Katalog

21 ŞUBAT 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Wolfgang Amadeus Mozart’ı doğumunun 250. yılında tüm dünyayla birlikte anıyoruz 15 FİLM İKİ KOVBOYUN AŞKINI ANLATIYOR Ya bizim Alnar ve Erkin’imiz? ERSİN ANTEP Ünlü besteci Wolfgang Amadeus Mozart’ın 250. doğum yılı, Viyana başta olmak üzere dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi, ülkemizde de konserler ve etkinliklerle kutlanıyor. Mozart yapıtları, nota sehpalarının olmazsa olmazlarındandır. Günümüze kadarki programlar incelense sanki her yıl ona adanmış gibi de anlaşılabilir. Zira her müzisyenin yaşamında Mozart bestelerinin ayrı bir anlamı vardır. ‘Anma’ yılının ‘‘promosyon işler ve popülist yaklaşımlarla’’ tadının kaçmamasını, büyük bestecinin yılın sonuna kadar içeriği sağlam kurgularla, adına yakışır biçimde anılmasını dileyelim. ??? ? 2006 yılı, çağdaş Türk müziğinin iki önemli adının 100. doğum yılına denk geliyor: ‘Türk Beşleri’ olarak tanınan bestecilerin arasında yer alan H. Ferit Alnar (altta) ve Ulvi Cemal Erkin (solda üstte)... ‘Kanun Konçertosu’ ve ‘Prelüd ve İki Dans’ adlı yapıtların bestecisi Ferit Alnar ile ‘Köçekçe’, ‘Keman Konçertosu’ ve piyano yapıtlarıyla kulaklarda yer eden Erkin 1906 yılında İstanbul’da doğmuşlardı. Geçen yıl İstiklal Marşı’nın bestecisi, Cumhuriyet müzik hareketinin en önemli adı, keman virtüözü ve CSO Şefi Osman Zeki Üngör’ün doğumunun 125. yıldönümü idi. Ne yazık ki türlü girişimlere karşın, Üngör için bir tek etkinlik olsun düzenlenmedi. Bu yıl doğumlarının 100. yılı olan Erkin ve Alnar için yılın ilk yarısında yapılacak etkinliklerse şunlar: Bu hafta İDSO 24 25 Şubat Cuma ve Cumartesi konserlerinde Alnar’ın ‘Viyolonsel Konçertosu’nu seslendirecek. 7 Mart’ta Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası Erkin’in ‘Köçekçe Süiti’ni, 14 15 Nisan’da İDSO yine Erkin’in ‘1. Senfoni’sini, 19 20 Nisan’da ise Borusan Erkin’in ‘1. Senfoni’si ile Alnar’ın ‘Kanun Konçertosu’nu çalacak. Ankara Müzik Festivali’nde ise Bilkent Senfoni Orkestrası’ndan Erkin’in iki yapıtını dinleyeceğiz: 28 Nisan’da ‘Piyano Konçertosu’nu (solist: JeanPhilippe Collard), 29 Nisan’da da ‘1. Senfoni’sini. Görüldüğü gibi çalınanlar bestecilerin belirli yapıtları. Oysa her iki bestecinin de çalınabilecek pek çok yapıtı var. ‘Türk Beşleri’nden ikisi şefliği, Belediye Konservatuvarı’nda ise müzik tarihi öğretmenliği yaptı. 1936’da Ankara’ya yerleşti ve Devlet Konservatuvarı’nın ilk armoni öğretmeni oldu. ‘Tatbikat Sahnesi’ndeki ilk opera temsillerini hazırlayıp yönetti. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda şeflik, Ankara Devlet Opera ve Balesi Müzik Yöneticiliği ve Şefliği görevlerini yıllarca sürdürdü. Rahatsızlığı nedeniyle 1950’li yıllarda görevlerinden ayrıldı ve Viyana’ya yerleşti. Almanya ve Avusturya başta olmak üzere Avrupa’da birçok ülkede yapıtları çalındı ve şef olarak konserler yönetti. 1964’te Ankara’ya döndü ve konservatuvardaki öğretmenlik görevini ölümüne kadar sürdürdü. ‘Türk sanat müziği’nden esinlenen Alnar, ülkemizde çekilen ‘‘tümüyle renkli ilk film’’ olan ‘‘Halıcı Kız’’ın da müziğini besteledi. 26 Temmuz 1978’de öldü. Ulvi Cemal Erkin ‘Kovboylar’ BAFTA’yı da aştı Kültür Servisi İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi Ödülleri’nin (BAFTA) dağıtıldığı geceye, iki kovboyun aşkını anlatan tartışmalı film ‘Brokeback Mountain’ damgasını vurdu. Ang Lee’nin yönettiği yapım ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Uyarlama Senaryo’ ve ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ dallarında toplam 4 BAFTA ödülü kazanarak gecenin yıldızı oldu. Film, 5 Mart’ta sahiplerini bulacak Oscarlar’ın da en önemli adayları arasında. Filmin başrol oyuncusu Heath Ledger’ın ‘kaçırdığı’ En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü ise ‘Capote’deki rolüyle Oscar’a da aday olan Philip Seymour Hoffman aldı. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, ‘Walk The Line’ filmindeki rolüyle, Reese Witherspoon’a verildi. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü ise ‘Crash’ filmindeki rolüyle İngiliz Thandie Newton aldı. Gecenin sürprizi ise ‘Good Night, and Good Luck’ ve ‘Syriana’ filmleriyle toplam 4 dalda aday olan Hollywood yıldızı George Clooney’nin ödül kazanamaması oldu. 2006 yılı, çağdaş Türk müziğinin iki önemli adının 100. doğum yılına denk geliyor: ‘Türk Beşleri’ olarak tanınan bestecilerin arasında yer alan H. Ferit Alnar ve Ulvi Cemal Erkin... ‘Kanun Konçertosu’ ve ‘Prelüd ve İki Dans’ adlı yapıtların bestecisi Ferit Alnar ile ‘Köçekçe’, ‘Ke man Konçertosu’ ve piyano yapıtlarıyla kulaklarda yer eden Erkin 1906 yılında İstanbul’da doğmuşlardı. İki besteci de birçok yapıt bestelemiş, ülkenin ilk müzik eğitim kurumlarında öğretmenlik yapmış, değerli müzik adamları yetiştirmiş, konserler vermiş, yetmemiş yönetim görevleri almış ve çağdaş Türk müziğinin gelişimi için uğraş vermişlerdi. Erkin 1991’de, Alnar 1998’de SCA Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası’na değer görülmüştü. Erkin’in ‘Köçekçe’ adlı süiti de, Mozart’ın birçok yapıtı gibi, yazıldığından bu yana orkestra sehpalarında en çok yer alan birkaç yapıt arasında. Yapıtları unutulmasa da, bestecileri ne yazık ki unutuldu! Besteci Faik Canselen’in anımsattığı gibi: ‘‘Ressam gider, resim kalır. Şair gider, şiiri kalır. Mimar yıkılmış, yapısı ayakta. Bestekâr susmuş, besteler kulakta! Şair soruyor: ‘Bu dünya acep gidenlerin mi? Yoksa eserlerin mi?’ Eserler kalıyor, yapanlar değil!’’ Yani ‘‘Alnar yıkılmış, Kanun Konçertosu ayakta; Erkin susmuş, Köçekçe kulakta!’’ Hasan Ferit Alnar 11 Mart 1906’da İstanbul’da doğan besteci ve orkestra şefi H. Ferit Alnar, aile ortamında yakınlaştığı müziğe kanun çalarak başladı. Becerisiyle farklılaştı ve kısa sürede İstanbul’da bir ‘‘çocuk kanun virtüözü’’ olarak ün kazandı. Beste yapmaya da başlayan sanatçı, 19221927 yılları arasında Darü’ttalimi Musiki’ye girdi, eğitim gördü. Operetler ve saz semaileri besteledi. Başladığı mimarlık öğrenimini de, içindeki müzik tutkusunu dizginleyemeyerek yarıda bıraktı. Yetenekli gençlerin yurtdışında eğitim görmesi için sağlanan olanakla 1927’de Viyana’ya gitti. Eğitimini tamamladıktan sonra 1932’de İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda orkestra Tıpkı Alnar gibi müzikle içli dışlı bir ailede yetişen besteci, aldığı piyano eğitimini 1925’te burslu olarak gittiği Paris’te sürdürdü. Fransa’da besteciliğe yöneldi. Romantik, kin tutmayan mizacıyla anımsanan sanatçı, müzik kurgularında geleneksel halk müziğini temel edindi. Türkiye’ye 1930 yılında döndükten sonra Musiki Muallim Mektebi, Ankara Devlet Konservatuvarı ve Gazi Eğitim Enstitüsü’nün ilk kadrolarında öğretmenlik yaptı ve birçok ünlü müzisyen yetiştirdi. Opera metni çevirileri de yapan ve opera müzik yöneticiliği gibi görevler üstlenen Erkin, eşi piyanist Ferhunde Erkin ile birlikte yurtiçi ve yurtdışında birçok konser verdi. Konservatuvarda müdürlük de yapan Devlet Sanatçısı Erkin; ‘Palem Academique’ (Fransa), ‘Legion d’Honneur’ (Fransa), ‘Ordine al Merito della Repubblica Italiano’ (İtalya) gibi nişanlarla onurlandırıldı. 15 Eylül 1972’de Ankara’da öldü. Ardında pek çok bale, orkestra, oda, şan, piyano, koro ve sahne müziği yapıtı bıraktı. ??? ‘Zaman Dar Vakit Bu Kadar’ ? Kültür Servisi Her yaşa ve her kesime hitap etmeyi amaçlayan, toplumsal içerikli öykü, roman ve makaleleriyle tanınan Alptekin Cebe, ‘‘Zaman Dar Vakit Bu Kadar’’ adlı yeni kitabıyla okurları ile buluştu. Gazete Kadıköy’de kitabının tanıtımını yapan yazar Cebe, kitabın 40 yıllık birikimin ürünü olduğunu söyledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı ve gazetemizin yazarı Orhan Erinç, kitabı önsözünde şöyle tanıttı: ‘‘Güçlü bir gözlem yeteneğinin, cesareti, sevgiyi, özlemi, acıyı, yaşamın sürprizlerini harmanlamasıyla ortaya çıkan öyküler.’’ Yazar Cebe’yi minik okurları da yalnız bırakmadı. Özel Doğuş İlköğretim Okulu öğrencileri yazara teşekkürlerini belirterek kitaplarını imzalattılar. Cebe, kişisel finansı ile yayımladığı kitap için henüz bir yayınevi ile anlaşmadığını söyledi. Cebe’nin Cağaoğlu Durağı, Yaşam ve Doyk adlı öykü romanı da bulunuyor. (Fotoğraf: EMEL KILIÇ) Küçük bir anımsatma: 2007’de Ahmet Adnan Saygun’un 100. doğum yılı. CAZIN ÖNDE GELEN MÜZİSYENLERİ BİR ARADA Emin Turan’ın ilk kişisel sergisi Evin Sanat Galerisi’nde İş Sanat’ta renkli program... Kültür Servisi nistliğinin yanı sıra SaKendine özgü müziraybosna halkı için hastağiyle günümüzün en ne inşa edilmesi amacıybeğenilen toplulukla kurduğu vakıf ve verları arasında yer alan diği hayır konserleriyle Yansımalar, gele‘Unesco İyi Niyet Elçineksel müziğimizin si’seçilen Pogorelich, bir önde gelen isimleri süredir uzak kaldığı konve cazın önde gelen ser sahnelerine dört kıtamüzisyenleri ile 22 da vereceği konserlerle Şubat Çarşamba akgeri dönüyor. şamı İş Sanat sahneŞanlıurfa’nın zengin sinde bir araya gelimüzik geçmişinden miyor. Temelde akustik ras aldığı ve günümüzde bir tınıya sahip olan gittikçe azalan en önemtopluluk, yapıtlarını, li otantik müzik gelenekIvo Pogorelich geleneksel müziğilerimizden biri olan Sıra mizden yola çıkarak günümüze uza Gecesi ise, Gürsel Koçak’ın hazırnan ve geniş bir yelpazeye açılan sa ladığı özel bir tasarı ile 25 Şubat Cude ve dingin bir müzik anlayışıyla yo martesi akşamı İş Sanat’ta müzikserumluyor. verlerle buluşturuluyor. Klasik müzik dünyasında büyük MÖ 9000’e dek uzanan tarihiyle tartışmalara konu olan, kimileri tara Ortadoğu’nun en önemli kültür merfından ‘dâhi’ olarak değerlendirilen kezlerinden biri olan Şanlıurfa’nın ülIvo Pogorelich, Chopin, Scriabin ve kemiz kültürüne armağan ettiği Sıra Rachmaninov’un yapıtlarından olu Gecesi geleneği, günümüzde de hâlâ şan bir repertuvarla 23 Şubat Perşem büyük bir ciddiyetle sürdürülen bir be gecesi ‘Virtuoso’ serisi kapsamın ‘müzik okulu’ niteliği taşıyor. da İş Sanat’ta konser verecek. Piya (0 212 316 15 83) Farklı bir gerçekliğin anlatımı... Kültür Servisi Resmimizin genç kuşak temsilcilerinden Emin Turan’ın ilk kişisel sergisi Evin Sanat Galerisi’nde bugün açılıyor. Turan’ın son dönem çalışmalarından oluşan sergi 14 Mart’a dek sürecek. Sanatçının resimlerinin temelinde geleneksel öğretilere bağlılığı yer alsa da anlatım açısından bakıldığında bilinen gerçeklikten çok, farklı bir gerçekliğin anlatımını seçtiği görülüyor. Elektronik aletler... İnkılap’ın roman ödülü paylaşıldı ‘Uykulu’, 2005 100x70 cm. tuval üzerine yağlıboya. ? Kültür Servisi 2005 İnkılap Kitabevi Roman Ödülleri, Galatasaray Üniversitesi’nde düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Bu yılki Roman Ödülü, ‘Hep Yanımda Kal’ ile Turgay Fişekçi ve ‘Nişantaş’ın Arka Bahçesi’ ile Dilek Pakalın arasında paylaştırıldı. İnkılap Kitabevi tarafından verilen Roman Ödülü’nün iki yazar arasında paylaştırılmasının ardından, Zeynep Saylık da ‘Dört Dörtlük’ adlı çalışmasıyla Özendirme Ödülü’ne değer bulundu. Celal Üster, Feridun Andaç, Doğan Hızlan, Enver Ercan, Çetin Altan, Zeki Coşkun ve Prof. Dr. Dilek Doltaş’tan oluşan seçici kurul, bu yıl 150’yi aşkın yapıtı değerlendirdi. Onun resimlerinde gündelik yaşamımızın vazgeçilmez iletişim araçları haline gelen elektronik aletler, CD gibi kopyalama aletleri ‘‘çağın gerilimini yansıtan nesneler’’ olarak yer alıyorlar. Resimlerindeki atmosferi oluştururken figürlerdeki gizemli anlatımı düş gücünü destekliyor. Sanatçı için önemli olan bir şey de resim sanatının olanaklarını özgün bir anlatıma ulaşma yolunda kullanmak. Duyguların dolaysız anlatımını benimseyen sanatçının kompozisyonlarında, ağır başlı bir tarzdan daha çok, BUGÜN ? ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’nde 20.00’de İDOB’den ‘Giselle’ adlı bale. (0 212 251 56 00) ? CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU’nda 20.00’de İnci Çayırlı’nın solistliğini yapacağı ‘Eski İstanbul’u Dinlemek’ adlı konser. (0 212 232 98 30) ? KOÇ ALLIANZ KONSER SALONU’nda 19.00’daki kokteylin ardından 20.00’de Vaclav Hudecek(keman) Vaclav Macha(piyano) dinletisi. (0 216 556 60 80) ? BABYLON’da 21.30’da Hakan Tamar’dan ‘The Work of Director’ başlıklı video gösterisi. (0 212 292 73 68) belirgin bir düzenlemeye bağlı kalmadığı bir anlatım görülüyor. Sanatçının, kimi zaman alegorik anlatımlara da yer verdiği kompozisyonlarında, espas baskın bir yolla belirlenmiyor. Biçemin sınırları fırça vuruşlarıyla bütünlük kazanıyor, renk düzenlemeleriyle kesişen planlar resim düzlemi içinde alan duygusunu sağlam temellerle oluşturuyor. (0 212 265 81 58) Uygunsanız semtinize fotoğrafçılar gelecek Kültür Servisi Fototrek Fotoğraf Merkezi’nin düzenlediği ‘Bir Semti Anlamak’ başlıklı fotoğraf atölyesi 25 Şubat’ta başlıyor. Bu atölye kapsamında katılımcılar, İstanbul’u İstanbul yapan semtlerden biri olan Balat’ı fotoğraflama olanağı bulacak. Balat’ta yapılacak olan çeşitli çekim çalışmaları ile o semte her hafta farklı bir açıdan bakmayı öğrenip fotoğraflarla o semti anlatacaklar. 1 kuramsal ders, 3 çekim gezisi ve 2 değerlendirme toplantısından oluşan bu atölye çalışması 15 kişi ile sınırlı. Bu ilk toplantıda belgesel fotoğraf, fotoğrafça anlatım, konulara fotoğrafik yaklaşım, ışık kullanımı, belli bir konu üzerine yoğunlaşma, ‘sokakta’ fotoğraf çekmenin ipuçları konularını kapsayan kuramsal bir ders yapılacak. Ayrıca çekim yapılacak semt olan Balat’la ilgili kısa bir sunum ve yapılacak çekimlerin planlaması da ilk günün programında yer alıyor. Atölyenin ikinci gününde, katılımcılar o gün belirlenen semtte danışmanın belirleyeceği çekim planı ile çekimlere başlayacaklar. Atölyenin üçüncü dersinde, ilk hafta yapılan çekimler değerlendirilecek. İkinci çekim gününde Balat mimarisi, üçüncü çekim gününde ise portreler ve Balat’ta sosyal yaşam ele alınacak. Atölye çalışması sonucu her katılımcının seçilen üç fotoğrafı Fototrek web sitesinde (isim ve tarih kullanılarak) yayımlanacak, ayrıca katılımcılar ortak dia gösterisi veya sergi hazırlayabilecekler. (0 212 251 90 14) ‘Bir Semti Anlamak’ başlıklı fotoğraf atölyesi 25 Şubat’ta başlıyor. İLAN TC İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN 2005/313 Esas 2006/10 Karar Davacı Kutbettin Kocabey vekili tarafından davalı nüfus idaresi aleyhine açılan isim tashihi davasında: Mahkememizce yukarıda esas ve karar numarası yazılı ve 24.01.2006 tarihli karar ile Ağrı ili, Merkez, Balkaynak Mah. cilt: 68, hane: 2, bsn: 67’de nüfusa kayıtlı 19420301482 TC kimlik numaralı, 01.01.1980 Ağrı doğumlu Mehmet ve Fatma oğlu davacı Kutbettin Kocabey’in nüfusta ‘‘Kutbettin’’ olan isminin ‘‘Kubilay’’ olarak tashihine karar verilmiş olup, işbu karar ilan olunur. 07.02.2006 Basın: 6730 CUMHURİYET 15 K