18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ŞUBAT 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 5. AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali !F İstanbul 16 Şubat’ta başlıyor 15 KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Sinemanın bağımsız günleri... Kültür Servisi ‘5. AFM Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali (!f)’ 16 Şubat Perşembe başlıyor. 26 Şubat’a kadar sürecek olan festivalde 40’tan fazla film izleyiciyle buluşacak. !f İstanbul’un bu yıl iki büyük sürprizi var. Birincisi: Festivalin ilk kez iki sinemayı, Beyoğlu AFM ve Caddebostan AFMBudak sinemalarını renklendirecek olması. İkinci sürpriz ise !f Ankara. Festival bu yıl 3 5 Mart günleri çok özel bir seçkiyle Ankara’ya da taşınıyor. Özel gösterim !f ve !f seyircisinin vazgeçilmezi haline gelen Matthew Barney son filmi ‘Çizgiyi Çekmek 9’ ile bu kez özel sahnede. !F 2006 Kısalar Bu yıl yarışmada 13 belgesel, 9 canlandırma, 40 deneysel ve 106 kurmaca olmak üzere toplam 168 film yarıştı. Deniz Buga, Serra Ciliv, Reha Erdem, Güven Kıraç ve Fırat Yücel’den oluşan seçici kurul, bu filmler arasından toplam 18 filmlik iki gösterim programı oluşturdu ve bir de birinci seçti. ‘Kısalar’ programı, izleyicilerin oylarıyla bir halk birincisinin seçileceği AFM Fitaş Sinemaları’ndaki gösterimlerin yanı sıra Kadıköy Kargart’ta da izleyicilerle buluşacak. Atölyeler.... Harun Yücesoy (AD Interactive Yeni Medya Tasarımcısı, Video Yönetmeni) ve Asım Evren Yantaç’ın (YTU SANTAS İletişim Tasarımı Bölümü Araştırma Görevlisi) katıldığı ‘Interaktif Video Atölyesi’ne katılım 20 kişiyle sınırlı. Atölye, 18 Şubat Cumartesi 19 Şubat Pazar 10.00 18.00 arası Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusunda yapılacak. ‘Realiteden Hiperrealiteye: Sinemada Ses Tasarımı: Müzikle Anlatıya Gizlenenler ve Derinlere İtelenenler’ başlıklı atölyeyi Alper Maral (Besteci / YTÜ, STF, MSSB, Duysal Tasarım Programı Öğretim Görevlisi) yönetecek. Atölye 20 Şubat Pazartesi, 18.30 21.00 arası Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusu’nda yapılacak. Turgay Başar önderliğinde düzenlenen ‘Kendin Kendini Çal!:Bir Beden Perküsyonu Çalışması’ 21 Şubat Salı, 18.30 21.00’ arası Indigo’da. Dünyanın en önde gelen iki tasarım okulundan biri olan ‘Gobelins Görsel Tasarım Okulu’ndan (http:// www.gobelins.fr) Prof. François Darrassenın yöneteceği Katakulli/Mind Game Kurtlar Vadisi’nin Don Kişot’ları Salı sabahı Bağcılar Adliyesindeydik. Dört yazar arkadaşımızın duruşmasında... Ermeni Konferansı’nı erteleyen mahkeme kararını eleştiren yazıları nedeniyle yargı sürecini etkilemek, mahkemeyi aşağılamakla suçlanıyorlardı. Oysa, yargıya saygısızlığın dik âlâsını o gün duruşma salonunda yaşadık. Avrupa’nın çeşitli kurumlarından duruşmayı izlemek için gelen temsilcilere ‘‘müstemleke komiseri’’ ve benzeri hakaretler yağdıran ve kendilerini ‘yurtsever avukatlar’ olarak tanımlayan avukat grubunun bir temsilcisini dün akşam ‘Siyaset Meydanı’nda izlemiş olmalısınız. Daha ne söyleyeyim? Ülkemiz, ifade özgürlüğü açısından kritik bir dönemeçten geçiyor besbelli. Salı günü, dört yazarın duruşmasının yanı sıra 10 dava daha vardı, yalnızca İstanbul mahkemelerinde. Toplam 18 yazar ve yayıncı yargılanıyordu bu davalarda. Hepsi de 301, 288, 216 gibi bildik maddelerden. Çarşamba günü ise Fatih Taş’ın duruşması vardı (27 davasından biri). Ona yöneltilen suçlama, orduyu aşağılamaktı. Sanki, dünyaya bir mesaj verilmek isteniyordu: Gerçekleşen yasal düzenlemelere bakmayın, bizim zihniyet değiştirmeye niyetimiz yok... Besbelli, birileri bu ülkenin demokratikleşmesini, dünyayla bütünleşmesini istemiyor. Peki, kimlerin çıkarı olabilir bundan? ??? Sabahki davadan sonra yakışır deyip akşam ‘Kurtlar Vadisi Irak’ filmine gittim. Başbakanımız bile gittiğine göre, gitmemek ayıp olacaktı zaten. Bildik sinema seyircisine pek benzemeyen bir ahali doldurmuştu salonu. Sanki, sabah mahkeme kapısındaki kalabalığın içindeydim. İkinci sınıf bir Amerikan macera filmi düzeyinde, bildik sloganlara sığınmış bir iş... Sanırım birinci görevi, çuval meselesinden ötürü onuru kırılmış milletimize şöyle ağız tadıyla bir intikam yaşatmak. Nitekim, milli kahramanımız Polat Alemdar hançeri Amerikalı komutanın göğsüne sapladığında, salondan bir alkış yükseliverdi. Böylelikle de intikamımız alınmış oldu! ‘Kurtlar Vadisi Irak’ın anti Amerikan hissiyatı güçlendirmeye hizmet ettiğini yazdı pek çok kişi. Oysa, kanımca ‘çok Amerikan’ bir iş yapılıyor; Hollywood’un çoğu kez kendi toplumundaki muhalif birikimi ‘boşaltmak’ için ‘imal ettiği’ ürünlerden biriyle karşı karşıyayız. Bu filmi görenlerde Amerikan düşmanlığı artmıyor, tam tersine ehlileştiriliyor, tüketiliyor. Ama, birkaç noktada damardan girildiğini hissediyorsunuz. İlki, ‘Kurtlar Vadisi’ dizisinin ön kabulü olan devletin yetiştirdiği sivil çetelerin vatanları için yaptıkları her türlü icraatın olumlanması, ikincisi Irak’a yapılan kimi zaman militer, kimi zaman ‘sivil’ sınır ötesi harekâtların yararı konusunda seyircinin ikna edilmesi, üçüncüsü ise ‘medeniyetler çatışması’ tezini güçlendirecek düşmanlık tohumlarının atılması... Yani, Hollywood’un her zaman yaptığı bir ‘normalizasyon’ yaşananı olağan gösterme operasyonu. Bundan sonra, kahramanımız Polat Alemdar’ı Amerikan güçleriyle kol kola tabii ki ülkesinin çıkarları için İran’da savaşırken gösteren bir film gelirse hiç şaşırmayın. ‘Hollywood’un, kitleleri olacaklara hazırlamak gibi bir misyonu olduğunu unutmaya gelmez. İçinde yaşadığımız ‘Kurtlar Vadisi’nde, sayıları az da olsa Don Kişot’luktan vazgeçmeyenler de var. Geçen sabah, mahkemeye gittiğimiz minibüsteydi bir kısmı. Aramızda şöyle konuşmalar geçti: ‘‘Hatırlıyor musunuz, 70’lerde böyle bir grubun içine bizim yaşlarımızda biri katılsa, garipserdik. Şimdi ise genç biri gelince şaşırıyoruz...’’ Acı, ama gerçek... Bu ortamda, Don Kişot’luğa heves eden gençlerin sayılarının neden artmadığını sorgulamakta yarar var. Hafta başında izlediğim, AST’ın yeni yapımı ‘Don Kişot Maceralarının Dostları Tarafından Temsili’ güncel çağrışımlara açık, başarıyla yorumlanmış, iyi oynanan bir oyun. Yönetmen Rutkay Aziz’i ve tüm AST çalışanlarını kutluyorum. ‘‘İnsanların ‘benim’ ve ‘senin’ sözcüklerini bilmediği, adalet ve eşitliğin hüküm sürdüğü ‘Altın Çağ’ın ışığını günümüzün demir çağına yeniden taşımakla görevlendirildim’’ diyen Mançalı şövalye Don Quijote’nin yolu, 400 yıl sonra ‘Kurtlar Vadisi’ne düşseydi ne yapardı acaba? ‘Kurtlar Vadisi’nde yolumuzu aydınlatan öteki sanat etkinliklerinden, öteki Don Kişot’lardan da haftaya söz açarız... Mahkemelerden fırsat kalırsa... vecdisayar?yahoo.com Festivalin bölümleri estival kapsamında yer alan bölümlerden ‘Hit Filmler’ ToF ronto ve Sundance gibi dünyanın saygın festivallerinde çok konuşulan filmleri ve özgün biçemleriiyle kendilerini kanıtlamış ünlü bağımsız yönetmenlerin son yapıtlarının buluştuğu bir bölüm. ‘Nöbetçi Sinema’ bölümünde korku türünün sınırlarını zorlayan, tüyleri ürperten ve çoğunluğu Asya’dan gelen filmler izlenecek. ‘Gökkuşağı’ bölümünde, hayatı yaşamanın farklı yollarını anlatan, ödüllü filmler yer alıyor. ‘İçerdekiler/Dışarıdakiler’ başlıklı bölümde ise toplumsal sistemlerin içinde, iktidarın merkezindekilerle birlikte toplumun en dışta kalmış alanlarında yaşama savaşı veren veren insan portreleri gibi farklı öyküler anlatan filmler ağırlıkta. Festivale bu yıl yeni bölümler eklenmiş. Bunların biri Fantastik Filmler adını taşıyor. Yeni eklenen bir diğer bölüm ise Express Yourself!. Sinema perdesine film dışı sanat dünyalarından öykülerin taşındığı bu bölümde Madonna’dan Broadway müzikallerine, danstan fotoğrafa uzanan farklı konularda filmler yer alıyor. ‘!f Kolik’ adlı bölümde ise bağımsız filmin en son başına gelenler, uçta gezinen öykü ve biçemlerden oluşan çok özel bir seçki var. Gallo’yu ağırlıyor. 22 Şubat saat 22.00’de Love’da ‘!F Gökkuşağı Partisi’, 23 Şubat saat 22.00’de Indigo’da ‘!F Kolik Parti’ var. ‘!F Kapanış partisi’ ise 26 Şubat’ta saat 21. 00’de yine Indigo’da. Biletler hakkında !f ’in biletleri 8 12 Şubat tarihleri arasında yüzde 10 indirimli ön satışta, 12 Şubat’tan başlayarak da AFM Fitaş, AFM Caddebostan ve Biletix gişelerinde satışa sunulacak. Telecard sahipleri için fuayede özel gişe açılacak. Ayrıca gnctrkcll abonelerine sabah ilk seanslarda ‘Bir bilet alana bir bilet bedava’ uygulaması olacak. Bilet fiyatları; tam 11 YTL, öğrenci 9 YTL olarak belirlendi. Ayrıca, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da biletler University Telecard sahiplerine yüzde 50 indirimli. Kamikaze Kızları/Kamikaze Girls’ ‘Temel Animasyon Atölye Çalışması’ 25 Şubat Cumartesi, 14.00 16.30 arası yine Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampusu’nda yapılacak. !F 2006 partiler, !F Açılış Partisi !f İstanbul, beşinci yaş günü olan 15 Şubat Çarşamba günü saat 21.30’da Indigo’da Vincent Diego El Cigala 17 Şubat Cuma gecesi İş Sanat’ta Flamenko kralı İstanbul’da Kültür Servisi ‘Flamenko’nun Çingene Kralı’ Diego El Cigala, kübizmin yaratıcısı Pablo Picasso’ya adadığı yeni albümü ‘Gözlerimdeki Picasso’nun (Picasso en mis ojos) tanıtım turnesi kapsamında 17 Şubat Cuma gecesi İş Sanat’ta bir konser verecek. 2002’de Bebo Valdes’le yaptığı, tüm dünyada 740 bin kopya satan ‘Lagrimas Negras’ albümü ile Latin Grammy, Premios de la Musica, Ondas, Amigo ve Platinum Discs ödüllerini kazanan Cigala, flamenkonun ruhunu Picasso’nun resimleri ile birleştiriyor. Picasso’nun çağdaşı olan şairlerle günümüz şairlerinin şiirlerini besteleyerek oluşturduğu albümde, ünlü sanatçının resimleriyle aynı adı taşıyan şarkılar da yer alıyor. Sanatçı bu konserde Picasso’yu müzik, resim ve kostümle birleştiriyor. Etkinlik, Instituto Cervantes İstanbul’un katkılarıyla düzenlendi. Bilet fiyatları birinci kademe 60 YTL, ikinci kademe 50 YTL, üçüncü kademe 40 YTL, indirimli 30 YTL olarak belirlendi. (0 212 316 15 83 ) Diego El Cigala, Picasso’ya adadığı ‘Gözlerimdeki Picasso’ albümündeki şarkılarıyla İstanbul’daki hayranlarıyla buluşuyor. İZLEYİCİ GÖZÜYLE... ERDAL ATABEK Sinemada şiddet... ‘‘Kurtlar Vadisi Irak’’ filminin gördüğü büyük istek aslında dizinin izlenme oranlarından sonra beklenen bir olaydı, ama bu ölçüde bir heyecan şaşırtıcı oldu. Oysa toplumsal bilinçaltını anlamak isteyenler için bu durum şaşırtıcı bir şey olmamalıdır. Şiddet, bu toplumun temel davranış biçimlerinin başta gelenidir. ‘‘Atacaksın iki tokat, bak aklı başına nasıl geliyor’’dan ‘‘Sallandıracaksın bir ikisini, bak nasıl düzeliyor’’a uzanan yol, bir çocuğun hatasından devleti yönetmeye kadar uzanan çizgiyi gösteriyor. İyi de neden şiddet? Şiddet, insanların bulabileceği çözüm yollarının en ilkel olanıdır. Bu ilkellik basamağının üzerine çıkamayan insanlar da, toplumlar da, isteklerini, tepkilerini, çözümlerini şiddetin çeşitli biçimlerinde ararlar. Bu ilkellik aşıldıkça şiddet dışı yollar bulunur. Konuşma, anlaşma, bir zarar verilmişse karşılığını ödeme, birbirini doğru anlama, birlikte çözüm arama gibi uygar yollar devreye girer. Yaşam içindeki doyumsuzluklar... BUGÜN ? İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK BİNASI’nda 20.00’de Camerata Saygun konseri. (0 212 233 78 43) Çocuklarda görülen saldırgan davranışların kökeninin de ‘‘İsteklerin engellenmesi’’yle ‘‘çocuğu gereksinmelerinden yoksun bırakma’’ olduğu anlaşılmıştır. Toplum içindeki yoksunluk ve engellenmişlik sorunlarını aşamayan, henüz yeterince gelişmemiş insanların da çözümü şiddet gösterilerinde bulması böyle açıklanabilir. ‘‘Kurtlar Vadisi Irak’’ filmi, işte bu duyguların boşalıp sanal bir tatminin sağlandığı alanı açmaktadır. Yaşam içindeki doyumsuzluklar, engellenmeler, açıklanamamış duygusal tepkiler, birikmiş kırılmalar bir araya gelerek ‘‘kişinin suç işlemeden katıldığı bir filmdeki şiddet’’le boşalmaktadır. Tıpkı bir futbol maçında yaşanan heyecan gibi ya da mevlit okunurken kadınların neye ağladığını bilmeden ağladıkları gibi bir duygu boşalması yaşanmaktadır. Filmin sinema sanatı açısından ne olup olmadığının hiçbir önemi yoktur. Ama şiddetin bu yüzyılda da süregelen bir anlatım biçimi, bir sorun çözme modeli olması herkesi çok düşündürmelidir. Aşka gelip silahlarını saydıran milletvekilleriyle Trabzon’da rahibe sıkılan silah arasındaki davranış bağlantısını görmemek, bedeli çok pahalı ödenen ve ödenecek olan bir yanlıştır. FIFA’nın verdiği cezaların temelinde de bu davranışlar vardır,Ağca’nın neredeyse ulusal kahraman yapılmasının aslı da burada yatmaktadır. Şiddet yoluyla açıklanan her şeyi öven, kutsayan, kendini onunla özdeşleştiren anlayışın nerelere kadar uzanacağını, hangi noktaları tehdit edeceğini kimse bilemez. İnsanlar da, toplumlar da böyle çığrından çıkar, herkes kendi hakkını kendisi almaya çalışır. ‘‘Kurtlar Vadisi’’ de sonunda bir vadi olmaktan çıkar, bir ülke oluverir. İlgilenen olur mu dersiniz? K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle