getirdiği 5 hassas noktaya vurgu yapan Erdoğan, Türkiye’nin Kerkük ile hassasiyetlerine dikkat çekerken PKK’nin Irak’taki faaliyetlerinden duyulan rahatsızlığı, PKK ile mücadelede ABD’den beklentilerini aktardı. Terör örgütü üyelerinin Kuzey Irak’tan Türkiye’ye geçiş yaptıklarına dikkat çeken Erdoğan, ‘‘Her gün şehit veriyoruz. Önlem alın’’ mesajını iletti. Pace: Önce Irak’ta istikrar sağlansın Sempozyumun ardından Merkez Orduevi’nde verilen kokteyle katılan Orgeneral Pace, Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin soruları da yanıtladı. Pace, ‘‘Birçok konuda konuştuk. PKK konusunda da ayrıntılı konuştuk. PKK konusunda nereye gitmemiz gerektiğini konuştuk’’ dedi. Pace, ‘‘Peki nereye gitmemiz gerekiyor’’ sorusuna ise ‘‘Bizi izlemeye devam edin. Yaptıklarımızı izleyin, PKK ile mücadele gerekir, ancak Irak’ta istikrarın sağlanması gerekiyor. Hükümetin kurulması lazım. Ondan sonra mücadele edeceğiz’’ yanıtını verdi. ABD Senatosu heyeti, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. (Fotoğraf:AA) Tek çözüm işbirliği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘Küresel Terorizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu’’na, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, onur konuğu Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai, Başbakan Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İsveç, Bulgaristan, Gürcistan ve Litvanya genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı, Ankara’daki diğer orgeneraller, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, NATO’nun Afganistan Temsilcisi Hikmet Çetin, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner ile 82 ülkeden üst düzey askeri yetkili katıldı. ‘Terörün dini yoktur’ Karzai yaptığı konuşmada, son zamanlarda ‘‘Müslümanlığın aşırıcı ve radikal dini terör’’ referanslarıyla basında yer aldığını anımsatarak ‘‘Terorizmin dini, geleneği ya da değerler sistemi yoktur’’ dedi. Karzai, ‘‘uluslararası bir tehdit’’ diye nitelediği ‘‘terorizmle’’ uluslararası işbirliği yaparak mücadelenin gerektiğini belirtti. ‘‘Kavramsal Olarak Terorizm; Tarihi ve Hukuki Boyutlarıyla’’ başlıklı bir bildiri sunan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Sertaç Başeren, Türkiye’nin ılımlı bir İslam ülkesi olarak gösterilemeyeceğini vurguladı. ‘İç savaş yok ama bu ileride olmayacağı anlamına gelmez’ ‘GÖZALTI SÜRESİ UZATILSIN’ ABD’li senatörlerin Irak konusunda kafası karışık ANKARA (Cumhuriyet Bü zim bir atasözümüz vardır. ‘DağCHP’li Onur Öymen, heyet rosu) ABD Senatosu Savunma dan gelip bağdakini kovdu’ de üyelerine ‘‘Kontrolünüz altında Komisyonu Başkanı John War riz. Irak’taki uygulamalarınız olan Kuzey Irak, teröristlerin ner, Irak’ta şu anda bir iç sava dağdan gelenin, bağdakini kov dünya üstünde kontrol edilmeşın söz konusu olmadığını, an duğu bir ortama doğru sürükle den faaliyet gösterdikleri tek yer cak bunun ileride olmayacağı niyor. Bölgedeki gelişmeleri, ‘ro haline geldi. Irak ordusu bir şey anlamına gelmediğini söyledi. mantik’ bir film gibi izlettirme yapamıyor, bizim yapmamıza da Warner ve beraberindeki ABD ye çalışıyorsunuz’’ eleştirisinde izin vermiyorsunuz. Bölge ülkeSenatosu heyeti, Ankara’daki te bulundu. CHP’li Şükrü Elekdağ lerindeki değişiklik gerçek demasları çerçevesinde mokrasi ile olur. Bu da Eleştiri yağmuru CHP’li Elekdağ, Başbakan Tayyip Erdolaiklik ile mümkün. Türğan tarafından kabul ABD’li senatörlere “ABD halkının desteği kiye’nin modelini dikedildi. Kabulden sonra kate alabilirsiniz’’ görüazaldı, ne yapmayı planlıyorsunuz” diye açıklama yapan Warşünü aktardı. ABD’li sorarken AKP’li Garip de “Bölgedeki ner, görüşmelerinde senatörlerin de ‘‘Endişegelişmeleri, ‘romantik’ bir film gibi Türkiye’nin Irak’a verizlettirmeye çalışıyorsunuz dünyaya’’ dedi. lerinizde haklısınız. Uyadiği desteğin ne kadar rılarınızı aklımıza kazıönemli olduğunun altını çizdik ise Warner başkanlığındaki he yacağız. ABD’nin PKK’ye karlerini bildirdi. Warner ve bera yete, ABD halkının Irak’a yöne şı hoşgörülü olması mümkün deberindeki senatörler TBMM’de, lik işgalden desteğini çektiğini ğil’’ dedikleri belirtildi. Irak’ta Dışişleri Komisyonu, Milli Sa anımsatarak ‘‘Bu azalan destek yaşananların iç savaş olmadığıvunma Komisyonu ABDTür karşısında ne yapmayı planlıyor nı belirten Warner, ‘‘Asıl Irak’tan kiye Dostluk grubu üyeleri ile de sunuz’’ sorusunu yöneltti. War çekilirsek iç savaş çıkar. Bizim bir araya geldi. Basına kapalı ner, Elekdağ’ın sorusuna, ‘‘11 amacımız Irak’ta demokrasinin olarak yapılan toplantıda, mil Eylül saldırılarına kadar okyanu ve huzurun yerleşmesidir. Deletvekilleri Kuzey Irak’taki te sun ve ABD ordusunun bizi ko mokrasi ve barış gelene kadar, rör örgütü PKK varlığının tasfi ruyabileceğini düşünüyorduk. istikrarlı bir yönetim işbaşına geye edilmesi gereği üzerinde dur Fakat gördük ki bu düşüncemiz lene kadar Irak’tan çekilmeyi düdu. AKP’li Recep Garip, ‘‘Bi yanlışmış’’ diye yanıtladı. şünmüyoruz’’ mesajı verdi. Cerrah, yeni terör yasası istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, terörle yapılan mücadelede polisin yetkilerinin yetersiz olduğunu ileri sürdü. Tek başına bir terör yasası çıkarılması gerektiğini belirten Cerrah, gözaltı süresinin 15 güne kadar çıkarılmasını istedi. Sempozyumda metropollerde sürdürülebilir güvenlik tedbirleri konulu bir sunum yapan Cerrah sunumunda şunları kaydetti: ‘‘Gözaltı süresi savcının bilgisi dahilinde 4 gün olarak uygulanmalı, 4. gün sevk edildiği mahkeme tarafından 15 veya daha fazla güne kadar ek gözaltı veya hazırlık tahkikatı süresi verilebilmelidir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde arama için yazılı emir verme yetkisi kolluk amirlerine de tanınmalıdır. Ülkemizde kişilerin fotoğraf, parmak izi, DNA bilgilerinin yer aldığı bilgi bankaları bulunmamaktadır. CMK’nin 127. maddesi gereğince her türlü el koyma işlemi için hâkimin kararı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet savcısının yazılı emri gerekmektedir. Delil toplamayı zorlaştıran, delilden sanığa giden yolu kapatan bu uygulama terör suçlularında uygulanmamalı, kolluk güçleri el koyabilmelidir. KamuNet ağının bir an önce oluşturularak bilgilerden terörle mücadele eden birimlerin yararlanması sağlanmalıdır.” CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle