27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Mavi Martı Gitar Festivali üzerine AYTAÇ YALMAN Kadıköy Kültür ve Sanat Derneği’nin düzenlediği etkinlik bugün başlıyor KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Yerel Yönetimler ve STK’ler Dünya Şiir Günü’nü İzmir’de kutladık. İzmir Konak Belediyesi ve Uluslararası PEN Türkiye Merkezi işbirliğiyle. Başta bu yılın onur konuğu Arif Damar, pek çok şairimiz, eleştirmenimiz İzmir’de buluştu. Aralarında altı ülkenin şairlerinin de yer aldığı yaklaşık 80 şair. dört gün boyunca Konak Belediyesi’nin Eşrefpaşa Kültür Merkezi’nin salonunu dolduran şiirseverlerin coşkusu görülmeye değerdi. Yabancı konuklarımız kadar, İstanbul’dan gelen şairleri de heyecanlandıran bu ilginin bir benzerini de Diyarbakır’da görmüştüm. TÜYAP’ın bu ay Bursa’da düzenlediği kitap fuarında da benzer bir katılıma tanık oldum. Anadolu’nun sanata gösterdiği bu ilgi, tüm desteğini İstanbul’daki kültür etkinliklerine aktaran özel kuruluşlara bir şeyler anlatır mı, bilmiyorum. Anadolu’nun dört bir yanında, iğne ile kuyu kazarcasına didinen yazarlar, sanat emekçileri, sivil toplum kuruluşları var. Hepsi de aynı dertten mustarip; ne devletten, ne yerel yönetimden, ne de özel kuruluşlardan destek alabiliyorlar. Büyük fedakârlıklarla çıkarılan edebiyat, kültürsanat dergileri var Anadolu’da. Bazılarını unuturum kaygısı ile isimlerini vermiyorum. Ama, hepsini bu güzel çabalarından ötürü kutlamak istiyorum. Sivil toplum kuruluşlarının varlığı, Anadolu’nun (elbette Trakya’nın da) kültürel kalkınmasında çok önemli bir işleve sahip. Ne var ki, sayıları çok az. Kültürsanat alanında çalışan derneklere destek veren yerel yönetimlerin sayısı ise çok daha az. İzmir Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, bu konuda en etkin çalışma yürüten başkanlardan biri. Tıpkı, Dikili’de, Salihli’de, Hopa’da, Diyarbakır’da, Kars’taki başkanlar gibi. (Eminim unuttuklarım vardır, beni bağışlasınlar; haberdar olmadıklarımız çalışmalarından bizi bilgilendirirlerse mutlu oluruz. Cumhuriyet gazetesi önemli bir girişim başlattı. Anadolu’daki sanat etkinliklerine ciddi bir yer ayırıyor. Bu dayanışmanın yerel yönetimler için özendirici olacağını umuyorum.) ??? Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, ‘‘Şiir Buluşması’’nın açış konuşmasında, ‘‘Şiir, söyleyeceği sözü, yaşayacağı sevinci, atacağı çığlığı olanların ortamıdır’’ diyordu. Bu çığlığı atmakta direnen tüm şairlere, tüm sanatçılara selam olsun. İnsanlığa armağan ettikleri yapıtlarla ölümsüzlüğü hak eden sanatçılara... Tunçağ’ın başarısında, Konak Belediyesi Kültür Müdürü şair Halim Yazıcı’nın ve şenlikte birlikte çalıştıkları PEN Yazarlar Derneği İzmir Temsilcisi yazar Dinçer Sezgin’in payını vurgulayalım ve bu işbirliğinin tüm yerel yönetimlere örnek oluşturmasını dileyelim. Avrupa Birliği’nin yerel yönetimlerin sivil toplum örgütleri ile ortak çalışmalarını özendiren programlarının bu işbirliğinin güçlenmesinde hiç kuşkusuz önemli bir rolü olacak. Geçen hafta, Şişli Belediyesi AB Bilgi Merkezi’nin düzenlediği konferanstan söz açmıştım. Dün de Beyoğlu Belediyesi, ‘‘AB ve STK’ler’’ konulu bir panel düzenledi. Bu girişimlerin Anadolu’da da yaygınlaşması gerekiyor. Bu bağlamda, sivil toplumun önünü açan yasal düzenlemeler de umut verici. Bu bağlamda Dernekler Yasası’ndaki değişiklikler de çok önemli. Dernek kurmak çok kolaylaştı. İşlem süresi ve maliyet çok azaldı. Yurtdışından destek almanın önündeki engeller kalktı. Genel kurullara hükümet komiseri çağırma, etkinlikler için izin alma zorunluluğu kaldırıldı. Ama, kültürsanat alanındaki sivil toplum kuruluşlarının sayısı hâlâ çok sınırlı (İstanbul’da bile 14.000 dernek arasında yalnızca 50 dernek var). İstanbul Dernekler Müdürü Eyüp Ergür, sivil toplum örgütlerine destek olmak için çırpınıyor. Bürokrasimizde hiç de alışık olmadığımız bu tavır gelecek için umutlarımızı arttırıyor. ??? Geçen hafta, Beşiktaş Belediyesi KültürSanat Platformu Prodüksiyon Tiyatrosu’nun sahnelediği bir Melih Cevdet Anday oyunundan, ‘Mikado’nun Çöpleri’nden söz etmiştim. Bir başka Melih Cevdet oyunu da Devlet Tiyatrosu’nda oynanıyor. Sönmez Atasoy’un sahneye koyduğu ‘‘Ölümsüzler’’. (Ölümsüzlükten söz açıp da, bu güzel oyuna değinmemek olur mu?) Pazartesi günü, tüm dünya ile birlikte biz de ‘‘Dünya Tiyatro Günü’’nü kutlarken tiyatroya gönül vermiş tüm sanatçıları ve onlara destek vermeyi görev bilen yerel yöneticileri selamlayacağız. İstanbul’daki okurlarımıza, pazartesi günü yapılacak iki etkinliği duyurmak isterim. Saat 15’te Teşvikiye’deki Hadi Çaman Tiyatrosu’nda Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, ‘‘Dünya Tiyatrolar Günü’’ için bir tören düzenledi. Akşam da, AKM’de Devlet Tiyatroları’nın düzenlediği bir etkinlik var. Son olarak, yarın Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu’nda yer alacak bir etkinlikten söz etmek istiyorum. TYS ve Evrensel Basın Yayın’ın düzenlediği ‘‘Şükran Kurdakul Aydınlığında’’ başlıklı etkinlikte büyük şairimizi hep birlikte anmaya, ‘‘Bunca yıl şiirin, kardeşliğin, kavganın has bahçelerinde yarattığı’’ gerçeği birlikte paylaşmaya ne dersiniz? vecdisayar@yahoo.com Martı bana Kadıköy ve Boğaz sahillerinin doyumsuz güzelliğini anımsatır. Martı Çehov’u hatırlatır bana, gençlik yıllarımda izlediğim bu güzel eserdeki duygu yoğunluğunu bugün bile yaşıyorum. Çehov, ‘‘Martı’’ için ‘‘Her şey basit olmalıdır. Tümüyle basit ......... teatral olmamaktır esas olan’’ demiştir. İstanbul ile anılmaya yakışan martılar, zarafeti, saflığı ve yalnızlığı çağrıştırıyor bana. Bizler İstanbul’da martılarla birlikte yaşlandık adeta. Onlar şehrimin simgesi, soframın ve simidimin konuğu, dalgaların ritmidir. Gökyüzünün gerçek sahipleri olan martılar bazen bir vapurun peşinden uçuşurlar, bazen denizin üzerinde bir gümüşi parlaklık gibi Kız kulesi önlerinde süzülerek bir İstanbul resmi çizerler. Gökyüzündeki güneş ve martıların Marmara ve Boğaz üzerindeki muhteşem görüntüsü, Cemal Reşit Rey’in ‘‘Enstantaneler’’indeki balıkçıların ağlarını çekişindeki martı seslerini hatırlatır bana. İlhan Usmanbaş’ın ‘‘Ölümsüz deniz taşlarındaki’’ tınılar gibi. Konu deniz olunca Debussy’nin ‘‘Deniz’’ isimli başyapıtını anımsamadan geçemeyeceğim tabii ki. Amaç kendi ezgilerimizi işlemek B u gitar festivaliyle neleri hedeflediğimizi şöyle özetleyebilirim: Türkiye’de gelişmekte olan klasik gitar, flamenko, Latin, rock, jazz, fusion, funk tarzlarındaki özgün ürünleri Kadıköylülerle paylaşmak. Türkiye’de gitar, besteci, yorumcu ve beste üretimine destek vererek Türk müziğinin dünya literatürüne sunumunu sağlayabilmek. Popüler kültürün yarattığı kısırdöngüler içinde farklı üretimlerin de olduğunu halka sunmak ve halkla buluşturabilmek. yımlanması hedeflerimiz arasındadır. Mavi Martı Gitar Festivali olarak sanatçılardan bu noktada, Anadolu ezgileri ve özgün üretimlerin sunumunu ön planda tutarak repertuvar oluşturulması teklifi, yorumculardan ve sanatçılarımızdan büyük övgü ve destek almıştır. Buradaki amaç, dünya müzikleri ve insanlarına, kendi yaşam ritmimizi, algılarımızı, duygularımızı yansıtabilmek ve gitarla gerçek kültürel bir bağ oluşturabilmektir. Çok sayıda sanatçı ve topluluk katılıyor Bazen yağmur altında, bazen güneşli bir günde, Kadıköy sahillerinde yosun kokularını içine çekerek martıları seyretmenin doyumsuz güzelliğini doyasıya hissetmek ve bu güzelliği paylaşmak, ancak müzikle mümkün olabilirdi kuşkusuz. İşte onun için Kadıköy Kültür ve Sanat Derneği olarak Kadıköy’e çok yakıştığını düşündüğümüz ‘‘Mavi Martı’’ isimli uluslararası bir gitar festivaliyle yoğunlaşan duygularımızı sonsuzlaşan zaman içinde paylaşmanın toplumsal bir hizmet olacağını düşündük ve bir festival düzenledik. Bu gitar festivaliyle neleri hedeflediğimizi şöyle özetleyebilirim: Türkiye’de gelişmekte olan klasik gitar, flamenko, Latin, rock, jazz, fusion, funk tarzlarındaki özgün ürünleri Kadıköylülerle paylaşmak. Gitar eğitimine katkıda bulunabilecek görsel bir gelenek yaratmak. Türk gitarist ve yorumcularının desteklenmesini sağlamak. Popüler kültürün yarattığı kısırdöngüler içinde farklı üretimlerin de olduğunu halka sunmak ve halkla buluşturabilmek. Genç gitaristlere yeteneklerini geliştirebilecekleri bir motivasyon kazandırmak ve güç vermek. Türkiye’de gitar, besteci, yorumcu ve beste üretimine destek vererek Türk müziğinin dünya literatürüne sunumunu sağlayabilmek. Ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi büyük küçük herkesin ilgi duyduğu ve çalmayı denedikleri ilk müzik aleti olan gitarla yakınlaşmaları ve hobi olarak geliştirmelerini arttırmak. Bu etkinliği, geleneksel hale getirerek dünya standartlarında bir festival haline getirmek. Bu amaçlar doğrultusunda; Mavi Martı Uluslararası Gitar Festivali’ni gerçekleştiriyoruz. Mavi Martı Gitar Festivali, proje lerimizin ilk örneği olacaktır. Festivalin kendine özgü hedeflerinin diğer festivallere de ayrı bir güzellik katacağına inanıyoruz. Türkiye’de gelişmekte olan klasik gitar, flamenko, Latin, rock, jazz, fusion, funk tarzlarındaki özgün ürünleri Kadıköylülerle paylaşmak istiyoruz. Özellikle Türk müzisyenlerinin üretimlerinin ve sunumlarının destekleneceği bu festivalde asıl hedef, gitar eğitimi veren kişi ve kurumla rın bir çatı altında toplanarak nitelikli bir ArGe ekibinin kurulmasıdır. Bu ekip; çoğu öğretim görevlisi kadrolarında yer alan uzman eğitimcilerden oluşacak ve her yıl gitar besteciliği, yorumculuğu alanında sağlam bir yapı oluşturacaktır. Hobi olarak çocuklarımızın elinden düşmeyen bu çalgıyı, hobi bile olsa eğitim ya da iş hayatlarında referans olabilecek bir seviyeye taşımak ve dershane eğitim lerinin de genel bir standarda taşınması amaçlanmaktadır. Türkiye’deki gitar müziğine katkısı bulunan birçok bestecinin notaları Türkiye sınırları dışında yayımlanırken bu eserlere genç gitaristler ulaşamamakta ya da hiç bilmemektedirler. Bunun esas sebebi ise bizce, eserlerin Türkiye’de yorumlanmaması ve sunulmamasıdır. Eserlerin Türkiye’deki yayınevlerinin desteğiyle ya Bu festivalde kültürümüze katkıda bulunacak değerli sanatçıları ve grupları ifade etmeyi zevkli bir görev telakki ediyorum. Sayın Bekir Küçükay, Sayın Cem Küçümen, Sayın Cem Nasuhoğlu, Quartet, Sayın Doğan Canku, Sayın Elena Papandreou, Sayın Erkan Oğur ve Telvin, Sayın Jorge Cardosa, Sayın Melih Güzel, Sayın Neşet Ruacan, Sayın Önder Focan, Acoustic Trio Yaylı Sazlar Quartet mensupları, Sayın Passiflora Mensupları, Sayın Quartet Muartet mensupları, Sayın Recep Özçakır, Sayın Ricardo Moyano, Sayın Trio Bio mensupları. Ayrıca bu festival kapsamında yapılacak yarışmalar ve workshop’lar festivale ayrı bir anlam kazandıracaktır. Bu etkinliği, geleneksel hale getirerek dünya standartlarında bir festival yapmak amacı ile Mavi Martı’nın kanatlarında hep beraber Kadıköy’e uçacağız. İstanbul’un Anadolu yakasındaki en eski yerleşim bölgesi olan Kadıköy’ün kültür ve sanat etkinlikleriyle gelişmesine bütün Kadıköylülerin katkıda bulunması en halisane temennimizdir. (0 216 450 09 4546) GEZİ ÖNCESİ SON KONSER YARIN AKŞAM 18.00’DE Şişli’den Afganistan’a müzik yolculuğu Komşu Günlüğü: Suriye Kültür Servisi Fotoğraf sanatçısı Murat Gür’ün ‘Komşu Günlüğü: Suriye’ adlı sergisi yarın Fototrek Fotoğraf Merkezi’nde açılıyor. 21 Nisan’a kadar sürecek olan sergide Gür’ün Halep ve Şam’da çektiği 25 fotoğrafı yer alıyor. Fototrek Fotoğraf Merkezi’nde fotoğraf eğitmeni olarak görev yapan Gür, aylık fotoğraf yayını ‘Digital PhotoLine’ dergisinde sürekli köşe yazıları ve dosya konuları yayımlanmakta. Gür, sergi serüveni için şunları söylüyor: ‘‘Geçen yıl Ramazan Bayramı’nda, UNESCO’ca dünya kültür mirası kabul edilen eski Halep ve birçok kültüre ev sahipliği yapmış Şam kentlerini kapsayan bir geziye katıldık. Şam’da Hamidiye Çarşısı, Emevi Camisi, Selahaddin Eyyubi Türbesi, SıdZeynep Türbesi gibi tarihi yerleri, sokaktaki gündelik yaşamı fotoğrafladık. Ertesi sabah rota Halep’i gösteriyordu. Yalnız Halep’e giderken yolda Hama’ya uğrayıp Asi ırmağı üzerinde Noria Su Dolapları’nı çektik. Ancak öğleden sonra Halep’e varabildik ve Halep Kalesi çevresindeki sokakları, çarşı ve Halep Camisi’ni fotoğrafladık. Tadı damağımızda kalarak 5 Kasım gecesi Cilvegözü’nden yeniden Türkiye’ye girdik. Bizim insanlarımıza çok benzeyen, sıcak, samimi insanlar ülkesi Suriye. İnsanların yakınlığı kendimizi evimizde hissettirdi ve bu ruh durumu karelere de yansıdı sanırım. Umarım yakın zamanda yine gitme fırsatı doğar...’’ (0 212 245 78 57) Kültür Servisi Sera Tokay yönetimindeki Şişli Belediye Senfoni Orkestrası 28 Mayıs’ta bir konser vermek üzere Afganistan’a gidecek. Şişli belediye bünyesinde üç yıldır çalışmalarını sürdüren orkestra, Afganistan konseri öncesinde 25 Mart Cumartesi günü saat 18.00’de İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka Yerleşkesi Mustafa Kemal Konferans Salonu’nda İstanbullu sanatseverlerle buluşacak. Korno sanatçıları Cem Akçora, Mahir Kalmik, Sertan Acar ve Alkım Köker’in solist olarak katılacağı konserde, Çaykovski’nin 5. Senfoni’si ve Schumann’ın 4 korno ve orkestra için yazılmış ‘Konzertstück’ adlı yapıtı seslendirilecek. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, senfoni orkestrasının Afganistan’a gitmesinin tarihi bir önem taşıdığını belirterek ‘‘Klasik müzik gibi çağdaş bir sanatı Afganistan halkıyla buluşturmak, Afganistan’ın demokratikleşmesi ve çağdaşlaşmasında önemli bir adım olacak. Orkestramız Afganistan’a giderek hem orada yıllarca görev yapan ve klasik müzik dinleyemeyen yabancı ülkelerden insanlara, hem de Afgan halkına güzel bir dinleti sunacak’’ dedi. Orkestranın şefi Sera Tokay ise, yıllardan beri tüm hayallerinin Afganistan’da konser vermek olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘Çağdaş müziğin şimdiye kadar girmediği Afganistan gibi bir ülkede konser vermek gerçekten onur verici. Sanıyorum, bu her sanatçının, her şefin hayalidir. Afganistan’da dört gün kalarak, Dvorak’ın 8. Senfonisi ile, Çaykovski’nin 5. Senfonisi’ni çalacağız. Umarım Afgan halkına ve orada yaşayan diğer ulusların yurttaşlarına bu çağdaş müziği sevdirebiliriz.’’ (0 212 285 99 51) K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle