23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2006 CUMA 6 HABERLER Yetkililer, rahip Santoro’yu vuran O.A’nın örgüt ya da illegal gruplarla bağlantısı olmadığını öne sürüyor BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ ‘Panik atak saldırısı!’ ? Rahip Santoro’nun ruhsal sorunları olan bir çocuğun fevri hareketinin kurbanı olduğunu öne süren uzmanlar, panik atak ve depresyon tedavisi gören zanlının, Santoro ya da Hıristiyanlıkla herhangi bir sorunu olmadığını, seyrettiği gerilim, psikolojik ve korku filmleri, şiddet içeren internet oyunları nedeniyle halüsinasyon gördüğünü ifade ediyor MEHMET FARAÇ İslam ve Reform İstanbul’da, bir grup kadının, Subaşı Camisi’nde, ‘‘başı açık karma namaz’’ kılması olayı, yol açtığı tartışmalar bitmediğine göre, belli ki büyük yankılar yapmış. Bir ‘‘İslam Protestanlığı’’ diye bir etiket de takılmış olaya. Avrupa’da, Luther ile birlikte dinde reform hareketinin öncülerinden Calvin’den yola çıkıp bir ‘‘Kalvenist Müslüman’’ hareketi olduğuna hükmedilmiş; bizde lideri de Fethullah Gülen imiş. E kapitalizmimizde gelişmeler var ve zaten Max Weber de demiş ki!.. Bizde bu türden klişeler arkasından koşmanın ne ilkidir görülen, ne de sonuncusu olacak. Yanlışın neresinden başlamalı? ? Bambaşka bir tarihin akıp gittiği Batı’da ‘‘Reform’’ adına olan aslında şu: İster Luther ister Kalvenist tavrı olsun, her ikisi de, Vatikan’ın, yani Katolikliğin Avrupa’da vicdanların üstünde uyguladığı despotluğa karşı çıkıyor ve Hıristiyanlığı eski yalınlığına döndürmeyi savunuyorlardı; ayrıca, Tanrı ile kul arasına hiçbir otorite girmemeliydi, Kilise gereksizdi. Hıristiyanlık çerçevesi içinde yeni bir yaşam! Böylece, konu bir yorum farklılığı idi, o kadar! Din alanı, zaten hep böyle yorumlar alanıdır... Bambaşka koşullarda ortaya çıkıp gelişmiş İslamda, yine farklı yorumlar ortaya çıkıp çatışmışlardır. Hem de nasıl! Sünniliğin karşısına çıkan Şiiliğin söylemi, üstelik şaşırtıcıdır: Öyle ki, Şiiliğe ayrı bir din olarak bakanlar bile vardır. Örnekleri çoğaltabiliriz. Olan ise, derin farklılıklara yol açan yorumlar; ama orada da çerçeve İslam! Hıristiyanlık ve İslam, iki ayrı bütündür. Böylece, bir dinden kalıpları alıp bir başka dine uygulamak, yanlışlara götürür; yararı da yoktur, fantezidir. Ama durup durup depreşen bu yakıştırmaların altında bir özlemi görmemek de mümkün değil. Ne var ki bu halde de, Anadolu’da 13 ve 14. yüzyıllarda gerçekleşmiş bir yenilik göz ardı ediliyor. Bektaşi Alevi olayını kastediyoruz. ? Anadolu, o yüzyıllarda, Avrupa’dan da önce bir hümanizmanın doğuşuna tanık olmuştur. Mevlânâ, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli... Hatırlayınız, o Anadolu ulusunun dizelerini: Her ne arar isen insanda ara Kudüs’te, Mekke’de, hacda değildir Bu yeni, yepyeni bir sestir: İnsandan yola çıktığı için, bilime, kadınerkek eşitliğine ve değişmeye inanır. Tanrı’ya bakarken de, karşısında ezilmez, bir dost olarak bakar ona; kimi zaman kül yutmayıp sorgular da. Bektaşi fıkralarını hatırlamaz olur musunuz? İnsanları, ibadet içine gömülmekten alıp yeni birdünyaya soktuğu için, zulme de uğramıştır; ‘‘cümbüş’’ diye bugün de karalanır... Ama yüzyıllar geçtikçe ışıyan bu dünya görüşü, ‘‘Anadolu aydınlanması’’nın temellerindedir. Ve 20. yüzyılda, Cumhuriyet Devrimi, Batı’dan Aydınlanma’ya sahip çıkıp hayata geçirmeye kalktığında, öz yurdunun bu ulusal mirasına da konmuştu. Devrim, hayatın hakkını tanır ve vicdanları da özgür kılar. İslamda reform olmuşsa işte budur! Bir gözlemimi de söylemek isterim: İslamcılığın, ‘‘türban’’ı dışarıdan ithal edip üstüne kapandığını yıllardır görüyoruz. Strasbourg’da üniversitede ders verirken, kız öğrencilerin içinde bir iki türbanlı da olurdu. Ama Alevi öğrencilerin arasından bir tekinin bile çıkıp kafasını bu ‘‘pranga’’ya teslim ettiğini görmedim. Alevilik, bir yerde budur işte! Peki, Türkiye’de içinden özlemler geçirirken, yedi yüzyıllık gerçeğe gözlerini kapatıp da ‘‘Kalvenist Müslüman’’ı beklemek nedendir? Zanlının psikolojisi: John Nash hayranı Güvenlik yetkililerinin temiz yüzlü bir çocuk diye tanımladığı O.A., Trabzon’da fuhuş olaylarının en yaygın olduğu Çömlekçi bölgesinde yetişmiş, oradaki internet kafelere takılmış. Babası sosyal yaşamın çok içinde, içki içiyor, anne AKP’li ama başı açık. Yetkililer, aile gerici değil modern diyor. Emniyette polislere Atatürk’ü çok sevdiğini söyleyebiliyor. Ancak tüm bu yapıya rağmen zanlı sorunlu bir aile yapısı içinde büyümüş. İki eşli ve sorunlu bir baba yüzünden O.A.’nın davranış bozuklukları içine girdiği belirtiliyor. O.A., internet kafelerden çıkmıyor. Uzmanlara göre fazla atraksiyonlu oyunlara dalıyor. Evinde psikolojik, gerilim ve korku filmleri izliyor. Uzmanlara göre bilimteknik ve tarih kitapları okuyan zanlının art arda izlediği bir film onun psikolojisi açısından da ipuçları veriyor. O.A., polisin evde bulduğu Russell Crowe’un canlandırdığı ve şizofreni sorunları olan dâhi matematikçi John Nash’ın yaşamını anlatan ‘‘Akıl Oyunları’’ filmini defalarca izlediğini söylüyor. Bir uzman, O.A.’nın psikolojik durumuna ısrarla dikkat çekerken ‘‘Merdivenlerden çıkmıyormuş, ışık yakmıyormuş. Saplantıları olan bir çocuk’’ diyor. Abisininmiş. O da sorgulandı. 6 kişi daha sorgulandı. Kent yetkilisi bunları söylemekle yetiniyor. Ancak cinayeti çözmek için yoğunlaşan uzmanlar hem Santoro, hem onu vuran çocuk, hem ailesiyle ilgili çarpıcı bilgiler veriyor. Uzmanlara göre cinayet, ‘‘psikolojik sorunları olan bir çocuğun ferdi tepkisi’’!.. Cumhuriyet’e konuşan bir yetkili sorularımızı şöyle yanıtlıyor: Santoro’yu bu çocuk mu vurdu? Yüzde yüz bu çocuk. Görgü tanıkları ve ek deliller de bunu gösteriyor. Zanlı nasıl yakalandı, ihbar mı edildi? Kesinlikle hayır. Polisiye çabalarla TRABZON Trabzon’da güvenlik yetkilileri, Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro’nun öldürülmesi olayını yüzde 70 oranında çözdüklerini düşünüyor. Uzmanlar, geriye kalan yüzde 30’luk bölümün rahibi vuran O.A.’nın psikolojik durumu üzerinde kilitlendiğini belirtiyor. Santoro’nun ruhsal sorunları olan bir çocuğun fevri hareketinin kurbanı olduğunu ösne süren uzmanlar, panik atak ve depresyon tedavisi gören zanlının, Santoro ya da Hıristiyanlıkla herhangi bir sorunu olmadığını, seyrettiği gerilim, psikolojik ve korku filmleri, şiddet içeren internet oyunları nedeniyle halüsinasyon gördüğünü ifade ediyor. Yetkililer olayın ardında tarikat ya da cemaatler, organize gruplar ve örgütler bulunmadığında ısrar ediyor. Santoro cinayetinde medya bilgi kirliliğinde boğulurken gerçekler çok ge O.A. 16 yaşında ride kalıyor. Trabzon’da cinayeti çözmeye yoğunlaşan üst düzey bir yetkili, zanlıyla ilgili kamuoyundaki kuşkuları şu sözlerle gideriyor: ‘‘Teşhisler yaptırıldı, her şey zanlıya dört dörtlük uyuyor. Burada bir sıkıntı yok. Santoro’yu bu çocuk vurmuş.’’ Yetkili, ‘‘neden’’ sorusuna şu yanıtı veriyor: ‘‘Ülkede huzuru bozmak isteyenlerin bir hareketi!.. Ülkenin milli menfaatları üzerindeki oyunlara bakmak gerekir. Ancak çocuk ifade vermiyor. Basına bakarsanız bir sürü şey yazılıyor, biz de şaşırıyoruz. Çocuğun psikolojik sorunları var. Sağlık konusu bu nedenle ciddi biçimde araştırılıyor. Savcılık bu nun üzerinde duruyor.’’ Çocuğu yönlendiren herhangi bir unsura rastlandı mı? Örgüt ya da tarikat? Onu çözmeye çalışıyoruz, örgüt mü, kişi mi ortaya çıkacaktır. İkisi de olasılık mı? Bakıyoruz arkasına, arkasında varsa bir şey çözmeye çalışıyoruz. ‘Sonuna kadar gidin’ talimatı Tarikat bağına rastlandı mı? Kim olursa olsun, bu iş nereye giderse gitsin sonuna kadar gideceğiz. Devletin birimleri böyle talimat verdi. Küçük bir çocuk bu denli donanımlı bir silahı nereden bulmuş? yakalandı. Bir gece saat 3.54 civarında evine baskın yapıldı ve yakalandı. Neden yaptığını anlatıyor mu? Çocuk küçük, bu nedenle polisin ifade alması söz konusu olmuyor. Avukatı ve savcı gözetiminde sadece mülakat yapılabiliyor. Sohbet ediliyor onunla. Santoro’yu neden vurmuş? Çocuk ifade vermiyor, susma hakkını kullanıyor. Peki mülakatta ne diyor? Küçük yaşta olduğu için inanmak istemiyoruz. Psikolojik rahatsızlıkları bilirsiniz, bu tür rahatsızlıklarda doğru tepkiler verilmez. Hasta mı? Psikolojik, ruhsal sorunları var diyebiliriz. Doktor da bu konuda yüzde 80 bir hastalık teşhisi koydu. Ancak savcılık saptayacak bunu. Daha önce psikolojik bir tedavi görmüş mü? Trabzon SSK Hastanesi’nde iki kez panik atak ve depresyon tedavisi görmüş. İlaçlar kullanıyor. Siz mülakatta sağlık sorunu olduğunu nasıl gözlemlediniz? Tabi ki doktor değiliz, ancak önceden gördüğü tedaviler ve doktor muayenesindeki saptamalar var. Bunun dışında konuşurken verdiği tepkilerden ciddi gözlemler yapılabiliyor. ‘Akıl Oyunları’ gibi Nasıl bir tepki veriyor? 45 mülakat yapıldı. Bunları incelediğinizde hepsinde farklı şeyler anlattığını görüyoruz. ‘Şu yönlendirdi, bu yönlendirdi, şu talimat verdi, bu talimat verdi’ diyor. Örneğin Bodrum’a gittiğini söylüyor ama hayatında oraya gitmediğini saptıyoruz. Iğdır’a gittiğini, orada bir tarikatla ilişki kurduğunu söylüyor, ama Iğdır’a gitmediği ortaya çıkıyor. Yanımda sakallı biri vardı diyor ama öyle biri olmadığı belirleniyor. Cinayeti şu yaptırdı, bu yaptırdı diyor, bir saat sonra anlattıklarını değiştiriyor, sözleri birbirini tutmuyor. ‘Birisi vur dedi, vurdum’ diyor. Ama öyle birisi olmadığı ortaya çıkıyor. Zaten kendisi, çelişkiler hatırlatıldığında ‘Yalan söyledim, unuttum, yanlış söyledim’ diye konuşuyor. Halüsinasyon mu görüyor? Gittim, gördüm, konuştum dediği şeylerin hepsi hayali. Hepsine gidip baktık. S ORUŞTURMA SÜRÜYOR Zanlı O.A. tutuklandı AHMET ŞEFİK TRABZON Trabzon’da Santa Maria Kilisesi Papazı Andrea Santoro’yu öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alınan lise öğrencisi 16 yaşındaki O.A. kasten adam öldürmek suçunudan tutuklandı. Pazar günü Santa Maria Kilisesi’nde ayin yaparken öldürülen Santoro cinayeti ile ilgili soruşturma çok yönlü olarak sürdürülürken, cinayeti işlediği iddiasıyla gözaltına alınan O.A., gözaltında bulunduğu üç günün sonunda emAnne affetti niyet müdürlüğünden, hemen karşıdaki adliye binasıKatolik Rahip Andna yoğun güvenlik rea Santoro’nun anönlemleri karşısınnesi, oğlunun katilida zırhlı araçla geni affettiğini açıklatirildi. Bu sırada, dı. Santoro’nun nagörüntü alınmasını aşını ziyaret ettikten önlemek amacıyla sonra maktulün ançevik kuvvet ekipnesiyle görüşen İtalleri şemsiye ile ya Dışişleri Bakanı zanlıyı kapatmaya ve Başbakan Yarçalıştı. O.A., adliye dımcısı Gianfranco binasında önce AdFini, ‘‘Rahip Andli Tıp Şube Müdürrea’nın annesi, oğlulüğü’ne, oradan da nun katilini bağışlacumhuriyet savcılıdı. benden Başbağına götürüldü. Adkan Recep Tayyip liye binasına gazeErdoğan’ı arayıp tecilerin fotoğraf durumu iletmemi makinesi, kamera talep etti” dedi. ve ses kayıt cihazı sokmalarına izin verilmedi. O.A. 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nde ifadesi alındıktan sonra tutuklandı. Öte yandan Trabzon’da bugün İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu başkanlığında bir güvenlik zirvesi yapılacak. Zirveye bölge valileri, emniyet müdürleri, jandarma komutanları ve diğer ilgililer katılacak. Son dönemlerde Trabzon’da meydana gelen olaylar, Trabzonspor’un ve ulusal takımın iki yıldız futbolcusu Fatih Tekke ile Gökdeniz Karadeniz’in tehdit edilmeleri ve Santoro cinayeti ile ortaya çıkan durumun görüşüleceği toplantıda, genel terör olaylarının da ele alınacağı öğrenildi. ‘Karikatürle ilgisi yok’ Cinayete herhangi bir gerekçe gösteriyor mu net olarak? Öldürülen rahiple ilgili olumsuz bir bilgi yok. Para, fuhuş mafyası falan bunlar yok. Çocuğun para alması olayı da söz konusu değil. Hz. Muhammet’in karikatürleri olayı? Karikatür olayıyla da ilgisi yok... Rahiple bir sorunu? Tüm bunlara bakıldı, hatta papazlara taş atan, laf atan çocukların da bilgisine başvuruldu. Onlarla da yüzleştirme yapıldı. Ancak bu çocuk papazlara yönelik bu tür tepkilerin içinde de olmamış. Rahiple ya da Hıristiyanlıkla bir sorunu da yok. Kiliseye gitmemiş mi hiç? Bir kere gitmiş. Olay gününü biraz anlatır mısınız? Evden çıkmış silahıyla. Birkaç arkadaşıyla kiliseye doğru gitmiş. Bu çocuklar eylemi bilmiyorlar. Hatta arkadaşları silahı oyuncak sanmış. Müthiş bir soğukkanlılıkla tam kilisenin açık olduğu 15.0016.00 saatleri arasında gitmiş ve vurmuş. Yanındakiler kimmiş, bunlar sorgulandı mı? Bu olayla ilgili 20 civarında insanın bilgisine başvuruldu. Anne, baba, kardeş, arkadaşları, internet kafede tanıştığı üniversiteliler dahil. Bir örgüt bağına rastlandı mı? Kesinlikle, ne organize bir grup ne de örgüt, ne de cemaat. Tarikat evlerine gittiği söyleniyor. Kendisini tarikat evine götürdüğü ileri sürülen üniversiteli de sorgulandı, ancak öyle bir ev çıkmadı. A RINÇ’A TEPKİLER TAYAD üyeleri Trabzon adliye binası önünde basın açıklaması yaptı. (Fotoğraf: AA) Linç davası Erzurum’da görülecek TAYAD, davanın naklini protesto etti TRABZON (Cumhuriyet) Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi bir grup, Trabzon’da 6 Nisan’da çıkan olaylarla ilgili davanın Erzurum’a nakledilmesini protesto ettiler. Trabzon’un Kemerkaya Mahallesi Kunduracılar ve Kahramanmaraş caddelerinde, 6 Nisan’da, F tipi cezaevlerinde yaşanan olaylarla ilgili bildiri dağıtmaya çalışan Zeynep Erduğrul, Nurgül Acar, Emre Bakır, Çetin Güven ve İhsan Özdil aralarında ülkücülerin de bulunduğu bir grup tarafından linç edilmek istenmişti. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı, 5 TAYAD’lı ile olaylara karışan 11 kişi hakkında açılan dava Adalet Bakanlığı’nın talebi ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararı ile güvenlik gerekçesiyle Erzurum Asliye Ceza Mahkemesi’ne nakledildi. Bir grup TAYAD üyesi de dün bu kararı protesto etti. TAYAD üyesi 35 kişinin içinde bulunduğu otobüs, Trabzon Emniyet Müdürlüğü binası önünde bir süre diğer üyelerin gelmesini bekledi. Daha sonra adliye binası önünde grup adına basın açıklaması yapan Zeynep Erduğrul, Trabzon’da meydana gelen olaylarla ilgili davanın Erzurum’a gönderilmesine karşı olduklarını vurguladı. Grup üyeleri bir süre slogan attıktan sonra otobüse binerek şehirden ayrıldılar. ‘Aşure, yas günüdür, kutlanmaz’ ANKARA/İSTANBUL(Cumhuriyet) TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın Kerbela’da katledilen Hz. Hüseyin’in anıldığı ‘‘Aşure Günü’’nü ‘‘kutlamasına’’ yönelik tepkiler sürüyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kazım Genç, devletin hangi kademesinden olursa olsun açıklama yapanların toplumun hassasiyetlerini dikkate alması gerektiğini belirtti. Genç, ‘‘Arınç’ın Alevi yurttaşların matemleri nedeniyle başsağlığı dilemesi gerekirdi, taziye sunmalıydı’’ dedi. ‘‘Biz ‘Bunlar Aleviliği bilmiyor’ dediğimizde başka yönlere, farklı anlamlara çekiyorlardı’’ diyen Genç, söylediklerinin haklılığının görüldüğünü belirtti. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez de ‘‘Arınç’ın muharrem ayı hakkında bilgisi olmadığını’’ söyledi. ‘‘Ya bu ayı bilmiyorlar ya da bilinçli olarak topluma farklı bilgi sunuyorlar’’ diyen Geçmez, muharrem ayının ve Aşure Günü’nün Aleviler açısından çok farklı bir önemi olduğunu, bunun yanı sıra tek tanrılı başka dinler için de günün önem taşıdığını kaydetti. Geçmez, ‘‘Bizim için Hz. Hüseyin ve ailesinin Kerbela’da katledilişinin, onların onurlu mücadelesinin günüdür. Kesinlikle bir yas günüdür, kutlama değil’’ görüşünü belirtti. Silah yaygın Saldırı silahı dikkat çekici... Bu bölgede yaygın bir silah. 15002000 dolara satılıyormuş. Silahlar güneyden kaçak yollarla giriyor. Kaçakçılar bu silah üzerine yoğunlaşıyor. Ancak silahın abisinin olduğu belirlendi. Abisi nerden getirdiğini söylemiyor. Kamuoyunda küçük bir çocuğun donanımlı bir silahla gidip bir rahibi ölümcül şekilde vuramayacağı konusunda kuşkular var. Bu olayı biz yüzde 70 oranında çözdük. Geriye kalan yüzde 30’luk bölüm çocuğun psikolojisiyle ilgili. Olayın ardında örgüt, organize grup, illegal yapılanma yok. Bu eylem çocuğun iç dünyasının bir sebebi olabilir. Her şey bu çocuğun ruhiyetinde saklı. En geç bir hafta içinde her şey çözülecek. Papa, kasımda Türkiye’ye geliyor Cumhurbaşkanı Sezer’in Türkiye ziyaretine ilişkin resmi daveti Vatikan’a ulaştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Papa 16. Benedictus’un Türkiye ziyaretine ilişkin resmi daveti Vatikan’a ulaştı. Sezer’in davet mektubu diplomatik kanallardan Vatikan’a iletildi. Ziyaret tarihi olarak da 28 Kasım1 Aralık 2006 tarihleri belirlendi. Fener Rum Patriği Bartholomeus, Papa 16. Benedictus göreve başladıktan hemen sonra kendisini Türkiye’ye davet etmiş, 16. Benedictus da hem Aziz Andreas Yortusu’na katılmak hem de Bartholomeus ile görüşmek istediğini bildirmişti. Ancak, davete ilişkin tartışmaların yoğunlaşması üzerine Vatikan yetkilileri, Ankara’dan resmi davet beklediklerini açıklamışlardı. Bunun üzerine Papa, 2006 yılı içinde Türkiye’ye davet edilmiş, ancak tarihin kesinleştirilmesi sonraya bırakılmıştı. İSTANBUL’DA TÖRENLER Hazreti Hüseyin ile 72 arkadaşının Kerbela Çölü’nde şehit edilişlerinin yıldönümü dolayısıyla İstanbul’daki Alevi dergah ve cemevleri ile Şiiler’in her yıl toplandıkları Halkalı’daki Aşura Meydanı’nda anma törenler düzenlendi. Aleviler, Karacaahmet, Şahkulu, Garip Dede, Erikli Baba dergahları ile Cem Vakfı, Kartal, Bağcılar, Gazi cemevlerinde toplanıp Kerbela şehitlerini andılar. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle