18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ŞUBAT 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 Türkiye pazarına girmek isteyen Amerikalı üreticiler, gümrük engeline takıldı NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL ABD pilavımıza da göz dikti ? Milyarlarca dolarla çiftçisini destekleyen Amerika, yerli üreticiyi korumak için ithalatta önlemler alan Türkiye’yi “adil” davranmamakla suçladı. Ekonomi Servisi Türkiye, pirinç ithalatı konusundaki düzenlemelerini Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikâyet eden ABD ile ikili görüşmelerde anlaşamadı. ABD, konunun kurulacak panelde değerlendirilmesi için 6 Şubat’ta DTÖ’ye başvurdu. AA’dan Fatma Orhan’ın haberine göre, böylece ABD ile Türkiye arasında en az 6 ay sürmesi beklenen, DTÖ bünyesindeki hukuk savaşı başlamış oldu. Başvuruyu değerlendiren ABD Ticaret Temsilcisi Büyükelçi Rob Portman, ABD’li çifçilere Türkiye’nin pazarına ‘‘adil’’ erişimin sağlanması Kadrolaşma ve Devlet Gemisi Çoğumuz, gündemin yoğunluğu ile, sıradan ancak önemli dersler çıkarılacak olayları gözden kaçırırız. Büyük olasılıkla, Suudi Arabistan’dan Mısır’a giderken Kızıldeniz’de batıp, bine yakın insanın ölmesine neden olan feribot kazasının nedenine ilişkin haberlerde de öyle oldu. Gazetelerin iç sayfalarında yer bulan haberlere göre, uzmanlar, El Selam 98 adlı feribotun; ‘‘yanlış yangın söndürme işlemi’’ sonucu batmış olabileceğini, ‘‘Gemide çıkan yangına müdahale eden mürettebatın, gemi üzerine tehlikeli ölçüde su boşalttıklarını, güverte üzerinde kalan suların da geminin bir tarafına toplanarak alabora olmasına sebep olmuş olabileceklerini’’ söylemişler. 8 santimetre su bile buna yol açabilirmiş. Deneyimli gemiciler yangına su sıkarken bir yandan da suyun dışarı pompalanacağını bilirler. Öyleyse bu kaza neyin sonucu? Gemi yönetimini gemicilikle ilgisi olmayan insanlara bırakmanın, yangın söndürmeyi bilmeyen personelin eline hortum tutuşturmanın, uzman olmayan bilgisiz personelin her işi yapacağını sanmanın bedeli mi? Uzman ve eğitimli personelin değerini anlamak için mutlaka bir felaket mi gerekli? ??? Bu sütunlarda sık sık kamugörevlileri üzerindeki baskı ve terörden söz edilir. Yılların birikimiyle belli görevlere gelenlerin görevlerinden uzaklaştırıldıkları, onların yerinin deneyimsiz ve birikimsiz yandaşlarla doldurulmaya çalışıldığı belirtilerek yapılan partizanca atamaların sonuçları konusunda uyarılarda bulunulur. Kamu görevlilerinin, bir partinin yandaşı olamayacağı, tüm yurttaşlara eşit şekilde hizmet edeceği, bu nedenle de siyasi iktidarların atamalarda kariyer ve liyakat ilkesinden asla sapmamaları gerektiğinden söz edilir. Aksi halde kaybedenin toplum olacağı, devlet tahribatının sonuçlarının da çok ağır olacağı hatırlatılır. Ancak tüm uyarılar boşunadır. Kamu görevlerinin niteliğinden habersiz olanlar, her görevin herkes tarafından yapılabileceğini sananlar, kadrolaşmada sınır tanımazlar. Görevlendirildiği konuda bilgisiz, görevinin önemini kavramaktan aciz insanlar, toplum yaşamıyla ilgili kurumların yönetimine gelirler. Bu kurumlar genellikle göz önünde olmayan kurumlardır. Çoğu rutin işlerle ilgilenmezler. Hep olası bir soruna karşı toplumu korumak ya da ani bir felakette kaybı en aza indirmek için kurulmuşlardır. Sorun ortaya çıkana kadar görevin yapılıp yapılmadığı anlaşılmaz. Bu nedenle devlette tahribatın sonucu ertesi gün görülmez. Önemli kadroların basiretsiz insanlarla doldurulmasının etkisi hemen belli olmaz. Devlette kariyer ve liyakat esasından sapmanın bedeli ancak olaylar yaşandıktan, geri dönülmez noktaya gelindikten, bedel ödendikten sonra anlaşılır. Partizanlığın yarattığı tahribatın giderilmesi, karalanan imajın temizlenmesi uzun süre olanaklı olmaz. ??? Partizanca atamaların bedelini sadece devlet ve toplum ödemez. Bedel bu görevlere atananlar tarafından da ödenir. Bilgi ve yeteneklerinin üstünde görevlere atananlar o görevin altında ezilir, özgüvenlerini yitirirler. Dinsel motiflere sığınıp tarikatlara yamanmaya çalışırlar. Yönetsel otoritelerini bilgi ve deneyimleri ile kuramayanlar, baskı ve terör uygulayarak saygınlık sağlayacaklarını, yeteneksizliklerini gizleyeceklerini sanırlar. Böylece, o güne kadar çevrelerinde kabul görmelerinin tek nedeni olan ‘‘insanlıklarını’’ da yitirirler. Birikimsiz insanlar tarafından yönetildikçe , kurumlarda işlevlerini yitirmeye başlar. Yurttaşlar artık buralarda çözüm aramaktan vazgeçerler. Bu kurumlarda yapılan işler de bir sonuç doğurmaz. Yapılan reformlar birkaç ay bile geçmeden yeni reformlarla(!) değiştirilir. Hazırlanan yasalar imla hataları yüzünden veto edilir. Yapılan işlemler yargıdan döner. Sorunlar çığ gibi büyür. Harcanan enerji hep negatiftir. Bu tür yöneticilerle çalışan uzmanlar da bir süre sonra üretkenlikten düşer. Karşılaştıkları ilkelliklerden ötürü ruh sağlıkları bozulmaya başlar. Sonunda yöneticilerine benzer davranışlar sergilemek, onların anlayacağı dilden yanıtlar vermek zorunda kalırlar. Kurumsal kaos doğar. Unutmamak gerek: Toplumsal ve ekonomik istikrarı sağlayan, tek başına iktidar olmuş siyasiler değildir. İstikrar, ancak, kurumsal devamlılık ve tutarlılıkla sağlanır. Gemilerde, herkesin bir yana koşması ve yığılması da alabora nedeni olabilir. ABD’de fiyatlar yüksek Dünyanın en büyük üçüncü pirinç ihracatçısı olan ABD’de Kaliforniya’da yaşanan rekolte düşüşünden sonra 2002’de 200 dolar civarında olan fiyatlar, 2004’te 400 dolara dayandı. Şu anda ise ABD orta tane pirincinin Türkiye teslim fiyatı 520 dolar iken pirincin Mısır’dan Türkiye’ye ithalatı 340345 dolara mal oluyor. İthalatta sınır 300 bin ton Türkiye’nin pirinç ithalatında uyguladığı tarife kontenjanı sisteminde belli miktarda ürünün yurtiçinden alınması şartıyla, 300 bin tona kadar pirinç veya pirinç karşılığı çeltik ithalatına izin veriliyor. Bu sistem kapsamında yapılan ithalatta da 2 puanlık gümrük vergisi indirimi uygulanıyor. gerektiğini savunarak, ‘‘Amerikan çifçiler, Türkiye’nin adil olmayan sınırlamalardan dolayı Türkiye’nin pirinç pazarına erişimine izin verilmiyor’’ diye konuştu. ABD, pirinç ithalatı ile ilgili alınan önlemler konusunda, Türkiye’yi 2 Kasım’da DTÖ’ye şikâyet etmişti. DTÖ’de, öncelikle ‘‘anlaşmazlıkların halli’’ mekanizması kullanılarak danışma süreci başlatılmış ve 60 günlük sürede tarafların görüşerek sorunu çözmesi için temaslar yapılmıştı. Ancak 2005 yılı Aralık ayında, Türkiye’den Cenevre’ye giden Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) yetkililerinden oluşan heyetin ABD yetkilileri ile DTÖ bünyesinde yaptığı görüşmelerden bir sonuç çıkmadı. Bu aşamadan sonra ABD ve Türkiye, DTÖ bünye sinde kurulacak panelde, uygulama ile ilgili kendi görüşlerini savunacak. Panel sürecinde, iki ülke de kendi görüşlerini avukatlar aracılığı ile savunuyor. Yapılacak panel sonucunda, Türkiye’nin haksız bulunması halinde, Türkiye uygulamalardan vazgeçmek durumunda kalacak. Ayrıca ABD, Türkiye’den tazminat talep edebilecek. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkilileri, her yıl 200 bin ton pirinç ithal edildiğini hatırlatarak ‘‘ithalatın, yerli pirinç alım şartına bağlanmasının’’ yerli üreticinin korunması açısından Türkiye’nin en doğal hakkı olduğu görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin uyguladığı gümrük vergilerinin de DTÖ taahhütlerine uygun olduğu vurgulanırken, yetkililer ‘‘ABD’nin şu aşamada fiyat rekabeti yok. Özel sektörü ABD’den ithalat konusunda zorlayamayız’’ dedi. ENERJİDE ÇÖZÜM ARAYIŞI Rusya gazı G8 gündeminde Ekonomi Servisi Hafta sonu yapılacak G8 ülkeleri maliye bakanları toplantısının gündeminin ilk sırasında Rus gazı var. Önde gelen sanayileşmiş ülkelerle Rusya’nın oluşturduğu G8 toplantısında, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri doğalgaz akışının güvenli ve kesintisiz olarak sağlanması konusunda önerilerde bulunacak. İngiltere’de yayımlanan Financial Times gazetesinin haberine göre, Batı Avrupa’ya doğalgaz sağlayan Rusya’nın bu konudaki güvenilirliğinin son gelişmelerle sarsılması üzerine Fransa, Moskova’nın doğalgaz ihracatını liberalize etmesi karşılığında mali destek önerisinde bulunacak. İngiltere, İtalya ve AB’nin icra organı Avrupa Komisyonu’nun, Fransa’nın teklifini destekleyeceği bildiriliyor. Fransa, Rusya’nın, enerji sektörüyle ilgili kuralları içeren ve yasal çerçeveyi belirleyen ‘Enerji Anlaşması’na uymasını istiyor. Plan, Rusya’nın doğalgaz boru hatlarını diğer Rus üreticilere açmasını, böylece devlet kontrolündeki Gazprom’un tekelini kırmayı da hedefliyor. Rusya yılbaşında Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a fiyat anlaşmazlığı gerekçesiyle doğalgazı kesmiş, kararın ardında bu ülkelerdeki Batı yanlısı yönetimlere karşı baskı oluşturma amacının yattığı belirtilmişti. Türkiye’ye de doğalgaz ihraç eden Rusya, aşırı soğuklar yüzünden iç talebi karşılayamadığı gerekçesiyle gaz akışını yavaşlatmıştı. Tellcom Genel Müdürü Kirtiş: Katma değer yaratan işlerle uğraşacağız. RenaultNissan Grubu Başkanı Carlos Ghosn şirketin 3 yıllık hedeflerini anlattı. Renault, Türkiye’de üretimi arttıracak Ekonomi Servisi Renault Grubu, Paris’te düzenlenen basın toplantısıyla, 2005 yılı sonuçları, grubun gelecekteki hedefleri ve 3 yıllık yeni stratejilerini açıkladı. Renault’nun, Türkiye’nin içinde bulunduğu AvrupaAkdeniz Bölge Sorumlusu Luc Alexander Menard, Türkiye’deki otomobil üretimini bu yıl 240 bin adede çıkarmayı planladıklarını söylerken RenaultNissan Grubu Başkanı Carlos Ghosn da, Türkiye’ye yönelik yatırımlarını arttıracaklarını bildirdi. Türk gazetecilerin sorularını yanıtlarken gelecek 3 yıl içinde Bursa’daki fabrikanın Renault’un en büyük fabrikalarından biri olacağını, kapasitenin arttırılması için çalışmaların devam ettiğini söyleyen Menard, Bursa’daki fabrikada Clio, Sembol, Clio 3 modellerinin üretildiğini hatırlatarak Clio Special Vagon türünde de Türkiye’nin seçileceğini söyledi. Menard, Türkiye’deki fabrikada yüzde 75’e varan yerlileşme olduğunu da hatırlattı. Grup Başkanı Ghosn da, ‘‘Türkiye’deki fabrikalarımızda iyi kaliteli ürünler üretiyoruz. Türkiye bizim için ayrıca önemli ihracat üssü’’ dedi. Grubun 2005 yılında net kârının 3.37 milyar Avro olduğunu açıklayan Ghosn, 2005 ile 2009 yılları arasında satışları 800 bin adet arttırmayı hedeflediklerini de bildirdi. Tellcom, uzak mesafeye hazır Ekonomi Servisi Uzak mesafe telefon hizmetleri sunmak üzere altyapı çalışmalarını tamamlayarak hizmet vermeye başlayan Turkcell grup şirketi Tellcom İletişim Hizmetleri AŞ’nin genel müdürü Veli Tan Kirtiş, katma değer yaratan her işin içinde olacaklarını söyledi. Kirtiş, Tellcom’un piyasadaki ihtiyaç ve beklentileri yakından izlediğini belirterek ‘‘Büyük şirketlerden KOBİ’lere kadar kurumsal dünyanın nabzını tutuyor ve faaliyetlerimize kurumların verimliliğini arttırma anlayışıyla yön veriyoruz’’ dedi. Tellcom’un, sabit hatlar ve internet üzerinden erişimle sunulacak uzak mesafe telefon hizmetlerinin ilk aşamasında Tellbox ve Tellcomvoip ürünleriyle maliyet avantajı sağladığını belirten Kirtiş, bunun yanı sıra yine kurumlara yönelik internet ve yüksek kapasiteli kiralık data hattı hizmetlerini kendi altyapıları üzerinden toplam telekomünikasyon hizmeti anlayışıyla sunmanın hedeflendiğini anlattı. Kirtiş, bugün IP tabanlı ses hizmeti verilmeye başlandığını, endüstri tarafında ise stratejik birleşmelerin olduğunu kaydetti. ÖGER, ATLASJET HİSSELERİNİ SATTI Avrupa’dan Türkiye’ye geçen yıl 1 milyon 350 bin turist getiren Öger Grup, Atlasjet Havacılık AŞ’deki hisselerini ETS Tur’a sattı. Öger Grup Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger, beraber çalıştıkları tüm havayolu şirketlerine eşit uzaklıkta durmanın stratejik olarak önem kazandığına dikkat çekti. Öger, 9 değişik havayolu şirketiyle çalıştıklarını bildirdi. TÜPRAŞ VE AYGAZ KAYBETTİRDİ İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’ndaki (İMKB) işlem sıraları dün tekrar açılan TÜPRAŞ ve Aygaz hisseleri değer yitirirken Koç Holding hisseleri kazandırdı. Borsa Yönetim Kurulu’nun kararı uyarınca, sıraları dün 1. seanstan itibaren tekrar açılan hisselerden TÜPRAŞ yüzde 1.9 kayıpla 25.75 YTL’ye, Aygaz yüzde 3.5 düşüşle 5.40 YTL’ye gerilerken Koç Holding hisseleri yüzde 0.7 artışla 7.35 YTL’ye yükseldi. ABD, MITTAL’E SORUŞTURMA AÇTI ABD Adalet Bakanlığı, dünyanın bir numaralı çelik üreticisi Mittal Steel’in, Avrupa birincisi ve dünya ikincisi Arcelor’u almak için götürdüğü 23 milyar dolarlık teklif konusunda antitekel soruşturması açtığı bildirildi. İngiltere’de yayımlanan Financial Times gazetesinin haberine göre, Mittal’in Arcelor’u alma girişiminin son gelişmeyle iyice zorlaştığı belirtiliyor. DEVLET BAKANI ŞENER: MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Galatasaray Kulübü içinde bulunduğu maddi sıkıntıyı aşmak için taraftarlarından ve işadamlarından katkı istiyor. Bu katkı isteme 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na uygun mu, yoksa bu kanun kapsamında değerlendirilmemesi mi gerekmektedir, bugün bunu incelemeye çalışacağız. Yardım toplama bir toplumsal yarar nedeniyle yapılır... Kamu yararına uygun olarak, amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya desteklemek amacıyla yapılır. Yardım toplayabilecek kişiler sınırlıdır. Yetki ve izin almak kaydıyla gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilirler. Yardım toplama izne ve süreye tabidir. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ilçe sınırları içinde gerçekleşiyorsa o ilin valisinden, tek ilçede oluşacaksa o ilçenin kaymakamından izin alınır. İzin süresi en fazla 1 yıldır. Haklı sebeplerle bir yıl daha uzatılabilir. Yardım toplama bir kurul tarafından gerçekleştirilir. pamukm?superonline.com TONAJ KRİZİ İstihdamda yük azaltılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, reel sektörün ihracatta rekabet gücünün arttırılması amacıyla alınacak tedbirlerde önceliği, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılmasına vereceklerini açıkladı.Şener, Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, prim dışında, kıdem tazminatı vb. düzenlemeler konusunda da çalışma yapılmasına karar verildiğini bildirdi. Şener, dalgalı kur politikasında değişiklik olmayacağını belirtti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) meclis toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ise ‘‘3 yıl içinde faiz dışı fazlayı yüzde 5’e, bütçedeki faiz dışı fazlayı da yüzde 4’e indirelim. Ortaya çıkan kaynağın hepsini enerjide ve istihdamdaki vergi yükünü düşürmede kullanalım’’ dedi. Yardım Toplama ve Bağış isteme Para toplayacak gerçek kişilerle üç kişilik bir sorumlu kurul oluşturulur. Bu kurul mülki idareye bildirilir. Tüzelkişilerde para toplama işini yönetim kurulu yapar. Bu kanun dışında dernekler bağış ve yardım alabilirler. Dernekler amaçlarını gerçekleştirmek için üyelerinden yıllık bir ödenti alırlar Derneğe üyeler ilk girişlerinde bir giriş ödentisi veya bağışı yapabilirler. Dernek gerçek ve tüzelkişilerden bağış kabul edebilir. Yurtdışından mülki idareye bildirim yapmak ve gelen paraların bir bankada toplanması kaydıyla yurtdışından da ayni ve nakdi yardım alabilirler. Dernekler ayrıca iktisadi faaliyet gösterebilirler ve bu işletmelerden gelir elde edebilirler. Derneklerin kamu yararına olup olmaması yardım almaları işlemlerini etkilemez. Derneklerin kamu yararına dernek olmaları hem dernek hem de bağış ve yardım yapan kişiler bakımından vergisel bazı avantajlar sağlar. Yardım almaları yükümlükleri ve prosedürlerini değiştirmemektedir. Bağış bir yardımdır. Maddi yardım da bir bağıştır. Bağış, kendinin olan bir şeyi başkasına yardım ya da iyilik olsun diye karşılıksız vermek(teberru etmek) demektir. Yardım, bağışı da içine alan daha geniş bir kavramdır. Para verilmeden de yardım yapılabilir. Karşılıksız hizmet de bir yardımdır. Ancak para yardımı bir anlamda bağıştır. Vazgeçilen değer paradır. Dolaysıyla para yardımlarını bağış olarak kabul etmek gerekir. Galatasaray Kulübü’nün istediği yardım, bağışa davet kabul edilebilir Kulübün içinde bulunduğu zorluğu aşmak için iş âleminde saygın birileri önderlik yaparak işadamlarını ve maddi durumu iyi olanları ‘‘bağış yapmaya davet’’ edebilir. Bunun Yardım Toplama Kanunu ile ilgisi olmaz. Ancak bu, tüm taraftarlara ve kişilere doğrudan veya dolaylı ilan yoluyla yayılırsa ‘‘yardım toplama faaliyetine’’ girer. Bu durumda anılan kanuna uy gun hareket etme zorunluluğu doğar. Diğer kulüblerin taraftarları sırf muziplik olsun diye bu yardım kampanyasına katılırlarsa kampanya yardım toplama faaliyetine dönüşür. Galatasaray Kulübü Derneği’nin aynı zamanda şirketi de var. Yukarıda sözünü ettiğimiz hassas durum, sportif anonim şirket olması ve derneğin toplayacağı yardımları sporculara ödeme yapılması için şirkete aktarması halinde daha da önem kazanmaktadır. Bu durumda olaya SPK mevzuatı da girebilir. Bu nedenle kulübün bu kampanyayı tartışılmaz bir zemine oturtması yararlı olacaktır. GS Kulübü’nde yaşananlar Türk ekonomisinin eleştirisinde önemli bir göstergedir. Öteden beri Türk ekonomisinin dışa bağımlı hale getirilmemesi, bunun ileride bir şekilde ülke için ağır zarar yaratacağı birçok kişi ve otorite tarafından dile getirilir. İşte GS Kulübü de buna örnektir. Yabancılara, aracılara, komisyonculara kaptırılan dövizler aslında ülke ekonomisinden kayıp giden zararlardır. Hep iddia ediyoruz: ‘‘Aile, firma, kulüp ve ülke ekonomisi yönetimi ve bütçesi aynıdır. Değişiklik sadece ölçekte ve işlemdedir.’’ Sarp Sınır Kapısı kilitlendi BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Gürcistan, karayolları yasasında, ülkeye giren kamyonların tonajının düşürülmesine ilişkin yaptığı düzenlemeyi Türkiye’ye bir gün geç bildirince, Sarp Sınır Kapısı kilitlendi. Sorun iki ülke arasında yapılan yoğun temaslar sonucu, uygulamanın 19 Şubat tarihine ertelenmesiyle aşılabildi. Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre ‘‘tonaj krizi’’ şöyle gelişti: Yasa değişikliğiyle, Gürcistan’a giren kamyonların ağırlığı toplam 44 ton ile her bir aksın ağırlığı da 10 ton ile sınırlandırıldı. Tiflis yönetimi, bu değişikliği 18 Ocak 2006 tarihinde uygulamaya koydu. Ancak, uygulamaya ilişkin olarak Türkiye’ye herhangi bir bilgi vermedi. Sarp Sınır Kapısı’nı kullanarak Gürcistan’a taşımacılık yapan kamyonlar, 18 Ocak günü yeni uygulamayla karşı karşıya kaldılar. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle