25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y K Y Y Y Y Y Y K 6 5 6 8 12 10 10 7 6 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y K K K K Y 7 8 9 8 6 5 6 5 15 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y K K K 14 14 5 11 7 9 3 5 1 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Tüm yurt parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Anadolu’nun batısı ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri yağışlı geçecek. Yağışlar Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeybatısı ve Batı Karadeniz’de yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 2 Helsinki K 6 Stockholm B 2 Londra B 6 Amsterdam Y 7 Brüksel Y 6 Paris PB 5 Bonn K 3 Münih K 0 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K K PB K B K B B K 1 2 16 3 6 2 10 12 0 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B K Y B Y K B B 12 20 5 23 2 21 8 17 14 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada lamadılar. Bu durumu örnekleyecek öykü gerçek ama masal gibi: İsim lazım değil; bir zamanlar kimileri kardeşlerinin veya yakınlarının banka kredileri almalarında, kolay yoldan iş kurup başarıya ulaşmalarında rolleri olmadığını kanıtlamaya giriştiler. Siyasal kudret sahibi baş yönetici, kardeşlerinin veya yakınları için herhangi bir devlet kurumuna veya bankaya yazılı veya sözlü emir vermediğini söyleyerek haklı duruma geçti ama... kardeşlerin veya yakınların gereken ‘‘kolaylıkları’’ sağlamaları için zaten sözlüyazılı emre ihtiyaçları yoktu. Kardeşin banka genel müdürüne veya iş almaya gittiği devlet kurumunun başındaki kişiye gönderdiği kartvizitteki soyadıyla kimin kardeşi olduğunu kanıtlıyordu. Baş yönetici veya başbakan aklandı, adı sanı bilge adamlığa kadar yüceldi. Kardeşler sıfırdan ya da basit bir kolektif şirket sahipliğinden fabrikalara, bankalara sahip olmaya süratle yürüdüler. ??? Şu sırada mal varlıkları üzerine odaklanan tartışma temiz siyaset anlayışına hizmet verecek nitelik ve içerikte değil. Başbakan on beş satırlık bir mal bildirimi ile işte açıkladım diyor. Muhalefet liderleri de RTE’ye oranla çok daha ayrıntılı açıklamalar yaptılar. Şimdi sormanın zamanı; bu açıklamalar toplumu tatmin etti mi? Hayır! Nedeni gayet açık. Zira özellikle RTE’nin servet açıklaması kimi varlıkların gizlendiği izlenimini veriyor. Fatih Altaylı RTE’nin açıklamadığı 20 bin dolarlık Franck Muller saatinden başlıyor. Açıklanan gayrimenkullerin 60 yıl önceki değeriyle yazılmasındaki garabete, aldığı veya alındığı söylenen villaların kardeşi üzerinde gösterilmesini ‘‘tatmin edici’’ bulmadığını yazarak mal bildirimindeki ifade oyunlarıyla pekâlâ birçok gerçeğin saklandığını ima ediyor. ??? Fikret Bila, zamanında siyasetçinin yarattığı ama servetlerinin kaynağını söylemekten kaçanların baskısıyla yine siyasetçi eliyle ipe çekilen bir gerçeği anımsattı. Öyle bir gerçek ki, bugün bile adı duyulduğu zaman kimilerinin tüyleri diken diken oluyor. Zekeriya Temizel, bir zamanlar üçlü hükümetin DSP kanadından Maliye Bakanı idi. Meclis’ten geçirdiği ‘‘Nereden Buldun?’’ adıyla anılan yasa; servetin yasal yollardan elde edilip edilmediğini sorgulamayı düzenliyor. Temel fikir: Kim olursa olsun, ister başbakan, bakan, bürokrat, gazeteci servetinin kaynağını kanıtlamak zorunda. Ne yazık ki Temizel koltuğunda kalamadı. Temiz toplum, temiz siyaset sloganına nutuklarda sarılan başında Ecevit’in bulunduğu üçlü koalisyon hükümeti ‘‘kimilerinin baskısıyla’’ çıkardığı yasayı yavrusunu yiyen kedi gibi yürürlükten kaldırdı. Mal bildirimine gizlilik getirildi. Serveti ve kaynağını birlikte açıklama engellendi ve şimdi: Zenginin parası züğürdün çenesini yorar derler ya: Toplum mal bildirimini açıklayanın parasını, malını tartışmakla yetiniyor. Toplumun eline verdik bir elma şekeri. Medyamızda da sevinç çığlıkları: Açıkladı, açıklattık... Toplum eğleniyor! Örgütün 6 yıl önce ortaya çıkarılan cephaneliğinde 2 kişiye ait kemikler bulundu GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hizbullah kurbanları MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Güvenlik güçleri, 2000 yılında şeriatçı Hizbullah’ın raylı sistemli cephaneliğinin ortaya çıkarıldığı Şırnak’ın Cizre ilçesindeki bir eve 6 yıl sonra ikinci bir operasyon düzenledi. Evde 2 kişiye ait kemik parçaları bulundu. Suriye sınırına 100 metre mesafedeki Cizre ilçesinde Yafes Mahallesi Nehir Sokak 37 numarada bulunan 2 katlı eve 15 Kasım 2000 tarihinde düzenlenen baskında Hizbullah’ın en büyük cephaneliklerinden biri bulunmuştu. Fayansların altında raylı sistemle girilebilen bir sığınağın da bulunduğu evde işkence ve ça lışma odaları da ortaya çıkarılmıştı. Sığınağın kapısına bubi tuzağı yerleştirildiği görülmüştü. Evde resmi açıklamaya göre, ‘‘419 Kalaşnikof şarjörü, 9 Kanas şarjörü, 4 Kalaşnikof tamburası, 2 adet Biksi tamburası, 14 adet G3 piyade tüfeği şarjörü, 32 RPG7 fişek, 9 adet RPG7 roketatar başlığı, 1 topuk koparan mayın, 3 antitank mayın, 4 antitank mayın ateşleme kapsülü, 1 adet MG2, 70 adet 60 milimetrelik havan topu mermisi, 6 adet 40 milimetrelik bomba atar langer, 71 adet çeşitli tiplerde el bombası, 2 adet namlu ucu tüfek bombası, 2 adet roketatar langeri, 1 Biksi tüfek, 1 Kanas tüfek, 1 lav silahı, 1 çatal ayaklı uzun Kalaşnikof, 3 Diktiriyaf otomatik şarter silah, 1 Beretta silah, çeşitli çap ve markalarda 5 tabanca, 92 Kalaşnikof, 15 büyük torba dolusu Kalaşnikof mermisi ve diğer silahlara ait binlerce mermi, çok sayıda örgütsel belge’’ ele geçirilmişti. İlk kazılan yerde ceset Operasyon sırasında ev didik didik aranmış, duvarların sıvaları ile yerlerin kaplamaları sökülmüş, dolaplar, televizyon ve buzdolabı bile parçalara ayrılarak içlerine bakılmıştı.Ev sahibi Abdullah Gül hakkında dava açılmış ve yargılama sonucunda 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıl mıştı. Gül, 2005 yılının baharında salıverilmiş ve evine dönmüştü. Söz konusu ev de 3 yıl süreyle mühürlü kaldı. Gül de tahliye edildikten sonra bu evde yaşamaya devam etti. Bir ihbar üzerine dün sabah 07.00 sıralarında eve yeniden operasyon düzenlendi. Evin etrafında geniş güvenlik önlemleri alınırken Cizre Belediyesi’ne ait olan kepçeyle oldukça geniş olan bahçede kazı çalışmalarına başlandı. Kepçenin vurduğu ilk yerde, 120 santimetre toprağın altına gömülü, üzeri kumla örtülü 2 kişiye ait kemik parçaları bulundu. Önceden didik didik aranan evde, kepçenin daha işin en başında cesedi bulması dikkat çekti. Bir kişinin yaşamını yitirdiği patlamada 7’si polis memuru 16 kişi yaralandı Polislerin gittiği kafeye bomba İstanbul Haber Servisi Bayrampaşa’da polislerin de gittiği bir internet kafede meydana gelen patlamada, Zafer Işık (21) adlı yurttaş yaşamını yitirirken 7’si polis memuru 16 kişi yaralandı. Yaralılardan 13 yaşındaki C.K’nin sağlık durumunun ciddi olduğu öğrenildi. Patlamanın terör örgütü PKK’den ayrılan Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı. Bayrampaşa Orta Mahalle Zambak Sokak’ta bulunan 4 katlı binanın girişindeki internet kafede dün saat 14.05 sıralarında bir patlama oldu. Patlama nedeniyle internet kafenin bulunduğu 4 katlı bina ile yan ve karşısındaki binaların camları kırıldı. Patlamanın ardından olay yerine gelerek incelemelerde giren suçlara bakan ağır ceza mahkemelerinden sorumlu Başsavcı Yardımcısı Turan Çolakkadı ile olay yerinde incelemelerde bulundu. Engin patlamanın nedeninin bomba olduğunu söyledi. Patlamayı terör örgütü Kürdistan Özgürlük Şahinleri üstlendi. PKK’den ayrılan TAK’ın adı ilk önce 10 Ağustos 2004 tarihinde Laleli ve Sultanahmet’teki iki otele bomba konulmasıyla gündeme geldi. Aynı anda meydana gelen patlamalarda 2 kişi ölmüş, 10 kişi de yaralanmıştı. Örgüt aynı gün Esenyurt’taki Milangaz Tesisleri’nde de bomba patlattı. Aynı örgüt 2005 yazında Çeşme’de bir hafta sonra 10 Ağustos’ta bu kez Kuşadası’nda bir bombalama eylemi yaptı. Bomba uzmanları olay yerinde incelemelerde bulundu. (Fotoğraf: REUTERS) Mahmut Esat Bozkurt’u Anarken ? Baştarafı 2. Sayfada mizin kendisidir.’’ ‘‘Türk ulusu, bu çağın gerektirdiği yönde yapılan, akla uygun ve doğru, akıl ve zekâ ile bağdaşan yeniliklerden hiçbirine karşı çıkmamıştır.Bütün bir yenileşme tarihimizin akışında kamu yararı düşüncesiyle meydana getirilen yeniliklere karşı yalnız çıkarları aksayan takımlar savaşmışlar ve halkı din adına, bozuk ve çürük inançlar adına, doğru yoldan sapmaya,bozgunculuğa itelemişlerdir’’ diyen Atatürkçü hemşerim, Türk Medeni Kanunu’nun mimari Mahmut Esat Bozkurt’a gönülden saygılarınızı, şükranlarınızı ve dualarınızı sunmadan geçmeyiniz o mezarlığın önünden... Bu kanunun veciz gerekçesi, Kuşadası Atatürkçü Düşünce Derneği’nce bastırılmış bulunmaktadır. Özellikle Türk kadınları o mezarlığı mutlaka ziyaret etmelidir. Bakınız, Türk Yurttaşlık Yasası’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşüldüğü gün yaptığı konuşmada Mahmut Esat Bozkurt ne demişti: ‘‘Türk tarihinin, fikrime göre en hazin siması Türk kadınıdır. Medeni Kanun Tasarısı’nın aile topluluğu ve miras kuralları, şimdiye kadar istenildiği zaman kolundan tutulup bir köle gibi yerden yere vurulan, ama ta ezelden beri hanım olan Türk anasını layık olduğu saygın konuma getirecektir.’’ Türk kadını, seni saygın konuma getiren, sana insan haklarını veren Atatürk’e ve Cumhuriyete, herkesten önce senin sahip çıkman gerekir. Kadın derneklerimiz, hanımlarımız, hepimizden önce Mahmut Esat Bozkurt’un mezarını ziyaret etmelidirler... Kuşadası yolunda birkaç dakika durunuz, otomobilinizi kocanız kullanıyorsa, yumuşak, sevecen sesinizle ‘‘Bir dakika durur musun sevgilim’’ deyiniz. Sizi kırmayacaktır muhakkak!.. bulunan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, ‘‘Görüntü olarak patlayıcı madde olduğu gözüküyor” dedi. ‘‘Polislerin mesai saatleri için de neden internet kafede bulundukları’’ yönündeki bir soruya da Cerrah, ‘‘Polislerimiz görevli değillerdi. İzinli oldukları için zaten hepsi sivil kı yafetli’’ yanıtını verdi. Celalettin Cerrah’tan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin de kaldırılan DGM’lerin görev alanına Fabrika Gibi Okul! Haber, Eskişehir Atatürk Endüstri Meslek Lisesi son sınıf öğrencilerinin eğitimin bir parçası olarak ürettikleri ürünlerle ilgiliydi. Haberin satır başlarını aktaralım: Öğrenciler, gördükleri eğitimin bir parçası olarak sıra, masa, yazı tahtası, metal ve ağaç işlemeler üretti. Bu ürünlerin satışından 5 yılda 1 milyon 360 bin YTL gelir elde edildi. Bütün masraflar çıktığında 175 bin YTL kâr kaldı. Kârın yüzde 35’i öğrencilere ve çalışanlara dağıtıldı. Kalan kısmı Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderildi. Okul Müdürü Sırrı Kabadayı, AA’nın soruları üzerine yukarıdaki yanıtları verirken ekliyor: ‘‘Okulda yeni açılan Raylı Sistemler Bölümü’nde eğitim gören öğrenciler, mezuniyetlerinin ardından doğrudan iş bulabiliyor. Amacımız ürettiğimiz proje ve gelirle, teknolojik yeniliklere uygun donanımla öğrencilere daha modern eğitim vermek.’’ ??? İşte meslek liselerinin, ruhu, hedefi, amacı bu. Sayın Çelik ne yapıyor? İmam hatip lisesi mezunları için kendi tabanına verdiği sözü tutmak amacıyla bütün meslek liselerini karıştırıyor. Danıştay, Çelik’in bir genelgeyle yapıp bitirmek istediği, imam hatip lisesi mezunlarının aynı zamanda normal lise mezunu olmasının da yolunu açan düzenlemeye ‘dur’ dedi. Çelik, beklediğimiz gibi, bu karara itiraz edeceklerini söyledi. Zaten biz de ‘‘Yargı kararına saygımız var. Türkiye bir hukuk devletidir. Yüksek yargı organı olarak Danıştay bu kararı almışsa, bize de uymak düşer’’ demesini beklemiyorduk! Çelik’in hesabına göre imam hatip liseleri, fark derslerini de vererek aynı zamanda açık lise mezunu olacaklar. Açık lise mezunu olunca normal lise mezunu olmuş sayılacaklar. Bu durumda üniversiteye girişte katsayı engelini aşmış olacaklar. Bu uygulamanın Türkçesi şu: Hukuk fakültesinde okuyan bir öğrenciye, sen birkaç fark dersi verirsen inşaat mühendisi de olabilirsin, deniyor. O öğrenci belli bir mesleğin eğitimini almayı seçtikten sonra siz neden şunu da yaparsan bunu olursun, diye kafasını karıştırıyorsunuz? ??? Çözüm ne? Sağduyusuna inandığımız eğitim uzmanlarının da değerlendirmesi o ki, şöyle bir çözüm gerçekçi görünüyor: Meslek lisesi öğrencilerine, hangi meslek dalında eğitim görüyorlarsa, onun üniversite kısmında ayrıcalık tanımak. Örneğin ticaret lisesi mezunu bir öğrencinin maliye bölümüne girişinde, elektrikelektronik meslek lisesi mezununun elektrikelektronik mühendisliği bölümüne girişinde katsayı kolaylığı sağlanabilir. Aynı şekilde, imam hatip lisesi mezununun ilahiyat fakültesine girişi kolaylaştırılır. Böylece, Eskişehir’deki Kabadayı Hoca’nın da söylediği gibi pek çok öğrenci kısa yoldan iş sahibi olabilir. İsteyen de üniversite kısmında eğitim görür. Milli Eğitim Bakanlığı’nı adeta İmam Hatip Bakanlığı’na çeviren Sayın Çelik’i, bu söylem karmaşasını bırakmaya çağırıyoruz! ankcum?cumhuriyet.com.tr Gülen okullarına operasyon Moskova yönetiminin, cemaatin eğitim kurumlarını kapatmaya başlamasının ardından benzer uygulamanın Türk cumhuriyetlerine de yansıması bekleniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Rusya Federasyonu’nun, Fethullah Gülen cemaatine ait okulları, ‘‘yeni güvenlik konsepti’’ çerçevesinde kapatmaya başlamasının ardından gözler Türk cumhuriyetlerine çevrildi. Moskova yönetiminin uygulamayı sürdürdüğü bu kararın, Gülen cemaatine bağlı okulların yoğun faaliyet içinde olduğu Türk cumhuriyetlerine de yansıması bekleniyor. Rusya’nın yeni güvenlik konseptinin, ‘‘içerideki bütün istikrarsızlık unsurlarının temizlenmesi’’ üzerine kurulmuş olması, Gülen cemaatine bağlı okulların ve vakıfların öncelikli hedef durumuna gelmesine neden oldu. Moskova yönetimi, böylece Gülen cemaatini, ‘‘Rusya içinde istikrarsızlık unsuru’’ olarak gördüğünü de ortaya koydu. Bunun yanı sıra Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’nın, ‘‘Rusya’nın içinde faaliyet gösteren uluslararası sivil toplum örgütlerinin mali kaynaklarının daha sıkı denetime tabi tutulmasına’’ ilişkin bir kararının da, Türk cumhuriyetlerine örnek olabileceği belirtiliyor. Bu kararın, özellikle Kırgızistan ve Özbekistan’da yaşanan gelişmeler sonrasında, dış destekli sivil toplum örgütlerinin birçoğunun ‘‘gizli gündem’’ ile faaliyet gösterip, iç karışıklıklara neden olması sonucu alındığı ifade ediliyor. Gülen cemaatine bağlı olarak Azerbaycan’da bir üniversite, 9 lise ve bir ilkokul, Nahçıvan’da 3 lise, Kazakistan’da 27 lise ve bir ilkokul, Kırgızistan’da 11 lise, Türkmenistan’da bir üniversite, 16 lise ve bir dil merkezi, Tacikistan’da 5 lise faaliyet gösteriyor.Gülen cemaatinin Özbekistan’daki okulları ise 1999 ve 2000 yıllarında kapatılmıştı. Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov, kendisine yönelik suikasta adı karışanlardan bazılarının Gülen cemaatine mensup olduğunun anlaşılması üzerine, bu okulların kapatılması emrini vermişti. Gülen cemaatinin bu ülkelerdeki okullarından yetişmiş bazı devlet görevlilerinin, kritik noktalarda göreve gelmesinin, söz konusu ülkeler açısından büyük bir tehlike oluşturduğuna işaret edilirken bir başka önemli sıkıntı noktasının da bu okullarda görev yapan öğretmenler olduğu belirtiliyor. Minyatür serbest ? Baştarafı 1. Sayfada söylemesinin insanlığa ve Müslümanlığa aykırı olduğunu belirterek BBC’nin Hz. Peygamber’in, ‘‘İran’daki eski İslam sanatı eserlerinde minyatürlerde resmediliyor’’ hatırlatması üzerine şöyle konuştu: ‘‘Şimdi bakın minyatürler olabilir. Minyatürler resmi yansıtmadığı için bu ayrı bir konu. Karikatürlere gösterilen tepki Hz. Peygamber’in resmi ya da karikatürünün çizilmesine yönelik bir tepki değil, bir yüce peygambere yapılan saygısızlıktır. Peygamberin resmi çizilebilir mi, o ayrı konu. Bizim geleneğimizde resmi çizilmemiş, minyatürlerle minyatür resim değil, bir canlandırmadır kısmen daha toleranslı davranılmış olabilir.’’ Bardakoğlu, Diyanet olarak medeniyetler buluşmasından yana olduklarını belirterek insanların kavga ederek sorunlarını çözmesinin mümkün olmadığını kaydetti. Bardakoğlu, ‘‘Belki hesapları silah tüccarlarının işine gelebilir. Veya uluslararası strateji açısından daha kısa yol olarak görülebilir’’ diye konuştu. ‘Kapital’ cezaevine alınmadı ESRA YAZDIÇ GÜLEN’İN SON OKULU TANZANYA’DA ANKARA Karl Marx’ın ünlü ‘‘Kapital’’ adlı kitabı, yasaklı olduğu gerekçesiyle Bolu F Tipi Cezaevi’ne alınmadı. Alınan bilgiye göre, askeri görevli, cezaevinde bulunan Baki Yaş adlı hükümlüye götürülen kitaplar arasında bulunan Karl Marx’ın Kapital adlı eserini cezaevine almadı. Kitabın 1992 yılında düzenlenmiş bir listeye göre yasaklanmış olduğunu ve bu nedenle cezaevine alınamayacağını belirten askeri görevli, ‘‘Sol Yayınları’’ndan çıkan kitabı mahkuma getiren kişinin de ‘‘komünizm propagandası’’ yapmaktan suçlu sayılacağını söyledi. Uygulamaya tepki gös teren Sol Yayınları Yönetmeni, yayımcıyazar Muzaffer İlhan Erdost, Kapital’in, ne yayımlandığı zaman ne de aradan geçen 41 yıllık süre içerisinde tek bir kez olsun soruşturma konusu olmadığına dikkat çekti. ‘‘Komünizm propagandası yapmak diye bir suç, tarihte vardı’’ diyen Erdost, ‘‘Bilimsel sosyalizmin klasiklerini yayımlayan 40 yıllık bir yayınevi olarak biz de yargı ile ilgili takipsizlik kararlarından mahkumiyet kararlarına değin klasörler dolusu dosyalarımızı tarihimizin arşivlerine kaldırdık.Ancak ülkemiz mucizelerle dolu. Sosyalizmin temel klasikleri için bugün bile akıl almaz bir kısıtlama uygulamasıyla karşılaşabiliyoruz’’ dedi. Açılışa ‘bürokrat’ ilgisi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’in, dünya genelinde sayıları 500’ü bulduğu belirtilen okullarının sonuncusu, geçen hafta Tanzanya’nın başkenti Dar Es Selam’da açıldı. Feza Türk Koleji’nin açılışına, bir grup AKP milletvekili, işadamı ve gazetecinin yanı sıra, eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Milli Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Muzaffer Doğan, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan ve Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bülent Göksel’in de katılması dikkat çekti. İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Aydoğan, Tanzanya Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın davetlisi olarak geziye katıldığını ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin almadığını söyledi. Aydoğan, söz konusu okulun Fethullah Gülen’le ilişkisi konusunda da fikrinin olmadığını öne sürdü.Prof. Göksel de, ‘‘Gezide Çetin Altan da, Mehmet Altan da vardı. Davet ettiler, gittim. Sonuç olarak bu okullar enteresan bir yapı. Konuyu incelemek istiyordum’’ dedi. Gelişmelerle ilgili en sert tepki CHP İzmir İl Başkanı Selçuk Ayhan’dan geldi. Ayhan, İzmir’in kent merkezi ve il geneli olmak üzere bakıma ihtiyacı olan pek çok okul bulunduğunu söyleyerek ‘‘Acaba İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğdu, bu okulları görmüyor mu da denizaşırı ülkelere giderek okul açılışlarına katılıyor’’ dedi. Atatürk İlke ve Devrimlerinin Yılmaz Savunucusu, Değerli Bilim İnsanı Prof. Dr. KEMAL ALEMDAROĞLU Öğretmenimize, Bizi yetiştiren öğrencileri olarak mutlu bir emeklilik yaşamı diliyor, saygılarımızı sunuyoruz. Dr. Necati Özdemir, Dr. Hayati Özdemir, Dr. Sebati Özdemir, Dr. Veli Özdemir CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle